Niçin Mürşid-i Kamil'e ihtiyaç vardır...

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
elmnightmare'den alıntı :
Sakalını Peygamberimiz hayatı boyunca kazımamıştır.

Peygamberimiz Sakalını kazımamıştır. Şimdi , onun işlemediği bu ameliye milyonlarca ve hatta milyarlarca müslüman tarafından yapılmıyor. Yani sakallar tıraş ediliyor. Şimdi HARAM MI işleniyor yoksa sadece bir sünnet mi terkediliyor ?
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Efendimizin. terketmediği tek sünnet sakal mıdır?
Pek çok terketmediği sünnet var...
Mesela Teheccüd NAmazı kendisine farz olan bir sünnet....
Şimdi biz gece teheccüde kalkmayınca günah mı işliyoruz...
Demek istediğim şu ki:
Her terkedilmeyen ya da arada terkedilen sünnetin kendi içinde değerlendirilebilecek durumu vardır....
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
elmnightmare'den alıntı :
Sakalını Peygamberimiz hayatı boyunca kazımamıştır.

Peygamberimiz Sakalını kazımamıştır. Şimdi , onun işlemediği bu ameliye milyonlarca ve hatta milyarlarca müslüman tarafından yapılmıyor. Yani sakallar tıraş ediliyor. Şimdi HARAM MI işleniyor yoksa sadece bir sünnet mi terkediliyor ?
Sakal bırakmakla sakal kazımak ayrı bir şey....
Sakal bırakmanın en güzel sünnetlerden olduğu kitaplarda yazılıdır...Sakal bırakmayan kimse bırakmadığı için kınanamaz.
Sakal bırakan kişinin de zaruret olmadıkça sakalını kazımasının haram olduğu kitaplar da açık yazılıdır..
 

Beyza

Üye
Katılım
8 Tem 2006
Mesajlar
180
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sünnetler arasında bu şekilde ayrım yapmak doğru mudur?

Yani teheccüd namazı kılınması mı yoksa sakal bırakmak mı daha faziletlidir?

Ya da teheccüd namazı kılmamak mı,sakalı traş etmek mi daha kötüdür?

Sakalı terkeden günaha giriyorsa,Efendimizin. hiç terketmediği teheccüdü bir kere bile kılmayan kişi günaha girmez mi?
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Sünnetler arasında bu şekilde ayrım yapmak doğru mudur?

Yani teheccüd namazı kılınması mı yoksa sakal bırakmak mı daha faziletlidir?

Ya da teheccüd namazı kılmamak mı,sakalı traş etmek mi daha kötüdür?

Sakalı terkeden günaha giriyorsa,Efendimizin. hiç terketmediği teheccüdü bir kere bile kılmayan kişi günaha girmez mi?
Sünnetlerde ayrım fiili takriri kavli sünnet olarak var zaten...
Efdaliyet vardır... Biri diğerinden daha hayırlıdır...
Teheccüd namazı hem ayetle de sabit olduğu için sevabı en bol olan sünnetlerden biridir.Kurban BAyramında Kurban Kesmek HAnefi mezhebine göre vaciptir...ŞAfilere göre sünnet yanılmıyorsam

Sakalı terkedene kimse bir şey demiyor. NAmazınız sakalsız olursa da kabul olmaz diyemeyiz...Ama sakalını zaruretsiz kazıyan kişiye de namazın kabul olmaz diyemeyiz ama ona günaha giriyorsun deriz...
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
hadise karışmış...

toparlamaya biraz yardımcı olur mu acaba şu cümleler:

rasulu muhterem aleyhisselam'ın sünneti Kur'an'dan gayrı düşünülemez. İslam hem Kur'an'dır, hem sünnettir, hem icma'dır ve hem de kıyas-ı fukahadır. Farz önemli sünnet önemsiz tarzı bir bakış açısı yanlıştır. mesela ehli eşeğin eti haramdır ve rasulu muhterem aleyhisselam haramlığını bize bildirmiştir.

hadisi şerifte

Dikkat edin! Bana "Kitâb" verildi. Onunla beraber, "bir o kadar daha" verildi.

Dikkat edin! Karnı tok bir adamın, sedirinin üstüne oturup, şöyle demesi yakındır:

"Aramızda Allahın kitabı vardır. Onun içinde helâl olarak bulduğumuzu helâl sayar, haram olarak gördüğümüzü de haram sayarız."

Oysa, Allah Resûlünün haram kıldığı şey de, Allahın haram kıldığı şey gibidir."

Mikdam radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

dolayısıyla sünneti hafife almak büyük bir hatadır.

sakal ve sarık sünnettir.

bediüzzaman rahimehullah şafiidir. şafii mezhebi uleması sakal kesmeyi tenzihen tahrimen mekruh ve haram olarak tespit etmişlerdir. hanefi uleması ise tahrimen mekruh ya da haram olduğunu tespit etmişlerdir.

sakalı hanefi mezhebine uyan bir müslümanın zaruretsiz kesme durumu söz konusu olmaz.

sarık ile namaz kılmak sarıksız kılmaktan faziletli ise, sarık bir adet değildir. bilakis bir din nüvesidir.

her hanefi mezhep ilmihalinde takkesiz namaz kılmanın mekruh olduğunu okursunuz.

şimdi:

bu kısa izahlardan sonra şunu ifade edelim:

sünneti hafife almayalım.

terk etmemiz bizi hafife almamızdan daha ağır bir yükümlülüğe sokmayacaktır.

şefaate ihtiyacı olanlar aleyhisselamın taklidçileridir.

nefsani heveslerle aleyhisselamın ahlakını giyim kuşamını hafife almak, önemsememek, nefsinin isteklerine kulp takmak insanı sıkıntıya sokar.

sakal sünnettir. sadece aleyhisselamın değil, bütün peygamberlerin sünnetidir.

keselim bırakalım o bizi ilgilendirir; ama hükmü hakkında nefsimize uyup, kesmekte bir şey yok, yok bu adettir v.s gibi lafızlar ahirette boynumuza halka olabilir.

sevgilerimle
 

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
Bir şeyhin kamil olup olmadığının alameti nedir?

Söz ve davranışları ile şeriat-ı mutahhara ve sünnet-i seniyye'den ayrılmamakla beraber, şerefli sohbetlerine devam eden, salikte muhabbetullah ve zikrullah'ın husule gelmesi, o şeyhin kemaline delalet eder.

Şu kadar var ki, temyiz kuvveti olmayan bir insan olursa ve şeyhin veliliği hakkında tevatür varsa, şer'an bu tevatüre uyarak onun kemalini kabul etmekle mükelleftir.
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
arkadaşlar at izi ile it izi birbirine karıştı konu bayağı karışmış
teheccüt kılmak ve sarık sarmak kişinin imkan ve gücü nispetinde yapılan ibadetlerdendir terk edilmesi ile haram işlenmiş olmaz


fakat sakal böyle değildir
sakal fıtratla yani yaratılışla ilgili bir meseledir kesmek kazımak "fıtratı tağyir" yani yaratılışı değiştirmek uzvu kesmek gibi sayıldığından ayrıca kadına benzemek olduğundan 4 mezhep imamlarımızın ictihadı ile haram sayılmıştır. Çünük Allah c.c. kadını sakalsız erkeği sakallı yaratmıştır. Kadına benzemek helal olmadığı gibi sakalı kökünden kazımakta helal olmaz.Bütün Ehli sünnet alimlerinin kitap,sünnet,icma ve kıyasla çıkardıkları görüş budur

“Abdullah İbn-i Ömer (R.A)’den rivayete göre Nebi (S.A.V.): Bı-yıkları tıraş edin, sakalları bırakın buyurmuştur.”
“On şey vardır ki bunlar fıtrattandır: Bıyığı kesmek, sakalı uzat-mak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnak kesmek, mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, kasıkları tıraş etmek ve suyla taharetlen-mek, istinca.”

Ayrıca 4 mezhep imamlarının ve ulemanın ittifak ile görüşü;
sakal Peygamber efendimizin s.a.v. terk etmediği bir davranıştır , sahabe-i kiram efendilerimiz terk etmemişse ve tabiin de terk etmemiş, müctehit imamlarımızda terk etmemişse sakal bırakmak ümmetin diğer erkeklerine vacib olur. Farz diyen alimlerde vardır.


sakalın sünnet olan şekli ise bir tutam olarak alimlerin ittifak görüşü ile sabittir.
Bir tutamdan az olan kısmı ise mekruhtur. Sakalı kazımak haramdır, sakalı kazımayan bir tutamdan az bırakan ise sünnet sevabını almış olmaz. Haramda işlemiş olmaz, mekruh olur.


Peygamberimiz bir Hadisi şerifte "Kim ahir zamanda terk edilmiş bir sünnetimi yaşarsa ona 100 şehit sevabı verilir" buyurmuştur.

memurluğundan dolayı bırakamayan,veya nefsinden dolayı bir tutam bırakamayanlar ise en azından jiletle kazımasın makine ile alsınlar.
imkanı olup bırakmayanlar ise sorumludur.

helalleri helal olarak, haramları haram olarak kabul eden kimse imkansızlıktan veya gafletinden dolayı o günahı işliyor fakat bunu haram ve yanlış olduğunu biliyorsa dinden çıkmaz. Fakat bir haramı veya bir günahı hafife almak insanı din dairesinden çıkarır. Dikkat edilmesi gereken haramları haram kabul etmek helalleri helal olarak kabul etmek ve o emir ve yasaklara uymaktır.


Örn: Bir adam bir fıçı içki içse, ama nefsinden ve gafletten dolayı bunu yaptığını ve o yaptığı şeyin haram olduğunu bilse kabul etse bu adama kafir denmez. Sadece günahkar müslüman denir. İmanını koruyabilir ve son nefesinde imanlı gidebilirse günahı kadar cezasını görür ve nihayetinde imanlı gittiği için cennete girer. Fakat Rabbimiz böyle halde olan günahkar bir müslümanı ister direk cennetine , ister direk cehennemine koyar biz ona haşa yorum yapamayız.


Bir adamda ağzına içki sürmese ama ne olacak canım bir yudumdan bunun haramı mı olur dese veya sadece namaz kılmayla mı müslüman olunur veya sakalla müslümanlık olmaz diye hafife alsa , veya alay etse kafir olur. Farz olanı ve sünneti inkar etmek hafife almak insanı din dairesinden çıkarır.


O yüzden sakal bırakamayan kardeşlerimiz olabilir gerek durum itibari ile gerek başka bir nedenden dolayı bunu bilemeyiz ama her müminin sakalı sevmesi kesmenin kazımanın haram olduğunu, bir tutam bırakmanın sünnet olduğunu ve bir tutamdan kısa olanında mekruh olduğunu bilip kabul etmesi farzdır.

Ehli sünnet inancına göre bu böyledir.


Eşim sakal bırakmama engel oluyor,eşinden izin alman gerekiyor, çevrem çok etkiliyor dalga geçiyorlar, daha gençsin diyorlar sonra bırakırsın gibi sözleri dinlemek doğru değildir. Giyimden kuşama kadar , güzel ahlaktan ibadete kadar ne varsa hepsinde Kur'an'a ve Allah resülü s.a.v. 'e uymak gerekmekte eşimize ve çevremize uygun bir dille anlatmamız gerektmektedir.


Bu gibi sıkıntıları çevremizde bir çok kardeşimiz yaşamaktadır çarşaf giydiği için eşiyle problem yaşayan ,sarık sardığı veya sakal bıraktığı için alaya alınan vs.. gibi durumlar görülmektedir. Sabredip onlara niçin yaptığımızı ayet ve hadislerde Efendimiz s.a.v. ne giymişse ,nasıl yaşamışsa, öyle yaşıyorum ona tabi olmamı Allah c.c. emrediyor diye anlatmak gerekmektedir.




Çünkü bazı hadisi şeriflerde:
"Allaha isyanda hiçbir mahluka itaat yoktur." (İbnu Mace; 2863)
"Allaha isyanda mahluka itaat yoktur: Müslüm; imaret 39, Ebu Davud; cihad 87,
"Allah Rasulü (sav)’ e itaatın gerekliliği" Buhari 10c. 4775, 15c. 6986 'de bildirililmiştir.

Efendimiz (s.a.v.) 'in emrettiği ne varsa hepsine uymamız gerektiği ile ilgili aşağıdaki ayetlerde de Rabbimiz emretmektedir.

Ali İmran 31. surede De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.”


Necm Suresi. 3 ve 4 ayetleri
3.O,arzusuna göre de konuşmaz.
4. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.


Ahzab Suresi 36. Ayet:
36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.


Haşr Suresi 7. ayet
Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.


Ali İmran 132. Ayet
132. Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız.


Enfal 24. ayet
24. Ey inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.


Nisa 80. Ayet
80. Kim Resûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik!
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Soru : Sakal kesmenin hükmü nedir?
--------------------------------------------------------------------------------
Cevap:Bismillahirrahmanirrahim
Sakalın kökünden tıraş edilmesinin meşruluğuna işaret eden hiçbir rivayet bulunmamaktadır. Sevgili Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sahih hadislerinde sakalların tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatılması emredilmektedir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
“Abdullah İbn-i Ömer (R.A)’den rivayete göre Nebi (S.A.V.): Bı-yıkları tıraş edin, sakalları bırakın buyurmuştur.”
“On şey vardır ki bunlar fıtrattandır: Bıyığı kesmek, sakalı uzat-mak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnak kesmek, mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, kasıkları tıraş etmek ve suyla taharetlen-mek, istinca.”
Görüldüğü üzere hadis-i şeriflerde hem bıyıkların kısaltılması ve hem de sakalların uzatılması emredilmektedir. Bu nedenle fahihlerin ço-ğunluğu, sakalların uzatılmasının emredilmesinden dolayı sakalı kökün-den tıraş etmenin haram olduğuna hükmetmişlerdir. Sakalı kökünden tı-raş etmeye cevaz veren hiçbir fakih yoktur. İşte bazı muteber fıkıh kitap-larımızdan konuyla ilgili hükümler şunlardır:
“…Kişinin sakalını kesmesi, erkeğin kadına benzemesi helal olma-dığı gibi helal değildir. Bu sebeple, erkeğin sakalını tıraş etmesi kadına benzemek olduğu için haram olmuştur.”
“…Erkeğe sakalını kesmesi haramdır.”
“…Yüzden tüyü izale etmek haramdır. Ancak kadının sakal ve bı-yıkları çıkarsa, kesmesi haram olmaz. Bilakis müstehaptır.”
“…Muhakkak ki sakal erkeğin süsüdür. Sakal yaratılışın tamamın-dandır. Dış görünüşte erkek sakal ile kadından ayrılır. Sakal hiçbir zaman çirkin olmamıştır. Çünkü sakallı olan, her zaman hürmet, saygı ve tazim görür.”
Metin ve mealleri verilen hadis-i şerifler ve muteber fıkıh kitapla-rımızdan nakledilen fetvalardan anlaşılmaktadır ki: Sakalı kökünden tıraş etmek haramdır.
Sakal, Allah Teâlâ’nın dininden bir cüzdür. Sakal fıtridir. Yani ya-ratılış icabı erkeklerde bulunması gerekli olan bir kılıktır. Sakal, erkeğin alâmetifarikasıdır. Yani erkeği kadından ayıran en büyük özellik ve ayrı-calıktır. İslam dininin lanetlediği konuların en başında da erkeğin kadına, kadının da erkeğe benzemeye çalışması gelir.
Bir erkeğin sakalını kesmesi, yaratılışı bozmaktır, fıtrata müdahale etmektir. Bunun altında yaratılış şeklini beğenmeme kastı aranır ki, bu insanı küfre sokabilir.
Erkeğin tabii hali sakallı halidir. Sakal önceki peygamberler ve ümmetlerde de mevcut idi. Başta Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz olmak üzere tüm peygamberler sakallı idi. Ayrıca tüm sahabe-i kiram ve tabiin de sakallı idiler. Bütün bunlar bizlere sakalsızlığın asla caiz olma-dığının delilleridir.
Sakal, bütün peygamberlerin, bütün sahabe ve Salih ümmetlerin it-tifak ettiği bir konu olduğu gibi ve ayrıca Hz.Peygamber (S.A.V.) Efen-dimiz ümmetine sakallarını salıvermesini emretmiştir. Bu nedenle Müs-lüman her erkek, sakalını salıvermek zorundadır.
Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sözleri ve işlerinden gaflet olmak, haram hükmüne muhalif olan ameldir. Binaenaleyh yüzümüzün nuru, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sünneti, hayâ perdesi, ümmet-lik nişanesi olan sakalı bırakmak lazımdır. Bunu kesip atmak büyük gaf-let ve cahilliktir, fıtrattan ayrılmaktır. Sakalı kesmek Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin şekil ve şemalinden çıkmaktır. Allah’ın Resulü sa-kalını hiç kesmemiştir.
Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz sakalsız elçilerden tiksinirdi. Bir seferinde, huzuruna çıkan Yemen elçilerinin sakalsız hallerini görün-ce tiksinmiş ve yüzünü çevirmiştir.
Yarın Allah Teâlâ’nın huzurunda toplanacağına, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ile karşılaşacağına, O’nun kıyamet günü ümmetine şefaat edeceğine inananlar, acaba bu olaydan hiç mi endişe duymuyorlar? Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin kendilerinden nefret edebileceğini, yüzünü çevirebileceğini hiç düşünmezler mi?

Mehmet Talu ( http://www.tereke.org )
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
fakat sakal böyle değildir
sakal fıtratla yani yaratılışla ilgili bir meseledir kesmek kazımak "fıtratı tağyir" yani yaratılışı değiştirmek uzvu kesmek gibi sayıldığından ayrıca kadına benzemek olduğundan 4 mezhep imamlarımızın ictihadı ile haram sayılmıştır. Çünük Allah c.c. kadını sakalsız erkeği sakallı yaratmıştır. Kadına benzemek helal olmadığı gibi sakalı kökünden kazımakta helal olmaz.Bütün Ehli sünnet alimlerinin kitap,sünnet,icma ve kıyasla çıkardıkları görüş budur

“Abdullah İbn-i Ömer (R.A)’den rivayete göre Nebi (S.A.V.): Bı-yıkları tıraş edin, sakalları bırakın buyurmuştur.”
“On şey vardır ki bunlar fıtrattandır: Bıyığı kesmek, sakalı uzat-mak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnak kesmek, mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, kasıkları tıraş etmek ve suyla taharetlen-mek, istinca.”


aklıma bişey takıldı madem sakalı kesmek uzvu kesmek gibi sayılıyor ayrıca fıtrat geregi sakal cıkar demişsin peki bıyığı neden kesiyoruz yada koltuk altı ve kasıklardaki kılları neden kesiyoruz onlarda fıtrı değilmi
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
aklıma bişey takıldı madem sakalı kesmek uzvu kesmek gibi sayılıyor ayrıca fıtrat geregi sakal cıkar demişsin peki bıyığı neden kesiyoruz yada koltuk altı ve kasıklardaki kılları neden kesiyoruz onlarda fıtrı değilmi

elkaria kardeşim öğrenmek içinmi soruyorsun gerçekten yoksa dalgamı geçiyorsun onu önce bi anlamam lazım niyetin ne tam olarak çözemedim

“Abdullah İbn-i Ömer (R.A)’den rivayete göre Nebi (S.A.V.): Bı-yıkları tıraş edin, sakalları bırakın buyurmuştur.”
“On şey vardır ki bunlar fıtrattandır: Bıyığı kesmek, sakalı uzat-mak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnak kesmek, mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak, kasıkları tıraş etmek ve suyla taharetlen-mek, istinca.”

yukarıdaki hadisi şerifte Peygamber Efendimiz s.a.v. buyurmuştur
altını çizip büyük harf yaptım bıyığı kesmek, koltuk altı ve etek traşı olmak fıtrattandır demekki sakal bırakmak fıtrattan ise koltuk altı , bıyık ve etek traşıda fıtrattandır diyor Efendimiz s.a.v. inşaAllah dikkatli okuyalım yazıları konuları iyi anlayalım
bıyığı kesmek yani kısaltmak anlamındadır bıyık dudak hizasını geçerse necis olur o yüzden kesmek yani kısa tutmak gerekir yediğin içtiğin şeylerin içine girmesini de engellemiş olursun temiz ayrıca güzel bir görünüm ve düzenli bir biçim alır kısa tutmak
etek ve koltuk altı traşına da gelince onları yüzdeki sakalla bir tutmak hoş olmaz Allah''ın en sevdiği ve özenerek yarattığı yer insanın yüzüdür o yüzden yüzde çıkan sakalla koltuk altı ve kasıklarda çıkan kıllar arasında büyük farklar vardır
kasılk ve kotuk altı kılları zamanla kokar bu konunun önüne geçmek için ve temizlik için buraları temizlemek zorunludur. Koltuk altı , kasıklardaki kılları ve tırnakları 40 geceden fazla uzatılmamalıdır.
 

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
Sakalın uzun olan kısmı kesilip bir tutam kadarı alıkonulmalıdır. Bundan çoğu kırpılmalı kesilmelidir. Yeter ki, haddinden fazla olmamalıdır. Abdullah bin Ömer -radiyallahu anh- ve tabiinden kimileri sakalı böyle kestirmişlerdir. Bir kızım ashap da:

- Sakalı uzatmak gerektir! demişlerdir.

Sen bil ki, sakalda on türlü mekruh vardır.

Birincisi: Sakalı karaya boyamak.

İkincisi: Sakalı kırmızı veya sarıya boyamak.

Üçüncüsü: Sakalı, ihtiyat, gün görmüş birisi sanılsın diye kükürtle ağartmaktır.

Dördüncüsü: Aklaşan kılı sakaldan koparmaktır.

Beşincisi: Sakalsız şekilde görünmek için yüzde olan kılı kazımaktır. Allah-u Teala'nın melekleri vardır ki, şöyle tesbih ederler: 'Allah-u Teala erkekleri sakalla, kadınları saçla süsledi.'

Altıncısı: Sakalı, makasla güvercin kuyruğu gibi kesmek ve düzeltmektir ki, bundan maksat kadınların gözüne iyi görünmek ve ona rağbeti artırmaktır. Kabül-Ahbar şöyle demiştir: "Bir gün gelecek, bir kısım insanlar görünecek ki, sakallarını güvercin kuyruğu gibi çenelerinde bırakacaklardır. Ayaklarına da orak gibi ökçeler yapacaklardır ki, onların nasipleri olmayacaktır."

Yedincisi: Saçın sakala karışan kısmını ve kulaklar üzerine düşen zülüflerini fazla, iyi ahlaklı olan kimselerden daha fazla eylemek mekruhtur.

Sekizincisi: Kendini beğenme gözü ile sakalın aklığına, karalığına bakmak.

Dokuzuncusu: Sakalı sünneti yerine getirmek için değil de halkın gözüne hoş görünmek için taramak.

Onuncusu: Sakalı karışık, darmadağın bırakmaktır.



Kimya-yı Saadet
İmam Gazali
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Yarab haberin nereden alalım
Bir kamil mürşide varalım
Hakkın yoluna kurban olalım

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Gönül kuşunu eyleyemedim
Dünyaya mesken bağlayamadım
Yandı yüreğim ağlayamadım

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Tazedir solmaz Hakkın gülleri
Mestane gezer saadet kulları
Gayet incedir Hakkın yolları

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda

Yarabberrahim Ey lütfü Kerim
Yoluna kurban canım var benim
Yarab sen varken kime gideyim

Bir anda sabah olmaz ebeda
Gözüme uyku girmez ebeda
Gönlüm teselli bulmaz ebeda


DİYE İLAHİNİN SÖZLERİ İLE YORUM YAPAYIM BEN DE :)
 

Edibe Ziyâi

Agâh ol ey nefsim..
Katılım
13 Kas 2006
Mesajlar
2,550
Tepkime puanı
3
Puanları
0
çok sevdiğim bir ilahidir.teşekkürler ummuhan abla..
evet "bir anda sabah olmaz" ... aydınlık bir hal istiyorsak mürşid-in yolundan gitmek gerek..
"gönül teselli bulmaz" bu dünya da ne ile avunsun gönül ..Allah tır gönüllerimizin ilacı...bu ilacın sırrı yine onlarda ..
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
"Allah peygamberlerini nasıl seçti ise, velîlerini de öyle seçmiştir. Bizim işimiz Allah'ın emirlerini tutup, yasaklarından kaçmaktır." MZK
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
"Allah peygamberlerini nasıl seçti ise, velîlerini de öyle seçmiştir. Bizim işimiz Allah'ın emirlerini tutup, yasaklarından kaçmaktır." MZK

bi sorum olacak Allah peygamberleri sectiği zaman vahiy ile onlara bildiriyor

velilerde durum nasıldır
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
bi sorum olacak Allah peygamberleri sectiği zaman vahiy ile onlara bildiriyor
velilerde durum nasıldır

Yeryüzünde Allah'ın Velileri kısım kısımdır. Kimi kendisini bilir, kimi ise bilmez. Kimi herkes tarafından akıllı bilinir, kimsi ise deli-divane bilinir. Lâkin, mürşid-i kâmiller başkadır. Bunlar kendilerini bilirler ve kendileri vahiy alabilirler.
 

CENDEL

Asistan
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
424
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.cendel.blogcu.com
Yeryüzünde Allah'ın Velileri kısım kısımdır. Kimi kendisini bilir, kimi ise bilmez. Kimi herkes tarafından akıllı bilinir, kimsi ise deli-divane bilinir. Lâkin, mürşid-i kâmiller başkadır. Bunlar kendilerini bilirler ve kendileri vahiy alabilirler.

Nasıl yani ?

Ben ya yanlış anladım yada yanlış okuyorum. Bu ne manaya geliyor ?
 
Üst