Rabitanin Sirk Oldugunu Söyleyenlere

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
€G€LI €F€;266659' Alıntı:
Sayın Firsaf


Sayın Sofuoğlu

Lütfen diyorum size, rica ediyorum konuyu birbirimize ve fikirlere saygı göstererek tartışalım..Hakaret ederek kimse biryere varamaz..

Nefse şimdi hakim olamazsak ne zaman oluruz..


hangi fikre saygi gostereceksin egeli can

kime saygi gostereceksin?

alimlere pislik diyenemi?

tasavuffa tarikatlara seyhlere kafir diyenleremi?

gadirilik yapip serefsiz diyenleremi?

kime saygi gostereceksiniz?

bizim literatorumuzde kufre saygi vs gosterilmez

cunku kufur tek milletdir,cikip hala bunlara pirim vermeye devam edin bakalim....

kimseye kisisel bir problemimiz olamaz,nefsimize soylenenleride iltifat olarak kabul ederiz,ama kendini alleme zandeden,ilim ehliyim diyen cahillere, cikipda alimlere dil uzatanlara bizden saygi vs beklemeyin......

siz sayginizi gosterin buyurun......

bu degil ya,inanin bu degil:kahretsin:
 

EGELI EFE

Doçent
Katılım
12 Haz 2006
Mesajlar
1,390
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Konum
İzMiR
alimlere pislik mi dedi..

tasavuffa tarikatlara seyhlere kafir mi dedi..

gadirilik yapip serefsiz mi dedi..

peki senin buna karşı cevabın ne oldu abi..Aynı şekilde karşılık verdin de ne oldu..Eline ne geçti peki..?

Sen ona onun gibi karşılık verirsen, senin ondan ne farkın kalır..

Sordun mu hiç şeyhlere neden kafir diyorsun diye, açıklamasını dinleyip okudun mu yoksa hemen damgalayıp mühürü yerleştirdin mi?

Kanıtlarıyla ona karşı bir çalışma yapsan, belgeleriyle herşeyi ortaya döksen ne yapıcak hala sözünün arkasında mı durcak..Yoksa bunu görüp fikirlerimi değişecek..

İnsanların yanlışları varsa, yanlış yoldalarsa bunlara doğru yolu göstermeye çalışmak yerine, yanlışın üstüne ısrarla gidip düşmanlık havası estiriyoruz..

Hani nerde kaldı bizim İslam anlayışımız..Nerde kaldı bize taş atana, bizim gül atarak karşılık vermemiz..
 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
BIz de soruyoruz:) Firsaf benim yazdiklarima neden cevap vermiyorsunuz?

bakin kacinci kez hatirlattim.

görmüyor musunuz iletileri yoksa

herneyse artik görecegimizi gördük

selametle kalin...
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
€G€LI €F€;266749' Alıntı:
alimlere pislik mi dedi..

tasavuffa tarikatlara seyhlere kafir mi dedi..

gadirilik yapip serefsiz mi dedi..

peki senin buna karşı cevabın ne oldu abi..Aynı şekilde karşılık verdin de ne oldu..Eline ne geçti peki..?

Sen ona onun gibi karşılık verirsen, senin ondan ne farkın kalır..

Sordun mu hiç şeyhlere neden kafir diyorsun diye, açıklamasını dinleyip okudun mu yoksa hemen damgalayıp mühürü yerleştirdin mi?

Kanıtlarıyla ona karşı bir çalışma yapsan, belgeleriyle herşeyi ortaya döksen ne yapıcak hala sözünün arkasında mı durcak..Yoksa bunu görüp fikirlerimi değişecek..

İnsanların yanlışları varsa, yanlış yoldalarsa bunlara doğru yolu göstermeye çalışmak yerine, yanlışın üstüne ısrarla gidip düşmanlık havası estiriyoruz..

Hani nerde kaldı bizim İslam anlayışımız..Nerde kaldı bize taş atana, bizim gül atarak karşılık vermemiz..


sayın egeli burda düzeltme hakkımı kullanmaqk istiyorum


arkadaşımız alimler diyerek genelleme yapmış kulliyen iftira ben gercek alimleri allahın resulünün varisi olarak göremkteyim çunkü resulumun bu konuda hadisi var
bi soramısınız neden genelleme yapı iftira atmakta eger ben alimler pisliktirler demişsem allahın laneti üstüme olsun ama eğer dememişsem bu arkadaşın üstüne olsun diyecem diyemiyorum; zaten allahın laneti iftiracı ve yalancıların üstünedir
bana delil getirsin lütfen

bide tutturmus gadirilik Allah askına bu gadirilik nedir anlayamadım bu gadirilik eğer kadirilik tarikatıysa hiç bir bağım hiç bir ilgim yoktur yine iftira atmış sayılacak bu arkadasımız

beni fosetik çukuruna gönderip ahmak damgası vuran bu arkadasa evet şerefsizlik yapma dedim

dikatinizi çekerim onunla muhattap olmayacağımı bildirdiğim halde beni kafir ilan edip küfür tek millettir diyerek damgalamaya calısıyor
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
BIz de soruyoruz:) Firsaf benim yazdiklarima neden cevap vermiyorsunuz?

bakin kacinci kez hatirlattim.

görmüyor musunuz iletileri yoksa

herneyse artik görecegimizi gördük

selametle kalin...


sayın minhac biraz sabredin şu an görüyorsunuz nelerle uğraşıyorum .araştırıp en kısa zamanda sana cevap verecme inşaallah
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Nerdaaaa.. Egeli abi, keşke gerçek hayat sizin söylediğiniz gibi olsa..

Yığınlarca belge, bilgi, delil getiriliyor ama beylerimiz kendi havalarındalar..

Yanıldığını anlayınca, alimlerin görüşlerini öğrenince sözlerden, suçlamalardan, katı tutumlardan vazgeçmek de bir insaf ve vicdan işi.. İnsana yakışanı..

Alim görüşünün, ilmi naklin bunlar nezdinde zerre kıymeti yok.. Pardon bir iki alimin var, diğerlerini cümle kaldır at... Evliyaullah'ın ise esamesi bile okunmuyor.. Bu Ümmetin veli kulları yok gibi davranıyorlar.. Binlerce alimi kaldır at, faziletine herkeslerin şahid olduğu Büyük Velileri yok say.. İnsanın içi sızlar.. Vicdanı kanar.. Yüreği yangınlara gark olur..

Bu kadar mı köreldiniz beyler?

Şeytandan ve Nefisten nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, sırrını bize de öğretseniz? Zira, Adem AS. ve Havva Validemiz Cennet gibi emin bir mülkte dahi fesadına uğramışlardı.. Yoksa Allah katından elinizde bir sened mi var?

Bu saatten sonra pislik deseler ne olur, demeseler ne olur?
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
€G€LI €F€;266749' Alıntı:
alimlere pislik mi dedi..

tasavuffa tarikatlara seyhlere kafir mi dedi..

gadirilik yapip serefsiz mi dedi..

peki senin buna karşı cevabın ne oldu abi..Aynı şekilde karşılık verdin de ne oldu..Eline ne geçti peki..?

Sen ona onun gibi karşılık verirsen, senin ondan ne farkın kalır..

Sordun mu hiç şeyhlere neden kafir diyorsun diye, açıklamasını dinleyip okudun mu yoksa hemen damgalayıp mühürü yerleştirdin mi?

Kanıtlarıyla ona karşı bir çalışma yapsan, belgeleriyle herşeyi ortaya döksen ne yapıcak hala sözünün arkasında mı durcak..Yoksa bunu görüp fikirlerimi değişecek..

İnsanların yanlışları varsa, yanlış yoldalarsa bunlara doğru yolu göstermeye çalışmak yerine, yanlışın üstüne ısrarla gidip düşmanlık havası estiriyoruz..

Hani nerde kaldı bizim İslam anlayışımız..Nerde kaldı bize taş atana, bizim gül atarak karşılık vermemiz..

egeli yapma be gozum ,boyle nasihatlar olmadi simdi...:lac:

sakin ha yoneticilik vasfina binayen nutuk atmaya kalkismayin,o vakit orda sizede durun deriz

ama sahsi dusunceleriniz olarak algilayalim ve sunlari belirtelim


ya sen burda degilsin ya ben orda degilim

goster bakalim onun alimlere attigi iftira ve tekfirlere karsi biz ne demisiz?ondan asagi kalir yanimiz varmiymis:lac:

yahu siz gercekden bu gibi kisilerin fikirlerinin vs degiseceginimi zandediyorsunuz

kim kimin fikrini degistirmis bugune kadar bu forumlarda,ilmi delilli en ayrintili belgelerine kadar birak beni onu alimlerin yazilari aktarildi,ne degisdi?cevap vermismiyim lafa bak,bunlara ilmi cevap vermek:lac: aha ben vermedim digerleri verdide noldu?

fikrimi degisdi? sor bakalim bakis acisinda ne gibi bir degisiklik var

bu kisi daha once bu forma gelmis neler soylemis,sonra siteden banlanmis,tekrar ayni agiz ve tavirlar ile yine sahnede,cit yok,gul atacakmisiz vay be.....

ama sunu anladiki sizinki biraz laf olsun torba dolsun olmus......

birisi gelip ustada laf atmisdida bakin biri ne demisdi bak nasil guller atmisdi,bakda gor

http://www.ihvan-forum.com/showthread.php?t=11728

hallac mansura,muhiddin arabiye gelince birsey yok,
neyse ya ben ne anlatmaya calisiyomki

devam,devam..........
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı-€G€LI €F€´
alimlere pislik mi dedi..
tasavuffa tarikatlara seyhlere kafir mi dedi..
gadirilik yapip serefsiz mi dedi..
peki senin buna karşı cevabın ne oldu abi..Aynı şekilde karşılık verdin de ne oldu..Eline ne geçti peki..?
Sen ona onun gibi karşılık verirsen, senin ondan ne farkın kalır..
Sordun mu hiç şeyhlere neden kafir diyorsun diye, açıklamasını dinleyip okudun mu yoksa hemen damgalayıp mühürü yerleştirdin mi?
Kanıtlarıyla ona karşı bir çalışma yapsan, belgeleriyle herşeyi ortaya döksen ne yapıcak hala sözünün arkasında mı durcak..Yoksa bunu görüp fikirlerimi değişecek..
İnsanların yanlışları varsa, yanlış yoldalarsa bunlara doğru yolu göstermeye çalışmak yerine, yanlışın üstüne ısrarla gidip düşmanlık havası estiriyoruz..
Hani nerde kaldı bizim İslam anlayışımız..Nerde kaldı bize taş atana, bizim gül atarak karşılık vermemiz..

Sayın admin,
İsterseniz teklif edeceğimiz hakikat cümlelerini muarızımız belki kabul etmez diye en meşhur çiçek aranjmancısından da bir buket çiçek hazırlayalım, firsaf2'ye sunalım ondan sonra "Lütfen bizim söylediğimiz doğruları kabul ediniz ve fakat bunun için de bize ne olur kızmayınız " diyelim !!!
Olur a ! Adamcağız belki o zaman mezhebini değiştirverir de "ehl-i sünneti" kabul eder.
Walla , bizler Türk İnsanıyız, bizler için olmaz / olamaz diye bir şey yoktur.

,Not : Bediüzzamandan müthiş bir vecize :
"AÇ CANAVARLARA MUHABBET BESENİLMEZ, EĞER BESLERSENİZ SİZİ BİR GÜZEL YERLER , ONDAN SONRA DA DİŞLERİNİN KİRASINI İSTERLER.""
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
sayın egeli burda düzeltme hakkımı kullanmaqk istiyorum


arkadaşımız alimler diyerek genelleme yapmış kulliyen iftira ben gercek alimleri allahın resulünün varisi olarak göremkteyim çunkü resulumun bu konuda hadisi var
bi soramısınız neden genelleme yapı iftira atmakta eger ben alimler pisliktirler demişsem allahın laneti üstüme olsun ama eğer dememişsem bu arkadaşın üstüne olsun diyecem diyemiyorum; zaten allahın laneti iftiracı ve yalancıların üstünedir
bana delil getirsin lütfen

bide tutturmus gadirilik Allah askına bu gadirilik nedir anlayamadım bu gadirilik eğer kadirilik tarikatıysa hiç bir bağım hiç bir ilgim yoktur yine iftira atmış sayılacak bu arkadasımız

beni fosetik çukuruna gönderip ahmak damgası vuran bu arkadasa evet şerefsizlik yapma dedim

dikatinizi çekerim onunla muhattap olmayacağımı bildirdiğim halde beni kafir ilan edip küfür tek millettir diyerek damgalamaya calısıyor

iftira imis:)

hakiki alimlere laf atmamismis(kimmis bu hakiki alimler),hallac mansura ibn arabiye kufur istinad eden sen degilmisin

pisi temizinden ayırma kabiletiniz yok sapla samanı karıştırmayın birisi allaha küfürden ceza yedi birisi çekilememezlikten ve tavizsizlikten

bu soz kim icin soyledin,konu neydi,konu hallac ve ibn teymiyyenin seriat ile yargilanmasi degilmiydi, burda pis kim soruyoruz sana? pis ile temizi ayirt edemeyenler derken pis kim oluyor

alimlere pis diyenler elbetdeki foseftik cukurunda olanlardir,kendi pisligini goremeyip Allah(c.c) dostlarina dil uzatanlara bu sozu soylemekde ne gibi bir gariplik var,sen o sozunle bu sozu hakettin aslanim

gadiriligin ne oldugunu bilmeyecek kadar cahil insanlarla neyi tartisiyoruzki,birde cikmis kendini ilim ehli ilan ediyor la havle:) iftiraymis

adam once googlede bir gadirilik yazar ne oldugunu ogrenir sonra cikar laf ebeligi yapar,bunudami biz ogretecez size...

muhattab olmayacakmis,bak sen.........
 

EGELI EFE

Doçent
Katılım
12 Haz 2006
Mesajlar
1,390
Tepkime puanı
122
Puanları
0
Konum
İzMiR
Estagfurullah size nasihat verecek seviyede birisi değilim abi..

Bunlar benim düşümcelerim, unutulmamalı ki bende bir üyeyim her yazımı yöneticilik vasfı altında yazmıyorum..

demişimki yazımda

Kanıtlarıyla ona karşı bir çalışma yapsan, belgeleriyle herşeyi ortaya döksen ne yapıcak hala sözünün arkasında mı durcak..Yoksa bunu görüp fikirlerimi değişecek..

değişmezse yöneticilik vasfıyla gereğini yaparız evelallah..

bakın kendisi açıklamasında demiş ki..

arkadaşımız alimler diyerek genelleme yapmış kulliyen iftira ben gercek alimleri allahın resulünün varisi olarak göremkteyim çunkü resulumun bu konuda hadisi var

en azından Allahın veli kullarına iftira edecek kadar zavallı değildir diye düşünüyorum..
 

Sofuoglu

Ordinaryus
Katılım
29 Tem 2006
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
254
Puanları
83
€G€LI €F€;266831' Alıntı:



en azından Allahın veli kullarına iftira edecek kadar zavallı değildir diye düşünüyorum..

canim kardesim,bir sorsana ona Allah(c.c) in gercek veli kullari kimmis?

benle muhattab olmuyor,sen bir sor,

ve ona deki,arabi,hallac bunlar kimdir,Allah(c.c)in sahte velilerimidir

alimler diyerek genelleme yapmissiz biz ,yani o kendince gercek alimlere laf atmiyor ama,sahte alimlere atiyor oylemi,birde cikiyor nerde alimlere pislik demisim diyor,
bak sen suna
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Evet firsaf, bu gerçek alimleri bir sıralasana, bekliyorum.. Bir de Allah'ın veli kullarından kimler gelmiş kimler geçmiş.. Bir sırala da görüverelim..

Bir zaman, ismi bende mahfuz bir forumcu zat var idi.. Derdi ki "biz alimlere saygılıyız, filan alim gerçekten muteber kimsedir".. Aradan bir kaç gün geçmeden o alimin aşikar bildirdiklerine zıt fikirler ile ortaya çıkardı.. Nasıl saygılıysa, nasıl muteber ise.. Hadi, muteber dediğin zatın görüşlerine katılmıyorsun, (demokrasi var ya artık :D ), tamamdır, hakkın görelim; bari adam, bir kenarda not olarak ver, de ki filan alim böyle söylemiş ama ben buna katılmıyorum de.. Ben söylediğine inanmıyorum, gerçek olarak görmüyorum de..

Ben filan Mezhepten değilim de derdi.. Ama bakardınız iki saat sonra o mezhebin kavramlarına, söylemlerine sıkı sıkıya fanatikçe sarılıvermiş..

İnsan ne olursa olsun, neyi savunuyor olursa olsun dürüst olacak.. Sadık olacak.. Sözüne güvenilir olacak..

Evet, firsaf listeni mutlaka bekliyorum.. Takipçisi olacağımı da bildireyim ki ona göre yazasın..
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
Hirahos, kardeşim. Allah'ın veli kulu Allah'a savaş ilan etmemiş her mümindir. Biz böyle iman ederiz. Bu veli kullar içinde zahidane yaşantılarıyla Resul'ün yoluna uyanlar da var elbette. Ama şeriatın zahirine aykırı hareket eden her kimse onda sekr var bilmem ne var diye denilmez. Biz bu kavramları tanımıyoruz. Kaldı ki sizin sekr halinde söyledi dediğiniz şeyleri Hallac sekrden kurtulunca da düzeltmemiş tevbe etmemiştir söylediğinden. Hallac zeki bir adam ! Karmati düşüncelerini yaymak için kaknus gibi kendi küllerinden yeniden doğacağını biliyordu. Çünkü insan mazlum görünüşlülere acır fıtraten.

İbn Arabi sekr dediğiniz halde söylediklerini asla ve kat'a tevil'e dahi yanaşmamıştır. İbn Arabi üzerine çalışma yapanların söylediği budur benim bildiğim.

Şimdi size nasıl liste verilebilir. Menüden yemek mi seçiyoruz ki de şu şu diyebiliriz. Eğer takva dairesinde yaşıyorsanız (günahlardan kaçınarak yaşıyorsanız) siz de velisiniz, yok bu takva dairesine zühd hayatını ilave etmiş iseniz o zaman zahidsinizdir.

İlla bir evliya panteonu oluşturma çabası da neden?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alımntı- KuTeYBe
Allah'ın veli kulu Allah'a savaş ilan etmemiş her mümindir
Eğer takva dairesinde yaşıyorsanız (günahlardan kaçınarak yaşıyorsanız) siz de velisiniz, yok bu takva dairesine zühd hayatını ilave etmiş iseniz o zaman zahidsinizdir. evliya panteonu ?????????????????????????????

Allâme beyimiz önce her mümin veli midir ? sorusuna olumlu cevap vermek mümklün değildir. çünkü fasıklardan muttakilere, salihlere, erbablara ve sabıkunlara ve mürşidunlara kadar bütün makamat müminler için vardır. Dünyaya ne kadar mümin ve müslüman gelmise o kadar makamat var demektir. Hiç kimsenin makamı bir diğerinin ki ile bir olamaz. Keza sahabilerin dahi birbirleri ile makamları farklı-farklıdır. Bir Ebu Bekir Sıddık'ın makamı ile sıradan bir sahabi bir değildir. Veliliğin herkesi kapsamadığı veya kapsayamayacağı bugün çocuklar tarafından dahi bilinir.
Pes,Ondan sonra "panteon" kelimesini burada sanırım fazlaca bilen yoktur. Bu kelimenin "ayrıcalıklı ve kutsanmış" manâsına geldiğini bildirelim. Velilerin böyle bir iddiaları da yoktur, özellikleri de yoktur. Bilâkis onlar insanların en mütevazileridir. Ama, siz onlarla hiç karşılaşmadığınız için onları kutsanmış veya panteon zannediyorsunuz.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
"Allah'ın velilerine korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir.. Onlar takvaya erip kurtulmuş olanlardır.. Dünyada da ahirette de onlara müjde vardır.. Allah'ın sözlerinde asla bir değişiklik bulamazsın"

Bunlar, Yunus Suresinden Ayet-i Kerimeler..

Allah'a savaş nasıl ilan edilir, kimler savaş ilan etmişlerdir, bunun sorgulamasını geçiyorum..

Madem Allah'a savaş ilan etmemiş herkes Veli, bu ayetleri bu görüşünüz ışığında bir tefsir edin de istifade edelim..

Tefsir sonuna eklemenizi rica edeceğim, siz kendinizi velilerden görüyor musunuz? Öyleyse siz de Cennet ile müjdelenmişsiniz demek mi oluyor? Zira, Ayet-i Kerime'de Velilerin kurtulmuş olduğuna dair açık bir emir, açık bir müjde vardır.. Kurtulmuş olmak demek, bir anlamda Cennet ile müjdelenmiş demektir.. Zira, kurtulanlar ahirette Cennet'te olacaklar..

Buyrun bekliyorum..

Madem, araya girdiniz, itibar ettiğiniz alim listesini sizden de rica edelim en son..


İlla bir evliya panteonu oluşturma çabası da neden?

Yukardaki Ayet-i Kerimeden sonra bu cümleni o mesajından çıkaracağını ümid ediyorum.. Yeri geldiğinde biz Kur'an'a öncelikle bakarız diyorsunuz ama, Kur'an'da bizlere bildirilenlere de panteon yakıştırmasını kolayca yapabiliyorsunuz.. Bu ne perhiz, bu ne lahana..
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
Kur'an çağlar üstü bir çağrı değil mi? Kur'andaki veli kavramı henüz ıstılahi anlamda veli kavramı doğmadan önce nasıl anlaşılıyordu acaba?

Bakalım :

Senedleri Taberi'de yer alan Said b. Cübeyr'den rivayet edilen Resulullah'a evliyaullahın kimler olduğu sorulduğunda ; "Onlar öyle kimselerdir ki görüldükleri zaman zikrolunur yad olunur(hatırlanır) -İbn Mace, Zühd,4- Ancak Allah için Allah da sevmek ile birbirlerine sevgi ve dostluk gösterirler. -Ebu Davud,Sünnet,2- Allah uğrunda birbirini seven kimseler -Müslim,Birr,38- Tirmizi,Zühd 53,Ahmed,Müsned II,237-238,338,370,533,535. III 87 IV 128,386

Bu hadislerle birlikte hemen ayetin devamı aslında bunların kimler olduğunu açıklıyor: Onlar iman edenler ve muttaki olanlar.


Allahın dostları, Allahın Resulu'ne (Aleyhisselatu vesselam) uyan, farz ve sünnetlerde ölçüyü aşmayanlardır. Onlardır Yüce Allah'ın emirlerini gözetip farzları yerine getirenler, Resulü'nün sünnetine uyanlar. Onlar Allah'a kulluk konusunda hiç bir kınayıcının kınamasına aldırmazlar, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad ederler.Dünyanın zahidleridir onlar. Onlar ahirete düşkün kimselerdir. Onlar Allah için sevenler ve Allah için buğzedenlerdir. Onların gözünde dünya basit ve geçiçi bir şeydir. Onlara göre ahiret ise kutsal bir mirastır.Onlar Allah'ın hükmü en yüce olsun diye candan ve canandan geçen erlerdir.

Şimdi Allah'ın Kur'an'da insanlara sunduğu -sizi bana ibadet edesiniz diye yarattım, dünya hayatı oyun ve eğlence yeridir- bütün mü'minlere şamil değil midir? O halde Allah'ın yasaklarından sakınan her insan velidir. Zaten ciddi anlamda sakınıldığında yukarıda sayılanlar oluşmayacak mıdır?

Yukarıdaki sözlerimizden ıstılahi anlamda evliya kavramını reddetmediğimiz ilk cümlenin hemen akabinde söylemişiz .

Ama ısrarla sizin için hangi alimler sözü doğru bir soru mu? Yanlış bir soruya doğru cevap vermeye de kalksanız ne kadar başarılı olursunuz ki?

İlla bir evliya panteonu oluşturma çabası da neden?
Yukardaki Ayet-i Kerimeden sonra bu cümleni o mesajından çıkaracağını ümid ediyorum.. Yeri geldiğinde biz Kur'an'a öncelikle bakarız diyorsunuz ama, Kur'an'da bizlere bildirilenlere de panteon yakıştırmasını kolayca yapabiliyorsunuz.. Bu ne perhiz, bu ne lahana..


cenk11 kardeşime, sözcüklerin bir sözlük kullanımları vardır, ıstılahi anlamda bir de işlek kullanımları. Panteonu evliya katmanı(hiyerarşi) olarak kullanmıştım.

Hirahos güzel kardeşim,
Buna biz ehil değiliz. Velev ki bu insanlar öyle olsa bile bu insanlar cennete girecek diyebilir miyiz? Hadis var bu konuda. Kimse için şu cennete gitti demeyin mealinde. Bunlar zahidce yaşadılar deriz örneğin. Ahmed Faruk için adı Büyük kendi küçücük olan Hint şahına karşı dik duruşundan dolayı yıllar sonrasından Allah razı olsun deriz.




hirahos' Alıntı:
Madem, araya girdiniz, itibar ettiğiniz alim listesini sizden de rica edelim en son..


Girmemeli miydim kardeşim. Hirahos biz kardeşlerimizin ellerini kolay kolay birakmayız, onlar anlamak için bir cehd göstermeseler de.

İtibar ettiğimiz alim listesi mi? Hirahos senedleri sağlam her aktarım bizim için itibardır. Ama bize kalkıp da yapılan bir yanlışı savunuyor ve biz enelhak sözünden beriyiz diyemiyorsanız ne diyebilirim ki?


Bazen aklıma kim geliyor bilir misin hirahos padualı antuan ve assisli francesko:) Özellikle sonuncunun vizyonları ile İbn Arabi vizyonlarını çok benzetirim. Gerçi siz şimdi buna da çok kızacaksınız ama olsun.

[/quote=Sofuoğlu]birisi gelip ustada laf atmisdida bakin biri ne demisdi bak nasil guller atmisdi,bakda gor

hallac mansura,muhiddin arabiye gelince birsey yok,
neyse ya ben ne anlatmaya calisiyomki[/quote]


Şeyh bütünlüğü sağlayın bence. Yoksa şeyhler arasında bir kategorizasyon mu var.:)




 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Seyh Ahmed Er-Rifai el-Huseyni'nin bir kitabini satin almistim.

Sufilere atilan iftiralara karsi reddiye diye.

Basta ibni Arabi müdafaasi geliyor, sonra Ebu Yezid el-Bestami...

Kitabi elde etmek isteyenler icin:

ISBN 995320344-X
Yayimevi Dar'ul-Mesari

Not: Aslinda kitabin ismi El-Kavaidu'Ş-şeriyye fi reddi ala meniftera alassufiyye.
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Kendim fikir beyanı yapmadan, ilmi bir kaynaktan alıntı yapıyorum... Bir kere vicdanı olan, Allah herşeye kadirdir diyen insan, ben acizim herkes üstün diyebilecek kibirden arınmışlığı olan insan öyle atıp tutamaz... Biryerlerde okusa, görse dahi yazmaya utanır, haya eder, irkilir, "acaba" der, çekinir!!!!!


Evliyaya dil uzatmak
Sual: İbni Arabi hazretlerine dil uzatılıyor. Evliyaya dil uzatmak caiz midir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani
hazretleri, Mektubat’da buyuruyor ki:
(Büyüklerimizin beğendiği, büyük bildiği Muhyiddin-i Arabinin, birçok sözlerinin ehl-i sünnete uymaması, şaşılacak şeydir. Hataları keşfinde, kalbde doğan bilgilerde olduğu için, ictihaddaki hatalar gibi bir şey söylenemez. Onu büyük bilir ve severim. Ehl-i sünnete uymayan yazılarını yanlış ve zararlı bilirim.

Onun hakkında konuşanlardan bir kısmı haddi aşıyor, bir kısmı büsbütün mahrum kalıyor. Evliyanın büyüklerinden olan M.Arabi hazretleri, keşflerindeki hatalardan dolayı büsbütün reddedilemez. Onun vahdet-i vücud bilgisi, görünüşte, ehl-i sünnet itikadına uymuyor ise de, uydurulması kolaydır. Aradaki farkın, yalnız sözde ve kelimelerde olduğunu gösterdim.)
[m.266]

(Kıyas ve ictihad, dinin 4 temelinden birisidir. Evliyanın ilhamları böyle değildir. Bunlara uymaya emrolunmadık. İlham, yalnız sahibi için delildir, başkaları için senet değildir. Tasavvufçuların, ehl-i sünnete uygun olmayan sözlerine uyulmaz. Fakat, onlara iyi gözle bakarak dil uzatmamalı, şuursuz sözlerinden saymalıdır!)
[m.272]

(Şeyh-i ekberi [yani İbni Arabiyi] caiz olmayan bazı bilgileri ile, yine makbuller arasında görüyorum. Evliya arasında bulunuyor. Onu reddeden, beğenmeyen tehlikededir.)
[c.3, m.77]

İmam-ı Süyuti
hazretleri Tenbih-ul-gabi kitabında İbni Arabi hazretlerinin büyüklüğünü vesikalarla ispat etmektedir.

Ebüssüud efendi hazretleri de ona dil uzatılamıyacağına dair fetva vermiştir.

Abdülgani Nablüsi
hazretleri, İbni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduğunu, bunların başında İbni Teymiye’nin geldiğini bildirmektedir. (Hadika)

Evliya ile eşkıya kıyas edilmez


Sual: İbni Teymiyeciler, “Felsefecilerin nasslarla çatışan akli delilleri onları tekfirden kurtarmadığı halde, tasavvuf ehlinin nasslarla çatışan keşifleri onları nasıl küfürden kurtarabiliyor” diyerek İbni Arabi hazretleri gibi bazı evliyayı tekfire yelteniyorlar.
Bu mukayese doğru olur mu?
CEVAP
Doğru olmaz. Mukayesenin doğru olması için müşterek benzerliklerin olması lazımdır. Dost ile düşman, mukayese edilmez. Mesela, Allahü teâlâ kâfirler için ölü buyuruyor. Kâfir ile mümin yani ölü ile diri mukayese edilir mi? Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kâfirler, sağır, dilsiz, kör oldukları için doğru yola gelmezler.) [Bekara 18]

(Körle gören
[kâfir ile mümin] karanlıkla aydınlık [Bâtıl ile hak], gölge ile sıcak [Cennetle Cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir olmaz.) [Fatır 19]

Yunan felsefecileri kâfirdir, tasavvuf ehli ise Allahü teâlânın dostu, evliyasıdır. Evliya ile kâfir hiç mukayese edilir mi? Firavun da, "Ben tanrıyım" dedi, Hallac-ı Mansur hazretleri de. Biri kâfirdi biri müslüman. Müslümanınkini tevil etmek gerekir. Namaz kılan ve dinin her emrini yerine getiren bir müslüman bir şey söylemişse, bunun tevilini aramak gerekir.

Yunan felsefecileri, (Kâinat, Allah gibi, ezeli ve ebedidir, Allah cüzi olan şeyleri bilmez, cismani, bedeni bir haşr yoktur) gibi birçok düşünceleri yüzünden kâfir oluyorlar. İslam filozofu denilen kimseler de, böyle düşünüyorsa, onlar da aynı hükme girer. İmam-ı Gazali hazretleri, böyle düşünen din adamlarının da aynı hükme girdiğini (El münkız), (Tehafüt) ve (İlcam)da bildiriyor. Kâinatı ezeli ve ebedi bilen felsefecilerin küfre düştüklerini bildirdikleri için imam-ı Gazali ve imam-ı Rabbani hazretleri gibi Resulullahın vârisleri olan büyük âlimlere felsefeciler tarafından dil uzatılıyor. İbni Rüşd, felsefecileri savunmak için imam-ı Gazali hazretlerini tenkit eden bir kitap bile yazmıştır. Felsefeci ve İbni Teymiyeci bir genç, (El-Gazzalinin uydurma hadisler üzerine bina ettiği bütün hükümler sapıklıktır, bu bakımdan onun eserlerini okuyan sapıtır) demişti.

İmam-ı Gazali hazretlerini sevmeyenlerin daha çok felsefeciler ile İbni Teymiyeciler olduğu görülmektedir. Ne maksatla olursa olsun, o büyük zatı kötülemek asla caiz değildir. Çünkü büyük âlim İbni Hacer-i Mekki hazretleri, (İmam-ı Gazalinin yazılarında kusur bulan, ya hasetçidir veya zındıktır) buyuruyor. (El- i’lam bi-kavâti’il-islam)

İbni Abidin
hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Gazali, zamanının hüccet-ül-İslamı ve âlimlerin en üstünü idi. Ona dil uzatan kimse, cahillerin en cahili, fasıkların en kötüsüdür. (El-Ukud-üd-dürriyye)

Kâtip Çelebi
de diyor ki:
Bütün din kitapları yok olsa, İmam-ı Gazalinin kitapları, bu boşluğu doldurabilir, hatta onun İhya kitabı bile kâfi gelir

Seyyid Abdülhakim efendi
hazretleri de, (İmam-ı Gazali’nin İhya kitabı, bütün âlimlerce doğru ve yüksektir. Bir gayrı müslim, severek yapraklarını çevirirse, Müslüman olmakla şereflenir) buyuruyor.

Tefsir, hadis, fıkıh, tarih, ahlak ve tıb hakkında üç yüzden fazla eseri olan İmam-ı Süyuti hazretleri Tenbih-ul-gabikitabında İbni Arabi’nin büyüklüğünü vesikalarla ispat etmektedir. Cinlere de fetva veren Ebüssüud efendi İbni Arabiye dil uzatılamaz diye fetva vermiştir. Fıkıh, tefsir, hadis ve tasavvufta çok derin âlim olan Abdülgani Nablüsi hazretleri, İbni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduğunu, bunların başında İbni Teymiye’nin geldiğini bildirmektedir. (Hadika)

Tefsir, fıkıh, tasavvuf, tarih, nahv ve tıb üzerinde çok kitap yazan, ârifibillah ve kutb-i zaman olan imam-ı Şarani hazretleri buyurur ki:
İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya dil uzatır. Böyle kitapları okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır. İbni Teymiye ve onun yolunda giden sapıklar, İbni Arabi hazretlerine kâfir demişlerse de, âlimler, arifler onun büyük bir veli olduğunu bildirmiştir.
(Kibrit-i Ahmer, El-yevakit, Tabakat)

Evliya düşmanlığı

Sual: Ekteki makalede, tasavvufa, tarihteki hak tarikatlara saldırılıyor, şefaat inkâr ediliyor. Osmanlıların İslamiyet’i iyi anlayamadığı, bu yüzden Osmanlıyı müslümanların yıktığı bildiriliyor. Bir cevap verir misiniz?
CEVAP
Her makaleye cevap vermeye kalkarsak, esas konuları yazmaya sıra gelmez.
1- Osmanlıyı yıkan ittihatçılardır. Bir savaşta müslümanlar yenilse, kâfirler camileri yıksa, müslümanlar camileri yıktı denir mi? Osmanlılar, yıkılışa mani olamamışlardır. Onların ihmalleri varsa da, yıkan onlar değildir. Kusurlu olanı bizzat fail gibi göstermek doğru değildir. (Osmanlılar İslamiyet’i bilmiyordu) demesi de çok çirkindir. Osmanlı İslamiyet’i bilmiyorsa, o yazar nereden biliyor? Ceddini inkâr eden haramzadedir.

2-
Şevahid-ün-nübüvve kitabında, (Evliyanın kerameti, Peygamberlerin mucizelerinin devamıdır. Bunun için evliyadan hasıl olan kerametler de Peygamber efendimizin mucizesidir) buyuruluyor.

Abdülgani Nablüsi hazretleri, Hadika’da (Evliyayı inkâr etmek, dinin herhangi bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür. Allahü teâlâ, Peygamberlerini ve evliyasını başkalarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet ve mucize gibi harikaları bu zatlara ihsan etmiştir. Maruf-i Kerhi hazretleri, talebelerine, "Dua ederken beni vasıta edin! Çünkü evliya, Resulullahın vârisidir. Vâris olan, vârisi olduğu zatın bütün üstünlüklerine kavuşur) buyuruyor. Fakat nasipsiz yazarın, (Evliya, havada uçsa, denizde yürüse ne yazar? Sanat ve kültürü yoksa ne kıymeti vardır?) demesi çok tuhaftır. Evliya havada uçabiliyorsa, elbette Allah onu çok seviyor demektir. Elbette onun kültürü var demektir. İlimsiz, cahil kimseden evliya olur mu? Evliya, Allah dostu demektir. Allah dostunu ancak kendini beğenmiş ahmaklar, basite indirebilir.

3- Yazar, (Evliya emrettiği için ben yaptım demek çok yanlıştır. Yapılan şey Kur'ana, sünnete uygun olmalıdır) diyor. Yani, (Evliya, Kur'ana, sünnete aykırı emir verir) diyor. Evliyanın sözünü, Kur'ana aykırı değilse yapacakmışız. Evliya o sözün Kur'ana aykırı olduğunu bilmiyorsa, sen nereden bileceksin ey ahmak? Evliya, gerçekten evliya ise, elbette Kur'an-ı kerime, sünnet-i seniyyeye aykırı konuşmaz. Ahmak, evliya ile evliya taslaklarını aynı zannediyor.

4- Nasipsiz yazar, (Allah izin vermeden hiç kimse, hiç kimseye şefaat edemez) âyet-i kerimesini delil göstererek, Peygamberlerin, âlimlerin, evliyanın, şehidlerin şefaatlerini inkâr ediyor. Elbette ancak Allah’ın izni ile şefaat edileceğini bütün İslam âlimleri bildiriyor. Elbette Onun izni olmadan sinek kanadını oynatamaz. Şefaat de Onun izniyle olacaktır. Şefaati inkâr eden ehl-i sünnet olamaz.

5- Allahü teâlâ, (Bana yaklaşmak için, vesile arayınız!) buyuruyor. (Maide 35)
Fakat nasipsiz yazar, (Mürid, vesileyi, aracıyı bırakıp doğrudan doğruya Allah’a bağlanmalı) diyor. Allahü teâlânın emrine mi, yoksa nasipsiz yazarın sözüne mi uyalım?

Yazar, (Hz.İsa’yı, Hz.Ali’yi çok sevip küfre düşüldüğü gibi, Peygamberi, mürşidi çok sevip aynı akıbete maruz kalmamalı) diyor. Halbuki imanın temeli, Allah’ı, Peygamberi ve Allah dostlarını çok sevmek ve Allah düşmanlarını sevmemektir. Müslümanın, Resulullahı çok sevmesi gerekir. Çünkü Buhari’deki hadis-i şerifte, (Beni ana-babasından, evladından ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz) buyuruldu. Hıristiyanlar gibi, bir insana ilah demek onu sevmek midir? Bir kimse, hâşâ Peygamber efendimize ilah dese sevmiş mi olur?

(Bir evliya yerine, doğruca Resulullaha rabıta etmek gerekmez mi?) diyen ahmaklara da rastlanmaktadır. Resulullahın mübarek ruhuna bağlanmak elbette büyük nimettir. Fakat bir veliyi veya kitaplarını bulup, buna rabıta yapmak, Resulullahın mübarek ruhuna bağlanmak içindir. Bir insan, hiç görmediği kimsenin şeklini yalnız işitmekle, onu tanımış olmaz. Bunun için, Resulullaha rabıta yapılmaz. Çünkü, başkasının Resulullah olduğuna inanmak küfür olur. Evliyayı düşünmekte, bu tehlike yoktur. Bir veliyi düşünen, onun mübarek kalbinde Resulullahın mübarek kalbini görür. Böylece, Resulullahı yâd etmiş olur. (Evliya bir gözlük gibidir, Resulullaha bu gözlük ile bakılır) buyurulmaktadır.

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
(Her müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır. Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır. Allahü teâlâ, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi. Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı.)
[Eyyühel-veled]

Veli, Resulullahı iyi tanıdığı için, Onun mübarek kalbinden feyz alır ve bu feyzler, bunun kalbinden, kendisine bağlananların kalblerine akar. Feyz gelen kalb temizlenir. Ahlakı güzel olur.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Velinin kalbindeki feyzler, nurlar, güneşin ziyası gibi yayılır. Onu seven müslümanların kalblerine akar. Onların bu feyzleri aldıklarından haberleri olmaz. Kalblerinin temizlendiğini anlarlar. Karpuzun güneş karşısında olgunlaştığı gibi, kemale gelirler. Eshab-ı kiram, Resulullahın sohbetinde, böyle kemale geldi.) [M.260]

 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Evet, sayın Kuteybe, yazınızın bir kısmı çok güzel.. Evliyaullah'ı tarifte etraflı bir başarı göstermişsiniz ancak, sonunu bağlayamamışsınız.. Tefsir denemenizin tatmin edici olmadığını da üzülerek bildirmeliyim..

Etraflı dedim ama tam değil, şüphesiz eksik de olmuş.. Yani vasatı geçmişsiniz, o anlamda etraflı..

Eksikliği şurda, bu Ayet-i Kerimenin Tefsirlerine baktığımızda, sizin bahsettiğiniz Hadis-i Şerifin yanında bir de şu Hadis-i Şerif nakledilir:

"Onlar ne peygamberdir ne şehiddir, böyle olmadıkları halde Peygamberler ve Şehidler mahşerde onlara gıpta ile bakacaklar, onlar nurdan tahtlar üzerinde otururlar, yüzleri nurdur.." diye devam ediyor..

Şimdi sizin Veli tanımlamanızın nihayetine bakalım:

"O halde Allah'ın yasaklarından sakınan her insan velidir."

Bunu bir tahlile tabi tutalım:

Her Müslümanın kendisine verilen hidayet nuruna tabi olduğunu var sayarsak, yasaklardan sakınan herkes bu tanıma giriyor.. Tanımın maksadı da budur..

Mesela ben, ömrümün bir kısmında yasaklardan kaçınsam.. Takva kıvamında ileri derecede sakınsam, ben Allah'ın Velisi olur muyum? Evet, sizin tanımınıza göre öyle.. Peki, sonra beşeriyetime yenildim.. Yasaklardan kaçınamaz oldum, veliler sınıfından uzaklaşır mıyım? Tanıma bakarsanız evet..

Bakınız, Allah'ın velileriyle ilgili Ayette ne diyordu:

"Allah'ın velilerine korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır"

E ben bir vakit gelip dünyaya kapılma ihtimalim varsa ki normal her insan için bu ihtimal elbette mevcut, dünyaya kapılıp Veliler sınıfından uzak olma korkusu da duymam gerekecektir.. Çünkü, yasaklardan kaçtım, bunu bir süre sürdürdüm, dolayısıyla tarifinizdeki bütün hususiyetleri de elde ettim, Velilerden oldum; bir vakit nefsime yenileceğimi de hatırımdan uzak tutmamam, bunun endişesini, üzüntüsünü, korkusunu da duymam aklen lazımdır.. Lazımsa, hani "Velilere" korku mahzunluk yoktu? Haşa, Allah, Velilerini yani dostlarını vasfederken kendi halkiyeti gerçeğine aykırı bir ifadede mi bulunmuş olmaktadır? Haşa..

Bir vakit gelip ihtimalen Allah'ın Veliliğinden uzaklaşacaksam, nerde kaldı peki Allah'ın sözlerinde değişiklik olmaması.. Hani ben kurtulmuştum? Allah sözünden, vaadinden döner mi? Haşa..

Kısası şu: Ben Veli oldu isem neden, tekrar yasakları işleyebileceğim ihtimali bende mevcut oluyor; Allah'ın verdiği tebşirden istifade edemiyor, muhafaza olunmuyorum? Yok yasaklardan kaçınmakla veli olmadı isem, Veli olanlar kimlerdir?

Eğer, sözünüzü, bütün mükellefiyet hayatı boyunca yasaklardan kaçınmak olarak alırsanız bu da gerçekçi değildir.. Bu durum, bir kere bir dereceye ulaşmış herkesin ömür boyunca yasaklara riayet edeceği kabulüdür ki bu da aklen mümkün değildir.. Günahsız Müslüman olmaz.. Günahsız olanlar sadece Melekler, Peygamberlerdir.. Bunu gözlemek de zor değildir.. Zira beşeriyet icabı Peygamberler gibi korunmuş, Veliler gibi mahafaza edilmiş çok azınlık kimseler hariç her Müslüman nefsine yenilebilir, dünyaya kapılabilir Allah'ın yasaklarını da çiğneyebilir.. O yüzden, tevbe emredilmiş, o yüzden Allah'ın merhametine vurgular yapılmış, o yüzden Allah azabıyla Müslümanları da korkutmuştur.. Bütün bunlar genel insan tabiatının yasakları çiğneyebileceği hakikatinden dolayıdır.. Tanımınızdaki "herkes" kelimesi bu nazarla boşlukta kalmakta, içeriği de boşalmaktadır..

Demek ki tanımlamanız, Velileri tarif etmek için isabetli ve yeterli değil..

Bir de sizin vermeyip de benim verdiğim Hadis ile olaya bakalım:

Yasaklardan kaçınan her Müslümana, Peygamberler ve Şehidler neden gıpta etsinler ki? Hem şehidlerin yasaklardan kaçınmadıkları ne malumdur? Onlar şehid olmadan önce yasaklardan kaçındılarsa onlar da Veli olmamışlar mıdır? Oldularsa bu gıpta neden? Niye kendileri, o nurdan tahtlar üzerinde değiller..

Yani neresinden ele alırsanız alınız, akli bir tanımlama ve isabetli bir çıkarım değildir..

Bu tahillerimizde ortaya koyduğumuz, gizli bir tespit var:

Demek ki Veliler sınıfı Şehidlerin dahi üstünde bir mevkiye, bir değere, bir yere sahipler.. Şehidlik ise, size de malum olduğu vech ile, tevatüren genel Müslümanların ulaşabilmesi için övülmüş, hedef gösterilmiş bir mevkidir.. Onların fazileti için yasaklardan kaçınan Müslümanlar dahil herkes özendirilmiştir.. Şehidlik hakikaten çok çok çok üstün ve herkese nasip olmayan bir derece..

Sonuçta, ıstılahi anlamında Yunus 62 ve devamında özel ve üstün bir sınıfın tarif edildiği açığa çıkmış oluyor.. Siz ise Istılahi anlamından çıkarak bu özel sınıfı, genelleştirmeye çalışmış oluyorsunuz.. Bu kabul edilebilir bir tefsir değildir..

Nitekim, Ayet-i Kerimenin alimlerce yapılmış tefsirlerine baktığımızda tüm Müslümanlar içinde çok özel ve muhafaza altına alınmış bir sınıfın Ayetçe haber verildiğine ilişkin yorumlar fazladır.. Hatta denilmiştir: "Bu ayete göre Veliler, Peygamberler gibi masum olmasalar da, herkesten farklı olarak Allah tarafından mahfuzdurlar".. Bu Ayetlerin Tefsirleri konusunun ayrıntıları için aşağıdaki linkin ilk 5 mesajına bakınız:

http://www.ihvan-forum.com/showthread.php?t=15927

Diğer yerde:

Panteonu bir kademelenme olarak anlarsak, sizin itirazınız yine Allah’ın muradına aykırıdır.. Çünkü Allah buyurmuştur:

Allah, dilediğini seçer ve kendine yükseltir

"Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir."

"Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz"

"Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır"

"Sizi yeryüzünün halifeleri kılan, size verdiği (nimetler) hususunda sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O’dur."

"İşte onlar gerçek Mü’minlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. "

"Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz. Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır."

Bu Allah’ın fazlındandır, onu dilediğine verir

Bunlar hep Ayet-i Kerime mealleridir..

Demek derecelenme Allah’ın muradı, sünnetullah.. Beşeri sistemlerin eşitlik prensibi maneviyatta geçerli olmuyor.. Cennet ile ilgili haberlere bakarsanız, orada da bir derecelenme, kademelenme yani sizin anladığınız anlamda bir panteon vardır.. Zira Cennetin 7 olduğu, her birinin birbirinden üstün olduğu; her Cennete gireceklerin belli özellikte Müslümanlar olacağı; hatta tüm Cennet derecelerinin 100 derece olduğu bildirilmiştir.. Buradan ortaya çıkar ki panteon Allah’ın Sünnetine uygun.. Burda abes bir durum yok, sandığınız gibi..

Diğer yerde:

" ... senedleri sağlam her aktarım bizim için itibardır."

Bu sizin sözünüz..

Şu an Mektup numarasını veremiyecem ama, mesela İmam Rabbani Hazretleri, İbni Arabi'nin büyük Velilerden olduğunu, sözlerinin hatalı keşifler neticesi olduğunu (sizin vurguladığınız sekr hali eseri sözler söylemiş olduğunu ve mazur görülmesi gerektiğini) kabul eder..

Bakınız şöyle bir sözüne rast geldim az önce:


“Ne yapılabilir ki? Bu meydanda sadece şeyh (ibn-ul Arabî) vardır. Onunla da bazen muharebe ediyoruz bazen barışıyoruz. Marifet ve irfan kelamını (ıstılahlarını) kuran, şerh edip yayan odur. Geride kalan bizler de o büyüğün bereketlerinden feyz aldık. ” (Mektubat 79)

“Büyüklerimizin beğendiği, büyük bildiği Muhyiddîn-i Arabî'nin birçok sözlerinin, Ehl-i Sünnetin doğru sözlerine uymaması, yanlış olması, ne kadar şaşılacak şeydir. Hatâları, keşfinde, kalbe doğan bilgilerde olduğu için, belki kabâhat sayılmaz. İctihâddaki hatâlar gibi birşey söylenemez. Onun büyük olduğunu ve hatâlarının kusûr sayılamıyacağını, yalnız bu fakîr söyliyorum. Onu büyük bilir ve severim. Ehl-i sünnet âlimlerinin sözlerine uymıyan yazılarını yanlış ve zararlı bilirim.” (279. Mektup)


Ayrıca, sözlerini kabul etmemekle birlikte İbni Arabi'yi, Hallac-ı Mansur’u mazur görmüş çok sayıda muteber alim de vardır..

Mesela, İbni Abidin’de geçer (MOLLA’dan nakille):


".. Ebussûud Efendi'nin Marûzât'ında zikredilmiştir ki, Ebussûud Efendi'ye "Şeyh Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin "Füsûsu'l-Hikem" isimli eserindeki bazı sözleri şeriata uymamaktadır. O eseri kendinden sonra gelenleri sapıtmak için yazmıştır. Onu okuyan mülhiddir, diyen kimsenin sözünün mânası nedir? Ve bu kimseye ne lâzım gelir?" diye sorulmuş. Ebussûud Efendi de: "Evet, o eserde şeriata uymayan bazı sözler vardır. Bazıları bu sözleri şeriata uydurmak için tevîl etmişlerdir. Fakat biz, bu şeriata uymayan sözlerin bazı Yahudiler tarafından Şeyh Muhyiddin İbnü'l-Arabî Hazretlerine iftira edilmiş olduğunu yakinen biliyoruz. Artık bu şeriata uymayan sözleri ihtiyaten okumamak vâcibdir. Sultan, bunların okunmasını yasaklayan bir de emir çıkarmıştır. Buna göre şeriata uymayan eserleri okumaktan, ezberlemekten ve dinlemekten sakınmak vâcibdir." diye cevap vermiştir."

"Kâmûs sahibine Şeyh Muhyiddin İbnü'l-Arabî hakkında sorulduğunda onu çok medh-ü senâ edip, onun fasîh ve beliğ olan sözlerini güzel bir vecih ile, tefsir ve tevîl edip dedi ki: Allah'ım! O Şeyh-i Ekber'in i'tikad ve kendisiyle Hak Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerine amel ve ibâdet ettiği şeylerde ve kendisinde Senin rızan olan hayırlı sözleri bize ilham ederek söylet! Muhyidin İbnü'l-Arabi, hal ve ilim cihetinden Tarîkatın şeyhidir. Hakikaten ve resmen erbab-ı hakayık ve ashab-ı dekayık olan kâmil, mükemmel ve vâkıf-ı esrarın imamıdır. Yıkılmış ve harap olmuş -Maârifi fiiliyle eserleriyle, talim ve terbiyesiyle ihyâ eden büyük bir zattır. Şeyh-i Ekber'in uçsuz bucaksız deniz gibi olan ilimlerinden bir tarafına âlimlerin fikirleri ulaşınca, orada fikirleri ve düşünceleri gark olup hayrette kalırlar. Şeyh-i Ekber öyle bir ırmaktır ki onu kovalar bulandırıp, onun fezâil ve kemâlâtına bir noksanlık arız olmaz. Şeyh-i Ekber, zamanında yıldızlar gibi olan âlimleri gizleyen bir buluttur ki kendisiyle beraber meydana çıkıp şöhret bulamazlar.


İbni Abidin devamında der ki:

İftira olduğu sâbit olmazsa herkes bu sözler ile Şeyh-i Ekber'in ya muradını anlayamaz veya muradının hilâfını onlar da bu sözleri inkâr eder. Bu takdirde de bu sözlerin okunmaması vâcibdir.

İmam Suyûtî "Tenbihü'l-gabî bi-tebriet-i İbn-i Arabî" ismindeki risâlesinde:

"Muhyiddin İbnü'l-Arabî hakkında âlimler iki fırkaya ayrılıp birisi onun velî olduğuna, diğeri ise velî olmadığına inanmıştır. Bence iki fırkanın da razı olmayacağı bir yol vardır: Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin velî olduğuna inanılması, fakat kitablarının okunmasının haram olmasıdır." demiştir.

İmam Gazâli bazı kitablarında; ‘Sufilerin bazı sözleri, Kur'ân-ı Kerim'de ve hadis-i şerifdeki yed, ayn, istivâ gibi müteşabih olan âyet ve hadîslere benzemektedir.’ demiştir.”

“Muhakkık İbn-i Kemal Paşa Fetvasında "Muhyiddin İbnü'l-Arabi'yi medhetmiş, onun pek çok eserleri bulunduğunu söylemiş, "Füsusû'l-Hikem" ile "Fütuhât-ı Mekkiyye" onun eserlerindendir.”


****

Bakınız kırmızıyla işaret ettiğim bu alimlerden yaptığım nakillerde İbni Arabi'ye ve Eserlerine nasıl yaklaşmamız gerektiğine ilişkin önemli uyarı ve açıklamalar vardır..

Bu alimleri, bu nakilleri "senedleri sağlam" olarak görüyor musunuz?

Görüyorsanız, neden İbni Arabi Hazretlerini tenkid etmeye kalkışıyorsunuz?

Görmüyorsanız, lütfen senedlerini sağlam gördüklerinizi bize bildiriniz..
 
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Hirahos, kardeşim. Allah'ın veli kulu Allah'a savaş ilan etmemiş her mümindir. Biz böyle iman ederiz. Bu veli kullar içinde zahidane yaşantılarıyla Resul'ün yoluna uyanlar da var elbette. Ama şeriatın zahirine aykırı hareket eden her kimse onda sekr var bilmem ne var diye denilmez. Biz bu kavramları tanımıyoruz. Kaldı ki sizin sekr halinde söyledi dediğiniz şeyleri Hallac sekrden kurtulunca da düzeltmemiş tevbe etmemiştir söylediğinden. Hallac zeki bir adam ! Karmati düşüncelerini yaymak için kaknus gibi kendi küllerinden yeniden doğacağını biliyordu. Çünkü insan mazlum görünüşlülere acır fıtraten.
kuteybe kardeşim

biz sizin gibi forum sayfalarından e kitaplardan başkalarından öğrenmiyoruz.
sizin sadece ismini bildiğiniz füsus, fütühatı mekkiye gibi klasik eserleri tetkik edip hatta şerhle okuyoruz..en azından bu çabaya karşılık söylediklerimizi kaale almanızı rica ederdik.


kuteybe sana yakışmayan bir şekilde acaip bir komplo teorisi ve iftira ortaya atmışsın.işin içine iftira da karıştırmışsın.
hallac
karmati marmati....



hallac şeriate muhalif bir iş işlemedi.yukarda seyyid kutubun fizzilalinden alıntı yaptım .ihlas suresi tefsiri hallac bu hakikati dillendirdi.şu ana kadar bir forumda daha bu tefsiri yazdım sizin paralelinizdeki düşünenlerden şu ana kadar cevap gelmedi.gelmesinden ümidi kestim.

onlara son şu beyitle cevap verdim..

kainattın özündeki yegane hakikat zahir oldu
güneş doğdu yıldızlar görünmez oldu..…


halbuki hakikatte yıldızlarda var değil mi…?






Biz bu kavramları tanımıyoruz.
bu foruma geldim geleli senden duyduğum en doğru söz.

Ama şeriatın zahirine aykırı hareket eden her kimse onda sekr var bilmem ne var diye denilmez. Kaldı ki sizin sekr halinde söyledi dediğiniz şeyleri Hallac sekrden kurtulunca da düzeltmemiş tevbe etmemiştir söylediğinden.
hallac sekrden kurtulamadı sahva ulaşamadı.bunu ilk senden duyuyorum.
hatta bu konuyla alakalı abdulhalıkıl gücdevaninin manevi evladlarından yani talebelerinden biri olsa kurtulurdu dediler.
birde geylani hazretleri ben hocası olsaydım kurtulurdu mealinde söz söyledi.
şu kalınlaştırdığım cümleler ne acaip kelime..
fıkıhta kendi kafamıza göre hüküm veremeyiz.
vesselam
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst