müzik haram değil mi ?

CENDEL

Asistan
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
424
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.cendel.blogcu.com
DarulErkam kardeş aktarımlarınızdan dolayı ALLAH razı olsun.

Bide bu yazıyı nerden alıntılıyorsunuz öğrenebilirmiyim ?
 

DarulErkam

Üye
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Delillerin Tahlili:

Ayeti kerimelerde özel olarak “şarkı”nın hükmüne dair bir ifade olmasa da, “şarkı-çalgı”yı da içine alan bazı hususlara dair hükümler ifade edilmiştir. Özellikle Lokman suresindeki ayeti kerime müfessirlerin cumhuru tarafından şarkı olarak izah edilmiştir. Kur’an tercümanı ıbn Abbas, sahabenin fakihi Abdullah b. Mesud (hem de üç defa yemin ederek) bunu şarkı ile izah etmişlerdir. Neticede sahabe görüşüdür ve haramlık için yeterli bir delil değildir şeklinde değerlendirecek olsak bile; Allahu Teala’nın ayeti hakkında konuşurken bu kadar kesin ve iddialı bir ifade kullanmak, bunun Rasulullah’tan duyulma ihtimalini dikkate almamızı getirmektedir. Usul ilminde merfu hükmünde mevkuf bir hadistir şeklinde izah edilebilir. Biraz sonra aktaracağımız hadislerde özellikle bu ayetle ilgili tefsiri destekleyen ifadeler vardır.
Kalan iki ayeti kerime ise farklı şekillerde izah edilmiştir. Ancak şarkıyı da içine aldıkları bazı sahabeler veya tabiinin büyük müfessirleri tarafından söylenmiştir. Özel bir delil olmasa bile destekleyici yan delil olduğu muhakkaktır.


b)şarkı-Çalgıların Haramlığına Delalet Eden Hadisi şerifler:

1) ımam Buhari Sahihinde şu hadisi rivayet eder:

Abdurrahman b. Ganem el-Eş’ari anlattı ki: Bana Ebu Amir -veya Ebu Malik el-Eş’ari-, -Vallahi bana yalan da söylemedi- Rasulullah (s.a.v)’ın şöyle dediğini anlattı: “Ümmetimden bazı insanlar olacak (onlar) zinayı, ipeği, içki ve çalgı aletlerini helal görecekler. Bazıları da bir dağın eteğinde konaklayacaklar. (Çobanları) koyunlarını onların yanına getirecek, fakir ihtiyacı için onlara geldiğinde, yarın bize gel diyecekler. Allah onları gece vakti helak edecek, dağıda başlarına geçirecek.
Başkalarının da yaratılışlarını (suretlerini) maymunlara ve domuzlara çevirecektir.” (Buhari, Eşribe: 5)

2) Ebu Musa el-Eş’ari (ra)’den:

Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Her kim şarkı dinlerse ona, cennet ehlinden olan “Ruhaneyn’in şarkısını dinlemesine izin verilmez. “Ruhaneyn kimdir” diye sorulunca, Rasulullah (sav): “Cennet ehlinin parlak gözlüsüdür” buyurdu.

3) Ebu Malik el-Eş’ari’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurduğunu işittim:

“Ümmetimden bazı kimseler şarabı içecek ve ona başka bir isim verecekler. Başları ucunda çalgılar çalınacak, şarkıcı kadınlar şarkı söyleyecek Allah onları yerin dibine batıracak, bazılarını domuz ve maymuna çevirecek.”

Hadisi ıbn Mace, ımam Ahmed, I, 235, ıbn Hibban sahihinde, Deylemi Süneninde, Tayalisi de Süneninde rivayet etmişlerdir. Hadis şahitleriyle beraber sıhhat derecesindedir. (Ney’lül Evtar, c. 8, s. 433)

Hadisleri kısaca izah edecek olursak, Allahu Teala mübah işleyen bir insanı bu fiilden dolayı yerin dibine batırmaz veya domuz veya maymuna çevirmez. Özellikle maymuna ve domuza çevirme ısrailoğullarının Allah’ı aldatma yoluyla Allah’a isyanlarının bir cezasıydı.

4) Hz. Ali b. Ebi Talib (ra)’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Ümmetim şu onbeş hasleti işleyecek oldumu üzerlerine belalar iner (hak olur) … şarkıcı cariyeler ve çalgı aletleri edinecek olurlarsa … Belaların işlenen günahlar dolayısıyla insanlara geldiğini düşündüğümüzde şarkının ve çalgı aletlerinin (müziği) dinlemenin de günah olduğunu anlayabiliriz.

5)Ebu Ümame (ra)’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “şarkı söyleyen cariyeleri satmayın, satın almayın, onlara bunu öğretmeyin. Bunlarla yapılan ticarette ayrıca hiçbir hayır yoktur. Paraları da haramdır. şu ayeti kerime bunlar için inmiştir: “ınsanlardan kimileri vardır ki -bilgisizce- (insanları) Allah yolundan alıkoymak için eğlence sözleri satın alırlar. ışte onlara aşağılayıcı bir azap vardır.” Tirmizi, Buyu 51, ımam Tirmizi hadisin senedi ile ilgili şunları söyler: Bazı ilim erbabı senedde bulunan Ali b. Yezid hakkında konuşmuşlar ve zayıf olduğunu söylemişlerdir. Hafız ıbn Kesir’de bu ravinin zayıf olduğunu söylemiştir. (7)

Hadisin şarihi Hafız Ebul Ala el-Mübarekfuri alimlerin Ali b. Yezid hakkındaki kanaatlerini Zehebi’nin Mizan adlı eserine dayanarak nakleder. Buhari, münkeru’l-hadis, Nesai, sika değildir, Ebu Zurra kavi bir ravi değildir, Darekutni, metruktur demişlerdir.

Hadisin metniyle ilgili şerh yaparken de şarih hadiste geçen “onlara bunu öğretmeyin” ifadesindeki “bu” zamirini “yani şarkı söylemeyi öğretmeyin, çünkü şarkı zinanın kapsını açar” şeklinde izah etmiştir.

ımam Tıbi’de şu görüşü nakleder: “Ayette geçen “hadis” lafzından maksat münkerlerdir. Bununda içine “masallar, aslı olmayan dini hikayeler, hurafeler, insanları güldüren kıssalar, şarkı, müzik öğrenme v.b şeyler girer.”(8)
Hadisin senedinde zayıf bir ravi bulunmaktadır. O açıdan hadis haramlık ifade edecek kuvvette bir delil değildir. Ancak geçen sahih rivayetlere destek olmakta ve o rivayetlerle kuvvetlenmektedir.

6) Abdullah b. Ömer (ra)’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah içkiyi, kumarı, Kube (davul) ve gubayra (tambur, ud, kaval, manalarına gelir)yı haram kıldı. Her sarhoş edici şeyde haramdır.”

Hadisi Ebu Davud, ımam Ahmed rivayet etmişlerdir. Hadisin sened kriterini yapan el-Münziri: Bu hadis malul’dür, ancak ıbn Abbas’tan aynı manada gelen bir rivayetle desteklenmektedir. ıbn Abbas’tan aynı manada gelen hadis de ımam Ahmed, Ebu Davud, ıbn Hibban ve Beyhaki rivayet etmişlerdir. (9)

7) Ebu Ümame (ra)’den: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Allah beni insanlara rahmet ve hidayet olarak gönderdi. Bana üflemeli çalgıları (zurna, kaval) ve davulları ve cahiliyede tapılan putları yok etmemi emretti.” Hadisi ımam Ahmed rivayet etmiştir. Ancak senedinde Ali b. Yezid vardır, zayıf olduğunu önceki hadislerde aktarmıştık.
 
Katılım
7 May 2007
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Arkadaşlar Müzik Haramdir. Sebebi Ise Biz Bu Dünyaya Eğlenmeye Gelmedik Efendi Hazretleri (k.s.) Allahtan Başkasini Düşünürsen O Düşündüğün şeye Iman Etmişsin Der . Yani Müzik Insana Allah(c.c.) Yu Unutturur
 

ebuhatim

Asistan
Katılım
3 May 2007
Mesajlar
228
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şuanda piyasada ki pop türü olan şarkıları söylemiyorum bile...

Rock, jazz, yabancı hepsi aynı...

Şahsen her türlü çalgı aletiyle yapılan ilahi! leri bile dinlemiyorum. Öyle gördük öyle devam ediyoruz çok şü,kür.


Allah razı olsun, ecrini arttırsın Rabbim!
 

ebuhatim

Asistan
Katılım
3 May 2007
Mesajlar
228
Tepkime puanı
1
Puanları
0
sa müzik konusunda bir kaç kelemada ben etmek isterim isterimde ki kasıt aktarmak isterim manasında inş.
tabi ki bu konular ameli konular oldu ğu için edilelyi şeriyey bakacağız bu konudada icma dediğimiz şerri delile başvurmamız alzım gelir:
vede doğal olarak meseplere başburmak alzım gelir
hanifi meshebine göre müzükli olan tüm her şey haarmdır. bu ialhide olsa sonuçta içinde müzik vardır burada ölçü müziğin olması ve ya olmamasıdır. tabiki bunun la beraber içinde ki küfri veya müstehcen sözlerinde.müzikli olan herşey haarmdır. eğer ki söyleen sözlerde müzik namına birşey yoksada eğer ki szöler şehvet içerikli ise veya uyandırıcı veya küfri sözler ise yine haramdır.
ama eğer ki hiç bir aykırılık yoksada hanifi meshebine göre caiz görülmemiştir.

imamı şafiye göre sie oda şu hadisi şerifi dedlil getirerek medinelilerin düğününde çalgıcılar gelmiş ve hazreti ebnubekir onları uyarmıştır hazreti aişenin durumu resullah efendimize aktarmasıyla buğün onların enmarazlı günüdür. ölçülü oalrak yani şarkı söyleyebilirler ifadesini kulanmıştır.vede demiştir ki oda müzik li aletler haramdır.hanifi meshebindede belirttiğimiz üzere küfri veya müstehcem tarzında oalnlardan haramdır müziksiz olsalar bile. aama hanifi meshebiyle ilgilia ralarındaki tek fark şafi meshebine göre müziksiz oalrak haddi aşmamak koşuluyla dinlenebilri ve söylenebilir.
alalhua lem hambeli meshebindede buna yakın bir görüş vardır. maliki mesebi ise kesinlikle yasaklıyor.
not:tabi busaydığımız şeylerde caiz oaln müzik aletleri istisnadır.def ve eny gibi.silahınızla kuşanın ve kuşatın inş



KISA ÖZ VE GAYET AÇIKLAYICI BİR YAZIYDI ALLAH RAZI OLSUN ABİCİM!
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
müzik ile zikir hususu çok enteresan...

bu hususta ayrıntıya girmeniz mümkün mü?
 

simurg

Asistan
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
472
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Konum
Trabzon
müzik ile zikir hususu çok enteresan...

bu hususta ayrıntıya girmeniz mümkün mü?

Acizane zannımca bunu böyle bir konuyu böyle uzun uzadıya üzerinde ihtilafı bile söz konusu olmayan sadece çeşitlendirmesi oaln bir meseleyi bizler dallandırıyoruz heralde abi

O yüzden enterasanlığıda veern evet biziz. Gerçekten dikkat celbedici enterasanlık boyutuna geldi. O yüzden ikinci bir yazı yazma ihtiyacı hissettim kendimce. Konu işlkenmesine rağmen bended ilgi uyandırdı tekrar.Sözlerim kendi nefsime söylememden öteye gitmez. Ne olur abiler üzerinize sakın alınmayın. Belkide yanlış bir analizir. Pek benim içimede sinmedi. şu satıtra kadar yazdıklarım. Velhasılkelam...


Müzik husussunda fıkhi oalrak hükmünü biliyoruz zaten inş.

Zikir konusunda ise zikir çekmek caizdir,helaldir,sevaptır.Kişinin zikirde tefrite kaçmasınada olumsuz bakılmamıştır. Çünki bu şekilde alimelrimiz menfi bir görüş belirtmemişlerdir allahu alem.

Yanlız kişi namaz kılma esnasında zikir çekerse hem namazı bozulur,hem tazimszilik yaptığı için o zikir ona kerih olmuş olur. Ancak bu gibi durumlarda zikrin , bu şekilde bir kerihliği vardır,yapıldığı taktirde tabi ki.

Bir hususa daha değinmek isteriz inş.Şu yaklaşımla çok karşılaşabiliyoruz. Gidip arabesk dinleyeceğimize hiç olmassa ilahi dinliyoruz.arabesk dinlesekte isyanlı şeyleri daha mı iyi diyorlar. o yüzden hiç olmassa dinlediğimiz Allahu zülcelal i hatırlatıyor. denilebiliyor.

Bu konuda ise Allahu zülcelalin haram dediğini helal ,helal dediğini haram diyecek bir halimiz yok hamd olsun.

Kişi ancak zaruri olan durumda kötü oaln iki taneden iyi olanı tercih etmeye çalışır fıkhen.

Tabi kesinlikle bu şekilde dinleyen abilerimizide tenkit edici değiliz. Bu noktada böyle bir konuda olamayızda zaten. Zihalimde müzikli ilahi dinliyor. rabbim hayır olanla islah etsin inş bizleri.

Şunu tekrar belirtmek isteriz abi.zikir ile müzik in kıyas noktasında birbiriyle hiç bir uyuşurluğu yoktur. Çünki farklı konumların farklı istinbatlarıdır. Haddi mahal çerçevesini aşan sözlewrim için özür dielerim. idrakında olmadan yazmışımdır. varsa uyarırsanız doğruluğu çerçeevsinde düzletirim inş. selametle
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Aslında alimlerin yazıları dikkatle okunduğunda, ibadete çalgı karıştırmanın, gidip meyhanede dansöz seyredip çalgı dinlemekten daha günah olduğu anlaşılıyor. Web'den, yukarıda daha evvel çıkmış yazılardan ve kendi kütüphanemden yapacağım birkaç iktibasla izah etmeye çalışayım:

İbni Kayyım el-Cevziyye, toplu zikir halkalarında el çırparak ilahi, kaside ve zikir çekenlerin bu halini Mekke'li müşriklerin hallerine benzeterek şimdilerde "tasavvuf mûsikîsi" denen müzik türünün de haram olacağını ifade etmiştir (Hükmü'l-İslâm fi'l-Gınâ, s. 29-30)

İmam-ı Birgivi diyor ki: "Zamanımızın sofilerinin camilerde ve ziyafetlerde şiir, zikir ve kasideler okuyup teganni etmeleri ve bir sürü hayasız, bid'atçi, tüysüz genç ve sapıklarla bağırıp çağırarak zikir yapmaları da haram olan teganniye dahildir. Ve belki sofilerin bu hali diğer tegannilerden daha şiddetlidir. Çünkü bunda bir de ibadet ediyorum itikadı vardır." (Tarikat-i Muhammediyye, Demir Kitabevi, İstanbul, 1996; s.336-338.)

Bilhassa kendini "tasavvuf ehli" olarak görenlerin, İmam-ı Rabbani hazretlerinin şu yazılarını çok dikkatle okumaları lazımdır:

"Tesavvufcuların birşeyi yapıp yapmaması, halâl veyâ harâm olmasını göstermez. Onlara bakılmaz. Yapdıklarına da birşey demeyiz. Ma'zûr görürüz. Onların hâlini, Allahü teâlâ bilir ve bildiği gibi karşılar. Birşeyin halâl veyâ harâm olduğunu anlamak için, imâm-ı a'zam Ebû Hanîfenin, imâm-ı Ebû Yûsüf Ensârînin ve imâm-ı Muhammed Şeybânînin sözlerine bakılır. ...İslâmiyyetden ve tarîkatden haberi olmıyan, ham sofular, pîrimiz böyle yapdı diye, behâne ederek, hayhuy etmeği, tegannî ve dans etmeği, din ve ibâdet hâline sokmuşlar. Bunlarla sevâb kazanıyoruz sanmışlar. En'âm sûresinin yetmişinci ve A'râf sûresinin ellinci âyetinde meâlen, (Ey sevgili Peygamberim "sallallahü aleyhi ve sellem"! Dinlerini, ibâdetlerini, [şarkı ile, mûsikî ile] oyun ve eğlence hâline sokanlardan uzak ol! Onlar Cehenneme gideceklerdir) buyurulmuşdur. Yukarıda bildirilenlerden anlaşılıyor ki, harâm olduğu kat'î olan işleri, beğenen kâfir olur. Müslüman değildir, mürted olmuşdur. [Hâlbuki harâmları, tatlı gelse dahî, çirkin bilerek, üzülerek yapanlar kâfir olmaz.] O hâlde, düşünmeli ki, harâmlara kıymet verenlerin ve bunları ibâdet bilenlerin hâli ne oluyor? Cenâb-ı Hakka sonsuz hamd ve şükr olsun ki, bizi yetişdiren büyüklerimiz, bu pisliğe bulaşmadı. " (Mektubat tercümesi, m.266)

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri de şöyle yazıyor: "Biz sema, nağme ve raksı caiz görmüyoruz." (Gunye'tüt Talibin, Berekat Yayınevi, İstanbul, 1986, s.453)

İhtilaflı olmakla beraber, yüksek sesle zikir veya sema (sima', yani çalgısız ilahi, kaside, şiir okumak ve dinlemek) genel olarak günah değildir (İmam-ı Gazali). Ancak bunu oyun ve eğlence haline getirmek, yahut kadın-erkek karışık bulunmak, yahut el çırpmak ve bilerek raksetmek veya çalgı kullanmak gibi fiiller karıştığı zaman günah oluyor. Sema meclisinde vecd halinde, gayrı ihtiyari raks gibi hareketler hasıl olursa mazur sayılırlar (İmam-ı Gazali, İmam-ı Süyuti)

Yabancı kadının tegannisini dinlemek caiz değildir. Bazıları "benim kalbim temiz, kalbime kötü düşünceler gelmeden dinliyorum" vs. diyorlar. İmam-ı Abdülkadir-i Geylâni buyuruyor ki:

"Bir kimse, ben yabancı kadınların sesini öyle bir hâl ve mâna üzere dinlerim ki, onunla Allahü teâlânın katında kurtulurum derse, biz ona yalancısın deriz. Çünkü şeriat böyle bir hâl ve mâna ile, veya başka bir şekilde dinlemenin arasını ayırmamıştır." (a.g.e. s. 55.)

Bazıları da sadece yabancı kadınlardan, içkiden vs. bahseden veya sözlerinde başka kötülükler olan müzikler günah olur diyorlar. Halbuki, Kur'an-ı kerimi çalgı eşliğinde okumak asla caiz değildir:

"Bîr kimse, Kur'an-ı Kerîmi, def çalarak, kaval çalarak okuduğu zaman, muhakkak, kâfir olur." (Feteva-i Hindiyye (Feteva-i Alemgiriyye), Akçağ Yayınları: 4/326-328.)

"Kur'an-ı kerimi musiki aletleri ile beraber okumak küfürdür." (A. Z. Gümüşhanevi, Ehl-i Sünnet İtikadı, Bedir Yay., s.132)

Hadimi hazretlerinin meşhur eseri Berika'da da "def gibi bir şeyle" [çalgı ile] Kur'an okuyanın kafir olacağı yazılıdır (c.2, s.447).

Tekbirleri, salevatları, mevlidi vs. çalgı eşliğinde söylemenin caiz olmayacağı yukarıdaki yazılardan açıkca anlaşılmaktadır. Kısacası, ibadetlere, zikirlere asla çalgı sokulmamalıdır.

İmam-ı Sühreverdi de diyor ki:

“Ehl-i insaf birisi, zamanımızdaki insanların toplantılarındaki durumu, şarkıcının defiyle oturup diğer çalgıcıların aletleriyle katılımını bir düşünse; böyle bir toplantı şeklinin, Hazret-i Resulullah’ın huzur-ı seadetlerinde vaki olduğunu söyleyebilir mi? Allah Resulü ve Eshabının, ortaya bir takım söz sanatçısı çıkararak başına toplanıp onu dinledikleri ileri sürülebilir mi? Tabii ki hayır.” (Avarifü’l-Mearif, s.241)

Caiz olan müzikler de mevcuttur: Mesela, savaşta İslam askerini cesaretlendirmek için davul çalmak caizdir.

Fetava-i Hindiyye'de diyor ki: "Bir adam, diğerini davul çalmak için icarlarsa, eğer eğlence için olursa, bu caiz değildir. Şayet savaşa çıkmak için olursa, caizdir. Gayetü'l-Beyân'da da böyledir. Eğlence için olmayan davulu icarlamak ve icare müddetini söylemek caizdir."

İbni Abidin'de de diyor ki: "Davul, zurna ve emsali çalgıları çalması için adam kiralamak sahih değildir. Ama yalnız savaşa giden askerler veya düğün için davul çalınmasında beis yoktur. Ecnâs'ta bunun izahı yapılmıştır. Düğün gecesi nikâhın ilanı için def çalmakta da bir beis yoktur. Velvaliciye'de şöyle denilir: «Ordunun veya kafilenin uğurlanması yahut karşılanması sırasında def çalınması caizdir.»"

Yine İbni Abidin'de buyruluyor ki: "Ramazanda sahur için uyuyanları uyandırmak için davul çalmak da hamamın borusunun çalınması gibi mubahtır."

Muhammed Hadimi hazretleri Berika'da buyuruyor ki: "Çalgı aletlerini çalmak elin afetlerindendir. Zilsiz def, düğün gecesi bundan müstesnadır. Gazilerin davulları da bundan müstesnadır. Hacıların ve kervanların davulları da bundan müstesnadır."

Yine Fetava-i Hindiyye'de diyor ki: "İmâm Ebû Yüsuf: (Bir kadının, çocuğunun susması için tef çalmasının zararı yoktur; bu durumda mekruh değildir. Ancak, ondan bir oyun, günâh, şarkı türkü meydana gelirse işte onu kerih görürüm.) buyurmuştur. Bayram günü tef çalmakta bir beis yoktur."
 

cypermethrin

Asistan
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
264
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
müzik haram değildir. Haram olamaz Allahü Teala bize müzik dinlemeyi haram etmiş olsa idi bunu mutlaka Kitabımız Kuran-ı Kerim de belirtirdi. Allahtan başka kimse! söz konusu Peygamber Efendimizde olsa Allahın bize haram etmediği birşeyi haram etme yetkisine sahip değil. Hadis ve Kuran-ı Kerim birbiri ile çelişmez çelişiyorsa eğer o hadis zaten sahih bir hadis değildir. ve Kuran-ı Kerim i ele aldığımızda böyle bir şey söz konusu değildir. Müziğin haram olduğunu gösteren diğer işaretler ise Tamamen uydurmadan ibarettir. Sözümü bir Ayet-i Kerime ile bitirmek İstiyorum.

Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez. (Maide Suresi 87. Ayet)
 
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
:eek:fftp:​
Abilerim, arkadaşlarım: Helal olan birşeyi haram kılmak küfür olduğu gibi, haram olan birşeyi helal kılmakta küfürdür! Kuran'da olmayan birşeyi kabul etmeyiz deyişiniz çok yanlış bir kelime. Peygamber Aleyhisselamı devre dışı bırakmak olmaz. Çünkü o Aleyhisselam bize Kuranı açıklayıp öğretendir, en iyi anlayan odur. Allahu Tealanın en seçkin ve mümtaz kuludur.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesira.
 

cypermethrin

Asistan
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
264
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Haşa ben Peygamber Aleyhisselamı devre dışı bırakmadım. Ama bir şeyi haram veya helal etmek Allahü Tealaya Mahsustur ondan bir başkası bize hiç birşeyi helal yada haram kılamaz Peygamber efendimiz ise bir uyarıcıdır Allahü Tealanın söylemediği hiç birşeyi bu haramdır yada helaldir diyebilecek durumda değildir O sadece tebliğ etmekle yükümlüdür. Allahü Teala Kitabımız Kuran-ı Kerim in hiç bir sayfasında müzik dinlemenin haram olduğunu ise bize söylememiştir. Bu durumda bize müzik haramdır diyen bütün işaretler tamamen uydurma sözden ibarettir.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İmam-ı Beyheki Delail kitabında şöyle rivayet eder:

"Eshab-ı kiramdan İmran bin Husayn (Radıyallahü anh), şefaatle ilgili bazı hadisler nakleder. Oradakilerden biri der ki:

- Siz hadisler bildiriyorsunuz, fakat biz bunlarla ilgili Kur’anda bir şey bulamıyoruz.

İmran bin Husayn hazretleri buyurur ki:

- Sen Kur’anı okudun mu?

- Evet.

- Kur’anda sabah namazının farzının iki, akşamınkinin üç, öğle, ikindi ve yatsının farzının ise dört rekat olduğuna rastladın mı?

- Hayır.

- Peki bunları kimden öğrendiniz? Bizden [Eshab-ı kiramdan] öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Peki Kur’anda kırk koyunda bir koyun, şu kadar devede şu kadar, şu kadar paraya şu kadar dirhem zekat düştüğüne rastladın mı?

- Hayır.

- Öyleyse bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resulullahtan öğrenmedik mi? Hac suresinde (Eski evi [Kabe’yi] tavaf etsinler) âyetini okumadınız mı? Peki orada Kabe’yi yedi defa tavaf edin diye bir ifadeye rastladınız mı?

- Hayır.

- Allahü teâlânın Kur’anda şöyle buyurduğunu duymadınız mı?

(Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa da ondan kaçının.) [Haşr 7]

Hz. İmran daha sonra buyurur ki:

Sizin bilmediğiniz bizim Resulullahtan öğrendiğimiz daha çok şey vardır."


Bir âyet-i kerime meali:

(Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]

İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.

Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]

(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]

İktibastır.

Not: Bu yazıdaki bilgiler ve daha fazlası için bkz.

İmam-ı Süyuti, Miftahu'l-cenne fi'l-ihticac bi's-sunne (Sünnetin İslamdaki Yeri adıyla Doç Dr. Enbiya Yıldırım tarafından Türkçeye çevrildi, Rağbet Yayınları).

Konuyla ilginenler bu kitapda doyurucu malumat bulacaklardır. Bir pasaj nakledeyim:

"Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir. Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur." ( s.18 )
 
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
20
Tepkime puanı
0
Puanları
0
"....Rasülümün size getirdiği şeyleri tutun; sizi sakındırdığı şeylere
son verin...." El-Haşr/7

İmam Ahmed, Darimi, Ebu Davud, Tirmizi ve İbnu Mace'nin tahric ettikleri,
Mikdam bin Ma'di Kerib'den gelen bir rivayette, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem şöyle buyurur: "Dikkat! Gerçekte Ben Kur'an ve Onun misli kadarla geldim. Dikkat! Umulur ki bir adam tok olarak koltuğu üzerinde: "Size bu Kur'an'la tutunmak gerek. Onda helal bulduğunuz şeyleri helal inanın; onda haram bulduğunuz şeyleri haram inanın." der. Ancak Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin haram kıldığı şeyler, Allah'ın haram kıldığı şeyler gibidir. Dikkat edin! Size ehli eşeğin eti ve sivri dişi olan yırtıcı hayvanlar, eminlik ahdini alan kafirlerin luktası asla helal değil; sahibi ondan ihtiyaçsız olursa, o müstesna. Kim bir kavme misafir olarak inerse, onu misafir olarak kabul etmeleri vacipdir. Eğer onlar onu misafir kabul etmezlerse, ihtiyacı kadar onlardan azığını alabilir."
(Bu hadisi şerifi Dilara yayınları Ölçüler isimli eserden yazdım.Sayfa 442 - Müzikle ilgili konuya değinemedim. Müellifin Allah ondan razı olsun Müzikle ilgili çok güzel yazıları var. Benim klavye hakimiyetim zayıf olduğu için yazmaya vaktim yok. Bu kitaptan elinde olanlar varsa buraya aktarırsa sevinirim. Sayfa numaraları: 2006 baskı 83-111-114) Saygı ve sevgilerimle.
 

cypermethrin

Asistan
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
264
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Bu Kuran, insanlara bir açıklama, sakınanlara yol gösterme ve bir öğüttür. (Ali İmran 138)

De ki: "Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?"
Rablerine toplanacaklarından korkanları Kuran ile uyar. O'ndan başka bir dost ve aracıları yoktur. Umulur ki Allah'tan sakınalar. (En'am 50, 51)

Kurana Uyun ki sizi en doğru yola iletsin demiş Allah-ü Teala ve Kuranda asla çelişki yoktur o bir anayasadır. orada yazar yapın der emreder yada tavsiye eder. işte o noktadan sonra neyin nasıl yapılacağını Peygamber efendimiz ve ashabından öğrendik.

Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir. (Haşr suresi 7. Ayet)

Haşr suresi ayetinin tamamını yazıyorum. tamamına bakıldığı zaman yukarıda verilenler ayetin sadece bir kısmıdır. burada Resullahın ne verirse alın neden menederse geri durun derken kastedilen savaştan sonra kazanılan Mal dır. Ayetin anlamını böyle yaparak çarpıtmaya çalışmayalım lütfen.

günümüzde bir çok uydurma vecize hadisi şerif dolaşmakta bunların bir çoğu ise Kuran-ı Kerimi insanların kendilerine yol gösterici olarak seçmemesi ve o Kutsal Kitabın kapatılması ve başka yol gösterici ve aracıların aranmasını sağlamak ile ilgilidir. Lütfen düşünün Allah-ü Teala kitabımızda bizi hep uyarıyor. Allah-ü Teala böyle söylerken o böyle değildir demek kimsenin haddine değildir.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
günümüzde bir çok uydurma vecize hadisi şerif dolaşmakta bunların bir çoğu ise Kuran-ı Kerimi insanların kendilerine yol gösterici olarak seçmemesi ve o Kutsal Kitabın kapatılması ve başka yol gösterici ve aracıların aranmasını sağlamak ile ilgilidir. Lütfen düşünün Allah-ü Teala kitabımızda bizi hep uyarıyor. Allah-ü Teala böyle söylerken o böyle değildir demek kimsenin haddine değildir.

Senin "yalnız Kur'an" diyen zındıkların tesiri altında olduğun anlaşılıyor. Bu düşüncede olanları muhatab almıyorum. Forum yönetiminin izin verdiği oranda istediğini yazarsın, seninle uğraşacak vaktim yok.

Mezkur ayeti kendi kafama göre yorumlamış değilim. İmam-ı Şafii'nin ve Ehl-i sünnet alimlerinin açıklamasını naklettim. İmam-ı Şafii'nin açıklaması yukarıda bahsettiğim (Sünnetin İslam'da Yeri isimli) kitabın 36. sayfasındadır.
 

cypermethrin

Asistan
Katılım
12 May 2007
Mesajlar
264
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
(Bu), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın.
Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! (Araf 2,3)


Allah-ü Teala kitabımızda bizi böyle uyarırken ben haşa aksini yapacak değilim. Hiç bir kul Allah-ü Teala dan daha iyi bilemez bunun tartışmasını asla yapamazsın değilmi :)
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Hâdîmî, Seyh Aliyy-ul-Kârî'nin yazmis oldugu risalesinden sunlari nakletmektedir:

" Teganni yani sarki türkü ve ilahi söylemek üç kisimdir. Birincisi, çalgi aletleri olmaksizin, fitne ve ve kinamaktan ârî, selametli sözlerin söylenmesidir. ( Mevlid siirleri ve ilâhiler gibi) Ashab, tâbiîn ve Imam Ebû Hanife, Imam Malik, Imam Safii, Imam Ahmed gibi müctehidlerden naklonulduguna göre bu mübahtir. Imam Kuseyrî de bu sözü seçmistir. Imam Gazali, bunu ittifaki nakletmektedir. Ibnu Hazm, ashab ve tabiinin bu hususta söz birligi yaptigini iddia etmektedir.

En-Nihaye adli eserde de, " Vahseti defetmek için olursa, Imam Serahsî'ye göre de caizdir. " denilmektedir. Izzeddîn Ibnu Dakîk-il-Îd ve Bedreddîn de, Serahsî'nin bu sözünü seçtiler. Kur'an ve benzerinde müstehab, gayrinda mübahtir, denildi.

Imam Ebu Hanife, Süfyan, Hammad, Ibrahim ve Sa'bî'den naklonulan kerahata gelince, onlarin hükmettikleri kerahat, haram olan alet edevatlarla yahud fasiklarin nagmeleriyle olan teganniye hamlolunur.

Ikincisi, tanbur, saz ve sair alet edevatlarla olan tegannidir.


Dört mezhebin meshur kavline göre, def vurmak, darbukayi çalmak ve dinlemek haramdir. Bazi Maliki ve bazi Safiilerden ve bazi seleften, defin vurulmasinin ibahati hakledilmistir. Ebu Tayyib-it-Tabarî, dört mezheb ve bazi Safiilerden, bunun hürmet yani haramligini nakletti. bu hususta en siddet gösteren mezheb Hanefi mezhebidir.
"
Ben derim ki, en siddetlisidir deyisi dogrudur. Çünkü ashabimiz, çalgi aletlerini dinlemenin fisk, onunla lezzetlenmenin küfran-i nimet oldugunu tasrih ettiler. Hakikaten küfran-i nemetten daha zor bir sey yoktur. Nitekim Imam Malik'ten " Ancak bu isi fasiklar yapar." diye naklonuldu. "

Dört mezhebin meshur kavline göre, tanbur, saz, akordeon, zincir ve halkali def, ney, düdük, kaval, ribab ve benzerlerinin çalinmasi haramdir; dinlenmesi de haramdir. Bu hususta esas, Buharî, Ebû Davut ve Beyhâkî'nin tahric ettikleri, Ebî Mâlik-il-Es'arî yahud Ebî Âmir'den gelen bir rivayette Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in buyurdugu:

" Elbette ümmetimden hamri ( sekir verici seyleri ) domuzu ve çalgilari helal edecek bir kavim olacaktir. " mealindeki hadis-i seriftir. Çünkü bu hadis-i serifin hükmü, bunlarin haram olmasidir ki, helal edecek bir kavim olacaktir. Müctehidlerin, bir hadisi delil göstermeleri, o hadisi tashihtir.

Sarki türkü söylemenin haram olmasi için üç sart vardir:

Birincisi, sesi dalgalandirip, nagmelerle söylemektir.

Ikincisi, parmak sakirdatmak, el çirpmak;


Üçüncüsü, sehveti tahrik edici muayyen bir kadinin yahud sarabin yahud fuhus yerlerinin yahud cinsi duygulari uyaran yahud gazabî kuvveti tahrik eden yahud belli bir kavmi hicveden sözlerin olmasidir. Bunlar olmadigi müddetçe aletsiz sarki türkü söylemek, haram olmaz. Böyle olan çalgi ve teganni haram olur. bunlarsiz siir söylemek, hikmetli manalari bildirmek yahud yerine göre edebî sözlerden delil getirmekte, kerahat dahi yoktur.

Sofilerden teganni ve çalgiyi mübah görenlere gelince; onlar birçok sartlar ortaya koymuslardir.

Herhalde bizim zamanimizdaki suur, tasavvufî müziklere müsait degildir. Bugun televizyon ve radyolarda oldugu gibi, çalgiyla birlikte Kur'an okumak, siir söylemek, Ibnu Âbidîn'in de tasrih ettigi üzere, ulemanin icmaiyla haramdir.

Sofîlerce de teganninin sarti; toplumda kendilerinden baskasinin olmamasi, kadin ve hatta bülug çagina yakin oglanlarin bulunmamasi; def veya ney çalanin ihlas üzerinde olmasi; ücret almamalari; onlarla birlikte toplumun yemek içmek için biraraya gelmemesi; halin galebe çalmasinin disinda ayaga kalkmamalari, yani sun'î cezbelerde bulunmamalari olmak üzere altidir.

Ibnu Âbidin diyor ki: " Velhasil bizim zamanimizda çalgi dinlemeye ruhsat yoktur. Nitekim Cüneyd rahimehullah da, kendi zamaninda, dinlemekten dönüs yapmistir. "

Ancak talebeler hakkinda, vahseti defetmek, nefslerini sehvani seylerden döndürmesi için, halis niyete mebnî, ilahiler, hikmetli sözler söylenmesi ve calgi dinlenilmesi, hastayi tedavi etmek meselesine kiyasen caizdir.

Ibnu Abidin: " Çalgilar, ayni için degil, gayri için haramdir. Bazi kimseler hakkinda helal olsa dahi, bazi kimseler hakkinda haram olabilir. " demistir. Fakat bu ölçüyü bilmek ve tatbik etmek, bizim gibilere zordur.

Çalgilari dinlemek, ma'siyet; çalgicilarin yaninda bulunmak, fisk; çalgilarla lezzetlenmek, seriate karsi nankörlüktür.

Bazilari, nankörlük yerine " küfürdür " diye yazmislar. Türkçemizde küfür kelimesi, imanin ziddi olarak kullanilmaktadir. bu takdirde, çalgilarla lezzetlenmek, imanin mukabili küfür degil, sükrün mukabili olan nankörlüktür, diye tevil etmek lazimdir. Tabiî ki, ma'siyeti istihlal, meselemizin disindadir.

Iktibas: Olculer dilara yayinlari

 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Mezkur ayeti kendi kafama göre yorumlamış değilim. İmam-ı Şafii'nin ve Ehl-i sünnet alimlerinin açıklamasını naklettim. İmam-ı Şafii'nin açıklaması yukarıda bahsettiğim (Sünnetin İslam'da Yeri isimli) kitabın 36. sayfasındadır.

Allâh-u Teâlâ “En-Necim” Sûresinin 3. ve 4. âyetlerinde Muhammed hakkında şöyle buyuruyor:



﴾﴿وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلا وَحْيٌ يُوحَى


Anlamı:“ O (Muhammed), kendi görüşüyle değil, ancak O’na vahyedilen şeyleri konuşur.”


Demek ki ayetten anlasilan Efendimiz ser'i meselelerdeKafasindan konusmuyor.
 
Üst