Bayram Günlerini Değerlendirmek
Cenâb-ı Hak âyet-i kerimede şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın! Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lûtfundan isteyin! Allah’ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.”
(Cuma, 9-10)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuştur:
“…Şunu iyi bilin ki, bu bayram günleri; yeme, içme ve Allah -azze ve celle-’yi zikretme günleridir.”
(Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2813, 2812)
“Bayramlarınızı, tekbir getirmek sûretiyle zînetlendiriniz!”
(Heysemî, II, 197)
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh) şöyle anlatır:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Kurban ve Ramazan bayramı günleri namazgâha çıkar ve evvelâ namazla işe başlardı. Namazı kılıp selâm verdiğinde ayağa kalkarak cemaate dönerdi. Cemâat namaz kıldıkları yerde otururdu. Eğer herhangi bir yere müfreze gönderme ihtiyacı olursa onu cemaate söyler veya bundan başka yapılacak bir iş olursa onu kendilerine emrederdi. Hutbe esnâsında:
“–Sadaka verin, sadaka verin, sadaka verin!” buyururdu.
“En ziyâde sadaka verenler de kadınlar olurdu.” Ondan sonra Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namazgâhtan ayrılırdı.
(Müslim, Iydeyn, 9)
Cenâb-ı Hak âyet-i kerimede şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın! Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lûtfundan isteyin! Allah’ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.”
(Cuma, 9-10)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuştur:
“…Şunu iyi bilin ki, bu bayram günleri; yeme, içme ve Allah -azze ve celle-’yi zikretme günleridir.”
(Ebû Dâvud, Edâhî, 9-10/2813, 2812)
“Bayramlarınızı, tekbir getirmek sûretiyle zînetlendiriniz!”
(Heysemî, II, 197)
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh) şöyle anlatır:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Kurban ve Ramazan bayramı günleri namazgâha çıkar ve evvelâ namazla işe başlardı. Namazı kılıp selâm verdiğinde ayağa kalkarak cemaate dönerdi. Cemâat namaz kıldıkları yerde otururdu. Eğer herhangi bir yere müfreze gönderme ihtiyacı olursa onu cemaate söyler veya bundan başka yapılacak bir iş olursa onu kendilerine emrederdi. Hutbe esnâsında:
“–Sadaka verin, sadaka verin, sadaka verin!” buyururdu.
“En ziyâde sadaka verenler de kadınlar olurdu.” Ondan sonra Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namazgâhtan ayrılırdı.
(Müslim, Iydeyn, 9)