Mevdudi

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Tasgetiren ne derse dogrumu?
Alintiladigim bölümde yanlis görüsü var."Radikal islam" ser güclerin icadidir,bunun icine selefilik,mezhebsizlik dahildir,tasgetiren bunun fark edemeyisini mevdudi ve seyyid kutub gibi zehirlerden beslenmesine bagliyorum.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Tasgetiren ne derse dogrumu?
Alintiladigim bölümde yanlis görüsü var."Radikal islam" ser güclerin icadidir,bunun icine selefilik,mezhebsizlik dahildir,tasgetiren bunun fark edemeyisini mevdudi ve seyyid kutub gibi zehirlerden beslenmesine bagliyorum.

Bak işte aklı 8 karış havada arkadaş. Önce bir yanlış söylüyorsun sonra bu yanlış üzerine doğru hüküm veriyorsun, hükmün de yanlış oluyor nihayetinde.

Radikal İslam sana göre Gülen'ci olmayan hemen herkes gibidir. Madem ona ılımlı islam derler ben de ona karşı gördüğüm herkese radikal islam derim basitliğindesin. Onu geçtim. Mezhepsizlik demişsin sonra tüm herkesi oraya koymuşsun ondan sonra kafirlerin işi demişsin. Taşgetiren zaten bana göre onlar mezhepsiz şu bu değil demiş ve ona göre yorum etmiş. Bir kere ön kabulleriniz başka. Öyle iken onu gözardı edip saçmalamış gibi laflar ediyorsun. Her dediği doğru mu ki denip hemen saçmalamış da denmez bir insana. Haddini bilmek İslam'i edeplerin en büyüklerindendir ama her neden ise sizlerin semtine pek uğramıyor bu.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
yazdiklarindan birsey anlamadim...
meseleyi fazla uzatmadan asagdaki mesajimda neye katilmadigini yaz,ona göre tartisalim illa tartismak istiyorsan!


"28 Şubat sonrası küresel alanda bir siyasal İslam karşıtlığı, radikal İslam karşıtlığı tarzında bir kampanya sürüyor. Bu, Amerika’nın geliştirdiği bir şey. Sovyetlerin dağılmasından sonra NATO’nun konsepti de bu istikamettedir. Yani, İslam’la ilgili bir boyut düşman kategorisine sokulmuştur. Düşman gibi kodlanmıştır.
Bunun adı da “Fundemantalist İslam, Radikal İslam, Entegrist İslam, Selefilik, Siyasal İslam.”


Ben bu görüse katilmiyorum.tam aksine,islama zarar veren bunlar olmusdur,
yani "Fundemantalist İslam, Radikal İslam, Entegrist İslam, Selefilik, Siyasal İslam" dediginiz akimlar hep kafirlerin icadidir,onlarin uydurmnasidir,islamyieti karalamak,müslümanlara saldirmak icin bahane olmuslardir hep,dolaysiiyla hep beslenmislerdir,islerine gelmisdir bunlar,sürekli gündemde tutulmuslar, kafirlerin ekmegine yag süren,islam ülkelerinin isgaline alet olan bu akimlarin karsisinda duran nedense hic gündem olusturmamislar,medyada malzeme olmamislar...bunun sebebi ne olsa gerek?

Taserionluk yapmadiklari icin.

Eger Milli-Görüs hareketi olmasaydi 28 subat kararlarida olmazdi,mezhebsizler olmasaydi islamin özü olan tasavvuf düsmanligida olmazdi,neo selefilik olmasaydi el-kaida olmazdi,masumlari öldürmenin caiz oldugunu söyleyen dengesizler olmasydi 11 eylülde olmazdi,terör eylemleride olmazdi dolaysiyla ser güclerin islam ülkelerini isgal edip müminleri katletmelerine zemin hazirlanamazdi.
tasgetiren bu konuda sacmalamis,seyyid kutubdan ve mevdudiden beslenirsen böyle sacmalamaya baslarsin iste:)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Tartışma havamda değilim, şu kadarı kafi gelir üstteki yazımdan:

"Radikal İslam sana göre Gülen'ci olmayan hemen herkes gibidir. "
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
tasgetirene nereden girdik,meseleyi derinlestirmeden önce bunu tesbit edelim:

ben mevdudinin mezhebli oldugunu isbat etmenizi istemem üzerine Hikem denen arkadas mevdudinin mezhebsiz oldugunu isbat etmemi istedi,bunun üzerine asagdaki mesaji yazdim:

Hikem mevdudinin mezhebsiz oldugu mezheblere aykiri görüslerinden anlasiliyor.
ismail cetin hoca 80 küsür yerde mezhebe aykiri görüsleri var diyor.

Bu rakami daha yükseklere cekenlerde var.

Hicbir mezhebe uymayan görüsleride var...

Herif kendini mücdehid zanetmis,islamoglu gibi,bayindir gibi mücdehid olmadigi halde kendini bir halt zanederek mücdehid metoduyla hareket etmis,mezhebleri birbirine corba gibi karistirmis,corbadan anlamadigi halde corbaya kendi kafasina göre tuz biber,patlican katmis derken ortaya aci bir corba cikmis.

Kimse mezhebini beyan etmeye mecbur degil diyorsun...
Ehli-sünnet ölcülerine göre kendi mezhebinde olmayan bir görüsle amel etmenin hükmünü bilmiyormusun?
sen bir ilmihal kitabi okudugunda bu kitabin hangi mezhebin görüslerini temsil ettigini merak etmezmisin?

derinlere dalmaya gerek yok,mezhebe aykiri görüsleri olanin mezhebe bagli olmadigi gün gibi apacik ortadayken talib denen arkadas tasgetireni getirdi önümüze.
Adeta "tasgetirende mevdudici olduguna göre mevdudi iyidir,mezheblidir" der gibi.ne yani tasgetiren ne derse hakmi?
o ne derse dogrumu?
Birakin bu isleri,"o ne derse dogru" anlayisiy sebebiyle az fitne cikmadi!
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Tartışma havamda değilim, şu kadarı kafi gelir üstteki yazımdan:

"Radikal İslam sana göre Gülen'ci olmayan hemen herkes gibidir. "

yaniliyorsun,yerine göre ben Gülenide elestiririm.
Alakasi yok.islam islamdir.Bir dengeli islam var,birde dengesiz islam.
Son 30 yila dönüp baktigimizda fitnelerin cikmasi, islamin yanlis tanitilmasi,islam ülkelerinin isgal edilmesi, müslümanlarin katledilmesi...vs tüm bunlara alet olanlar ya findamentalistler,radikaller yada mezhebsizler olmusdur.Bunu inkarmi ediyorsun?
Ser güclerin ekmegine yag süren bu sapik akimlari carpitanlar,destekleyenler veya masum gösterenler vebal altindadir.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Adeta "tasgetirende mevdudici olduguna göre mevdudi iyidir,mezheblidir" der gibi.ne yani tasgetiren ne derse hakmi?

1. Çarpıtmayı kendine farz mı edindin? Taşgetiren Mevdudi'ci de ne demek? Ne ben öyle bir şey dedim ne de Taşgetiren öyledir. Bir kalemde çizilmesine, Merdudi denmesine karşıdır Taşgetiren. Hataları var, tasavvufa bakış açısı eleştirilebilir ama bana göre faydası olmuştur demiş ve konuyu çok güzel özetlemiş. Tekrar tekrar oku. Öyle öz bilgileri heryerde bulamazsın.

2. Taşgetiren ne derse hak demedim ama her zaman haktan yanadır derim. Olayları senden çok daha iyi bilir ve çok daha güzel ve doğru olarak okur. Derviştir, engin bir gönle sahiptir, büyük mürşidlerin üzerinde nazarı vardır.
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Caaanım konuyu ne hale getirmişsiniz mubarekler :)

Şimdi isim vermeyeyim şu bazı haddi aşanların kelamıyla söz sarfedecek olsak ve desek ki
Önce tefhim gibi bir eser ortaya koysun pirileriniz,şeyhleriniz,irşad edicileriniz
ondan sonra eleştirsin.

Mezhep taassupçuluğu yoktur,
şeyhe Rabıta TEHLİKELİDİR.nass yoktur bu konuda ispat edemezsiniz..

velhasıl ne bağırıp çağırıyorsunuz ya
herkes amelinin hesabını verecek diriler ölülerin ardından konuşmasın.
Kimin hangi mezhebe bağlı olduğuna değil dönün de (döneyim de ) amellerimize bakalım..

 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Mevdudi'den, Kutub'tan önce okunması gereken nice mübarek alimler, müfessirler vardır. Kişi, okunması elzem ve evvel olanları okumalı, ilmini artırmalı; sonra zaman kalırsa Mevdudi, Kutup gibilerin tefsirlerini okumalı.

Neden?

Kendileri öyle yazdılar ya da onlar adına eserlerine kalem bulaştı; yazdılar ya pişman oldular ya da olmadılar; bunlar biz avam Müslümanlar için öğrenme adına bir tehlikede bulunduğumuz gerçeğini değiştirmiyor: Şu bir gerçek ki Mevdudi ve Kutub'un ve benzerlerinin eserlerinde Ehli Sünnet'e uymayan taraflar vardır. Kişi eğer Ehli Sünnetim diyorsa, gereklerini yerine getirmeli: Kendi istikametinde bulunan bilgilerle mücehhez olmalı, kendi yolu-mezhebi açısından eğrisini doğrusunu iyi öğrenmeli, sonra bunları yaşamalı... Akıl bunu emreder. Nakil bunu iktiza ettirir.

Gerekeni gerektiği şekilde elde ettikten sonra istediği "elma bahçesine" girsin... İstediği "meyveden" yesin. O elbette çürük elmayı sağlıklısından ayırıp zararlı olanından sakınacaktır.

Fi emanillah. Dua ediniz.
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Ahmed Taşgetiren gibi mutedil bir müslümanın Mevdudi özelinden söyledikleri önemlidir..Herhalde Taşgetirenede Mezhebsiz denemeyeceğine göre,Taşgetiren ve emsallerinin (kuşağının) okudukları terceme eserlerden olumsuz manada etkilenmedikleri sözlerinden , yazdıklarından aşikar değil mi?
Herhalde sözlerimiz anlaşılmadı: Biz adı geçen müeelliflerin eleştirilemeyeceğini söylemiyoruz..Lakin mahkum edilerek eserlerine pranga vurulmasına, yok sayılmalarına, ''merdud'', mezhebsiz sayılmalarına karşıyız..Bir şey zıddıyla anlaşılır..Mevdudi hareketinden İngilizler memnun olmuş mu, yoksa gelişmleri sakıncalı mı görmüşler...Mevdudinin bir ara idama hüküm giydiğini biliyoruz..Bu meselede İngiliz parmağını görrmek gerekir..

Taşgetirenin şu sözlerine katılmamak mümkünmü: '' Mevdudi’nin de, Seyyid Kutup’un da, Muhammed Kutup’un da, Said Havva’nın da, Hasan el Benna’nın da kendi ülkelerinde ciddi bir mücadele verdiklerini, kendi hayatlarında müslümanca yaşadıklarını ve İslam’ın hayat haline gelmesi için ciddi bir gayretin içerisinde olduklarını, bir takım zulümlere maruz kaldıklarını, kimisinin bunu hayatıyla ödediğini, onların mücadele verdikleri yapıları meşrulaştırmamak gerektiğini düşünüyorum.

Dediğim gibi, eserlerinde tartışılacak konular vardır, bulunur. Ama ben bütünüyle “merdudi” gibi, dinde reformcu gibi, mezhepsizler gibi, vesaire gibi sözlerin doğru olmadığını söyleyebilirim. ''

İstemeyenler okumasınlar, ama gölgede etmesinler..
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Ahmet Taşgetiren'le...

-Okuma serüveninizde sizi en çok etkileyen düşünce adamları ve kitaplar nelerdir?

-Gençliğimizden beri farklı alanlarımızda okumalarımız oldu. Yani, diyelim ki İmam Hatipli yıllarımızda Risale-i Nur’lardan başladığımızı söyleyebilirim. Gene İmam Hatipli yıllarımızda İhvan-ı Müslimin’in eserleri yayınlanmaya başlamıştı. Yani Seyyid Kutup, Muhammed Kutup gibi İhvan-ı Müsliminin önderlerinin kitapları yayınlanmaya başlamıştı.

Yine o yıllarda Sezai Karakoç’un “Diriliş”i yayınlanma başlamıştı. Yine o yıllarda Necip Fazıl merhumun Büyük Doğu ve diğer eserleri yayınlanmaya başlamıştı. Peyami Safa yazıyordu, o zaman romanları vesaire çıkmaya başlamıştı Bütün bunlar bizim faydalandığımız eserler içerisinde yer aldı.

Çok okumaya yöneltildik biz. Edebiyat dergisini çıkaran Nuri Pakdil, Maraşlı’dır. Onun da yoğun teşvikleri oldu. Bizim o dönemimizde, işte Vehbi Vakkasoğlu, İsmail Kıllıoğlu, Osman Sarı, Ziya Kazıcı gibi arkadaşlar. Bunlar üzerinde “aman okuyun, aman okuyun” diye çok yönlendirmeler olmuştur. Oralardan geliyoruz.

Sezai Karakoç’u Diriliş dergisinin ilk sayılarından itibaren iyi okumuşumdur, önemserim. Necip Fazıl’ı önemserim. Seyyid Kutub’un, Muhammed Kutub’un bizim düşünce dünyamızda önemli katkıları vardır. Onlardan alarak geliyoruz, kendi kişiliğimizi, düşüncelerimizi tasfiye ederek, yoğurarak geliyoruz.

Daha sonraki dönemlerde ben “Mücadele Birliği” içerisinde bulundum. Mücadele Birliği dünyasının da bir kültürel muhtevası vardır. Yani daha siyasi bilinç edinmek, sistem bilinci edinmekte oranın önemli katkılarını söylemek isterim. Ben bir Müslüman için siyasi şuur ve sistem şuurunun önemli olduğunu düşünürüm.

Aynı şey Seyyid Kutup vesaire onlarda da bulunuyordu. Hindistanlı alimler var; Nedeviler, Mevdudiler vesaire..Onlar da okuma alanımız içerisinde bulunmuşlardır.

Böyle bir harmanlama ile geliyoruz, devam ediyoruz. Okuma bitmiyor, okumaya devam ediyoruz..

-Türkiye'de yetmişli- seksenli yıllarda Seyyid Kutup ve Mevdudi vs tercüme eserler furyası varken, özellikle 28 Şubattan sonra yerli dinamiklere yönelinmesinin sebepleri nelerdir? Orada dikilen elbiseler buraya uymadı mı?

28 Şubat sonrası küresel alanda bir siyasal İslam karşıtlığı, radikal İslam karşıtlığı tarzında bir kampanya sürüyor. Bu, Amerika’nın geliştirdiği bir şey. Sovyetlerin dağılmasından sonra NATO’nun konsepti de bu istikamettedir. Yani, İslam’la ilgili bir boyut düşman kategorisine sokulmuştur. Düşman gibi kodlanmıştır.

Bunun adı da “Fundemantalist İslam, Radikal İslam, Entegrist İslam, Selefilik, Siyasal İslam.” Bunlar hemen hemen aynı anlama kullanılıyor ve bunlar götürülüp hemen İhvan-ı Müslim’in hareketi ile de bütünleştiriliyor. Yani, “İslam dünyasında bir selefilik var. Bu, siyasal İslam’ı besliyor. Ve İslam’dan yola çıkarak, insanları bir siyasi mücadele alanına sevk etmeye yol açıyor. Bu, devre dışı bırakılmalıdır. İslam, Ortadoğu’da krizlerin sebebidir. Bir takım sancıların sebebidir. Bunun sebebi de Siyasal İslam’dır” deniliyor.

Bu hareket sadece İslami hüviyeti ile dışlanıyor değil. Bu hareket aynı zamanda batının bu coğrafyadaki emperyalizmini, sömürgeciliğini de sorgulayan bir hareket. Dolayısıyla bu hareket siyasal nitelik kazanıp, ülkeleri yönetmeye başladığından itibaren batı ile o ülke arasında bir hesaplaşma dönemi başlayacak gibi kabul ediliyor. Onun için bu hareketin siyasal alanda önü kesilmek isteniyor.

Türkiye’deki 28 Şubat da bununla bağlantılıdır ve siyasal anlamda da Refah hareketi tasfiye sürecine sokulmuştur. Cezayir’de darbe yapılmıştır. Ürdün’de İhvan’ın önü kesilmiştir. Batı dünyası Mısır’da sırf bu yüzden, despot bir yönetimin devam etmesine göz yumuyor. Her yerde demokrasi istiyor, ama Hüsnü Mübarek’e demokrasi istemiyor.

Şimdi dolayısıyla, bütün dünyada Selefilik karşıtı bir söylem geliştirilmiş oldu. Bunun İslam dünyasında da karşılığı oluştu. Bir takım bizdeki yazanlar, çizenler tarafından, hakikaten sanki insanlar İhvan-ı Müslim’in düşüncesi ile temas kurarak çok kötü bir şey yapmışlar gibi bir tema işlendi, bir propaganda işlendi. Bu, yer yer İslami çevrelerde karşılığını buldu. Ama bence bu İslam ülkelerindeki İslam dışı sistemlerin problemiydi. İslam’ın bu tarz siyasal anlamda da toplumları etkileyip, yönetimi bir ölçüde belirlemesine karşı çıkıyorlardı. 11 Eylül sonrası, yerel sistemler bu kampanyaya paralel hareket etmeye başladılar.

Bunun üzerine İslami hareketler de baktılar ki küresel anlamda meşruiyet zeminleri yok ediliyor, hukuk dışına, yasa dışına itiliyorlar. Adamlar kapatıyor sizi. Darbe yapıyor. Size karşı darbeyi meşru görüyor. Hukuki düzenlemeleri size hayat hakkı vermeyecek nitelikte oluşturuyor.

Bunun üzerine İslami hareketler siyasal planda daha farklı bir formata girdiler. Sistemin normlarına daha uygunluk gösteren bir formata girdiler. Dini hüviyetlerini azalttılar. Söylemleri daha seküler bir görüntü kazandı.

Dolayısıyla bunun teorisi de oluştu. Bir takım insanlar “70-80’lerdeki tercüme hareketi bizim kafalarımızı bozdu. Bir yanlışa sürüklendik. Bu bir furyaydı. Şimdi kafalarımız düzeliyor” gibi algıladılar. Ben buna katılmıyorum. Yani o dönmede kafalarımız bozulmuş değildi. Aslında ciddi bir uyanış yaşanmıştı.

Selefilik farklı biçimlerde tartışılabilir, eleştirilebilir. Onun sünnetle ilgisi, İslam kültürü ile ilgisi, tasavvufla ilgisi tartışılabilir. Oradaki yanlışları söylenebilir. Ama bir Müslüman’ın siyasal bilinç kazanmasını, sistem bilinci kazanmasını ben yanlış görmüyorum.

Bu, bugünde gerekli olan bir şeydir. Çünkü o sistem bilincinden, siyasal bilinçten uzaklaştırıldığınızda, İslam ülkelerine Birinci dünya savaşından sonra öngörülen “din kalpte kalsın, sosyal hayatı belirleyici olmasın” yaklaşımına götürülmüş oluyorsunuz. Tabii ki insanlar etkileniyor. Bahsettiğiniz durum, Müslümanların zihninde gerçekleşen sekülerleşme, laikleşme ile bağlantılı bir hadise…

-Bir de o tercümelere karşı 70’li yıllarda Necip Fazılla, Hüseyin Hilmi Işık’la, Mehmed Şevket beyle vs. gelişen bir tepki de var. Bunu nasıl görüyorsunuz?

Ben onları onaylamıyorum. Benim şahsi düşüncem, Mevdudi’nin de, Seyyid Kutup’un da, Muhammed Kutup’un da, Said Havva’nın da, Hasan el Benna’nın da kendi ülkelerinde ciddi bir mücadele verdiklerini, kendi hayatlarında müslümanca yaşadıklarını ve İslam’ın hayat haline gelmesi için ciddi bir gayretin içerisinde olduklarını, bir takım zulümlere maruz kaldıklarını, kimisinin bunu hayatıyla ödediğini, onların mücadele verdikleri yapıları meşrulaştırmamak gerektiğini düşünüyorum.

Dediğim gibi, eserlerinde tartışılacak konular vardır, bulunur. Ama ben bütünüyle “merdudi” gibi, dinde reformcu gibi, mezhepsizler gibi, vesaire gibi sözlerin doğru olmadığını söyleyebilirim.

----

Yeni Osmanlı sert söylemlerinin kimlerle paralel yönde olduğunu bir daha düşünmeli.
-Bir de o tercümelere karşı 70’li yıllarda Necip Fazılla, Hüseyin Hilmi Işık’la, Mehmed Şevket beyle vs. gelişen bir tepki de var. Bunu nasıl görüyorsunuz?
Yeni Osmanlı sert söylemlerinin kimlerle paralel yönde olduğunu bir daha düşünmeli..
Buna göre yeni osmanlı; M.Şevki Eygi,Necip Fazıl ve H.Hilmi Işık Efendi ile peralel olmakla suçlanıyor.Eğer böyle ise bu isimler,bu ifadeleri yazan zatı alinizce İngiliz ajanı olarakmı görülüyor.?İkincisi,Güya Seyyid Kutup,Mevdudi gibiler siyasi İslam kanadını temsil ediyor,bu halide batı ve Amerika istemiyor.Şimdi bu zatlara karşı çıkmak demek, batı ve Amerika tarafında yer almak demek oluyor.Yeni Osmanlının şahsında yukarıda isimleri bildirilen (M:Şevki Eygi,N:fazıl ve H.Hilmi Efendi)zatlar batı tarafında yer almakla suçlanıyor.Dolayısıyla silsile Bu üç şahıs ve yeni Osmanlı batı tarafında yer almakla suçlanmış oluyor.
Buna göre bu zatı muhtareme sadece yuh sana demekten başka bir söz yakışmıyor.
Demek bu cemaatin (Bende bir kaç abeylerine sormuştum,aldığım çevab beğenmedikleri idi.)H:Hilmi Efendi'yi ve eserlerini beğenmemeniz,Seyid Kutup,Mevdudi gibiler yüzündenmiş,bunuda sayenizde öğrenmiş olduk.


 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
(Bid’at sahibine hürmet eden, İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur.) [Taberani]

(Onlardan kaçın! Sizi dalalete, fitneye düşürmesinler.) [Müslim]

(Hasta olurlarsa, ziyaretlerine gitmeyin!) [Ebu Davud]

(Karşılaşınca, onlara selam vermeyin!) [İbni Mace]

(Onlarla birlikte bulunmayın, birlikte yiyip içmeyin!) [Ukayli]

(Onların cenazelerine gitmeyin, onlarla birlikte namaz kılmayın!) [İbni Hibban]

(Onlar benden, ben de onlardan değilim. Onlarla cihad, kâfirlerle cihad gibidir.) [Deylemi]

(Bir bid’at ehli öldüğünde İslam’da bir fetih vuku bulmuş gibi olur.) [Hatib]

(Bir bid’at çıkaran, ölmeden önce mutlaka onun kötülüğüne maruz kalır.) [Taberani]

(Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak, kıyamet alametlerindendir.) [Taberani]

(Bid’at ehline şeytan çok ibadet yaptırır, onu çok ağlatır.) [Mektubat-ı Masumiyye]

(Bid’at ehline sert davran! Allahü teâlâ, onlara düşmandır.) [İbni Asakir]

(Kim bid’at ehlinden buğz ederek yüz çevirirse, Allahü teâlâ onun kalbini korkulardan emin kılar ve imanla doldurur. Bid’at ehline sert muamele edeni de, en büyük korku gününde emin kılar. Bid’at ehlini hakir ve zelil göreni de, Cennette yüz derece yükseltir. Bid’at ehline selam veren veya onu sevindirici şeyle karşılayan, Kur’an-ı kerimi küçümsemiş olur.) [Hatib]

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte (Bid’at ehline, Allah için sert bakanın kalbini, Allahü teâlâ imanla doldurur ve korkulardan emin kılar) buyurdu. Tasavvuf büyüklerinden Fudayl bin Iyad, (Bid’at söyleyenleri ve yapanları sevenlerin ibadetlerini, Allahü teâlâ kabul etmez ve kalblerinden imanlarını çıkarır. Bid’at ehlini sevmeyenin ibadeti az olsa da, Allahü teâlânın bunu affetmesi umulur. Yolda bid’at sahibine karşı gelirsen, yolunu değiştir) buyurdu. Süfyan bin Uyeyne de, (Bid’at ehlinin cenazesinde bulunana cenazeden ayrılıncaya kadar, Allah gazap eder) buyurdu. (Gunye)

Bid’at ehlinden böyle uzak durmanın sebebi bid’atin çok kötü bir iş olduğu içindir; çünkü bid’at çıkaran dine ilave yapıyor, Allah adına, Resulü adına hükümler koymuş oluyor. Allah’ın ve Resulünün koyduğu hükümleri beğenmemiş oluyor. Kendi bozuk yolunu yaymaya çalışıyor. Her günahtan daha büyüğünü işlemiş oluyor.
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
(Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak, kıyamet alametlerindendir.) [Taberani]
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,085
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
(Bid’at sahibine hürmet eden, İslamiyet’i yıkmaya yardım etmiş olur.) [Taberani]

(Onlardan kaçın! Sizi dalalete, fitneye düşürmesinler.) [Müslim]

(Hasta olurlarsa, ziyaretlerine gitmeyin!) [Ebu Davud]

(Karşılaşınca, onlara selam vermeyin!) [İbni Mace]

(Onlarla birlikte bulunmayın, birlikte yiyip içmeyin!) [Ukayli]

(Onların cenazelerine gitmeyin, onlarla birlikte namaz kılmayın!) [İbni Hibban]

(Onlar benden, ben de onlardan değilim. Onlarla cihad, kâfirlerle cihad gibidir.) [Deylemi]

(Bir bid’at ehli öldüğünde İslam’da bir fetih vuku bulmuş gibi olur.) [Hatib]

(Bir bid’at çıkaran, ölmeden önce mutlaka onun kötülüğüne maruz kalır.) [Taberani]

(Bid’at ehlinden ilim öğrenmeye çalışmak, kıyamet alametlerindendir.) [Taberani]

(Bid’at ehline şeytan çok ibadet yaptırır, onu çok ağlatır.) [Mektubat-ı Masumiyye]

(Bid’at ehline sert davran! Allahü teâlâ, onlara düşmandır.) [İbni Asakir]

(Kim bid’at ehlinden buğz ederek yüz çevirirse, Allahü teâlâ onun kalbini korkulardan emin kılar ve imanla doldurur. Bid’at ehline sert muamele edeni de, en büyük korku gününde emin kılar. Bid’at ehlini hakir ve zelil göreni de, Cennette yüz derece yükseltir. Bid’at ehline selam veren veya onu sevindirici şeyle karşılayan, Kur’an-ı kerimi küçümsemiş olur.) [Hatib]

Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte (Bid’at ehline, Allah için sert bakanın kalbini, Allahü teâlâ imanla doldurur ve korkulardan emin kılar) buyurdu. Tasavvuf büyüklerinden Fudayl bin Iyad, (Bid’at söyleyenleri ve yapanları sevenlerin ibadetlerini, Allahü teâlâ kabul etmez ve kalblerinden imanlarını çıkarır. Bid’at ehlini sevmeyenin ibadeti az olsa da, Allahü teâlânın bunu affetmesi umulur. Yolda bid’at sahibine karşı gelirsen, yolunu değiştir) buyurdu. Süfyan bin Uyeyne de, (Bid’at ehlinin cenazesinde bulunana cenazeden ayrılıncaya kadar, Allah gazap eder) buyurdu. (Gunye)

Bid’at ehlinden böyle uzak durmanın sebebi bid’atin çok kötü bir iş olduğu içindir; çünkü bid’at çıkaran dine ilave yapıyor, Allah adına, Resulü adına hükümler koymuş oluyor. Allah’ın ve Resulünün koyduğu hükümleri beğenmemiş oluyor. Kendi bozuk yolunu yaymaya çalışıyor. Her günahtan daha büyüğünü işlemiş oluyor.

sağlıkçı günde iki defa doğruyu gösteren saate Durmuş diyorlar. Sana da kalmış desek Allah cc katında bir sorumluluğumuz olurmu acep. Bu ne yaman kin kazanıdır yürek diye taşıdığın. Herhangi bir kafir hakkında bile bu kadar takvim yaprağı arkası bilgileri bir araya getirmemişsindir. İnşallah tıp bilgilerinde kalbindekiler gibi kara değildir. Neuzu billah...:eek:hmy:
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
sağlıkçı günde iki defa doğruyu gösteren saate Durmuş diyorlar. Sana da kalmış desek Allah cc katında bir sorumluluğumuz olurmu acep. Bu ne yaman kin kazanıdır yürek diye taşıdığın. Herhangi bir kafir hakkında bile bu kadar takvim yaprağı arkası bilgileri bir araya getirmemişsindir. İnşallah tıp bilgilerinde kalbindekiler gibi kara değildir. Neuzu billah...:eek:hmy:
Yazıklarlar olsun. Hadis-i Şerifleri ve İslam Alimlerinin bildirdiklerini beğenmeyenlere.Adamın gözü körse güneşin suçu ne.Dangalıklık yapma Müslümanım diyorsan ve kaskara bir cahil değilsen yazılanları iyi okursun.Bak ya bunların Hadis_i şerif olduklarını kabul etmiyorsun ki,o zaman bidatcı olursun ve bu hadisi şeriflere muhatap olursun.Ya bunlar Hadis olabilr ben kabul etmiyorum diyorsan kıp kızıl kafir olursun.Yada bunlar doğru kabul edeyirum, fakat bu doğruları,senin vasıtanla duymak istemiyorum diyorsun,büyük ihtimal böyledir.Burda muhtarsın.Fakat bunun yolu bu değil.Bana dersin,senden gıcığım lütfen sen bir şey yazma.

 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,085
Tepkime puanı
1,924
Puanları
113
Yazıklarlar olsun. Hadis-i Şerifleri ve İslam Alimlerinin bildirdiklerini beğenmeyenlere.Adamın gözü körse güneşin suçu ne.Dangalıklık yapma Müslümanım diyorsan ve kaskara bir cahil değilsen yazılanları iyi okursun.Bak ya bunların Hadis_i şerif olduklarını kabul etmiyorsun ki,o zaman bidatcı olursun ve bu hadisi şeriflere muhatap olursun.Ya bunlar Hadis olabilr ben kabul etmiyorum diyorsan kıp kızıl kafir olursun.Yada bunlar doğru kabul edeyirum, fakat bu doğruları,senin vasıtanla duymak istemiyorum diyorsun,büyük ihtimal böyledir.Burda muhtarsın.Fakat bunun yolu bu değil.Bana dersin,senden gıcığım lütfen sen bir şey yazma.

Seninle ilgili kullanacağım iki kelime olabilir. 1- Din açısından CAHİL 2- Kişilik açısından Kendini beğenmiş UKALA Yazdıkların takvim yapraklarının arkasında yazıyor. İlmi değeri yok. Onlar olsa olsa kırpılmış hadis mealleri olur. Senedi olmayan Arapça olmayan ve ancak sağlıkçının kutsayacağı fakat hiç anlayamayacağı kırpık mealler. Zaten içeriği silah gibi kullanılabiliyorsa senin için değerlidir. Yoksa orijinal ifadeler olması umurunda değil...
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
20 Asrın büyük allamesi Şeyh Muhammed zahid-el-Kevseri rahimehullahın icaze verdiği son talebelerinden muhterem Emin saraç Hocaefendi konuyla ilgili soruya verdiği cevab şöyledir:

-Efendim, malumunuz Mevdudi, Seyyid Kutup, Muhammed Hamidullah gibi değerlerimize “mezhepsiz” yaftası asan kimseler var. Sizce bu iftiraların sebebi nedir?

-Onların hedef ve gayelerini bilmeyen kimseler onu söylerler. Onlar birer fakih insanlar değil. Bunlar İslam mücahidi, İslam’ın hizmetinde bulunan kimseler. Onlar İslam’a davet için yazı yazmış kimseler. Yoksa bir fıkıh kitabı yazmak için sözlerini söylemiş kişiler değil. Bunlar fakahat yolunu değil, İslam’ın ruhunu ihya gayreti ile ortaya çıkmış, büyük, mücahid kimseler.

Mevdudi’nin Kur’an’a Göre Dört Terim adlı bir eseri var. Orada bazı zuhülleri(yanılmaları) var. Onun için, Ebul Hasan en Nedvi hem tenkidini hem takdirini yazmıştır o kitab için. Ama “ bu mezhepsizdir, sapıktır, tahribatçıdır” diye onun hakkında denilemez.

O, gazetecilikle ortaya çıkmıştır. Ulum-u Şeriyye insanı değildi. O daha çok, İslam’ı yaymak, hâkim kılmak ve Cemaat-i İslami’yi tesis yoluna girmişti. Onun hayat hengâmesi öyledir. Ebul Hasan en Nedvi ve Muhammed Reşid Numani gibi değildir. Onun için bir takım tökezlemeleri olmuştur.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Emin Saraç Hocaefendi de Taşgetiren ağabey ile aynı yerden feyiz almaktadırlar. Onların tavırlarını bilmeyenler sağlıkçı gibi konuşurlar. Onlara Hüseyin Hilmi Işık Efendi sorulsa ve çokları onu reddediyor denilse belki Mevdudi için söylediklerinden çok daha güzelini onlara söyleyeceklerdir. Herkesin uhuvvetin edebiyatını yaptığı bu çağda onlar hakikatini yaşamaktadırlar. Necip Fazıl sorulsa, zaten cemaatin büyükleri ile birebir ilişkileri ve aralarındaki muhabbet bellidir. Üstadı yeri gelince koruyanlar yine onlardır.

Durum böyledir. Hatası olanı bir kalemde çizmek değil herkesi bir yerinden yakalamak lazım der bir büyüğümüz.
 

ubeyd_el_turki

Doçent
Katılım
28 Mar 2007
Mesajlar
720
Tepkime puanı
16
Puanları
0
Mevdudi ve Seyyid Kutub'un malum eserleri incelendiğinde fark zaten hissediliyor.
Verdikleri mücadeleyi takdir edip geçeriz.Ancak söz ve eserlerini hüccet kabul etmek mümkün değildir.Ancak faideli bölümleri yokta değildir.Sadece ehliyetsiz kişilerin avamın okuması ve onlara öğretilmeye dayatılmaya çalışılması doğru olmaz.

Mevdudi'nin önce destekleyip sonra Humeyni'nin gerçek yüzünü görünce "Onlar alvuyarların kan hücrelerinde yüzdüğü gibi KÜFÜR denizinde yüzüyorlar" demiştir.
Bu güzel bir tesbit idi.
 
Üst