Cübbelinin ebubekir sifil hocaya reddiyesi

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Sadır ilmi vardır. Haktır. İlm-i ledün tabir ederler. Kalb ilimleri.

Ama sadır ilmi sahibi, herkesten daha sıkı Ehli Sünnet ve cemaate (mezhebe ya da şeriate) tutunur. Herkes haramdan kaçar, o şüpheliden de... Mekruhtan da haram gibi kaçar sadır ilmi sahibi.

Sadır ilim sahibinin yüzüne bakmaya, yüzünden Allah'ı zikretmeye doyamazsın. Susması konuşması hikmettir.

Sadır ilmi sahibi davadan kaçar, sırrı ketmeder. Öyle bir tevazu sahibidir ki sanırsın sen kalb sahibi, O müflis. Öylesine.

Öngüt'te hiç biri yok. Bana tabilerini söyle, sana kim olduğunu söyliyem.
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Eline saglik bunu da bir ögrenmis oldum sen sag ol Hirahos abi.

Meseleyi acik ve de net bir sekilde ortaya koymussun bu yazida hos olmus.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Eline saglik bunu da bir ögrenmis oldum sen sag ol Hirahos abi.

Meseleyi acik ve de net bir sekilde ortaya koymussun bu yazida hos olmus.
Ledün ilmi okuyarak öğrenilmez

Sual: Ledün [bâtın] ilmini nasıl öğrenirim?
CEVAP
Ledün ilmi veya ilm-i ledün, okuyarak öğrenilmez. Allahü teâlânın ihsanı ile kalbe ilham edilen, ilahi sırlara ait bilgilerdir. Görünüşte, akla ve nakle zıt gelebilir. İlm-i ledün sahibi olanlar, hadiselerdeki gizli sırları ve hikmetleri bilir. Kur'an-ı kerimde, (Kehf) suresinde bu husus açıkça bildirilmiştir.

Sual:
Bâtın ilmi diye bir ilim yoktur. Arapça batn, karın yani insanın içi demektir. Buna dalak, ciğer, bağırsaklar ve pislik dahildir. Bu bakımdan bâtın ilmi veya bâtıni ilim diye bir ilimden bahsetmek yanlıştır. Bâtın ilmi varsa, Kur’an ve Sünnetten delil verebilir misiniz?
CEVAP
Her kelimenin tek manası olmaz. Bâtın kelimesi de öyledir. Bâtın esma-i hüsnadan, yani Allahü teâlânın isimlerindendir. Kur’an-ı kerimde mealen, (O evveldir, âhirdir, zâhirdir ve bâtındır, O, her şeyi bilendir) buyuruluyor. (Hadid 3)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Din bilgisi iki kısımdır: 1- Kalbde olan faydalı ilimler. 2- Dil ile anlatılan zahiri ilimler.) [Hatib, Süyuti]

(Elbette Kur’anın zahiri ve bâtıni manası vardır.)
[İbni Hibban]

(Bâtın ilmi, Allahü teâlânın esrarından bir sır, hikmetlerinden bir hükümdür. Allah onu kullarından dilediğinin kalbine bırakır.)
[Deylemi, Süyuti, Münavi]

(Zahir ve bâtın ilminde âlim olanlar, enbiyanın vârisleridirler.)
[M. Nasihat]

(Öyle ilimler vardır ki, çok gizlidir. Bunları, ancak marifet sahipleri bilir.) [M. Nasihat]

Taha suresinin (Rabbim ilmimi arttır de) mealindeki 114. âyeti, bâtın ilminin artmasını istemek olduğu tefsirlerde bildirilmektedir.

Abdülgani Nablusi
hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Malik buyurdu ki:
(İlmi zahire malik olan, ilmi bâtına kavuşabilir. Zahir bilgisi olan kimse, ilmi ile amel ederse, Allahü teala, ona bâtın bilgisi ihsan eder.)

Ali bin Muhammed Vefanın ârifane sözlerine şaşırıp kalan imam-ı Ömer Bülkini, bunları nereden öğrendin deyince, Bekara suresindeki,(Allah’tan korkun! Allahü teâlâ, kendinden korkanlara bilmediklerini öğretir) mealindeki 282. âyeti okudu.

Ebu Talibi Mekki buyurdu ki:
(İlm-i zahir ile ilm-i bâtın, birbirlerinden ayrılmazlar. Beden ile kalbin birlikte bulunması gibidirler. Bâtın ilimleri, arifin kalbinden kalblere akar.)

(Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir)
hadis-i şerifi ile bildirilen âlimler, bildikleri ile amel eden, takva sahibi olan, Peygamberlerdeki ilimlerin hepsine kavuşan hakiki âlimlerdir.

İmam-ı Münavi, imam-ı Gazali’den naklen bildiriyor ki:
Ahiret bilgisi iki türlüdür: Biri keşifle hasıl olur. Buna İlmi mükaşefe[İlmi bâtın] denir. Bütün ilimler, bu ilme kavuşmak için sebeplerdir. İkincisi İlmi muameledir. İlmi bâtından nasibi olmayanın imansız gitmesinden korkulur. Bundan nasip almanın en aşağısı, bu ilme inanmaktır. Bid’at ehline bâtın ilmi nasip olmaz. Bâtın bilgisi, temiz kalblerde hasıl olan bir nurdur. (Öyle ilimler vardır ki, çok gizlidirler. Bunları, ancak marifet sahipleri bilir) hadis-i şerifi, bâtın ilimlerini göstermektedir. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını doğru yapabilmek için herkese lazım olan İlmi hâl bilgileri öğrenilip amel edilince, ilmi bâtın hasıl olabilir. (Hadika)

Kur’an-ı kerimden iki kıssa
Abdülgani Nablusi
hazretleri buyuruyor ki:
İlmi bâtından habersiz olanlar, tasavvuf kitaplarını okuyunca, âriflerin sözlerini küfür ve sapıklık sanıyorlar. Anlamadıkları marifet bilgilerine inanmıyorlar. İbni Arabi, Abdülkadir Geylani, Mevlana Celaleddin Rumi, Seyyid Ahmed Bedevi, imam-ı Şarani ve imam-ı Busayri gibi tasavvuf büyüklerine dil uzatıyorlar. Bâtın bilgilerine inanmayan Muhammed aleyhisselamın dininin sırlarına inanmamış olur. Böyle kimseye bid’at ehli ve sapık denir. (Hadika)

Süleyman aleyhisselam, “Sebe Melikesinin tahtını bana kim getirebilir?” dedi. Cinlerden bir ifrit: “Sen yerinden kalkmadan önce, onu getiririm, buna gücüm yeter” dedi. İlmi ledün [ilmi bâtın] sahibiolan vezir Asaf bin Berhiya ise, “Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm” dedi ve bir andagetirdi. (Neml 38-40)

[Vezir de, cin de peygamber değildi. Vezir bu işi kerametle yapmıştı. Cin müslüman ise kerametle, kâfir ise sihirle yapacaktı.]

Kehf suresinde ledün [bâtın] ilmi hakkında bahsedilen kıssa özetle şöyledir:
Hazret-i Musa, “Ya Rabbi, bâtın ilmini bilen zatı nerede bulurum?” diye sordu. Allahü teâlâ da, “Ya Musa, yola çık, çantana koyduğun balık canlanıp denize gittiği yerde, onu bulursun” buyurdu. Hazret-i Musa, Hazret-i Yuşa ile yola çıktı. Bir pınarın yanına geldiler. Bu pınar âb-ı hayat idi. Bu suya dokunan ölü canlanırdı. Bu sudan bir damla balığa değince, balık canlanıp denize gitti.

Hazret-i Musa, denilen yerdeki zatı görüp ona, “Bana bâtın ilmini öğretir misin?” dedi. O zat, “Allahü teâlânın bana öğrettiği ilmin hepsini sen bilmezsin. Bu yüzden de yaptıklarıma sabredemezsin” dedi. Hazret-i Musa, “İnşallah beni sabredenlerden bulursun” dedi. O zat, “Ya Musa, tuhafına gitse de, yaptıklarımdan bana bir şey sormayacaksın” dedi.

O zat, ücretsiz bindikleri gemiyi delince, günahsız çocuğu öldürünce ve bir duvarı ücretsiz yapınca Hazret-i Musa sebebini sordu. O zat, “Gemiciler on kardeşti. Geminin kazancı ile geçiniyorlardı. Bir derebeyi, sağlam gemileri gasp ediyordu. Bu geminin arızalı olduğunu duyunca almaktan vazgeçecekti. Biz de iyiliğe iyilik ettik. Günahsız çocuğun ana babası salih idi. Çocuk büyüyünce, küfre zorlayıp ana babasına zulüm ve işkence edecekti. Bunun yerine neslinden 70 peygamber meydana gelecek hayırlı bir evlat vermesi için dua ettim. Doğrulttuğum duvar, yetimlere aitti. Babaları duvarın altına bir hazine saklamıştı. Duvarı düzeltmeseydim, yıkılıp hazine meydana çıkacak, başkaları alacaktı. Yetimlere de bir iyilik etmiş olduk.

Musa aleyhisselama ilm-i bâtından bahseden o zatın evliyadan Hazret-i Hızır olduğu bildirilmiştir. Kur'an-ı kerimdeki bu iki kıssa, bâtın ilmine sahip keramet ehlinin bulunduğunu açıkça bildirmektedir. İlm-i bâtın, ilm-i zahirden ayrılmaz. Her ikisine kavuşanlara, Ulema-i rasihin denir.

Hazret-i Ebu Hüreyre, (Resulullahtan iki ilim aldım. Birini size bildirdim. İkincisini bildirmedim, çünkü anlayamazsınız) dedi. Birincisi,İlm-i zahir,ikincisi İlm-i bâtın’dır. Bunu ancak, evliya ve sıddıklar bilir

 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Sen de unutma:

Avrupa’da faiz meselesi
Dâr-ül-harbde, müslümanın, kâfirlere ödünç vererek, onlardan faiz almasının caiz olduğu bütün kitaplarda yazılıdır. Dâr-ül-harbde, gayrimüslimlerin mallarını faiz, kumar, fâsid bey’ ile almak helaldir. Bu yollarla müslümanın zarar etmesi ise, helal değildir. (Redd-ül Muhtar)

İmam-ı a’zam ve imam-ı Muhammed, (Dâr-ül-harbde, müslüman ile kâfir arasında faiz olmaz) buyurdu. (Mültekâ)


Bu ne arkadas, haram-helal, Allah'cilik mi oynuyorsunuz? Konusacaksaniz Allah'in kitabindan konusun.
Allah faizi haram kilmis, Peygamberimiz de her turlusu ayagimin altinda demis. Pekala siz ne diyorsunuz?

Hic kimsenin sozunu Allah ve Resulunun sozunun onune gecirmeyin, siz nasil sunnet ehlisiniz yahu.

Iyi dinleyin, Abdullah Ibni mesud birseyler anlatiyor. Dinleyenler " Ebu Bekir ve Ömer soyle diyor ( bir rivayete gore yasakladi diyor)" dediler.
Ibni Mesud kiziyor ve diyor ki, burayi lutfen iyi anlayin; " Allah'in sizi yere gecirmesinden korkmuyor musunuz?
Ben size Resulullah soyle buyurdu diyorum siz bana "Ebu Bekir, Omer soyle diyor" diyorsunuz.

Siz ne diyorsunuz? Allah'tan korkun be.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Buyuk puntolu yazilara yonetici arkadaslar da mudahale etsinler lutfen.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Tasavvufsuz ilim
Sual: Çok ilim sahibi bir kimse, tasavvufu bilmezse, Resulullah'a vâris olabilir mi?
CEVAP
İmam-ı Malik hazretleri buyurdu ki: Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bid'at ehli yani sapık olur. Her ikisine kavuşan hakikate varır.(Merec-ül-Bahreyn)

İlmin bir zahiri, bir de bâtını vardır. Zahiri, bildiğimiz ilimlerdir. Bunu herkes öğrenebilir. Ama bâtın ilmini, mürşid denilen zatlar bilir. Hem zahir, hem bâtın ilmini bilenlere mürşid-i kâmil denir. Resulullah'ın vârisi bunlardır
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Tabiiii, zahir var bir de batin. Zahiri herkes ogrenir ama batini ben seyhim bilir.
O bildigi icin sallar da sallar fakat bizim bunu test etme imkanimiz olmaz.

Hocam nerenden uyduruyon bunu? Sen bilmezsin evladim;

"bana malum oldu, kalbime geldi, Allah bildirdi, gecen Peygamberle sohbet ediyorduk.."
 

ALI25

Kıdemli Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
7,509
Tepkime puanı
106
Puanları
0
Konum
Almanya
Tabii,zahir var bir de batin.Zahiri herkes ogrenir ama batini ben seyhim bilir.O bildigi icin sallar da sallar fakat bizim bunu test etme imkanimiz olmaz.Hocam nerenden uyduruyon bunu?Sen bilmezsin evladim;"bana malum oldu,kalbime geldi,Allah bildirdi,gecen Peygamberle sohbet ediyorduk."
Sen ne zaman bir akillanacaksin ve birgün de birseye kendini ver neden böyle abuk sulub sey yazarsin.

Senin suanda bak bir yazdiklarin cevizin icini bir dolduruyor mu yada kabugunu dolduruyor mu sastim kaldim sana acaba baska ne desem.

Biraz olsun tek ciddi ol ve adam akli yazilar yaz Kaptan.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Kişi, bildiğinin alimi, bilmediğinin cahili... Kişi, bilmediğine düşman olur.

Amenna.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Reddiye savaşlarına devam... Birisi "batını" üfürükçülük yapıyor, diğeri de "ilmi" üfürükçülük yapıyor...

İslam'ın hükümleri lağvedilmiş ve O'nun yerine Laiklik Hukuk getirilmiş ki, İslam'ın haramlarını helal; helallerini de haram kılmış...

Ne gam ne de keder...

Reddiye üfürükçülüğüne devam...

İslamoğlu... Bayındır... Sifil... Cübbeli... Okuyan... vs... Aynı sepetin insanları...

"Devlet-i Aliye"yi tekraren diriltecek ne bir çalışmanın içerisinde olurlar ne de kelamında...

Halife ekseninde İslam Toplumu'nu oluşturmak adına mücadele edenlere selam olsun...
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
...................
Bende o gün sok olmustum bu yazidan ve sanada soracaktim bu nasil olur diye.

Ben oysa ki arasindaki bu yas farkini bu Kadar bilmiyordum.

Daha önce senin yazina bakmis ve kendi kendime demistim ki muridinin 40 gibi olsa onun da kizi 20 gibi olur ve kendiside 60 yasinda olsa arada olur 40 yas gibi ve bu yas da ayni zamanda onun bir dedisi gibi bir yas da oldugu bize gösterir diye diyecektim.

Lafons7275 nin dedigine bakarsam.

80 e 18 aradaki yas farki böyle ise olur 62 yas.



Senin bu rezil hallerin ve tavırların, kimleri hatırlatıyor bir düşün LAFONTEN...
Bu yaptığın senin ilk müfteriliğin değil..
Hiç bilmediğin bir konu hakkında müfterilik yapıyorsun.
O hanım da, babası da hayatta..
Allah'ın veli kulunu ve hiç tanımadığın hanımını, iftira ile karalamaya çalışıyorsun..
Kimler gibi yapıyorsun bunu???
Peygamber efendimizin Hz. Aişe ile evlenmesini kimler diline doluyorsa, ne şekilde doluyorsa, aynı onlar gibi..
Ne kadar kalpleriniz birbirine benziyor...

Gerçi sen daha öncede;


quote_icon.png
lafons7275 Nickli Üyeden Alıntı
Senin öngüt arapça bile bilmiyorken...
quote_icon.png
lafons7275 Nickli Üyeden Alıntı
Okul okumuşluğu olmayan ayakkabı tamircisi...







gibi laflarla, güya kendince küçümsemeye çalıştın...
Kimler gibi?
Mekkeli müşrikler de; "Alemlerin gurur ve süruru Peygamber Efendimizi
"peygamberlik gele gele bir çobana mı geldi" diye alaya alırlardı"
Allah'ım kalplerimizi ve hareketlerimizi müşrik ve münafıklara benzemekten korusun..

Allaha havale ediyoruz. lafons7275 zaten diliyle helak oldu.Demediği yapmadığı kalmadı.Allahın veli kulana düşmanlığının hesabını elbette görecektir.Allah hesap sorucu olarak yeter.
@ALI25 sözde alim dediler size... @Ebu Computer siz alim demediniz mi bu kişeye?)
Siz ise zandan öteye gidemiyorsunuz.Hani ilmi cevabınız?Tekfir ediyor dediniz cevap ekledik hani cevap .

Zahir alimlerin çoğu batıni ilmi zaten bilmez.Kibirlenerek Allahın veli kulunu alaya almaya çalışan birini destekliyorsunuz.Sizide Allaha havala ediyoruz.
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Bu tehdit dünyalıkmı,yoksa ahirete aitmi.?Dünyalık diyorsan,sizden korkulur.Ahiretlik diyorsan,sizin iftira atmadığınız,tekfir etmediğiniz kim kaldıki.Demem oku ahirete havale ediyorsan vay haline.

Sizi Alaha havale ediyorum.Tekfir konusunu bilemedikleri gibi,bölücülük yapan halkın iman ve paraları çalan ve hala çalmaya devam edenleri koruyorlar.

Fetullah Gülen size görede ehli sünnetdi değil mi?Ne oldu sonra ne oldu?...

Birde iftira atmış.

sizin iftira atmadığınız,tekfir etmediğiniz kim kaldıki.

Allahtan korkmaz kuldan utanmaz kişi.Madem bir bilgin var eklersin sana cevap verilir.Kime iftira edilmiş hadi ekliyeceksin buraya ...

Bazıları hiç çekinmeden büyük günahlara giriyor iftira atmaktan hiç korkmuyor çekinmiyorlar.Allahtan korkun Allahtan.
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Filan falana reddiye de bulunur falan filana reddiye de bulunur...

Öteki berikine beriki ötekine...

Önemli olan insanın Allah'ın verdiği akıl ile olayları süzebilmesidir.

Cübbeli hocayı komple kabul edemeyeceğimiz gibi komple de reddedemeyiz.

Selam ve dua ile...



CÜBBELİYE SİTEDEN CEVAP GELDİ

Cübbeli Ahmet'in '********lik yapmayın' şeklindeki sözlerine söz konusu siteden sert cevap geldi. Söz konusu ifadelerin Cübbeli Ahmet'in ağzına yakışmadığına dikkat çekilen açıklamada; "Öncelikle şunu vurgulayalım ki biz kimseye kin ve nefret beslemiyoruz. Bize yapılan ithamlar bile bizde bu duyguları uyandırmıyor. Çünkü neticede herkes beşer ve şaşar. Herkes kendine göre haklı olabilir. Ancak Cübbeli Hoca, yazımızda bulunmayan “neden sarığı yok” gibi ifadeleri biz söylemişiz gibi aktarıp “bunlar ihvan değil” “bunlar yobaz” “bunlar fitneci” diyor ve “********lik yapmayın” diye ekliyor. Tasavvuf dergahında, güzel ahlak abidesi Efendi Hazretlerimizin dizi dibinde yetişen, çok sevdiğimiz bir alimin ağzından en son duyacağımız şeylerdi bunlar. Maalesef üzülerek izledik." denildi.

KEFEN SATMASINIDA UNUTUMUŞ DEĞİLİZ.

Linki bile silmemişler
https://www.facebook.com/cubbeliahmethoca/posts/882932168400917
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
ehli sünnet alimlerinin yazdiklarina da bakmiyorlar hatalari bu mezhepsizler gibi ayeti kerimeleri ve hadisi şerifleri kafalarina göre yorumluyorlar nakletmiyorlar

Bilmediğin konu hakkında kelam ediyorsun..
Ne ile ?
Kulaktan dolma bilgilerle...
Tek bir kitabı okudun mu?
Samimiyetle söyle...

Ama şu konuda haklısın,
Bir mevzuyu Ayet-i Kerime ve Hadis-i şerifler ile mühürlemek herkese nasip olan bir ilim değildir,
Zaten Hatem-ül Evliya'nın en büyük delillerinden biri de budur,

1-) İsmail Hakkı Bursevî -kuddise sırruh- Hazretleri "Kitâbu'n-Netîce" adlı eserinde Hatemü'l-evliyâ olan zâtın kitaplarının Hazret-i Kur'an'la dolu olacağını, bu ilmin has bir ilim olduğunu iki asır öncesinden haber vermekte, o devirde yaşayacak bütün ehl-i imanı bu zâta tâbi olup kurtulmaya teşvik etmektedir:
"Ve bu bir kitabdır ki, kütüb-ü ilâhiyye umumen bunda mündericdir. (İlâhî kitaplar bunun içinde dercedilmiştir.)" (Cilt: 1, sh: 436)
Hiçbir tahsili olmadığı halde kitaplar Âyet-i kerime, Hadis-i kudsî ve Hadis-i şerif'lerle mühürlenmiştir. Kur'an-ı kerim'in bütün Âyet-i kerime'leri tek bir harf kalmaksızın bu neşriyata dercedilmiştir.

Ve bu ilim, sizin sandığınız gibi tahsil ile elde edilen bir ilim değildir..
Allah'u Teala'nın bir lütfudur.
İlim ikidir, Satır ilmi, sadır ilmi..
Hatem'ül evliya sadır ilmine mazhar olmuştur..

Örneğin;
ORGAN NAKLİ konusunda bu büyük zat caiz olmadığını ayet-i kerime ve hadis-i şerifler ile ümmet-i muhammede duyurdu.
Biz bunu bu forumda dile getirdiğimiz de yine senin gibi bir itham da bulundu biri (Kendini allame sanan ama sonrasında önüne konan hükümler nedeniyle hep çark eden bir LAFONTEN)
Dedi ki;
* "fetavayı hindiyye, reddul muhtar gibi fıkıh kitapları dururken, bu mevzuda Ömer ÖNGÜT ne hakla ayet-i kerime ve hadis-i şerifler ile nasıl hüküm verebilir ? " Bunların allame hocaları caiz görmüş çünkü..
Halbuki O büyük zat'ın sadır ilmi ile verdiği bu hükmün, gerçek ehl-i sünnet alimlerinin bildirdikleri ile çelişmesi zaten düşünülemezdi..

Peki sonuç?
fetavayı hindiyye;
"İnsan uzuvlarından bir parça ile menfaatlenmek câiz değildir." (c. 2, sh: 119)

İŞTE BU KENDİNİ ALLAME SANAN,
Başkalarını bilmemekle suçladıkları fıkıh kelamından dahi habersiz bu nasiplerin lafları ile, Allah'ın Veli kuluna düşmanlık etmek, iftira atmak büyük vebaldir..
Biraz aklı olan düşünür,,
Herkese reddiye yazabilenler, 27.000 sayfa neşriyata, dünyanın dört bir yanındaki müslümanlardan berat ve teşekkür mektupları alan yayınlara tek bir sayfa bile neden reddiye yazamamışlar?

 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
1-) Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde buyurur ki:“Kendi kendinizi katletmeyin!” (Nisâ: 29)
Benim Rabbim böyle buyuruyor. Bu bir emr-i ilâhîdir.

2-) Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz’den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.” (Ebu Dâvud: 3207 - İbn-i Mâce: 1616)
Hadis-i şerif’ten; kişinin hayatta iken eziyet duyduğu şeylerden ölü iken de eziyet duyduğu anlaşılmaktadır.

3-)
Fetavayı hindiyye;
"İnsan uzuvlarından bir parça ile menfaatlenmek câiz değildir." (c. 2, sh: 119)

" Biz Allah-u Teâlâ’nın beyan ettiği Âyet-i kerime’lere, Resulullah Aleyhisselâm’ın Hadis-i şerif’lerine göre konuşuyoruz. Bu esastır. Doğru sözlü iseler onlar da bir Âyet-i kerime bir Hadis-i şerif göstersinler de göreyim. Yoksa onların ne dinle ne de imanla ilgileri yoktur.
Madem ki delil olarak Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif gösteremiyor, din namına nasıl konuşabilir? Dini bilmiyor ki din namına konuşsun! "
"O gün, (hakikatleri) yalanlayanların vay haline!
Bu, onların konuşamayacakları gündür.
Kendilerine izin de verilmez ki mazeretlerini beyan etsinler.
O gün, (hakikatleri) yalanlayanların vay haline!" (Mürselât: 34-37)

Halbuki bu hatırlatmalar yapıldığı zaman, teşekkür edip, "İşittik, iman ettik." demeleri gerekmez miydi?
"Kendisine Rabb'inin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir?
Muhakkak ki biz zâlimlerden öç alacağız." (Secde: 22)


ÖMER ÖNGÜT -Kuddise Sırruh- Hazretleri
 
Üst