müzik haram değil mi ?

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
s.a

Müzik haram mı dır ?
Bugün islami müzik yapan; Dursun Ali Erzincanlı yada Ahmet Özhan yada Mustafa Demirci .....yada ?

Müzik helal haram diye ayrılabilir mi ?
Haram mı Helal mi ?

Selametle..

NAHL SÛRESİ
(116) Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah'a karşı yalan uydurmak için, "Şu helâldir", "Şu haramdır" demeyin. Şüphesiz, Allah'a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler

MÂİDE SÛRESİ
(101) Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur'an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Halbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)


Müzik haram mı helal mı
yok resim haram mı helal mi
Yok sigara haram mı
Böyle hakkında bir hüküm olmayan şeyleri kurcalamamak lazım
En azından dini bulaştırmamak lazım.
Sigarayı tıbbi acıdan,resmi müziği sosyalojik,psikolojik,ahlaki vs ...değerlendirmek lazım. diye düşünüyorum.
selametle
 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
İbni Ömer Radıyallahu Anh’ın kölesi Nâfi anlatıyor: İbni Ömer’in peşinden gidiyordum. Kaval çalmakta olan bir çobana rastladık. İbni Ömer hemen ellerini kulaklarına tıkayarak yürümesini hızlandırdı ve bana “Ey Nâfi! Bir şey duyuyor musun?” dedi. Ben de, hayır dedim. Bunun üzerine ellerini kulaklarından çekerek şöyle dedi: “Bir gün Rasulullah (S.A.V.) ile beraberdim. O da bunun gibi bir şey işitince böyle yapmıştı.” .....

İmamı Kurtubi Rahmetullahi Aleyh, “şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır” demektedir.

Sanırım deliller yeterli... Selametle...

Resulullah yanlış bir şeyi görünce gözünü kulağınımı kapatır yoksa uyarır mı?

Kitap ile yasaklandıysa hangi sure hangi ayet ?

Sünnet ile yasaklandıysa caiz olduğuna dair pek çok hadis(!) yazabilirim.

Her konuda birbirinin zıddı hadisler(!) olduğu gibi bu konuda da var.
 
Katılım
20 Ocak 2007
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İstanbul
Web sitesi
muhammedsas.forumlari.net
Müzik haram mı helal mı
yok resim haram mı helal mi
Yok sigara haram mı
Böyle hakkında bir hüküm olmayan şeyleri kurcalamamak lazım
En azından dini bulaştırmamak lazım.
Sigarayı tıbbi acıdan,resmi müziği sosyalojik,psikolojik,ahlaki vs ...değerlendirmek lazım. diye düşünüyorum.
selametle

ama sigaraya para vermek israf. ona para vereceğimize gidip 2 3 kişi doyururuz. israfta biliyorsunuz ki haram dinimizce yasak yiyiniz içiniz israf etmeyiniz deniliyor. bunuda göz önüne alıp sigaranın haram mı değil mi denmeli.
 

selam

Profesör
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Ne kadar meraklıyız her şeyde haram helal aramaya ! Sanki gerçekte haramı helali
yaşıyormuşuz gibi. Zaten eğer kendi haramımızı bilsek dışarda haram aramayı
bırakırız. Musiki ile ilgili sorunuza cevap ise , bikaç Türk sanat musikisinden misaller
vermek isterim.
İÇİMDE KİM VARDIR BİR BİLEBİSEN
SEN SEMİ BULURSUN KALBİME GİRSEN

ÖMRÜMCE HEP ADIM ADIM HER YERDE SENİ ARADIM
BEN KALBİMDEN BAŞKA YERDE İNAN SENİ BULAMADIM

Saygılarımla
 

simurg

Asistan
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
472
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Konum
Trabzon
sa müzik konusunda bir kaç kelemada ben etmek isterim isterimde ki kasıt aktarmak isterim manasında inş.
tabi ki bu konular ameli konular oldu ğu için edilelyi şeriyey bakacağız bu konudada icma dediğimiz şerri delile başvurmamız alzım gelir:
vede doğal olarak meseplere başburmak alzım gelir
hanifi meshebine göre müzükli olan tüm her şey haarmdır. bu ialhide olsa sonuçta içinde müzik vardır burada ölçü müziğin olması ve ya olmamasıdır. tabiki bunun la beraber içinde ki küfri veya müstehcen sözlerinde.müzikli olan herşey haarmdır. eğer ki söyleen sözlerde müzik namına birşey yoksada eğer ki szöler şehvet içerikli ise veya uyandırıcı veya küfri sözler ise yine haramdır.
ama eğer ki hiç bir aykırılık yoksada hanifi meshebine göre caiz görülmemiştir.

imamı şafiye göre sie oda şu hadisi şerifi dedlil getirerek medinelilerin düğününde çalgıcılar gelmiş ve hazreti ebnubekir onları uyarmıştır hazreti aişenin durumu resullah efendimize aktarmasıyla buğün onların enmarazlı günüdür. ölçülü oalrak yani şarkı söyleyebilirler ifadesini kulanmıştır.vede demiştir ki oda müzik li aletler haramdır.hanifi meshebindede belirttiğimiz üzere küfri veya müstehcem tarzında oalnlardan haramdır müziksiz olsalar bile. aama hanifi meshebiyle ilgilia ralarındaki tek fark şafi meshebine göre müziksiz oalrak haddi aşmamak koşuluyla dinlenebilri ve söylenebilir.
alalhua lem hambeli meshebindede buna yakın bir görüş vardır. maliki mesebi ise kesinlikle yasaklıyor.
not:tabi busaydığımız şeylerde caiz oaln müzik aletleri istisnadır.def ve eny gibi.silahınızla kuşanın ve kuşatın inş
 

ATTAR

Asistan
Katılım
21 Şub 2007
Mesajlar
479
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
siz camide çalgılı tıngır mıngır ilahi ya da müzik çalabilir ya da dinleyebilirmisiniz.? camide yapamayacağınız şeyleri dışarda yapmayın..bu işin ölçüsü budur..
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
camide yapamayacağınız şeyleri dışarda yapmayın..bu işin ölçüsü budur..


nasil yani olcu bumudur? cok garip ya..!

biz olcuyu kuran ve sunnet diye biliyorduk

o vakit camide yapmayacagimiz hicbirseyi disarda yapmayalim oylemi...

orneklendirme yaparken yanlis yonlendirdiginizin farkindasinizdir umarim
 

ATTAR

Asistan
Katılım
21 Şub 2007
Mesajlar
479
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
nasil yani olcu bumudur? cok garip ya..!

biz olcuyu kuran ve sunnet diye biliyorduk

o vakit camide yapmayacagimiz hicbirseyi disarda yapmayalim oylemi...

orneklendirme yaparken yanlis yonlendirdiginizin farkindasinizdir umarim


efendim neyi nasıl anladığına bağlı.. :)

aslında haklısınız.herkesi hemen anlar sanmışdım.

efendim sen camide çalgılı ilahi dinleyebilir ya da müzik çalabilirmisin.hayır.yapamazsın.

ya ölçü şeiratdır diyelim.o zamnada bak bu haramdır yapmayın etmeyin deyincede hemen nefisler kabarıyor..efendim ölçü camidir dedik herkesin anlayabileceği seviyeye getirdik meseleyi.

dumtıs dumtıs ilahilerde neyin nesi..ilahi dinleyeceksiniz çalgısız olsun..içinde zilsiz def ya da dabul nevinden bir iki çalgıya
musade vardır.birde efendim ney filan çalıyorlar birde utanmadan sema törenlerinde iftira babında mevlanaya....yani ne desek...şeriat mı yoksa nefisler mi..herkes kararını versin...
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
efendim enyi nasıl anladığına bağlı.. :)

aslında haklısınız.herkesi hemen anlar sanmışdım.efendim sen camide çalgılı ilahi dinleyebilir ya da müzik çalabilirmisin.hayır.yapamazsın..

efendim ne yapacaksin bizde jetonlar dort kose isde hemen dusmuyor:)

ee o vakit camide yapmayacagimiz hicbirseyi disarda yapmayalim,

bakin yine anlayamadim degilmi;)
 

ATTAR

Asistan
Katılım
21 Şub 2007
Mesajlar
479
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
efendim arabeski sevemiyince öle oluyormuş..efendim baya bağnazsınız sizde :O

efendim gidin özel hayatınızı camide yaşayın demedik :eek:fftp: fıkıhda evinde çalgı aleti bulunduranın hükmüne bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız efendim..:O

bu arada islamveinsan aldı üyenin nakli çok güzeldi..

ibni hacerin islamda heller ve haramlar adlı eserinde mutalaa etmiş idim.



İbni Ömer Radıyallahu Anh’ın kölesi Nâfi anlatıyor: İbni Ömer’in peşinden gidiyordum. Kaval çalmakta olan bir çobana rastladık. İbni Ömer hemen ellerini kulaklarına tıkayarak yürümesini hızlandırdı ve bana “Ey Nâfi! Bir şey duyuyor musun?” dedi. Ben de, hayır dedim. Bunun üzerine ellerini kulaklarından çekerek şöyle dedi: “Bir gün Rasulullah (S.A.V.) ile beraberdim. O da bunun gibi bir şey işitince böyle yapmıştı.” .....

İmamı Kurtubi Rahmetullahi Aleyh, “şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır” demektedir.

Sanırım deliller yeterli... Selametle...
 

ATTAR

Asistan
Katılım
21 Şub 2007
Mesajlar
479
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
hele biride müzik haramdır diyen dinden çıkar demiş..aynı mantığa göre müzik helaldir diyende dinden çıkdı.yeryüzünde hiç müslim kalmadı..gerçekden biim milelt hüküm vermede çok aceleci.tövbe edelim inşallah.


şimdi müziğe haram diyen kurtubide dinden çıkdı..??


efendim.. sen hangi hadislerin dinde delil olacağını ya da bu meselede şaz rivayetlerin olup olmadığını nerden biliyon..??sana düşen cumhura bakmakdır..onları alacaksın..
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
efendim gidin özel hayatınızı camide yaşayın demedik :eek:fftp: fıkıhda evinde çalgı aleti bulunduranın hükmüne bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız efendim..:O

ne demek istedigini ben ta bastan anladimda,orneklendirmedeki sakatligi bildirmeye calisdim,:)
yoksa oz de soylediklerine katiliyorum elbetde....

burda herkesin zekasi sizler gibi ustun olmayabilir,burda her yasdan burayi takip eden kardeslerimiz var,sen bir sozu kendi anlayabilecegin persfektifde kullanirsin ama karsindaki farkli yone cekebilir....

acizane ukelaligimizi hosgor bunu belirtmeye calisdik

surcilisan olduysa affola
 

ATTAR

Asistan
Katılım
21 Şub 2007
Mesajlar
479
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
46
ALlah razı olsun efendim.
 

DJ MESNEVI

Doçent
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
1,462
Tepkime puanı
3
Puanları
0
islamveinsan kardesim kusuruma bakmayıver ama adamı "fıtık" edersin..

böyle dedigim icin eminim beni aforoz edeceksin ama olsun...

Güzel kardeşim benim..ne olursa olsun dinlediklerin seni tefekkür ummanına sokuyorsa bu caizdir hatta ibadettir ve sevaptır..

bu mantıkla mevleviler tam 700 yıldır ask ile dönüp duruyorlar...

anlamıyormusun anlamakmı istemiyorsun anlayamadım ama yeter diyorum..

musiki haram olsa bircok allah dostu evliya ugrasmazdı.. suzamanda cok basit bir madde görülen tütün'ü ictikleri icin asılan insanlar musiki cemiyetlerine gittiklerinde halkın gözünde ulvi bir makamda görünürdü..
son kere söylüyorum ne ile caldıgın önemli degil istersen electro gitarla cal seni tefekküre yöneltirse onu dinlemek sevaptır.. selametle
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Manisa/ Demirci’den Büşra Nur ÜNLÜ'DEN ALINTIDIR.





Konuyla ilgili rivâyetler ne diyor; bakalım. Daha sonra muteber İslâm âlimlerinin yorumlarına geçelim.
1- Hz. Aişe (ra) bir bayram günü ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatıyor:
“Yanımda iki genç kız def çalıp Buas Harbi üzerine düzülmüş hamâsî türküler söylerken Resûlullah Efendimiz (asm) içeri girdi. Yatağın üzerine sırtüstü uzanarak yüzünü örttü. Az sonra babam Ebû Bekir (ra) girdi. Türkü okuyan kız çocuklarını görünce:
‘Resûlullah’ın (asm) huzurunda şeytan sazı ha!’ diye bana kızdı ve kızları azarladı.
Ancak, Resûlullah (asm) karşı koyarak:
‘Ey Ebû Bekir, bırak onları; söylesinler, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır’ buyurdu.
Onlar sohbete dalıp, ilgileri kesilince ben kızlara göz ettim, hemen sıvışıp çıktılar.”8

Müziğe cevaz vermeye çalışanlar genellikle bu ve buna benzer hadisleri öne sürüyorlar. Dikkat edilirse, bu gibi rivayetlerde ya Bayram, ya düğün mevzuu bahistir. Bayramda, düğünde izin verilen tegannileri öne sürerek müziğe genel olarak helal demek doğru olmaz.

Bu hadis-i şerifin meali şöyledir: “Hazreti- Aişe radıyallahü anha şöyle demiştir: (Bir defa Minâ günlerinde yâni Kurban bayramının ilk üç günlerinden birinde) Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem yanıma girdi. Karşımda "Buâs" ezgilerini (def çalarak) okuyan iki kız vardı. Yatağına uzanıp (mubârek) yüzünü çevirdi. (Derken) Ebû Bekir radiyallâhu anh girdi. "(Bu ne hâl?) Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellemin yanında şeytan mizmarı mı?" diyerek beni azarlardı. (Bunun üzerine) Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem ona dönüp: "Onlara ilişme" buyurdu. (Babamın zihni başka bir şeyle) meşgûl olunca kızlara işâret ettim (onlar da) çıktılar. Yine bir bayram günü idi ki (o gün) siyâhîler kalkan mızrak (oyunu) oynuyorlardı. (Bilmem) ya ben, Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellemden (bakmağa) izin istedim (de muvâfakat buyurdu), yâhud (kendiliğinden): "Bakmak istiyor musun?" di(ye sor)du. "Evet" dedim. (Bunun üzerine) beni arkasında yanağım yanağına (değecek) vechile ayak üstü durdurup (Habeşîlere): "Haydin (devâm edin) Erfide oğulları" buyurdu. Nihâyet (seyretmekten) usandığımda: "Artık yeter mi?" diye sordu "Evet" dedim "(Öyle ise) git!" buyurdu.” (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi ve Şerhi, c.3, s.151)

Kitapda bu hadis-i şerif hakkında yaklaşık on sayfalık bir açıklama var. Şu bilgiler dikkat çekiyor: “Ebubekir radıyallahü anh Efendimiz’i (aleyhissalatü vesselam) o heyette görünce malumatları olmaksızın kızların ezgi okuduklarına zahib olmuş [zannetmiş] ve şarkı, çalgı gibi şeylerin menhi [yasak] olduğunu bildiği cihetle Efendimiz’e (aleyhissalatü vesselam) niyabeten nehrü inkarda bulunmuş olup meseleyi bilahare Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) tavzih buyurmuşlardır [açıklamışlardır]....Demek ki düğünlerde olduğu gibi bayramlarda da izhar-ı sürur etmek için na-layık umura tehyic-i nefs etmiyecek vechile lehv ve teganniye cevaz-ı şer’i var imiş...Siyahilerin oynadıkları oyun kılıç-kalkan dediğimiz oyuna benzer bir oyun olacak. ...Habeşilerin hem mescidde harp oyunu oynamış oldukları ve harbelerle [mızraklarla] hücum ederken veya onlardan korunurken sıçrayışlarının raksa [dansa] benzer bir oyun olduğu, hem de bunu bayramlarda oynamak adetleri olduğu anlaşılıyor....Lakin düğünlerde, bayramlarda def, yani pulsuz daire çalmanın mübah olmasından ud ve keman gibi diğer sazların da o menzilede olması lazım gelmez.” (Sahih-i Buhari Muhtasarı , s.157, 158, 160)

Bundan (ve başka kitaplardaki bilgilerden) şunlar anlaşılmaktadır:

1. Hazret-i Ebubekr radıyallahü anh müziğin, çalgının günah olduğunu biliyordu.
2. Bayramlarda (ve kadınlar için düğünde), istisna olarak, bazı tegannilere (mesela, zilsiz tef çalmaya) izin verilmiştir, günah olmaz.
3. Düğünde, bayramda izin verilen tegannileri öne sürerek, başka zamanlarda da müzik dinlemenin caiz olduğunu söylemek doğru olmaz.

Bir de genel ölçü olarak, fıkıh meselelerini öğrenmek için, fıkıh kitaplarına bakmak lazımdır. Baktığım bütün fıkıh kitaplarında müziğin, çalgının haram olduğu bildirilmektedir. İstisnalar şunlardır:
  • Düğünde kadınların def çalması,
  • İslam askerinin cesaretini artırıcı davul, mehter marşı vs. çalınması,
  • Bayramlarda Müslümanların sevinçlerini belli etmeleri yönündeki bazı teganniler,
  • Sahur davulu, hamam borusu,
  • Hacıların ve kervanların davulları,
  • Bir kadının çocuğunu susturmak için def çalması.
Bir hadis-i şerif mealiyle bitirelim:

(Siz, çalgı ve şarkı dinlemekten sakınınız. Zira o ikisi, suyun sebzeyi bitirmesi gibi, kalbde nifakı yeşertir.)

Ramuz el-Ehadis, sahife 174, hadis no: 5 (Gonca Yayınevi tercümesi).
 

DarulErkam

Üye
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Bismihi Teala

Önemine binaen güncellemiş olalım.
İnsaallah bu konuyu özetlemeye çalışalım. Yazi bittiğinde kaynaklarını vereceğiz.

İslam Fıkhında Müzik
Teğanni, Müzik aletleri çalma ve dinlemenin hükmü

Konunun Planı:


A) Giriş

B) Konunun terimleri: Musiki, gina, teğanni, azf, meazif

C) Genel anlamda İslam alimlerinin bakış açıları

1) İttifakla caiz olan kısmı
2) İttifakla haram olan kısmı
3) İhtilaflı olan kısım.

a) Haram diyenlerin delilleri
b) Caiz görenlerin delilleri
c) Sonuç

Kainatı yaratan yüce Rabbimiz, biz insanların yaşadığı dünyayı imtihan diyarı olarak takdir etmiştir. Bu imtihana karşılık olarak da başarılı olanlara cenneti başarısız olanlara da cehennemi hazırlamıştır. İmtihanını biraz daha mana kazanması itibariyle de cennet yolu meşakkatler, nefsin ağrına giden amellerle donatılmış, cehenneme giden yolda insanın hoşuna giden nefsini okşayan hususlarla süslenmiştir. Dünya hayatında meşakkatlere katlanıp cehennem yolunun süslerine aldanmayanlar cennete, sabırsız davranıp nefsinin önüne geçemeyenler de cehenneme girecektir.

Ancak Allahu Teala sonsuz rahmeti vesilesiyle dünyayı başka bir deyişle cennete giden yolu tamamen bir zindan hayatı kılmamıştır. Bilakis bu yolda yürüyen zata sınırları aşmaması kaydıyla dünyanın maddi ve manevi güzelliklerinden istifade etmeye izin vermiştir.

İnsanı yaratırken de yaratılışı itibariyle fıtratına bazı hususlar yerleştirmiş bunların bir kısmı cennete giden yola meyilli kılarken diğer bir kısmı ise nefsani yani cehenneme götüren şeytanın yoluna meyilli kılmıştır.

Güzellik, mal, mülk, tabiat manzaraları, insanın fıtraten veya nefsinin meyyal olduğu hususlardandır. Güzel ses ve müzik de insan nefsinin meyilli olduğu, duyduğunda hoşuna giden hususlardan biridir. Güzel ses insanı etkiler, onda demirleşmiş bazı duyguları harekete geçirir, onda bazen tarifi zor bir haz oluşturur. Müşriklerin gizlice gelip Hz. Ebu Bekir’in Kur’an okumasını dinlemelerinin altında yatan sebeplerden biri de budur. Rasulullah namaza davet olan ezanı da güzel ve yüksek sesli olan Bilal’in okumasını istemiştir.

Diyebiliriz ki güzel ses de insanın meyyal olduğu, nefsini okşayan unsurlardan biridir. Ancak biraz önce de belirttiğimiz gibi dünya hayatı bir imtihandır. Bu imtihanın genel çerçevesi emirler ve yasaklardır. Bir şeye fıtraten meyyal
olunması veya olunmaması onun caizlik veya haramlığında etkili değildir. O açıdan direk kısa yoldan; insanın fıtratında olan bir şeyi İslam yasaklamaz veya bu fıtrata ters yasak olması lazım gibi sathi değerlendirmeler yanlış olacaktır.

Çünkü ilk olarak neyin fıtratta olduğu neyin fıtrata aykırı olduğu delilsiz tespit edilecek bir mesele değildir. Allah Teala buyuruyor ki: “Dilinizin vasf ettiği şeylere, bu helaldir, bu haramdır demeyin. (Neticede) Allah’a iftira etmiş olursunuz. Bilin ki Allah’a iftira edenler asla iflah olmazlar.” O zaman biz Müslümanlar düşen bu tür bir husus karşısında Rabbimizin ve O’nun Resulü’nün emirlerine bakarak hareket etmektir. Caizse gönül rahatlığıyla yapar değilse de ondan en uzakta duran biz oluruz.


A) Konunun Terimleri

Bu konuyu geniş çaplı ele alanlar konuyla ilgili terimleri ayrı ayrı değerlendirmektedirler. Böyle bir ayırıma yol açan sebep farklı ıstılahların ve bu ıstılahlara yüklenen manaların çerçevesinde hükmün (haram, helal, mübah vs) değişmesi olmaktadır. Buna yol açan da bazı görüşlerde varid olan örnek olarak teganninin hükmü şudur, musikinin hükmü şudur gibi ifadelerdir. İşte bu kullanımlardan dolayı da konuyla ilgili çeşitli ıstılahlar ortaya çıkmıştır. Bu ıstılahları tanımlarıyla beraber şöyle sıralayabiliriz.

a) Müzik (Musiki): Müziğin tanımına geçmeden önce şu konuya işaret etmekte fayda vardır. Halk arasında müzik ile musiki birbirinden farklı şeylerdir, müzik haram olsa da musiki haram değildir şeklinde yanlış bir kanaat vardır. Halbuki iki terim arasında bir fark bulunmamaktadır. Müzik musikinin günümüzde değiştirilerek kullanılan şeklidir.

Müzik; aslen Yunanca’dan gelen ve sözleri besteleme, çalgı aletlerini kullanma sanatları için kullanılan bir terimdir.

Akedemik bir ilim dalı olarak da “Nağmelerin birbiriyle uyumlu olup olmamasını, nağmeler arası geçecek sürenin miktarının (bölümler arası susma) inceleyen ve bununla güzel bir beste ortaya çıkarma sanatıdır” O halde müzik çalgı aletleriyle bir makama veya günümüzdeki şekliyle notalara uygun biçimde sesler çıkarmaktır. Bu sözlü de olabilir sade çalgı da olabilir.

Teganni-Ğina: Arapça Ğan-na fiili kökünden gelir ve vezinli sözleri terennüm (nağmeli) etme manasına gelir. Ğina veya teğanni vezinli veya vezinsiz sözleri nağmeli bir şekilde söylemeye denilir. Bu da müzikli olduğu gibi müziksiz bir şekilde olur.

Azf-Meazif: Bu kelime de Arapça da a-ze-fe kökünden gelir. Bir çok manası vardır. Konumuza dahil olabilecek sözlük manaları arasında ses çıkarmak, uğultu, gök gürültüsünün çıkardığı uğultu, rüzgar eserken çıkan sesler manasına gelir. A-ze-fe fiil kökünden türetilen mi-zef ve çoğulu meazif de çalgı aleti-aletleri manasında kullanılır.

Müzik için kullanılan daha birçok terim mevcuttur, ancak delillerde veya konuya değinen fıkıh kitaplarında bu terimler kullanıldığından sadece bunlarla yetinmeyi uygun gördük.

B) Genel Anlamda İslam Alimlerinin Bakış Açısı

Konuyu genel manada ele alacak olursak iki ana şekilde değerlendirmek yerinde olacaktır. Konunun sınırlarını iyice çizdikten sonra bir hükme varmak daha isabetli ve de hükmün yanlış yorumlanmaması açısından daha sağlıklıdır. Müzik veya teğanni konusuna iki açıdan bakabiliriz.

a) Sözleri açısından
b) Müziği (kullanılan müzik aletleri) açısından
Diğer bir açıdan da
1) ittifakla caiz görülen kısım
2) İttifakla haram görülen kısım
3) İhtilaflı olan kısım

devam edecek...
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Bir hadis-i şerif mealiyle bitirelim:

(Siz, çalgı ve şarkı dinlemekten sakınınız. Zira o ikisi, suyun sebzeyi bitirmesi gibi, kalbde nifakı yeşertir.)

Ramuz el-Ehadis, sahife 174, hadis no: 5 (Gonca Yayınevi tercümesi).

İbni Kayyım (İğasetu’l-Lehfan, I, 248) şunları söylemektedir:

“Eğer: Diğer masiyetler arasından şarkının münafıklığı yeşertmesi nasıl açıklanır diye sorulursa, şöylece cevap verilebilir:

Bu ashab-ı kiramın kalplerin hallerini ve amellerini en iyi şekilde fıkh ettiklerine (derinlemesine kavradıklarına), kalbin hastalıklarını ve tedavi yollarını en iyi bildiklerine, onların kalplerin tabibleri olduklarına en açık delillerden birisidir. Kalp hastalıklarını en büyük hastalığı ile tedavi etmeye kalkışan, yollarını bırakıp sapanlar gibi değildirler. Onlar bu yanlışlıklarıyla hastalığı öldürücü zehirle tedavi etmeye kalkışan gibi olmuşlardır. Allah’a yemin ederim ki onlar terkib ettikleri devalarla çoğu kimseye veya çoğu tedavileriyle bunu yaptılar. Böylelikle tabiplerin azlığı ve hastaların çokluğu buna karşılık geçmişlerde görülmeyen müzmin yeni hastalıkların ortaya çıkması, şariin meydana getirdiği faydalı ilaçtan yüz çevirip, hastanın hastalığın ana maddesini güçlendiren hususlara meyletmesi hep bir arada ortaya çıktı. Bunun sonucunda bela ağırlaştı, iş daha da içinden çıkılamaz bir hal aldı. Evler, yollar, çarşı-pazarlar hastalarla dolup taştı, her katmerli cahil insanları tedavi etmeye koyuldu.
Şunu bil ki şarkının kalbi münafıklıkla boyamakta ve ekinin su ile yeşermesi gibi münafıklığı orada yeşertmekte etkin birtakım özellikleri vardır. Bu özelliklerinden bazıları şunlardır: Şarkı kalbi oyalar. Kur’an’ı kavramaktan, onun üzerinde düşünmekten, Kur’an’daki hükümler gereğince amel etmekten alıkoyar. Şüphesiz Kur’an ve şarkı –aralarındaki çelişkiden ötürü- ebediyen bir kalpte bir arada bulunamaz. Çünkü Kur’an hevaya uymayı yasaklar, iffeti nefislerin şehvet ve arzularından uzak kalmayı, sapıklığın yollarından uzaklaşmayı emreder. Şeytanın adımlarının peşinden gitmeyi yasaklarken şarkı bütün bunların aksini emreder. Bunları güzel gösterir. Nefislerde sapık arzuları galeyana getirir. Bunların gizli saklı olanlarını harekete geçirir. Sakin duranlarını galeyana getirir, nefsi çirkin her bir şeye doğru tahrik eder. Güzel her kadına veya güzel her erkeğe karşı vuslata sürükler. Şarkı ve şarap aynı sütü emmişlerdir. Çirkinliklere arzu uyandırmakta birbiriyle yarışır dururlar. Şüphesiz şarkı içkinin dengi ve onun süt kardeşi, onun vekili, onun antlaşmalısı, onun dostu, onun arkadaşıdır. Şeytan bu ikisi arasında asla bozulamayacak türden bir kardeşlik bağı gerçekleştirmiş, aralarından asla nesh olmayan vefakarlık hukukunu pekiştirmiştir. Şarkı kalbin casusu, ondaki mertliğin çalıcısı, aklın kurdudur. Kalplerin gizliliklerine doğru nüfus eder, kalplerdeki gizlilikleri keşfeder, muhayyileye doğru sessizce ilerler.
Kalpte bulunan heva, şehvet, bayağılık, yüzsüzlük, mantıksızlık, ahmaklık gibi halleri harekete geçirir. Bir adamın vakarlı, güzel akıllı, parlak imanlı olduğunu, üzerinde İslamın vakarının, Kur’an’ın tatlılığının alametlerini taşıdığını görürsünüz. Aynı kişi şarkı dinleyip, ona meylettiği takdirde aklının azalmaya, hayasının gitmeye, mertliğinin kaybolmaya yüz tuttuğunu, göz alıcı özelliklerinin ondan ayrıldığını, vakarının onu bırakıp gittiğini, şeytanının bu haline üzüldüğünü, imanının ise Allah’a şikayette bulunduğunu, Kur’an okumanın ona ağır geldiğini, Kur’an’ın: Rabbim beni ve senin düşmanının Kur’an’ı mesabesindeki şeyi aynı kalpte bir araya getirme dediğini, artık o kimsenin şarkı dinlemeden önce çirkin gördüğünü güzel görmeye başlayıp, içinde gizlediği sırları açığa vurduğunu, vakar ve ağır başlılıktan çokça konuşmaya, yalan söylemeye, büyüklenmeye, parmaklarını çatırdatmaya doğru geçiş yaptığını görüverirsin. Başını sağa-sola eğer, omuzlarını sallar, ayaklarını yere vurur, eliyle başının tepesine vurur, ayılar gibi zıplar, dolap beygiri gibi döner, kadınlar gibi ellerini çırpar, şevke geldiğinden öküzlerden daha beter böğürür, kimi zaman kederli gibi ah çeker, kimi zaman deliler gibi feryad basar. (...) “O halde şarkı kalbi ifsad eder. Kalp ifsad oldu mu münafıklık da dizginsizce yol alır. Özetle basiret sahibi bir kimse şarkı dinleyen kimseler ile zikir ve Kur’an ehlinin hallerini iyice tetkik edecek olursa, ashab-ı kiram’ın kalplerin hastalıklarını ve tedavilerini ne derece büyük bir ehliyetle bildiklerini açıkça görür. Başarı Allah’tandır.

İbni Kayyım'ın görüşleri böyle.

İbni Teymiyye de şöyle yazmış:

“Şarkı ve müzik, insanda şeytani duyguları harekete geçiren en etkili unsurlardan biri ve müşriklerin âdetlerindendir” (Mecmuu’l Fetâva, 11/295)
 

DarulErkam

Üye
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Bismihi Teala

Önemine binaen güncellemiş olalım.
İnsaallah bu konuyu özetlemeye çalışalım. Yazi bittiğinde kaynaklarını vereceğiz.

İslam Fıkhında Müzik
Teğanni, Müzik aletleri çalma ve dinlemenin hükmü

Konunun Planı:

A) Giriş

B) Konunun terimleri: Musiki, gina, teğanni, azf, meazif

C) Genel anlamda İslam alimlerinin bakış açıları

1) İttifakla caiz olan kısmı
2) İttifakla haram olan kısmı
3) İhtilaflı olan kısım.

a) Haram diyenlerin delilleri
b) Caiz görenlerin delilleri
c) Sonuç

Kainatı yaratan yüce Rabbimiz, biz insanların yaşadığı dünyayı imtihan diyarı olarak takdir etmiştir. Bu imtihana karşılık olarak da başarılı olanlara cenneti başarısız olanlara da cehennemi hazırlamıştır. İmtihanını biraz daha mana kazanması itibariyle de cennet yolu meşakkatler, nefsin ağrına giden amellerle donatılmış, cehenneme giden yolda insanın hoşuna giden nefsini okşayan hususlarla süslenmiştir. Dünya hayatında meşakkatlere katlanıp cehennem yolunun süslerine aldanmayanlar cennete, sabırsız davranıp nefsinin önüne geçemeyenler de cehenneme girecektir.

Ancak Allahu Teala sonsuz rahmeti vesilesiyle dünyayı başka bir deyişle cennete giden yolu tamamen bir zindan hayatı kılmamıştır. Bilakis bu yolda yürüyen zata sınırları aşmaması kaydıyla dünyanın maddi ve manevi güzelliklerinden istifade etmeye izin vermiştir.

İnsanı yaratırken de yaratılışı itibariyle fıtratına bazı hususlar yerleştirmiş bunların bir kısmı cennete giden yola meyilli kılarken diğer bir kısmı ise nefsani yani cehenneme götüren şeytanın yoluna meyilli kılmıştır.

Güzellik, mal, mülk, tabiat manzaraları, insanın fıtraten veya nefsinin meyyal olduğu hususlardandır. Güzel ses ve müzik de insan nefsinin meyilli olduğu, duyduğunda hoşuna giden hususlardan biridir. Güzel ses insanı etkiler, onda demirleşmiş bazı duyguları harekete geçirir, onda bazen tarifi zor bir haz oluşturur. Müşriklerin gizlice gelip Hz. Ebu Bekir’in Kur’an okumasını dinlemelerinin altında yatan sebeplerden biri de budur. Rasulullah namaza davet olan ezanı da güzel ve yüksek sesli olan Bilal’in okumasını istemiştir.

Diyebiliriz ki güzel ses de insanın meyyal olduğu, nefsini okşayan unsurlardan biridir. Ancak biraz önce de belirttiğimiz gibi dünya hayatı bir imtihandır. Bu imtihanın genel çerçevesi emirler ve yasaklardır. Bir şeye fıtraten meyyal
olunması veya olunmaması onun caizlik veya haramlığında etkili değildir. O açıdan direk kısa yoldan; insanın fıtratında olan bir şeyi İslam yasaklamaz veya bu fıtrata ters yasak olması lazım gibi sathi değerlendirmeler yanlış olacaktır.

Çünkü ilk olarak neyin fıtratta olduğu neyin fıtrata aykırı olduğu delilsiz tespit edilecek bir mesele değildir. Allah Teala buyuruyor ki: “Dilinizin vasf ettiği şeylere, bu helaldir, bu haramdır demeyin. (Neticede) Allah’a iftira etmiş olursunuz. Bilin ki Allah’a iftira edenler asla iflah olmazlar.” O zaman biz Müslümanlar düşen bu tür bir husus karşısında Rabbimizin ve O’nun Resulü’nün emirlerine bakarak hareket etmektir. Caizse gönül rahatlığıyla yapar değilse de ondan en uzakta duran biz oluruz.


A) Konunun Terimleri

Bu konuyu geniş çaplı ele alanlar konuyla ilgili terimleri ayrı ayrı değerlendirmektedirler. Böyle bir ayırıma yol açan sebep farklı ıstılahların ve bu ıstılahlara yüklenen manaların çerçevesinde hükmün (haram, helal, mübah vs) değişmesi olmaktadır. Buna yol açan da bazı görüşlerde varid olan örnek olarak teganninin hükmü şudur, musikinin hükmü şudur gibi ifadelerdir. İşte bu kullanımlardan dolayı da konuyla ilgili çeşitli ıstılahlar ortaya çıkmıştır. Bu ıstılahları tanımlarıyla beraber şöyle sıralayabiliriz.

a) Müzik (Musiki): Müziğin tanımına geçmeden önce şu konuya işaret etmekte fayda vardır. Halk arasında müzik ile musiki birbirinden farklı şeylerdir, müzik haram olsa da musiki haram değildir şeklinde yanlış bir kanaat vardır. Halbuki iki terim arasında bir fark bulunmamaktadır. Müzik musikinin günümüzde değiştirilerek kullanılan şeklidir.

Müzik; aslen Yunanca’dan gelen ve sözleri besteleme, çalgı aletlerini kullanma sanatları için kullanılan bir terimdir.

Akedemik bir ilim dalı olarak da “Nağmelerin birbiriyle uyumlu olup olmamasını, nağmeler arası geçecek sürenin miktarının (bölümler arası susma) inceleyen ve bununla güzel bir beste ortaya çıkarma sanatıdır” O halde müzik çalgı aletleriyle bir makama veya günümüzdeki şekliyle notalara uygun biçimde sesler çıkarmaktır. Bu sözlü de olabilir sade çalgı da olabilir.

Teganni-Ğina: Arapça Ğan-na fiili kökünden gelir ve vezinli sözleri terennüm (nağmeli) etme manasına gelir. Ğina veya teğanni vezinli veya vezinsiz sözleri nağmeli bir şekilde söylemeye denilir. Bu da müzikli olduğu gibi müziksiz bir şekilde olur.

Azf-Meazif: Bu kelime de Arapça da a-ze-fe kökünden gelir. Bir çok manası vardır. Konumuza dahil olabilecek sözlük manaları arasında ses çıkarmak, uğultu, gök gürültüsünün çıkardığı uğultu, rüzgar eserken çıkan sesler manasına gelir. A-ze-fe fiil kökünden türetilen mi-zef ve çoğulu meazif de çalgı aleti-aletleri manasında kullanılır.

Müzik için kullanılan daha birçok terim mevcuttur, ancak delillerde veya konuya değinen fıkıh kitaplarında bu terimler kullanıldığından sadece bunlarla yetinmeyi uygun gördük.

B) Genel Anlamda İslam Alimlerinin Bakış Açısı

Konuyu genel manada ele alacak olursak iki ana şekilde değerlendirmek yerinde olacaktır. Konunun sınırlarını iyice çizdikten sonra bir hükme varmak daha isabetli ve de hükmün yanlış yorumlanmaması açısından daha sağlıklıdır. Müzik veya teğanni konusuna iki açıdan bakabiliriz.

a) Sözleri açısından
b) Müziği (kullanılan müzik aletleri) açısından
Diğer bir açıdan da
1) ittifakla caiz görülen kısım
2) İttifakla haram görülen kısım
3) İhtilaflı olan kısım

devam edecek...


a)Sözleri açısından: Bilindiği gibi şarkı, türkü veya müzik, aşk, özlem, hasret, ayrılık… vs. benzeri konuları işler ve genelde kahramanlarını özellikle kadınlardan bazen de erkeklerden seçer. Şarkılar da da bu ikisinin özelliklerinden veya onlara duyulan özlemden veya ayrılığın acısından bahsedilir.


Bu esas itibariyle bir kadının kadınlığıyla ilgili tasvirler içeren ve bu vesileyle insanın kalbinde arzuların kabarmasına sebep olan, diğer bir açıdan ayrılık veya başka bir sebeple isyan, küfür veya isyan ve küfre teşvik edici ibareler geçen sözler nasslarla haram kılınmıştır ve bu hususta herhangi bir ihtilaf yoktur. Zaten bu mesele şarkıyla sınırlı değil, günlük konuşmalar için de geçerlidir. Bu hüküm ister çalgı aletleriyle beraber söylensin ister çalgı aletleri olmadan söylensin değişmez. Çünkü burada haram, sarf edilen sözlere müteallıktır. Bu da müziğin veya teğanninin ittifakla haram görülen kısımın teşkil etmektedir.


Buna mukabil içinde herhangi bir isyan, haram veya harama teşvik eden, küfür sözleri gibi unsurlar bulundurmayan sözleri teganniyle söylemek ise mübah görülmüştür. Şiir söyleme, şiirleri makamlı okuma içinde isyan unsuru olmayan bazı halk türküleri gibi. Eğer bu tür sözler müziksiz söylenirse bunda bir beis olmayacağı söylenmiştir. Nitekim bu Rasulullah (sav)’in huzurunda yapılmış ve o sesini çıkarmamıştır. Buna, annelerin bebelere ninnilerini, kına gecelerinde kadınların kendi aralarında söylediği hüzünlü türküleri dahil edebiliriz. Bunda esas olan isyan, haram unsurları veya bu unsurlara teşvik içermemesidir.


Buna mukabil içinde herhangi bir isyan, haram veya harama teşvik eden, küfür sözleri gibi unsurlar bulundurmayan sözleri teganniyle söylemek ise mübah görülmüştür. Şiir söyleme, şiirleri makamlı okuma içinde isyan unsuru olmayan bazı halk türküleri gibi. Eğer bu tür sözler müziksiz söylenirse bunda bir beis olmayacağı söylenmiştir. Nitekim bu Rasulullah (sav)’in huzurunda yapılmış ve o sesini çıkarmamıştır.

Buna, annelerin bebelere ninnilerini, kına gecelerinde kadınların kendi aralarında söylediği hüzünlü türküleri dahil edebiliriz. Bunda esas olan isyan, haram unsurları veya bu unsurlara teşvik içermemesidir.

b) Müziği açısından:

Bu da İslam alimleri arasında ihtilaflı olduğu iddia edilen ve bizim ana hedefimizi belirleyen meseledir. Şunu diyebiliriz ki konu müzik aletlerini kullanmak, bu aletlerin kullanıldığı şarkıları, türküleri dinlemek hususunda düğümlenmektedir. Bu hususta İslam alimlerinden varid olan iki ana görüş vardır.

1) Haram Görenler ve Delilleri:

İslam alimlerin kahir çoğunluğu müziğin haram olduğu, en azından caiz olmadığı hükmünde ittifak etmişlerdir.

Müziğin haram olduğunu söyleyen alimler bu görüşlerine ayetleri ve hadisleri delil alarak göstermişlerdir.

a) Bu hususta delil olarak gösterilen ayeti kerimeler:

1) Lokman süresi 6. ayetinde Allahu Teala şöyle buyuruyor: “İnsanlardan kimileri vardır ki –bilgisizce- (insanları) Allah’ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için eğlence sözlerini (lahve’l-hadis) satın alırlar. İşte onlara aşağılayıcı bir azap vardır.”

Ayeti kerimede geçen lahve’l-hadis –eğlence sözü, boş sözler- İbn Mesud (ra) ve İbn Abbas (ra) tarafından “şarkı, el-ğina” ile tefsir edilmiştir.

İbn Cerir et-Taberi’nin rivayet ettiğine göre Ebu’s-Sahba el-Bekri şöyle diyor: Abdullah b. Mes’ud’a “lahve’l-hadis”in ne olduğunu sordum, şöyle cevap verdi: “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki şarkı-ğina’dır” (1) Bu tefsir İbn Abbas, Cabir b. Abdullah, İkrime, Said b. Cüberyr, Mücahid, Mekhul, Amr b. Şuayb ve Ali b. Buzeyme’den de nakledilmiştir. (2)

Hasen el-Basride bu ayetin şarkılar ve çalgılar hakkında nazil olduğunu söylemiştir. Ancak Dahhak ve Abdurrahman b. Zeyd b. Elsem lahve’l-hadis’ten kastın şirk olduğunu söylemişlerdir. Taberi ise: “Allah yolundan alıkoyan her türlü boş ve batıl sözdür” şeklinde bir tercih yapmıştır.

İmam Kurtubi ayeti kerime hakkında şunları nakleder: “Bu ayeti tefsir eden İbn Mesud üç defa kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederek bundan kastın şarkı-ğina olduğunu söylemiştir. (3)

el-Kasım b. Muhammed (Tabiinin meşhur yedi fakihinden biri) şöyle der: “Şarkı batıldır, batılda ateştedir.” (4)

2) Necm suresi 59, 60, 61. ayeti kerimeler de Allahu Teala şöyle buyuruyor:
“Şimdi siz bu söze (Kur’an) mi hayret ediyorsunuz. Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz!? Ve kafa sallıyorsunuz.”

Ayette geçen ve kafa sallıyorsunuz, dalıyorsunuz diye tercüme edilen “samidun” şarkı olarak tefsir edilmiştir.

İbn Kesir tefsirinde; İbn Abbas’tan şu görüşü nakleder: İbn Abbas dedi ki: Bu şarkıdır, Yemen’de kullanılan bir lehçedir. “İsmid Lena”nın manası bize şarkı söyle demektir.

Hz. Ali, Hasan el-Basri, İkrime, Mücahid ise “samidun”u, “gafilun” yani gaflettesiniz şeklinde tefsir etmişlerdir. (5)

3) İsra suresi 64. ayetinde Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: “Sesinle onlardan gücünün yettiklerini yerinden oynat…” Ayette geçen “sesinle”den kasıt Mücahid’e göre şarkı, çalgı aletleri ve eğlencedir. (6) Dahhak’a göre de: Zurna ve çalgı aletleridir.

İbn Abbas, Katade ve İbn Cerir ise: “Allah’a isyana götüren her şey şeklinde tefsir etmişlerdir........

devam edecek...
 

DJ MESNEVI

Doçent
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
1,462
Tepkime puanı
3
Puanları
0
yahu anlamıyormusunuzz????

bu yazdıgınız hadis bu bu hepsi sarkılar mecaziyet icin..

yahu müziğin "ilahi" olarak "rabbani" olarak degeri var islam dininde..

yapmayın yahu....

acıp rock dinlersen tabi haram olur..
 
Üst