adams77
Kanalizasyoncu
hilafeti kuracaklar o zaman görürler. Dedelerinin nasıl bir miras bıraktığını
Yeni Akit Yazarı Hilafet İçin Çalışmanın Gerekliliğini Yazdı
- Konbuyu başlatan leylinur
- Başlangıç tarihi
hilafeti kuracaklar o zaman görürler. Dedelerinin nasıl bir miras bıraktığını
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
Yok mu herşey Kuran'da?Her şey kuranda varya !Benim açıklamamama ne gerek var .bulursun orada.
efonaltı
Kısıtlı Erişim
Demek istemiyorum.
Aslında çok kolay, kuantum fiziği de düne kadar bilinmiyordu fakat insanlar tümden herşeyi çözdük sanıyorlardı. Şimdilerde ise herşeyi silbaştan almaları gerekiyor
Madde var mı? Hilafet kuracaksın !!
kardeş sen neler yazıyorsun böyle
..senin kuantum anlayışının nerden çıktığınıda bildiğini zannetmiyorum.Şimdide madde anti madde anlayışıyla hilafete ne gerek var demek istiyor.
gardaşım felsefe yaparken biraz mantıklı olda bare elaleme rezil olma..
yazıların gülüdürüyor beni.....
efonaltı
Kısıtlı Erişim
adams77
Kanalizasyoncu
kardeş sen neler yazıyorsun böyle
Şimdide madde anti madde anlayışıyla hilafete ne gerek var demek istiyor.
gardaşım felsefe yaparken biraz mantıklı olda bare elaleme rezil olma..
yazıların gülüdürüyor beni.....[/B]
Ne güzel para verip ramazan eğlencesine gitmiyorsun. Birazdan hacivat ile karagöz oynatacağım hazır ol.
OSMAM11
Kısıtlı Erişim
Nakşibendilere Hanefi mezhebine uyacak istiyorsan inanacaksan kaynak vereyim
adams77
Kanalizasyoncu
Ver bakalım.
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
Kurulmuşu var ama hayırlısı istiyorsan sen de kur.
efonaltı
Kısıtlı Erişim
kurancı adama hiç yakıştıramıyorum.Sende kur! değil..BİRLİKTE KURACAĞIZ!!
adams77
Kanalizasyoncu
çelebiler
Kıdemli Üye
- Katılım
- 4 Ocak 2013
- Mesajlar
- 7,457
- Tepkime puanı
- 211
- Puanları
- 0
Tamam da kurulmuşu varya Irak'ta.
efonaltı
Kısıtlı Erişim
ırakta var ,türkiyede var diğer islam ülkelerindede var ...tam yetkin bir başkanda güçler birleşmeli.bu yönde atılım olmalı mucadele edilmeli..
her bireysel haraket toplumsal harakete tetikdir.
ıraktaki başkanda oturup düşünsün.amerikan devlet başkanı ,kokteylde ***ını dönerek oturmuştu!
islam ülkeleri adına utanılacak bir durum.
sunuç şuki hilafet olmaz diye bir şey yok......
Tahsin EMİN
Kıdemli Üye
- Katılım
- 7 Şub 2012
- Mesajlar
- 11,757
- Tepkime puanı
- 490
- Puanları
- 83
Ben de şöyle bir yorum yapayım.
Her bir insanın düşüncesini şekillendirdiği değerler topluluğu vardır. Dolayısıyla, her bir insan o değerler etrafında mes'eleleri yorumlar ve o değerler etrafında da devletini, anayasasını, hukukunu ve mehkemelerini şekillendirir. Öyle değil mi arkadaşlar.
Mesela, Osmanlı, hatalı hatasız, yapabildiği kadar düşüncesini Kur'an ve Sünnet'le şekillendirmiş, anayasasını, hukukunu, mahkemelerini, devletini, eğitimini, cadde ve sokağını bu iki değer eksende kuşanmış ve cihadı ve cihad için seferleri de hep bu değerler istikametinde ikame etmiştir.
Osmanlı'nın hatalarının ve kusurlarının oluşu ifade edileni yok kılmaz.
1923'le beraber ise, yeni bir sistem bina edilmiştir. Dolayısıyla bu sistemi bina edenlerin de düşüncesini şekillendirdiği değerler mevcuttu. Bunlar da, devletini, mahallesini, cadde ve sokağını, eğitimini, anayasa, mahkeme ve kanunlarını değerleri istikametinde şekillendirmişlerdir. Laiklik esas alınmış, din ile dünya işleri birbirinden ayrıldığı gibi (güya), Kur'an ve Sünnet belirlediği haramlar (yasak) helal; helaller de haram kılınmıştır. Yani, bu yeni sistemin kurucuları, Anayasasını, kanunlarını, eğitim ve eğitim kanunlarını, hukukunu ve mehkemelerini Batı'dan alınan kanunlarla şekillendirmişlerdir.
Kur'an'ı, Sünnet'i ve alimlerin Kur'an ve Sünnet'ten ortaya koydukları hukuk doktrinini kabul etmemişler, bu değerleri hayatın, yaşamın hiçbir alanına sokmamaya çalışmışlardır...
Kur'an, Sünnet ve alimlerin birikimleri istikametinde bu yapılanmaya karşı çıkan erkek ve kadınların tamamı,
Ya öldürülmüşlerdir...
Ya hapsedilmişlerdir...
Ya zulmedilmişlerdir...
Ya da alınıp mechul bir yere götürülmüşlerdir ve bir daha da haber alınamamıştır...
Kadınların çarşaflarını süngülerle parçalamışlar ve bir çoğuna da tecavüz etmişlerdir...
Beni yanlış anlamayınız...
Ben bunları anormal görmüyorum normal görüyorum...
Kur'an'a, Sünnet'e ve alimlerin ilmine hayat hakkı tanımayan düşünce sahiplerinin elbet yapacağı bu olacaktır... Öyle değil mi..???
Ve halan da öyle devam edip gidiyor....
Laikliğğe tapanlar ta o zaman ne demişlerdi: "Kur'an'a ve Sünnet'e bağlı ve alimlere itaat eden tek bir nefer bırakmayacağız..!"
Ne oldu...
Tasavvuf cemeatlerinin nefer sayılarını göz önüne getirmeniz yeterli olacaktır...
Bu ümmet, gizli gizli merdiven altlarında bu güzellikleri yayan oldular... Sandılar ki kestikçe yok olacaklardır... Halbuki kestikçe müslümanlar filizlendiler...
Şuraya geleceğim:
Burada halife isminden ziyade, devletin, kanunların, anayasanın, hukukun, eğitimin, cadde ve sokağın neyle şekillendiği önemlidir... Öyle değil mi..?
Bütün bu saydıklarımın beslendikleri kaynak Kur'an, Sünnet ve alimlerin ortaya koyduğu değerler sistemi ise zaten mes'ele bitmiştir, yönetici de bunlara itaat eden olacaktır...
İsmi Başbakan olmuş Halife olmuş çok bir şey fark etmez... Lakin alimlerimiz Halife'yi ifade eden olmuşlardır ki bunda da garipsenecek bir mantık yoktur...
Ama önemli olan, devlete neyin yön verdiğidir...
İçerisinde bulunduğumuz Laiklik yapılanması lağvedilir de, Halife'ye geçilip, İslam'ın her bir emrinin tezyin ettiği bir yeryüzü ikame edilir mi, neden olmasın, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbürgün vs...
Buna gülmeye gerek yoktur...
Düşünün, tek şefle idare edilen yılları... Açık oy gizli sayımla iş başına gelenlerin yıllarını...
O zaman diliminde birilerinin aklına asla gelmeyecek şeyler bugün serbest bir şekilde ikame ediliyor...
Medreselere "ruhsat" veriliyor...
Yani diyeceğim o ki, bu sistem tamamen lağvedilir yerine gene MECELLE hakim olur...
Şimdi şöyle diyenler var gibi...
MECELLE'yi ikame ederken fiilen karşı çıkanların kelleleri gövdelerinden ayrılır...
Ne yani, sen laikliği bina ederken karşı çıkanların kellelerini uçuruyordun...
Tabiki öyle olacak, başka çare var mıdır..?
Evet, hayat, iman ve cihattır... Hakk batıl mücadelesidir...
Galip gelenler inananlar olacaktır....
Her bir insanın düşüncesini şekillendirdiği değerler topluluğu vardır. Dolayısıyla, her bir insan o değerler etrafında mes'eleleri yorumlar ve o değerler etrafında da devletini, anayasasını, hukukunu ve mehkemelerini şekillendirir. Öyle değil mi arkadaşlar.
Mesela, Osmanlı, hatalı hatasız, yapabildiği kadar düşüncesini Kur'an ve Sünnet'le şekillendirmiş, anayasasını, hukukunu, mahkemelerini, devletini, eğitimini, cadde ve sokağını bu iki değer eksende kuşanmış ve cihadı ve cihad için seferleri de hep bu değerler istikametinde ikame etmiştir.
Osmanlı'nın hatalarının ve kusurlarının oluşu ifade edileni yok kılmaz.
1923'le beraber ise, yeni bir sistem bina edilmiştir. Dolayısıyla bu sistemi bina edenlerin de düşüncesini şekillendirdiği değerler mevcuttu. Bunlar da, devletini, mahallesini, cadde ve sokağını, eğitimini, anayasa, mahkeme ve kanunlarını değerleri istikametinde şekillendirmişlerdir. Laiklik esas alınmış, din ile dünya işleri birbirinden ayrıldığı gibi (güya), Kur'an ve Sünnet belirlediği haramlar (yasak) helal; helaller de haram kılınmıştır. Yani, bu yeni sistemin kurucuları, Anayasasını, kanunlarını, eğitim ve eğitim kanunlarını, hukukunu ve mehkemelerini Batı'dan alınan kanunlarla şekillendirmişlerdir.
Kur'an'ı, Sünnet'i ve alimlerin Kur'an ve Sünnet'ten ortaya koydukları hukuk doktrinini kabul etmemişler, bu değerleri hayatın, yaşamın hiçbir alanına sokmamaya çalışmışlardır...
Kur'an, Sünnet ve alimlerin birikimleri istikametinde bu yapılanmaya karşı çıkan erkek ve kadınların tamamı,
Ya öldürülmüşlerdir...
Ya hapsedilmişlerdir...
Ya zulmedilmişlerdir...
Ya da alınıp mechul bir yere götürülmüşlerdir ve bir daha da haber alınamamıştır...
Kadınların çarşaflarını süngülerle parçalamışlar ve bir çoğuna da tecavüz etmişlerdir...
Beni yanlış anlamayınız...
Ben bunları anormal görmüyorum normal görüyorum...
Kur'an'a, Sünnet'e ve alimlerin ilmine hayat hakkı tanımayan düşünce sahiplerinin elbet yapacağı bu olacaktır... Öyle değil mi..???
Ve halan da öyle devam edip gidiyor....
Laikliğğe tapanlar ta o zaman ne demişlerdi: "Kur'an'a ve Sünnet'e bağlı ve alimlere itaat eden tek bir nefer bırakmayacağız..!"
Ne oldu...
Tasavvuf cemeatlerinin nefer sayılarını göz önüne getirmeniz yeterli olacaktır...
Bu ümmet, gizli gizli merdiven altlarında bu güzellikleri yayan oldular... Sandılar ki kestikçe yok olacaklardır... Halbuki kestikçe müslümanlar filizlendiler...
Şuraya geleceğim:
Burada halife isminden ziyade, devletin, kanunların, anayasanın, hukukun, eğitimin, cadde ve sokağın neyle şekillendiği önemlidir... Öyle değil mi..?
Bütün bu saydıklarımın beslendikleri kaynak Kur'an, Sünnet ve alimlerin ortaya koyduğu değerler sistemi ise zaten mes'ele bitmiştir, yönetici de bunlara itaat eden olacaktır...
İsmi Başbakan olmuş Halife olmuş çok bir şey fark etmez... Lakin alimlerimiz Halife'yi ifade eden olmuşlardır ki bunda da garipsenecek bir mantık yoktur...
Ama önemli olan, devlete neyin yön verdiğidir...
İçerisinde bulunduğumuz Laiklik yapılanması lağvedilir de, Halife'ye geçilip, İslam'ın her bir emrinin tezyin ettiği bir yeryüzü ikame edilir mi, neden olmasın, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbürgün vs...
Buna gülmeye gerek yoktur...
Düşünün, tek şefle idare edilen yılları... Açık oy gizli sayımla
iş başına gelenlerin yıllarını...O zaman diliminde birilerinin aklına asla gelmeyecek şeyler bugün serbest bir şekilde ikame ediliyor...
Medreselere "ruhsat" veriliyor...
Yani diyeceğim o ki, bu sistem tamamen lağvedilir yerine gene MECELLE hakim olur...
Şimdi şöyle diyenler var gibi...
MECELLE'yi ikame ederken fiilen karşı çıkanların kelleleri gövdelerinden ayrılır...
Ne yani, sen laikliği bina ederken karşı çıkanların kellelerini uçuruyordun...
Tabiki öyle olacak, başka çare var mıdır..?
Evet, hayat, iman ve cihattır... Hakk batıl mücadelesidir...
Galip gelenler inananlar olacaktır....
Mısırdaki savaş, şeriatçı Mursi ve Müslüman kardeşler örgütü ile
Laikçi sisi ordu ve halk arasındadır.
Şeriatçıların şeriat ısrarı bu savaşı çıkarmıştır..
Ülkemizdeki şeriatçılar da aynı şekilde bir savaş çıkarmak istiyorlarsa
ülkemize ve de şeriatçılara yazık olur...
Laikçi sisi ordu ve halk arasındadır.
Şeriatçıların şeriat ısrarı bu savaşı çıkarmıştır..
Ülkemizdeki şeriatçılar da aynı şekilde bir savaş çıkarmak istiyorlarsa
ülkemize ve de şeriatçılara yazık olur...
Tahsin EMİN
Kıdemli Üye
- Katılım
- 7 Şub 2012
- Mesajlar
- 11,757
- Tepkime puanı
- 490
- Puanları
- 83
Cihad, Kıyamet'e kadar eda edilmesi zorunlu olan bir ibadettir... Allah'ın emridir... Kur'an'ın güzelleştirdiği caddeye yapılan baskın kimden gelirse gelsin karşılığında kılıç bulacaktır... İsterse müslümandan gelsin... Kur'an'ın güzelleştirdiği caddeden asla ödün verilemez...
Müslümanlar öldüğünde "yazıklık" bir şey yoktur... Allah müslümanlara cennet vadediyor...
Kafirler... Müşrikler... Münafıklar için "yazıklık" sözkonusudur... Bizim de elimizden bir şey gelmez... Onların da yeri Cehennem'dir...
Müslümanlar öldüğünde "yazıklık" bir şey yoktur... Allah müslümanlara cennet vadediyor...
Kafirler... Müşrikler... Münafıklar için "yazıklık" sözkonusudur... Bizim de elimizden bir şey gelmez... Onların da yeri Cehennem'dir...
leylinur
ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
İslami mefhumlar savunma sandalyesine oturtulmamalı Müslümanlar tarafından, dinimiz ne diyorsa o, kafirler yaptıklarının hesaplarını veriyorlar mı? habire öldürüyorlar, çoluk çocuk demeden. burda hilafet olunca cinayet olacak diyenler hesap sorsunlar bakalım müslüman kanı dökenlerden?! yani hilafet şimdi değilse ne zaman?
leylinur
ARŞ.YAZAR,RADYO PROG
sahih olan ile sahih olmayan belli olmayacak kadar karışık olursa, hesaba çekilmemiz adil olmaz?! anlatılmak isteneni anlıyorsanız onaylamanız gerekir, anlamıyorsanız detaylarını sorarsınız. kötü örneklerle hayata yön verecek olursak süslümanlar yüzünden, müslümanlar olmazdı?!