“Yetiş Ya Gavs!” “Kurtar Bizi Şeyhim!” “Himmet Et Bize Kutbum!” “Yetiş Ya Geylani

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisinden istiğasede bulunulmasını ve benzeri şeyleri reddetmişse, bununla tevhide ve yaratıcının kudret konusunda tek olduğuna işaret etmek içindir. Bizim de bunu reddetmemiz gerekmez​






???? Tevil etmeyelim
Nureddin Yıldız itidalli anlatmış.. Şirk demekte yanlış diyor..
dinle inş..
 

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,145
Tepkime puanı
1,432
Puanları
113
Konum
Muamma...!
"...Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini ve Meryemoğlu Mesih'i Rabler edindiler." (Tevbe: 9/31)
Nebi (s.a.v.) bu ayeti kerimeyi okudu. Bunun üzerine Adiyy b. Hatem Rasulullah'a (s.a.v.) dedi ki:
"Muhakkak onlar, onlara ibadet etmiyorlar ki.
Rasulullah (s.a.v.):
"Onlar Allah'ın helal kıldığı bir şeyi haram, haram kıldığı bir şeyi helal kıldıkları zaman onlara itaat etmiyorlar mı?" ded...i.
Adiyy b. Hatim: "Evet" deyince,
Rasulullah (s.a.v.):
"İşte böylece onlara ibadet ediyorlar." buyurdu. (Tirmizi, Tefsir: 10; Taberi: 14/210 (61632-61634); Suyuti, Durru'l-Mensur: 3/230; Beyhaki, Sünenü'l-Kübra)

Hadisten haddim olmayarak nâçizane çıkardığım hususlar

1) Âlimlere koşulsuz şartsız itaat câiz değildir. Söyledikleri helal dâiresinde mi haram dâiresinde mi tedkik edilmelidir.

2) Kendisine kat'i nasslar sunulduğu halde "sen felan hocadan daha mı iyi biliyorsun biz ona uyuyoruz" diyen kimse bu hadisin tehdidi altındadır.

3) Allah (c.c.) yemeyi , içmeyi , ehliyle münasebette bulunmayı helal kıldığı halde (zühd adı altında) bunları yasaklayan kimselere tâbii olmak da bu hadisin tehdidi altına girer.

4) Hiçbir âlim Allah'ın ve Rasulü'nün helal kıldığını haram , haram kıldığını helallaştıramaz. (Nasslara dayanan sahih bir ictihad olmadıkça)

Konuyla alakalı son bir ilave : Kimin cennete kimin cehenneme gideceğini Allah'tan başkası bilemez. Son nefeste imanını kurtarabileceği ya da kurtardığını kesin olarak bilemeyeceğimize göre felan türbeye gidip de "Ya Rabbi şu kulun hürmetine şu dileğimi gerçekleştir" diye dua etmek (câiz olup olmaması ayrı bir mesele) kişinin kendisine beddua etmesi anlamına da gelebilir. Çünkü mevtânın Allah katında değeri olup olmadığı bilinmemektedir. Bunu yapacağı yere kusurlu da olsa "felan amelim senin katında makbul ise bana şu ihsan et" diye dua edilmesi tevhide daha uygundur. Bu tür şeylerde şahsi kanaatim yapılması halinde kişiyi tehlikeye sokacak davranışlardan kaçınmanın en güvenli yol olduğudur.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Gavs kutp inancı islam ile bağdaşmayan şirk inançdır.İslamda manevi beklenti sadece allah cc dan dır.Maddi yardım ise bizzat yaratıcının önünü açtığı ve teşvik ettiği bir durum..Gavs ve kutb inancı nın kurallarıni rabbaninin mektubatında şekillendirlmiş ortaya konmuş.Aslı astar olayan dayanağı olmayan yetkilerin velilere bolca dağıldı şirk deryası bir eser..

Anladım güzel insan ...

Şimdi sana söyleyeceklerimi iyi dinlemeni istiyorum...

insan hayatı ve yaşamı süresi içersinden günlük rütüel işlerinde ALLAH ı ne kadar hatırlayabiliyor?...Ve insan ALLAH ı hatırlayabildiği kadar ona karşı ne kadar itaatkar olabiliyor...

Bu sorulara benzer bir çok soru sorabiliriz...

Ben sadece 2 örnek soru ile yola çıkıp sana sunmak istedim...

Elbette istenilecek her güzel olgu ALLAH tan istenilmelidir....çünkü bize verecek sunacak yardım edecek tek kapımız bizi yoktan var eden bize ruhundan üfleyip can veren ALLAH tır...Kul yaratıcısına ulaşmak istediğinde yaratıcısına karşı en iyi sunumu yapabilmek zorundadır..

Bazen hayatımızda çok kez ALLAH ı anmaktan geri kalabiliyoruz her saniye hatırlıyoruz dersek yalan söylemiş oluruz...bazı anlar dünyanıno büyülü atmosferine iyicene kapılırız ki yaşantımız içerisinde neredeyse ALLAH ımıza yer vermeyiz...

Bazen ÖYLE ihtiras ve hevesler içerisinde oluruz ki yapmamız gereken asli görevlerimizi yapamayız...

söyle gerçek manada görevimizi İNSANLIK olarak yapabiliyormuyuz?...

bu tür soruları kendimize sormadan gerçek cevapları bulamayız...

işte zorlu çetin ve çetrefli dünya hayatında bazen bize yol gösterecek ışık sunacak güzel insanlar gerekir....güzel insanlara ulaşabilmek içinde o ışığın gücünü farkedebilmek gerekir...

farkındalık gerçekliğin kendisini farketmen ile başlar....gerçekliğin kendi farkedilmeden farkındalığı yada çeşitliliği ortaya çıkaramazsınız....

Geçenlerde haydi farkındalık ve çeşitlilik zamanı diye bir slogan okudum ...

aslında oldukça güzel bir slogandı ama benim için sade duru bir slogandı....Çeşitlilik için gerçekliğin sunumu gerekliydi...gerçeklik için özveri ve emeklerin birleşi olan çabanın birleşi olması gerekirdi...

Bunların tümünün oluşabilmesi için yürekten gelen paylaşım gerekliydi hemde hiçbir karşılık beklemeden...

İnsan bazen hayatında bir çok şey öğrendiğini sanabiliyor ama biliyormusun şu dünya var olmaya devam ettiği sürece öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki....

bak şimdi sana kısa bir örnek vermek istiyorum....

bundan 1970 li yıllara senle birlikte gidelim....

o buharlı trenleri hatırlayalım yada ilk çıkan arabaları hatırlayalım....yada zamanının ulaşım aracı olan geride kalmış ülkelerdeki atlı arabaları yani faytonları hatırlayalım....o zamanlarda eğer farkındalık için gerçeğin kendisi görülemeseydi bugünlerdeki uçakları bugünlerdeki hızlı trenleri yada bugünlerdeki otomobilleri görebilmemiz hayal olurdu....olduğumuz yerde sayardık...

bak şimdi konuyu nereye bağlayacağım...

Eğer zihinsel anlamda sadece ALLAH ımızı bizim bildiğimiz kadar bilebildiğimiz ile kalırsak gerçeğin kendisini görmekte zorlanabiliriz yani hep 1970 li yılların aklında kalırız...

Fakat insan kendini geliştirirse devamında bir çok noktdan fikir çeşitliliği ve dini öğretileri alabilirse o zaman gelecek 2100 lü yıllarınının akli farklılığına ulaşabilirsin...

ALLAH ı anlayabilmek için ALLAH ı en iyi şekilde tanıyabilmeye çalışmamız gerekiyor.....bunun yolu sadece öğretiler değil yaşam tarzı ve hayat akış sürecidir...devamında yüce yaratıcının isteklerine uymaktır...

Bugün kul geçmişindeki hatalarından ötürü ve yanlış duaları sonucu ALLAH a ulaşmakta zorluk çekebilir yada kullar zorda kaldığında ALLAH a ulaşmakta zorluk çekebilir....ALLAH a kulların en kolay ulaşımı ALLAH ın sevdiği kullarına yakın olabilmektir....çünkü ALLAH ın sevdiği kullarının edeceği dualarının kabulü bizlerin edeceği duaların kabulünden çok çok öncedir...

sen sevdiğin bir insanın isteğine yada dileklerine karşılık vermezmisin...?
Elbette verirsin....

sen sevmediğin bir insandan uzak durmazmısın?..
Elbette uzak durur hatta isteğine onu sevesiye kadar cevap vermezsin...

Çok şükür ALLAH her kulunu seviyor fakat istek ve dualarda kulların ALLAH a ulaşabilmesi için belli şartları oluyor edilecek duanın iyi niyet usulu devamında güzel bir kalp devamında güzel bir niyet devamında güzel bir ahlak...

Yani yüce ALLAH bizlerin dünyadaki makamına bakmadığını bizlere çok kez söyledi....makam işi sadece bu dünyaya ait güzel insan ALLAH katında en iyi ve en güzel makam ALLAH a en yakın olan kullarındır bunu unutma....

ALLAH bazen insanın hayatında yol sunar insanda uyar yada uymaz....nasip...

işte zor anlarda eğer kullar dönemin en sevgilisine yaşayan olana ulaşabilirse ALLAH dualara icabet eder yinede doğrusunu ALLAH bilir...

Eğer dönem içerisinde en sevgili kul yok ise ALLAH ın en çok sevdiği Yetiş ya MUHAMMED S.A.V seslenerekte insanlık ve insanoğlu yardım alabilir....insanlık diğer gelmiş geçmiş tüm peygamberlerede seslenebilir....önemli olan edilecek duanın güzel olarak yapılmasıdır...

örnek bir dua vermem gerekirse....kısa şekilde...

ALLAH ın sevdiği değerli olan HZ MUHAMMED S.A.V yetiş imdada ALLAH için biz insanlığa dua et yetiş ya muhammed zordayız akıldan baki kaldık....yetiş ALLAH ın sevdiği bizim için ÜMMET için dua et ALLAH bizleri bağışlasın affetsin bize yardımını esirgemesin...

Yukarıdaki duadan anlaşılacağı üzere güzel insan...

Kullar olan zorda kalan insan bedenen gitmiş olsada ruhen dünyada olan peygamberin ALLAH a dua edip kendilerine yardım etmeleri istenmiş....sizler ne kadar ALLAH a dua etsenizde üzerinizde ki helak durumu kalkmayabilir...üzerinizdeki helak ın kalkması için bazen yaşayan bazense değerli olandan dua etmesi için yardım istemeniz gerekebiliyor....

ALLAH sevdiği kullarının dualarına daha erken yanıt verebilir....

Aslında sana anlatmaya ne kadar çalışsamda görmek istemezsen ben sana daha fazla yardımcı olamam güzel kardeşim.....

yoksa bende biliyorum ALLAH ımıza dua edilmesi gerektiğini....

kaldı ki insanlık ilk kendi ALLAH a dua eder ama ALLAH insanlığa ulaşmıyor ise üzerinizde bir kara bulut var demektir...bu karabulutlar sizlerin üzerinizi ÖYLE bir kaplamıştır ki işte bu kaplamayla sizi ÖYLE bir yerinizden dünyada saptırmıştır ki gözleriniz görsede göremezsiniz devamında dua etsenizde o karabulutlar yüzünden dualarınız semaları aşıp ALLAH a ulaşmaz ALLAH sizlerin dua ettiğinizi bilir ama duanızın ona ulaşması için görmenizide ister...

işte böyle durumlarda ÖYLE özel dönemin insanları vardır ki onların DUA ları çok güçlüdür...tüm karabulutların en yogun olanından dahi duaları aşar gider ışık olarak ALLAH katına ulaşır ki ALLAH bu güzel kullarının dualarından çok hoşnut olur ve insanlığa güzel kullarının duası hürmetine yardımını dünyaya verir...

Umarım anlatabilmişimdir...

Bunuda anlayamadıysan son yazım olduğunu belirtmiştim ama kendi benliğimi aşarak yazdım bundan sonra benim yapabileceğim bir şey yok....

sadece sana tavsiyem şu olur...

Kalp gözünün açılabilmesi için ALLAH a sürekli dua et belki yazılanları görebilirsin bilemem..

Konuya daha fazla yazmak istemiyorum sana kalmış bir durum ben yazar geçerim..

Böyle.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Zaman gelir geçer birde bakmışız hayat son bulmuştur....işte bazen duanın insanın hayatında ki önemi farkedilir ama geç kalınmadıysa ta bi..

Böyle.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Zaman gelir geçer birde bakmışız hayat son bulmuştur....işte bazen duanın insanın hayatında ki önemi farkedilir ama geç kalınmadıysa ta bi..

Böyle.

Dua ya da tövbe - bir anlamda - Allah'ın namaz gibi bizlerden istediği bir emirdir...

An be an dua ve tevbe merkezli olur,

Annemiz, babamız, hocalarımız ve bütün müslüman kardeşlerimiz adına duacı oluruz... Dualarımızı ya da tövbelerimizi son nefesimize de saklamayız... An be an dua ederiz... Tövbe ederiz...

Söylediklerimin hilafına söz söyleyen bir arkadaş var mı burada..???

Yok değil mi..?

"Sıkıntın nedir?" şeklinde bir soru sorabilir miyim..?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Hadisten haddim olmayarak nâçizane çıkardığım hususlar

1) Âlimlere koşulsuz şartsız itaat câiz değildir. Söyledikleri helal dâiresinde mi haram dâiresinde mi tedkik edilmelidir.

2) Kendisine kat'i nasslar sunulduğu halde "sen felan hocadan daha mı iyi biliyorsun biz ona uyuyoruz" diyen kimse bu hadisin tehdidi altındadır.

3) Allah (c.c.) yemeyi , içmeyi , ehliyle münasebette bulunmayı helal kıldığı halde (zühd adı altında) bunları yasaklayan kimselere tâbii olmak da bu hadisin tehdidi altına girer.

4) Hiçbir âlim Allah'ın ve Rasulü'nün helal kıldığını haram , haram kıldığını helallaştıramaz. (Nasslara dayanan sahih bir ictihad olmadıkça)

Konuyla alakalı son bir ilave : Kimin cennete kimin cehenneme gideceğini Allah'tan başkası bilemez. Son nefeste imanını kurtarabileceği ya da kurtardığını kesin olarak bilemeyeceğimize göre felan türbeye gidip de "Ya Rabbi şu kulun hürmetine şu dileğimi gerçekleştir" diye dua etmek (câiz olup olmaması ayrı bir mesele) kişinin kendisine beddua etmesi anlamına da gelebilir. Çünkü mevtânın Allah katında değeri olup olmadığı bilinmemektedir. Bunu yapacağı yere kusurlu da olsa "felan amelim senin katında makbul ise bana şu ihsan et" diye dua edilmesi tevhide daha uygundur. Bu tür şeylerde şahsi kanaatim yapılması halinde kişiyi tehlikeye sokacak davranışlardan kaçınmanın en güvenli yol olduğudur.

Alimlerde problem olmaz...

Çünkü alimlerin refaransları "somut bilgi"ye dayanır... Bila istisna...

Alim derken, rüyacı, ilhamcı, keşifçi ve kerametçileri kastediyorsan bir şey diyemem ama şunu kesinlikle söyleyebilirim:

Sahih alimlerin görüşlerinin tamamının somut refaransları vardır...
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Dua ya da tövbe - bir anlamda - Allah'ın namaz gibi bizlerden istediği bir emirdir...

An be an dua ve tevbe merkezli olur,

Annemiz, babamız, hocalarımız ve bütün müslüman kardeşlerimiz adına duacı oluruz... Dualarımızı ya da tövbelerimizi son nefesimize de saklamayız... An be an dua ederiz... Tövbe ederiz...

Söylediklerimin hilafına söz söyleyen bir arkadaş var mı burada..???

Yok değil mi..?

"Sıkıntın nedir?" şeklinde bir soru sorabilir miyim..?

"
quote_icon.png
elbiss Nickli Üyeden Alıntı
Zaman gelir geçer birde bakmışız hayat son bulmuştur....işte bazen duanın insanın hayatında ki önemi farkedilir ama geç kalınmadıysa ta bi..

Böyle.""


iyi de güzel insan senin yazdıklarından farklı birşey dememişim ki zaten sadece tövbeyi sonuç a koymadım çünkü konuda ondan bahsedilmiyordu o yüzden ....benim yazdıklarım sonuç metinler seninkiler ise giriş gelişme sonuç olmuş :) farklı bir cevap yok yani...

son yazdığın yazıyı pek anlayamadım AÇARSAN anlamak isterim şahsen

Böyle.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Birileri beni uyarıyor. Neymiş efendim? Ben tarikatçıların Şeyhler, Gavslar ihtiyaç sahiplerine, Yetiş ey Şeyh! Yetiş ey Gavs! Demeleriyle dalga geçiyormuşum. Bu nedenle çarpılacakmışım...
Allah Allah....

Ben Şeyhlere, Gavslara sığınan biri değilim ki? Ben her şeyin sahibi Allah'a sığınan biriyim. Allah kendine sığınanlara şeytanları musallat eder mi?

Sizler hiç Kur'an okumuyor musunuz?
Allah müminlerin koruyucusudur!
Şeyhler de, Gavslar da Allah'ın korumasına muhtaç insanlardır...
Hiç aklınız alıyor mu?
Allah'a sığınmak zorunda olanlar nasıl Allah'a sığınanlara musallat olabilirler?
Hiç;Allah'a, resulüne, ayetlere imanınız yok mu? M.C
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
"Yetiş ya Gavs" denince sence ne yapılmak isteniyor, iki cümlecik paylaşır mısın?
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Kim;

“Yeti
ş Ya @lafons7275
“Yetiş Ya @talip

“Yetiş Ya Gavs!”
“Kurtar Bizi Şeyhim!”
“Himmet Et Bize Kutbum!”
“Yetiş Ya Abdulkadir Geylani!”
“Medet Ya Gavsım!”
“Yetiş Ya Seyyidina Hamza!"

gibi söylemlerde bulunur, bu zatların imdat çağrılarını işitebileceğine,
kendilerini görebileceğine, güç ve kudretlerinin bulunduğu zor durumdan
kurtarabileceğine inanırsa, Allah'ın Semi, Basar ve Kudret sıfatlarını medet
umduklarına pay eder.

Allah'u Teâlâ yaratıcıdır. Ondan başka yaratıcı yoktur. Her şeyi O yaratır..
Bu Allah'ın Tekvîn Sıfatıdır.

Nasıl ki Biri çıkar bende yaratırım veya Allah'tan başka yaratan vardır
dediği zaman Şirke düşerse !! Aynı Durum Semi, Basar, Kudret Sıfatları
içinde geçerlidir.

"Allah'ın Sıfatları" Sadece Allah'a Münhasır / Allah'a Has Sıfatlardır..
Allah'tan başka hiç bir varlıkta bulunmazlar..

alinti


İhtiyar Allah'ın ayetlerinden rahatsız olmuş yönetime şikayet ediyor.İhtiyar konuları yeniden canladırıyorum biraz daha rahatsız ol.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
cüppeliden senin gibi korksaydık o zaman yanardık.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Taslaman'dan örnek al.Kuran'dan bahsediyor.cüppeli gibi uydurukçu değil.
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Vesile ve İstiğase konuları İslamda hakkında birçok şey söylenmiş konulardır.

Vesile konusu: Peygamberimiz sav hürmetine'' diye dua etmek Fakihlerin çoğunluğuna göre caizdir.Peygamber dışındaki kimselere gelince bunda ihtilaf vardır.

İstiğase(Yardım istemek,himmet istemek,Şefaat istemek) konusu: İstiğase en çetrefilli ve ihtilaflı konulardan bir tanesidir.Bunu ümmetin temel konusu haline getirmek fitne sokmak anlamına gelir.

Ehli Tasavvufa göre bu caizdir.Ulemadan bir kısımlarının mezhebi de budur.Fakat bunun şartları vardır.Allaha kendisi için dua etmesini talep etmek bu şartlardandır.Yani o kişinin bağımsız olarak kendi halinde yardım edebileceğini düşünen kişi şirk ameli işlemiş olur.Ayrıca o kişinin yapamayacağı birşeyi ondan istemek de buna girer.

Ulemadan diğerlerine göre istiğase asla caiz değildir.Bunda şirke götüren bir yol vardır.Özellikle avam yani halk tabakasının bu konuda yaptığı yanlış uygulamalar bunun en belirgin özelliğidir.

Günümüzde kabirlerde işlenen yanlışlıklar istiğase konusunu dillendirenleri , sürekli yapılması gerektiğini savunanları haksız çıkarıyor.

İnsanlara dua mercii'nin sadece Allah Subhane ve Teala olduğuğu bilincini öğretmeliyiz.Kabirlere gidip birçok yanlışlıklar yapanlar var.

 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
zafer olunca sarikli kurtardi
yenilgi olunca ... Allah öyle istedi , peaahhhh


13173925_1229823740380775_9034955989426602580_n.jpg
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Tarikatta şeyh manevi kurtarıcıdır. Tasarruf sahibidir. O Allahü Teala ile beraber an be an konuşur, görüşür. Müridinin gecesini gündüzünü bilir. Ölüm anında, kabirde ve kıyamette şeyh, müridinin yardımcısıdır. Gibi daha bir sürü detay.

Bunlar şeyh mürid ilişkisinin olmazsa olmazıdır.

Tenkit etmeyin, eleştirmeyin, kimse "olmazsa olmazından" taviz vermez.
 
Üst