Vahdeti vucut; Terk-i mâsivâ sırrıyla mümkünâttan alâkasını kesen", "daire-i esbaptan" geçen "ehass-ı havas," "İstiğrak-ı mutlak hâletinde mazhar olduğu salih bir meşrep,"
Daire-i esbâbı yırtmak" (sebepler dünyasını aşmak). Sebeplere bağlanıp kalmaktan kurtulan ve dünya da olup bitenleri umursamamak, hadiselerin en gerisindeki en büyük sebebe ulaşabilen kimseler âlemde vahdete ulaşabilen kimselerdir. Bunlar Vahdet-i Vücud'tan bahsedebilirler. "Daire-i esbâbı yırtıp çıkamayan ve tesirinden kurtulamayan bir "ruh" vahdet-i vücud'tan dem vursa, haddini tecavüz etmiş olur. (Mesnevi Nuriye 256)
Bu meşrebi, esbâb içinde boğulanların ve dünyaya âşık olanların ve felsefe-i maddiye ile tabiata saplananların nazarına ilmî bir surette telkin etmek, tabiat ve maddede onları boğdurmaktır ve hakikat-ı İslâmiyeden onları uzaklaştırmaktır.
"Evet, bu zamanda Muhyiddin-i Arabî'nin kitaplarını, hususen Vahdet-i Vücuda dair meselelerini okumak zararlıdır." (Lem'alar 274)