Yalnız Kurancılar

Okyanus

Profesör
Katılım
11 Şub 2008
Mesajlar
1,317
Tepkime puanı
163
Puanları
0
Değerli kardeşlerim Allahın Rasulünü ve onun bize öğrettiklerini kabul etmeyenlerle boşuna münazara,münakaşa etmeyin bu durum akıntıya kürek çekmekten ibarettir.Gidip bir ataiste tebliğ etmek daha makbul olandır.Çünkü bu insanlar red üzere proğramlanmış insanlardır.Onların işi Allahın elindedir Rabbim dilerse, içlerine yanlışlık düşmüş samimi olanlar,gerçeği görüp Allahın elçisinin bütün getirdiklerinin değerini anlayıp ona göre davranacaklar,o öğretileri hayatlarına şiar edeceklerdir.O zaman iman etmenin İslamı yaşamanın lezzetine erişeceklerdir.İslamın cedelleşme ve insanların kafasını karıştırmadan beri olan bir din olduğunu algılayacaklardır.
Kardeşler bu insanlarla tartışma unutmayın ki fikir ve düşüncelerine dahada sıkı sarılmalarına sebep olmaktadır.Ku'ran'ı daha çok okuyacaklar ama fikirlerini teyit etmek ve karşısındakini mat etmek için.Artık onların idrak ve kalpleri kendi meleki kontrollerinden çıkmıştır.Öyle bir ayarlanmıştır ki,her tartışma Red duvarlarını daha bir sağlamlaştırır.Karşı tarafı kabul anlar için ölümden beterdir.
Yüce Rabbim samimi olanlarını kurtarsın.Kendi yolundan yürüyenleden eylesin.
 

korbakor53

Doçent
Katılım
7 Ara 2012
Mesajlar
556
Tepkime puanı
24
Puanları
0
Hadis usul kitaplarında bu söylediklerime rastlayabilirsiniz.Bilinmeyen şeyler değil bunlar.Meşhur dememin sebebi budur.Aslında herkes bilir ama herkesin Allah'ın Kitabından daha önem verdiği bir takım takıntıları vardır.O yüzden bu gerçekleri görmezlikten gelirler.Bu gerçeklerin varlığını itiraf edebilseler sadece Kuran'a yönelmeleri gerektiğini bilirler.Böyle olunca da dünyevi pekçok menfaatlerinden vazgeçmek zorunda kalırlar.Bu da işlerin gelmiyor tabi.

Halifelerin hiçbiri hadis yazdırmadı,hadis yayma ve öğretme peşine düşmemiş."Kuran'ı bize ancak Peygamber anlatabilir" düşüncesinde de değillerdi.

Halifeler hadisleri yaktırdı mı yazarak ararsanız pekçok kaynağa ulaşabiliyorsunuz.

tabii ki hadis kitaplarından okuyorsunuz.

niye işinize geleni kabul ediyorsunuz.?
(yazdıklarınızdan hadis kaynaklarını toptan reddediyor veya en azından güvenilir kaynak olarak görmediğiniz kanaatine vardım)
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
tabii ki hadis kitaplarından okuyorsunuz.

niye işinize geleni kabul ediyorsunuz.?
(yazdıklarınızdan hadis kaynaklarını toptan reddediyor veya en azından güvenilir kaynak olarak görmediğiniz kanaatine vardım)

Nasıl yani?Elbetteki işime geleni kabul edeceğim.Siz de öyle yapmıyor musunuz?

Herkes işine geldiği gibi inanıyor hadislere.Mesela tarikatçılar,mezhepperestler,cemaatçiler herkes kendi işine geldiği gibi hadislerle Kuran'da olmayan konuları İslama sokuşuturuyorlar değil mi?

Doğru bir kanaate varmışsınız.

Dine doğruluğundan kesin emin olduğumuz bir bilgi ile inanmalıyız.Doğruluğundan kesin emin olduğumuz bilgi sadece Kuran'dır.
 

korbakor53

Doçent
Katılım
7 Ara 2012
Mesajlar
556
Tepkime puanı
24
Puanları
0
Nasıl yani?Elbetteki işime geleni kabul edeceğim.Siz de öyle yapmıyor musunuz?

Herkes işine geldiği gibi inanıyor hadislere.Mesela tarikatçılar,mezhepperestler,cemaatçiler herkes kendi işine geldiği gibi hadislerle Kuran'da olmayan konuları İslama sokuşuturuyorlar değil mi?

Doğru bir kanaate varmışsınız.

Dine doğruluğundan kesin emin olduğumuz bir bilgi ile inanmalıyız.Doğruluğundan kesin emin olduğumuz bilgi sadece Kuran'dır.

Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.

Haşr: 7


 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ebû İdris el-Havlânî rahımehullah’dan şöyle dediği nakledilmiştir:
Dımaşk mescidine girmiştim. Bir de ne göreyim, güleç yüzlü bir delikanlı ve başına toplanmış bir grup insan. Bunlar bir konuda görüş ayrılığına düştüler mi hemen o delikanlıya başvuruyor ve fikrini kabulleniyorlardı. Bu gencin kim olduğunu sordum. “Bu Muâz İbni Cebel radıyallahu anh’tır” dediler.
Ertesi gün erkenden mescide koştum. Baktım ki o genç benden evvel gelmiş namaz kılıyor. Namazını bitirinceye kadar bekledim sonra önüne geçerek selâm verdim ve: - Allah’a yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedim. - Allah için mi seviyorsun? dedi. - Evet Allah için, dedim. O yine: - (Gerçekten )Allah için mi seviyorsun? dedi. Ben de: - Evet,( gerçekten) Allah için seviyorum, dedim. Bunun üzerine elbisemden tutarak beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi. - Kutlarım seni. Zira ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim:
“Allah Teâlâ, “Sırf benim için birbirini seven, benim rızâm için toplanan, benim rızâm uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızâm için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hakederler” buyurmuştur.”
Muvatta’, Şa’r 16
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
De ki; siz Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah yarlığayıcıdır, bağışlayıcıdır.”
Âl-i İmrân sûresi (3), 31
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Tamam Kardeşim sen böyle inan hadislere göre yaşa.Kuran ile hadis çeliştiğinde de hadis Kuran'ın açıklamasıdır zannet KUran'ı bırak hadise uy hatta hastalanınca hadise göre git deve sidiği iç ama bil ki hadisler seni Kuran'dan alıkoyacak Kuran'ın haricinde bir dine inanmaya başlayacaksın.

Mesela recmi konuşuyoruz önceki iletilerde.Allah'ın "öldür" hükmü vermediği sopa cezası verdiği bir suça,günaha peygamberimizin vefatından 200 sene sonra toplanıp ne oldukları öğrenilmeye başlayan hadislerden hüküm çıkararak bir insanı öldürmeye nasıl izin verebiliriz?

Allah'ın "öldür" demediği bir insanı öldürmek cinayet değil midir?Allah'ın emrine karşı gelmek değil midir?

"Peygambere itaat etmek" ne demektir?Peygambere itaat Kuran'a uygun yaşamak demektir.Hani Kuran'da zina yapana ölüm cezası nerede?Düşünelim biraz biz neye uyarsak Peygambere itaat etmiş oluruz?

Kardeşim benimle zıtlaşma!Git usul-ü hadis ve usul-ü fıkıh oku gel buraya!.Uyduruk hadislerle biz asla amel etmeyiz.Madem hadislere itibarın yok, o halde neye göre ibadet ediyorsun?.Hadis düşmanları bilsinler ki bunlar kriptolardır.Peygambere itaat etmekte emir veren bir çok ayetler var iken nasıl itaat edeceğimizi nereden öğreneceğiz o zaman?Yani peygamber sözü(hadisi) olmadan dini aslı ile yaşamak mümkün müdür?


Hem sonra nas, r'ey, icma ve maslahat denilen meseleler vardır.Bunlardan haberin var mı da konuşuyorsunuz?.Öyle sadece körü körüne hiçbir delil olmadan sadece kurukuya Kur'an mealiyle amel etmek insanı şaşırtır.Kuran'da müteşabih ayetleri ve hadislerin bazıları da müteşabihtir.Bunların asıl mahiyetini bilmeden nasıl anlayacaksınız?.

"Sadece bize Kur'an yeter" demek peygamberi dışlamak demektir.Eğer Kur'an hakkıyla yazılmasaydı o bile muharref olurdu.Zira hafızlar öldükçe yerine kimler Kur'an'ı tekrar bahşedecektir?Hz.Ebubekir efendimizin hilafet zamanında zamanında hafız sahabeler yapılan harplerde bir bir şehit olunca derhal bir şura oluşturulup yeniden hafız talebeler yetiştirilmiştir.Sahabe-i kiram hazeratı, hadisleri kendi talebelere de öğretip yazdırmıştır.Bununla birlikte sahih hadisler günümüze kadar gelmiştir.Eğer onlar sadece ezberleyip öylece kalsalardı sahih hadislere büyük darbe vurulurdu.Allah'a hamdolsun ki sonradan yazılan sahih hadisler sayesinde amel etmekteyiz.Uyduruk hadislerlerle işimiz olmaz bizim...

Anlaşılan o ki, büyük ihtimalle siz hem mezhepsizsiniz.Tutar yanınız neresidir siizn*Hadis inkarcıları dini paramparça etmek isterler.Bunları biz maalesef gerçek müslüman kabul etmiyoruz.

Dini yıkmak isteyenler, önce alimlerden, mezheplerden başladılar, sonra da hadis-i şeriflere saldırdılar. Sahih de olsa hadis-i şerife düşmanlıklarını gizlemediler. Ama her Müslüman bilir ki, hadis-i şeriflere düşman olmak, (Resulüm vahiyden başka söylemez)buyuran Allahü teâlâya düşmanlıktır. Bu Allah düşmanları, "Yalnız Kur’an!" yaftası altında, hadislerden başlayarak İslamiyet’i yıkmaya çalışıyorlar.

Allahü Teâlâ, Resulüne uymayı, kendine uymak olarak bildirmekte ve Resulün emri ile kendi emrini ayıranlara kâfir demektedir. İşte ayet-i kerime mealleri:

Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur [Nisa- 80]

Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.[Ahzab- 71]

Peygamberin verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının! [Haşr- 7]

Resulüm de ki: “Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!” [Al-i İmran -31]

Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız! [Araf
-158]

Bu ayetlere rağmen, hadislere savaş açıldı. Mezhepsizler, kasten söz anlamındaki "hadis" kelimesini sanki hadis-i şerif gibi göstermeye çalışıyorlar. Uygunsuz bir söz ifadesini, uygunsuz bir hadis diye tercüme ediyorlar. Hadis kelimesini söz olarak tercüme etmeyip hadis olarak söylüyorlar, mesela (Kur’andan sonra hangi söze inanacaklar?) âyetini, (Hangi hadise inanacaklar) diye değiştiriyorlar.

Halbuki Kur’anda, hadis kelimesi bazen, Kur’an anlamında da kullanılıyor. O zaman hadis kelimesini, hadis-i şerif olarak göstermek, kendi aleyhlerine delildir. İşte âyet mealleri:

Bu hadise [söze yani Kur’ana] inanmayanlar [helak olacakları için]arkalarından üzülerek neredeyse kendini harap edeceksin![Kehf- 6]

Allah, hadislerin [sözlerin] en güzelini bir kitap halinde indirdi.[Zümer- 23]

Şimdi siz bu hadise mi [söze yani Kur’ana mı] şaşıyorsunuz?[Necm- 59]

Âlemlerin Rabbi tarafından indirilen bu Kur’an-ı kerime ancak temiz olanlar dokunabilir. Siz bu hadisi mi [sözü mü yani Kur’anı mı] küçümsüyorsunuz? [Vakıa 77-81]

Kur’an-ı Kerim'de lehv-el hadis, boş laf demektir. Bir ayet meali:

İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmi delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. [Lokman- 6]

Hadis düşmanları, buradaki boş lafa, hadis eğlencesi veya uydurma hadis demişlerdir. Bu hileye, bu oyuna gelmeyiz.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
onizleme_orhank%C4%B1l%C4%B1co%C4%9Flu.jpg

HADİS DÜŞMANLARININ SİNSİ PLANLARI…

Önce çok önemli bir iki olaydan bahsedeceğim.


BİRİNCİSİ- Bundan iki yıl kadar evvel, şu an yeni Diyanet İşleri Başkanı olan Sn. Mehmet Görmez Bey, seksen kadar kendisi gibi ilahiyatçı olan Prof, Doçent ve Diyanet mensubuyla bir heyet halinde İngiltere’ye giderek, birçok KATOLİK VE PROTESTAN PAPAZLA bir araya gelip bir kurul oluşturarak; Peygamber Efendimizin Hadislerini ayıklayarak tasnif etmişlerdi. Katolik Papazlar bizimkilere; ‘’VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR HADİSİNİ KALDIRALIM LAKİN MİSVAK KALSIN’’ mı dediler acaba?...


İKİNCİSİ- Yanılmıyorsam, 1850 li yıllardı. Fransız RENAN’a, Peygamberimizin Hadisleri hakkında bir tez hazırlaması görevini verirler. Uzun zaman Mısır’da kalan Renan sonunda Hadisler hakkında İBRANİCE BİR TEZ hazırlar. Bu iblis Renan’ın iddiasına göre; Peygamber Efendimizin Hadisleri sadece ve sadece 20 adetmiş!... Bugün içimizde öyle İLAHİYATÇI BOZUNTULARI var ki, Hadislerin adedinin 20 den çok daha az sayıda olduğunu iddia ediyorlar. Bir İLAH. PROFU, Hadislerin sayısını 6 ya kadar düşürdü!. Kafir Renan bu bizimkilerden çok daha insaflı ve insaniymiş!... O birçoklarının saldırdığı NAMIK KEMAL, Renan’ın yazdıklarına karşı çıkıyor ve ağır cevaplar veriyordu (Bu bilgiyi bana birebir anlatan D.Ö. Ayvaz Ağabeyi, Türkiye’nin ilk Y.İslam Enst. Mezunlarından olup, saygın bir Felsefecidir)…

Yukarıda verdiğim iki önemli olay bize gösteriyor ki; İSLAM DİNİNİ BOZMAK İÇİN İŞE ÖNCE HADİSLERDEN BAŞLAMAK GEREK. Öyleya, taarruza önce Kur’an Âyetlerinden başlamak aksi tepki doğurur ve başarılı olmak imkânsızdır! Yukarıda ki iki olayın daha geniş yorumunu siz değerli kardeşlerime bırakıyorum!!!

Bu çok acı ve düşündürücü bilgilerdenden sonra konumuza gelelim……

Bilindiği gibi, İslâm ve hakikat düşmanlarıyla birlikte, İslâm'ı, Müslümanlığı ve bu dine dair olan inançları bozmak, yıkmak ve dejenere etmek için oryantalistler ve misyonerler akla hayale gelmedik planlar ve projeler gerçekleştirmekte ve bu projelerinin en çok netice aldıkları türünün de Müslümanları içeriden ve kendilerinden gözüken olan şahısların ifsat ve fesatları ile yıkma projeleri gelmektedir. Çünkü hiçbir canlı kendi cinsinin tehlikesini pek o kadar büyük bir tehlike olarak görmez ve göremez. Bu sebeple, İslâm Dünyasında geleneksel sahih inanca aykırı birçok görüş ve düşünce ortaya atılmış ve İslâm'ın neşv-u nema bulduğu tarihten bu yana bu sapkınlıklar da hemen her devirde boy göstermiştir. Günümüzde gözlenen bu sapkınlıkların başında "YALNIZ KURAN, KUR’AN MÜSLÜMANLIĞI, KUR’AN DAN BAŞKA HİÇBİR ŞEYE ÖNEM VERİP CİDDİYE ALARAK İTİBAR ETME" diyenler ve Hadis İnkârcıları gelmektedir. Bu sefih güruh, "HADİS İNKÂRCILARI" olarak isimlendirilmelerine rağmen, hadislere ve sünnete her zaman direk karşı durma yerine, dolaylı olarak ‘’endirek’’ saldırıda bulunmayı yeğlerler. Bu davranış şeklinin birinci basamağını, sanki hadislerin sıhhatine ve sahihliğine çok dikkat ediyorlarmış havası içinde, AMAN UYDURMA HADİSLERE İTİBAR ETMEYİN; DİKKATLİ OLUN’’ şeklindeki sahte uyarılarıdır. Öyle ki, bu gibilerin çılgınlık derecesinde sapıklaşanları sahihayn'da dahi uydurma hadis olduğunu söyleyebilecek kadar ileri giderler. Hadis kitapları hakkında Müslümanların kafalarında olumsuz bir soru işareti ve şüphe oluşturduktan sonra, artık gerisi kolaydır ve avını sokmuş yılan gibi geriye çekilip beklerler. Bocalama devresinden sonra hadisten uzaklaşan Müslümanlar artık "YALNIZ KURAN" DİYEN SAPIKLARIN MİLİTANI OLMUŞTUR. Bilindiği gibi ilk hadis inkârcıları Haricilerdir. İşte "KURANCILAR" adıyla isimlendirilen bu gurubun temel prensipleri şu şekilde açıklanmaktadır: “İSLAMI ANLAMAK VE ONU HAYATIMIZA AKTARABİLMEK İÇİN BİZE YALNIZCA KİTAP (KUR’AN) YETER. KUR’AN IN DIŞINDA BAŞKA HİÇBİR KAYNAĞA İHTİYACIMIZ YOKTUR. ZATEN BİZİM DİNİMİZİN TEMEL KAYNAĞI KUR’ANDIR” iddiası gündeme getirilmeye ve dinimizin ikinci temel kaynağı olan sünnetin dinde hüccet olmadığı ve de sünneti ortaya koyan kaynakların doğruluğundan şüphe iddiaları yaygınlaştırılarak, saf ve temiz Müslümanların zihinleri çelinir. Ne yazık ki tıpkı öncekiler gibi, ama bu defa batı medeniyeti karşısında aşağılık psikozuna kapılmış bir kısım insanlar tarafından batılı müsteşriklerin de etkisiyle Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin dinde temel odak nokta oluşu reddedilmeye çalışılmaktadır. Bu iddialar tıpkı öncekiler gibi, tarih boyunca yan yana giden İslamın iki temel kaynağını birbirinden ayırmaya yöneliktir. KUR’AN’I SÜNNEFTEN, SÜNNETİ KUR’AN’DAN AYIRMAKTIR. Az evvel de ifade edildiği gibi, bu akım yeni ve tesadüfi değildir. Yalnızca Türkiye’ye mahsus da değildir. Bunu gündeme getirenler esasen müsteşriklerdir. ASRIMIZDA SÜNNETE EN BÜYÜK ŞÜPHE GÖLGESİNİ DÜŞÜREN PROF. GOLDİZERDİR. Bu adam, İslâm hukukunun ikinci temel kaynağı olan hadislerin, Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin sözlerinden çok, Şam bilginlerinin görüşleri olduğunu iddia etti. Hadis diye kitaplarda yazılı olanlar peygambere ait sözler değil, bir kısım insanların sözlerinden ibarettir dedi. Maksadı Müslümanlar nazarında değerli bir mevkii olan sünneti sarsmak, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) ve onun sünneti konusunda zihinleri saptırıcı şüphe tohumları ekmektir. Aynı akımın Hindistan’da önce Mehdilik, sonra da Peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkan Mirza Gulam Ahmed tarafından savunulduğunu görüyoruz. Bu nevzuhur adam da, sünnete en büyük darbeyi vurmalıydı ki, kendi Peygamberliğini yutturabilsin. Bunlardan ayrı olarak bir takım modernist yazarlar da bunların tilmizi olarak aynı iddiayı savunmuşlardır. Bu sünnet düşmanı modernistlerin sapık iddiaları şöyledir:

1: Eğer İslâm’ı anlamada Kur’an kadar Sünnet de önemli olsaydı, Cenab-ı Hakk bunu bize Kur’anda bildirirdi. Biz de Kur’an kadar sünneti de anlamağa mecbur olurduk ve Sünnete de değer verirdik.
2: Rasulullah’ın sünnetini, anlayışını ancak kendi dönemi ve kendi toplumu için geçerli kabul etmek lazımdır. Halbu ki devir ve şartlar değişmiştir. Değişen asrın şartlarına sünneti tatbik edemeyiz.
3: Hadisler çok zor şartlar altında toplanmıştır. Bunlara yalan karışma ihtimali çok fazladır. Binaenaleyh sünneti bir kenara bırakmak zorundayız. Hatta bu insanlar, bilhassa Milliyetçi-Mukaddesatçı ve Ülkücü Gençlerin üye oldukları İnternet Sitelerine sızarak, gençlere;

‘’HADİSLERLE KAFANIZI BOZMAYIN DİYECEK KADAR ALLAH (AZZE VE CELLE) RASULÜNE SAYGISIZLIK EDEREK KUR’ANCI KESİLİRLER’’. Temel iddiaları bunlardır. İbni Hazm zamanında da hicri 500 ler de, kendilerine Kur’ancı denen bir grup zuhur eder. Bunların iddiasına göre her şey Kur’anda vardır. Hatta birisi sormuş; peki Hz. Alin’in sakalının sık Hz. Muaviye’nin sakalının seyrek oluşu da var mı?... Bu sapkınlar, bir taraftan Kur’ancı kesilirken öbür taraftan sünneti ekarte etmişler. ‘’Sadece Kur’an bize kafi gelir, kulluğu yaşayabilmek için sadece Kur’an yeter, onun dışında başka kaynağa ihtiyacımız yoktur’’ diyerek sünneti inkar etmişler. Veya; “işte efendim sünnetin intikalinde, sübutunda şüphe vardır, bu yüzden zaman içinde içine yalan yanlış şeyler karışmış bir şeyi delil kabul edemeyiz” diyerek reddetmişler. Peki hedefleri neydi bu adamların? Hedef şu: Eğer Kur’anın beyanı, Kur’anın tamamlayıcısı ve açıklayıcısı olan hadisler ekarte edilirse sonunda Kur’an da çok daha rahat ekarte edilebilir. Veya “Sünnet yani,
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin anlayışı ve uygulaması ekarte edilirse; o zaman Kur’anı salt aklımızla anlayıp dilediğimiz gibi bir müslümanlık yaşama ve Kitab’ı kendi arzu ve heveslerimize göre anlayıp yorumlama imkanını elde ederiz”. Keyiflerine geldiği gibi bir din yaşama, din belirleme konusunda hiçbir kayd-u bend altına girmeme arzularından
kaynaklanıyordu bu iddia. Bugünküler de hemen hemen buna benzer iddialarla ortaya çıkmaktadırlar. Esasen bu iddiaların altında akılcılık, rasyonalizm yatmaktadır. Yani Kur’anı anlamak için yalnızca akıl yeter, bunun dışında ne sünnete, ne de başka bir kaynağa ihtiyaç yoktur iddiası yatmaktadır bir. İkinci olarak da, bu iddianın altında Ashab-ı Kirama karşı güvensizlik ve itimatsızlık yatmaktadır. Zira sünneti Rasülüllah’tan sözlü olarak bize aktaran Ashab-ı Kiram efendilerimizdir. Eğer bu mevzuda, hadislerin bize aktarılması konusunda Ashab-ı kiram efendilerimize herhangi bir itimadsızlık isnad edersek o zaman Kur’an’a da itimad etmemek gerekecektir. Kur’an’dan da şüphe etmemiz gerekecektir. Zira Kur’an’ı yazıp, hıfzedip, toplayan ve bize ulaştıranlar da Ashab-ı kiram efendilerimizdir.

GÖRÜLÜYOR Kİ BU İDDİANIN ALTINDA KUR’AN’I REDDETME SİNSİ PLANI DA YATMAKTADIR. Yani bugün sünnetleri inkar edecekler, bu tuttu mu, yarın da Kur’an hakkındada şüpheler ekecekler. “Kur’an’a da itimad edilmez, çünki hadislere bir sürü yalan yanlış şeyler katanlar elbette Kur’ana da katmışlardır” diyecekler ve dini bitirecekler. İşte üç aşağı beş yukarı dünkülerin de bugünkülerin de demeye çalıştıkları bunlar. Şimdi bu iddianın sahiplerine peygamberin ne olduğunu, peygamberin kim olduğunu, sünnetinin bizim dinimizde, bizim hayatımızda yerinin ne olduğunu anlatmamız gerekecektir. Peygamberin dinde temel odak nokta olduğunu, onsuz dinin olmayacağını, onsuz Müslümanlık olmayacağını, olamayacağını anlatmamız gerekecek. Peygamberin kullukta adım adım takip edilmesi gereken, kendisine tabi olunması gereken bir mukteda bih olduğunu, bir üsve-i hasene olduğunu anlatmamız gerekecek. Peygamberin Kur’an’ın beyan edicisi, Kur’an’ın tamamlayıcısı ve açıklayıcısı olduğunu, sünnetsiz Kur’an’ın anlaşılamaz olduğunu, peygamberin sürekli Allah (Azze ve Celle) kontrolünde bir masum olduğunu ve Rabbımızın kitabında kendisine itaat istediği her bir bölümde aynı zamanda peygamberine de itaat istediğini, bu konuda peygamberle Allah (Azze ve Celle)’ın arasını ayıranların kafir olduklarını, peygambere din belirleme, haram ve helal koyma hakkının verildiğini, anlatmamız gerekecek. Kur’an’da Rabbımızın anlatmadığı pek çok konuyu pek çok konuyu kendisine anlattırarak, Rabbımızın peygamberini dinde nasıl şanlı kıldığını anlatmamız gerekecek.

Ülkücü gençler, Bozkurtlar, Türk milletinin İSTİKBÂL ve İSTİKLÂL ÜMİTLERİ sizlere sesleniyorum; zihinlerinizi çelerek, sizleri Peygamber Efendimizin Hadisleri hakkında şüphelere sevk edip, imanınızı çalmak gayesiyle, üyesi olduğunuz Ülkücü-Milliyetçi sitelere sızmayı başarabilmiş bu gibi maksatlı insanların şeytani ve aldatıcı yazılarına karşı uyanık olmaya çağırıyorum…

TÜRK MİLLETİ, İSLÂMI ASIL KAYNAĞI OLAN EHL-i BEYT’TEN ÖĞRENMİŞ OLDUĞUNDAN, BUGÜN DÜNYADA İSLÂMI EN SIHHATLİ BİR ŞEKİLDE YAŞAYAN, YAŞANMASI İÇİN EMEK SARFEDEN VE GEREKTİĞİNDE ONUN UĞRUNA FEDAY-I CANI İBADET VE ŞEREF BİLEN ASİL-SOYLU VE MUHTAR BİR MİLLETTİR!...


İŞTE BU İMANI ÇALMAK, BİRKAÇ SAPIĞIN HADLERİNE Mİ?


ORHAN KILIÇOĞLU
KAYNAK

Dikkat!Ben asla milliyetçi veya ülkücü de değilim.Sadece ümmet şuurunda olan, sıradan bir müslümanım..
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
De ki; siz Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah yarlığayıcıdır, bağışlayıcıdır.”
Âl-i İmrân sûresi (3), 31

Hadis düşmanları, acaba o peygambere nasıl uyacaklarını izah edebilirler mi acaba?Binlerce yazıklar olsun onlara....

Buradan açık ve net olarak söylüyorum.Hadis düşmanlarının hepsi münafıktırlar.İşte dinde fitne çıkarmak isteyenler bunlardır.

İslam dinini, kolu kanadı kırılmış, tüyleri yolunmuş kuşa benzetmeye çalışıyorlar.Çok dikkatli olmalıyız ve bunların bu bu hadis düşmanlığına asla fırsat vermemeliyiz.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Hadis inkarcılarına soruyorum şu ayet ne manaya gelmektedir?

“İşte o gün yer haberlerini söyler”
[Zelzele sûresi (99), 4]


 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İşte o gün yer haberlerini söyler” [Zelzele sûresi (99), 4] âyetini okudu, sonra: – “Yerin haberlerinin ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. Sahâbe:
– Allah ve Resûlü daha iyi bilir, dediler. Hz.Peygamber:– “Onun haberleri, her erkek ve kadının yeryüzünde neler yaptığına şâhitlik ederek, sen şu günde şöyle yapmıştın, demesidir. İşte yerin haberleri budur” buyurdu. [SUB]Tirmizî, Kıyamet 7 [/SUB]


Açıklamalar

Peygamber Efendimiz, bir çok hadislerinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlam bakımından kapalı olan veya anlaşılması kolay olmayan âyetlerini açıklamış, böylece bizlere yol göstermiş, sünnet ve hadislerin Kur’ân’ın doğru anlaşılmasındaki önemini de ortaya koymuştur.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Yalniz Kuran demek Allah birdir demektir

Hadisleri ayet olarak görmekte Allaha sirk kosmaktir

Allah coktur diyenler dinsiz olmuyorda Allah birdir diyenlermi dinsiz oluyor

Bak cübbeli edip yükseli nasil cileden cikarmis

Hadis uydurup sonrada hadisi inkar eden dinden cikar diyenlerden Allaha siginirim


---)))) ----)))))

Ne bu şiddet bu celal...!!!!

---)))) ---)))))
 

Hakperest

Kıdemli Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
10,170
Tepkime puanı
3,188
Puanları
113
Konum
:::::YerKüre:::::
Allah cc 124 bin peygambere sınırlı sayıda kitap suhuf ve vahiy indirmiştir
bu peygamberler bu kitaplara göre ve sözsüz vahiy ile hareket etmişlerdir
peygamberleri haşa süme haşa bostan korkuluğuna indirgemek küfürdür

eğer din sadece kitap olsaydı Allah cc gökten tek bir kitabı bir kerede indirirdi
din Allah cc , peygamber ve sahabilerin inşa ettiği binaya benzer
harcı tuğlası müşterektir zira ayetlerde sahabeleri bile görüyoruz (Allah cc tan geri bildirim)
bu ayetlerin sebebi nuzulü, bu ayetlere peygamberin tavrı dinin olmazsa olmazlarındadır

dini peygamberlerden ve sahabilerinden ayıranlar olsa olsa din düşmanıdırlar
peygamberi (sav) ve sahabesini (r.a.) aradan çekenler islamla problemlidirler
 

maksut ibrahim

Kıdemli Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5,889
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Allah dedi zaten: Peygamber neyi getirdiyse alın, neyi yasakladıysa bırakın. (Haşr:7)

Hz. aisaya iftira atilinca Peygamberimiz neden iftira demedi de ayet gelmesini bekledi ??

Ayet gelmesini beklemek sünnetmidir farzmidir?

Bizede iftira atilinca BIZDE ayet gelmesini bekleyebilirmiyiz ?
 

maksut ibrahim

Kıdemli Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5,889
Tepkime puanı
139
Puanları
0
Hadis inkarcılarına soruyorum şu ayet ne manaya gelmektedir?

“İşte o gün yer haberlerini söyler”
[Zelzele sûresi (99), 4]




Hadis: Dünya baligin üzerindedir balik kafasini sallayinca deprem olur


Bu hadisi inkar eden nasil ehli sünnet dininden cikar ?
 
Üst