Sen diyorsun "Allah Ademi kendine denk hale getirdi." Kuran ihlas suresinde "Hiç bir şey Onun dengi değildir." diyor
Buna karşılık şu cevabı veriyorsun.
ZUMER 67:
Onlar Allah'ı gerektiği şekilde takdir edemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. Allah, onların ortak koşmalarından uzak ve yücedir.
Evet Kuran ayağınızı denk alın diyor.
Kul kendini tanıdıkça Rabbini tanıyamaz(!).Çünkü kul müteal , aşkın ,sonsuz yüce bir varlık olan Allahı tanıması(!) mümkün değildir.
Ayrıca somut bilgi için kullanılan "arefe" tanıma kelimesi Yüce Yaratıcı için kullanılmaz.
Çünkü O somut elle tutulur gözle görülür bir varlık değildir.
Ademin Allaha denk hale gelmesi inancı Kurana göre şirktir,çok büyük saygısızlıktır.
Allah için "arefe" tanıma kelimesi kullanlması yine aynı şekilde şirktir saygısızlıktır.
Bu tip tabirleri kullanabilmek için Yaratıcı ve yaratılmışı özdeş gören -vahdet-i vucud- inancına sahip olmak gerekir.
Bir Kuran mümini için bu tür ifadeler mümkün değildir.
ya hu putkıran kardeşim. mealden din algısı oluşturmak eksik
kavramlarla din algısı oluşturmaya sebep olur. ilk yazında değinmedim
ısrarla yazıyorsun. o ayette "küfüven" kelimesi küfüv denklik manası
taşıyan bir kelime değil. bahsettiğimiz kelime seva kökünden gelen
seviye veya istiva kavramları ile kitapda kullanılan bir kelimedir. allah arşa istiva etti diye geçer ayette. şimdi gökyüzüne mi yerleşti. elbette
gökün bilmem ne katında aramayacağız O'nu. bu bir algıdır. idraktir.
senin mealde kulağa hoş gelen çeviride ki küfüv'ün türkçe karşılığı
olsa olsa kafilik manasında bir kelimedir. yani ve lem yekün lehu küfüven ehad'in manası " ve yok mekanlık edecek O'na , O her şeye kafi gelen ehattir. yani o ayette denklik manasında bir kelime yok.
ve lem yekün = ve la mekan ( mekan kün kökünden gelir, kün ol, mekan olan demektir) = ve olmadı demektir.
ayrıca allah ariftir diye bir kullanımımız olmadı. arif kulluğun esmasıdır.
ayrıca Allah ademe secde emri vererek Ademi kendisine denk tutmuştur.
bunu inkar etmenin de bir anlamı yok.
tasavvufun/dinlerin maksatı zaten kul'un aşkın bir varlık olduğunu anlamaktır.
bu aşk'ınlık isra suresinde geçen Kul'unu bir gece vakti mescidül haramdan mescilil aksa'ya götüren Allah ne münezzehtir ayetinde de
belirtilmiş. he o kul peygamber efendimiz di. sadece O'nun için
geçerli diyorsan biz kul değilmiyiz. her kul kendi miracını kendisi yaşayacak.
selametle