@talib abinin yazdıkları ilmen bilmek (ilme'l yakin) isteyenler için kafidir. Diğer arkadaşlar kusura bakmasınlar; bu mesail, söz (kal) ile anlaşılabilecek/anlatılabilecek; düşünce üreterek netice alınabilecek menziller değil. Yine arkadaşları tenzih ederim; hele şahsi ve indi fikirler, hayal ve vehimler bu sahada insanı bataklığa sevk edebilir, saplayıp bırakabilir. Tasavvuf ehli içinden, sohbet kelam bilir, hal müşahade tatmış insanlar içinden dahi bu mesail sonrası sapıtanları, namaz niyaz bırakıp meyhanelere/barlara/zinalara/kumarlara düşenleri biliriz. Afedersiniz. Ayakların çok kaydığı yerlerdir. Mürşidi olanlar kayıyorsa, mürşidi olmayanları siz hesab edin.
Bu menziller ancak "hal" ile, zevk ve vicdan yoluyla bilinirler. O da ele geçse; bayram harçlığı gibidir; incik boncuk, çocuk oyuncağı mesabesindedir. Çünkü,
Vahdet-i Vücud denilen hal (manevi lezzet), yolculuğun ikinci durağında tahakkuk eder. Fena hallerindendir. Ordan öteye 17 durak daha var. Sonraki durağa (beka makamlarına) geçince, ikinci duraktakiler kendi yerinde kalırlar yeni haller müşahadeler zevkler belirir; dolayısıyla vahdet-i vücud geçici bir duraktır. Hatta geçilmesi gereken, oraya takılırsa Allah Tealadan mahrum bırakan bir haldir. Takılanı, lezzetine kananı, başka durak yok sananı yolda bırakır.
Arifin kelamıyla: Allah Tealanın esma nuru kainattaki isimlerden görünür. İsimler Allah'ın esmalarına aynadır. Aynada görünen ile esmanın (Allah'ın isimlerinin) aslı, aynısı da değildir gayrısı da... Allah Tealanın sıfat nuru (akl-ı evvel) kainattaki cisimlerden görünür. Cisimler (eşya) Allah'ın sıfatlarına aynadır. Aynada görünen ile sıfatların aslı, aynısı da değildir gayrısı da... Allah Tealanın zat nuru ise
isimsiz cisimsiz yani yok olanlara görünür. Esma ve sıfatların aslı bile Zat’ın aynısı da değildir gayrısı da… İsimsiz cisimsiz kime görünür: Benliğinden geçip kendini yok edenlere... Hiçlere tecelli eder. Yok olabilmek içinse tasarruf sahibi bir velinin nefesi, nazarı ve tasarrufu şarttır. Bir veliye bende olmayana bu makam kapalıdır. Kimse kendi başına bu makamlara çıkamaz, çıkamamıştır. Bu makamlar yazmakla, okunmakla, hayalle, fikirle elde edilemez.
Dolayısıyla varlığında, benliğinde olup yok olmamış bir kimse:
La mevcude illallah dese ve Zat-ı Şerifi kastetse, küfre düşer. Dinden çıkar. Şakası yok. (Kainat Allah'ın isim ve sıfatlarının tecellileriyle dopdoludur diyen, o hali yaşamasa da küfre düşmez, dinden çıkmaz. Allah Teala, Zat-ı şerifi itibarıyla bütün bunlardan münezzehtir. Mutlak "tenzih". Allah'ın isimleri ve sıfatları ise eşyada görünebilmesi itibarıyla "teşbih" edilebilir, dile gelebilir. Esma ve sıfatta tefekkür ve kelam vardır, Zatta ise tefekkür yasaktır, akıllar iflas eder, zekalar beş para etmez, diller kurur)
Bazıları, kendileri bu geçite çıkmaz. Çıkmadan Mürşidinden akseden ile bu halleri hissederler. His, makam sahibine göre gerçek hayat ile rüya alemi kıyası gibidir. Makam sahibi bile orda takılı kalıp yoldan
olabiliyorsa, hissedenleri de yine siz hesab edin.
Zat nuru ile ilgili olarak; nur ile Zat'ın kendisi aynı değildir diyen alimler okumuşuz. Neyse. Konu ayrıntıya boğulmasın.
Bu mesail vesilesiyle,
herkese Ehli Sünnet itikadını çok çok iyi bilmelerini, ne okurlarsa, ne tefekkür ederlerse etsinler, bu itikaddan asla kaymamalarını hararetle tenbih ve tavsiye ediyoruz. İmam Rabbani Hz.lerinin deyişiyle, bir kimseye Ehli Sünnet itikadı nasip edilse de haller, makamlar, vecdlerden, lezzetlerden, esrarlı fikir ve bilgilerden hiç bir şey verilmemiş olsa gam değil. Bir kimseye bütün lezzetler, vecdler, müşahadeler verilse de Ehli Sünnet itikadından mahrum olsa o kişi felakettedir. Allah korusun. Kendisine verilenler bir mekir, bir tuzak, dalalet ve hızlanına bir sebebtir. İşte Ehli Sünnet itikadından bir bölüm:
10- Alemde Allah'ın zıddı, benzeri, şeriki (ortağı) yoktur.
11- Allah, suretten, şekilden münezzehtir, paktır, yücedir.
12- Allah, 6 "itibariye" ve 8 "subutiye" sıfatla vasıflanmıştır
13- Allah doğmaktan, doğurmaktan münezzehtir.
14- Allah bir tek'tir; dengi yoktur.
15- Allah, cisim değildir.
16- Allah'ın bir mekana ihtiyacı yoktur
17- Allah, yemez, içmez, üzerinden zaman geçmez. Zamana ihtiyacı yoktur.
18- Allah, araz değildir; cevher de değildir.
19- Hasılı, Allah, madde ve madde sıfatlarının hepsinden münezzehtir.
Not: Yaratılmışlar alemi, içinde bulunduğumuz kainat, cevherler ve arazlardan meydana gelmiştir.
Cevher: “kendi başına boşlukta yer tutan ve başkasına bağlı olmadan kendini gösterebilen şey”e denir. “Bölünmeyen en küçük parçaya cevher denir.”
Araz: Başka bir nesne ile var olan, kendi başına var olmayan “devamlı olmayan şey'e” araz denir. “Başkasına yani cevher ve cisme bağlı olarak varlığını gösterebilen ve devamlı olmayan şey”dir (
nureddin es-sabuni, el-bidaye, ankara 1982, 19).
Araz'ı bir de şöyle tanımlıyorlar: Süratle varlığını kaybedendir.. Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıftır. Mesela: Şekerin beyaz rengi ya da küp şekli şekerin varlığı için zaruri değildir. Bunlar süratle değişebilirler.
Kısaca cevher basit (yalın) madde, araz ise birleşmiş/bileşmiş maddedir. Araz, basit maddenin terkibleridir. Araz, basit maddenin şekil almış biçimleridir.
Şöyle de söylenebilir: ateş, su, toprak, hava... Maddenin asli unsurları... Bütün cisimler bunların birinin, bir kaçının ya da tamamının terkiblerinden (biraraya gelmelerinden) müteşekkildir.
Velhasıl, basit bileşik ne biçimde olursa olsun madde (eşya, escam), Allah değildir. Allah'ın yarattığıdır.
20- Allah, dönüşmekten, değişmekten, renklerden, suretlerden uzaktır.
21- Allah, göklerden, yerlerden; sağ, sol; ön ve arka gibi cihetlerden münezzehtir. Allah'ın, mekanı asla olmaz.
22- Allah vardır, varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. O'nun varlığı, Kendi'nden başkası değildir.
23- Allah, bu alem yok iken dahi mevcuddu, var idi. Tek ve yalnız idi.
24- Allah, gayrına muhtaç değildir. Herkes her şey daima O'na muhtacdır.
25- Allah'ın içine hiç bir şey hulul etmez, girmez.
26- Hiçbir şey O'na vacib olmaz. O bir şeyi yapmaya mecbur değidir, hiç kimse, hiç bir şey O'nu mecbur edemez. Kendisi neyi dilerse, o nesne kudretiyle meydana gelir.. Kendisine kulunun yararına sebepleri yaratmak gerekmez ki onu yaratsın.
27- Çünkü her işte O'nun hikmeti vardır. Elbette Allah başıboş, gereksiz, boş (öylesine) iş işlemez.
28- Allah, O Zat, hiç bir kulun, hiç bir şeyin içine hulul etmez, girmez.
29- Allah, hiçbir ferde zulmetmez.
30- Allah'ın, Zat-ı Şerif'inin kemalatı, Zat'ıyla birlikte ezelidir; değişmeyi kabul etmez. Allah hakkında sonradan meydana gelecek bir kemal söz konusu değildir.
31- Celal ve Azamet sahibi olan Allah, kemal sıfatlarıyla daima vasıflanır.
32- Allah, (mahluka, yaratılmışlara, eşyaya isnadı mümkün olan) bütün noksan sıfatlardan beridir.
33- Allah'ın Zati olan subuti sıfatları; İlim, İrade, Hayat, Kudret, Halk (Tekvin, yaratma), Basar, Semi' ve Kelam olmak üzere sekizdir.
34- Allah'ın İlmi her şeyi kuşatmıştır. İlmine kimsenin aklı erişmez.
35- Allah, İrade sahibidir, dileyicidir. Ve her şeye kadirdir. Artık kendisi neyi dilerse, O'nun muradına muvafık olarak peyda (var) olur.
36- Bütün hayırları, şerleri Kendisi diler; tespit eder; yaratır.
37- Allah, kulunun ancak hayırlı işlerini sever (razı olur); şer işlerini sevmez. (razı olmaz)
38- Allah Basirdir, görücüdür. Büyük küçük her şeyi görür. Görüşünden tek bir nesne, tek bir mana dahi kaçamaz, uzak olamaz. Lakin bizler gibi maddi göz sahibi olmaktan, gösteren, görmeye yardımcı alet, edevattan münezzehtir. Görmek ancak Allah'ın sıfatıdır.
39- Allah Semii'dir, işiticidir. Gizli ve aşikar her sesi işitir. Kulaktan da münezzehtir. İşitmek ancak Allah'ın sıfatıdır.
40- Allah Mütekellimdir, konuşucudur. Amma dil ve ağızdan beridir. Kelamullah, konuşma sıfatı, ses, harf ve lafızla değildir.
41- Allah'ın subutiye sıfatları, ne kendisi ne de başkasıdır. (Zatının aynı da değildir gayrı da değildir)
42- Allah'ın subutiye sıfatları ezelidir (öncesi yoktur), daimidir (sonu yoktur)
43- Allah'ın subutiye sıfatları Allah'ın Zatı'yla kaimdir. (Ayakta durur, var olur, varlık gösterir)
Lütfen şu konuları okuyup ayrıntılı malumat alalım:
http://www.ihvanforum.org/showthrea...d-Manzumesi-Erzurum-İbrahim-Hakkı)&highlight=
http://www.ihvanforum.org/showthrea...İtikadı-(İtikad-Risalesi-A-M-Ünlü)&highlight=
http://www.ihvanforum.org/showthrea...(Kaside-i-Nuniye-Hızır-Bey-Çelebi)&highlight=
http://www.ihvanforum.org/showthrea...(İtikad)-Kitabı-Ehli-Sünnet-Akaidi&highlight=
http://www.ihvanforum.org/showthrea...-Ebu-Hanife-Hz-lerinin-12-Vasiyeti&highlight=
http://www.ihvanforum.org/showthread.php?150741-Ehli-Sünnet-İtikadı-(Nesefi)&highlight=
Fi emanillah.