Mehmet Fırıncı Ağabey anlatıyor:
Üstad Hazretleri İstanbul’da iken bir gün beni çağırdı ve Fırıncı Kardeşim seninle bir yere gideceğiz dedi. Sonrasında Edirne kapı mezarlığı karşısında bir yere gidiyorlar. Yüksek bir yerin üzerine çıkıyorlar…
Üstad Hazretleri:Fırıncı Ağabeye diyor: Şimdi sen hakem ol Fırıncı Kardeşim. Seninle meşveret ediyorum. Sen ne dersen ben öyle yapayım. Eskiler bizi kendilerine muhalif bildikleri için eziyorlardı. Şimdikiler (Yani demokratlar) da ne için bizim içimize girip bizle beraber hareket etmiyorsunuz diye bizi eziyorlar. Sen ne dersin? Biz bunların içine girip beraber mi çalışsak. Yoksa şimdiye kadar gittiğimiz gibi mi devam etsek sen söyle… Ankara bize yaptıkları bu zulümleri onların içine girmediğimiz ve onlarla beraber hareket etmediğimiz için yapıyor. Eğer onların tarzında gitsek bu baskıları bu zulümleri yapmazlar. Şimdi söyle! Onların içine girip,onlarla beraber hareket edelim mi? Yoksa Kendi tarzımızda devam mı edelim?
Fırıncı Ağabey: Kendi ifadesiyle (mütezellilane bir biçimde dedim) kendi tarzımızda gidelim Üstadım. Bunun üzerine Üstad Hazretleri ayağa kalkarak mezarlığa dönüp kolunu mezarlığa uzatıp ölüleri göstererek öbür koluyla da Ankara’yı gösterip siyaseti kasdederek “Bu ölülerin içerisine girerim o delilerin içerisine girmem’’ buyurdu.
Zübeyir Ağabey bu olayı anlatarak Üstat “İstikbale işaret eden mühim bir meseleyi ders veriyor” diyor…