Mevdudi

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Üstad el Mevdudinin ''dört terim'' kitabına ,allame el-Nedvi bir tenkid yazmıştır.Daha öncede İhvanı Müsliminden genel mürşid el_hudeybi'de eleştirmiştir.

El Nedvi, Mevdudi hayattayken yazdığı kitabı(Türkçeye ''İslamın Yorumu'' diye çevrilmiştir) Mevdudiye verdiğini ve Mevdudinin k endisineyazdığı ve teşekkürlerini içeren mektubda'' Ben hiç bir zaman kendimi eleştirinin dışında veya üstünde görmedim.Eleştiriye karşı değilim, aksini asla savunmadım'' demektedir.Nedvi :'' Beni diğer kitablarınıda aynı dikkatli yaklaşımla tahlil etmeye ve değerlendirmeye, kuşkularını ve kaygılarını kendisine iletmeye davet ediyordu'' demektedir.
Üstad el Mevdudinin ''dört terim'' kitabına ,alalme el-Nedvi bir tenkid yazmıştır.Daha öncede İhvanı Müsliminden genel mürşid el_hudeybi'de eleştirmiştir.

El Nedvi, Mevdudi hayattayken yazdığı kitabı(Türkçeye ''İslamın Yorumu'' diye çevrilmiştir) Mevdudiye verdiğini ve Mevdudinin k endisineyazdığı ve teşekkürlerini içeren mektubda'' Ben hiç bir zaman kendimi eleştirinin dışında veya üstünde görmedim.Eleştiriye karşı değilim, aksini asla savunmadım'' demektedir.Nedvi :'' Beni diğer kitablarınıda aynı dikkatli yaklaşımla tahlil etmeye ve değerlendirmeye, kuşkularını ve kaygılarını kendisine iletmeye davet ediyordu'' demektedir.
Bu kadar eleştiriye açık birisini , dinin dışında imiş gibi göstermeye kimsenin hakkı ve haddi yoktur..Mevdudinni yukarıdaki açıklaması, samimi olduğuna bir delildir..
Sizin nakletiğiniz yazı hiç bir kitabda olmayan, sadece şahsa özel mektublardan derlenmiştir..

Naklettiğniz allame, Mevdudidyi eleştirdiği gibi mesela Mufassal Medeni Ahlak '' eserinde s.265 de ''Seyyid Kutub ve Mevdudi faiz ve bunların hakkında yani kumar ve putperestlik hakkında şayanı takdir olarak birçok izahatlarda bulunmuşlardır.Bunlar kumarı küfür semeresi olarak saymaktadırlar.Eserlerine müracat olunsun'' demektedir.Yani Üstad ismail çetin Rahimehullahi Teala , bazılarının yaptığı gibi seyyyid Kutub ve Mevdudiyi sadec tenkid etmekle kalmıyor, gerektiğinde eserlerini tavsiye etmektedir.İlmi eleştiriler her zaman yapılabilir, ama karşı olduğumuz seviyesiz polemiklerdir.
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Üşenmedim okudum,daha önce de okumuştum....:)
Bunların çoğu subjektif değerlendirmeler.Mevdudi peygamberlerin hata yapabileceğini söylüyor sahabeyi eleştiriyor dolayısıyla kendisinin de hata yapabileceği ortadadır.Zaten bütün beşer hata yapar.Mesela Deccal meselesinde zırvalamıştır.Çünkü Deccal diye bir şey yok ki Peygamberimiz Deccalın kendi zamanında çıkacağına inansın ve böylece yanılmış olsun.
Hataları var diye hiç kimse top yekun red edilimez.
Necip Fazılın MeRdudi demesini hiç yakıştıramadım.Aslında Mevdudiye bu saldırıların sebebi yaptığı bu hatalar değil. Tasavvufa karşı oluşudur.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,137
Tepkime puanı
1,430
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Üstad el Mevdudinin ''dört terim'' kitabına ,allame el-Nedvi bir tenkid yazmıştır.Daha öncede İhvanı Müsliminden genel mürşid el_hudeybi'de eleştirmiştir.

El Nedvi, Mevdudi hayattayken yazdığı kitabı(Türkçeye ''İslamın Yorumu'' diye çevrilmiştir) Mevdudiye verdiğini ve Mevdudinin k endisineyazdığı ve teşekkürlerini içeren mektubda'' Ben hiç bir zaman kendimi eleştirinin dışında veya üstünde görmedim.Eleştiriye karşı değilim, aksini asla savunmadım'' demektedir.Nedvi :'' Beni diğer kitablarınıda aynı dikkatli yaklaşımla tahlil etmeye ve değerlendirmeye, kuşkularını ve kaygılarını kendisine iletmeye davet ediyordu'' demektedir.
Üstad el Mevdudinin ''dört terim'' kitabına ,alalme el-Nedvi bir tenkid yazmıştır.Daha öncede İhvanı Müsliminden genel mürşid el_hudeybi'de eleştirmiştir.

El Nedvi, Mevdudi hayattayken yazdığı kitabı(Türkçeye ''İslamın Yorumu'' diye çevrilmiştir) Mevdudiye verdiğini ve Mevdudinin k endisineyazdığı ve teşekkürlerini içeren mektubda'' Ben hiç bir zaman kendimi eleştirinin dışında veya üstünde görmedim.Eleştiriye karşı değilim, aksini asla savunmadım'' demektedir.Nedvi :'' Beni diğer kitablarınıda aynı dikkatli yaklaşımla tahlil etmeye ve değerlendirmeye, kuşkularını ve kaygılarını kendisine iletmeye davet ediyordu'' demektedir.
Bu kadar eleştiriye açık birisini , dinin dışında imiş gibi göstermeye kimsenin hakkı ve haddi yoktur..Mevdudinni yukarıdaki açıklaması, samimi olduğuna bir delildir..
Sizin nakletiğiniz yazı hiç bir kitabda olmayan, sadece şahsa özel mektublardan derlenmiştir..

Naklettiğniz allame, Mevdudidyi eleştirdiği gibi mesela Mufassal Medeni Ahlak '' eserinde s.265 de ''Seyyid Kutub ve Mevdudi faiz ve bunların hakkında yani kumar ve putperestlik hakkında şayanı takdir olarak birçok izahatlarda bulunmuşlardır.Bunlar kumarı küfür semeresi olarak saymaktadırlar.Eserlerine müracat olunsun'' demektedir.Yani Üstad ismail çetin Rahimehullahi Teala , bazılarının yaptığı gibi seyyyid Kutub ve Mevdudiyi sadec tenkid etmekle kalmıyor, gerektiğinde eserlerini tavsiye etmektedir.İlmi eleştiriler her zaman yapılabilir, ama karşı olduğumuz seviyesiz polemiklerdir.

Her kitapta mutlaka okunabilir , faydalanılabilir bölümler bulabiliriz fakat içeriğinde doğru ve yanlış bilgilerin karıştığı eserlerin akaid, fıkıh bilgisi olmayan cahil kimseler tarafından okunup içerisindekilerin hepsinin doğru olduğu itikadına saplanmaları felaketlerine sebep olacaktır. İbn-i Teymiyye örneğinden hareket edersek Muhammed b. Abdulvehhab denilen kimse de onun eserlerini mütalaa ettikten sonra hata ettiği konuları dahi hiç süzmeden almış bu da yetmemiş üstüne onun dahi yapmadığı bazı ilaveleri yaparak bozuk bir mezhep ihdas etmiştir. İbn-i Teymiyye'nin doğru birçok görüşü var diye ehli olmayan kimselere de okunmasını tavsiye edersek sizin tabirinizle "çam devirmiş" oluruz. Aynı şekilde Mevdûdî için de durum aynıdır. Eleştirilmiş reddiye yapılmış kitapların ehil olmayan kimselere tavsiyesinden ne gibi bir fayda beklenebilir? Ha illa tavsiye edilecekse de en azından süzülerek yapılmalıdır. "Kur'an'a Göre Dört Terim" kitabında ehl-i sünnete muhalif birçok nokta vardır. Bu noktada sapla samanı ayırırken hepsine saman demek ne kadar hata ise hepsine sap demek de o kadar büyük hatadır.

Şahsen yukarıda zikrettiğim eser ve benzeri ihtilaflı eserler ile birlikte M. İbn-i Arabî'nin (r.h.) ve benzeri eserlerin illaki okunacaksa da ehil kimseler tarafından okunması gerektiğini -ki okunmaması daha iyidir kanaatimce- düşünüyorum. İmam-ı Gazâlî (r.h.) gibi , Kuşeyrî (r.h.) gibi birçok büyük âlimin eseri mevcutken tehlikeli mecrâlarda dolanmak akıl kârı değildir vesselam...
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
"Kur'an'a Göre Dört Terim" kitabında ehl-i sünnete muhalif birçok nokta vardır.
Siz de ehli sünneti Kuranla özdeşleştiriyorsunuz.Kuranın diğer adıda Furkandır.Doğruyu yanlışı ayırır.Ölçünüz Kuran olursa asla sapmazsınız....
Ben de tasavvufcuydum,ya Adıyamana giderken veya gelirken trafik kazasından veya başka bir şekilde ölseydim diye aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyor,o günlerde canımı almadığı tasavvuftan dönme şansı verdiği için Allaha şükrediyorum.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,137
Tepkime puanı
1,430
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Üşenmedim okudum,daha önce de okumuştum....:)
Bunların çoğu subjektif değerlendirmeler.Mevdudi peygamberlerin hata yapabileceğini söylüyor sahabeyi eleştiriyor dolayısıyla kendisinin de hata yapabileceği ortadadır.Zaten bütün beşer hata yapar.Mesela Deccal meselesinde zırvalamıştır.Çünkü Deccal diye bir şey yok ki Peygamberimiz Deccalın kendi zamanında çıkacağına inansın ve böylece yanılmış olsun.
Hataları var diye hiç kimse top yekun red edilimez.
Necip Fazılın MeRdudi demesini hiç yakıştıramadım.Aslında Mevdudiye bu saldırıların sebebi yaptığı bu hatalar değil. Tasavvufa karşı oluşudur.

Deccal meselesinde onun tutumunu bilmiyorum ama senin zırvaladığın konusunda hiç şüphem yok. Bütün Peygamberlerin (aleyhimüsselam) ümmetlerini fitnesine karşı uyardığı sayısız rivâyette geçen bir fitneyi görmezden gelmek ya da yok saymak senin gibi aklını herşeyin üstünde gören kimseler için normal olsa gerek. Tasavvufa karşı olması ayrı bir mevzudur yukarıdaki iktibasların hiçbirinde yer almıyor görebildiğim kadarıyla. Peygamberler (aleyhimüsselam) ve sahabeler hakkındaki hatalı sözleri ve dahası Kur'an âyetine tezat düşen bir görüşü konu ediliyor.
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,137
Tepkime puanı
1,430
Puanları
113
Konum
Muamma...!

Siz de ehli sünneti Kuranla özdeşleştiriyorsunuz.Kuranın diğer adıda Furkandır.Doğruyu yanlışı ayırır.Ölçünüz Kuran olursa asla sapmazsınız....
Ben de tasavvufcuydum,ya Adıyamana giderken veya gelirken trafik kazasından veya başka bir şekilde ölseydim diye aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyor,o günlerde canımı almadığı tasavvuftan dönme şansı verdiği için Allaha şükrediyorum.

Doğrudur Kur'an doğru ile yanlışı , Hak ile bâtılı birbirinden ayırandır. Ama ona bakan şaşı bakarsa Kur'an'ın doğrusunu yanlış yanlışını doğru olarak görür. Terazide meyve tartıp satan manav 1 kg'ı 2 kg olarak görür de 2 kg fiyatı isterse hırsızlık yapmış olur. Senin misalin de bu manavın misalidir..
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Sen Kuranı iyi niyetle oku yanlış anlarsan yarın huzuru ilahide ben senin kitabını okudum ama yanlış anladım ne yapayım dersin.Ama başkalarının kitaplarına göre iman edersen mazeretin kalmaz.
TAHA 114:... de ki:"Rabbim, ilmimi arttır."
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,137
Tepkime puanı
1,430
Puanları
113
Konum
Muamma...!
Sen Kuranı iyi niyetle oku yanlış anlarsan yarın huzuru ilahide ben senin kitabını okudum ama yanlış anladım ne yapayım dersin.Ama başkalarının kitaplarına göre iman edersen mazeretin kalmaz.
TAHA 114:... de ki:"Rabbim, ilmimi arttır."

Bu söylediğin ancak kendi kendini aldatmandır.. Allah (c.c.) ben kitabımda sana "Allah'a itaat edin. Resûle de itaat edin" diye emretmedim mi dediği vakit mazeretin ne olacak? Ama gelen haberler ahad dı mı diyeceksin? 1400 yıldır ulemânın söylediklerini yalanlamakla meşguldüm mü diyeceksin yoksa? Ya da mu'tezileye uydum mu diyeceksin? Ahad hadislere itibar etmiyorsun ahad fikirlere sımsıkı sarılıyorsun.. Senin niyetinin ne kadar bozuk olduğu buradan anlaşılmıyor mu?
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Resule itaat resulun yani elçinin getirdiğine itaattır yani Kurana.
Resulullah efendimiz Kurana itaat etmiş onunla amel etmiştir bu konuda bize örnek olmuştur.Sözlerinin yazılmasına karşı çıkmıştır.

araf 185:Göklerin ve yerin melekutuna, Allah'ın yarattığı herhangi birşeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur'an'dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar?
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0


Her kitapta mutlaka okunabilir , faydalanılabilir bölümler bulabiliriz fakat içeriğinde doğru ve yanlış bilgilerin karıştığı eserlerin akaid, fıkıh bilgisi olmayan cahil kimseler tarafından okunup içerisindekilerin hepsinin doğru olduğu itikadına saplanmaları felaketlerine sebep olacaktır. İbn-i Teymiyye örneğinden hareket edersek Muhammed b. Abdulvehhab denilen kimse de onun eserlerini mütalaa ettikten sonra hata ettiği konuları dahi hiç süzmeden almış bu da yetmemiş üstüne onun dahi yapmadığı bazı ilaveleri yaparak bozuk bir mezhep ihdas etmiştir. İbn-i Teymiyye'nin doğru birçok görüşü var diye ehli olmayan kimselere de okunmasını tavsiye edersek sizin tabirinizle "çam devirmiş" oluruz. Aynı şekilde Mevdûdî için de durum aynıdır. Eleştirilmiş reddiye yapılmış kitapların ehil olmayan kimselere tavsiyesinden ne gibi bir fayda beklenebilir? Ha illa tavsiye edilecekse de en azından süzülerek yapılmalıdır. "Kur'an'a Göre Dört Terim" kitabında ehl-i sünnete muhalif birçok nokta vardır. Bu noktada sapla samanı ayırırken hepsine saman demek ne kadar hata ise hepsine sap demek de o kadar büyük hatadır.

Şahsen yukarıda zikrettiğim eser ve benzeri ihtilaflı eserler ile birlikte M. İbn-i Arabî'nin (r.h.) ve benzeri eserlerin illaki okunacaksa da ehil kimseler tarafından okunması gerektiğini -ki okunmaması daha iyidir kanaatimce- düşünüyorum. İmam-ı Gazâlî (r.h.) gibi , Kuşeyrî (r.h.) gibi birçok büyük âlimin eseri mevcutken tehlikeli mecrâlarda dolanmak akıl kârı değildir vesselam...

Güzel izah etmissiniz,Allah razi olsun!
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Mevdudinin mezhebsiz olmadigini söyleyenlere soruayorum:
biri mevdudinin mezhebini yazabilirmi?
hangi mezhebe bagliydi?
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Kafaya bak.!Kimse mezhebini beyan etmeye mecbur değil.Sorun şöyle olmalıydı: Merhum Mevdudi, hangi kitabında bir mezhebe bağlı olmamayı savunuyor? Başka bir deyimle, Ey Müslümanlar, belli bir mezheble bağlı değilsiniz? gibi cümleleri var?

Bütün sahabe müctehiddir'' sözünü şiar edinmiş bir kiliğin, tenkidleriyle, Mevdudi mahkum edilemez.!! Bir mütefekkir olarak Mevdudi Mevdudidir!

,
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Hikem mevdudinin mezhebsiz oldugu mezheblere aykiri görüslerinden anlasiliyor.
ismail cetin hoca 80 küsür yerde mezhebe aykiri görüsleri var diyor.

Bu rakami daha yükseklere cekenlerde var.

Hicbir mezhebe uymayan görüsleride var...

Herif kendini mücdehid zanetmis,islamoglu gibi,bayindir gibi mücdehid olmadigi halde kendini bir halt zanederek mücdehid metoduyla hareket etmis,mezhebleri birbirine corba gibi karistirmis,corbadan anlamadigi halde corbaya kendi kafasina göre tuz biber,patlican katmis derken ortaya aci bir corba cikmis.

Kimse mezhebini beyan etmeye mecbur degil diyorsun...
Ehli-sünnet ölcülerine göre kendi mezhebinde olmayan bir görüsle amel etmenin hükmünü bilmiyormusun?
sen bir ilmihal kitabi okudugunda bu kitabin hangi mezhebin görüslerini temsil ettigini merak etmezmisin?
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Yeni Osmanlı sen mevdudiyi okuma, sana zararlı olabilir...Senin önce ehli sünnetin nazarını 10 kere okuman gerekir..Bunu okuduktan sonra mevdudiyi okuyabilirsin..:)
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
ben müslüman bir Türküm,osmanliyim,sanli tarihime yön veren benim ecdadim yeter bana,ne oldugu belli olmayan mevdudi seyyid kutub vs senin olsun.Ben akaid kitablarini degil 10 kere,bin kere okusam bile böyle tasavvufsuuz mezhebsiz insanlarin pesinden asla gitmem,gidenleride anlamam.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Ahmet Taşgetiren'le...

-Okuma serüveninizde sizi en çok etkileyen düşünce adamları ve kitaplar nelerdir?

-Gençliğimizden beri farklı alanlarımızda okumalarımız oldu. Yani, diyelim ki İmam Hatipli yıllarımızda Risale-i Nur’lardan başladığımızı söyleyebilirim. Gene İmam Hatipli yıllarımızda İhvan-ı Müslimin’in eserleri yayınlanmaya başlamıştı. Yani Seyyid Kutup, Muhammed Kutup gibi İhvan-ı Müsliminin önderlerinin kitapları yayınlanmaya başlamıştı.

Yine o yıllarda Sezai Karakoç’un “Diriliş”i yayınlanma başlamıştı. Yine o yıllarda Necip Fazıl merhumun Büyük Doğu ve diğer eserleri yayınlanmaya başlamıştı. Peyami Safa yazıyordu, o zaman romanları vesaire çıkmaya başlamıştı Bütün bunlar bizim faydalandığımız eserler içerisinde yer aldı.

Çok okumaya yöneltildik biz. Edebiyat dergisini çıkaran Nuri Pakdil, Maraşlı’dır. Onun da yoğun teşvikleri oldu. Bizim o dönemimizde, işte Vehbi Vakkasoğlu, İsmail Kıllıoğlu, Osman Sarı, Ziya Kazıcı gibi arkadaşlar. Bunlar üzerinde “aman okuyun, aman okuyun” diye çok yönlendirmeler olmuştur. Oralardan geliyoruz.

Sezai Karakoç’u Diriliş dergisinin ilk sayılarından itibaren iyi okumuşumdur, önemserim. Necip Fazıl’ı önemserim. Seyyid Kutub’un, Muhammed Kutub’un bizim düşünce dünyamızda önemli katkıları vardır. Onlardan alarak geliyoruz, kendi kişiliğimizi, düşüncelerimizi tasfiye ederek, yoğurarak geliyoruz.

Daha sonraki dönemlerde ben “Mücadele Birliği” içerisinde bulundum. Mücadele Birliği dünyasının da bir kültürel muhtevası vardır. Yani daha siyasi bilinç edinmek, sistem bilinci edinmekte oranın önemli katkılarını söylemek isterim. Ben bir Müslüman için siyasi şuur ve sistem şuurunun önemli olduğunu düşünürüm.

Aynı şey Seyyid Kutup vesaire onlarda da bulunuyordu. Hindistanlı alimler var; Nedeviler, Mevdudiler vesaire..Onlar da okuma alanımız içerisinde bulunmuşlardır.

Böyle bir harmanlama ile geliyoruz, devam ediyoruz. Okuma bitmiyor, okumaya devam ediyoruz..

-Türkiye'de yetmişli- seksenli yıllarda Seyyid Kutup ve Mevdudi vs tercüme eserler furyası varken, özellikle 28 Şubattan sonra yerli dinamiklere yönelinmesinin sebepleri nelerdir? Orada dikilen elbiseler buraya uymadı mı?

28 Şubat sonrası küresel alanda bir siyasal İslam karşıtlığı, radikal İslam karşıtlığı tarzında bir kampanya sürüyor. Bu, Amerika’nın geliştirdiği bir şey. Sovyetlerin dağılmasından sonra NATO’nun konsepti de bu istikamettedir. Yani, İslam’la ilgili bir boyut düşman kategorisine sokulmuştur. Düşman gibi kodlanmıştır.

Bunun adı da “Fundemantalist İslam, Radikal İslam, Entegrist İslam, Selefilik, Siyasal İslam.” Bunlar hemen hemen aynı anlama kullanılıyor ve bunlar götürülüp hemen İhvan-ı Müslim’in hareketi ile de bütünleştiriliyor. Yani, “İslam dünyasında bir selefilik var. Bu, siyasal İslam’ı besliyor. Ve İslam’dan yola çıkarak, insanları bir siyasi mücadele alanına sevk etmeye yol açıyor. Bu, devre dışı bırakılmalıdır. İslam, Ortadoğu’da krizlerin sebebidir. Bir takım sancıların sebebidir. Bunun sebebi de Siyasal İslam’dır” deniliyor.

Bu hareket sadece İslami hüviyeti ile dışlanıyor değil. Bu hareket aynı zamanda batının bu coğrafyadaki emperyalizmini, sömürgeciliğini de sorgulayan bir hareket. Dolayısıyla bu hareket siyasal nitelik kazanıp, ülkeleri yönetmeye başladığından itibaren batı ile o ülke arasında bir hesaplaşma dönemi başlayacak gibi kabul ediliyor. Onun için bu hareketin siyasal alanda önü kesilmek isteniyor.

Türkiye’deki 28 Şubat da bununla bağlantılıdır ve siyasal anlamda da Refah hareketi tasfiye sürecine sokulmuştur. Cezayir’de darbe yapılmıştır. Ürdün’de İhvan’ın önü kesilmiştir. Batı dünyası Mısır’da sırf bu yüzden, despot bir yönetimin devam etmesine göz yumuyor. Her yerde demokrasi istiyor, ama Hüsnü Mübarek’e demokrasi istemiyor.

Şimdi dolayısıyla, bütün dünyada Selefilik karşıtı bir söylem geliştirilmiş oldu. Bunun İslam dünyasında da karşılığı oluştu. Bir takım bizdeki yazanlar, çizenler tarafından, hakikaten sanki insanlar İhvan-ı Müslim’in düşüncesi ile temas kurarak çok kötü bir şey yapmışlar gibi bir tema işlendi, bir propaganda işlendi. Bu, yer yer İslami çevrelerde karşılığını buldu. Ama bence bu İslam ülkelerindeki İslam dışı sistemlerin problemiydi. İslam’ın bu tarz siyasal anlamda da toplumları etkileyip, yönetimi bir ölçüde belirlemesine karşı çıkıyorlardı. 11 Eylül sonrası, yerel sistemler bu kampanyaya paralel hareket etmeye başladılar.

Bunun üzerine İslami hareketler de baktılar ki küresel anlamda meşruiyet zeminleri yok ediliyor, hukuk dışına, yasa dışına itiliyorlar. Adamlar kapatıyor sizi. Darbe yapıyor. Size karşı darbeyi meşru görüyor. Hukuki düzenlemeleri size hayat hakkı vermeyecek nitelikte oluşturuyor.

Bunun üzerine İslami hareketler siyasal planda daha farklı bir formata girdiler. Sistemin normlarına daha uygunluk gösteren bir formata girdiler. Dini hüviyetlerini azalttılar. Söylemleri daha seküler bir görüntü kazandı.

Dolayısıyla bunun teorisi de oluştu. Bir takım insanlar “70-80’lerdeki tercüme hareketi bizim kafalarımızı bozdu. Bir yanlışa sürüklendik. Bu bir furyaydı. Şimdi kafalarımız düzeliyor” gibi algıladılar. Ben buna katılmıyorum. Yani o dönmede kafalarımız bozulmuş değildi. Aslında ciddi bir uyanış yaşanmıştı.

Selefilik farklı biçimlerde tartışılabilir, eleştirilebilir. Onun sünnetle ilgisi, İslam kültürü ile ilgisi, tasavvufla ilgisi tartışılabilir. Oradaki yanlışları söylenebilir. Ama bir Müslüman’ın siyasal bilinç kazanmasını, sistem bilinci kazanmasını ben yanlış görmüyorum.

Bu, bugünde gerekli olan bir şeydir. Çünkü o sistem bilincinden, siyasal bilinçten uzaklaştırıldığınızda, İslam ülkelerine Birinci dünya savaşından sonra öngörülen “din kalpte kalsın, sosyal hayatı belirleyici olmasın” yaklaşımına götürülmüş oluyorsunuz. Tabii ki insanlar etkileniyor. Bahsettiğiniz durum, Müslümanların zihninde gerçekleşen sekülerleşme, laikleşme ile bağlantılı bir hadise…

-Bir de o tercümelere karşı 70’li yıllarda Necip Fazılla, Hüseyin Hilmi Işık’la, Mehmed Şevket beyle vs. gelişen bir tepki de var. Bunu nasıl görüyorsunuz?

Ben onları onaylamıyorum. Benim şahsi düşüncem, Mevdudi’nin de, Seyyid Kutup’un da, Muhammed Kutup’un da, Said Havva’nın da, Hasan el Benna’nın da kendi ülkelerinde ciddi bir mücadele verdiklerini, kendi hayatlarında müslümanca yaşadıklarını ve İslam’ın hayat haline gelmesi için ciddi bir gayretin içerisinde olduklarını, bir takım zulümlere maruz kaldıklarını, kimisinin bunu hayatıyla ödediğini, onların mücadele verdikleri yapıları meşrulaştırmamak gerektiğini düşünüyorum.

Dediğim gibi, eserlerinde tartışılacak konular vardır, bulunur. Ama ben bütünüyle “merdudi” gibi, dinde reformcu gibi, mezhepsizler gibi, vesaire gibi sözlerin doğru olmadığını söyleyebilirim.

----

Yeni Osmanlı sert söylemlerinin kimlerle paralel yönde olduğunu bir daha düşünmeli.
 
Katılım
30 Ağu 2011
Mesajlar
77
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Rahmetli el Mevdudi ,1903te hindistan heyder abad ili oreng abad ilçede doğuruldu.deli kanlılık çağını gazeteci olarak geçirdi.islamda cihat,adlı makalesini 1927 te yazdı.aylar sonra aylık bir dergide 'tercüman ül kur'an' yazısını ömür boyunca 1979 dek yazdı. ikbal lahuri'ile yakın arkadaşlarmış.kendisi islami cemaatın kurucularındandır.pakistan ve hindistan islami harekatlarında önemli röller alıp,kendini bu yola adadı.1979 vefat etti.
ruhu şen olsun.
büşra betül kardeş , o alimi bana hatırlattığın için , sana minnettarım.allah razı olsun.
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
yani sunu demek istiyorum:
Ben hertürlü kitabi okurum,TIP,matematik,fizik,teknoloji,bilgisayar...fakat okudugum kitablar isin ehilleri tarafindan yazilmis olmali, isin ehli olmayanlarin kitabini okumam.

nasilki mesela TIP`dan anlamayan birinin tip hakkinda yazdigi kitabi zararli ve yanlislarla dolu olacaksa...
nasilki teknoloji hakkinda fazla birsey cakmayan birinin teknoloji konusunda kitab yazmasi ciddiye alinmayacaksa...
nasilki arabadan anlamayan hicbir araba markasina baglanmadan yeni bir araba icat etmeye calisanin yapacagi araba birsürü yanlislarla dolu olacaksa,
ayni sekilde islam dini hakkinda islamiyeti anlamamis,bir mezhebe baglanmamis,akaid-fikih-tasavvuf dengesini kurmamis birinin islamiyet hakkinda yazacagi kitablarda ciddiye alinmamali,cöpe atilmali cünkü bunlar bu isin ehli degil vesselam!
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
"28 Şubat sonrası küresel alanda bir siyasal İslam karşıtlığı, radikal İslam karşıtlığı tarzında bir kampanya sürüyor. Bu, Amerika’nın geliştirdiği bir şey. Sovyetlerin dağılmasından sonra NATO’nun konsepti de bu istikamettedir. Yani, İslam’la ilgili bir boyut düşman kategorisine sokulmuştur. Düşman gibi kodlanmıştır.
Bunun adı da “Fundemantalist İslam, Radikal İslam, Entegrist İslam, Selefilik, Siyasal İslam.”


Ben bu görüse katilmiyorum.tam aksine,islama zarar veren bunlar olmusdur,
yani "Fundemantalist İslam, Radikal İslam, Entegrist İslam, Selefilik, Siyasal İslam" dediginiz akimlar hep kafirlerin icadidir,onlarin uydurmnasidir,islamyieti karalamak,müslümanlara saldirmak icin bahane olmuslardir hep,dolaysiiyla hep beslenmislerdir,islerine gelmisdir bunlar,sürekli gündemde tutulmuslar, kafirlerin ekmegine yag süren,islam ülkelerinin isgaline alet olan bu akimlarin karsisinda duran nedense hic gündem olusturmamislar,medyada malzeme olmamislar...bunun sebebi ne olsa gerek?

Taserionluk yapmadiklari icin.

Eger Milli-Görüs hareketi olmasaydi 28 subat kararlarida olmazdi,mezhebsizler olmasaydi islamin özü olan tasavvuf düsmanligida olmazdi,neo selefilik olmasaydi el-kaida olmazdi,masumlari öldürmenin caiz oldugunu söyleyen dengesizler olmasydi 11 eylülde olmazdi,terör eylemleride olmazdi dolaysiyla ser güclerin islam ülkelerini isgal edip müminleri katletmelerine zemin hazirlanamazdi.
tasgetiren bu konuda sacmalamis,seyyid kutubdan ve mevdudiden beslenirsen böyle sacmalamaya baslarsin iste:)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Seni zavallı. Forum ortamında iki kişi ile tartışmaya girebildin diye nefsini bir şey zannettin yani. Taşgetiren'i anlamak senin neyine. Hemen bir saçmalamak bahsi.
 
Üst