Niçin Mürşid-i Kamil'e ihtiyaç vardır...

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Osmanlı ecdadımızın elinden düşürmediği ve adeta ders kitabı olarak okutulduğu bir Tefsir Ruhul Beyan Tefsirinde büyük alim İsmail Hakkı Bursevi h.zleri Allah dostlarını anlatan ayeti kerimeleri açıklamıştır

İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri aynı ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle buyurmuştur: ( "'Ey iman edenler! Allah' tan korkun ve sadıklarla beraber olun' (Tevbe; 119) )ayet-i kerimesinden murad, mürşid-i kâmillerdir. Ciddiyetle bir insan onların kapılarında hizmet eder, muhabbetiyle nazarlarında kabul olunursa, onların feyz ve bereketlerinden dolayı mâsivayı (kötülüğü) terk etmeye muvaffak olur. Allah-u Zülcelal' in yolunda olan, istikamette başarılı olur ve ilahi huzura kavuşur."

Ebu Derda (R.A)' dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak alimler peygamberlerin varisleridir. Onlar dinar ve dirhemlere varis olmamışlardır. Ancak ilme varis olmuşlardır." (Ebu Davud: 3641, Tirmizi: 2681)

Ey iman edenler!Allah'tan ittika edin (korkun) ve O'na (yaklaşmaya) vesile arayın."(Maide/35)
Bu ayette zikredilen vesile,Cenab-ı Hakk'a yaklaşmak için vesile aramak,bu maksada götürecek her türlü meşru yola başvurmak demektir.
Ruhu'l Beyan tefsiri'nde bu ayeti kerime izah edilirken şöyle demiştir:"Bil ki,ayet-i kerime,açıkça vesileye yapışmayı emretmektedir;vesile gereklidir.

Bana yönelenin yoluna uy.." (Lokman/15)
Bazı mufessirler bu ayeti kerime hakkında şunları söylemişlerdir: "Burada geçen "Enabe" kelimesinin anlamı, "Meyletmek ve bir şeye rucu' etmek demektir.Bu inabe (Allah Teala'ya yönelmek),peygamberlerin ve salihlerin yoludur."((İbn-i Atiyye,el-Muhanaru'l-Veciz,4/349,Kurtubi,el-Camiu' li Ahkami'l-Kur'an,14/459
 

Edibe Ziyâi

Agâh ol ey nefsim..
Katılım
13 Kas 2006
Mesajlar
2,550
Tepkime puanı
3
Puanları
0
mürşid-i kamiller hakikat ummanına giden bir nehir gibidir. kim bu nehirin içine bir yağmur damlası gibi düşerse o da hakikate ulaşır elbet
 

Beyza

Üye
Katılım
8 Tem 2006
Mesajlar
180
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Mürşidim Hakk'ın kapısıdır.Çünkü ben Allah'a onunla ulaştım. (Hz Mevlana)
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
çevresinin onu kamil mürşid olarak takdim ettiği bazılarını tanıdım ki, şeytan onun yanında itikad bozmada aciz kalır...

şu bir hakikat ki, herkes beğendiğini kemalatın zirvesine oturtur; ama esasen kemalat beğenilerin mahsulu değildir.

kamil mürşid gerekli mi?

evet...

kim?

alametleri var, 200'den fazla...

birini görmezseniz noksanlığına hamledin...

not: ilgili kitaplarda alametleri bulunur.

sevgilerimle
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
evet gerekli fakat sahte olanlara dikket edin
alametleri ile ilgili kısaca ben bir kaç tane acizane yazayım

1- eğer kadın müridi ile halvet halinde kalmak isterse
2- eğer kadın müridine dokunuyor yada elini öptürüyorsa
3- terk edilmemesi gereken sünnetleri terk ediyorsa
4- edebe,müstehabe dikket etmiyorsa
5-sakalsızsa,namazları sarıksız kılıyorsa
6-insanları ilme teşvik etmiyorsa
7- Kur'an ve sünnetten taviz veriyorsa


hemen ondan kaç çünkü o bir kobra yılanı gibi tehlikelidir bunlar sadece bir kaç tanesi ama önemlileri
 

avare

Üye
Katılım
19 Ağu 2007
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
kamil murşit olanın sözleri kuran olur
nakız murşit olanın sözleri göman olur

uyduk zındık sözüne murşit dedin kendine
senden derviş olanlar bir kızıl şeytan olur

evrat ettin esmaya tanrı dedin eşyaya
eşya bir masivadır gelir birgün yok olur

esmada kalan kişi sürettedir her işi
dünya ukba teşvişi kalbinde pazar olur

hak yoluna gidenler menfiyattan kaçanlar
şarabı aşk içenler herdahim sekran olur

fehmi şükret haline düştüm güller bağına
ol gülüstan içinde dost ile sekran olur
huu
 

elmnightmare

Profesör
Katılım
8 Eyl 2007
Mesajlar
1,734
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yeryüzüne Allah füyüzat gönderir.O feyizler önce Muhammed Mustafa s.a.v. e gider...Oradan da zamanın Mürşid-i Kamil'ine gider...
Mürşid-i KAmil bir çeşmedir....Çeşmeye tut ki gönül kovan dolsun...Sen kovanı çeşmeye tutmuyorsan Mürşid ne yapsın...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Sadece bir ölçü !

Kâmil Mürşid odur ki , kendisinin meth-u senasını ve reklâmını fanatik futbol amigolarını çağrıştıran çılgın bağlılarına ve müridanına yaptırmaya ve böyle bir durumdan AllAH'a sığına !
 
Katılım
29 Mar 2007
Mesajlar
63
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
63
Konum
bursa
diz dize oturup zikrin tarifini alan salik mürşit hakikimi yoksa nakıs mürşitmi diye düşünebilirmi
düşünebilirse ? yol alabilirmi ey aşıklar
denilirdiki eğer aşık sıddıksa hakikatı bulur
huuuu
 

Beyza

Üye
Katılım
8 Tem 2006
Mesajlar
180
Tepkime puanı
0
Puanları
0
evet gerekli fakat sahte olanlara dikket edin
alametleri ile ilgili kısaca ben bir kaç tane acizane yazayım

namazları sarıksız kılıyorsa


hemen ondan kaç çünkü o bir kobra yılanı gibi tehlikelidir bunlar sadece bir kaç tanesi ama önemlileri

Buna katılmıyorum.Çünkü Yunus Emre'nin de ifade ettiği gibi,

Dervişlik Olaydı Taç İle Hırka,
Biz Dahi Alırdık Otuza Kırka...

İmam-ı Rabbani Hz'nin de bir sözü var.Zamanımızda şeyhlik takke takıp asa taşımaya döndü buyuruyor.Asıl şeyhlik tarikatın edeblerini öğretmekle olur diyor mübarek imamımız...
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
Buna katılmıyorum.Çünkü Yunus Emre'nin de ifade ettiği gibi,

Dervişlik Olaydı Taç İle Hırka,
Biz Dahi Alırdık Otuza Kırka...

İmam-ı Rabbani Hz'nin de bir sözü var.Zamanımızda şeyhlik takke takıp asa taşımaya döndü buyuruyor.Asıl şeyhlik tarikatın edeblerini öğretmekle olur diyor mübarek imamımız...

Beyza kardeşim;
orada İmam-ı Rabbaninin anlatmak istediği mana başkadır,tabiki takke ve asa taşıyan herkese seyh denmez edeblerin önemine dikkat çekmiştir.
Benim anlatmak istediğim sarık Efendimiz s.a.v. 'in hiç terk etmediği bir sünnettir o bakımdan söyledim sarıksız bir rekat dahi namaz kılmamış başı açık gezmemiştir.

bu sünneti terk eden bir mürşid olamaz,sadece sarığı değil Efendimiz s.a.v. 'in bütün sünnetlerini bir kıymet bilen ve hiç birini terk etmeyen bir mürşid ancak kamili mükemmil mürşiddir

Hadisi şerif: "Sarığı yere indiren (terk eden) ümmetimin Allah c.c.'da şerefini yere indirir"
Hadisi şerif: "Bizimle kafirlerin arasını ayıran özellik takkeler üzerine sarılan sarıklardır"
Hadisi şerif: "Kişiye sardığı her sarığın sayısınca kıyamet gününde bir nur verilir"
Hadisi şerif: "Sarıkla kılınan iki rekat namaz sarıksız kılınan 70 rekat namazdan üstündür"

Efendimiz s.a.v. sarığa çok ehemniyet vermiş hatta sarığını düzgün sarmayan bir sahabenin sarığını elleri ile düzeltmiş bu şekilde güzel sarın buyurmuştur.
Sarığı şapka çıkarır gibi çıkaranları uyarmış ve sardığınız gibi çıkarın buyurmuşlardır.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Yeri gelince sünnetin terki de sünnettir.

Hadisi şerif: "Sarığı yere indiren (terk eden) ümmetimin Allah c.c.'da şerefini yere indirir"
Hadisi şerif: "Bizimle kafirlerin arasını ayıran özellik takkeler üzerine sarılan sarıklardır"
Hadisi şerif: "Kişiye sardığı her sarığın sayısınca kıyamet gününde bir nur verilir"
Hadisi şerif: "Sarıkla kılınan iki rekat namaz sarıksız kılınan 70 rekat namazdan üstündür"

İbadetlerin edası sırasında bunlara ait farzlar vardır, sünnetler vardır, müstehablar vardır, mendublar vardır...Müslümanlar bunları yapmaya çalışırlar. Bunlardan başak bir de zevaid süğnnettler vardır ki, bunalr da Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin yemesi , içmesi ve giyinmesi oturup-kalkması konularını içerir. İşte bu sarık sarmak zevaid sünnetlerdendir. Yani, namazın bir sünneti değil, giyimle ilgili bir sünnettir. Şimdi siz böyle bir sünneti uygulamayanları Allah'ımızın şerefini yere indirdiği müslümanlar ve sarığı da kafirlerle-müslümanların arasını ayıran bir özellik olarak görürseniz bugün itibariyle yeryüzünde bu sünneti işlemeyen milyarlarca insanın günâhına girmiş ve onları töhmet altında bırakmış olursunuz. Hiçbir müslüman bir sünneti işliyorum ve başkaları bunu işlemiyorlar diye fahirlenemez ve kimseye hava atamaz. Çünkü, bir başka sünneti de o kendi işlemiyor ve fakat sarık kullanmayan işliyor olabilir. Kaldı ki, yeri geldiğinde sünnetin terki de -tevazuen-sünnettir. Örneğin, herkesin baş açık namaz kıldığı bir camide sizin sarık kullanmanız -bir sünneti yerine getiriyorum adına- çok sırıtan bir durum olup, böyle bir yerde bu sünneti tevzuen terketmeniz daha evlâdır demişlerdir. Son olarak şunu söyleyelim ki, eğer şeytanın kedinin fare ile oynadığı gibi bir cahil sofi olmak istemiyorsak, bu konularda çok uyanık olmak ve yaptıklarımıza ve konuştuklarımıza çok dikkat etmek zorundayız.

 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
. Örneğin, herkesin baş açık namaz kıldığı bir camide sizin sarık kullanmanız -bir sünneti yerine getiriyorum adına- çok sırıtan bir durum olup, böyle bir yerde bu sünneti tevzuen terketmeniz daha evlâdır demişlerdir. Son olarak şunu söyleyelim ki, eğer şeytanın kedinin fare ile oynadığı gibi bir cahil sofi olmak istemiyorsak, bu konularda çok uyanık olmak ve yaptıklarımıza ve konuştuklarımıza çok dikkat etmek zorundayız.

kim demiş bunu, öğrenebilir miyim?
 

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
656. [1:555, Hadîs No: 1142]
İbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle:
"Sarık sarınız ki, hilminiz [yumuşak huy, sükûn, tahammül] artsın."

2277. [4:37, Hadis No: 4468]
Câbir'den (r.a.) rivayetle:
"Sarıkla kılanan iki rekât namaz, sarıksız kılınan yetmiş rekât na­mazdan daha hayırlıdır."

2509. [4:225, Hadîs No: 5101]
İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor:
"Nafile olsun, farz olsun sarıkla kılınan bir namaz, sarıksız kılınan 25 namazın derecesine denktir. Sarıklı kılınan bir Cuma namazı, ise sarıksız kılınan yetmiş Cuma namazına denktir."

2765. [4:392, Hadîs No: 5724]
İbni Abbas'dan (r.a.) rivayetle:
"Sarık, Arapların tacıdır. Onu bıraktıkları zaman izzetlerini de yi­tirirler."

3101. [5:98, Hadîs No: 6562]
Ebâ Said el-Hudri'den (r.a.) rivayetle:
'Hz. Peygamber ister gömlek, ister sarık, isterse cübbe olsun yeni bir elbise giydiğinde onun ismini söyleyerek şöyle duâ ederdi:
"Allah'ım! Sana hamd ve senalar olsun. Bunu bana Sen giydirdin. Bunun hayrını ve hayır için giymemi Senden diliyorum. Şerrinden ve şer için giymekten Sana sığınırım."'


Sarığın kıymeti Hadis-i şerif'ler ile açıklanmış. Fakat son Hadis-i şerif'te de görüldüğü üzere Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz sarığı giyerken Hazreti Allah'a sığınmış. Sarık giyip de şeyhlik taslayanlar yok mu? Var elbet. Öncelikle onun mürşid-i kamil olup olmadığını anlamak için sarığa bakmamıza gerek yok. İstikamet üzerinde değilse, nasihat etmiyorsa, şefkatli ve merhametli değilse,
fakat sarık takıyorsa şeyh midir sizce???
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Âdetlerle ilgili sünnete uymak bir fazilettir, terki ise hata değildir.
(Muhtar-ül ehadis)

siz sarığı adet ilgili bir sünnet görüyorsunuz yani...

adalı'nın aktardığı hadisler pek de adetmiş gibi görünmüyor oysa...

adet ilintinizi delillendirir misiniz? yani sarık/takke size göre adet olduğunu ifade ediyorsunuz. bu şahsi fikriniz midir, bir dayanağınız var mıdır?
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
İbni Abbas'tan (r.a.) rivayetle:
"Sarık sarınız ki, hilminiz [yumuşak huy, sükûn, tahammül] artsın."


ÇOK DİKKAT ÇEKİCİ BİR HADİS-İ ŞERİF ......
DEMEK ONDAN TÜM TANIDIĞIM MUHTEREM SARIKLILAR YUMUŞAK VE AĞIR BAŞLI :)
 

((MUHAMMED))

Asistan
Katılım
23 Tem 2007
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
ilahiask.forumzen.com
İbadetlerin edası sırasında bunlara ait farzlar vardır, sünnetler vardır, müstehablar vardır, mendublar vardır...Müslümanlar bunları yapmaya çalışırlar. Bunlardan başak bir de zevaid süğnnettler vardır ki, bunalr da Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin yemesi , içmesi ve giyinmesi oturup-kalkması konularını içerir. İşte bu sarık sarmak zevaid sünnetlerdendir. Yani, namazın bir sünneti değil, giyimle ilgili bir sünnettir. Şimdi siz böyle bir sünneti uygulamayanları Allah'ımızın şerefini yere indirdiği müslümanlar ve sarığı da kafirlerle-müslümanların arasını ayıran bir özellik olarak görürseniz bugün itibariyle yeryüzünde bu sünneti işlemeyen milyarlarca insanın günâhına girmiş ve onları töhmet altında bırakmış olursunuz. Hiçbir müslüman bir sünneti işliyorum ve başkaları bunu işlemiyorlar diye fahirlenemez ve kimseye hava atamaz. Çünkü, bir başka sünneti de o kendi işlemiyor ve fakat sarık kullanmayan işliyor olabilir. Kaldı ki, yeri geldiğinde sünnetin terki de -tevazuen-sünnettir. Örneğin, herkesin baş açık namaz kıldığı bir camide sizin sarık kullanmanız -bir sünneti yerine getiriyorum adına- çok sırıtan bir durum olup, böyle bir yerde bu sünneti tevzuen terketmeniz daha evlâdır demişlerdir. Son olarak şunu söyleyelim ki, eğer şeytanın kedinin fare ile oynadığı gibi bir cahil sofi olmak istemiyorsak, bu konularda çok uyanık olmak ve yaptıklarımıza ve konuştuklarımıza çok dikkat etmek zorundayız.

yukarıda yazdıklarım benim sözlerim değil Efendimiz s.a.v.'in hadisi şerifleridir
hem siz yukarıda altını çizdiğim fetvayı kimden aldınız söylermisiniz
böyle sapık düşüncelerden sünneti seniyyeyi yer yüzünden silmek isteyen düşüncelerden Allah ümmeti Muhammed'i muhafaza etsin
bir müslüman erkek gücü nispetince giyimden kuşama ahlakdan edebe kadar Efendimiz s.a.v'e benzemelidir
o sünneti terk edersek bu sünneti terk edersek Allah c.c. 'ın Kur'an'da bir çok yerde habibime uyun, ona uyan bana itaat etmiş olur ve beni sevdiğinizi iddia ediyorsanız habibime itaat edin ayetlerinme muhalefet etmiş oluruz.
Rabbimiz Kur'an'da o size neyi emretmişse alın neyi men etmişse sakının diye emrettiğine göre Peygambere uymak bizlere farz olmazmı ? her bakımdan giyim kuşam hal ve hareketler bakımında ahlak bakımından
ama siz konuyu saptırıyor orada anlatılmak istenen mesaj yerine başka boyutlardan bakıyorsunuz.
dikkatinizi tekrar çekerek söylüyorum herkes gücü nispetince Efendimize tabi olmak zorundadır.

Hadisi şefir: "Kim ahir zamanda terk edilmiş bir sünnetimi ihya ederse ona 100 şehid 50 sıddık sevabı verilir"
mesela 5000 kişilik bir camide namaz kılsan kimsede sakal da olmasa sarıkda olmasa
gidip tevzuen terkmi etmem lazım böyle saçma şeymi olur Allah aşkına
100.000 kişinin içinde de olsam Allah ve Resülünün emrini terk edemem
herkes dış fırçası kullanıyor diye misvağı terkmi etmek lazım bırakın bu boş şeyleri lütfen
lütfen rica ediyorum konuyu dağıtmayalım biz burada başlığa göre yorum yazıyoruz başlık neyse onu konuşalım uyduruk ve kulaktan dolma fetvalarla uğraşmayalım

evvela biz Efendimiz s.a.v.'in sünnetlerini ve faziletlerini iyice öğrenelim
neden bu kadar sakal,sarık,misvak,cübbe,şalvar ile ilgili hadisi şerifler var nedir bunların faziletleri bir öğrenelim ondan sonra konuşalım

hadis:"Başka bir kavme benzeyen bizden değildir"
hadis:"Kim bir kavme benzerse o onlardandır"

her milletin kıyafeti olduğu gibi islamında bir kıyafeti vardır dedimya gücümüz nispetince Efendimiz s.a.v. nasıl giyinmişse nasıl emretmişse öyle giyinmeye çalışalım
en azından namazlarda sarık saralım başı açık namaz kılmayalım hem bu sünneti insanlara yayalım hemde büyük derece ve faziletleri kaçırmayalım
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
siz sarığı adet ilgili bir sünnet görüyorsunuz yani...
adalı'nın aktardığı hadisler pek de adetmiş gibi görünmüyor oysa...

Dini meseleler öyle "...hadisler pek de adetmiş gibi görünmüyor oysa !" şeklindeki cümleler üzerine oturtulamaz. Bahsedilen hadislerin sahih olmadığı ve zayıf rivayetler olduğu bilinmektedir. Biz bu konuyu uydurma hadis tellalarına bir koz vermemek için irdelemiyoruz. Bütün sahih kitaplarda sünnet-i zevaidin Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin ibadet olarak değil de âdet olarak devamlı yaptığı şeylere denildiği. Zevaid sünnetleri terk etmek mekruh olmadığı ve Peygamber efendimizin giyiniş şekli, entari giyinmesi gibi, iyi şeyleri yapmaya sağdan başlaması gibi, sağ el ile yiyip içmek gibi, suyu oturarak içmek gibi şeyler olduğu yazıldır. (Redd-ül Muhtar)
Sarık sarmak da giyimle ve o ülkenin adetiyle ilgili bir meseledir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz böyle bir uygulama yapmıştır ve bunun sünnet olduğunu inkâr etmiyoruz. Ancak, zevaiddendir. Namazın bir sünneti değildir. Hiçbir ilmihâlde sarık sarmanın namazın bir sünneti olduğu yazılı değildir. Dolayısıyla zevaid bir sünnettir. Terki dolayısıyla bir masiyet veya mekruh işlenmiş olunmaz.
 
Üst