spesifik
آزادی قید و بند
-GİRİŞ
Bize, engin ve sonsuz rahmeti ile acıyan alemlerin rabbına O'nun razı olduğu kadar sonsuz hamdu senalar olsun. Salat ve selam, bize ilahi rahmete giden bütün yolları canlı ve pratik bir hayat şekli ile sünnet-yol- gösteren son elçi Hz.Muhammed'e ehl-i beytine ve ashabı kiramına olsun. Rabbım onların yolunda gidenlerden razı olsun. Bizi de onlardan eylesin.
Sevgili kardeşler! Sizleri ve tüm müslümanları içten Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Rabbım ibadet halinde yaşadığımız ramazan bilincini tüm yılımıza yayma bilincine kavuştursun. Bu hutbemde çağımızın bir şahidini anlatmayı düşünmüştüm. Şehadeti dolaysıyla. Seyyid Kutup. Ancak, ramazan atmosferi gitmeden önce sizleri ve kendimi ramazan hatimimimde tesbit ettiğim bir kavramın hayata yansıttığı havayı teneffüs edeyim dedim. Gaybı bize hatırlatıp hayatı faal-aktif- hale getiren, ahiret havasını yaşıyalım beraber. Her cuma öncesi, canlı olarak, islam dünyasında ki hutbeleri seyrediyorum. Yemen'den hutbe veren hatibin şu sözü Kur'an'ı çok güzel anlatıyor. 'Kur'an'da faal-aktif- olmayan Hiçbir ayet yoktur.' evet çok doğru bir söz . Kur'an aksiyondur, enerjidir. Her kelimesi ve her ayeti anlayanı ve ona gönül bağlayanı yerinden sarsan ve hayata aktif bağlayan aksiyon yumağıdır. Emin olun, biraz sonra anlatacağım kavrmın içinde geçtiği ayeti işittiğimde aynı duyguları yaşadım. '.....İtiraf ettiler....' 'itiraf edecekler, o gün...' Onun için hutbeme 'İTİRAF GÜNÜ' dedim. Bir de 'MEZELLET GÜNÜ' dedim. Size anlatacağım günkü itiraf insan oğlunu içinde bulunduğu zilleti anlatıyor aynı zamanda. Bunun üzerinde geniş duracağım inşaallah.
KELİME YAPISI
İtraf, kelimesi kök olarak 1-'عرف : A'refe, fiilinden türemiştir. Şu anlamlara gelmektedir. 'İlim, kesin bilmek, bir işi düzenledi, idare etti, 2- Arufe: Bilindi, apaçık oldu, 3-U'rife; apaçık bilnen meruf, Üç veya dört farklı kalıbı var. 'İ'TİRAF' kelimesi de şu anlamlara gelir; BİR ŞEYİ İKRARA ETMEK, kabul etmek, Suçunu veya günahını itiraf etti, bir şeyin ismini veya durumunu açık bildirdi, Haber vermek istedi, bir şeyin üzerinde durdu saber etti' (1)Kelimenin sözlük anlamını ele aldığımızda ortak olarak şu anlamlar çıkar. Bir, kişinin kesin bildiği, pozitif ve negatif bir şeyi ilan etmesi ve kesin bilgi olarak açıklamasıdır. Bizzat, kendisini direk ilgilendiren veya kendisinin yaptığı bir şeyi ilan edip ve açıklamasıdır. Bizzat, yaptığını kendisinin itiraf etmsidir. Aslında kelimenin kökünün 'ÖRF veya MA'RUF' güzel, iylik ve bilinen şey anlamlarına da uygundur. İ'tiraf, kelimeside bu kökten türemiştir. Dünyaya yönelik ve ahirte yönlik olarak kullanılmış.
II-KUR'AN'DA İTİRAF
İTİRAFA HAZIRMIYIZ?
A-DÜNYADA İTİRAF
وَآخَرُونَ اعْتَرَفُواْ بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُواْ عَمَلاً صَالِحًا وَآخَرَ سَيِّئًا عَسَى اللّهُ أَن يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌDiğerleri de günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.' (2) Hayatın içinden canlı yaşanmış bir olay. Bir yaz mevsimi, havalar sıcak, meyveler olgunlaşmış, insanlar evlerinden ve gölgeliklerinden ayrılmak istemiyor. Öyle ki içinde nıfak ve şüphe tohumları taşıyanlar şu propogandayı yapıyorlar. ' Savaşa giden orduya katılmayan münâfıklar, Allah’ın Rasulüne muhalefet edip, cephe gerisinde evlerinde oturup kalmaları sebebiyle sevindiler. Allah yolunda, İslâm uğrunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmeyi, savaşmayı hoş karşılamadılar.
'Bu sıcakta sefere çıkmayın' dediler.
'Cehennem ateşi daha sıcaktır' de. Keşke anlamış olsalardı.' (3) Bu bir imtihaandı. Bu bir gündür. İçinde bazı şeyleri saklayanların bir gün hem de bu dünyada itiraf edeckleri bir imtihandı. Ama onlar yine anlamdı. Allah ve Resuluna karşı geldiler. Anti propoganda yaptılar. Resulullah'a gittiler ve kendilerince bazı sebepler söylediler. Resulullah(ass) bir insandı. Ondan gizleybilirlerdi. Ama gizli ve açığı bilen Allah'tan gizlemeyeckelrdi. İşte o gün geldi ve itiraf ettiler. Şimdi onların acı itirafını dinleyelim.
Onlar:
'Ey Rabbimiz, bizi iki defa ölü halde bulundurdun, başlangıçta ruhsuz, bilinçsiz, ölü varlıklar, biyolojik hücreler halinde tuttun, dünya hayatının sonunda ecellerimiz gelince de ölümümüzü gerçekleştirdin. Biri ana rahminde hücrelerimize ruh yaydığın, diğeri mahşerde topladığın gün iki defa da hayat verdin. Bunları görüp kudretini anladıktan sonra biz, günahlarımızı itiraf ettik. Buradan, cehennem azâbından kurtulmanın bir yolu var mı?' derler. ' (4) Onların bu itirafına kıyamet günü şu cevap verilecek.
'Bu ceza, sizin, bir olan Allah’a davet edilirken inkâra, küfre sapmanız; ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak koşulunca da, şirki tasdik etmeniz, kabullenmeniz sebebiyledir. Hükümranlık, yargı ve icra yüceler yücesi ve büyük olan Allah’ındır.' (5) İtirafın hırıstıyanlıkta bir yönü vardır. Pazar günü günahını itiraf ederler ve af alırlar. Tabii bu itiraf, islamda ki tövbeden farklıdır. Tövbe süreklilik gerektirir. Yapılan günaha bir daha dönmemeyi gerektirir. Bu dünyadaki itiraf fayda veren bir itiraftır. Ancak ahirettki itiraf ise fayda vermez. O günkü itiraf bir zilletti ilandır. Ne olurdu bu dünyadan bir itiraf eylemi başlatabilseydi insan. Gerçek şiddetli ateş kıyametteimiş demeseydi. Şimdi bu dönüşü olmayan itirafı anlatan sahneleri okuyalım.
III- İZZET ÖZLEMİ-Ölüme evet ziillete hayır-
Konum 'İZZET-ONUR- değil ancak konumla ilgili olduğu için aktuel bir iki olayı sizinle paylaşayım. Bugün İslam dünyası bugüne kadar emperyalistler tarafından desteklenen diktorların halk tarafından protesto günü oldu. Her cumaya bir isim veriyorlar. Suriye'de bugün kü cumanın ismi 'El-Mevt, La el-mezelle: Ölüme evet zillete hayır' Halkın bu kalkışı bizi onurlandırıyor. Nereye gidecekler, özlem duydukları onura ulaşmalarına yine müstekbirler Müsaade edecek mi? Onu Rabbıma bırakıyor ve onların oyunu bozmasını diliyorum. Ama seslendirdikleri slogan gayet onur vericidir. Dinlerken onurlandım.
İkinci olay ise Yemen ve Libya'da ki çarşaflı ve peçeli hanımların onurlu konuşmaları oldu. Özellikle bir hanımın yıllardır ilk olarak bayramı hissediyoruz. İki bayram var bugün Libya'da biri tağutun yıkılışı diğeri Ramazan bayramı. Ummet özlem içinde ufak bir sesleniş içimizi aydınlatıyor.
Üçüncü, onurlandırıcı olay, TC'nin dışişleri bakanı Davudoğlun'unun İsraile karşı yaptığı konuşmadır. Mavimarmara gemisine yapılan katliam saldırısı için BM'nin basına sızdırdığı rapor dolaysıyla yaptığı konuşma onur vericidi. Türkiye tarihinde İsraile karşı böyle cesur kararlar bizi onurlandırıyor. Kemalist bir sistem adına dahi olsa. Umut ederim ki bir gün islam adına müslümanlar adına yapılır.
IV-AHİRETTE İTİRAF
MÜTHİŞ BİR SAHNE
Mülk suresinde oldukça canlı bir sahne okuyoruz. Surenin ismini biraz düşünürsek kıaymet sahnesinde ki itirafı yapanların bu dünyadaki hallerini daha güzel anlar ve kendi kendimize çeki düzen veririz. İlahi düzeni tüm evrende ki hakimiyetini anlatan sure. İnsan hayatında da bu hakimiyetin gerçekleşmesi gerektiğini anlatıyor. Sizler sureyi baştan okuyun sonra bu sahneyi okuyun. Şimdi beraberce bu gaybi sahneyi, yine gaybi engüzel bilen ve haberdar edebilen Rabbımızın son kelamından dinleyelim.
...... تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ Neredeyse cehennem öfkesinden, hışmından çatlayacak. Her grubun cehenneme atılışında, cehennemin bekçileri onlara:
'Size, sorumluluğu, hesabı ve cezayı hatırlatan uyarıcı, peygamber gelmedi mi?' diye sorarlar.
....... قَالُوا بَلَى قَدْ جَاءنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِن شَيْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ Onlar:
'Elbette geldi. Bize sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı geldi. Biz onu yalanladık. Allah’ın amellerimize değer kazandıran bir şeyler indirdiği yok, siz, olsa olsa, büyük bir dalâlet, bir yanılgı içindesiniz demiştik.' derler.
......وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ 'Eğer peygamberlerin tebliğlerini anlama niyetiyle dinlemiş olsaydık veya davet edildiğimiz konularda akıllıca muhakeme yapabilseydik, körüklenen, alev püsküren, çıldırırcasına yanan cehennem ehlinden olmazdık' derler.
......فَاعْتَرَفُوا بِذَنبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَابِ السَّعِيرِ emek ki, günahlarını itiraf ettiler. Körüklenen, alev püsküren cehennem ehlinin yüzlerine karşı :
'İlâhi rahmetten ve mağfiretten uzak olun.' denilecek.
.....إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ Görmedikleri halde, saklı-gizli hallerinde, gıyaben Rablerine saygı gösterenler için, koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır. ' (6)
Ne canlı bir sahne, sanki olayın içinde gibi kendinizi hissediyorsunuz. Allah(cc) onlara akıl verdi, duyu organları verdi ki onunla ilahi hakimiyeti kavrasınlar ve O'nun evrensel hakimiyetini hayatta da hakim kılsınlar. Bunun gibi onlarca sahneler vardır Kur'an'da. Ben size 'İTİRAF' kelimesinin geçtiği üç sahneyi vermek istedim. Gerçi akıl sahibi, işiten, yürüyen ve gören için yeterli örnekler. Ne mutlu o kişilere ki daha ayakları tutuyorken günahlarını itiraf eden ve tövbe ederek ilahi rahmete dönüş yapanlara. Gelin kardeşler, kendi kendimize itirafta bulunup ilahi hakimiyeti hayatımızda hakim kılalım ve içinde bulunduğumuz çağa en yakınımızdan başlayarak itiraf etme mücadelesi verelim. Bu uğurda Resullerin bize bıraktığı 'İTİRAFA DAVET' eyleminin dirilişçileri olalım. Bir anlamıyla ramazanda yaptığımız başlangıcı, itirafı devam ettirelim. Ne mutlu devam ettirenler. Rabbim bizi onlardan eylesin. Onun cihadını yapmayı bize nasip etsin.
Allah'a emanet olun.
Dipnotlar:
1-Mu'cem el-Mufehres 2.cıld
2-K. K. 9.Tövbe suresi102
3-K.K. Ags 9/81
4-K.K. 40.Mumin suresi11
5-K.K. Ags 40/12
6-K. K. 67.Mülk Suresi8-12
Yalçın İÇYER
Bize, engin ve sonsuz rahmeti ile acıyan alemlerin rabbına O'nun razı olduğu kadar sonsuz hamdu senalar olsun. Salat ve selam, bize ilahi rahmete giden bütün yolları canlı ve pratik bir hayat şekli ile sünnet-yol- gösteren son elçi Hz.Muhammed'e ehl-i beytine ve ashabı kiramına olsun. Rabbım onların yolunda gidenlerden razı olsun. Bizi de onlardan eylesin.
Sevgili kardeşler! Sizleri ve tüm müslümanları içten Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Rabbım ibadet halinde yaşadığımız ramazan bilincini tüm yılımıza yayma bilincine kavuştursun. Bu hutbemde çağımızın bir şahidini anlatmayı düşünmüştüm. Şehadeti dolaysıyla. Seyyid Kutup. Ancak, ramazan atmosferi gitmeden önce sizleri ve kendimi ramazan hatimimimde tesbit ettiğim bir kavramın hayata yansıttığı havayı teneffüs edeyim dedim. Gaybı bize hatırlatıp hayatı faal-aktif- hale getiren, ahiret havasını yaşıyalım beraber. Her cuma öncesi, canlı olarak, islam dünyasında ki hutbeleri seyrediyorum. Yemen'den hutbe veren hatibin şu sözü Kur'an'ı çok güzel anlatıyor. 'Kur'an'da faal-aktif- olmayan Hiçbir ayet yoktur.' evet çok doğru bir söz . Kur'an aksiyondur, enerjidir. Her kelimesi ve her ayeti anlayanı ve ona gönül bağlayanı yerinden sarsan ve hayata aktif bağlayan aksiyon yumağıdır. Emin olun, biraz sonra anlatacağım kavrmın içinde geçtiği ayeti işittiğimde aynı duyguları yaşadım. '.....İtiraf ettiler....' 'itiraf edecekler, o gün...' Onun için hutbeme 'İTİRAF GÜNÜ' dedim. Bir de 'MEZELLET GÜNÜ' dedim. Size anlatacağım günkü itiraf insan oğlunu içinde bulunduğu zilleti anlatıyor aynı zamanda. Bunun üzerinde geniş duracağım inşaallah.
KELİME YAPISI
İtraf, kelimesi kök olarak 1-'عرف : A'refe, fiilinden türemiştir. Şu anlamlara gelmektedir. 'İlim, kesin bilmek, bir işi düzenledi, idare etti, 2- Arufe: Bilindi, apaçık oldu, 3-U'rife; apaçık bilnen meruf, Üç veya dört farklı kalıbı var. 'İ'TİRAF' kelimesi de şu anlamlara gelir; BİR ŞEYİ İKRARA ETMEK, kabul etmek, Suçunu veya günahını itiraf etti, bir şeyin ismini veya durumunu açık bildirdi, Haber vermek istedi, bir şeyin üzerinde durdu saber etti' (1)Kelimenin sözlük anlamını ele aldığımızda ortak olarak şu anlamlar çıkar. Bir, kişinin kesin bildiği, pozitif ve negatif bir şeyi ilan etmesi ve kesin bilgi olarak açıklamasıdır. Bizzat, kendisini direk ilgilendiren veya kendisinin yaptığı bir şeyi ilan edip ve açıklamasıdır. Bizzat, yaptığını kendisinin itiraf etmsidir. Aslında kelimenin kökünün 'ÖRF veya MA'RUF' güzel, iylik ve bilinen şey anlamlarına da uygundur. İ'tiraf, kelimeside bu kökten türemiştir. Dünyaya yönelik ve ahirte yönlik olarak kullanılmış.
II-KUR'AN'DA İTİRAF
İTİRAFA HAZIRMIYIZ?
A-DÜNYADA İTİRAF
وَآخَرُونَ اعْتَرَفُواْ بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُواْ عَمَلاً صَالِحًا وَآخَرَ سَيِّئًا عَسَى اللّهُ أَن يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌDiğerleri de günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.' (2) Hayatın içinden canlı yaşanmış bir olay. Bir yaz mevsimi, havalar sıcak, meyveler olgunlaşmış, insanlar evlerinden ve gölgeliklerinden ayrılmak istemiyor. Öyle ki içinde nıfak ve şüphe tohumları taşıyanlar şu propogandayı yapıyorlar. ' Savaşa giden orduya katılmayan münâfıklar, Allah’ın Rasulüne muhalefet edip, cephe gerisinde evlerinde oturup kalmaları sebebiyle sevindiler. Allah yolunda, İslâm uğrunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmeyi, savaşmayı hoş karşılamadılar.
'Bu sıcakta sefere çıkmayın' dediler.
'Cehennem ateşi daha sıcaktır' de. Keşke anlamış olsalardı.' (3) Bu bir imtihaandı. Bu bir gündür. İçinde bazı şeyleri saklayanların bir gün hem de bu dünyada itiraf edeckleri bir imtihandı. Ama onlar yine anlamdı. Allah ve Resuluna karşı geldiler. Anti propoganda yaptılar. Resulullah'a gittiler ve kendilerince bazı sebepler söylediler. Resulullah(ass) bir insandı. Ondan gizleybilirlerdi. Ama gizli ve açığı bilen Allah'tan gizlemeyeckelrdi. İşte o gün geldi ve itiraf ettiler. Şimdi onların acı itirafını dinleyelim.
Onlar:
'Ey Rabbimiz, bizi iki defa ölü halde bulundurdun, başlangıçta ruhsuz, bilinçsiz, ölü varlıklar, biyolojik hücreler halinde tuttun, dünya hayatının sonunda ecellerimiz gelince de ölümümüzü gerçekleştirdin. Biri ana rahminde hücrelerimize ruh yaydığın, diğeri mahşerde topladığın gün iki defa da hayat verdin. Bunları görüp kudretini anladıktan sonra biz, günahlarımızı itiraf ettik. Buradan, cehennem azâbından kurtulmanın bir yolu var mı?' derler. ' (4) Onların bu itirafına kıyamet günü şu cevap verilecek.
'Bu ceza, sizin, bir olan Allah’a davet edilirken inkâra, küfre sapmanız; ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O’na ortak koşulunca da, şirki tasdik etmeniz, kabullenmeniz sebebiyledir. Hükümranlık, yargı ve icra yüceler yücesi ve büyük olan Allah’ındır.' (5) İtirafın hırıstıyanlıkta bir yönü vardır. Pazar günü günahını itiraf ederler ve af alırlar. Tabii bu itiraf, islamda ki tövbeden farklıdır. Tövbe süreklilik gerektirir. Yapılan günaha bir daha dönmemeyi gerektirir. Bu dünyadaki itiraf fayda veren bir itiraftır. Ancak ahirettki itiraf ise fayda vermez. O günkü itiraf bir zilletti ilandır. Ne olurdu bu dünyadan bir itiraf eylemi başlatabilseydi insan. Gerçek şiddetli ateş kıyametteimiş demeseydi. Şimdi bu dönüşü olmayan itirafı anlatan sahneleri okuyalım.
III- İZZET ÖZLEMİ-Ölüme evet ziillete hayır-
Konum 'İZZET-ONUR- değil ancak konumla ilgili olduğu için aktuel bir iki olayı sizinle paylaşayım. Bugün İslam dünyası bugüne kadar emperyalistler tarafından desteklenen diktorların halk tarafından protesto günü oldu. Her cumaya bir isim veriyorlar. Suriye'de bugün kü cumanın ismi 'El-Mevt, La el-mezelle: Ölüme evet zillete hayır' Halkın bu kalkışı bizi onurlandırıyor. Nereye gidecekler, özlem duydukları onura ulaşmalarına yine müstekbirler Müsaade edecek mi? Onu Rabbıma bırakıyor ve onların oyunu bozmasını diliyorum. Ama seslendirdikleri slogan gayet onur vericidir. Dinlerken onurlandım.
İkinci olay ise Yemen ve Libya'da ki çarşaflı ve peçeli hanımların onurlu konuşmaları oldu. Özellikle bir hanımın yıllardır ilk olarak bayramı hissediyoruz. İki bayram var bugün Libya'da biri tağutun yıkılışı diğeri Ramazan bayramı. Ummet özlem içinde ufak bir sesleniş içimizi aydınlatıyor.
Üçüncü, onurlandırıcı olay, TC'nin dışişleri bakanı Davudoğlun'unun İsraile karşı yaptığı konuşmadır. Mavimarmara gemisine yapılan katliam saldırısı için BM'nin basına sızdırdığı rapor dolaysıyla yaptığı konuşma onur vericidi. Türkiye tarihinde İsraile karşı böyle cesur kararlar bizi onurlandırıyor. Kemalist bir sistem adına dahi olsa. Umut ederim ki bir gün islam adına müslümanlar adına yapılır.
IV-AHİRETTE İTİRAF
MÜTHİŞ BİR SAHNE
Mülk suresinde oldukça canlı bir sahne okuyoruz. Surenin ismini biraz düşünürsek kıaymet sahnesinde ki itirafı yapanların bu dünyadaki hallerini daha güzel anlar ve kendi kendimize çeki düzen veririz. İlahi düzeni tüm evrende ki hakimiyetini anlatan sure. İnsan hayatında da bu hakimiyetin gerçekleşmesi gerektiğini anlatıyor. Sizler sureyi baştan okuyun sonra bu sahneyi okuyun. Şimdi beraberce bu gaybi sahneyi, yine gaybi engüzel bilen ve haberdar edebilen Rabbımızın son kelamından dinleyelim.
...... تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ كُلَّمَا أُلْقِيَ فِيهَا فَوْجٌ سَأَلَهُمْ خَزَنَتُهَا أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَذِيرٌ Neredeyse cehennem öfkesinden, hışmından çatlayacak. Her grubun cehenneme atılışında, cehennemin bekçileri onlara:
'Size, sorumluluğu, hesabı ve cezayı hatırlatan uyarıcı, peygamber gelmedi mi?' diye sorarlar.
....... قَالُوا بَلَى قَدْ جَاءنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِن شَيْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ Onlar:
'Elbette geldi. Bize sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı geldi. Biz onu yalanladık. Allah’ın amellerimize değer kazandıran bir şeyler indirdiği yok, siz, olsa olsa, büyük bir dalâlet, bir yanılgı içindesiniz demiştik.' derler.
......وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ 'Eğer peygamberlerin tebliğlerini anlama niyetiyle dinlemiş olsaydık veya davet edildiğimiz konularda akıllıca muhakeme yapabilseydik, körüklenen, alev püsküren, çıldırırcasına yanan cehennem ehlinden olmazdık' derler.
......فَاعْتَرَفُوا بِذَنبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَابِ السَّعِيرِ emek ki, günahlarını itiraf ettiler. Körüklenen, alev püsküren cehennem ehlinin yüzlerine karşı :
'İlâhi rahmetten ve mağfiretten uzak olun.' denilecek.
.....إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ Görmedikleri halde, saklı-gizli hallerinde, gıyaben Rablerine saygı gösterenler için, koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır. ' (6)
Ne canlı bir sahne, sanki olayın içinde gibi kendinizi hissediyorsunuz. Allah(cc) onlara akıl verdi, duyu organları verdi ki onunla ilahi hakimiyeti kavrasınlar ve O'nun evrensel hakimiyetini hayatta da hakim kılsınlar. Bunun gibi onlarca sahneler vardır Kur'an'da. Ben size 'İTİRAF' kelimesinin geçtiği üç sahneyi vermek istedim. Gerçi akıl sahibi, işiten, yürüyen ve gören için yeterli örnekler. Ne mutlu o kişilere ki daha ayakları tutuyorken günahlarını itiraf eden ve tövbe ederek ilahi rahmete dönüş yapanlara. Gelin kardeşler, kendi kendimize itirafta bulunup ilahi hakimiyeti hayatımızda hakim kılalım ve içinde bulunduğumuz çağa en yakınımızdan başlayarak itiraf etme mücadelesi verelim. Bu uğurda Resullerin bize bıraktığı 'İTİRAFA DAVET' eyleminin dirilişçileri olalım. Bir anlamıyla ramazanda yaptığımız başlangıcı, itirafı devam ettirelim. Ne mutlu devam ettirenler. Rabbim bizi onlardan eylesin. Onun cihadını yapmayı bize nasip etsin.
Allah'a emanet olun.
Dipnotlar:
1-Mu'cem el-Mufehres 2.cıld
2-K. K. 9.Tövbe suresi102
3-K.K. Ags 9/81
4-K.K. 40.Mumin suresi11
5-K.K. Ags 40/12
6-K. K. 67.Mülk Suresi8-12
Yalçın İÇYER