Fethullah Gülen'in bugüne kadar devirdiği çamlar ve kırmış olduğu bardaklar ...

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Eygi isim belirtmemis.
isim belirtmeden yazdigi icin suclamalarinda bazen abartiyor,sizlerde zan ediyorsunuzki adres fethullah gülen cemaati...yok böyle birsey.
Birilerini suclayabilmek icin delil lazim,ayrica elestiride usulüne göre olmali.
Bu usulül meselesi belli basli bir konu.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Evet, M.Şevket Eygi genellikle yazılarında eleştirdiği ismelri vermeden yazar...Bu doğrudur. Ama, öyle yazıları da vardır ki tam adrese teslimdir. İşte aşağıdaki yazı da bu yazılarından sadece birisidir ...Üstelik yazı çok dikkat edin ki ; "Birtakım ZINDIKLAR..." diye balşlıyor ...Bakalım buna da nasıl bir kılıf uyduracaksınız ?

Bediüzzamanın Diyalog ve Hoşgörü ile Alakası Olamaz

Birtakım zındıklar Bediüzzaman hazretlerini dinlerarası diyalog ve hoşgörü taraftarı gibi gösteriyor. Yakın tarihimizde iman, İslâm, Kur’ân, ahkâm-ı şer’iye, ahlâk-ı İslâmiyye uğrunda canla başla çalışmış olan bu mübarek ve muhterem zat Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolundan ve çizgisinden bir milimetre bile inhiraf etmemiştir (ayrılmamıştır). Diyalogcular ona iftira etmektedir, onu alet etmektedir, onu kullanmak istemektedir, kötü faaliyet ve propagandalarını onun isminin gölgesinden yürütmeye çalışmaktadır.
Bediüzzaman hazretleri dinî konularda fetva ve ruhsatla amel etmemiş, daima azimet yolu ve takva yolundan gitmiştir. O nasıl yaşadı, nasıl çalıştı, nasıl hizmet etti? Aşağıda yazacağım hususları kimse inkar edemez.
1. Üstad hazretleri ve onun has talebeleri iman, İslâm ve Kur’ân hizmetleri karşılığında yaratıklardan ücret, maaş ve hediye almamışlardır. Bu hizmetleri muhlisen lillah yapmışlardır. “Biz Allah için çalışıyoruz, binaenaleyh ücretimiz O’na aittir” demişlerdir.
2. Reddü’l-Evham adlı kitabın 3’üncü cildinde Abdurrahman Aktepe hocaefendi, Üstad hazretleri hakkında şöyle yazıyor: “Üstad Hazretleri resimli paraya el sürmemiş, Hacı Hulusi bey de, üzerinde resimli para bulunduğu halde namaz kılmamıştır.” (s. 79) Evet o, resimli paraya el sürmeyecek derecede takvalı idi. Aklı fikri, işi gücü para olan, Müslümanlardan mütemâdiyen para toplayan kimselerin kendilerine Nurcu demeleri ne kadar gülünçtür... Has, gerçek, samimî bir Nurcu İman, İslâm, Kur’ân, ahkâm-ı şer’iye, ahlâk-ı İslâmiyye için yaptığı hizmetleri para ile yapmaz, bunların karşılığında para almaz, paradan uzak durur.
3. Muhterem Üstad hazretlerinin kerametlerinden biri de, korkunç zorluklar ve baskılar içinde yapmış olduğu hizmetlerin son derece büyük, tesirli ve kalıcı olmasıdır. O, işte bütün bu hizmetleri parasız yapmıştır.
4. Üstad bir ihlâs kahramanıydı. İhlâs konusunda milyonlarca Müslümana örnek olmuştur.
5. Üstad Ahkâm-ı Kur’âniyenin, Şeriat’ın, fıkhın müdafaasını yapmıştır. Onların en küçük bir hükmüne bile uymuştur. Onlardan en ufak şekilde uzaklaşmamıştır. Böyle bir zatı Tevhidle Teslis arasında önemli bir fark olmadığını iddia eden sapık bir cereyana alet etmek saygısızlık değil, cinayettir.
6. Üstad hazretleri Resul-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimizin vârisleri, vekilleri, halifeleri meyanındadır. Böyle bir zatı, Risalet-i Muhammediyeyi inkar eden ve Fahr-i Kâinat Efendimiz için -hâşâ-kâzib (yalancı) ve terörist diyen kefere ve fecere ile işbirliğine taraftar göstermek ne kadar insafsızca bir davranıştır.
7. İslâm tarihinin her asrında, birtakım mehdiler zuhur etmiştir. Üstad da bunlardan biridir. Ancak, âhir zamanda zuhur edecek asıl büyük Mehdi başka bir zattır. Üstad hazretleri kılıçsız hizmet etmiştir. Âhir zaman Mehdisi kılıçla, cihad ederek âlemi, İslâm nuruyla aydınlatacaktır. Bediüzzaman’dan sonra Mehdi gelmeyecektir diyenler yanılıyorlar.
8. Üstad hazretleri ulvî olan dini, imanı, Kur’ân’ı, ahkâm-ı şer’iyeyi süflî (alçak) şeylere ve kavramlara âlet etmemiştir.
9. Üstad hazretleri şahsını ön plana çıkartmamış, hizmetleri esas kabul etmiştir.
10. Üstad hazretlerinin tasavvufî alakaları vardı. Abdülkadir Geylanî, Muhammed Bahaüddin Nakşbendî, İmamı Rabbanî gibi eâzımdan (ululardan) hürmetle bahs etmiştir. Telif etmiş olduğu Telvihat-ı Tis’a risalesi tasavvufu ve tarikatları övmektedir. Onu tasavvuf ve tarikat karşıtı gibi göstermek isteyenler yanılmaktadır.
11. Üstad hazretleri zühd ve kanaat içinde yaşamış, genellikle kut-ı lâ yemut (ölmeyecek kadar az azık) ile iktifa etmiştir (yetinmiştir).
12. Üstad hazretleri Ümmet-i Muhammed içinde en ufak bir fitne, fesat ve şikak çıkmasını istemezlerdi. Bu yüzden nice hakkından feragat etmiş, çok zaman kendisini müdafaa bile etmemiştir. O sanki, Hazret-i İsa’nın “Kardeşin sana bir tokat atarsa, yüzünün öbür tarafını da çevir” düsturunu benimsemiştir. Gerçek, samimî, ihlaslı, şuurlu Risale-i Nur talebeleri İman kardeşleri arasında fitne ve fesada sebebiyet verecek aşırılıklardan kaçınırlar, uhuvvet-i İslâmiyeyi bozmazlar, hele Risale-i Nur hizmetleri dairesinde en ufak bir manevî disiplinsizlik yapmazlar. Nurcular on şubeye ayrılmış, yok yirmi şubeye bölünmüş, bunların bazısı bazısıyla mücadele ediyormuş, birtakım Nurcular öbür Nurcularla konuşmuyormuş gibi şeyler kesinlikle Bediüzzaman sevgisi ve bağlılığıyla, Nurculuk ahlâkıyla ve metodu ile bağdaşmaz. Sadece bir tek Nurculuk vardır. O da Risale-i Nur’ûn, Bediüzzaman’ın gösterdiği Nurculuktur. Nurcu, haklı da olsa, fitne fesat, nifak ve şikaka sebebiyet verecek en ufak bir harekette bulunmaz, en küçük bir sözü söylemez.
13. Üstad hazretleri kendisine ağır eziyet ve zulümler yapanları bile affetmiş, onlara beddua etmemiştir. Çünkü o bir muhabbet fedaisi idi. İçleri kinle, intikam duyguları ile, Müslümanlara karşı düşmanlıkla dolu kimseler kesinlikle Nurcu değildir.
14. Nurculuk amaç değil, araçtır. Neyin aracıdır? Hizmetin aracıdır. Nurculuğu bir amaç ve esas haline getirenler o mübarek cereyanı ve metodu hakkıyla anlamamışlardır.
15. Bediüzzaman hazretleri bir İslâm kahramanıdır, bir İslâm büyüğüdür.
16. Nurculuk, Nurculuk için değildir, İslâm ve iman içindir.
17. Hakikî, şuurlu, samimî Nur talebeleri cemaatten, ümmetten, birlikten ve beraberlikten kopmazlar. Günlük farz namazların ezanları okununca, şer’î bir özürleri ve mânileri yoksa camilere giderler ve Ümmet-i Muhammed’in çeşitliliği içinde yerlerini alırlar, diğer meşreblere bağlı iman kardeşleriyle birlikte Rabbülemalemîn’e rükû ederler, secde ederler.
18. Gerçek, ihlaslı, samimî, şuurlu Nurcu, o kimsedir ki, onun elinden ve dilinden bütün Müslümanlar emîn olurlar, çünkü o iyi bir mü’mindir, iyi bir müslimdir.
Maalesef birtakım zındıklar azılı ve agresif İslâm düşmanı birtakım misyonerler ve siyonistlerle gizli ittifaklar yapmışlar ve diyalog ve hoşgörü perdesi ardında İslâm’ın temellerini tahrib edecek bazı faaliyetlere girişmişlerdir. Zındıklık komiteleri Bediüzzaman hazretlerini ve mübarek Risale-i Nur’ları çirkin emellerine alet etmeeye çalışıyorlar.
Bediüzzaman’ın Risale-i Nurları:
– Tevhid inancı ile Teslis inancını, birbiriyle uyuşan iki inanç gibi gösteren,
– “Ehl-i Kitab da bizim gibi peygamberlere iman ediyor” diyerek, Resulullah Efendimizi yalanlayanları temize çıkartmaya çalışan,
– “Ehl-i Kitab da ilahî kitaplara iman ediyor” diyerekKur’ân’ı inkar edenleri aklamaya çalışan,
– Tevhidi, Hazret-i Muhammed’in risaletini, Kur’ân’ı, İslâm’ı kabul etmeyenleri Cennete sokan... zihniyetle en ufak bir alakası olamaz.
İslâm’ı ve Ümmet-i Muhammed’i yer yüzünden silmeye ahd etmiş olan agresif kefere ve fecere bir takım kimseleri “Sizi Alem-i İslâm’ın başına Halife yapacağız, şanınız âfâkı tutacak, başınız göğe erecektir” diyerek aldatmaya çalışmaktadır.
Kefere ve fecere diyalog ve hoşgörü konusunda büyük paralar harcamaktadır.
Birtakım ilahiyatçıları elde etmişlerdir.
Ehl-i Sünnet dairesinde ve çizgisinde kalan, Sevad-ı Azam’dan ayrılmayan sünnî ilahiyatçıları tenzih ediyoruz ama Müslümanları diğerlerine karşı uyanık olmaya çağırıyoruz.
Kefere ve fecere Müslümanların içine köpek sürüsü kadar casus, ajan, provokatör, manipülatör, yönlendirici sokmuştur.
Kur’ân Teslis inancını reddetmiştir. Kur’ân’a karşı gelerek bu inancı hak ve meşru olarak göstermeye kalkanların âkıbetleri hayırlı olmaz.
Bediüzzaman gibi bir İslâm büyüğünü çirkin emellerine alet etmek isteyenler büyük bir tokata hazır olsunlar.
(Not: Reddü’l-Ehvam adlı faydalı ve uyarıcı kitap serisini edinmek isteyenler RAHLE Yayınları’na başvurmalıdır. İstanbul Cağaloğlu Çatalçeşme Sokağı, ÜretmenHan, No: 27/29. Tel: 0 212/519 36 96

07 ARALIK 2005-Milli Gazete
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
sadece basliga bakarak kisaca cevab yazacagim,(vaktim yok böyle konularla ugrasmaya)
Bu basliktaki ifade tartismaya acik bir konu.eygi ne derse dogrudur diyenlerden degilim.Dogru olanlari alirim yanlislari kesip atarim:)
özellikle fitnecilerin ekmegine yag sürüyorsa...
bana göre eygi bazen dozu asiyor,bazende dogrulari söylesede yanlis anlasiliyor,bazende farkli yönlere cekilip sözleri stismar edilyior.
Fitneye alet olmamak icin isim vermeden yazsada cogu zaman bu sözleri fitneye alet edildigi icin ulub ve usul konusunda kendisini düsünmeye ve yeni bir elestiri metod secmeye davet ediyorum.
Özellikle ehli-sünnet konusunda titiz olan bir büyümüz oldugu icin buna dikkat cekiyorum cünkü madem ehli-sünneti savunuyorsun ozaman elestirinde,uslubunda usulunde ehli-sünnet olmali,degilse kaale almam.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
sadece basliga bakarak kisaca cevab yazacagim,(vaktim yok böyle konularla ugrasmaya)
Bu basliktaki ifade tartismaya acik bir konu.eygi ne derse dogrudur diyenlerden degilim.Dogru olanlari alirim yanlislari kesip atarim:)
özellikle fitnecilerin ekmegine yag sürüyorsa...
bana göre eygi bazen dozu asiyor,bazende dogrulari söylesede yanlis anlasiliyor,bazende farkli yönlere cekilip sözleri stismar edilyior.
Fitneye alet olmamak icin isim vermeden yazsada cogu zaman bu sözleri fitneye alet edildigi icin ulub ve usul konusunda kendisini düsünmeye ve yeni bir elestiri metod secmeye davet ediyorum.
Özellikle ehli-sünnet konusunda titiz olan bir büyümüz oldugu icin buna dikkat cekiyorum cünkü madem ehli-sünneti savunuyorsun ozaman elestirinde,uslubunda usulunde ehli-sünnet olmali,degilse kaale almam.

Yukarıdaki mesajımda dedim ki ; "Bakalım buna da nasıl bir lkılıf uyduracaksınız ?"
Kılıfınızı aldık, ancak uyup-uymadığına millet karar veriyor !
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
M.S.Eyginin yazisini kendi yamuk görüsüne alet etmeye calisdigin icin o birtakim zindiklardan biride sensin.
Diyalog Allahin emridir,islam dini hosgörü dinidir.
Eger böyle olmasaydi teblig haram olurdu,müslüman olmayanlarada zor kullanilirdi...

fakiri,son kez söylüyorum,benimle muhatab olma cünkü acik söylüyorum SENDEM GICIK KAPIYORUM.tamammi.
uzak dur benden cünkü ard niyetli fitmnecinin tekisin.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
M.S.Eyginin yazisini kendi yamuk görüsüne alet etmeye calisdigin icin o birtakim zindiklardan biride sensin.
Diyalog Allahin emridir,islam dini hosgörü dinidir.
Eger böyle olmasaydi teblig haram olurdu,müslüman olmayanlarada zor kullanilirdi...
fakiri,son kez söylüyorum,benimle muhatab olma cünkü acik söylüyorum SENDEM GICIK KAPIYORUM.tamammi.
uzak dur benden cünkü ard niyetli fitmnecinin tekisin.

"Zındık" hakaretin yönetime bildirilmiştir. Bakalım nasıl bir muamele göreceksin ?
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
"Zındık" hakaretin yönetime bildirilmiştir. Bakalım nasıl bir muamele göreceksin ?

benim hakaretlerim seninkilerinin yaninda cocuk oyuncagi gibidir,hele fitneci uslubun yokmu,bunlari ben yönetime degil Allaha havale ediyorum,er veya gec cezani göreceksin insaAllah,bundan süphem yoktur.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
benim hakaretlerim seninkilerinin yaninda cocuk oyuncagi gibidir,hele fitneci uslubun yokmu,bunlari ben yönetime degil Allaha havale ediyorum,er veya gec cezani göreceksin insaAllah,bundan süphem yoktur.


Görüldüğü gibi, hem hakaret ediliyor ve üstelik te bu kabul ediliyor! Yönetime bildirik neticeyi bekliyoruz...
 

yusufsaid

Profesör
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
873
Tepkime puanı
407
Puanları
0
Konum
Ankara
Herhangi bir cemaate ya da tarikata bağlılığım yok. Bu sitede nur cemaatindeki kimi yanlışları benim de eleştirmişliğim vardır. Ancak an itibariyle pişmanım. Bu onların tamamen hak olduğunu anlamamla alakalı değil. Son zamanlarda ibn Arabi, ibn Teymiyye, Gazali, Nur risalelerine eleştiride bulunan Abdulaziz bayındır vb karşıt görüşleri, birbirine ithamlarını okudum. Bir görüş vahdeti vücudu savunuyor, bir diğeri bunu küfr olarak niteliyor. Risaleleri az çok okumuşluğum var, bayındırı okuduğumda özellikle Bediüzzaman’ın risaleleri ve şahsını Hz. Ali’ye dayandırması; Kuranın bir sayfasındaki bir kelimeyle örneğin 200 sayfa sonraki aynı yere denk gelen bir kelime ile bağlantı kurması, sin altına gizlenmiş sad (ya da tam tersi hatırlayamıyorum), yazdırıldı, ihtar edildi.. Mevlananın müstehcen hikayeleri, Yunus Emrede bile vahdeti vücuda göndermeler, vs vs. Bunların hepsi gerçekten kafamı çok karıştırdı. Gerçeklik sanki bir anda silindi. Yaratılışın en büyük gayesi olan Allaha ibadet iken kimilerine göre o Allah aslında biziz ya da biz Onun bir parçasıyız, kimine göre bizler tamamen Ondan bağımsızız. Bu örnekleri veriyorum, ancak ‘arkadaşlar hepiniz yanılıyosunuz, boşuna tartışıyosunuz, doğrusu şu’ diyemiyorum. Ve düşünüyorum: Rabbim Sen seni bilmemizi ve ibadet etmemizi diledin (ya da Allah dilemekten münezzehtir; Onun dilemesi bizimki gibi düşün-dile-gerçekleştir şeklinde değildir heran faaldir ve eylemleri zamandan münezzehtir derseniz o da ayrı bişey). Peki neden sıratı mustakimi bulmak bu kadar güç? Yani siteye bakıyorum, kendimi de içine katarak diyorum, herkeste bir ‘doğru’ algısı ve savunusu var. İlgili tarafların her biri kendince ayet ve hadis örnekleri dile getiriyor ve müstakil olarak düşününce her savunuda da haklı yanlar var. Biliyorum ki tüm arkadaşlar bu savunuları Hakkın adını yüceltmek için yapıyor. Ama anlamadığım şu, her birinize tamamen birebir bir taraf temsilcisi olarak değil de bireysel olarak sormak istiyorum: Nasıl bu kadar eminsiniz? İki taraf da Aynı bir Allah’a inanıyor, ancak bir taraf diğer tarafın fikrini –hadi yumuşak bir ifade ile diyelim- dini düşüncede büyük hatalara götürücü bulabiliyor. Ve aslında bakınca bu ayrımlar aslında teferruat sayılamayacak kadar önemli noktalarda ve işin temelinde gerçekleşiyor. Bazen 10 haneli bi köyde yaşayan dünyadan bi haber koyun güden bi çoban olmak ve hiç düşünmeden ya da ufak tefek basit düşüncelerle tartışmasız şu doğrudur diyebilmek istiyorum. Ama bu kafa bendeyken zoooor…
 

yusufsaid

Profesör
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
873
Tepkime puanı
407
Puanları
0
Konum
Ankara
Herhangi bir cemaate ya da tarikata bağlılığım yok. Bu sitede nur cemaatindeki kimi yanlışları benim de eleştirmişliğim vardır. Ancak an itibariyle pişmanım. Bu onların tamamen hak olduğunu anlamamla alakalı değil. Son zamanlarda ibn Arabi, ibn Teymiyye, Gazali, Nur risalelerine eleştiride bulunan Abdulaziz bayındır vb karşıt görüşleri, birbirine ithamlarını okudum. Bir görüş vahdeti vücudu savunuyor, bir diğeri bunu küfr olarak niteliyor. Risaleleri az çok okumuşluğum var, bayındırı okuduğumda özellikle Bediüzzaman’ın risaleleri ve şahsını Hz. Ali’ye dayandırması; Kuranın bir sayfasındaki bir kelimeyle örneğin 200 sayfa sonraki aynı yere denk gelen bir kelime ile bağlantı kurması, sin altına gizlenmiş sad (ya da tam tersi hatırlayamıyorum), yazdırıldı, ihtar edildi.. Mevlananın müstehcen hikayeleri, Yunus Emrede bile vahdeti vücuda göndermeler, vs vs. Bunların hepsi gerçekten kafamı çok karıştırdı. Gerçeklik sanki bir anda silindi. Yaratılışın en büyük gayesi olan Allaha ibadet iken kimilerine göre o Allah aslında biziz ya da biz Onun bir parçasıyız, kimine göre bizler tamamen Ondan bağımsızız. Bu örnekleri veriyorum, ancak ‘arkadaşlar hepiniz yanılıyosunuz, boşuna tartışıyosunuz, doğrusu şu’ diyemiyorum. Ve düşünüyorum: Rabbim Sen seni bilmemizi ve ibadet etmemizi diledin (ya da Allah dilemekten münezzehtir; Onun dilemesi bizimki gibi düşün-dile-gerçekleştir şeklinde değildir heran faaldir ve eylemleri zamandan münezzehtir derseniz o da ayrı bişey). Peki neden sıratı mustakimi bulmak bu kadar güç? Yani siteye bakıyorum, kendimi de içine katarak diyorum, herkeste bir ‘doğru’ algısı ve savunusu var. İlgili tarafların her biri kendince ayet ve hadis örnekleri dile getiriyor ve müstakil olarak düşününce her savunuda da haklı yanlar var. Biliyorum ki tüm arkadaşlar bu savunuları Hakkın adını yüceltmek için yapıyor. Ama anlamadığım şu, her birinize tamamen birebir bir taraf temsilcisi olarak değil de bireysel olarak sormak istiyorum: Nasıl bu kadar eminsiniz? İki taraf da Aynı bir Allah’a inanıyor, ancak bir taraf diğer tarafın fikrini –hadi yumuşak bir ifade ile diyelim- dini düşüncede büyük hatalara götürücü bulabiliyor. Ve aslında bakınca bu ayrımlar aslında teferruat sayılamayacak kadar önemli noktalarda ve işin temelinde gerçekleşiyor. Bazen 10 haneli bi köyde yaşayan dünyadan bi haber koyun güden bi çoban olmak ve hiç düşünmeden ya da ufak tefek basit düşüncelerle tartışmasız şu doğrudur diyebilmek istiyorum. Ama bu kafa bendeyken zoooor…
 

semnun

Asistan
Katılım
24 Ağu 2007
Mesajlar
354
Tepkime puanı
10
Puanları
0
En doğrusunu Alemlerin Rabbi olan Allah ( cc ) bilir.
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
senin bilmediğin kesin.
 

yusufsaid

Profesör
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
873
Tepkime puanı
407
Puanları
0
Konum
Ankara
Teşekkür ederim veri.'düşünmezler' hitabının muhatabı olarak aklımı bir kenara atmayacağım ve 'kibirlenmeyin' hitabının muhatabı olarak 'kesinlikle biliyorum veya kesinlikle bilmiyorsun' demeyeceğim inşallah.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
İŞTE FAKİRİ nin bağlı olduğu oluşum yani dini oluşum.

CİDDİYE ALINACAK biri değil yani.

Ömer ÖNGÜT e bağlı ama Ömer ÖNGÜT bile etrafını saran SIZINTILARIN farkına varıp kitabında bilhassa kimseye icazet vermediğinide belirtiyor.

Mekanı cennet olsun Ömer ÖNGÜT yaşamının son On senesinde oldukça ağır bir şeker hastası idi Etrafında çoğunlukla sızmalar çevrelemiş Ömer Öngüt ün demediklerini DEDİ diye enpoze etişlerdir.

Örneğin Mahmut efendi ve Cemeatini , Erbakan ve gönül verenleri Nurcuları NARCI Süleyman Efendi cemeatini Faiz ci tabir edip bunların hepsinin YENİ BİR YARATTIKLARINI CEHENNEMDE YANACAKLARINI BEYAN etmiştir.

İşte fakir BU SIZMALARIN YIKADIKLARI beyinlerden biri.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,766
Tepkime puanı
984
Puanları
113
İŞTE FAKİRİ nin bağlı olduğu oluşum yani dini oluşum.

CİDDİYE ALINACAK biri değil yani.

Ömer ÖNGÜT e bağlı

işte yine her zamanki taktiklerden biri:)

fakirinin yazdıklarına doğru dürüst cevap verilemeyince,adamın özel hayatı gündeme getirilip oradan vurmaya çalışıyor.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
işte yine her zamanki taktiklerden biri:)

fakirinin yazdıklarına doğru dürüst cevap verilemeyince,adamın özel hayatı gündeme getirilip oradan vurmaya çalışıyor.

Ooo maden bulmuş gibi sevinen biri.

Fakiri nerde ne haber buldu ise BALIKLAMA ATLAYAN biri benim için.

Ben herkese teklif ettim ama malesef EVET diyen olmadı.

Forum da AKIL TEMELLİ BELGELERE dayanan her türlü münazara varım.

NE O BURASI TELEVOLE mi ÖZEL hayat galiba burayı Tv veyua MAGAZİN yeri zannettiniz.

AYRICA

Bir üye dürüstse Gerçek yaşamdaki düşünceleri ile buradada aynı olmalı Bir O görüşle birlikte olup diğer görüşe saldırmamalı.

Galiba sizin avam deyimle kuyruk acınız varki bu mesajı yazmışsınız.

Bak daha açayım ANLAMANIZ ve DÜŞÜNMENİZ için Bir kişi gerçek yaşamda Örneğin Fakiri gibi ERBAKAN a karşı ise ERBAKAN a gönül verenlerle F.Gülen e saldırmamalı veya mahmut efendiye gerçek yaşamda karşı ama burada onlarla birlikte olup F.Gülen e saldırmak gibi BUNA AVAM da ne denişr BİLİYORMUSUNUZ ?
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
...
kimilerine göre o Allah aslında biziz ya da biz Onun bir parçasıyız, kimine göre bizler tamamen Ondan bağımsızız. …

Anlaşmazlığı en temelden çok güzel özetlediniz.
İslama göre Allah mutlak varlıktır kainatı da YOKTAN var etmiştir.Hiç bir şey Onun parçası veya oğlu kızı değildir.
Hristiyanlık ve Musevilik te aynı inançtadır.Sadece Hz.İsa için bir istisna yaptıkları için müşrik oldular.Vahdeti vucut inanırları ise bütün varlığı Allahın parçası olduğunu iddia ederler.Artık siz bunların durumunu düşünün....
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Boızacıyla şıracının vuslatı gerçekleşti ! Farkında mısnız ?
 

Yeni-OSMANLI

Yasaklı
Katılım
19 Eki 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
195
Puanları
0
Vahdeti vücudu anlamak için makam üzere keşif ehli olman gerekiyor yani seni beni aşan mesele.Ibni arabinin makamina gelemedigimiz sürece ne anlatilmak istendigini tam anlamiyla anlamayiz.Bu yüzden bu konu hakkinda bizim gibi cahillerin tartismasi faydadan cok zarar verir...
 
Üst