Mustafa İslamoğlu Nereye Koşuyor ?

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
öylesine katıldım onun fetvalarına inanmıyorum ama arkadaş ortamı çok güzel arkadaşlarım çok kibar ve saygılılar beni üzmemek için tartışma konularına girmiyorlar hepsi bu.


Balıkları yakalamak için oltaya balık avlayanın sevdiği değil, balığın sevdiği solucan takılır !
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
verememişimmdiyır... verirsem ne olacak, hemde akademik çalışma koyarım önüne. Üstelik hadisçilerin bile zaman zaman Kuranı arz metodunu kullandığını, hatta hatta sahabenin bile.Nolcak o zaman... bu metodu kabul edecekmisin?
Bana hıyanet işlerinden birisinin karalamasını kaynak diye getirme.
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0


Yanılıyor olabilirim Hüseyin Atay mıydı Kuran'a göre araştırmalar kitabında mı ele almıştı ..
Kütübi sitte bende yok , babaevinde... Yine araştırma yapmam lazım...

Fıkıh usulünde metodlar var o zamanın şartları ile şimdiki şartlar bir değil
Şimdi ki şartlar daha rahat, islamoğlunun bu konuyu ruhsat olarak değerlendirdiğini hatırlıyorum..
Kuran da olmayan bir durum hükmü içtihada dayanıyor..

İslamoğlunun sitesine baktım.

Hayızlı Kadınının oruç tutabileceğine dair bir tane bile hadis vermemiş.Çünkü aksi delil yok.

Aksine tutulamayacağına dair hadisleri -binbir çaba- ile ters çevirip yorumlamaya çalışmış.

Buna hiç gerek yok :)

Bu İslamoğlunun hatalı bir görüşüdür.

Aşağıdaki ilk hadis açıkça herşeyi ortaya koymaktadır.
--

Bir gün Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kadınlara yaptığı bir konuşmasında onlara hitaben şöyle dedi: "Siz hayız olduğunuzda oruç tutmaz ve namaz kılmazsınız değil mi?" Onlarda: "Evet" dediler." (Buhari, Hayz 6)


Hz. Âişe (radıyallahu anhâ)'nın anlattığına göre, bir kadın kendisine:"Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi?)" diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir: "Sen Harûriyyeli (Hâricî) misin? Biz Resûlullah ile (aleyhissalâtu vesselâm) beraberken ay hali gördüğümüzde, bize tutamadığımız oruçları kaza etmemizi emrederdi, fakat namazların kazasını söylemezdi." (Müslim, Hayz 69). Ebu Davud'un aynı rivayetinde yine Hz. Aişe'den şöyle bir ziyade de bulunmaktadır: "Biz orucu kaza etmekle namazı ise kaza etmemekle emrolunduk." (Ebu Davud, Tahare 104)
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83


Yanılıyor olabilirim Hüseyin Atay mıydı Kuran'a göre araştırmalar kitabında mı ele almıştı ..
Kütübi sitte bende yok , babaevinde... Yine araştırma yapmam lazım...

Fıkıh usulünde metodlar var o zamanın şartları ile şimdiki şartlar bir değil
Şimdi ki şartlar daha rahat, islamoğlunun bu konuyu ruhsat olarak değerlendirdiğini hatırlıyorum..
Kuran da olmayan bir durum hükmü içtihada dayanıyor..

Yeri gelmişken ben de şunu ifade edeyim:
Kadın ya da erkek farketmez, guslü gerektiren bir fiilin içersine girdiler bir Ramazan günü, ya sahurdan evvel ya da sahur yemeğinden sonra gusledip (cem'an yıkanmak) hem sabah namazlarını ikame edecekler ve hem de oruçlarına devam edeceklerdir.
Diyelim yıkanmadılar, akşama kadar oruçlarını tuttular o halde, bu halde iken oruç tutanların oruçlarının makbul olduğu ifade edilir bunda bir ihtilaf yoktur. Lakin gusletmemeleri sebebiyle, namazlarını ikame etmediklerinden dolayı büyük günah işlemişlerdir de denilir...
Şimdi burada şöyle bir husus gündeme geliyor: Guslü gerektiren hal'in neticesinde insanın "pis" sayılmasıyla, hayız ve lahusa halil'nin neticesinde bir kadının "pis" sayılması arasında bir fark var mıdır..? Burada şöyle bir fark gündemdedir, birincisinde bir "eziyet" sözkonusu olmamakla birlikte ikincisinde bir "eziyet" sözkonusudur. Dolayısıyla bu "eziyet" de her kadına şamil değildir, halinden memnun olan ve sağlığında da hiçbir problemi olmayan kadınlar o halde de olsalar oruçlarını tutarlar... (İslamoğlu bunu ifade eder...)
Bir de şu vardır, "temizlik" namazın bir farzıdır... Kim temizlenmeden (hades-i suğra/kübra) namaz kılarsa onun namazı batıl'dır, dolayısıyla bu zaruret halinden dolayı kadınlar temizlendiklerinde namazlarını kaza etmezler...
Lakin, oruç da temizlik farz değildir. Dolayısıyla kendisini iyi ve sağlıklı hisseden bir kadın o halde de olsa orucunu tutar ve oruç tutmama hali onun için bir zaruret bir vecibe olamaz... Asla..!!!
Bunu da şuradan anlıyoruz: Kadınlar o hallerde iken tutamadıkları oruçları temizlendikten sonra tutarlar...

---))) ---))))

Neden..? O halde oruç tutabilecekleri mümkün iken tutmamışlar, tutmadıkları için de; "Tutacaksınız..." denilmiştir...

Netice: Kendini sağlıklı ve rahat hisseden kadınlar oruçlarını tutarlar, aksi takdirde tutmazlar...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ

Harbiden siz ne dediğinizi bilmiyorsunuz .. İslamoğlunun itikadı diye ayrı bir durum mu var..
Bu cümle şirk kokuyor... Adam nakilde uzman,dil bilimde uzman...
Ehli sünneyi senden benden iyi biliyordur...

Bilmek değil, muteber ulemaya ve ümmetin icmasına uymak insanı kurtarır ! Malûm İblis te çok bilenlerdendi ama, bilgisi onun tardedilenlerden olmasını engelleyemedi !
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Bana hıyanet işlerinden birisinin karalamasını kaynak diye getirme.

sabrımı zorluyorsun. Ağzından, elinden çıkanı duy ve gör.

Bir zahmet edip araştırmak istmeiyorsan sen bilirsin.
Öyle anlaşılıyorki, ne getirsem bir kulp bulacaksın.
En azından git Hocana sor, Ebu Hanife Zina ile ilgili Hadisi red ettimi etmedi Mi? Bu hadiseyi çoğu insan bilir.
----
Soru: “Bir Müslüman zina ederse imansız olarak zina eder. Yani o esnada imanı kendisinden alınır” mealindeki hadisi İmam-ı Azam Ebu Hanife “Kur’an’a aykırı” diyerek kabul etmiyormuş. Doğru mudur?
Cevap: Doğrudur. İmam-ı Azam Ebû Hanife, kendisine isnad edilen el-Âlim ve’l-Müteallim adlı eserinde Tirmizî ve Ebû Dâvûd’da geçen bu hadisi “Kur’an’a aykıdır” diyerek reddetmektedir. O eserin Türkçe tercümesinden ilgili bölümü aşağıya alıntılıyoruz. Okumanızı tavsiye ederiz:

http://www.fetva.net/yazili-fetvala...-u-sittede-kurana-aykiri-hadis-var-midir.html

Güneşi balçıkla sıvayamazsın, derdin hakikatsa buyur hakikat.


Not: Şunu da bil , ithamından dolayı hakkım helal değildir sana.
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0

Netice: Kendini sağlıklı ve rahat hisseden kadınlar oruçlarını tutarlar, aksi takdirde tutmazlar...

Hatalı bir görüş.Hayızlı olan kadının oruç tutması yasaklanmıştır.

4 Mezhep arasında bu konuda tartışma bile olmamıştır.Hadisler de bu yöndedir.Aksi bir hadis veya ayet de yoktur.

Hayız ve nifaslı olan kadınların ister nafile ister ramazan orucu olsun oruç tutmaları haramdır (Mezâhib’ül Erbaa; C:1, S:133)

Oruç hayızlı kadınlar için haramdır (Hâşiyet-ü İbn-i Âbidin; a.g.e, C:1, S:291)
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kadınlar "hayz" ve "lohusa" hallerinde, kılamadıkları namazları noktasında sonradan kılmaları için cezalandırılmazlar...

Çünkü "temizlik" gibi bir zaruret sözkonudur...

Lakin, kadınlar o halde tutamadıkları oruçları, sonradan tutmaları noktasında cezalandırılırlar...

Çünkü "temizlik" gibi bir zaruret bulunmamaktadır...
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Not: Şunu da bil , ithamından dolayı hakkım helal değildir sana.

Kalp kırmanında bir hesabı olduğunu unutarak davranıyoruz
Hatta bazıları üzüldüğümüzü öğrenince iyi olmuş canı sıkılsın diyor...
Kalp kırmayan bir peygamberin kalp kırmaktan zevk duyan ümmetiyiz ne acı...
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
Ahi Evran , inandığın Allah sana Cennetin de Cehennemin de ebedi olduğunu kendi Kitabında söylüyor.

Onun Resulu de , hayızlı kadının oruç tutamayacağını ve kadere acısıyla tatlısıyla iman edilmesinin şart olduğunu söylüyor.

--

Sen eğer Amenna ve Saddakna diyorsan, Bilki bu erdemli davranış sendedir.

Yok Ben İslamoğluna,şuna buna katılıyorum dersen, senin işin Allaha kalmış , Allah bizleri hidayet etsin.

İnandığım Allah bana, yed, nüzul, istiv vb şeylerde söylüyor...

biz burada bir üst ilkeden bahsediyoruz, Allah ezeli ve ebedidir...

Allah ebedidir, bu yaratıcının vasfıdır, dolayısıyla yaratılanın ebedi olması mümkün değildir...

Ben, M.İslamoğlu'na katılmıyorum, Kuran'ı itikat edinen biriyim, nasıl ki Allah yed dediğinde bundan yaratılmış bir el anlamıyorsam, cennet-cehennem için ebedi dediğinde de Allah'ı tenzih ederim ve yaratılmışın bir sonu olduğunu söylerim...

Zaten siz de zımnen aynı şeyi söylüyorsunuz, Allah ebedidir diyorsunuz!...

Kuran bize hayrın Allah'tan olduğunu söyler, şerrin ise yaratılandan olduğunu söyler...Biz, Allah'ı şerrden tenzih ederiz...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
M.İ.Oğlu demiş ki ; "Bir tek dersime Sevgili Peygamberimize “salat” etmeden başlamadım, "
Bu şahıs, müslümanlara salât-u selâm getirin diye emir buyrulan Ahzâb Sûresi 56. ayetinin tefsir ve mealini yaparken "Burada salât-u selâm getirin denmiyor, peygambere destek verin diyor!" şeklinde absürd bir yorum yapmaktadır ! Şu hâlde, madem Kuranda salât- selâm emri yok ; beyimiz kimin emrine uyup da sohbetlerine salât-u selâm getirerek başlıyor ?
Red sen belki adamınla görüşüyorsun, bu soruyu da ona iletiver !


 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kadına, "aman oruç tutma" de, sonradan da, "neden oruç tutmadın, oruçlarını tut" de...

---)))) ---))))

Ne kadar güzel.... ---)))
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
Bir de şunu ifade edeyim:

Kur'an'da Hz İsa'nın nuzülüne dair ayetler açık değildir. Hatta ayetlerin birinde Hz İsa'ya karşı "vefat ettireceğim" ifadesi de kullanılır.

Hadisler olsa da,

Sevgili Peygamberimiz, Hz İsa'nın nuzülüne dair hadisleri, "iman esası olmasına yönelik" mi ifade etmiştir?

Hadislerden yola çıkarak bunun bir "iman" konusu olduğunu ifade eden de yoktur zaten,

Ama bizim inancımızda şu vardır:

"Allahü Teala her şeye kadirdir. O'nun gücünün yetmeyeceği hiçbir şey yoktur..."

Neyse dediğiniz gibi Ahiret'te her şey ayan beyan ortaya çıkacaktır...

Selamlar...


vefat ettireceğim deki ''müteveffike'' kelimesinin anlamını türkçeye geçmiş anlamı gibi anlamanız doğru değil.Bu kelimenin ''can almak'' manasındaki kullanımı mecazidir.(Zemahşeri , esasül Belağa 1,348)Buna anlam şöyle olur:''Ben seni yeryüzünden alıp, gökyüzüne yükselteceğim.İbnu Kuteybe şöyle demiştir: ''ben seni yeryüzünden ölüm olmaksızın alacağım''Eğer ayete mecaz anlam verilecekse , budurum delilden neşet etmelidir.Böyle bir ihtimal olmadığına göre mecaz anlam kullanılamaz.Bu hususta daha fazla malumat için üstad el kevseri rahimehullahın ''Nuzülü İsa kitabına bakılabilir.
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
M.İ.Oğlu demiş ki ; "Bir tek dersime Sevgili Peygamberimize “salat” etmeden başlamadım, "
Bu şahıs, müslümanlara salât-u selâm getirin diye emir buyrulan Ahzâb Sûresi 56. ayetinin tefsir ve mealini yaparken "Burada salât-u selâm getirn denmyor, peygambere destek verin diyor!" şeklinde absürd bir yorum yapmaktadır ! Şu hâlde, madem Kuranda salât- sel^m emri yok ; beyimiz kimin emrine uyup da sohbetlerine salât-u selâm getirerek başlıyor ?
Red sen belki adamınla görüşüyorsun, bu soruyu da ona iletiver !



son derece doğru bir yorum yapmış, "salat" ı salavat çekmek sanıyorsan yanılıyorsun.
Sizin gibileri muhatap aldığı için size cevaben salavat da getiriyorum demeye getiriyor. Salavat getirmekte sakınca yok ancak salvat çekmekle iş bitmiyor diyor, aktif olmak Allah ve Peygamberin davasına hizmet etmek gerektiğini üstüne basa basa vurguluyor.
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
http://www.suleymaniyevakfi.org/arastirmalar/adetli-kadinin-orucu-ile-ilgili-supheler.html SONUÇ
Yukarıdaki hadislerden Muâze hadisi dışındakilerin, adetli kadının orucu konusunda delil alınabilecek vasıfta olmadığını gördük. Delil alınabilecek vasıftaki tek hadis Muâze hadisi olduğu için icma o hadise dayandırılmıştır. Kaza kelimesine doğru anlam verince hadisin tercümesi şöyledir:
Muâze dedi ki, Aişe'ye sordum, dedim ki:
"Neden âdetli kadın oruç tutuyor da namaz kılmıyor?"
"Sen Harûrâlı mısın?" dedi. "Hayır, Harûrâlı değilim ama soru soruyorum" deyince şöyle dedi: "Başımıza bu olay gelince oruç tutmamız emredilir ama namaz kılmamız emredilmezdi." ((Müslim Hayız 69.))
Buradaki soru, adet kanaması devam eden kadınla ilgilidir. Bir rivayet de şöyledir:
أتقضي إحدانا الصلاة أيام محيضها ؟ فقالت عائشة . أحرورية أنت ؟ قد كانت إحدانا تحيض على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم. ثم لا تؤمر بقضاء .
Muâze dedi ki, bir kadın Aişe'ye: "Birimiz âdet günlerinde namaz kılar mı? diye sordu. Aişe; "Sen Harûrâlı mısın? Bizden biri Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında âdet görürdü, sonra (namazı) kılmakla emr olunmazdı" dedi. ((Müslim, Hayz 67.))
Aişe'nin kadına; "Sen Harûrâlı mısın?" diye çıkışması önemlidir. Harûrâ, Sıffîn savaşında Ali'nin saflarından ayrılan Hâricîlerin toplandığı yerdir. ((Bkz. Ethem Ruhi Fığlalı, "Hariciler", DİA, c. XVI, s.169-175.)) İbnu Abdilberr'in (ö. 463/1071) bildirdiğine göre Haricîlerden bir kesim, âdetli kadının namaz kılmasını farz sayarmış. ((eş-Şevkânî, a.g.e, c.1, s. 328.)) Nitekim bu gün de bunu iddia edenler vardır.
Demek ki, adetli kadının oruç tutacağı, zaten biliniyordu. Merak edilen, böyle bir kadının namaz kılıp kılamayacağıydı. Çünkü ortalıkta böyle iddialar dolaşıyordu.
Allah Teâlâ, oruçla ilgili hükümleri açıkladıktan sonra şöyle buyurmuştur:
"... Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır; onlara yaklaşmayın..."(Bakara 2/187)
Ayet orucu; yeme, içme ve cinsel ilişkinin bozduğunu hükme bağlamışken, kaza kelimesine yanlış anlam verme dışında bir delile dayanmadan âdetin veya loğusalığın da orucu bozduğunu söylemek ve bu konuda icma olduğunu iddia etmek sınırları aşmak olmaz mı?
Daha da ileri gidip böyle bir kadının Ramazan'da oruç tutmasını haram saymak, kişiyi şu âyetin kapsamına sokar:
"Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar umduklarına kavuşamazlar." (Nahl 16/116)


Yazar : Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
son derece doğru bir yorum yapmış, "salat" ı salavat çekmek sanıyorsan yanılıyorsun.
Sizin gibileri muhatap aldığı için size cevaben salavat da getiriyorum demeye getiriyor. Salavat getirmekte sakınca yok ancak salvat çekmekle iş bitmiyor diyor, aktif olmak Allah ve Peygamberin davasına hizmet etmek gerektiğini üstüne basa basa vurguluyor.


A cehalet abidesi !...Salâvat, salât kelimesinin çoğuldur ! M.İ.Oğlu hcana git de sana en önce bunu öğretsin !
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
İnandığım Allah bana, yed, nüzul, istiv vb şeylerde söylüyor...

biz burada bir üst ilkeden bahsediyoruz, Allah ezeli ve ebedidir...

Allah ebedidir, bu yaratıcının vasfıdır, dolayısıyla yaratılanın ebedi olması mümkün değildir...

Ben, M.İslamoğlu'na katılmıyorum, Kuran'ı itikat edinen biriyim, nasıl ki Allah yed dediğinde bundan yaratılmış bir el anlamıyorsam, cennet-cehennem için ebedi dediğinde de Allah'ı tenzih ederim ve yaratılmışın bir sonu olduğunu söylerim...

Zaten siz de zımnen aynı şeyi söylüyorsunuz, Allah ebedidir diyorsunuz!...

Kuran bize hayrın Allah'tan olduğunu söyler, şerrin ise yaratılandan olduğunu söyler...Biz, Allah'ı şerrden tenzih ederiz...

Cennet ve cehennem ebedîdir. Ancak bu ebedilik Allah'ın ebediyen onları var etmesiye olacaktır. Bu nedenle Allah'ın ebediliğine aykırı bir durum yoktur.

Gerek ayetlerde ve gerek hadislerde cennetin Allah’ın bir lütfü rahmetinin bir gereği olduğu vurgulanmıştır. Allah’ın bu sonsuz merhameti, ebedî var olduğuna göre, merhamete muhtaç olan varlıkların da ebedî kalmasını ister.

Ehl-i sünnet itikadına göre, cennet ve cehennem yaratılmış olup şu anda mevcuttur. Ve asla yok olmayacaktır (bk Hafız el-Asbahanî et-Teymî, el-Hücce, 1/471; Muhammed b. Abdurrahman el-Hamîs, İtikadu ehli’s-Sünne, 1/160-161; Abdulaziz, Abdullah b. Baz, Beyanu akideti Ehli’s-Sünneti ve’l-Cemaa, 1/25-eş-Şamile).
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Kadına, "aman oruç tutma" de, sonradan da, "neden oruç tutmadın, oruçlarını tut" de...

---)))) ---))))

Ne kadar güzel.... ---)))

Evet , bu dini bize getiren Allahın Resulu sav söylüyor bize göre ne güzel, sana göre güzel değilse bilmem :)

Çünkü ben ''Amenna ve Saddakna'' diyorum.Niye böyle demiş niye şöyle demiş , oh ne ala gibi sözler söylemiyorum.

Bazı şeylerde sukut edip , teslim olmak gerekir güzel kardeşim.. :)
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
cennet-cehennem için ebedi dediğinde de Allah'ı tenzih ederim ve yaratılmışın bir sonu olduğunu söylerim...

Bu konuda PROFESÖR DOKTOR ABDÜLAZİZ BAYINDIR son noktayı koymuş, böyle diyenlerin dinden çıktığını söylemiştir.

Hem de "ancak gidersiniz!" diyor.. :O


Bu adam profesör. Ama M. İslamoğlu'nun doktorası bile yok!!!

:O
 
Üst