Tefekkürünü Paylaşır mısın?

bAZI İNANIŞLARDA YETMİYOR

Ne tuhaf. İnsanlar akşam yatarken, yarın ne giyeceklerinin planını yapar.

KEFEN giyme ihtimalini hiç düşünmüyorlar.

yere göğe sığmayan bir müminin kalbine sığarken

birileri yere göğe sığmayanı mushafa sığdırdığını sanıyor.

mushaftaki her ayetin nüzulu sebebini öğrensende
sahabe döneminde yaşananları film seyreder gibi seyredip her şeyi bilsende kalp gözün açılmadıkça gerçek imanı bulamazsın...

...

"VARMİYİZKİ Kİ"
Yok olmaktan korkuyoruz...?

Yusuf suresi 4 ayette ; Güneş; Yakup as, Kamer ay ; annesi ve Yusuf ve 11 kardeşi ile 12 gezegen olmakta..:gul

bugün ki tefekkürümü verenden Allah razı olsun tam da ayın Dolunay olduğu gün de .

Çoğu mesaj "tefekkürden ziyade felsefe yapmak" olmuş :laugh:

ummuhan' Alıntı:

Çoğu mesaj "tefekkürden ziyade felsefe yapmak" olmuş :laugh:

Genişletmek için tıkla ...

Alıntı:

ISLAMDA TEFEKKÜR

Bir şey hakkında iyice düşünmek, bir işin sonucunu hesaplamak anlamında terimdir.

İslâmî terminolojinin esasını teşkil eden Kur’ân-ı Kerîm’in çeşitli kelimelerle ifade ettiği ve çok sayıda âyette teşvikte bulunduğu düşünme eylemi, İslâm kültür tarihindeki entellektüel geleneklere hayat veren ve bu gelenekler içinde çeşitli açıklamaların konusunu teşkil eden insanî bir çabadır.

Arapça’da düşünmeyi ifade eden kelimelerin başında nazar, tefekkür, tedebbür, i‘tibâr ve taakkul (akl) gelmektedir. Asıl anlamı “gözle bakmak” olan nazar, “kalp gözüyle bakmak, düşünmek” mânasında kullanıldığı gibi “bir şey hakkında tefekküre dalmak, nazarî araştırmalarda bulunmak” anlamına da gelir. Fikr kökünden türeyen tefekkür de aynı anlamdadır (Lisânü’l-ǾArab, “nzr”, “fkr” md.leri). Buna göre nazar ve tefekkür “bir işin âkıbeti konusunda düşünmek”, tedebbür ise “bir işin sonucunu başından hesap etmek” anlamına gelir. Aynı kökten gelen tedbir, tedebbürün sonucu olarak “gereken önlemi almak” demektir. İ‘tibârın da tedebbürle hemen hemen aynı mânayı ifade ettiği anlaşılmaktadır. Düşünme, tedebbürde olduğu gibi geleceğe değil de geçmişe yönelikse tezekkür adını alır ve “hatırlama, anma” anlamına gelir. Zikir ve tezekkür sözlükte aynı anlamdadır ve “hem lisan ile anma hem de kalp ile hatırlama, akıldan geçirme” demektir

Diyanet islam Ansiklopedisi

....................

Kilit kavramlar: Teakkul, tefekkür, tezebbür ve tedebbür.

Bana sorarsanız Diyanetin İslam Ansiklopedisinde geçen bu izah fevkalade eksiktir, hatta bazı yerlerde aynı anlamdadır demiş! Ayıptır yahu! Bu eksiklik, bizim akademisyenlerin şartlanmışlığından ileri geliyor. Ben buna TREN YOLU SİSTEMLİ DÜŞÜNMEYE ŞARTLANMIŞLIK diyorum. Bu bildiğiniz sığlık! Bu sığlığı kırmak o kadar zor ki!.. Ancak murakabe ile elde edilecek birkaç boyutla düzelir bu, başka türlü düzelmez..

Bakın; teakkul, tefekkür, tezebbür ve tedebbür kavramları, yazının gelişinde olduğu gibi tek çizelge üzerinde değerlendirilmek zorunda değil. Yan yana konacak kavramlar değil bunlar. Bu yüzden kategori ilmini bilmek çok çok mühim. Zira kategorilendirirken niteliklerin birbiriyle olan ilişkisine bakarsınız, buradan alt alta, yan yana bir çizelge çıkartırsınız. Bazen öyle olur ki soğan zarı gibi iç içedir, bazen ip gibi birbirine ulaklıdır. Hatta birbirinden beslenen şekilde olabileceği gibi bir ağacın dalları gibi ta kökten başlayıp ana gövdeden dallanacak şekilde olabilir.. Bu metaforların her birisi başlı başına kategori şablonudur. Cehalet o kadar diz boyu olmuş ki sığ düşünmenin adına KATEGORİK DÜŞÜNMEK diyorlar yahu! Kafaya bak?!..

Dolayısıyla felsefe diye ayrılan ve tefekkürle çatıştırılan kavram, sanıldığı kadar tefekkürden bağımsız değildir. Buna benzer bir şey de bilimle dini çatıştırmak! Bilimin dinle çatışabilmesi için İman ve Küfür başlıklarının alt kategorilerine ait kavramlar olması gerekir. Soruyorum; bilim, küfür müdür? Değildir. O halde dinle niye çatışsın ki? Bilim üretenlerin kafir olması bilim kavramının niteliğini değiştirmez!

Görüldüğü gibi sağlıklı tartışmaların yürütülebilmesi için sağlıklı düşünen insanlar gerek. Hani bir moda var, derler ya tartışa tartışa olgunluğa ulaşacağız. O olgunluğa ulaşmak, cahillerin tartışmasıyla olmaz. Bugün türk medyasında hatta akademyasında yürütülen tartışmaların hepisi körlerle sağırların kavgasıdır ve asla olgunluk üretecek nitelikte değildir. Bilakis fitne üretiyorlar.. Bir delinin kuyuya attığı taşı 40 akıllının çıkartmaya çalışmsı bile bizimkilerin yürüttüğü tartışmaların yanında erdemdir.. Genel olarak zihinler o kadar kirlenmiş ki aklı selim konuşanların dilinden anlamıyorlar. Çünkü ortada iletişim için gerekli olan nitelikli bir dil yok!

ummuhan' Alıntı:

Çoğu mesaj "tefekkürden ziyade felsefe yapmak" olmuş :laugh:

Genişletmek için tıkla ...

Öyle demeyin tefekküre sevk eden çok güzel cümleler ve kelimeler var : )

buyrun bir cümle de siz ikram edin

Bazı insanlar -darbe- güdümlü =)
Öyle kelimeler kullanıyorlar ki darbe yapıp kayboluyorlar
yahut darbe yaptıklarını sanıyorlar!
Mehmet Okuyan Darebe fiili için ne diyordu : salıvermek =)
Bunları salıvereceksin gidecek ...
en güzel darbe olacak ...

Bugün günlerden darbe ...
Önce benliğe sonra senliğe darbe ...

Allahın kullarını internetle imtihanı daha zor gibi. Gerçek hayata dönüp günahlarımızla yüzleşmek yerine birbirimize çatıyoruz. Sanki kendimiz sütten çıkmışız gibi. Tencere dibin kara deyip duruyoruz.

En büyük savaş ya da en büyük kavga anlamsızlık kavgasıdır...
Anlamını bilmediğinde yahut idrak edemediğinde insan hırçınlaşır
İnsanın sert çıkışları kendisinedir -anlamsızlığına-
Ama düzen ters algı üzerinden kişinin kendi muhasebesini de topluma yontuyor !

Vahyin dilinde ki Biz...
Aile dilinde ki Biz...
Toplum dilinde -Biz- olmadıkça çözüme varamıyoruz ...

İbrahim as , Hacer ve İsmail as üçünün çıktıkları yol, 3 kişilk bir kervan, bilinmez bir yere bilinmez bir yolculuk :gul hadi nefahtü düşün bakalım..

nefahtü' Alıntı:

İbrahim as , Hacer ve İsmail as üçünün çıktıkları yol, 3 kişilk bir kervan, bilinmez bir yere bilinmez bir yolculuk :gul hadi nefahtü düşün bakalım..

Genişletmek için tıkla ...

Hah bak işte bu


yukaıdaki mesajımdan sonrasında da aynı görüşteyim

insana düsen bildigini demek ve yapmak olur ve ilim olarak ne var ise bundan ibarettir.

ummuhan' Alıntı:

Hah bak işte bu


yukaıdaki mesajımdan sonrasında da aynı görüşteyim

Genişletmek için tıkla ...

ummuhan hanım bakıyorum he şeye bir müfettiş edası ile yaklaşıyorsunuz.

Film oynatmıyoruz ki siz eleştirmen olun.

Sadece bu konu değil çok yerde görüyorum sizin bu tavırdaki tutumunuzu.

Forumda kişiye özel yazdığım vaki değildir ancak size yazmak durumundayım belki bir faydası olur.

Özgüven ablalık ile olmuyor ne yazık ki.

Sizin eleştirinize eyvallah diyorum tefekkürlere daha dikkat edelim felesefeye kaçmadan yapalım ..

Peki siz ne yapacaksınız bu yaklaşımınızı ?

Biri burda bilmece mi sormus ve neyse diyorum bundan gecip diyorum.

Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir.
Aliya İzzetbegoviç

Ne kadar kilolu olursanız sizi kaçırmaları o kadar imkansız olacaktır. DostunDostu

Sünnilik ve Şiiliğe rağmen İslam aksiyonu yeni bir fırkanın doğmasına sebep olur. Nasıl mı? Siz, diğerlerini tekfir edersiniz, onlarda sizi.. Saldırılar başlar. Siz kendinize ne kadar İSLAM desenizde diğerlerine açtığınız çatışma cephesinden dolayı size bir sıfat bulunur. O sıfat zamanla sizin kimliğiniz olmaya başlar. Böylece yeni bir fırka oluşmuş olur..

Evet, sünnilik diye bir din yok, lakin usül var. Ve bu usül İslamın usülüdür..