Kadın ve şeriat isimli uluslar arası kadınlar konferansı

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
‘Namus cinayetleri”; kadını ve onun iffetini ailenin bir malı
olarak gören ve bu yüzden ona adetleri gereği muamele
edebileceklerine inanan, aşiretçi tutum ve uygulamalardır.
Bunlar gayri-İslami ananevi bakış açısından fışkırmışlardır ki
buna göre sadece belirli bir tarz davranış veya ilişkinin ima
edilmesi bile bir ailenin şerefini kirletmeye yeterli
olduğundan bu tarz saldırılar tasdik görmüştür. Bundan
dolayı, eğer herhangi bir şey bu cürümleri kışkırtıyorsa,
o da bu gün birçok ülkede mevcut olan Doğu ve Batı
arasındaki uçurumdur. Eğlence, reklam ve eğitim aracılığı ile
ithal edilen Batılı liberal kültür, kadın-erkek karışık ortamları
ve ilişkileri İslam beldelerimizde teşvik etmiştir. Bu değerler
ve yaşam tarzı, doğru ile yanlış arasında hüküm vermekte
ölçü olarak aklı kullanan beşeri sistemlerin altında yaşamanın
getirisi olarak, hala kadın ve namus konusunda doğulu aşiret
geleneğini benimsemekte olan toplumlara da bulaştırılmıştır.
Hatta bazı ülkelerde, bu aşiret gelenekleri kanunlaştırılmıştır
ki bu da sorunu daha da alevlendirmektedir. Tüm bunlar,
toplumlar içinde birbirine zıt değerlerden, inançlardan ve
eylemlerden oluşan karmakarışık bir ortam meydana
getirmiştir. Bu da zaman zaman vahim sonuçlara neden olmaktadır.
Dr. Nazreen Nawaz 'Namus Adına' makalesinden

#WomenandShariah

10985298_771449306280434_4746880634635731268_n.jpg
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
SORU & CEVAP SAATİ - Dr. Nazreen Nawaz
Bu Perşembe, 26 Şubat Tarihinde, Türkiye saati 22.00'de
Facebook üzerinden "Kadın ve Şeriat: Hakikati Kurgudan Ayırmak" adlı kampanya ile ilgili sorularınızı cevaplayacak.

Tüm herkes, facebook üzerinden Dr. Nazreen Nawaz'ın katılacağı soru&cevaba katılmaya davetlidir. Sorularınız ve görüşleriniz Hakikati Kurgudan ayırmaya yardımcı olacaktır. Sorular kampanya'nın @WomenShariah hesabı üzerinden alınacaklar...

Haberi yayın ve bize katılın, çünkü bizler, Kadına ve Şeriat'a karşı yürütülen laik gündemi ifşa ediyoruz...
11022563_880494371993309_6863552880743756089_n.jpg
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
"Kadın ve Şeriat: Hakikati Kurgudan Ayırmak" adlı Kampanya tüm hızıyla devam ediyor.
Elhamdulillah Kampanyanın ikinci aşamasına geçmiş bulunuyoruz.
Bu aşamada yapılacak paylaşımlar aşağıdaki konulara dair bilgilendirmeler ve katkılar içerecektir.
11021046_773551586070206_4176174901850295697_n.jpg
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
hicap, haya, namus merkezli
kolay ama doğru evlilik ile başlayan
sağlam aile
ve aile içinde nasıl mutlu kalınacağı mutlaka öğretilmeli
her aşama sonunda canlı canlı sorular cevaplanıyor.
ihvan form takipçisi olarak soru şeklinde talebinizi ilettim dr Nazreen Nawaz'a
cevabı paylaşıyorum;
Nazreen Nawaz Ihvan Forum, its an extremely important question u ask regarding how Islam can ensure good marriages which unfortunately are being eroded and breaking apart so frequently nowadays in our Muslim communities and lands due to the impact of Western liberal values. These are a few points to consider:

(1) Islam promotes the concept of taqwa which drives the husband and wife to treat other well due to the concept of reward and punishment. This means being good to each other and fulfilling each others rights.

(2) Islam defined marriage as companionship where spouses should seek comfort and tranquillity with each other and help each other in their duties.
- And among His Signs is this, that He created for you wives from among yourselves, that you may find tranquillity in them, and He has put between both of you affection and mercy. [TMQ Ar-Rum: 21]

(3) Islam has obliged the husband to treat the wife well and obliged the wife to fulfil her duties towards her husband and fulfil his rights too:
And they (women) have rights (over their husbands) similar (to those of their husbands) over them, in reasonable terms. [TMQ Al-Baqarah: 228]
And live with them honourably. [TMQ An-Nisa: 19]
The Prophet(saw) said, The best amongst you is the one who is best to his wives and I am the best of you to my wives.

(4) Islam rejects personal and sexual freedoms that causes illicit relationships, including adultery that breaks marriages. It also prescribes a comprehensive social system that regulates the relationship between men and women effectively, minimising such illicit relationships and protecting marriages.

(5) The Shariah also clarified the rights of the wife over the husband and the rights of the husband over the wife. This means both husband and wife know their duties and rights, minimising conflicts and confusion in the marriage. Islams view of the rights and roles of men and women in society is that they are complementary rather than competitive. It believes that the relationship between men and women should be based upon cooperation in all aspects of life, including dealing with family or societal problems that may affect one or the other or both. This is in contrast to a battle of the sexes or seeing one another as enemies a view that emerged amongst some due to the call for gender equality that does nothing but create barriers in the progress of society.
TÜRKÇESİ:
İhvan Forum, sorduğunuz soru gerçekten son derece önemli. İslam huzurlu evlilikleri nasıl temin edecek. Şu an Müslüman toplumlarımızda ve beldelerimizde, Batılı liberal değerlerin etkisiyle maalesef evlilikler sıklıkla bozulup parçalanmakta. Burada üzerinde durulması gereken bir kaç nokta var.
1) İslam, takva mefhumunu teşvik etmektedir. Bu takva sayesinde karı ve koca birbirlerine karşı ahiretteki mükafat ve cezayı göz önünde bulundurarak davranmaya teşvik eder. Bu da birbirlerine karşı iyi davranıp, karşılıklı sorumlulukları yerine getirmektir.
(2) İslam, evliliği refakatçilik/yoldaşlık olarak tanımlamıştır; eşler birbirlerinde huzur ve sükunet bulmalı ve birbirlerine görevlerini yerine getirmekte yardımcı olmalıİçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, düşünen millet için dersler vardır. Rum 21
(3) İslam erkeğe eşine iyi davranmasını emretmiştir ve kadını da kocasına karşı sorumluluklarını yerine getirmekle ve onun da haklarını gözetmekle yükümlü kılmıştır:Kadınların hakları, örfe uygun bir şekilde vazifelerine denktir. Erkeklerin onlardan bir üstün derecesi vardır. Bakara 228Ve onlarla iyi geçinin. (Nİsa 19)Ve Rasulallah (sav) buyurdularki, Sizin en hayırlı olanınız, eşine karşı hayırlı olanınızdır. Ben, sizin içinizde ailesine karşı en iyi davrananım.
(4) İslam hasta ve bozuk ilişkilere neden olan şahsi ve cinsel hürriyetleri ve evlilikleri yıkan aldatmayı redediyor. Aynı zamanda da kapsamlı bir içtimai nizam belirlemiştir, kadınlarla erkeler arasındaki ilişkileri etkin bir şekilde düzenlemiş, ve böylesi bozuk ilişkileri en aza indirerek evlilikleri de korumuştur.
(5) Şeriat ayrıca kadının kocasına karşı ve kocanın da karısına karşı haklarına da açıklık getirmiştir. Yani, hem koca hem karı üzerlerine düşen sorumlulukları da hakları da bilirler, sürtüşmeleri en aza indirirler ve evlilikte karmaşayı önlerler. İslamın kadın ve erkeklerin rollerine bakışı onların birbirlerine rakip değil tamamlayıcı olması hasebiyledir. İslam, kadın ve erkeğin birbirleriyle ilişkisinin, hem aile içinde, hem toplumda hayatın her alanında yardımlaşma üzerine kurulu olması gerektiğine inanır, ki bunlar birbirlerini etkilerler. Bu ise, birbirlerini düşman gösteren cinsiyetler savaşının tam zıttıdır. Ki bu bakış açısı bazılarınca cinsiyet eşitliği çağrılarında bulunmak için kullanılmaktadır. Oysa bunlar toplum içinde kalkınma sağlamak yerine daha çok engeller oluşturmaktadır.
@Hakperest
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
Her Büyük Adamın Arkasında Daha Büyük Bir Anne Vardır!

İslam’ın ilk nüzul edildiği günden beri kadınlar İslam davasında kayda değer ve önemli bir rol oynamışlardır. Dava konusunda hiçbir zaman geride kalmamışlardır. Aksine dinleri uğrunda büyük fedakârlıklarda bulunarak, her zaman ön saflarda yer almışlardır, İslam’ın yayılmasında büyük etken olmuşlardır.

Örneğin, İslam uğrunda ve Allah’ın rızasına nail olmak amacıyla evladını feda eden annenin örneği vardır – İmam Şafii’nin annesi.

İmam Şafii’nin annesi, oğlunu iyi bir İslami eğitim vererek yetiştirmiş, ona tüm sevgisini ve şefkatini vermiştir. Böylece oğlu dengeli ve düzenli bir ruh ve akılla, iç huzuru yerinde üstün ahlakla büyümüştür. Bu erdemli anne evladına Kur’an, okuma ve yazmayı öğretmeyi kendi üzerine vazife bilmiştir ki evladı hem dinde ve hem de ilimde tam donanımlı olsun.

Böylece Şafii henüz 10 yaşındayken annesi onu ecdadının yakınına, Mekke’ye göndermiştir. Onu ilk önce bir akrabasının himayesinde oraya yollamış, sonradan gözü üzerinde olması için peşinden gitmiştir.

Maddi imkânlarının kısıtlı olması nedeniyle yeterince kağıt kalem bulamayın Şaffi, sıklıkla valinin yanına gider ondan kullanılmış kağıtları toplar gelirdi. Kağıdın boş kalan tarafına ödevlerini yapardı. Henüz çok küçük yaştayken Kur’an’ı hıfzetmişti.

20 yaşına gelince, âlim hocalarının kendisine öğretebileceği her şeyi öğrenmişti, ama içindeki ilme susayış dinmemişti. Böylece İmam Malik’ten ders almak üzere Medine’ye gitmişti.

Onu hayatındaki büyük başarılara doğru iten annesi olmuştu. Ve onun bildiğimiz aziz insan olmasının sebebi hem Allah’ın rahmeti ve hem de annesinin ilminden dolayıdır.

İslam annelik rolünü aziz ve şerefli kılmıştır ve bu rolün önemine vurgu yapmıştır. Bu kıssadan alacağımız hisse, bir annenin gelecek nesilleri yetiştirmekte ne kadar büyük bir rol oynadığıdır!
10998648_882797638429649_427479183093830473_n.jpg

 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11025125_774641595961205_7149535442502426182_n.jpg

Bedava Sağlık hizmeti Rasulallah(sav) tarafından Medine’de uygulanarak örneklik teşkil etmiştir.

İbni İshak siyer kitabında; mescidin içinde bir çadır kurulduğunu ve Eslam kabilesinden Rufeyde (r.anha) isimli bir kadının zengin ve fakir ayırt etmedeni insanlara bedava sağlık hizmeti sunduğunu belirtmektedir. Hendek muharebesinde Saad ibni Muaz (ra) bir okla vurulunca, RasulAllah(sav) sahabelerine Saad ibni Muaz (ra)‘ı Rufeyde (r.anha)’nın çadırına götürmelerini söylemiştir.

El-Vakidi, Al-Mağazi isimli kitabında; devletin, Rufeyde (r.anha)’nın ücretini savaşlardan elde edilen ganimetlerden bir hisse vererek karşıladığını belirtiyor.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11014879_774641829294515_4533116880199078287_n.jpg

İslam kadınlara anne oldukları için saygı duyulmasını emreder. Kuran’ı Kerim birçok ayette kadın haklarından bahseder. Müslümanlara annneleri Müslüman olmasa bile saygı duymaları gerektiğini ve onlara hizmet etmeleri gerektiğini söyler. Peygamberimiz Muhammed (sav) annenin haklarının en üst derecede olduğunu vurgulamaktadır.

Ebu Hureyre (ra)’dan rivayetle bir adam Allah Rasulu (sav)’in yanına gelir ve sorar, ”Ey Allah’ın Rasulü iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en ziyade kim hak sahibidir?” Rasullallah “Annen” diye cevap verir, sonra kim diye sorar, yine “Annen” cevabını alır. Sonra kim der? “Annen” cevabını aldıktan sonra tekrar kim? Diye sorar ve Rasullallah (sav), “Baban” cevabını verir.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
Resulullah (s.a.v) ”Bir çok kadın Muhammed’in eşlerinin çevresini sararak kocalarını şikâyet ediyorlar (Hanımlarını döven) erkekler iyilerden değildir” buyurdu.

“Bugün, size dininizi kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim.” (Maide 3)

Hakikaten İslam, insanlığa bir nimet olarak gelmiştir ve hayatın her aşaması için bir rehber olarak öncülük etmektedir. Evlilik hayatına da rehberlik etmektedir. Hilafet nizamı altında evlilik Şeriat hükümleri ölçüsünde değerlendirilecektir. Evliliğe dair bu kanunlar ve değerler, kaçınılmaz olarak eşler arasında refakatçilik meydana getirecektir. Elbette buna rağmen eşler arasında hiçbir zaman kusurlar olmayacak diyemeyiz, sonuçta hepimiz insan olma hasebiyle kusurluyuz. İşte tam da bundan dolayı İslam üzerimize bir nimet olarak gelmiştir. İman etmiş bir insan olarak, eşini dövmek, müminler arasında en iyilerden/üstün olanlardan olmayacağını bilmek, bir mümin için eşine saygıyla ve hürmetle yaklaşmak için gerçek bir motivasyon ve yol göstericidir. Kadınlara muamelede doğru adabın hakkıyla benimsenmesi, ancak Allah (st)’nın şanı ve yüceliğinin tekrar yeryüzünde tatbik edilmesiyle mümkün olacaktır. Ve insan ancak o zaman Allah (st)’nın üzerimize İslam’ı din ve rehber olarak beğenmekle nasip etmiş olduğu nimetin kıymetini tam anlamıyla bilecektir.
11008056_774779382614093_339393152649319750_n.jpg

 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11018909_882875855088494_1891479991026448671_n.jpg

Asıl ismi Leyla olan El Şifa bint-i Abdullah, tıbbi yeteneklerinden dolayı El-Şifa olarak bilinmektedir. El-Şifa bilgeliğine ve ilmine saygı duyulan zeki bir kadındır. O Mekke şehrinde okuma ve yazma bilen nadir insanlardan biridir. Bilgilerini ve yeteneklerini aralarında Muhammed(sav)’in eşi Hafza binti Ömer’in de bulunduğu insanlarla paylaşmıştır.
İslam’ın kabul ettikten sonra Medine’ye göç eden El-Şifa koruyucu hekimliği yapmaya ve öğretmeye devam etmiştir. Entelektüel kişiliği ve rehberlik yetenekleri ile tanındıktan sonra Halife Ömer tarafından Medine’nin pazarlama müdürü olarak atanmıştır. Onun görevi, tüm iş yerlerinin İslami kanunlara ve değerlere uygunluğundan emin olmaktı.
Ayrıca, İslam’ı çok iyi bilmesinden dolayı, El-Şifa Halife Ömer’in birçok konuda danışmanı olarak biliniyordu. Sahabe olarak da, birçok hadis rivayet etmiştir. O sağlık, eğitim ve politika açısından hayranlık duyulan biriydi.
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
10422269_883025221740224_3552252005933335740_n.jpg

Müslüman kadının evlilik teklifini kabul ya da reddetme hakkı olduğunu biliyor muydunuz?
Çok kez şahit olduğumuz Batılı Medya’nın çizdiği Müslüman kadın portresi; adeta babasının malı gösterilen ve kendisine sorulmadan herhangi bir adamla evlendirilen kadındır. Oysa, İslam kaynakları tam tersini emreder. İbn-i Abbas’tan rivayetle genç bir kız Muhammed (sav)’e gelir ve babasının onu istemediği biriyle evlendirmek istediğini söyler. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) ona evliliği reddetme hakkını verir (Ebu Davut) Bu hadis ayrıca Abdullah bin Burayda (ra)’ dan rivayet edildiği şekilde babasının otoritesi altındaki bir kız Muhammed (sav) gelerek “Babam beni zorla yeğeni ile evlendirmek istiyor ” demiş ve Peygamberimiz (sav) kıza evliliği reddetme hakkını vermiştir. Kız ise daha sonra babasının kendisini evlendirmek istediği kişiyi kabul ettiğini ancak bu davranışının maksadının kadınları bilgilendirerek babaların kızlarını istemedikleri kişilerle evlendirmeye haklarının olmadığını göstermek için yaptığını söylemiştir. (İbn-i Maaştan). Makil bin Yaşar’ın rivayet ettiği başka bir sahih hadiste ise bir sahabe Peygamberimize (sav) gelerek “Ben kız kardeşimi evlendirdim ve daha sonra eşi ondan boşandı. Kız kardeşimin iddeti bittikten sonra ise eski eşi kız kardeşimle yeniden evlenmek istediğini söyledi bende ona “seni saygılı ve şahsiyetli olduğundan dolayı kız kardeşimle evlendirdim ancak sen ondan boşandın ve şimdi yeniden evlenmek istediğini söylüyorsun. Allah şahidim olsun ki o sana geri dönmeyecek “ dedim. Ancak adamda kötü bir haslet yoktu ve kadın da ona geri dönmek istiyordu. Sonra Allah “Eğer karşılıklı rızaları varsa onların eski eşleriyle yeniden evlenmelerine mani olmayın (Bakara 232)” tersini söyledi. Sonra o Allah’ın Resul’üne Allah’ın emrini yerine getireceğini söyledi ve kız kardeşini eski eşiyle yeniden evlendirdi. (Buhari)
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
"Kasım 1743'te Ankara şer'i sicillerinde bir dava görülmüştür. (...) boşanma talebiyle Şer'i mahkemeye müracaat eden kadın Ermeni bir gayri müslimdir, adı Marta. Marta kocası Ohannes'in, beş yıl önce başka bir şehre giderek kendisini terk ettiğini iddia ediyor ve bu mahkemeye müracaat etmeden altı ay önce kendisini Kütahya'da boşadığını söylüyor. Kadın, kocasının arkadaşları olan Elhac Ali ve başka bir Ohannes'in gelip kocasının kendisini boşadığını haber verdiklerini açıklıyor. (...) Kadın, artık mahallesinin sakinlerinden başkalarının kendisinin tekrar evlenme isteğine müdahale edip karşı gelmelerinin durdurulmasını talep ediyor. Ayrıca evliliğine mani teşkil edecek hiçbir şeyin olmadığını, zira boşandıktan sonraki idded döneminin tamamlandığını da ekliyor. (...) Mahkeme kadın lehine karar veriyor."
11041593_883276081715138_8184579047953057025_n.jpg
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
11018575_883285178380895_1826791385245469998_n.jpg


"Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti
olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir."
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
1959451_883294971713249_9118908500881666105_n.jpg

Meryem El-İcliyye; 10'uncu yüzyılda kendisine bir meslek edinmiş ve bugüne kadar hep alet yapım becerisiyle anılır olmuştur. Meryem’in babası Bağdat’ta ünlü bir usturlap yapımcısının çırağı olmuştur, kendisi de babasının çırağı olmuştur. Usturlap anlaşılması ve kullanımı bayağı karmaşık ve yön belirlemek ve zamanı tespit etmek için kullanılan bir cihazdır.
Meryem’in icadı o kadar teferruatlı ve yenilikçiydi ki zamanın Bağdat yöneticisi, Seyf el-Devle, ona bu konuda çalışması için 944 – 967 yılları arasında maaş ödemiştir.
El-İcliyya, Hilafet altında bilim için çalışan en dikkat çekici kadınlardan birisidir. Hilafet nizamı, 1400 yıl önce kurulduğu günden itibaren kadınlara birçok bilim dalında öne çıkma fırsatı vermiştir. Ve el-İcliyye bu Hilafet sisteminde yaşayıp da toplum içinde öne çıkan kadınlardan sadece bir örnektir.
Bugün, laik liberal toplumlarda, kadınlara çalışma hakkını ancak daha yüzyıldan az bir süre önce kazandırabilimiş tüm bu kadın hakları hareketlerine rağmen, hala çok az kadın bilim ve teknoloji dalında çalışabiliyor, hala erkeklerin sayısı daha yüksek.
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Kadın, özgürlük, eşitlik , insan hakları vs konularında savunmacı bir refleksle hareket ediyoruz...
bir eziklik geç kalmışlık seziliyor konularımızda , cümlelerimizde ...
ama en kötüsüde, toplumlarımızın, zamanımızın , ortamımızın ihtiyaçları değil eğildiklerimiz, bizden istenenler ve ihtiyacımızın bu olduğu düşündürülenler ... @Yahayy oku ...
oku ki akledesin ...
 

leylinur

ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
Katılım
26 Haz 2010
Mesajlar
2,329
Tepkime puanı
102
Puanları
0
Konum
ankara
10997485_776760739082624_4902049035081131334_n.jpg

İslam'ın İçtimai Sistemine Bir Bakış: İslamda Kadın; Şahitliği Yarım Sayıldığı İçin Küçümseniyor mu?

Cinsiyet tartışması minvalinde, İslamdaki şahitlik ölçüleri genelde sorgulanmakta ve adaletsizlik ve küçümseme olarak yorumlanmaktadır. İşin doğrusu, İslami sosyal sistemin kadın ve erkeğe yüklediği sorumluluklarla ilgilidir. İslamda erkek aile reisidir, o evin geçimini sağlamakla ve evin dışındaki işleri halletmekle sorumludur. Kadının temel görevi ise evinin işleridir. Bundan dolayı, erkeğin toplumdaki rolünün söz konusu olan durumlarda iki kadının şahitliği bir erkeğinkine denktir. Diğer bir taraftan, kadının toplumdaki rolü söz konusu olduğunda da tek bir kadının şahitliği yeterlidir.

Bu durumları örneklendirecek olursak mesela kadının banyosunda işlenen bir suçta tek bir kadının şahitliği yeterlidir. Ancak, sokakta iki ya da daha fazla sayıda erkeğin kavga ettiği bir durumda ise o esnada bir kadının orada bulunması veya olaya tümüyle hakim olabilme ihtimali bir erkeğinkine göre daha düşüktür. Öte yandan, bir erkeğin kadınların bebeklerini emzirdikleri bir ortamda bulunma ihtimali de ya çok düşüktür belki de hiç yoktur. Bundan dolayıdır ki, şahitler sayısında bir çeşitlilik söz konusudur. Mamafih, bu çeşitlilik kadının daha az değerli olmasından değil, pratik gerçekliklerden dolayı kaynaklanmaktadır. İslamda bir sorun vakıasına binaen çözülür. Bundan dolayıdır ki her muayyen sorun kendine has bir yaklaşım ve çözüm gerektirir.
 
Üst