Kapitalizm Ölüm Saçıyor

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
muhammedkafadar kapitalizm kominizm ekonomilerini anlatıyosun ama islamınkine hiç deyinmiyosun..veride yok diyor:rtfm:şu saydığın maddeler kapitalist ve kominist ideolojiyi karşılaştırma adına öğrendiklerin kadar,islam bu konuda bişeyeler demişmi diye sorgulasaydın bir çok bilgiye ulaşırdır?!:Cool:...siz bilmiyorsunuz diye siz öğrenmemişsiniz diye islamın alternatifi yok değil.:Cool:kaynaklara özellikle yönlendiriyorum..verdiğim kaynaklarda üç sistemde ayrı ayrı inceleniyor...akli ve şeri delilleriyle hakikat ortaya konuyor...en basit örneği..altın ve gümüş sistemiyle piyasada yer alan osmanlıyı bir inceleyin...batı osmanlıyı zayıflattıktan sonra para piyasından altın sistemini kaldırmış sümürdüğü ülkeleri dolara bağlamıştır..eğer bu sistem devam etse idi dünya piyasasında bu kadar dengesizlik olmazdı yukarda izah etmek istediğim şey delilleriyle buydu. ekonomi ile ilgili verdiğim haberleri inceleyin ve bu doğrultuda haber arayın bakın daha neler neler var:Cool:..altın gümüş sistemi kağıt para sisteminden çok daha doğru bir sistemdir...aklende naklende bu böyledir...çünkü altın gümüş sisteminde dengeyi ve piyasayı bir ülke belirlemez...ülkelerin kendi gelir kaynakları belirler:Cool:.altın gümüş sistemi islam ekonomisinin bir cüzüdür yine şeri delilleri ile link verdiğim kitaplarda bu beyan edilmiştir:Cool:..sistem olarak bir ülkeye bağlı kalmayı bir mecburiyet olarak görüp kabullenmek kadar düşünceden mahrum olanlar için acıyorum çok yazık:agla::Cool:...yineliyorum..söylenmesine ilan edilmesine izin verilmesede sizler öğrenmiş olmasanızda bu gün islamın hayata dair her konuyla ilgili çözümü vardır.islamı evrensel yapan budur...kapitalizmin çürüdüğünü ise artık kapitaller bile kabul etmekte ve arayışlarını sürekli artırmaktadır...yani siz bunu görmüyosanız gözlerinize rağmen o sizin tercihiniz...ama bu tercihiniz asla kapiitalizmin eridiği islamın yükseldiği ve yakında sistem olarakta varlığını ilan edeceği hakikatinin önüne geçemez...
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
İslamı sosyalizm ile özdeşleştiren, İslamın sosyalizme yakın olduğunu iddia eden pek çok cahil ortaya çıkmıştır.
Kaddafiden tutun, Türkiyede İslam orjinli örgüt ve yapılar ve onların yayın organı niteliğinde gazete ve dergi çevrelerinin ekonomi ile ilgili çözümlemelerinde sanki sosyalist bir teorisyenin ideolojik mesajlarını okuyormuşsunuz izlenimi edinirsiniz.
Sosyalizm ideolojisi temel uzlaşmaz çelişkiyi açıklarken, sömürünün ortadan kaldırılması için sermaye ve özel mülk sahiplerinin mülksüzleştirilmesi gerektiğine bağlar. Oysa İslami ekonomik düzende sermaye sahibine de mülk sahiplerine de yer vardır.

Kapitalistin yani sermaye sahibinin İslami kurallara uymak şartıyla fabrika açması, işçi çalıştırması, ithalat ve ihracaat faaliyetleri, hatta sermaye açığını kapatmak için faiz dışında kar payı dağıtmak yoluyla müslümanların işletmeye veya kara bir yıl veya daha fazla ortak edilmesi seçeneklerinin İslami hiç bir kurala ters düşmediğini ifade etmiştim.
Kapitalizm eleştirilirken müslümanların, batıda uygulanan kapitalist sisteme duydukları tepkiyi genelleştirerek suçu özel mülkiyette aradıklarını gözlemliyoruz. Bu sebepledir ki anti-kapitalist ilkeye sahip olan İslami hareketler ;
1- sosyalist düşüncelerin etkisiyle
2- Kapitalizmin avrupa ve abd'de uygulandığı şekline duydukları tepkiyle, kapitalizm karşıtlığına soyunduklarını biliyoruz.

17. 18. yy. ingilteresinde başta olmak hindistan üzere sömürgeleştirilen ülkelerden ingiltereye getirilen pamuk ve diğer hammadeleri işleyen atölye manifaktür sistemi daha da palazlanarak büyük işletmeler fabrikalar haline dönüşmeye başladı. Bu da ingilteredeki feodal sistemi çökertmeye başladı.
Büyük toprak sahiplerinin köle statüsünde çalıştırdıkları köylüler bir yolunu bulup şehirlere firar ettiklerinde, mesken olarak tuttukları sokakta çoluk çocuk kadın erkek çok rezil ortamlarda aç ve sefil bir hayat sürdürmüşlerdir. Yaşam güvencesi dahil hiç bir insani ve kanuni hakka sahip olmayan ucuz el emeğiyle karın tokluğuna ingiliz burjuvasine hizmet etmeye başladılar.
Hem sömürge topraklarında köle çalıştıran, hemde kendi yurttaşlarını köle gibi çalıştıran kapitalist sınıfı için haklı olarak
vahşi kapitalistler / vahşi kapitalizm kavramı ile ifade edilmeye başlandı. Vahşi kapitalizm ve vahşi kapitalist tanımlamaları amerikada ve avrupadaki kapitalistler için de kullanıldı.
Türkiye ve diğer müslüman ülkelerde ise kapitalizm hem batıya göre daha geç girdi, hemde böylesine açlık ve sefalet içinde hayatları körelen insan yığınlarını oluşturmadığı gibi insanlık tarihine çok büyük lekeler bırakılmadı.
Biz Müslümanlar, avrupalı halkların yaşadığı veba salgını gibi büyük afetler, ortaçağda yaşanan kabus ve işkenceler gören atadan gelmiyoruz,
biz müslümanlar, avrupalıların ronesans diye nitelendirdikleri resim şarkı beste heykel alanlarında yaşanan patlamanın saraylaraa ve şatolarda yaşayan belli bir zümrenin ahlaksızlıklarına hizmet eden yalakacı bir kesimin eğlendirdiği kral-padişah sultan yöneticilerin kaprislerini atalarımız çekmedi.
Aynı şekilde vahşi kapitalizm sürecini de yaşamadık.
Ama fikrimizi ,düşüncemizi, ideolojik duruşumuzu sanki avrupada tüm bu kara lekeleri yaşamışız gibi biçimlendiriyoruz. Maalesef İslamcı gruplarımız da tıpkı avrupa kominist partileri seviyesinde antikapitalistlik hezeyanlarına girmişler. Buna özenti diyerek geçelim.
kapitalizmin Faizci yapısını budayarak, yolsuzluk usulsuzluk ve sömürüyü ortadan kaldıracak yol ve yöntemlerle Müslümanların genel akidelerine uygun, İslami kurallar çerçevesinde kapitalizm İslama aykırı değildir.
 

Ayaz594

Doçent
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
568
Tepkime puanı
66
Puanları
28
İslamı sosyalizm ile özdeşleştiren, İslamın sosyalizme yakın olduğunu iddia eden pek çok cahil ortaya çıkmıştır.
Kaddafiden tutun, Türkiyede İslam orjinli örgüt ve yapılar ve onların yayın organı niteliğinde gazete ve dergi çevrelerinin ekonomi ile ilgili çözümlemelerinde sanki sosyalist bir teorisyenin ideolojik mesajlarını okuyormuşsunuz izlenimi edinirsiniz.
Sosyalizm ideolojisi temel uzlaşmaz çelişkiyi açıklarken, sömürünün ortadan kaldırılması için sermaye ve özel mülk sahiplerinin mülksüzleştirilmesi gerektiğine bağlar. Oysa İslami ekonomik düzende sermaye sahibine de mülk sahiplerine de yer vardır.

Kapitalistin yani sermaye sahibinin İslami kurallara uymak şartıyla fabrika açması, işçi çalıştırması, ithalat ve ihracaat faaliyetleri, hatta sermaye açığını kapatmak için faiz dışında kar payı dağıtmak yoluyla müslümanların işletmeye veya kara bir yıl veya daha fazla ortak edilmesi seçeneklerinin İslami hiç bir kurala ters düşmediğini ifade etmiştim.
Kapitalizm eleştirilirken müslümanların, batıda uygulanan kapitalist sisteme duydukları tepkiyi genelleştirerek suçu özel mülkiyette aradıklarını gözlemliyoruz. Bu sebepledir ki anti-kapitalist ilkeye sahip olan İslami hareketler ;
1- sosyalist düşüncelerin etkisiyle
2- Kapitalizmin avrupa ve abd'de uygulandığı şekline duydukları tepkiyle, kapitalizm karşıtlığına soyunduklarını biliyoruz.

17. 18. yy. ingilteresinde başta olmak hindistan üzere sömürgeleştirilen ülkelerden ingiltereye getirilen pamuk ve diğer hammadeleri işleyen atölye manifaktür sistemi daha da palazlanarak büyük işletmeler fabrikalar haline dönüşmeye başladı. Bu da ingilteredeki feodal sistemi çökertmeye başladı.
Büyük toprak sahiplerinin köle statüsünde çalıştırdıkları köylüler bir yolunu bulup şehirlere firar ettiklerinde, mesken olarak tuttukları sokakta çoluk çocuk kadın erkek çok rezil ortamlarda aç ve sefil bir hayat sürdürmüşlerdir. Yaşam güvencesi dahil hiç bir insani ve kanuni hakka sahip olmayan ucuz el emeğiyle karın tokluğuna ingiliz burjuvasine hizmet etmeye başladılar.
Hem sömürge topraklarında köle çalıştıran, hemde kendi yurttaşlarını köle gibi çalıştıran kapitalist sınıfı için haklı olarak
vahşi kapitalistler / vahşi kapitalizm kavramı ile ifade edilmeye başlandı. Vahşi kapitalizm ve vahşi kapitalist tanımlamaları amerikada ve avrupadaki kapitalistler için de kullanıldı.
Türkiye ve diğer müslüman ülkelerde ise kapitalizm hem batıya göre daha geç girdi, hemde böylesine açlık ve sefalet içinde hayatları körelen insan yığınlarını oluşturmadığı gibi insanlık tarihine çok büyük lekeler bırakılmadı.
Biz Müslümanlar, avrupalı halkların yaşadığı veba salgını gibi büyük afetler, ortaçağda yaşanan kabus ve işkenceler gören atadan gelmiyoruz,
biz müslümanlar, avrupalıların ronesans diye nitelendirdikleri resim şarkı beste heykel alanlarında yaşanan patlamanın saraylaraa ve şatolarda yaşayan belli bir zümrenin ahlaksızlıklarına hizmet eden yalakacı bir kesimin eğlendirdiği kral-padişah sultan yöneticilerin kaprislerini atalarımız çekmedi.
Aynı şekilde vahşi kapitalizm sürecini de yaşamadık.
Ama fikrimizi ,düşüncemizi, ideolojik duruşumuzu sanki avrupada tüm bu kara lekeleri yaşamışız gibi biçimlendiriyoruz. Maalesef İslamcı gruplarımız da tıpkı avrupa kominist partileri seviyesinde antikapitalistlik hezeyanlarına girmişler. Buna özenti diyerek geçelim.
kapitalizmin Faizci yapısını budayarak, yolsuzluk usulsuzluk ve sömürüyü ortadan kaldıracak yol ve yöntemlerle Müslümanların genel akidelerine uygun, İslami kurallar çerçevesinde kapitalizm İslama aykırı değildir.

kesinlikle, mükemmel bir açıklama :clap2:

leylinur; ..altın gümüş sistemi kağıt para sisteminden çok daha doğru bir sistemdir..

bir soru daha :)
tartıştığımız hususu unuttunuz sanırım, sistemlerden bahsediyoruz, altın gümüşten değil. benim anlatmak istediğim liberal ekonominin islama oldukça uygun bir model olduğu ve sağlıklı bir ticaret ortamı doğurduğudur.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
bir soru daha :)
tartıştığımız hususu unuttunuz sanırım, sistemlerden bahsediyoruz, altın gümüşten değil. benim anlatmak istediğim liberal ekonominin islama oldukça uygun bir model olduğu ve sağlıklı bir ticaret ortamı doğurduğudur.

sizde islamı unutuyorsunuz :(bende diyorumki islamda ne liberal ekonominin nede kapital ekonominin yeri yoktur..islamın şeri naslar ile kayıtlı kendine ait ekonomisi vardir..eğer benzerlik varsa islam onlardan önce var olduğu için çalmışlardır vesselam :)
 

Ayaz594

Doçent
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
568
Tepkime puanı
66
Puanları
28
sizde islamı unutuyorsunuz :(bende diyorumki islamda ne liberal ekonominin nede kapital ekonominin yeri yoktur..islamın şeri naslar ile kayıtlı kendine ait ekonomisi vardir..eğer benzerlik varsa islam onlardan önce var olduğu için çalmışlardır vesselam :)

e anlatın biraz bu sistemi, ama sakın altın gümüş filan deyip beynimi sulandırmayın. liberal özel mülkiyet esaslıdır. sizin bahsettiğiniz sistem hangi temele dayanıyor, rica etsem açın biraz
 

lafzen

Asistan
Katılım
22 Tem 2011
Mesajlar
219
Tepkime puanı
31
Puanları
0
Kapitalizm diyorum mevcut sisteme isterseniz adınıdeğiştirip korilenco da diyebilirim ismin şu durumda hiçbir önemi yok.Bu birdin değilse eğer din ile karşılaştırılması yanlış yok eğer dediğimiz gibi tanrıolarak kabul ediliyorsa evet karşılaştırılabilir.(İslam “gayba imanı” şartkoşar.)Şu durumda korilenco ne istiyor şartlarınedir ne vadediyor bencesini sıraladım.İsteyen isteği yaftayı atabilir.Müminlersakın yaftalardan korkup hakikati dile getirmekten korkmasınlar.Kominstler bir uçta biz diğer uçta.Hiç bir öğretisini okumamışken sadece Ali şeriati nin Marksizm hakkında makalelerini okumuş olmak hariçken biz kim kominizm kim?siz kimsiniz?

Ali şeriati Marksizm hakkında ne diyordu; en özetleinsan,kapitalizmde “kayıtsız” iken marksizmde “tutsak”tır.Birinde aldatan diğerinde aldatılan! Hangisi daha trajik dersiniz.”

Biz sermayeye falan düşman değiliz.Adamın bin bir emekleortaya koyduğu şeyi alın terini hiç saymak insanlık değildir.Fakat sizlerde biliyorsunuz ki faiz alıp vermemiz de insanlık değil.insanın insan yerine konulmaması da… Kaldı ki sistemin çıkış noktası batı aklı insani erdemleri sermayenin önüne geçirecek bir sistem kurmaktan acizdir.Biz her şeyiyle sistemin içinde olduğumuz için kominzm hakkında bilgi sahibi olmasakta korilenco hakkında gözlem,tecrübe,okuma yapabiliyoruz.Herkes de yapıyordur.Aslında herkes sezgisel olarak sistemden hoşnut olmadığının farkında,fikri olarak farkına vardığında işte tam bu noktada buhranlar başlıyor…

Kominizm ne? madem uzman bakış açısı isteniyor buyurun bakalım;

*sihirli modern teknoloji ile donatılmış,bilim ilesilahlanmış kapitalizm: Duygusuz makinizm ve tekno bürokratik şartların ağır ve acımasız çarkları arasında kalan insanın modern esareti!

*İnsan bu cennette sadece “otlamak zorunda olan ekonomik bir hayvan”

*tüketim felsefesi tüketim felsefesi tüketim felsefesi

*Slogan! Liberalizm! Yani “bağımlı” olan insanın bağımsız ve yükümsüz olması!

*Demokrasi, yani SENİN MAHİYETİNİ SEÇEN KİMSELERİN SEÇİLMESİ!

*Yaşam? Metaryalizm.

*Ahlak? Menfaatçilik ve bencillik

*Hedef? Tüketim

*Yaşam fesefesi? İçgüdülerin tatmini.

*ülkü? Refah ve pay alma.

*iman? İdeal

*Aşk? Varlığın anlamı?

*İnsan kavramı? Hiçbir şey

Bunları illa da uzman görüşü isteyenler için(alıntı : Alişeriati; insan;s:67)

Ben romantik davranmak istemiyorum öyle pkk ve sol örgütler gibi bir sistemin kanla yada gökten bir anda ineceğine de inanmıyorum.(medineyi kuranın fethettiği gibi hayallerimde gönlümü ve ülkemizin fethetmesini istiyorum onun,zorbalıkla değil…)Fakat bir şeyler yanlış gidiyor bu dünyada.Bunu biliyorum çünkü bende herkes gibi yaşayan bir insanım.Fakat şu nokta da insanın sadece konuşarak yol alamayacağınıda biliyorum.Öyleyse ne yapmalı sorusu gündeme gelmeli ve benim gibi düşünenler ve nefsim bir an önce bir şeylerin ucundan da olsa yük alarak yolda olmaları gerektiğine inanıyorum… dahası nefsimle…

Ne bela bir şey aslında yaklaşık bir iki sayfa yazı yazmıştım ama baktım bir çoğu nefsimin hırıltısından başka bir şey değil.İçimde slogan cumhuriyeti kuruluyor gibi ancak dur demessem!!!

Demeliyiz vesselam,
 

lafzen

Asistan
Katılım
22 Tem 2011
Mesajlar
219
Tepkime puanı
31
Puanları
0
KAPİTALİZM ne? madem uzman bakış açısı isteniyor buyurun bakalım;

*sihirli modern teknoloji ile donatılmış,bilim ilesilahlanmış kapitalizm: Duygusuz makinizm ve tekno bürokratik şartların ağır ve acımasız çarkları arasında kalan insanın modern esareti!


*İnsan bu cennette sadece “otlamak zorunda olan ekonomik bir hayvan”

*tüketim felsefesi tüketim felsefesi tüketim felsefesi

*Slogan! Liberalizm! Yani “bağımlı” olan insanın bağımsız ve yükümsüz olması!

*Demokrasi, yani SENİN MAHİYETİNİ SEÇEN KİMSELERİN SEÇİLMESİ!

*Yaşam? Metaryalizm.

*Ahlak? Menfaatçilik ve bencillik

*Hedef? Tüketim

*Yaşam fesefesi? İçgüdülerin tatmini.

*ülkü? Refah ve pay alma.

*iman? İdeal

*Aşk? Varlığın anlamı?

*İnsan kavramı? Hiçbir şey

Bunları illa da uzman görüşü isteyenler için(alıntı : Alişeriati; insan;s:67)

NOT: düzelme yapmama izin verilmediği için, yapılmış hali.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
islâm'ın iktisadi politikası ; bir bütün olarak her bireyin temel ihtiyaçlarının karşılanması ve toplumun yaşam standartlarına bağlı olarak lüks sayılan ihtiyaçları karşılama imkanının da bireye sunulmasıdır. İslam, ülkesinde yaşayan bireylerin tümünü birden değil tek tek ele alır. Yani İslâm, bireyin öncelikle bütün temel ihtiyaçlarının mutlaka toptan doyurulması gerektiğine inanarak insanı ele alır.
Dolayısıyla İslâm'daki iktisadi politika: her bireyin hayattan yararlanmasını garanti altına almada sadece ülkenin genel anlamda yaşam seviyesinin yükseltilmesini amaçlamadığı gibi belli bir sınıf insanların güçlenmesi için değil, belirli ilişkiler içerisinde yaşayan insanın temel ihtiyaçlarını çözüme kavuşturmak ve yaşam standartlarını yükseltme imkanı sağlayarak onu özel yaşamı içerisinde refaha ulaştırmaktır. İşte bu yönü ile İslâm'ın iktisadi politikası diğer iktisadi politikalardan ayrılır.
Bunun için İslâm devletinin kanunlarında, kendi bireylerinin yiyecek, giyecek ve mesken gibi tüm temel ihtiyaçlarını toptan karşılaması gerektiğini ifade eden şer’i hükümler vardır Çalışacak gücü olan kimseye, kendisine ve bakmakla zorunlu olduğu kimsenin temel ihtiyaçlarını karşılaması için çalışmayı zorunlu kılar. Eğer kişi çalışmaya muktedir değilse, onun temel ihtiyaçlarının karşılanmasını çocuğuna ve varisine bırakır. Bununla İslâm, insan olarak giderilmesi zorunlu olan giyinme, barınma, yeme gibi ihtiyaçların karşılanmasını her birey için garanti etmiştir Bunlardan da anlaşıldığı gibi İslâm bireyi insan oluşundan, bunu da kişiliğinde (bireysel özelliklerden) ayrı tutmamıştır. Aynı zamanda toplumun üzerinde bulunması gerekli konumunu da her bireyin temel ihtiyaçlarını bir bütün olarak doyurulmasından ve lüks ihtiyaçlarını tatminine imkan sağlanmasından ayrı tutmamıştır. Lüks ihtiyaçların karşılanabilmesi ise insanların elerindeki ekonomik değerleri artırabilmeleri ile mümkündür. Bu da çalışmadan gerçekleştirilmez. Bunu için İslâm, kazanç ve rızk aramayı ve bu yolda çalışmayı farz kılmıştır. Allah şöyle buyuruyor:"Yerin sırtlarında yürüyün (dolaşın) ve Allah'ın rızkında yiyin.”(Mülk 15)İşte bu ve benzeri ayetler, iktisatla ilgili şer’i hükümlerin mal kazanmayı, temiz ve helal olan maldan gereği gibi faydalanılmayı ifade ede açık delillerdir.
İslâm, mülk edinme sebeplerini, mülkiyetin el değiştirilmesine dair sözleşme türlerini, bünyesinde birtakım şer'i kuralları ve şer’i hükümleri, barındıracak şekilde ilgili bir çok konuyu kendisine kıyas edilerek çözülebilecek nitelikte genel hatları ile vermiştir. insanların şeriatta geçen muamelatla sınırlı olmaları farzdır. onun için mülkiyette de çeşitli sınırlar vardır mesela kumarhane mülkünün islamda yeri yoktur. Bundan dolayı Müslüman, temiz ve helal olmak şartı ile mal edinme konusunda hiçbir engelle karşılaşmadan süratle amacına ulaşmaya çalışabilir. Böylelikle her bireyin karşılanması gerekli ihtiyaçlarını karşılayacak ortam ve şartlar sağlanmıştır. İslâm, bireyi çalışmaya teşvik etmekle yetinmediği gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını sadece bireylerin kendi kazancına da bağlı kılmamıştır. Bilakis gerektiği zaman beytülmalda bireylere harcanma yapılmasını da gerekli kılmıştır. Çalışma gücünden yoksun aciz kimselerin geçimini devlete yüklediği gibi ümmetin ihtiyaçlarını karşılamayı da devletin görevlerinden biri olarak kabul etmiştir. Çünkü vatandaşların bu devlet üzerinde hakları vardır.
İslam iktisadının ilkeleri:
Mülkiyet,Mülkiyetin kullanımı,Servetin insanlar arasında dağılımı...
Mülkiyet:
Mülkiyet hakkı tümüyle Mâlikül Mülk (Mülkün Sahibi) olması ve malı kendisine ait kılmış olması itibariyle Allah'a aittir. Allahu Teâla şöyle dedi:"Size vermiş olduğu Allah'ın malından onlara veriniz.”(Nur 33)Dolayısı ile insanlar mallar üzerinde temsili yetkiye sahiptir. öyle ya kimine miras kalıyor kimi elindeki malı deprem yangın vs olaylar ile kaybediyor .
Ancak temsil yetkisi ile gelen bu mülkiyet hakkı insanoğlunun bütün bireylerine genel olarak gelmiştir. Böylece insanlar bununla fiilen değil temsilen mülkiyet hakkına sahip oluyorlar. Zaten insanlar ancak mülk edinebilme hakkında temsilen bir yetkiye sahiptirler.
Mülkiyetin kullanımı:
Eğer mülkiyet, kamu mülkiyeti ise ümmetin vekili olmasından dolayı devlet bu türlü mülkiyetin kullanım hakkına sahiptir. ancak devlet bu mülkiyet üzerinde şeriatın belirlediği kadar değiştirme hakkına sahiptir. Şari’, devlet ve özel mülkiyette, şeriatın sınırları dahilinde değiştirme ve bağış gibi taraflara istedikleri kullanımı yapabilme yetkisini vermiştir.
Servetin insanlar arasındaki dağılımı ise:
Şüphesiz bu konu, mülk edinme nedenleri ve bir dünya görüşünün ilkleri çerçevesinde şekillenir. Ancak insanların güç ve ihtiyaçları birbirlerinden farklı olduklarından servetin dağılımı da insanlar arasında çeşitli farklılıklara uğrar. Servet dağılımının yanlış ve hatalı uygulanması, malın belli bir sınıfın elinde birikmesi ve diğer bir sınıfın ondan yoksun kalması sonucunu doğurur. Örnek olarak sabit mübadele aracı olan altın ve gümüşün belli ellerde toplanması gibi. Bundan dolayı şeriat servetin yalnızca zenginler arasında dolaşan bir güç olmasını yasaklamış, bütün insanlar arasında dolaşan bir ekonomik güç olmasını emretmiştir.
 

Ayaz594

Doçent
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
568
Tepkime puanı
66
Puanları
28
bu anlattıklarınız liberal ekonomiyle de mümkün ki. kişi zekatını verirse bu söyledikleriniz kendiliğinden olu verir. islamın ekonomi politikası zekat üzerine kuruludur. toplumsal refah ancak bu şekilde sağlanabilir. liberal ekonomi ''kanunları'' 'nda zekat veremezsin ibaresi yer alıyor değil ya :)
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
bu anlattıklarınız liberal ekonomiyle de mümkün ki. kişi zekatını verirse bu söyledikleriniz kendiliğinden olu verir. islamın ekonomi politikası zekat üzerine kuruludur. toplumsal refah ancak bu şekilde sağlanabilir. liberal ekonomi ''kanunları'' 'nda zekat veremezsin ibaresi yer alıyor değil ya :)
:swoon:boşuna çabalamayın:)
açık örnek kumarhane özel mülkiyettir liberalizm de, islamda ise bu haramdır ve mülk edinemezsiniz.islamda içkinin alımı satımı fabrikası yoktur libaralizmde vardır...boşuna uğraşmayın birleştirmek için bilmem anlatabildim mi :Cool:önceki mesajda beyan ettiklerim liberalizmde varsa islamdan çalmış olmasındandır..çünkü islam tüm izmlerden önce vardı :):Cool:
 

Ayaz594

Doçent
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
568
Tepkime puanı
66
Puanları
28
:swoon:boşuna çabalamayın:)
açık örnek kumarhane özel mülkiyettir liberalizm de, islamda ise bu haramdır ve mülk edinemezsiniz.islamda içkinin alımı satımı fabrikası yoktur libaralizmde vardır...boşuna uğraşmayın birleştirmek için bilmem anlatabildim mi :Cool:önceki mesajda beyan ettiklerim liberalizmde varsa islamdan çalmış olmasındandır..çünkü islam tüm izmlerden önce vardı :):Cool:

bugün alkol ve kumarın yasaklandığı liberal bi ülke sırf bunu yaptı diye liberal olmaktan çıkacak değil ya. sığ düşünüyorsunuz yanlış anlamayın beni ama, liberal ekonomik sistem demiyor ya alkol al, kumar oyna. bu sistemin uygulandığı ülkelerde insanların sorunu, suçu sistemlere atamazsın. bu sistem ne kumar oynattı diye oluşmuştur, nede oynatmaz ise yok olacaktır. bu bireylerin sorunu, sistemin bundan haberi bile yok o her işletmeye aynı gözle bakar.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
islâm'ın iktisadi politikası ; bir bütün olarak her bireyin temel ihtiyaçlarının karşılanması ve toplumun yaşam standartlarına bağlı olarak lüks sayılan ihtiyaçları karşılama imkanının da bireye sunulmasıdır. İslam, ülkesinde yaşayan bireylerin tümünü birden değil tek tek ele alır. Yani İslâm, bireyin öncelikle bütün temel ihtiyaçlarının mutlaka toptan doyurulması gerektiğine inanarak insanı ele alır.
Dolayısıyla İslâm'daki iktisadi politika: her bireyin hayattan yararlanmasını garanti altına almada sadece ülkenin genel anlamda yaşam seviyesinin yükseltilmesini amaçlamadığı gibi belli bir sınıf insanların güçlenmesi için değil, belirli ilişkiler içerisinde yaşayan insanın temel ihtiyaçlarını çözüme kavuşturmak ve yaşam standartlarını yükseltme imkanı sağlayarak onu özel yaşamı içerisinde refaha ulaştırmaktır. İşte bu yönü ile İslâm'ın iktisadi politikası diğer iktisadi politikalardan ayrılır.
Bunun için İslâm devletinin kanunlarında, kendi bireylerinin yiyecek, giyecek ve mesken gibi tüm temel ihtiyaçlarını toptan karşılaması gerektiğini ifade eden şer’i hükümler vardır Çalışacak gücü olan kimseye, kendisine ve bakmakla zorunlu olduğu kimsenin temel ihtiyaçlarını karşılaması için çalışmayı zorunlu kılar. Eğer kişi çalışmaya muktedir değilse, onun temel ihtiyaçlarının karşılanmasını çocuğuna ve varisine bırakır. Bununla İslâm, insan olarak giderilmesi zorunlu olan giyinme, barınma, yeme gibi ihtiyaçların karşılanmasını her birey için garanti etmiştir Bunlardan da anlaşıldığı gibi İslâm bireyi insan oluşundan, bunu da kişiliğinde (bireysel özelliklerden) ayrı tutmamıştır. Aynı zamanda toplumun üzerinde bulunması gerekli konumunu da her bireyin temel ihtiyaçlarını bir bütün olarak doyurulmasından ve lüks ihtiyaçlarını tatminine imkan sağlanmasından ayrı tutmamıştır. Lüks ihtiyaçların karşılanabilmesi ise insanların elerindeki ekonomik değerleri artırabilmeleri ile mümkündür. Bu da çalışmadan gerçekleştirilmez. Bunu için İslâm, kazanç ve rızk aramayı ve bu yolda çalışmayı farz kılmıştır. Allah şöyle buyuruyor:"Yerin sırtlarında yürüyün (dolaşın) ve Allah'ın rızkında yiyin.”(Mülk 15)İşte bu ve benzeri ayetler, iktisatla ilgili şer’i hükümlerin mal kazanmayı, temiz ve helal olan maldan gereği gibi faydalanılmayı ifade ede açık delillerdir.
İslâm, mülk edinme sebeplerini, mülkiyetin el değiştirilmesine dair sözleşme türlerini, bünyesinde birtakım şer'i kuralları ve şer’i hükümleri, barındıracak şekilde ilgili bir çok konuyu kendisine kıyas edilerek çözülebilecek nitelikte genel hatları ile vermiştir. insanların şeriatta geçen muamelatla sınırlı olmaları farzdır. onun için mülkiyette de çeşitli sınırlar vardır mesela kumarhane mülkünün islamda yeri yoktur. Bundan dolayı Müslüman, temiz ve helal olmak şartı ile mal edinme konusunda hiçbir engelle karşılaşmadan süratle amacına ulaşmaya çalışabilir. Böylelikle her bireyin karşılanması gerekli ihtiyaçlarını karşılayacak ortam ve şartlar sağlanmıştır. İslâm, bireyi çalışmaya teşvik etmekle yetinmediği gibi ihtiyaçlarının karşılanmasını sadece bireylerin kendi kazancına da bağlı kılmamıştır. Bilakis gerektiği zaman beytülmalda bireylere harcanma yapılmasını da gerekli kılmıştır. Çalışma gücünden yoksun aciz kimselerin geçimini devlete yüklediği gibi ümmetin ihtiyaçlarını karşılamayı da devletin görevlerinden biri olarak kabul etmiştir. Çünkü vatandaşların bu devlet üzerinde hakları vardır.
İslam iktisadının ilkeleri:
Mülkiyet,Mülkiyetin kullanımı,Servetin insanlar arasında dağılımı...
Mülkiyet:
Mülkiyet hakkı tümüyle Mâlikül Mülk (Mülkün Sahibi) olması ve malı kendisine ait kılmış olması itibariyle Allah'a aittir. Allahu Teâla şöyle dedi:"Size vermiş olduğu Allah'ın malından onlara veriniz.”(Nur 33)Dolayısı ile insanlar mallar üzerinde temsili yetkiye sahiptir. öyle ya kimine miras kalıyor kimi elindeki malı deprem yangın vs olaylar ile kaybediyor .
Ancak temsil yetkisi ile gelen bu mülkiyet hakkı insanoğlunun bütün bireylerine genel olarak gelmiştir. Böylece insanlar bununla fiilen değil temsilen mülkiyet hakkına sahip oluyorlar. Zaten insanlar ancak mülk edinebilme hakkında temsilen bir yetkiye sahiptirler.
Mülkiyetin kullanımı:
Eğer mülkiyet, kamu mülkiyeti ise ümmetin vekili olmasından dolayı devlet bu türlü mülkiyetin kullanım hakkına sahiptir. ancak devlet bu mülkiyet üzerinde şeriatın belirlediği kadar değiştirme hakkına sahiptir. Şari’, devlet ve özel mülkiyette, şeriatın sınırları dahilinde değiştirme ve bağış gibi taraflara istedikleri kullanımı yapabilme yetkisini vermiştir.
Servetin insanlar arasındaki dağılımı ise:
Şüphesiz bu konu, mülk edinme nedenleri ve bir dünya görüşünün ilkleri çerçevesinde şekillenir. Ancak insanların güç ve ihtiyaçları birbirlerinden farklı olduklarından servetin dağılımı da insanlar arasında çeşitli farklılıklara uğrar. Servet dağılımının yanlış ve hatalı uygulanması, malın belli bir sınıfın elinde birikmesi ve diğer bir sınıfın ondan yoksun kalması sonucunu doğurur. Örnek olarak sabit mübadele aracı olan altın ve gümüşün belli ellerde toplanması gibi. Bundan dolayı şeriat servetin yalnızca zenginler arasında dolaşan bir güç olmasını yasaklamış, bütün insanlar arasında dolaşan bir ekonomik güç olmasını emretmiştir.

yukarda anlattıkların kapitalist sistemin kopyası.
güya anayasınız da nedense ülkemizin anayası gibi:)
yönetim şekli nin de elle tutular bir farkı yok

bir sonraki mesajında kumarhane ve içki satışından bahsetmişsin.
söyle bakalım bunu genel bir yasak haline getiren bir uygulama mı var.
kişinin haram işlemesi başka birşeydir
devletin haramdır diye ona zorbalık yapması başka birşey
sanki tüm dünya müslümanmış gibi konuşuyorsun:)

hizbutçu yerine taklitçi leyla mı demeliyiz artık
 

yusufsaid

Profesör
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
873
Tepkime puanı
407
Puanları
0
Konum
Ankara
http://www.rasidihilafet.org/kitaplar/Ekonomik_Sistem/index.htm
http://www.rasidihilafet.org/kitaplar/Ideal_Ekonomi/index.htm

yusuf said kardeşim samimiyseniz bu iki kitabı okuyun.kapitalizm kominizm ve islam sisteminin günümüze dair tüm yönleri incelenmiş ve islami alternatifler boşluksuz doldurulmuştur...veri yeterrrr bilmediğin konuda sus...kitabları oku altının islamla alakasını öğren onca hadise hakaret etme:Cool:

Tabiiki, zaten bu konuda okuma yapmak istiyordum. Teşekkür ederim...
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
muhammed kafadar sen bağlantı kurmaya devam et...islam reddediyor ve içki dükkanı açtırmıyor fabrikasını kurdurmuyor..gay'leri kabul etmiyor vergiyi veriyor diye insanın her konuda serbest bırakmıyor...yineliyorum...kapitalizm ve kominizmden önce islam vardı ve yeryüzünde hakimliğimliğini iki izmdende fazla sürdürdü,sürdürecek..çünkü islam evrensel bir dindir ve islam fıtrata uygundur...

“Yoksa onlar cahiliye hükmünü mü istiyorlar?Yakinen inanan bir kavim için Allah’tan daha iyi (güzel)
hüküm veren kimdir?"
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
güya devletinizde gaylere birşey yapamazsınız.
neyle tespit ediceksin gayleri Allah aşkına:)
hadi yaptın naneyi yedin sen neye dayanarak yaptırım yapıcaksın.

cahilce konuşuyorsunuz.

kapitalizm ve sosyalizm aslında aynı ekonomik sistem in parçalanmış modeli ve ezelden beri var.
habil kabil neyi paylaşamadı.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
:swoon:kurulunca görürsün:Cool:
cahilce konuşan kim aceba:thinking:
habil ile kabile sosyalizmi ve kapitalizmi dayandırdır:swoon::eek:leyo::Cool:
bişi derdim ama demeyim kalsın...:Cool:
selamet ile....
 

Ayaz594

Doçent
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
568
Tepkime puanı
66
Puanları
28
muhammed kafadar sen bağlantı kurmaya devam et...islam reddediyor ve içki dükkanı açtırmıyor fabrikasını kurdurmuyor..gay'leri kabul etmiyor vergiyi veriyor diye insanın her konuda serbest bırakmıyor...yineliyorum...kapitalizm ve kominizmden önce islam vardı ve yeryüzünde hakimliğimliğini iki izmdende fazla sürdürdü,sürdürecek..çünkü islam evrensel bir dindir ve islam fıtrata uygundur...

anlamadığın, anlamamakta ısrar ettiğin ne biliyormusun! liberalizmin ne olduğunu ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYORSUN! bu bi ekonomi politikası, şer-i hükümlerle yönetilen bi ülkenin eline verirsen ona uyar, ABD, AB gibi ülke veya toplulukların eline verirsen ona. bu sistem yaygın olarak batida uygulanıyor diye SİSTEMİN GÜNAHI NE? O MU DEDİ GAYLAR KAFASINA GÖRE TAKILSIN, KUMAR OYNANSIN, İÇKİ İÇİLSİN? LİBERAL EKONOMİ ÖZEL MÜLKİYET ESASLIDIR. CEZA KANUNUNA ALKOL, KUMAR, EŞCİNSELLİK YASAK İBARESİ KOYARSAN BU PİSLİKTEN ARINMIŞ OLURSUN. AMA SİSTEMDE DEĞİŞEN BİRŞEY OL MAZ!!! LİBERAL EKONOMİNİN BUNUNLA UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI YOK! BUNLAR OLMASADA LİBERALİZM YİNE AYNI LİBERALİZM'DİR.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
:swoon:kurulunca görürsün:Cool:
cahilce konuşan kim aceba:thinking:
habil ile kabile sosyalizmi ve kapitalizmi dayandırdır:swoon::eek:leyo::Cool:
bişi derdim ama demeyim kalsın...:Cool:
selamet ile....

birşey bilmiyorsun ki zaten ezberletmişler papağana sanki sayıklıyorsun.
ekonomik sistem yüzünden habil ile kabil kavga etmedi mi:)
kurulunca görücekmişim.
yersen.
sen kim oluyorsun ki benim devletime kafa tutuyorsun etin budun ne
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
anlamadığın, anlamamakta ısrar ettiğin ne biliyormusun! liberalizmin ne olduğunu ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYORSUN! bu bi ekonomi politikası, şer-i hükümlerle yönetilen bi ülkenin eline verirsen ona uyar, ABD, AB gibi ülke veya toplulukların eline verirsen ona. bu sistem yaygın olarak batida uygulanıyor diye SİSTEMİN GÜNAHI NE? O MU DEDİ GAYLAR KAFASINA GÖRE TAKILSIN, KUMAR OYNANSIN, İÇKİ İÇİLSİN? LİBERAL EKONOMİ ÖZEL MÜLKİYET ESASLIDIR. CEZA KANUNUNA ALKOL, KUMAR, EŞCİNSELLİK YASAK İBARESİ KOYARSAN BU PİSLİKTEN ARINMIŞ OLURSUN. AMA SİSTEMDE DEĞİŞEN BİRŞEY OL MAZ!!! LİBERAL EKONOMİNİN BUNUNLA UZAKTAN YAKINDAN ALAKASI YOK! BUNLAR OLMASADA LİBERALİZM YİNE AYNI LİBERALİZM'DİR.
sizinde anlamadığınız islamın kendisine ait politikasının olduğu esas dediğiniz mülkiyette haram helal dairesi yoktur oysa islam ekonimi politikasında haram helal dairesi esaslardandır.liberalizmde liberallerin iyi güzel dediği olur...islamda ise şarinin iyi dediği iyi kötü dediği kötüdür...fayda ve zararın belirleyicisi şaridir...anlıyorda anlamamazlıktanmı geliyorsunuz:thinking:
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara


birşey bilmiyorsun ki zaten ezberletmişler papağana sanki sayıklıyorsun.
ekonomik sistem yüzünden habil ile kabil kavga etmedi mi:)
kurulunca görücekmişim.
yersen.
sen kim oluyorsun ki benim devletime kafa tutuyorsun etin budun ne
etimi budumu devletine sor o söylesin daha cevap alamazsan batıya sor söylesin neden korkuyor sana bir bir izah etsinler...bizde kalite konuşur vesselam :)
http://www.dailymotion.com/video/xgbhtc_eyref-ziya-terzy-yman-konuyur-www-rotafor-com_music

 
Üst