Hadislerin İncelenmesi.. (1)

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Hadisler peygamberin sözleri mi?Belli değil.

Sahih dediğin hadis sahih mi?Sahih ama kime göre?Bir hadisçi sahih demiş öbürü değil demiş.

Hadisleri kabul etmediğimiz için bana "terbiyesiz ve kafir " diyorsun.Buhari hazretleri, Peygamberimizin altı yaşnda bir kız çocuğuyla evlendiğini söylüyor.yani Peygamberimize sübyancı ve sapık diyor.Sen bu adama "terbiyesiz" demiyorsun buna itiraz ettiğim için bana terbiyesiz diyorsun.Üstelik peygamberimizi çok sevdiğini söylüyorsun.

Namazı pekçok defa anlattık efendilerine secde etmekle meşgul müşsün elbetteki anlamazsın.

Rahat ol yazılarında haklı olduğumuzu itiraf ediyorsun zaten.Yakında Kuran'ın tarafında olacaksın inşallah.

Bak senin işin bitmiş haberin yok!Hadis münkirliğini hiç sorguladın mı?



Biz şeyhe, meyhe, efendilere secde etmeyiz.Kıblemiz Kabedir.Allah'ın huzurudur.Sen de bu olmadığına göre senin kıblen o kıt aklınadır..


Namaz nasıl kılınır?ben senden öğrenmek istiyorum.Bakalım farkımız var mı sizin kıldığınız namazınızdan.. Hemen, derhal burada izah et ki herkes okusun!.Hadi hiç durma hemen şimdi şu an!..

Buhari hazretleri, Peygamberimizin altı yaşnda bir kız çocuğuyla evlendiğini söylüyor.yani Peygamberimize sübyancı ve sapık diyor.

Bunun kaynağını ver bakalım inceleyelim.Onu tecrübe eden senin gibi bir hadis düşmanın biri olsa gerek...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Bunun kaynağını ver bakalım inceleyelim.Onu tecrübe eden senin gibi bir hadis düşmanın biri olsa gerek...

Sen Efendimizin sav. Aişe validemizle evlendiğinde Aişe validemizin kaç yaşında olduğunu bilmiyor muydun?

çelebilerin verdiği bilgiyi ilk defa mı duydun?
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Sen Efendimizin sav. Aişe validemizle evlendiğinde Aişe validemizin kaç yaşında olduğunu bilmiyor muydun?

çelebilerin verdiği bilgiyi ilk defa mı duydun?

Çekil aradan!.O cevap versin bana!.

Ben de Sahihi Buhari var bakalım karşıma ne çıkacak?O uydurduğu hadis hangi bab başlığını ve sıra numarasını versin inceleyelim..

Buhari hz.leri peygambere "sübyan" diyecek ha!. ulan bu kadarda müfteri olunur mu yahu?Haddini bilsin iyice azmaya başladılar.Nerdeyse peygamberimizin peygamberliğini kabul etmeyecekler.Oraya kadar geldiler..
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,962
Tepkime puanı
2,075
Puanları
113
Konum
Mars
Boşuna debelenme hakikatin Kuran'da olduğunu biliyorsun.

Seni Kuran'a davet eden Allah'a ve Peygamberine davet etmiş olmuyor mu?

İman edeceksen Allah'ın istediği gibi iman edeceksin.Efendi babalarını dinlersen onlara iman etmiş olursun.Mükafatını da efendi babadan beklersin.Allah'ın katından bir nasibin olmaz.

Abi adamlar kitap ile kuran arasındaki farkı çözemiyorlar bu yüzden senin davetini anlamıyorlar.

Aslında bir bilseler senin onları neye davet ettiğini koşa koşa gelecekler ama birileri onlara yanlış bilgi vermiş fark etmiyorlar.
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
Hadislerin İncelenmesi (4)


PİYASADAKİ KURAN TEFSİRLERİ

Kuran tefsiri diye piyasada satılan birçok kitabın “esbabı nuzul” hikayeleriyle doldurulduğunu görüyoruz. Diğer yandan bu hikayelerle, Kuran ayetleri sanki belli bir olay için inmiş; bölgesel, sınırlı bir zaman dilimine hitap ediyormuş gibi bir hava verilmiştir. Bu da Kuran’ın evrenselliğini ve her döneme hitap eden yönünü gölgeleyen bir yaklaşımdır. Kuran’ın izahları bir zaman dilimine ve tek bir hikayeye indirgenemez. Kuran’ın tüm âlemlere bir hatırlatma olduğunu söyleyen 81-Tekvir Suresi 27. ayeti ve Kuran’ın tüm insanların doğruya iletilmesi için indirildiğini söyleyen 2-Bakara Suresi 185. ayeti bu anlayışı yalanlar. Allah istediği zaman Kuran ayetlerinin iniş sebebini yine Kuran’da anlatmıştır. Örneğin “Sana soruyorlar, de ki” şeklindeki ayetlerde, sorulara karşılık olarak Kuran’ın ayetlerinin indiği yine Kuran’da bellidir. Allah’ın açıklamadıkları bizim için gereksiz olanlardır; din adına gerekli olan her şey Kuran’dadır.

Kuran’ı yetersiz görenler ne yazık ki uydurmalara müracaat etmiş ve Kuran’ın berrak sesinin kötü frekanslarla karışmasına sebep olunmuştur. Kuran, Dünya’nın geoit şeklinden Güneş’in ve Dünya’nın hareketlerine, ceninin anne rahmindeki oluşumundan denizlerin altındaki suların karışmamasına kadar birçok konudaki izahlarıyla; 1400 yıl öncesinden, günümüz biliminin son asırda farkettiği bir takım gerçekleri en güzel şekilde anlatarak mucizelerini sergiler. Kuran’ın tefsirini hadislerden hareketle yapmaya kalkanlar ise; İbni Kesir’in Bakara Suresi’nin 29. ayetinin ve Kalem Suresi’nin 1. ayetinin tefsirinde, aşağıdaki mantık dışı açıklamasında olduğu gibi komik durumlara düşmüşlerdir:
“Allah, yarattıklarını yaratmak isteyince ince sudan buhar meydana getirdi. Buhar suyun üzerinden yükseldi ve bu yükselen şeye yükseklik manasında gök dedi. Sonra suyu katılaştırdı ve ondan bir tek yer meydana getirdi, sonra bu yerleri parçaladı ve onları iki günde; pazar ve pazartesi günü yedi yer haline getirdi. Yeri balığın üzerinde yarattı ki balık Allah Teala’nın Kalem suresinde: ‘Nun ve Kaleme andolsun ki…’ diye söz konusu edilen Nun balığıdır. Balık sudadır. Su ise kayalığın üzerindedir. Kayalık ise hiçbir bitki bitirmeyen büyük bir taşın üzerindedir. Taş ise, bir meleğin sırtındadır, melekte bir kayanın üzerindedir, kaya rüzgardır. İşte Hz. Lokman’ın ‘Ne gök vardı, ne yeryüzü, balık hareket etti ve kımıldadı, yeryüzü sarsıldı ve üzerine dağlar çekilerek durduruldu. Bunun için dağlar yeryüzünün üzerine oturtulmuştur’ diye bahsettiği kaya budur.”
İbni Kesir, Kuran Tefsiri

Kuran’ın dışındaki kaynakların dindeki otoritesini reddetmeden, dünyanın balığın üzerinde durduğunu iddia eden hadisçi görüşlerden kurtulmak mümkün değildir. Aynı tablodan rahatsız olan Mehmet Akif Ersoy bakın şiirleriyle bu durumu nasıl yeriyor:
Hani vaiz diye geçinen maskara şeyler var ya Der ki bir tanesi peş-tahtayı yumruklayarak: Dinle, dünya neyin üstünde duruyor hey avanak! Yerin altında öküz var, onun altında balık; Onun altında da bir zorlu deniz var kayalık, Öteden Kürd atılır: Doğru mu dersin be hoca? Ne demek doğru mu dersin? Gidi cahil amuca! Sözlerim basma değil yazma kitaptan tekmil Kim inanmazsa kızıl kafir olur böylece bil.
(Safahat)
Başka bir şiirinde Mehmet Akif maskara diye nitelendirdiği tipe şöyle çatar:
Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun. Yıktın da din-i mübini yeni bir din kurdun.
Mehmet Akif bu din adamı tipini yererken hiçbir zaman ümitsiz değildir. Aşağıdaki mısralarda ise uydurmalara karşı çözümünü şöyle dile getirir:
Doğrudan doğruya Kuran’dan alarak ilhamı. Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı.

KURAN’DAN SONRA HANGİ HADİSE İMAN EDİYORLAR?

Bu alt başlığımız 7-Araf Suresi’nin 185. ayetinde geçmektedir. Ayetin Türkçe çevirilerinde “hadis” kelimesinin yerine “söz” denildiğine de şahit olabilirsiniz. Bu çeviri de tabi ki doğrudur; çünkü Arapça “hadis” kelimesi Türkçe “söz” kelimesinin karşılığıdır. Bu ayette ve diğer ayetlerde “hadis” kelimesinin kullanımı ve Kuran’a eş kaynaklar olarak uydurulan sözlere “hadis” denmesi, Kuran’ın bir mucizesidir. Kuran, dinimizin temel bir sorunu olacak, Peygamber’e atfedilecek, dinin tek kaynağını yüzlerce kitaba çıkaracak hadislere mucizevi bir tarzda işaret etmiştir. Peygamber’e birçok yalanı atfeden hadisçiler; “agval=sözler”, “ahbar=haberler”, “hikam=hikmetler” veya başka bir Arapça kelimeyi Peygamber’in sözlerini belirtmek için kullanabilirlerdi. Her hususta çelişen hadisçilerin bu sözlere oy birliğiyle “hadis” deyip, Kuran’ın bu ayetlerinin işaretine girmeleri, Kuran’ın sayısız mucizelerinden biridir:

Bu Kuran uydurulacak bir hadis (söz) değildir. Aksine o önündekini tasdikleyici, her şeyi detaylandıncıdır. İnanan bir topluluk için kılavuz ve rahmettir.
12- Yusuf Suresi 111
Allah, Kuran’ın “uydurulan bir hadis olmadığı”nı söylediği bu ayette; kitabın detaylandırıldığı gibi geleneksel yaklaşımda bir türlü anlaşılamamış olan bir gerçeği de vurgular. Oysa gelenekselciler, Kuran’ın detaylı olduğunu görmezlikten gelip hadisleri, gelenekleri, şahsi görüşlerini Kuran’ın detayları yetersizmiş gibi dine sokmuşlardır. Bunda ise hadisler başroldedir. Oysa aynı ayet, Kuran’ın “uydurulmuş bir hadis olmadığı”nı söyleyerek, anlamaya niyeti olana mucizesini sergiler.
Şimdi sen bu hadise (söze) inanmazlarsa, belki de arkalarından kendini eritircesine üzüleceksin.
18- Kehf Suresi 6
Ayetten, Peygamber’in, insanlar inanmıyor diye üzüldüğü yegane hadisin (sözün) Kuran olduğunu anlıyoruz. Peygamber Kuran dışında bir hadise kimseyi davet etmemiştir. Hiç kimsenin kendi hadislerini yazmasını da söylememiştir. Eğer Peygamber’in kendi hadisleri de dinin kaynağı olsaydı, Peygamber’imiz onları da yazdırırdı, insanlar o hadislere inanmadığı için de kendisini eritircesine üzülürdü. Peygamberimiz’in uğrunda mücadele verdiği tek hadis Kuran’dır. Kuran’ın hadis kelimesiyle belirtip, uymamızı istediği tek hadis de Kuran’dır. Kuran kendisi dışında uymamız gereken hiçbir hadise işaret etmez. Eğer Peygamber’in hadisleri (sözleri) de Kuran dışında dinin bir kaynağı olsalardı, Kuran bunu birçok ayetle belirtirdi. Bu konuda tek bir ayet olmaması ve “hadis” kelimesinin Kuran’da, yukarıda görüldüğü şekliyle kullanımı, günümüzdeki “hadis kavramı”nın sonradan uydurulduğunun açık bir delilidir.

İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir ki onları sana gerçek olarak okuyoruz. Hal böyleyken Allah’tan ve ayetlerinden sonra hangi hadise inanıyorlar?
45- Casiye Suresi 6
Allah ayette böyle sormaktadır. Geleneksel yaklaşımın savunucuları, Sunni ve Şii mezheplerinin takipçilerinin hareket tarzlarından çıkan cevap ise şöyledir: Buhari’ye, Müslim’e, On iki İmamın hadislerine (sözlerine), Ebu Davud’a, İbni Mace’ye inanıyoruz.
Kimin hadisi (sözü) Allah’tan daha doğru olabilir?
4- Nisa Suresi 87
Eğer doğru sözlüler iseler onun benzeri bir hadis getirsinler.
52- Tur Suresi 34
Kuran’ın bu izahına karşı Ebu Davud adlı meşhur hadis kitabında; Peygamberimize, Kuran ve benzeri hadis verildiği söylenerek hadisler kurtarılmaya çalışılır. Oysa bu söz hadisleri kurtarmaya yetmez. Çünkü hadisler Kuran kadar değil, Kuran’ın hacminden kat kat fazladır. Üstelik gelenekselci zihniyeti ifade eden bu hadis, Kuran’ın benzeri bir hadis olamayacağını söyleyen yukarıdaki ayetle çelişmektedir:
İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak ve o yolu oyalanma aracı yapmak için hadis eğlencesi satın alırlar. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır.
31- Lokman Suresi 6
Aynı surenin 7. ayetinde, ayetler bu şahıslara okunduğunda yüz çevirdiklerini görüyoruz. Ne yazık ki sadece Kuran’a dayandırarak bir konudaki hükmü aktardığımızda, mezhep taassubu yüzünden ayetleri görmezlikten gelenler, bu ayetleri sadece musikisi için değil, anlamak için de okurlarsa anlatmaya çalıştıklarımızı daha iyi kavrayacaklardır. Kuran’da Peygamberimiz’le ilişkili olarak hadis kelimesi sadece iki defa ve aşağıdaki şekliyle kullanılmıştır:

Ey inananlar, yemeğe çağrılmadan Peygamber’in evlerine girmeyiniz… Yemeği yiyince dağılın, bir hadise dalmayın. Böyle davranmanız Peygamber’i rahatsız eder.
33- Ahzab Suresi 53
Hani Peygamber eşlerinden birine gizli bir hadis söylemişti. Derken o bunu haber verdi. Allah da ona bunu açığa vurunca, o da bir kısmını açıklamış bir kısmından vazgeçmişti.
66- Tahrim Suresi 3
Görüldüğü gibi “hadis” kelimesi Peygamberimiz’le ilişkili olarak iki defa geçer. Oysa buradaki kullanımın; Sunni ve Şii mezheplerinin “hadis” görüşleriyle hiçbir alakası yoktur. “Hadis” kelimesini Hz. Muhammed’in sözleri olarak kullananlar için iki ayetin işareti önemlidir. Tahrim Suresi’nde “hadis” kelimesi, Sunnilerin ve Şiilerin kavramsallaştırdıkları gibi dini öğretiler için değil, Peygamber’in kişisel sözleri için kullanılmıştır. Üstelik her iki yerde de “hadis” kelimesi olumsuz bir bağlamda kullanılır. “Sünnet” kelimesi ise Kuran’da tek geçerli sünnetin “Sünnetullah” (Allah’ın sünneti, Allah’ın adeti) olduğunu ifade edecek şekilde geçer. (16. bölümde göreceğiz.)
İslam’ın diğer kaynaklarından biri olarak gösterilen “icma” kelimesi ve türevlerinin Kuran’daki geçişi de hep olumsuzdur. Bu, Kuran’ın “hadis” ve “sünnet” kavramları gibi, “icma”yı da mucizevi bir şekilde mahkum ettiğini gösterir. (“İcma” kelimesi ve türevleri için bakınız 20-Taha 60, 70-Mearic 18, 104-Hümeze 2, 3-Ali İmran 173, 3-Ali İmran 157, 10-Yunus 58, 43-Zuhruf 32, 26-Şuara 38, 12-Yusuf 19, 10-Yunus 71, 20-Taha 64, 17-İsra 88, 22-Hac 73, 54-Kamer 45, 28-Kasas 78, 7-Araf 48, 26-Şuara 39, 26-Şuara 56, 54-Kamer 44)


DEVAM EDECEK....

ALINTIDIR...

 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Abi adamlar kitap ile kuran arasındaki farkı çözemiyorlar bu yüzden senin davetini anlamıyorlar.

Aslında bir bilseler senin onları neye davet ettiğini koşa koşa gelecekler ama birileri onlara yanlış bilgi vermiş fark etmiyorlar.
Yanlış algılardan kurtulabilsek hulusi kalp ile ve akılla ayetler çok rahat anlaşılacak.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Abi adamlar kitap ile kuran arasındaki farkı çözemiyorlar bu yüzden senin davetini anlamıyorlar.

Aslında bir bilseler senin onları neye davet ettiğini koşa koşa gelecekler ama birileri onlara yanlış bilgi vermiş fark etmiyorlar.

adams, adam, küfre davet ediyor, koşa koşa giden varsa gitsin...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,962
Tepkime puanı
2,075
Puanları
113
Konum
Mars
adams, adam, küfre davet ediyor, koşa koşa giden varsa gitsin...

gidip görmeden anlaşılabilecek bir durum değil abdullah abi önce bir test et deneyle bir şey kaybetmezsin

örnek İbrahim peygamber!!

kimin ne dediğini anlamadan konuşması kolay ya doğru olana çağırıyor ise?
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
gidip görmeden anlaşılabilecek bir durum değil abdullah abi önce bir test et deneyle bir şey kaybetmezsin

örnek İbrahim peygamber!!

kimin ne dediğini anlamadan konuşması kolay ya doğru olana çağırıyor ise?

ne yapalım küfre girelim, bakalım, ondan sonra kötüyse geri dönelim....nasıl mantık...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,962
Tepkime puanı
2,075
Puanları
113
Konum
Mars
ne yapalım küfre girelim, bakalım, ondan sonra kötüyse geri dönelim....nasıl mantık...

elçiler bize örnek değil mi? Onların izlediği yolu izlemek yanlışmı!! Dışarıdan sana küfür gibi gelebilir ama sen onu anlamadan kavramadan nasıl küfür olduğuna kanaat getireceksin.

Bir kişi seni eğer küfüre davet ediyorsa seni davet ettiğin küfrün delil ve kanıtlarını ortaya koyman gerek bunuda onları anlayarak yapabilirsin. Böylece onları kötü olan bu yoldan engelleme şansında olur.

Hak ve hakikat için her şeyi dene sen Allah 'a sığın O 'ndan başka veli yada vekil varmı?
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
yılmak yok, üçkağıtçılığa ve gavurluğa devam.

Bir farkla, çoğu gavur da Müslüman görünen bu zevatın yaptığını yapmaya cesaret edemez. Müslümanların arasındayım, der, korkar. Çekinir. Ulan ben gavurluğuma bakarım, nasıl inanırlarsa inansın bunlar, amaaaan der geçer vs...

Bunlardaki cüret kimsede yok.
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
Bir farkla, çoğu gavur da Müslüman görünen bu zevatın yaptığını yapmaya cesaret edemez. Müslümanların arasındayım, der, korkar. Çekinir. Ulan ben gavurluğuma bakarım, nasıl inanırlarsa inansın bunlar, amaaaan der geçer vs...

Bunlardaki cüret kimsede yok.



Bunlar kenar mahalle gecekondu kahvehanesi lafları...!!

Yukarıdaki iki kişinin bu yazıyı okuyabilme imkanı yok.Zar zor okusalar bile yazıdan zerre birşey anlamaları mümkün değil...

Ancak kenar mahalle kahvehanesinden internete girenler için yazıyı okumaya bile gerek yok.. Açarlar pis ağızlarını kenar mahalle pisliklerini buraya dökerler...

Yukarıdaki cahil iki kişi.. Zerre aklınız ,bilginiz varsa ,olmadığına eminim, yukarıdaki yazı ne anlatıyor...??

Yanlışları nelerdir bi anlatın görelim...!!

Hodri meydan..Zerre akıl ve bilginiz varsa tabii ki....???
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
elçiler bize örnek değil mi? Onların izlediği yolu izlemek yanlışmı!! Dışarıdan sana küfür gibi gelebilir ama sen onu anlamadan kavramadan nasıl küfür olduğuna kanaat getireceksin.

Bir kişi seni eğer küfüre davet ediyorsa seni davet ettiğin küfrün delil ve kanıtlarını ortaya koyman gerek bunuda onları anlayarak yapabilirsin. Böylece onları kötü olan bu yoldan engelleme şansında olur.

Hak ve hakikat için her şeyi dene sen Allah 'a sığın O 'ndan başka veli yada vekil varmı?

sende biliyorsun onların din algısında, Peygamber yok, Peygamberliği, postacılık sanmışlar, haşa postacıydı geldi ve işi bitti inancına sahipler.... işte bu küfür inancıdır...

" vema ersalneke illa rahmeten lil alemin".... ne demek sence... lütfen anlaşılır yaz...
 
Üst