Öncelikle herkesi sükunete davet ediyorum böyle münazara olmaz. Alıntı yapanlara da şaşırıyorum doğrusu, madem konuya vakıf değilsin ne diye alıntılarla konuya müdahil oluyorsun be adam. Demek ki bilmiyorsun ezbercisin, bilmediğin için de kendini ifade edemiyorsun edebilseydin kopyala-yapıştır yapmazdın.
Daha önce burada değişik vesilelerle ifade ettik, bir kez daha söyleyelim;
Kuraniyyunculuk ifrattır hadisi vahiyle eş görme de tefrit. İki uç arasında gidip gelmeyi çok seviyor bu Müslümanlar. Kimse orta yola talip değil halbuki Rabbimiz bizleri sürekli bu aşırı uçlardan sakındırır ve orta yolu/sırat-ı mustakimi tavsiye eder.
Hadis; metinleri anlamları (mana ile) rivayet edilen lafızları ise rivayet edenlerin (ravilerin) ifadelerinden oluşan Allah Resulü'nden geldiği rivayet olunan sözlerdir. Belirli isnad zincirleriyle gerçekten Resul'e kadar ulaşıp ulaşmadığı sıhhat derecelerine göre derecelendirilmiş bilgi aktarımlarıdır.
Sünnet; Hz Peygamber’in izlediği yol, hareket tarzları ve yaşayış halleridir (al-i imran 137, fatır 43). Sünnet sahabelerden ve sonrakilerden Allah Resulü'nün Kuran uygulamalarıdır.
Aradaki farkı anlayın artık.
Kuran anayasadır Peygamberimizin hadis denilen söz ve uygulamaları sünneti yasanın yönetmeliğidir. Yönetmelikler yasayı açıklar dolayısıyla anayasaya aykırı olamazlar. İslam'da kanun hükmünde kararname olmaz. Yani Kuran'a rağmen Kuran'a aykırı hadis olamaz.
Rasulullah (a.s), Kuran'da çatısı kurulmamış, hiçbir şekilde "genel konsepti ana hatlarıyla oluşturulmamış" bir konuda hüküm getirmez. Kardeşler önemli olan Namaz'ın Kuran'da geçiyor olmasıdır. Peygamberimiz Kuran'da sınırları çizilmiş/belirlenmiş hükümlerin ya da konuların detayını açıklar, tafsil eder, uygulanma biçimini detaylandırır, ama bunu"Kuran'ın çizdiği sınırlarının dışına çıkmadan" yapar. Sözgelimi konumuz olan Namaz; Kuran namazı genel anlamıyla ifade eder, sınırları çizip konsepti oluşturur, rükunlarını belirler. Rükun sayısı, okunacaklar, vs Allah'ın elçisi tarafından detaylandırılır.
Velhasıl; Sahih hadisler, Kuran'ın üzerine indiği Peygamberimizin hayatından enstantaneler sunan, bu dinin her zaman faydalanılan ve inkarı mümkün olmayan mirasıdır. Kuran'ı nebevi sünnetten koparamayız. Siyer kitapları, kaynaklar, yüzyıllardır önümüzdedir. Tıpkı Kuran gibi. Bunlara vahiy muamelesi yapmadan, vahy ile karşılaştırarak dikkate almak durumundayız. Başka da bir çıkış görünmüyor.