Erbakani öven alimler eski erbakani övmüslerdir,yeni dönemin erbakani,özellikle 28 subat olaylarindan ve saadet döneminden sonra hicbir tarikat lideri erbakani aciktan desteklememisdir,hatta büyük cogunlugu elestirmisdir.benim icinde tarikat liderleri önemlidir.
Milli-Görüs hareketindeki problemlerden ve yanlis yönetim anlayisindan habersiz olan yurd disindaki bazi ufak tefek liderlerin övgü dolu sözleri baglayici degildir.
Benim icin önemli olan bu isleri yakindan takib edenlerin sözleridir ve tarikat ehli olmalaridir.tarikat ehli olmalari iki sebebden dolayi önemli:
Bunlar daha suurlu ve feraset sahibi olurlar ve bir silsileye bagli oldugklari icin ve icazetle basa getirildikleri icin daha güvenilirler.
mahmut efendinin sözlerine gelince ,
ben mahmut efendinin bu hareke sahib cikmasini yamuk ve yanlis ellere gecmesini engellemek icin ve yanlislarin düzeltilmesi icin tarikat ve tasavvuf ehlini harekete gecirmeye tesvik etmesi olarak algiliyorum.
Taziye mesajinda milli-görüs camiasina 3 mesaj var
1. ulemâya ve meşâyıha tâzimde bulunma mesaji...
2. Ehl-i Sünnet îtikadı ve fıkhı üzere istikamet içerisinde bulunma mesaji...
3. Nakşî tarîkatine bağlı kalma mesaji...
Simdiye kadar bu yapilmadi,bundan sonra yapilsin diye siyasi bir aciklamadir bu!
Erbakan hoca vefat ettiginde mahmut efendinin onu övmesi kadar dogal birsey olamaz,kendisinden aksine ertbakan hakkinda kötü konusmasi,özelliklede vefat ettiginde beklenemezdi.
Erbakan hocanin her hal ve hareketi yanlis degildi.
yanlislarinin yaninda elbette iyilikleride olmusdur.
Bunu kimse inkar edemez.
Özalinda Menderesinde,Erdoganinda iyilikleri oldugu gibi...
Bazi mübareklerin Erbakani övmüs olmalari onu diger islama hizmet etmis olanlardan farkli kilmaz...siz öyle göstermeye calissanizda...
Erbakan takdire ve övgüye layik bir Müslümandir....bunu kimse inkar etmiyor fakat hatalari kusurlarida olmusdur,hatasiz degildir, cumhuriyet tarihinde yetismis büyüklerimizdendir,büyüklerimizden biridir...ötesi degil.
Asiriya kacarak Erbakani yüceltenler inandirici olmak istiyorlarsa alcak gönüllü olmalari gerekir.
Bir kisiyi hakkina göre yüceltecem derken antipati toplamaya gerek yok.
Erbakanin fikirlerini ve sözlerini aciklamak, anlasilacak sekilde ifade ederek insanlari bilinclendirmekden ziyade mehdi, büyük Allah dostu veya emirül müminin veya halife veya Hz. Ömer gibi yada Saladdin gibi veya mehdi gibi sözlerle abartarak övmek sadece amacin tersine ulasir.
sözlern "lider,parti,görüs,grub" gibi seyleri yüceltilme,kendilerinden olmayanlarida alcaltma amaciyla abartilarak aktarildigina inandigim icin forum gibi ortamlarda paylasilmasini uygun görmüyorum.
Partiye ve sahysiyete reklam amacli oldugu icin riakarlik kokusu geliyor,terfikaya alet olunuyor,Allah dostlarini particilige alet etmek din istismarciliginin baska bir türüdür.
Siyasi tartışmaların girdiği her yere ayrılık, grubculuk,asiri savunma,kötüleme,kırılma, darılma, iftira, yalan vs. olur.
Birileri çıkıp "Bizim partimiz HAKKI temsil ediyor,Siyaset cihaddir,damamiz milli-görüsdür" gibi sözlerle
yapılan her iş şeriate uygundur, şeriatten kıl kadar ayrı bir iş yapılmamıştır havasiyla yaklasirsa birileri de tutup tenkit etmeye baslar.
Ben burada ifrat ve tefrit örneği görüyorum.
Gercekci olmayan radikal asiri görüslü insanlar oklari üzerine ceker.
1980 öncesi erbakana destek veren cokdu fakat 1980n sonrasi Erbakancıalrın "İslâm KomutanıErbakandır. Her müslümanın bir komutana tabi olma zorunluluğu vardır ! " şeklindeki propogandaları bu siyaset işinin iyice çivisini çıkarmış ve milleti kendilerinden uzaklatırdıkça uzaklaştırmışlardır.
Bugün dahi aynı durum devam etmektedir.
Allah dostlari islama zerre miktar iyiligi dökunmus insanlari överler,hüsnü zan ile yaklasirlar,bu onlarin karakeridir.
Lakin tefrikaya sebeb olan particilige,grubculuga herzaman karsi olmuslardir.
Mahmut efendinin sözlerini naklediyorum,buyur,iste ölcü:
"Particilik haramdır, milleti bölmek demektir, milleti felakete sürüklemek demektir.
Particilik Peygamberin yoluna aykırıdır. Bunlar milleti aldatmaktan başka işe yaramıyorlar. Sahabe-i kiram bizim gibimi yaptı, onlar tefrikaya mı -ayrılığa mı- düştüler bizim gibi. Birbirlerine saldırdılar mı, birbirlerinin kalbini kırdılar mı, yok. Ama biz, particilik için birbirimizi yiyecek duruma geldik Allah muhafaza etsin "
Rahmetli ismail cetin höcamizin (ra) ehli-sünnette ölcüler kitabinda yaziyor:
"Particilik dine,vatana,halka hizmet etmek icin vesile ise caiz,vesile degil maksad ise, tefrikayi meydana getirdiginden haram olur."
hüküm neticeye göre verilir diye bir ölcü var islamda.
iyilikleri istemek ve dik durmak ölcü degildir.
neticeye bakildiginda asagdaki 28 subatlarini görüyorsunuz,demekki iyilikleri istemek bazen iyilikten cok kötülügede sebeb olabiliyormus.
Bunun sebebleri var.Akil isin ucunu düsünmektir,siyaset isi satranc gibidir,bu isden anlamiyorsan zarar verebiliyorsun.
Türkiye öyle bir ülkedirki 100 oy alsan dahi gercek anlamda iktidar olamazsin.
AKP nin ab siyaseti ab ye girmek icin yapilmiyor,türkiyedeki ser gücleri susturma siyasetidir bu,"avrupa avrupa dediniz durdunuz,alin size ab nin kanunlari" diyerek bu bahaneyle adim adim ab nin özgürlükcü kanunlari vesilesiyle ordunun ve diger ser güclerin saltanati zayiflatilmak isteniyor.
Mehmet Sevket eygi diyorki:
"Türkiye siyasetinin yüzde biri su üzerindedir, yüzde 99’u suyun altındadır. Bu yüzde 99’u bilmeyen, görmeyen algılamayanlar siyasete heveslenmesinler.
Seçimleri kazandım, iktidar oldum, millet bana vekâlet ve selahiyet verdi, demokrasi de benden tarafta, o halde istediğimi yaparım... Bundan daha akılsızca, bundan daha hafif bir siyasî görüş olamaz.
Türkiye çok çalkantılı bir denizdir. Osmanlı zamanında, ondan önce Bizans’ta ne korkunç siyasî fâcialar yaşanmıştır. Gözünün yaşına bakılmadan ne Kayzerler, ne Padişahlar cellâda teslim edilmiştir.
Türkiye sadece Eski Dünya’nın değil, Yeni Dünya’nın da kubbesinin kilit taşıdır.
Seçimleri kazanacaksın, iktidar olacaksın ve sonra istediğini yapacaksın, istediğin nizamı veya sistemi getireceksin... Böyle düşünenlerin, böyle sananların akıllarına şaşılır. Onlarda kuş kadar, tavuk kadar akıl yoktur."
Böyle bir ülkede saymis oldugun eksiklikler ve kusurlar bazen kacinilmazdir.
İmam-ı Birgivi Tarikat Tekmile'sinde:
- Sana zarar verecek kişiyle karşılaşırsan zararından korunacak şekilde muhatap olman haram değil, belki müstehaptır, diyerek 'İnsanları idare ile emir olundum' hadisini hatırlatıyor.
Hafız-ı Şirazi'nin meşhur sözünü de burada nakleden Birgivi şöyle diyor:
- Akıllı insan dostlarına ikram edip, düşmanlarını da idare edendir!
Şu olayı da misal olarak zikretmektedir.
- Efendimiz'in (sas) kapısına gelen bir kişi içeriye girmek için izin istemişti de, gelenin kim olduğunu sorunca, falan aşiretin adamıdır, denmiş: - O şerli kimsedir buyursun gelsin! diyerek, güler yüzle karşılamıştı. Çıkıp gittikten sonra sormuşlardı:
- Hem aşiretin şerli adamıdır buyurdunuz, hem de güler yüzle muhatap oldunuz? Buyurmuştu ki:
- İnsanların şerlisi, şerrinden korunmak için idare edilmelidir!
Ben aslinda ne akp cüyüm nede yaptiklari her isi körü körüne savunurum.
fakat onlarin yanlislari var diye sizinkilerin yaptiklari dogru olmaz.
AB ye karsi olmak baska,ab karsitligini siyasi yolla uygulamak baska.
Sizinkiler abye karsiydi fakat (dönüp dolasip ayni noktaya geliyoruz) iyilik yapayim derken cok daha büyük fitnelere alet oldu.
28 Şubat Kararları
Millî Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997 tarih ve 406 Sayılı Kararına Ek-A (rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler)
1-Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması icin mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
2-Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Millî Eğitim Bakanlığı'na devri sağlanmalıdır.
3-Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihraklarin etkisinden korunması bakımından:
a-8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.
b-Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Millî Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
4-Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.
5-Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı'nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.
6-Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.
7-İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.
8- İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK'dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.
9- TSK'ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.
10-Bu maddenin tam metnini Turkiye'nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği için yayınlanmamıştır.
11-Aşırı dinci kesimin Türkiye'de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.
12-T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.
13-Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.
14-Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.
15-Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtari örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.
16-Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasadışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.
17-Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ümmet kavramı" bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.
18-Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındakı 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.
28 Şubat 1997 tarih ve 406 sayılı MGK Kararı'nın Eki'dir.
-Fitneye sebebiyet vermemek icin hertürlü tedbiri almak...cihaddan önce cihaddir....
-Hak ve gercek yol üzerinde olmak zanniyla kafirlerin serlerine maruz kalmak,yahud onlara avci olmakla dini-mübini onlara av yapmak FITNEDIR.
( ismail Cetin hocaefendinin ölcüler kitabindan alinti)
AKP nin hatasiz kusursuz oldugunu savunan yok zaten.Bu konuda sp liler kadar asiriya gitmeyiz,gerekirse elestirirz fakat cöpe atmayiz.
Yazari Seyyid Abdullah Cemalettin (r.a.) olan "islamda idare ve siyaset" kitabinin 97. sayfasinda (kadi Beyzavi (r.a.) den naklediyor)
az bir kötülük icin hayri terk etmenin bir kötülük oldugunu,dolayisiyla hayri cok olan seyin aranip bulunmasinda yararlar olacagi yaziyor.
ismail cetin hocaefendinin "ölcüler" kitabinin ISLAMDA SIYASET bölümünde
"Ehlinden baskasina is ve idareciligi vermek haramdir" diyor.
Kitabin bir baska bölümünde kisaca su tesbiti var:
-fitneye alet olabilecek olanlari yani kendisinden intikam aranilan ve cok düsmani olanlari is basina getirmek caiz degildir cünkü böyleleri intikamci olmasalar dahi,gayrilarinin onlardan intikam almasindan fitne kapisi acilabilir...
-idarecilikten anlayan üstün zeka sahibi ,mesleginde becerikli olmasi gerekiyor...
Altini cizdigim ölcülerde zaafiniz var,hatalisiniz,kusurlusunuz,bu apacik ortada.