FETULAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ (FETÖ) hakkkında....

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
38ybd5.jpg


ZNbpPa.jpg
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Pijamayla BB karşılayan Aydın'ın elleri arkasında;Ekmeleddin, EL PENÇE DİVAN pozunda."La Eko!" demeye ramak kalmış.

b8mDXG.jpg


VpmY0P.jpg
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
evet, ekmelettin ihsanoğlu da, hüseyin çelik de, abdulkadir aksu da, fetulaha selam ve saygılarını, bu nazik süreçte sunarak, fetulahçı olduklarını bir kez daha deklare ettiler....

ekmel-bey-gulene-nasil-selam-gonderdi-0107141200_m.jpg


Ekmel Bey Gülen'e nasıl selam gönderdi


CHP ve MHP'nin "Çatı adayı" Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Fethullah Gülen'den övgü dolu sözlerle bahsettiği ortaya çıktı. 5.si düzenlenen Türkçe Olimpiyatları'nda "İsmail Gaspıralı Türk Dili Ödülü"nü alan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun burada yaptığı konuşmada Gülen'den "Bu güzel tabloyu oluşturan binlerce insanı tebrik etmek istiyorum ve bunu dizayn eden o büyük insana da buradan saygılar gönderiyorum". sözleriyle övgüler düzdü.
Türkçe Olimpiyatları'nda "İsmail Gaspıralı Türk Dili Ödülü"nü alanlar arasında Taha Akyol, Mehmet Barlas ve Nazlı Ilıcak gibi isimlerde bulunuyor.
GÜLEN BÜYÜK İNSAN
Fethullah Gülen'e ait internet sitesinde konuyla ilgili bölüm şöyle yer aldı;
"Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de, hükümet ve başbakan adına seyircileri selamlarken, 100 ülkenin Türkçe ortak paydasında buluşmasının önemine işaret etti. Çelik, organizasyonun büyüyerek bütün dünyayı içine alacak şekilde coşkuyla devam etmesini diledi. Anadil Türkçe Şarkı ve Şiir yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödül veren Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar ise, "Dünyanın dört bir tarafından gelmiş pırlanta gibi çocuklar gönül tellerimizi titrettiler." dedi. Ulaştırma Bakanı İsmet Yılmaz da konuşmasında, "72 millete bir nazarla bakmak bizim kültürümüzdür. Aslımız budur, olmamız gereken de budur." diye konuştu. Eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ise, "Bu işin büyük mimarı, büyük insana huzurlarınızda saygılar sunuyorum." diye konuştu. İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da şunları söyledi: "Bu güzel tabloyu oluşturan binlerce insanı tebrik etmek istiyorum ve bunu dizayn eden o büyük insana da buradan saygılar gönderiyorum".

kaynak:
http://www.odatv.com/n.php?n=ekmel-bey-gulene-nasil-selam-gonderdi-0107141200

wqdasgtwet.jpg
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
656854.jpg


Hanefi Avcı, cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk kez canlı yayına çıktı. Avcı A Haber'de yaşadıklarını anlattı...

Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabıyla paralel örgütün hedefi haline gelen Hanefi Avcı, cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez canlı yayıında yaşadıklarını ve paralel örgütü anlattı.
A Haber'de yayınlanan Sevilay Yükselir'in sunduğu %100 Siyaset programına konuk olan Avcı, "aslında ben çok katı bir Cemaat karşıtı da değildim, istediğim bu konuların açıklığa kavuşması" ifadelerini kullandı.
Paralel örgütü Emniyet'e yerleştiren isim olarak Hanefi Avcı isminin zikredilmesi konusuna yanıt veren Avcı, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını belirtti, "Fethullah Gülen'le bir kez görüştük, Cemaat içinde yakından tanıdığım insanlar var. Ama Cemaat'e bir yakınlığım yok" ifadelerini kullandı.
Avcı sözlerini şöyle sürdürdü:
Cemaat'in içinde suç işleyen insanlarla, kendi halinde yaşayan iyi niyetli insanları birbirine karıştırmamak lazım. Suç işleyenler, devlet kademelerinde, devletin talimatlarını değil Cemaat'in talimatlarını uygulayanalardır. Cemaat'in diğer müntesiplerinin suç işlediğine inanmıyorum.
KENDİLERİNE MANİ OLANLARI SAHTE BELGELERLE BERTARAF ETTİLER
Emniyet içindeki Cemaat mensupları yanlış yapmaya başladıkları zaman onlara karşı çıkmaya başladım.
İlk gördüğüm yanlış, Emniyet içinde kendilerine karşı çıkanları bir şekilde saf dışı bırakma çabalarıydı. Sahte ihbar mektupları ortaya çıktı. Kendilerine mani olacak insanları tek tek bertaraf ettiler.
O günlerde bu tutuma tavır aldım, bazılarıyla tartıştım. Açılan soruşturmalara baktım, klasik soruşturmalara hiç benzemiyor. İstedikleri kişileri, sahte belgelerle, istedikleri şekilde suçlamaya başlamışlardı.
KİTABIMI YAZIM AŞAMASINDA GİZLİ TUTTUM
Sevilay Yükselir'in, "kitabınızın yazım aşamasında, daha yayınlanmadan 'aman Hanefi Bey, yapmayın, başınız derde girer' şeklinde uyarılar yapıldı mı size" sorusuna ise Avcı şöyle cevap verdi:
Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabını yayınlayana kadar gizli tuttum. Engelleme çabalarına karşı tedbir aldım. Kitaptan sonra taciz edilirim, rahatsız edilirim, açığım aranır diye düşünüyordum. Ama bu kadarını beklemiyordum.
Cemaat'in operasyonel elemanlarının, yaptıkları işin doğru olduğuna inandıklarını, önceleri küçük suçlarla işe başladıklarını, sonra suçların boyutunun büyüdüğünü, en sonunda da yaptıklarının meşru olduğunu düşünmeye başladıklarını söyleyen Hanefi Avcı, "Cemaat mensupları önce küçük suçlarla başlıyor, sonra suçun boyutu büyüyor, sonra mensuplar, yaptıklarının suç olduğuna inanmamaya başlıyor. Bundan sonra da geri dönüş olmuyor" dedi.
CEMAAT'E İTİRAZ ETMEYE KALKIŞIRSANIZ...
Cemaat'in bütün evraklarının sahte olduğunun altını çizen Avcı şöyle konuştu:
Cemaat'e itiraz etmeye kalkarsanız, kendinize yeni bir dünya yaratmanız gerekir. Yeni arkadaşlar edinmeniz gerekir. Korku imparatorluğu kurdular.
Cemaat'in tüm evrakları sahte. Dikkat edin, elle yazılmış hiç belge yok. Sanki tüm insanlar artık bilgisayarla yazıyormuş gibi. Sanki hiç elle yazılmıyormuş gibi. Bütün belgeleri dijital. İşadamlarını hapse attıracaklardı. Örgüte göre kendi dışındakiler gayri milli.
EVLERE ÇOCUK PORNOLARI YERLEŞTİRDİLER
Bazı insanların evlerine utanç verici porno kasetleri yerleştirildi. Çocuk pornoları yerleştirildi. Onur zedeleyici operasyonlar yaptılar.
Örgüt mensupları aslında kendi başlarına kalsa bu yanlışları yapmaz. Ama yukarıdan gelen bir emir olunca yapıyorlar. Emir yukarıdan geldiyse "kesin doğrudur" şeklinde algılıyorlar. Oradan ne geldiyle doğrudur, vardır bir bildiği şeklinde bir inanış var.
BEN AYRILDIKTAN 28 GÜN SONRA MAKAMDA ARAMA EMRİ ÇIKTI, BU TAMAMEN HUKUKSUZ
31.08.2010 tarihinde Eskişehir'deki makamımdan ayrıldım. Ayrılırken odamı boşaltırken personele zabıt tutturdum. Ankara'ya gittim. Benim ayrılışımdan 28 gün sonra Eskişehir'deki odama arama kararı çıkardılar. Orası artık bana ait değildi. Ve arama kararı çıkarabilmeleri için, orada bulunduğuna inandıkları delillere ilişkin emareleri hakime bildirmek zorundalar, ancak bu şartla arama kararı çıkartılabilir. Ancak hiç böyle bir şey olmadı. Sadece arama kararı vardı. Emareler kararda yazmıyordu.
HSYK'YA DEFALARCA BAŞVURDUM, ANCAK İLGİLENMEDİLER
Hanefi Avcı, kendisine tuzak kuranlardan birinin bugün Yargıtay üyesi olduğunu, hak ihlalleriyle ilgili defalarca HSYK'ya şikayetlerde bulunduğunu, ancak HSYK'nın harekete geçmediğini belirtti.
Avcı sözlerini şöyle sürdürdü:
Bana yapılan hukuksuzluklara karşı hukuki mücadele başlatacağım. Ben HSYK'ya çok şikayette bulundum. Ama HSYK 2 yıl boyunca hiç bakmıyor bile. HSYK'nın da görevini yapması lazım. Yargıdaki hukuksuzluklarla mücadele etmek çok zor. Çünkü oranın hassasiyetleri var. Davam 9 aydır Yargıtay'da. "Örgüt üyesi" dedikleri isimler dışarıya çıktığında ben halen içerideydim.
7 ŞUBAT ÖNCESİNDE ÖRGÜTÜN FAALİYETLERİNİN İPUÇLARI ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTI
7 Şubat öncesinde (Hakan Fidan'ın ifadeye çağırılması) aslında bazı emareler ortaya çıkmaya başlamıştı. 7 Şubat'tan sonra cezaevindeyken dedim ki "tamam artık devlet bunların niyetini artık görür".
MİT'te Cemaat etkisi vardı ama orayı tam olarak ele geçirememişlerdi. Ele geçirmeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Hakan Fidan'ı tasfiye edip kendi elemanlarını yerleştirmeye çalıştılar. Ondan sonra zaten işler artık çok kolay olacaktı.
MİT'i ele geçirmeye cesaret etmek aslında korkunç bir cesaret. Bu kadar gözükaralığı anlamak mümkün değil.
CEMAAT'İN BELLİ HEDEFLERİ VARDIR! AZİZ YILDIRIM DA CEMAAT'İN HEDEFLERİNDEN BİRİYDİ
Aziz Yıldırım her zaman Cemaat'in hedefi oldu. Cemaat'in belli hedefleri vardır. Mesela Cübbeli Ahmet Hoca Cemaat'in hedefidir. Haydar Baş Cemaat'in hedefidir. Yıldırım da Cemaat'in hedefleri arasındadır. Şike operasyonunda şaibe olduğu aşikardır.
Cemaat şike dinlemesine 2009'da başladı.
Her olayı kullanıyorlar. Mesela Hrant Dink olayını kullanıp bir yerlere operasyon yapmayı düşündüler. Danıştay olayını, Özal'ın vefatını bahane edip bir takım insanların başına çorap örmeye çalıştılar.
FETHULLAH GÜLEN HESAP VERMELİ, AMA TÜRKİYE ŞİMDİYE KADAR ABD'DEN KİMSEYİ ALAMADI
Cemaat'in yaptıklarından dolayı, örgütün başında yer alan Fethullah Gülen'in de hesap vermesi gerektiğinin altını çizen Hanefi Avcı, "Amerika Gülen'i Türkiye'ye iade eder mi" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
Cemaat'in başındaki isim o olduğu için onun da hesap vermesi gerekiyor. Ancak, iade konusunda, Türkiye şimdiye kadar ABD'den hiçbir adamı alamadı. Bu ABD'nin kötü niyetli olduğu anlamına gelmeyebilir. Orada farklı bir mevzuat var. Çok büyük bir uğraş vermek gerekiyor.
CEZAEVİNDE YENİ KİTAP İÇİN HAZIRLIK YAPTIM
Cezaevindeyken "kaderim buysa çekerim" dediğini ifade eden Avcı, "çok kitap okudum, zaman çabuk geçti. Yeni kitap için hazırlık yaptım" dedi.

kaynak:
http://www.habervaktim.com/haber/376840/gulenle-bir-kez-gorustum.html
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
........................

656854.jpg


Hanefi Avcı, cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk kez canlı yayına çıktı. Avcı A Haber'de yaşadıklarını anlattı...

Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabıyla paralel örgütün hedefi haline gelen Hanefi Avcı, cezaevinden çıktıktan sonra ilk kez canlı yayıında yaşadıklarını ve paralel örgütü anlattı.
A Haber'de yayınlanan Sevilay Yükselir'in sunduğu %100 Siyaset programına konuk olan Avcı, "aslında ben çok katı bir Cemaat karşıtı da değildim, istediğim bu konuların açıklığa kavuşması" ifadelerini kullandı.
Paralel örgütü Emniyet'e yerleştiren isim olarak Hanefi Avcı isminin zikredilmesi konusuna yanıt veren Avcı, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını belirtti, "Fethullah Gülen'le bir kez görüştük, Cemaat içinde yakından tanıdığım insanlar var. Ama Cemaat'e bir yakınlığım yok" ifadelerini kullandı.
Avcı sözlerini şöyle sürdürdü:
Cemaat'in içinde suç işleyen insanlarla, kendi halinde yaşayan iyi niyetli insanları birbirine karıştırmamak lazım. Suç işleyenler, devlet kademelerinde, devletin talimatlarını değil Cemaat'in talimatlarını uygulayanalardır. Cemaat'in diğer müntesiplerinin suç işlediğine inanmıyorum.
KENDİLERİNE MANİ OLANLARI SAHTE BELGELERLE BERTARAF ETTİLER
Emniyet içindeki Cemaat mensupları yanlış yapmaya başladıkları zaman onlara karşı çıkmaya başladım.
İlk gördüğüm yanlış, Emniyet içinde kendilerine karşı çıkanları bir şekilde saf dışı bırakma çabalarıydı. Sahte ihbar mektupları ortaya çıktı. Kendilerine mani olacak insanları tek tek bertaraf ettiler.
O günlerde bu tutuma tavır aldım, bazılarıyla tartıştım. Açılan soruşturmalara baktım, klasik soruşturmalara hiç benzemiyor. İstedikleri kişileri, sahte belgelerle, istedikleri şekilde suçlamaya başlamışlardı.
KİTABIMI YAZIM AŞAMASINDA GİZLİ TUTTUM
Sevilay Yükselir'in, "kitabınızın yazım aşamasında, daha yayınlanmadan 'aman Hanefi Bey, yapmayın, başınız derde girer' şeklinde uyarılar yapıldı mı size" sorusuna ise Avcı şöyle cevap verdi:
Haliç'te Yaşayan Simonlar kitabını yayınlayana kadar gizli tuttum. Engelleme çabalarına karşı tedbir aldım. Kitaptan sonra taciz edilirim, rahatsız edilirim, açığım aranır diye düşünüyordum. Ama bu kadarını beklemiyordum.
Cemaat'in operasyonel elemanlarının, yaptıkları işin doğru olduğuna inandıklarını, önceleri küçük suçlarla işe başladıklarını, sonra suçların boyutunun büyüdüğünü, en sonunda da yaptıklarının meşru olduğunu düşünmeye başladıklarını söyleyen Hanefi Avcı, "Cemaat mensupları önce küçük suçlarla başlıyor, sonra suçun boyutu büyüyor, sonra mensuplar, yaptıklarının suç olduğuna inanmamaya başlıyor. Bundan sonra da geri dönüş olmuyor" dedi.
CEMAAT'E İTİRAZ ETMEYE KALKIŞIRSANIZ...
Cemaat'in bütün evraklarının sahte olduğunun altını çizen Avcı şöyle konuştu:
Cemaat'e itiraz etmeye kalkarsanız, kendinize yeni bir dünya yaratmanız gerekir. Yeni arkadaşlar edinmeniz gerekir. Korku imparatorluğu kurdular.
Cemaat'in tüm evrakları sahte. Dikkat edin, elle yazılmış hiç belge yok. Sanki tüm insanlar artık bilgisayarla yazıyormuş gibi. Sanki hiç elle yazılmıyormuş gibi. Bütün belgeleri dijital. İşadamlarını hapse attıracaklardı. Örgüte göre kendi dışındakiler gayri milli.
EVLERE ÇOCUK PORNOLARI YERLEŞTİRDİLER
Bazı insanların evlerine utanç verici porno kasetleri yerleştirildi. Çocuk pornoları yerleştirildi. Onur zedeleyici operasyonlar yaptılar.
Örgüt mensupları aslında kendi başlarına kalsa bu yanlışları yapmaz. Ama yukarıdan gelen bir emir olunca yapıyorlar. Emir yukarıdan geldiyse "kesin doğrudur" şeklinde algılıyorlar. Oradan ne geldiyle doğrudur, vardır bir bildiği şeklinde bir inanış var.
BEN AYRILDIKTAN 28 GÜN SONRA MAKAMDA ARAMA EMRİ ÇIKTI, BU TAMAMEN HUKUKSUZ
31.08.2010 tarihinde Eskişehir'deki makamımdan ayrıldım. Ayrılırken odamı boşaltırken personele zabıt tutturdum. Ankara'ya gittim. Benim ayrılışımdan 28 gün sonra Eskişehir'deki odama arama kararı çıkardılar. Orası artık bana ait değildi. Ve arama kararı çıkarabilmeleri için, orada bulunduğuna inandıkları delillere ilişkin emareleri hakime bildirmek zorundalar, ancak bu şartla arama kararı çıkartılabilir. Ancak hiç böyle bir şey olmadı. Sadece arama kararı vardı. Emareler kararda yazmıyordu.
HSYK'YA DEFALARCA BAŞVURDUM, ANCAK İLGİLENMEDİLER
Hanefi Avcı, kendisine tuzak kuranlardan birinin bugün Yargıtay üyesi olduğunu, hak ihlalleriyle ilgili defalarca HSYK'ya şikayetlerde bulunduğunu, ancak HSYK'nın harekete geçmediğini belirtti.
Avcı sözlerini şöyle sürdürdü:
Bana yapılan hukuksuzluklara karşı hukuki mücadele başlatacağım. Ben HSYK'ya çok şikayette bulundum. Ama HSYK 2 yıl boyunca hiç bakmıyor bile. HSYK'nın da görevini yapması lazım. Yargıdaki hukuksuzluklarla mücadele etmek çok zor. Çünkü oranın hassasiyetleri var. Davam 9 aydır Yargıtay'da. "Örgüt üyesi" dedikleri isimler dışarıya çıktığında ben halen içerideydim.
7 ŞUBAT ÖNCESİNDE ÖRGÜTÜN FAALİYETLERİNİN İPUÇLARI ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLAMIŞTI
7 Şubat öncesinde (Hakan Fidan'ın ifadeye çağırılması) aslında bazı emareler ortaya çıkmaya başlamıştı. 7 Şubat'tan sonra cezaevindeyken dedim ki "tamam artık devlet bunların niyetini artık görür".
MİT'te Cemaat etkisi vardı ama orayı tam olarak ele geçirememişlerdi. Ele geçirmeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Hakan Fidan'ı tasfiye edip kendi elemanlarını yerleştirmeye çalıştılar. Ondan sonra zaten işler artık çok kolay olacaktı.
MİT'i ele geçirmeye cesaret etmek aslında korkunç bir cesaret. Bu kadar gözükaralığı anlamak mümkün değil.
CEMAAT'İN BELLİ HEDEFLERİ VARDIR! AZİZ YILDIRIM DA CEMAAT'İN HEDEFLERİNDEN BİRİYDİ
Aziz Yıldırım her zaman Cemaat'in hedefi oldu. Cemaat'in belli hedefleri vardır. Mesela Cübbeli Ahmet Hoca Cemaat'in hedefidir. Haydar Baş Cemaat'in hedefidir. Yıldırım da Cemaat'in hedefleri arasındadır. Şike operasyonunda şaibe olduğu aşikardır.
Cemaat şike dinlemesine 2009'da başladı.
Her olayı kullanıyorlar. Mesela Hrant Dink olayını kullanıp bir yerlere operasyon yapmayı düşündüler. Danıştay olayını, Özal'ın vefatını bahane edip bir takım insanların başına çorap örmeye çalıştılar.
FETHULLAH GÜLEN HESAP VERMELİ, AMA TÜRKİYE ŞİMDİYE KADAR ABD'DEN KİMSEYİ ALAMADI
Cemaat'in yaptıklarından dolayı, örgütün başında yer alan Fethullah Gülen'in de hesap vermesi gerektiğinin altını çizen Hanefi Avcı, "Amerika Gülen'i Türkiye'ye iade eder mi" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
Cemaat'in başındaki isim o olduğu için onun da hesap vermesi gerekiyor. Ancak, iade konusunda, Türkiye şimdiye kadar ABD'den hiçbir adamı alamadı. Bu ABD'nin kötü niyetli olduğu anlamına gelmeyebilir. Orada farklı bir mevzuat var. Çok büyük bir uğraş vermek gerekiyor.
CEZAEVİNDE YENİ KİTAP İÇİN HAZIRLIK YAPTIM
Cezaevindeyken "kaderim buysa çekerim" dediğini ifade eden Avcı, "çok kitap okudum, zaman çabuk geçti. Yeni kitap için hazırlık yaptım" dedi.

kaynak:
http://www.habervaktim.com/haber/376840/gulenle-bir-kez-gorustum.html

◄%100 Siyaset► Hanefi Avcı - 30 HAZİRAN 2014-HD-Tek Parça İzle
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
157344.jpg


Said Özdemir’den sadeleştirme ve Gülen açıklaması
Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Said Özdemir ağabey kamuoyu açıklaması yayınladı

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Said Özdemir ağabey kamuoyu açıklaması yayınladı. Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi üzerine Fethullah Gülen ile görüşmek istediğini ancak bunun kabul görmediğini daha önce açıklayan Said Özdemir ağabey, konu ile ilgili bir haber sitesinde hakkında asılsız iddiaların yer aldığını belirtti.

Said Özdemir ağabeyin açıklaması aynen şöyle:

Son zamanlarda Risale-i Nur talebelerine karşı hasmâne tavrı ve asılsız iddiaları ile sık sık kendisinden bahsettirmeye başlayan bir haber sitesi, Mehmet Fırıncı ağabeyden sonra bu defa da Alaettin Kayaisimli şahsın da ifadelerini kullanarak benim için iftiralara sütunlarını açmış bulunuyor.

Risale-i Nur Külliyatını “sadeleştirme” adı altında tahrif edilip değiştirilmiş bir şekilde yayınlamaya başlayan bir mahut yayınevinin tahribatına engel olmak için, Bediüzzaman Hazretlerinin sağlığında neşriyat hizmetleriyle vazifelendirdiği ve kendisine mutlak vekil ve varis tayin ettiği hizmetkârları; Said Özdemir, Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Salih Özcan, Ahmet Aytimur, Hüsnü Bayramoğlu bir araya gelmiş ve bu husustaki kararlarını malum yayınevinin perde arkasında sahibi Fethullah Gülen’e iletmeye karar vererek bu hizmeti benim yapmamı istemişlerdir.

Bunun üzerine Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen Alaettin Kaya’yı İstanbul’da matbaasında ziyaret ederek Bediüzzaman hazretlerinin varislerinin mesajını iletmek istediğimi bu sebeple Gülen’den randevu almasını rica ettim. Randevu beklerken pasaportumu yenilemiş ABD vizesini de almıştım. Alaettin Kaya kısa bir süre sonra Ankara’da evimde beni ziyaret ederek “H.Efendi’ye talebinizi intikal ettirdim, sizin yanına gitmenizi istemiyor, eğer gelecek olursa bulunduğum yerden ayrılacağım diyor” demiştir

Bu durumu müzakere eden üstadımızın varisleri bizler hem yayınevi sahibine hem de bu yayınları Bediüzzaman Said Nursi’nin eseri zannı ile alacak kimselere başkaca ulaşma yolu bulamadığımızdanRisale-i Nurların tahrifine razı olmadığımızı, bu rezaletin durdurulmasını ifadelerini taşıyan –hazırladığımız- metni kamuoyu ile paylaşmak zorunda kaldık.

Durum bundan ibaret olup bunun dışındaki ifadeler, kin ve hasetle kaleme alınmış beyanlardır. Habercilik anlayışı sorgulanacak bu internet sitesine hüsnü zan ederek yazdıklarına inanabilecek kimselere hakikati ifade zarureti hasıl olmuştur.

Risale-i Nur'un sadeleştirilmesi ile ilgili tüm ayrıntılar, tartışmalar için TIKLAYINIZ

kaynak:
http://www.risalehaber.com/said-ozdemirden-sadelestirme-ve-gulen-aciklamasi-213743h.htm

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
mutlaka izlenmeli!!! izleyin izletin.

doğru ise sanırız yakın zamanda en az 4.000 hakim savcı meslekten atılacak, diğer memurların sayısını vermeyelim bile... soruşturmayı mit yürütüyor. casusluktan işlem yapılıyor. kısaca vatana ihanet!


"Paralel Yapının Bölge Sorumlusu İlk Kez Konuştu!" - Deşifre - 27 Haziran 2014



 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
657911.jpg


Rabin oğlu Fetullah
Fetullah Gülen’in 1986 yılında Almanya’ya gitmek için talepte bulunduğu pasaport için Emniyete verdiği formda şok bir ayrıntı ortaya çıktı. Pasaport İstek Formu dolduran Gülen, ‘Refia’ olarak bilinen annesinin ismini ‘Rabin’ olarak beyan etmiş.

Paralel yapının ‘Kainat İmamı’ Fetullah Gülen’in 1986 yılında Almanya’ya gitmek için talepte bulunduğu pasaport için Emniyete verdiği formda şok bir ayrıntı ortaya çıktı.
Akit'ten Osman Yiğit'in haberine göre, pasaport İstek Formu dolduran Gülen, Refiaolarak bilinen annesinin ismini Rabin olarak beyan etmiş. 24 Mart 1986 tarihli formda 5 yıllık turistik bir seyahat için Almanya’ya gideceğini beyan eden Gülen mesleğini de ‘matbaacı’ olarak bildirmiş.
‘Ramiz’ olan babasının ismi forma düzgün bir şekilde işlenen Gülen’in, annesinin isminin ‘Rabin’ olarak beyan edilmesi, Gülen’in anne tarafıyla ilgili iddiaları akla getirdi.
rabin-oglu-fetullah-h1404672914.jpg

AÇIKLAMA BEKLENİYOR
Pasaport İstek Formu gibi belgelerde hata ihtimalinin sıfır olduğunu belirten uzmanlar, ‘Rabin’ ismine dair beyanın ne gibi bir açıklamasının bulunduğunun tek yanıtının Gülen’de olduğuna işaret ediyorlar.
Yeni Akit

kaynak:
http://www.habervaktim.com/haber/377606/rabin-oglu-fetullah.html
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Dini bir Cemaat, bir insana kadin musallat eder mi? Paralel Yapi ediyor. Ipretlik bilgiler. 54:00 dakikaya bakınız.


Deşifre (04.07.2014) Paralel Yapının Adana-Hatay Faaliyetleri, Şantaj Yöntemleri, Bölge İmamı



 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
fetulahçılar parti kuruyor.. ilgili haber:

yeni-kurulan-partinin-arkasinda-gul-arinc-ve-cicek-var-0907141200_m.jpg


Yeni kurulan partinin arkasında Gül, Arınç ve Çiçek var
Prof. Abdurrahim Karslı'nın kurduğu"Merkez Partisi" ile ilgili yeni bir iddia gündeme geldi.
İddiaya göre bu proje içinde Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Cemil Çiçek gibi isimler var.
Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, yeni Kurulan Merkez Partisi ile ilgili "Kurucularından ülkücü kökenli ANAP milletvekili Mustafa Nazikoğlu. Fethullah Gülen ile alakamız yok dedi ama o yönde bazı işaretler yok değil. Mesela AKP'den istifa eden cemaatçi Hakan Şükür ile İdris Bal gibilerin bu partiye katılması an meselesiymiş." diye yazdı.
Prof. Abdurrahim Karslı'nın da Fethullah Gülen gibi Erzurumlu ve eşinin başının türbanlı olduğunu yazan Önkibar, bu parti ile ilgili "önemli bir isimden" dinlediklerini şöyle aktardı:
"Bu projenin içinde sadece Fethullah Gülen ve İstanbul zenginleri değil aynı zamanda Abdullah Gül, Bülent Arınç, Cemil Çiçek ve hatta üçüncü dönemin sonuna gelen çok sayıda AKP'li isim var. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında bu isimler bu partiye katılırsa şaşırmayın. Bu yeni oluşum Ekmel Bey projesi ile bağlantılıdır. AmaçTayyip Erdoğan'ın tasfiyesidir."

kaynak:
http://www.odatv.com/n.php?n=yeni-kurulan-partinin-arkasinda-gul-arinc-ve-cicek-var-0907141200
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Dini bir Cemaat, bir insana kadin musallat eder mi? Paralel Yapi ediyor. Ipretlik bilgiler. 54:00 dakikaya bakınız.


Deşifre (04.07.2014) Paralel Yapının Adana-Hatay Faaliyetleri, Şantaj Yöntemleri, Bölge İmamı





desifre--terkesli-uzerinden-hizmet-hareketine-operasyon-baslatiliyor.jpg



DEŞİFRE / TERKEŞLİ'NİN YALANCI ŞAHİTLİĞİ ÜZERİNDEN HİZMET HAREKETİNE OPERASYON BAŞLATILIYOR
Yazdır E-posta
Kategori:Gönüllüler Hareketine İftiralar Yayın tarihi:Cuma,04 Temmuz 2014 14:28 Yazar:Deşifre Gösterim:1344


Geçtiğimiz günlerde aHaber ve Akit'te çıkan Adanalı Parsadan lakapli Terkeşli bugün çıkacağı Havuz medyasına ait 'deşifre' proğramında yapacağı konuşmalar ADANA TEM'ine operasyon ve delil sağlamaya yönelik olacak. 'Tivit Adana' hesabı üzerinden deşifre edilen bilgiler şöyle:

1. Hükümet hizmet hareketine operasyonun Adana’dan yapılmasına karar verdi bunda önemli etken gözü kara kural tanımaz bir valinin olmasıydı
2. O nedenle ki Adana’nın yolunu bilmeyen havuz medyası şehirden çıkmadı. Adana’da ofisi olmayan tv net akit yeni şafak her gün Adana’daydı
3. Hizmet hareketine iftira atma işini 13 ay cezaevinde kalıp çıkan barış Terkeşli isimli dolandırıcıya verdiler. Terkeşli’nin hizmetle ilgisi
4. tek ilgisi lise yıllarında Ankara’da Tacettin yurdunda kalmış olması. Sağlık lisesinde öğrenci olan Terkeşli hizmetin Tacettin yurdundaydı
5. Tacettin yurdunda 2 yıl kalan ancak disiplinsiz hareketleriyle belletmenleriyle sorun yaşayan Terkeşli karı kız peşinden koştu,asiydi
6. Tacettin yurduna gizli gizli bira getiriyor kurduğu birkaç kişiyle sabahlara dek içiyordu. Terkeşli bu sebeple daha sonra yurttan atıldı
7. Hizmet hareketiyle ilgisi olmayan,sadece yurdunda kalan ve atılan Terkeşli bir şekilde Adana belediyesine girdi,kendisini iyi pazarladı
8. Cemaat güçlü olunca ben cemaatin adamıyım hükümet güçlü olunca hükümetin danışmanıyım yalanıyla tutunmaya çalıştı. Aldırmaz ona inandı
9. Terkeşlinin tek amacı arada kaynayıp para koparmaktı. Nitekim aldırmazdan seni AKP’ye aldıracağım diyerek para koparmayı başardı
10. aldırmaz ile AKP’nin arası açılınca seni cemaate destekletirim ve istediğin partiden seçimi kazanırsın diyerek menfaat sağladı
11. Terkeşli cemaat istiyor diyerek işadamlarından milyonlarca lirayı aldı,zimmetine geçirdi. İşte bu süreci polis hep takip etti tutukladı
12. 13 ay cezaevinde yatan ve halen tutuksuz yargılanan hakkında 26 yıl istenen Terkeşli bundan sıyırmanın yolunu cemaat yaptı demekte buldu
13. Terkeşli ekranlarda 17 Aralık planlanırken oradaydım diyor yazdıklarını unutuyor yazdıklarına bakınca 17 Aralık dış mihrakların oyunu
 

amca

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
751
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Konum
İstanbul
Cemaat cemaat dedikleri,

Biraz para, biraz menfaat olsa idi başımızın üstünde olmasada hizmeti var der susardık... Çok hırzıslar var başımızda bir evi olmadan benden senden fakir başbakanlar onlara bile gülüp geçiyoruz... AMA SİZ EDEPSİZ ÇETE DİNİ YOK ETMEK İÇİN SAVAŞIRSAN SENİN YERİN AYAĞIMIZIN ALTIDIR...
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
..............................


Yukarıdaki mesajın mantığınla aşağıdaki resimli habere ne diyeceksin

emineerdogansuryaniortodoksmanastiri6.jpg



1300978373_25_emine_erdogan_mum_.jpg


ŞİMDİ BEN EMİNE HANIM ı nasıl yenkit edebilir etmektende ALLAH a sığınırım ve senin gibi düşüncelerede sahip olmaktan ALLAH a sığınırım
 
Üst