Kuşun, insan elinden gelecek yeme bakması gibi gavurun üreteceği teknolojiye bakıyoruz..
Petrol bitip bize yem atanlar bu diyardan çekilince birbirimize kalacağız ya! 'iiiiinnnnşallah' diye o güne sevinen adam; sana gün doğacak sanıyorsun ya! sana diyorum. Trajikomik sevincinin tarifini bana yapar mısın lütfen?
Neye inanıyorsun? Şeriat devletini kuralım, islamı(!) yaşıyalım o zaman Allah bereketini verecektir, diye inanıyorsun ya. Ütopya bu ya! Göreceğiz. Koşa koşa kurduğun şeriat devletinde yerin altını kazmadan, madenleri işlemeden, ekip biçmeden bereket gelmediğini göreceksin. Ama sen milletin amelini gözetlemekten bütün bu işleri yapmaya vakit bulamıyacaksın. Çünki bereketin nereye sırlandığını anlamamışsın. Göreceğiz. Açlık gelecek (artık yem atan da yok)! Kontrolü elinde tutan sen, bu açlık ve kuraklığın sebebini gene amel-iman zaafına yorup baskıyı iyice arttıracaksın. Göreceğiz. Gene bereket gelmeyecek. Sen bir günah keçisi bulursun! Allah adına çok müslüman kanı akıtacaksın, göreceğiz. Hep diyeceksin ki; ya Rab islamın yaşanması için elimden geleni devlet otoritesi olarak yapıyorum, niye hala bereket yok, diyeceksin ve hatta ''NİYE?'' dedim diye de korkup gene tövbe edip totaliterliğin dozajını artıracaksın. Oysa o NİYE var ya o NİYE.. Aaaah işte o niye çok kıymetli ama o mecradan korkup gene kaçacaksın. Saniyenin 1000 de 1'i kadar sana uğrayan o NİYE'yi bile günah sayıyorsun ya! Güya tövbe ediyorsun. Bütün bunları göreceğiz. İşte Mehti bu manzaranın üstüne gelecektir. İflası icraatıyla onaylanmış bozuk İslam Anlayışı'nın üstüne. Yepyeni, taptaze, eskisini lanetliyen, yenisine gün gibi açık, mollaların fetvasından uzak, hocaların ağzında tutsakken alınmış. Hürriyetine kavuşmuş ve halkın tefekkür iklimine, asli vatanına verilmiş İSLAM ANLAYIŞI..
Bunun için petrolün bitmesi şarttır. Hz. Peygamberin mağarada yaşadığı tefekkür üstüne inen Kuran!!! İşte yeni anlayış aynı çölün bedbaht ikliminde yaşanacak MUAHSEBE üstüne gelmek zorunda.. Muhasebe ise bedenlerde yaşanacak açlıktan sonra mümkün. Kendinle yüzleşmeye hazır mısın? Yemi önüne atılan dilenci kuşlar nasıl ki yeni vatan aramazsa sende mi öylesin? Yoksa bir öküz başının 1000 altına satıldığı açlık günleri gelince mi aklın başına gelecek? Ne desem boş değil mi? Çünki önüne yem atıldığı sürece rahatsın. Muhammed-i bir dert yok. Nerede ümmetim-ümmetim diyen o sevda? Olamaz çünki karnın tok. Doysun da nasıl doyarsa doysun! Sen kolanın içinde domuz kanı, jelibonun içinde jelatin aramaya devam et. Nasıl olsa tuzun kuru.. Genel çerçeveye bakmaktan korkuyorsun! Nefisler böyle işte..
İslam'ın yitirdiğimiz hakikatine muhtacız. Her dâim dış kabuğunu yenileyen o değişmez hakikat. İşte biz onu kaybettik. Kurtuluşumuz orada!!