Kadın ve şeriat isimli uluslar arası kadınlar konferansı

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
Biliyor muydunuz? Hilafet’te birinci ve ikinci aşama eğitim ücretsiz olmak zorundadır.Bu kanun bin yıldan evvel Hilafet devletinde yürürlüğe sokulmuştur. Bu arada Avrupa’da eğitim, halka karşı kullanılan güçlü bir araç olarak bilhassa kadınlardan esirgenmiştir.
İslam’da ise ilim, hem kadınlar ve hem erkekler için, sırf farz olduğu için elde edilmesi gerekir ve Müslümanlar da Allah’ın rızasını kazanmak için ilim için çabalarlar. Bunu Batı’nın eğitime bakış açısıyla kıyaslayacak olursak, bu ikisinin arasındaki anlayış farklılığının çok büyük olduğunu görüyoruz.
Batı vatandaşlarının eğitilmesini teşvik ederken, onların kazanç elde etmek üzerine kurulu kapitalist sisteme hizmet edecek yeni fikirler ve teknolojiler geliştirmesini amaçlamaktadır.
Hilafette ise hem kadınlar ve hem erkekler aynı eğitim imkanlarına ulaşabileceklerdir, çünkü Şeriat iki cinsiyet arasında haklarını elde etmede hiçbir fark görmez.
İslam beldelerindeki Müslüman kadınların Hilafet’in ve İslam’ın toplumun işlerini gütmekten uzaklaştırılana kadar hiçbir zaman bu denli çok sayıda sorunları olmamıştı.
Öyleyse Batı’nın kadınları İslam altında hiçbir zaman mevcut olmamış sorunlardan kurtarmaya çalışması bir çelişki değil midir? Ne gariptir ki, yüzyıllarca kadına zulmeden ve onları on yıllarca, eğitim gibi temel bir hak gibi hakları için savaş vermek zorunda bırakan da yine Batılı sistemdir.
Kadını cinsiyet ayrımcılığı gözetmeden özgürlüğüne kavuşturacak olan ve haklarını teminat altına alacak olan sadece Şeriat’tır. Ve bu hakları kadın hiçbir savaş vermeden, ter ve gözyaşı dökmeden elde ecektir…
10361988_781835025241862_6162940506896370719_n.jpg


 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
1743567_783741855051179_3990589596499248052_n.jpg

Kadınlar Siyasetle İlgilenebilirler mi?

Batı toplumu Müslüman kadınları genelde güçsüz ve bastırılmış kadınlar olarak betimler. Onlar İslam’ın kadınlara İslami kıyafet giymeyi ve kocalarına itaat etmeyi emretmesinden dolayı kadınların kendilerini otomatik olarak ifade edemeyecek kadar beyinsiz olduklarına inandıklarından dolayı bu kanıya varmışlardır.

Ancak, İslam’ın vakıası bu değildir. İslam Devleti altında kadınlar sosyal, ekonomik ya da politik olsun her konuda başarılıdırlar. Müslüman kadınlar; söylediklerine toplumda erkeklerinki kadar değer verilen aktif politikacılardır. Ömer (ra)’ın; mehre sınırlandırma getirmek istemesi bu duruma örnek olarak verilebilir.

Bir gün Ömer bin Hattab; hutbesinde mehri sınırlandırmak istemiştir ancak onun bu teşebbüsüne bir kadın hemen Kur’an’dan bir ayetle itiraz eder:
“Eğer bir eşi bırakıp da yerine diğer bir eş almak isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, ondan bir şey geri almayın.”(Nisa 20) Hz. Ömer minbere geri döner ve sözlerini geri alır ve derki “kadın doğru, Ömer yanlıştır.” Kim ne kadar mal isterse o kadar verin (İbn Hâcer el-Askalanî Fethu'l Barî 9:167.
Bu olay Batı’nın Müslüman kadınla ilgili olan yanlış algısını da bariz bir şekilde çürütmektedir. Daha da önemlisi bu; İslam toplumunda Müslüman kadının sözlerine değer verildiğini ve takdir edildiğini göstermektedir. Ayrıca, bu kadınların herhangi bir erkeğin önünde konuşamaz algısını da ortadan kaldırmaktadır.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11070021_675364709257221_3805377266124438144_n.jpg

#WomenAndShariah
|
SORU & CEVAP SAATİ
Zehra Malik (Hizb ut Tahrir Medya Ofisi Yazarlarından)
Bu Perşembe, 19 Mart, Türkiye saati 21.00'de
“Şeriat’a Karşı Saldırılara Son” başlığı altında
Facebook "WomenandShariah" sayfası üzerinden sorularınızı cevaplandıracaktır.
Bu Soru ve Cevap Saati, “Kadın ve Şeriat: Hakikati Kurgudan Ayırmak” kampanyasının bir parçasıdır.

Soru-Cevap saati dışında da bize ulaşabilirsiniz:
[email protected]
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
konular hakkinda soru sorulabilir:
çocuk gelinler ve zorla evlilik
kadına karşı şiddet

aile bağlarının bozulması, boşanma oranları vs. ekonomik kalkınma ve kadınların iş hayatına teşvik edilmesi
medya ve kadın üzerindeki etkiler
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11061341_784275934997771_7102230222945143438_n.jpg

Hilafet’in Güçlü Aile Bağını ve Anneliği Koruması

İslam kadınlara ev hanımlığı ve çocuklarının bakımından sorumlu tutarak ve kadınların annelik konumlarının toplumdaki saygınlığını göz önünde bulundurarak anneliği yüceltmektedir.
﴿وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ﴾
Biz insana ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce bana, sonar da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak banadır. (Lokman 14)

جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: مَنْ أَحَقُّ النَّاسِ بِحُسْنِ صَحَابَتِي؟ قَالَ: «أُمُّكَ»، قَالَ: ثُمَّ مَنْ؟ قَالَ: «ثُمَّ أُمُّكَ»، قَالَ: ثُمَّ مَنْ؟ قَالَ: «ثُمَّ أُمُّكَ»، قَالَ: ثُمَّ مَنْ؟ قَالَ: «ثُمَّ أَبُوكَ» (رواه البخاري ومسلم)
Ebu Hureyre (ra)’dan rivayetle bir adam Allah Rasulu (sav)’in yanına gelir ve sorar, ”Ey Allah’ın Rasulü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyade kim hak sahibidir?” Rasullallah “Annen” diye cevap verir, sonra kim diye sorar, yine “Annen” cevabını alır. Sonra kim der? “Annen” cevabını aldıktan sonra tekrar kim? Diye sorar ve Rasullallah (sav), “Baban” cevabını verir."Sonra babana."(Buhari ve Müslim)

«تَزَوَّجُوا الْوَدُودَ الْوَلُودَ فَإِنِّي مُكَاثِرٌ بِكُمُ الأُمَمَ» (رواه أبو داود)
Ebu Davuttan rivayetle Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Doğurgan ve sevecen kadınlarla evlenin; çünkü ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim.
İslam’ın anneliğe değer vermesi ve önemsemesi, aile içinde kadına ve erkeğe has görevler, roller ve haklar verilerek güçlendirilir. O kadının temel görevini ev hanımlığı ve çocuklarının bakımı olarak tanımlarken, erkeğin görevini ise aile reisi ve ailenin koruyucusu olarak tanımlar. Kadının temel görevi onun istemesi halinde çalışmasına engel teşkil etmez. Aksine o kadına nafaka ayrıcalığı tanır, kadınların nafakası eşleri ya da erkek akrabaları tarafından karşılanmalıdır ve kadının hayatını idame ettirmesi için gereken parayı kazanma sorumluluğu kadına yüklenmez.

﴿الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ﴾
Erkekler kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekeler kendi mallarından harcamakta(ve ailenin geçimini sağlamatadırlar) (Nisa 34)

«كُلُّكُمْ رَاعٍ وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، وَالْأَمِيرُ رَاعٍ، وَالرَّجُلُ رَاعٍ عَلَى أَهْلِ بَيْتِهِ، وَالْمَرْأَةُ رَاعِيَةٌ عَلَى بَيْتِ زَوْجِهَا وَوَلَدِهِ...» (رواه البخاري ومسلم)
Her biriniz birer çobansınız ve yönetiminizde bulunanlardan sorumlusunuz. İmam (devlet reisi) çobandır ve yönettiği kimselerden sorumludur. Erkek evinin çobanıdır ve eli altındakilerden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanı (muhafızı)dır ve ondan sorumludur. Hizmetçi, efendisine ait malın çobanıdır ve ondan sorumludur. (Buhari ve Müslim)

﴿وَعلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ﴾
Annelerin yiyeceği, giyeceği babaya aittir. (Bakara 233)
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11082644_785147771577254_9209132668961858684_n.jpg

Sadece İslam Kadınların Yeteneklerini Tam Olarak Takdir Eder

Batı tarihi kadınların eğitim, ekonomi hatta seslerini duyurma anlamında bile baskıcı kanunları ile bilinmektedir.
Hatta kadınlar zamanla (cadı değil de) insan olarak görülmeye başlandıysa da ve kendilerini geliştirme fırsatları tanınmış olsa da, hala günümüzde bile erkeklerle aynı seviyede görülmüyorlar.
Batılı kadınlar erkekler kadar para kazanamamakta, kariyerlerine erkeklerinki kadar saygı duyulmamakta ve Batıya göre en güçlü makam olan Amerika’nın başkanlık koltuğuna ulaşmayı hala başaramamışlardır. Evet, çok az sayıda kadın kendi halklarını yönetiyor, ancak Amerika gibi dünyanın süper gücü kadınların değil erkeklerin egemenliğindedir.

İslam’ın kadının yöneticiliği hakkındaki görüşü gayet açıktır, kadının yönetici olması haramdır. Ancak İslam; yöneticilik makamını kadınların veya erkeklerin güçlü ya da başarılı olması için bir amaç haline getirmez. Aksine, Allah katında kadınlar için en önemli ve güçlü makam anne ve eş olmaktır.

İşte bu noktada İslam, Batı’nın kadın için başarı anlayışından tamamen uzak durup ona hayatta ulaşmaya değer ve fıtratıyla uyumlu daha uygun bir rol vermiştir.
Bu rol hiç de bazı insanların anlamakta zorlu çektiği gibi tepeden bakılacak bir rol değildir, çünkü gelecek nesilleri meydana getirecek ve kalkındıracak olan kadındır. “Her güçlü erkeğin arkasında daha da güçlü bir kadın vardır” deyimi, aslında kadının toplumda büyük şahsiyetler ve liderler yetiştirmede önemine vurgu yapmaktadır.

Ayrıca, Batılı kadınlar moda, güzellik standartları, kariyerlerinin durumu ve hatta erkeklerle eşit görünmeye gayret ettikleri feminist akımda bile erkeklerin onayını beklerken, Müslüman kadın erkeklerin prangalarından kurtulup, sadece Allah’ın hükümlerine sığınmaktadır.

Tarih boyunca Müslüman kadınlar, Batılı kadını politik çerçevede bile özgürleştiremeyen ve günümüzde hala mücadele ettikleri bu tarz zorluklardan beri olmuşlardır.
Erkekler kadınlardan daha iyi, daha zeki ve entelektüel olarak daha üstündür. Ya da en azından Batı tarihinin bizlere anlatmaya çalıştığı bu gibi görünüyor. Batı’da hakim olan mantalite maalesef hala bu dur ve Batılı kadınları gerçek kurtuluşa ulaşmaktan alıkoyan da budur.

İslam geldikten sonra, hiçbir zaman ve asla kadınlar kendilerine erkekleri mihenk taşı olarak almamışlardır, aksine onlar başarıyı Allah (st)’nın kendilerine rehber kılmış olduğu hükümlere uyup Allah’ın gözünde başarılı olmakta görmüşlerdir. İşte bu İslami zihniyete sahip olan Müslüman kadın, kendisini hem Batı’nın hem de Doğu’nun genelinde övgülere mazhar kılacak inanılmaz işler başarmasını nasip etmiştir.

Buna dair en önemli örnek, Kudüs ve Şam’daki camilerde ilim öğreten Ummul Derda’dır. Onun öğrencilerinden biri de Halife Abdul Melik ibn Mervan olmuştur.
Bu yüzden, Batılı kadın erkekle yarışıp onunla aynı haklara sahip olmak için çaba sarf ederken, Müslüman kadın ülkesindeki yöneticileri eğitir ki Batı bunu gücün ve büyüklüğün sembolü olarak görür.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11062819_784900961601935_216663572865400514_n.jpg

#WomenandShariah
#Palestine
#Tunisa
#Turkey
#Indonesia
#UK


Sanal Ortamda Uluslararası Kadınlar Konferansı
"Kadın ve Şeriat: Hakikati Kurgudan Ayırmak" - son derece önemli uluslararası kadınlar konferansı: Filistin, Tunus, İngiltere, Türkiye, Endonezya

Online İnternet Üzerinden izlemek için adres bildirilecek...
(10 gün kaldı)
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11053468_786597931432238_2441252506577299072_n.jpg

Müstehcen İçerikli Videolar Ne Zaman Kadının İlerlemesin İşareti Oldu?

Batı, müstehcen içerikli videoları tanımlarken ikiye ayrıldı; kadının cinsel ifadesi ve özgürleşmesi diğer tanım ise erkeğin şehvetine hizmet etmeye yarayan yol. Gerçek ise bu iki tanımdan farklıdır. Kadınlar, kendisinden para kazanılan bir eşya, milyon dolarların harcandığı eğlence ve reklam endüstrilerinin yanı sıra güzellik ve moda endüstrilerinin, tamamen gerçek dışı, dar, yüzeysel bir cinsel metası haline dönüştürülmüştür. Bu tür istismarlar kapitalist ideolojisinin uygulandığı her alanda ve her mekanda kaçınılmazdır. Sonucu ne olursa olsun kapitalistler sürekli kar odaklı düşünür çünkü.
Liberalizm ve serbest piyasa, adeta kıyamet öncesi bir kabusa tanıklık ettiğimiz tecavüzlerin arttığı zaman diliminde bir tanım getirdi kadına. Feminist Robin Morgan "Müstehcen içerikli videolar teori, tecavüz ise pratiğe dönüşmüş halidir.” dedi. ABD'de her dakika da bir kadın tecavüz ediliyor, Hindistan Times’ın kayıtlarına göre Hindistan’da günde 93 tecavüz olayı vukuu buluyor ve 2013-2014 arası tecavüz vakıalarının sayısı dokuz bin artmış vaziyette. Bildirilmeyen olaylar da göz önünde bulundurulduğunda gerçek sayı iki katına çıkmaktadır.
Kadınların gerçek manada güçlendirilmesi, toplumda hakim olan bozuk bakış açısının İslam’ın Hilafet yolu ile bir bütün olarak uygulanmasıyla oluşturulacak doğru bakış açısı ile değiştirmekle olur. Şeriat tarafından, kadınların öğretimdeki, ticaret hayatındaki ve aynı zamanda ev hanımları olarak toplumu korumadaki rolleri desteklenir ve teşvik edilir. Kadınların önemi fiziksel görünümlerine göre değil, zeka ve karakterlerine dayalı olur. Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Dünya ve içindekilerin her biri değerlidir. Dünyanın en hayırlı nimeti ise sâliha kadındır" (Muslim). Kadının bu yüksek konumu, hicab ahkamıyla, cinsel hayatını toplumdan uzaklaştırıp özel hayatıyla sınırlandırarak daha da ileriye taşınmaktadır. İslam’da cinsiyet ayrımı yapılmaz ve kadının cinselliğini açığa çıkartacak reklamlarda ve müstehcen içerikli videolarda yer alması yasaklanır.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
10980733_786597294765635_2415496357902217174_n.jpg

Kadın Hakları İçin Feminist Mücadelenin Başarısızlığı

Asırlardır pek çok kadın ve erkek örgütleri, çeşitli hükümetler, kadına karşı yapılan haksızlıklara ve baskılara çözümler bulmak; kadınların güvenlik, siyasi, ekonomik, eğitim ve öğretim, temel ihtiyaçların karşılanması için mücadele etmektedir.

Bu hedefleri yerine getirebilmek için kadınların parlamentoda, hükümette, parti başkanlıklarında, öğretimde, iş hayatında sayılarını arttırmayı da içine alan birçok çözümler sundular. Daha çok ekonomik haklar ve toplumsal bilinç kazandırmak için kampanyalar düzenlediler. Böylece kadının sorunlarını gündemde tuttular. Kadınlar için daha serbest karar alabilme ve daha çok özgürlükler istediler. Hukukta ve yargıda daha çok cinsiyet eşitliği, kadına yönelik işlenen suçlarda daha ağır cezalar, daha çok demokrasi, yönetimde dini kuralları önlemek için uluslara laikliği uygulamaları yönünde baskı oluşturmak istendi.
Ama ne yazık ki, 200 yıldır feministlerin bu çözümler için dünya üzerinde vermiş oldukları mücadeleye rağmen yargıda ve hukukta cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik şiddet, yukarıda saydığımız diğer problemler halen dünya üzerindeki milyonlarca kadın üzerinde vukuu bulmaktadır. Doğudan batıya bir çok haksızlıklar var ve gün geçtikçe artıyor. Peki Neden?

Çünkü mevcut feminist mücadeleyi yürütenler, kadınlara yönelik bu haksızlıkların sebebini anlamada ve öğrenmede hataya düştü. Siyasi yanıltmalara aldandılar. Kadına yönelik haksızlıklarda izledikleri dar görüşler ile daha çok günübirlik, yüzeysel ve uydurma çözümleri ile gündeme geldiler. Bir hastalığı tedavi etmek için öncelikle hastalığa sebep olan unsurların derin analizleri yapılması gerekiyor ki hastalığa sebep olan unsurlardan kökleri kopartılsın. Kadına yönelik şiddet, birçok toplumu etkileyen bir kanserdir. Bu hastalığa sebep olan unsur ise; toksini ve katalizörleri üreten ve yayan, bugünün dünya siyasetini yönlendiren ve bu sistemleri uygulayan devletler, mevcut inançlar, yasalar ve değerlerdir.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11081158_786658781426153_3858101537506589977_n.jpg

Müslüman Kadınların Durumu

Kadınlara yapılan küresel baskı hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyor. Kadınların maruz kaldığı adaletsizlikle, çeşitli istismarlarla ve kötü davranışlarla ilgili manşetlerin olmadığı bir gün bile yok. Doğu ve Batı’nın haberlerinde politik baskı, vahim yoksulluk, şiddet, istismar, cehalet, zorla evlilik, haklardan yoksunluk, adli hatalar, düşük kalitede eğitim ve sağlık ve savaşlar sonucu ölen ve sakatlananlar, etnik temizlik ve işgal gibi sık sık tekrarlanan bu hikaye milyonlarca kadının uluslararası ölçekte yaşadığı musibetlerdir.

Kadın ve çocuklar ulusları etkileyen politik ve ekonomik problemlerin yükü ile karşılaşmaktalar. Suriye’deki mevcut krizde ülkelerdeki mültecilerin büyük bir çoğunluğunu kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Bu gerçek ve mülteci oranı dünya genelinde tartışılmaktadır. 3 milyar insanın günlük kazancı 2$’ın altındadır ve bunların çoğunu kadınlar oluşturmaktadır.

Endonezya, Bangladeş’te vahim yoksulluk birçok kadını etkilemektedir ve Müslüman beldelerin birçoğunda milyonların fabrikalarda, çiftliklerde ya da iş yerlerinde tehlikeli, istismar koşullarında uzun saatler çalışmak zorunda kalıyorlar ve sadece yaşamlarını sürdürecek kadar az bir maaşla hayatlarını devam ettiriyorlar. Milyonlarca kadın da çalışmak için ailelerinden ve çocuklarından uzaklara göç etmek zorunda kalıyor ve birçoğu misafir oldukları ülkelerde kötü muameleye hatta işkenceye maruz kalıyorlar. UNESCO verilerine göre dünya genelinde yetişkin nüfusunun %17’ si hala okuma-yazma bilmiyor ve bunların kadınların 3’te ikisi kadın, Müslüman beldelerinde kadınların okuma-yazma bilmeme oranı korkunç seviyelerde. Pakistan, Bangladeş ve diğer Müslüman beldelerinde kadınların %60’ı okuma-yazma bilmiyor. Şiddete maruz kalma açısından ise Birleşmiş Milletler’ in tahminine göre kadınların 3’ye biri(bu oran 1 milyar kadın ve kıza eş değerdir) hayatlarında tecavüze uğramış ya da dövülmüştür. Amerika ‘da günde 3 kadın eşleri, sevgilileri ya da eski sevgilileri tarafından öldürülüyor ve kadınların 5’ te 1’i tecavüze ya da tecavüz girişimi mağdurudur. Batı Avrupa’ da kadınların 4’te 1’i aile içi şiddete maruz kalıyor ve İngiltere Ev Ofisi istatistiklerine göre ülkede her 6 dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Türkiye, Pakistan ve diğer Müslüman ülkelerde namus cinayetleri ve kadına şiddette ne yazık ki vahim seviyelerdedir.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11078171_787294321362599_7817484560766020282_n.jpg

Allah’ın izni ve yardımıyla beş ülkeden ortak canlı yayına artık hazırız. Dünyanın dört bir yanındaki tüm Müslüman kadınlar için…. Bir araya gelip İslam’ın bizlere bahşettiği üstün konumumuzun iadesini talep etmek için… Bizleri İslami kimliğimizden kopartıp ardından kötü gösterenlere hak ettiği karşılığı vermek için… Ve daha fazlası için… İslam’ın istediği gibi elçilik görevini yerine getirin! Müslüman kadınların kaygılarına ortak olun ve safınızı belli edin!
Lütfen bu haberi ulaşabildiğiniz herkesle paylaşın. Ailenizi ve arkadaşlarınızı konferansımızı takip etmeye davet edin. En önemlisi de dualarınızı eksik etmeyin ki bu önemli etkinlik Müslüman kadınlar için hayırlı neticelerle sonlansın.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
10404145_787811694644195_3429035902531579228_n.png

Hilafet Sisteminin Kadına Bakışı: Konumu ve İtibarı

Hilafet’tin kadına bakışı onun İslam’daki yerini yansıtır. İslam erkeklerin ve toplumun müslüman ya da gayri müslim olan kadınlara korunması gereken namus olarak bakmasını zorunlu kılar. Peygamberimiz Muhammed (sav) “Dünyanın en değerli nimeti ve varlığı saliha kadındır” buyurmuştur. Bir başka hadiste ise “Kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah’ın emâneti diye aldınız. Allah’ın sözü uyarınca ırzlarını kendinize helâl kıldınız” buyurmuştur. Bu nedenle erkekler kendi hevalarına göre değil bu kaideyi göz önünde bulunudurarak kadınlara saygı duymalı ve sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
Bu bakış açısı ülke içinde inşaa edilir ve yayılır. Bu konu ile ilgili olarak hiç taviz verilmez. Mesela, kadının güzelliğini kullanarak ekonomik ya da herhangi bir kazanç sağlamak kesinlikle yasaklanır. Bu yaklaşım tarzı kazancın insanlardan üstün olduğu ve kadının onurunun fiyatlandırıldığı kapitalist ideolojinin tam aksidir. İslami sistemde sözle, fiziksel hatta ima yolu ile bile cinsel istismar yasaklanmıştır. Kadın ve erkeğin itibarına zarar veren iftiralar yasalarla cezalandırılan ağır suçlardandır. Yargıç ya da cellat konumuna getirilen bireylerin suçlamalarına göre kadınların öldürüldüğü namus cinayetleri bu nedenle kesinlikle yasaklanır.
Peki anayasası, kanunları, prensipleri ve değerleri tamamen İslami metinlere dayalı Hilafet Sisteminde kadının konumu nedir? Hilafet sisteminde kadınlar ülkenin sadece ahlaki değil aynı zamanda ekonomik zenginliği ve bilimsel ilerlemesi için aktif görevler alır.
 
Üst