Hadis-Mantık Çelişkileri

Hadislerde çelişki olduğunu nasıl iddia edersiniz? veya bunun için hadisleri red mi ediyorsunuz? Fıkıhta usul denen birşey var. Sadece Kurana dayalı hayatı yaşadığı iddia eden camia ayetlere kendi yorumlarını katıp istedikleri gibi tevil ediyorlar bu şahıslara uymaktansa kendinizi çelişkili olduğuna ikna etdiğiniz hadislere uymayı onlarla amel etmeyi tercih ederim.Allah Rasulünü örnek teşkil etsin diye gönderip sonrada onu çelişkilerle mi doldurdu yani? Muhkem meselelerin yanı sıra Müteşabih meselelerde var. Allah için meseleye Basiretli bakalım...

kübranur' Alıntı:

Hadislerde çelişki olduğunu nasıl iddia edersiniz? veya bunun için hadisleri red mi ediyorsunuz? Fıkıhta usul denen birşey var. Sadece Kurana dayalı hayatı yaşadığı iddia eden camia ayetlere kendi yorumlarını katıp istedikleri gibi tevil ediyorlar bu şahıslara uymaktansa kendinizi çelişkili olduğuna ikna etdiğiniz hadislere uymayı onlarla amel etmeyi tercih ederim.Allah Rasulünü örnek teşkil etsin diye gönderip sonrada onu çelişkilerle mi doldurdu yani? Muhkem meselelerin yanı sıra Müteşabih meselelerde var. Allah için meseleye Basiretli bakalım...

Genişletmek için tıkla ...

Allah kendi sözlerinden başka sözler ile itikat,din oluşturmamızı ister mi.

Resulünü örnek olsun diye gönderen Rabbimiz Kuran'da resulunden örnekler veriyor.

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Bu hadislerin birbiriyle çelişmesi aslında rahmettir. Üzerimizden sorumluluk kalkıyor zira bilmiyoruz.. Tam tersine eğer hiç çelişki olmasaydı din ne kadar zor olurdu, ne kadar daralırdı bunu bi düşünün bence? Böyle olmasında hikmet var rahmet var. Öyle sanki yaşayabilecekmiş gibi çelişkisiz bir hadis külliyatı arzulamanız yok mu?

İnsanoğlu gafildir, tıpkı sarı ineğin niteliklerini kılı kırk yarıp sual eden yahudiler gibi.. Bu işleri deşelemekle üzerinize ne aldığınızın veya neye talip olduğunuzun farkında mısınız? Bu talip olduğunuz şey değildir sizi Allah'a yaklaştıracak olan.. Bu noktayı iyi anlayın arkadaşlar!

Yorum farklılıklarıyla uğraşanların tamamı ilimden nasiplenemezler, asla, onlar için var olan sadece "küfretmek"tir...

Lailaheillallah' Alıntı:

Kan aldırmak yapanın da, yaptıranın da orucunu bozar. ( Buhari, Oruç 32. Tırmizi, Oruç 60)

Rasulullah oruçluyken kan aldırırdı. ( Müslim, Tıp 11. Ebu Davut, Oruç 29)



Çelişki diz boyu...

Genişletmek için tıkla ...

Bu iki hadis arasında hiçbir çelişki yoktur. Lakin senin o kuru ilmin, bu hadisleri anlamaya yeterli ollamayınca, sen de küfrünü kusuyorsun size ancak bu yakışır.

Senin o mantığınla gidersek, alkol kullanmanın caiz olduğunu söyleyebiliriz hem de Kur'an ayetini refarans alarak çünkü iki ayette de alkolün yasaklanması gündemde değildir.

Sizler hadis çelişiğinden rahatsız değilsiniz aslında sizler asıl Kur'an'dan rahatsızsını, lakin münafıklık hastalığı da kalplerinize kadar sinmiş vaziyette böyle olunca da hadisleri gösterip Kur'an'ı tekmeliyorsunuz.

Siz kendinizi zeki bizi saf mı sanıyorsunuz, sizin ne yaptığınız ortadadır...

Her iki hadiste de çelişki yoktur, hadisin gerekçesine bakarsanız anlarsınız, bizim için bir sorun yoktur, sadece Kur'an'cılar öyle ruhi bir haldeler ki,

Adamlar kendileriyle problemli, Peygamberle problemlemli ve Kur'an'la da problemlidirler...

Rasulullah Meymune ile evlendiğinde her ikisi de ihramlıydı. (Süneni Nesai, 5-6/179)

İhramlı olan bir kişi evlenemez, kız isteyemez, başkasının nikahını da kıyamaz. (Nesai 5,6/249)

Nasıl yani?

Dileyen iman eder, dileyen inkar....

Konunun başlığına bak. Mantık çelişkisi Kimin mantığına göre. Tabiki senin mantığına göre. Senin mantığına göre zekat ne kadar olmalı, yani mantıkla mı oluyor bu işler .Öğlen namazının farzına 2.rekatta yetişsem nasıl tamamlayabilirim. Birde avrat Karsda idi bende İstanbuldaydım BOşoooooolllllllllllllllll Diye birden sinirle bağırdım Acaba boşadımmı boşamadımmı aklıma takıldı bunun fetvasını bi verirmisin.

Lailaheillallah' Alıntı:

Rasulullah Meymune ile evlendiğinde her ikisi de ihramlıydı. (Süneni Nesai, 5-6/179)

İhramlı olan bir kişi evlenemez, kız isteyemez, başkasının nikahını da kıyamaz. (Nesai 5,6/249)

Nasıl yani?

Genişletmek için tıkla ...

İfade edilen her bir cümle, okunan her bir tasavvur, paylaşılan her bir parağraf tarafımızca anlaşılmayabilir. Kur'an ayetleri de öyledir. Kur'an'ın mesajını, bilgisini, beyanını ve bilgisini her zaman anlamayabiliriz.

Bunlar kadar doğal bir şey yoktur.

Elinize bir doktor reçetesi alıyorsunuz (tasavvur), okuyorsunuz ona göre hareket ediyorsunuz, bir başka doktora aynı şikayet için gidiyorsunuz, farklı bir tasavvur ve farklı bir reçeteyle karşılaşıyorsunuz, size göre çelişki vardır normaldir, çünkü sizin o reçeteleri yorumlayacak alt bilgi'den yoksunsunuzdur. Lakin kendi sahasında mütehassıs olan doktorlara bu durumu arzedince çelişkinin sizlerde olduğunu farkedecek reçetelerde çelişkinin olmadığını anlayacaksınız.

Zaten Allahü Teala bunu Kur'an'da tey'id ediyor, hatta emrediyor, anlamadığınızda kendiniz hareket eden olmayın, bilgi ve ilim sahiplerine müracaat edin buyuruyor.

Hatta, "Dahili Göğüs Hastalıkları Uzmanı", "Kardiyoloji Uzmanı"nın işine dahi karışmıyor, kardiyoloji sahasına asla yorumda bulunmuyor. Yani, ilmin, ilmi yorumun, ilmi bilgi paylaşımının ne derecede hassas olduğunu bilenler bilir.

Dolayısıyla hadislerin hükümleri muhaddislerce değil fakih ve müctehidlerce ortaya konan bir uzmanlık (müctehid) alanıdır. Sizler,bu basamağı atlarda kendiniz anlaşılmayanları anlaşılır hale getirmeye çalışırsanız,

Çelişkiler içinde kendinize bir din ve dünya kurar helak olur gidersiniz. Öyle de olacaksınız. Çünkü, buradakilerin bir çoğu bunu masumca yapmıyor zaten, alimlere karşı hadislere karşı bir düşmanlıkla bunu yapıyor.

Allah ayetinde ise, bunun tersini söylüyor. Allah'ın emrinin hilafına hareket edenler elbette helak olacaklardır normaldir.

Buna matuf, yukarıdaki hadislerde de hiçbir çelişki yoktur. Hadisler anlaşılırdır.

Lailaheillallah' Alıntı:

Rasulullah Meymune ile evlendiğinde her ikisi de ihramlıydı. (Süneni Nesai, 5-6/179)



İhramlı olan bir kişi evlenemez, kız isteyemez, başkasının nikahını da kıyamaz. (Nesai 5,6/249)

Nasıl yani?

Genişletmek için tıkla ...

Şöyle yani; Medine'de ihramlıların evlenmesi serbest, Mekke'de yasak. Bu kadar basit. Bir önceki sayfada bunu sana yazmama rağmen hala bu iki hadisi çelişkili gibi göstermeye çalışman senin üzüm yeme derdinde olmadığını gösteriyor. Eh kendi düşen ağlamaz, ben seni ikaz ettim ve sen nefsinde buna şahit sin. Yaşasın zalimler için cehennem.

Kendilerini sever sayarım, Selefi Müslümanlar da, 4 farklılığı hatalı ve yanlış görenlerdendi. Yani, İmam Azam Ebu Hanife, İmam Şafii, İmam Malik ve Ahmed b Hanbel. Toplam 4 kişi ve 4 farklı bakış ki, bir çok mes'elelede de mutabıklar.

Bu müctehidler, Kur'an'dan, Sahih Sünnet'ten, Sahabiler'den ve Sahabilere yakın alimlerden asla taviz vermemişler, bilgi ve tasavvurlarında yer yer bu kaynaklardan beslenmişler,

Ortaya, Peygamberimiz Dönemi içerisinde var olan hayatı bize kadar nakletmişlerdir. Bundan dolayı bunlara "Sünnet Ehli" denilmiştir.

Bu 4 farklılığı uygun bulmayan Selefiler bugün 30'a yakın farklı bir ayırımın içerisindedirler. ---))))) Hani 4 dahi fazlaydı farklı görüşler olarak, siz 30'a ayrıldınız selefiler olarak, 30 farklı selefi gruplar oldunuz ki biriniz diğerini, öbürünüz daha diğerini kafir görüyor. --))))

Kur'an'cı'lar da öyledir, İmam Azam'la İmam Şafii'nin farklılıklarıyla dalgasını geçerler ama onlar dahi 20'ye bölünmüşlerdir. ----)))) ---))) Daha da bölünecekler.

Çünkü Kur'an'cılar'ın içerisinde, kokanalar vardır, enteller vardır, danteller vardır, ciddi ciddi eli kalem tutan ilim ehilleri vardır, psikologlar vardır, sosyolaglar vardır, kominizmi savunan ayyaşlar vardır, Mustafa KEMAL'i İmam Azam görenler vardır, Laikliği İslam ve Kur'an görenler vardır, namaz salattır, rükuya gerek yok secdeye gerek yok, yürürken de salat eda edilir diyenler vardır, vardır da vardır... İşte bütün bunların içerisinde İslamoğlu, Bayındır, Okuyan, Eliaçık ne yapar anlamış değilim. -------------)))))))))))))))))) Asıl komik olan yer de burasıdır...

4 müctehidle dalgasını geçenler ihtilaf anlamında, olacak ya Allah büyüktür, en 20'ye ayrılmakla tamamı dalgalık olmuşlardır...

20'ye bölünmeleri amelde değildir sadece iman da buna dahildir... Hihiiiiiiiii, hiç güleceğim yoktu.... ----------------))))))))))))))))))))))))

Ehl-i Sünne'nin yolunun müdavimleri ve müctehidleri bellidir, onların yolunu yol edinenler kurtulmuşlardır...

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

çelebiler' Alıntı:

LG-D682TR cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Genişletmek için tıkla ...

Nisa-89. Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

Tevbe-5. Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Bakara Sûresinin 178 . Ayetinde
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır.


Bakara Sûresinin 191 . Ayetinde
Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir.


Bakara Sûresinin 251 . Ayetinde
Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Câlût’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.


Bakara Sûresinin 253 . Ayetinde
İşte peygamberler! Biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryemoğlu İsa’ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lakin Allah dilediğini yapar.


Nisâ Sûresinin 74 . Ayetinde
O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.


Nisâ Sûresinin 89 . Ayetinde
Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.


Nisâ Sûresinin 91 . Ayetinde
Diğer bir takım kimselerin de hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak istediklerini göreceksin. Bunlar küfre her döndürüldüklerinde ona atılırlar. Eğer bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barış içinde yaşamak istemezler, ellerini savaştan çekmezlerse, onları yakalayın ve onları nerede bulursanız öldürün. İşte bunlara karşı size apaçık bir yetki verdik.


Mâide Sûresinin 33 . Ayetinde
Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.


Tevbe Sûresinin 5 . Ayetinde
Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.


Tevbe Sûresinin 12 . Ayetinde
Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın (öldürün). Çünkü onlar yeminlerine riâyet etmeyen kimselerdir. Umulur ki, vazgeçerler.


Tevbe Sûresinin 111 . Ayetinde
Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.


Ahzâb Sûresinin 60,61 . Ayetinde
Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lanete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.

Savaşta kadın ve çocukların öldürümesinde sorun yoktur. (Buhari, Cihad 146. Müslim, Cihad 26)

Cihad etmek üzere yürüyün. Sakın yaşlıları, çocukları ve kadınları öldürmeyin. (Ebu Davut, Cihad 90. Neyl'ul Evtar, 7/246)

Nasıl yani?

Lailaheillallah' Alıntı:

Savaşta kadın ve çocukların öldürümesinde sorun yoktur. (Buhari, Cihad 146. Müslim, Cihad 26)

Cihad etmek üzere yürüyün. Sakın yaşlıları, çocukları ve kadınları öldürmeyin. (Ebu Davut, Cihad 90. Neyl'ul Evtar, 7/246)

Nasıl yani?

Genişletmek için tıkla ...

Şöyle yani,

savaş esnasında eline silah almış ve sana ateş eden kadın veya çocuk varsa kendini korumak adına onları öldürmekte sakınca yoktur. Fakat ellerinde silah yoksa kadın ve çocukları öldürmeyin.

Lailaheillallah' Alıntı:

Savaşta kadın ve çocukların öldürümesinde sorun yoktur. (Buhari, Cihad 146. Müslim, Cihad 26)

Cihad etmek üzere yürüyün. Sakın yaşlıları, çocukları ve kadınları öldürmeyin. (Ebu Davut, Cihad 90. Neyl'ul Evtar, 7/246)

Nasıl yani?

Genişletmek için tıkla ...

Bak ne güzel Sorunca bilgili kişi sana hemen anlatıyor, öğretiyor .Demekki bilmiyorum demek bu kadar zor değilmiş kardeş. Demekki ne yapacan bilmiyorsan bilene soracan bodoslama dalıp hayırr! bu bana uymadıı, demeyecen soracanki öğrenesin. Bu uslupla devam edersen çok şey öğrenirsin yanlışdan da vazgeçersin emi!

Rasulullah kadınların ve çocukların öldürülmesini mi emretmiş? Alemlere rahmet olarak gönderilen bir elçinin bu vahşet dolu sözü söyleyeceğine inanmıyorum.

Rasulullah'a apaçık iftira atılmış.

Tasavvuf "yanağına vurana diğeri yanağını çevir" demiyor muydu?

"Sövene dilsiz gerek, vurana elsiz gerek" demiyor muydu?

Ehli Sünnetçiler şavaş esnasında çocukların ve kadınların öldürülmesine müsaade eden uydurma hadisle mi amel edecekler? Aman Allah'ım!

Çelişki ve vahşet diz boyu...

Kendisine mahlas Kelimei Tevhidi seçmiş ama Peygamber sözlerine savaş açmış bir müslüman hadi buyrun cenaze namazına

Lailaheillallah' Alıntı:

Rasulullah kadınların ve çocukların öldürülmesini mi emretmiş? Alemlere rahmet olarak gönderilen bir elçinin bu vahşet dolu sözü söyleyeceğine inanmıyorum.

Rasulullah'a apaçık iftira atılmış.

Tasavvuf "yanağına vurana diğeri yanağını çevir" demiyor muydu?

"Sövene dilsiz gerek, vurana elsiz gerek" demiyor muydu?

Ehli Sünnetçiler şavaş esnasında çocukların ve kadınların öldürülmesine müsaade eden uydurma hadisle mi amel edecekler? Aman Allah'ım!

Çelişki ve vahşet diz boyu...

Genişletmek için tıkla ...

Yunus Emre'niz ve Celaleddin Rumi'niz bu hadisi görselerdi ne derlerdi acaba?