“HALA PARALELCİLERİ TEMİZLEYEMEDİNİZ” FIRÇASI
Tayyip, geçtiğimiz haftalarda belediyelere ultimatom vermiş, hala “paralelcileri temizlemediniz” diye. Özellikle İBB Başkanı Kadir Topbaş’a kızgınmış. Zira bugüne kadar İBB’de % 1 bile paralelci temizlenememiş.
Belediye de önemli bir makamda bulunan dostum, son günlerde bazı koltuk sahiplerinin değişmeye başladığını anlattı. Paralelcilere karşı yeni yeni hamleler ancak kendini gösterir olmuş. Artık bütün belediyeler şimdi daha kararlı olarak, paralelcilerin yer tahsis taleplerini reddetmeye başlamış bu yüzden. Arkadaşım, bu kararlılık henüz yeterli değil ama şimdiden bazı Cemaatçi bilinenler bile kendilerini aslında Tayyipçi’ymiş gibi göstermeye çalışıyor, hatta Cemaat’e savaş açmış görünüyor diyor.
NT MAĞAZALARI BOMBOŞ
Geçtiğimiz günlerde NT mağazalarından birine gittim. Daha önce ne kadar kalabalık olurdu, bazen millet sıraya girerdi. Şimdi bomboştu. Birkaç kez önünden geçtiğimde ne kadar tenha olduğunu görüyordum, girince doğrusu şaşırdım. Çünkü Cemaat böyle durumlarda organize olur, ”biz ayaktayız” mesajı vermek için bir şey almayacak bile olsalar kalabalık görünmeyi, göstermeyi tercih ederlerdi. Ama bomboştu gerçekten, yarım saat kadar durduğum süre içinde bir-iki kişi mi ne girdi.
Mağazada görevli bayanla dostluğumuz öteden beri vardır. “Hayırdır, ne bu tenhalık?” dedim. “Valla epeydir böyle” dedi. “Hocaefendinin yeni çıkan kitabını bile (Mefkure Yolculuğu) doğru dürüst satamıyoruz. Son yaşananlar bizim için çok kötü oldu. İlk başta yurtlardan, dersanelerden arkadaşlarımız geldiler gittiler ama şimdi onlar da gelmez oldular. Sıkıldı, bıktı herkes. Sinek avlıyoruz desek yeri var.”
Biraz deşeledim. “Hürriyet gazetesine ilan verildi, DR’lara yığın yığın Hocaefendi’nin kitapları gönderildi ama ne burada, ne orda kitap pek satılmadı. Oysa bu kitaptan camia olarak çok umutluyduk, bugünlerde hareket getirir diyorduk. Bir gövde gösterisi olacak diye düşünüyorduk, hiç de öyle olmadı. Yine tepelerden bazı büyükler, işadamları toplu toplu aldılar ama mağazalardan değil, Kaynak grubunun kendisinden aldılar. Ama onlar da yeterli değilmiş, Kaynak’taki ağabeylerden biri öyle söyledi.”
“Baya zararlı olmuş sanırım sizin için,” dedim.
“Çok oldu. Bu çatışmadan sonra o kadar çok insan ayrıldı ki bizden, hiç beklemiyorduk. Ayrılmakla kalmadılar, bize şiddetle düşmanlar. Kutlu Doğum programlarımız her zaman aşırı kalabalık olurdu. Bu sefer bu semtteki kültür merkezimizde bir sıra zor doldu. Başka yurttan birileri geldi de, iki sıra dolabildi. Yurttaki arkadaşlar ayrılmak istiyor, ikna edemiyoruz. Komşular, tanıdıklar gördükleri yerde hakaretler yağdırıyorlar.”
Konuşmamız sırasında bir ara konu Bank Asya’ya geldi. “Bank Asya, Koç’un ve Ciner’in desteği olmasaydı bitmişti, günlerce dua ettik destekleri için.” dediğinde çok şaşırdım. Bu konuşmadan şaşırtıcı bir şey daha öğrendim. Koç, Başbakan’la görüştüğünde arabuluculuk yapacak denilmiş, bunun için de dua etmişler.
CEMAATÇİ GİBİ GÖRÜNMEYEN MÜSTEŞAR
Bu konular camiadaki insanların aralarında konuşulan meseleler. Başka arkadaşlardan da duydum, Cemaat’e sadık bilinen bazıları Tayyipçi oluyormuş. 17 ve 25 Aralık sürecinde hala Cemaat’te kalıp da, son aylarda bırakanlarmış bunlar. Fakat bunun yanı sıra, Cemaat’ten olduğu halde makamlarını ve mevkilerini koruması için Tayyipçi görünmesi istenenler de var.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen yılın Eylül ayında Cemaat’ten“Cemaatçi gibi görünmeyen” müsteşar istemiş.
CEMAATÇİ GÖRÜNEN TAYYİPÇİLER
Böyleleri de var gerçekten. Kimisi yıllardır iş yaptığı için, AKP’ye oy verdiği halde Cemaatçi görünüyor, kimileri de tabii ki sızabilmek için.
Ama yayın dünyasında bu örnek daha çok.
Timaş, sağ kesimin en güçlü yayınevlerinden biri. Her kitabı NT mağazalarında onbinlerce yüzbinlerce dağıtılıyor, hatta Cemaat tarafından “Cemaat’in yayınevlerinden” muamelesi görüyor. Belediyelerde Cemaat etkinken ihalelerde Kaynak grubunun yayınevleriyle birlikte kollanan yayıneviydi aynı zamanda.
Timaş, gerçekten de Cemaatçi bir yapıya sahip. Timaş’ı kuran Hekimoğlu İsmail, Zaman yazarı, oğlu Osman Okçu Timaş’ın yayın yönetmeni. Timaş’ın yönetim kurulu başkanı Osman Nuri, aynı zamanda Cemaat’in Gökkuşağı dağıtımının da yönetiminde. Yani her şeyiyle Cemaatçi bir yayınevi.
Ama Timaş, belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar ve MEB’teki ihalelerden mahrum kalmamak için son aylarda hükümetin etkili insanlarına, aslında Cemaatçi olmadıklarını, hiçbir bağ bulunmadıklarını, tam tersine Tayyipçi olduklarını söylüyorlar. Hatta o yapıdan kendilerinin bile rahatsız olduklarını ifade etmekten çekinmiyorlar.