Uydurma Hadisler...

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yukarıdaki mesajların hepsini okumadım; bu mesajım da özellikle kimseye cevap mahıyetinde değildir.

Web'de dolaşan "uydurma hadisler" başlıklı listelerin ekserisi, Nâsıruddîn el-Albânî kaynaklıdır veya onun yazılarına dayanmaktadır.

Bu şahsın hadis alimi (hafız) olmadığı ve icazetsiz olduğu iyi bilinmektedir. Ayrıca, kendi akidesine uymayan hadisleri inkar edebilmek için ilim ahlakıyla bağdaşmayan saptırmalar yaptığı da yaygın olarak anlaşılmıştır.

Daha fazla bilgi için bkz.

http://muratyazici.blogspot.com/2009/07/el-albani-hakknda-ksa-bir-rehber.html

"Saptırma" derken, sadece sahih bir hadise zayıf veya mevdu denmesini kasdetmiyorum. İstedikleri neticeye varabilmek için, alimlerin (hadis hafızlarının) sözlerinin yanlış nakledilmesi veya saklanması gibi hileli davranışlar söz konusu. Meselâ, Prof. Dr. Zekeriya Güler el-Albânî tarafından inkar edilmeye çalışılan bir hadîsi ele alırken şu tespitleri yapıyor:

"Görüldüğü üzere Elbânî ["Râvîlerden Saîd b. Zeyd’de zayıflık vardır" iddiasına delil olarak], Saîd b. Zeyd’in zayıf bir râvî olduğu fikrinde olanları söz konusu ederken, onun sika olduğunu ifade eden [İbn Maîn, İbn Sa’d, Buhârî, Iclî, Ebû Ca’fer ed-Dârimî, Ahmed b. Hanbel ve İbn Hıbbân... gibi] otoriteleri âdeta görmezlikten gelmektedir. Aslında Elbânî’nin, senedinde Saîd b. Zeyd’in bulunduğu başka bir hadis için şu değerlendirmeyi yaptığını da görmekteyiz: “Hadisin isnadı hasendir. Râvîlerin hepsi de sikadır. Saîd b. Zeyd hakkında söz söylenmiştir ama bu, onun hadisini hasen derecesinden aşağı düşürmez. İbnu’l-Kayyim de hadisin isnadının ceyyid (sahih, makbül) olduğunu söylemektedir” . Kabul edilmelidir ki bu tutum, biraz da taassup ve peşin hükümden kaynaklanmaktadır. Bu tesbitimiz de gösteriyor ki, Elbânî’nin râvîlere ilişkin verdiği bilgi ve yaptığı değerlendirme, bir yerde bahis konusu râvînin rivâyetinin muhtevasıyla alâkalıdır. O, kendi meşrebine, zihin ve fikir dünyasına aykırı bulduğu rivâyetleri özellikle sened bakımından bir şekilde çürütmeye çalışırken, sahip olduğu zihniyetle mutabakat arz eden rivâyetleri ise bazen -senedinde bir başka yerde zayıf olduğunu söyleyerek tenkit ettiği (Saîd b. Zeyd örneğinde olduğu gibi) râvî olsa bile- kabul edebilmektedir. Böylelikle Elbânî, bilerek veya bilmeyerek kendisiyle çelişmektedir. Şüphesiz bu, ilmî zihniyet ve akademik nezaketle bağdaşmayan bir tutumdur."

Teemmül eyle.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
13-"Ashabım gökteki yıldızlar gibidir hangisini uyarsanız hidayet bulursunuz"

Bu hadis uydurmadır.Ravilerinden Sellam Bin Suleym yalancı olup ibn-i Hibban'ın dediği gibi uydurma hadisler rivayet etmiştir.Diğer bir ravi Haris Bin Gusayn ise bilinmemektedir.Buna rağmen Şa'rani şöyle der -Bu hadis hakkında muhaddisler zayıflığına dair konuşmuş olsalar dahi keşf ehline göre doğrudur-
Ancak Şa'rani nin bu sözü hiç şüphesiz BATILDIR.Çünkü keşf yoluyla hadislerin tahsis edilmesi tasavvuf-i bidattır.Hem nasıl olur da peygamber ashabımın hepsine uyun diyebilir? Çünkü ilince yüksek olanlar da vardır çok gerilerd olanlar da vardır.İbn-i Hazm şöyle söyler --Peygamber kendi nefsinden konuşmaz o konuşdu mu Allah dan konuşur ve Allah'dan gelende ihtilaf olmaz.Öyleyse Peygamber nasıl olur da ashabımın hepsine uyabilirsiniz diyebilir.-
[/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE][/FONT]

Bu hadise mevdu diyen alim yoktur - İbni Hazm isimli davulcu dışında.

Daha evvel derlediğim bir araştırma...

Hâfız İbni Hacer-i Mekkî (vefatı m. 1566) rahimehullah bildiriyor:

"Dârimî, İbni Adî ve başkalarının da rivayet ettiklerine göre Peygamberimiz sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem (Eshâbım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidâyete kavuşursunuz!) buyurmuştur." (Es-Savaikul-Muhrika, Bedir Yayınevi, s. 457)

Bu hadis-i şerifi kitaplarına yazmış olan başka büyük âlimleri ve kitaplarını da burada kaydedelim.


Hakim Semerkandî (vefatı m. 953) rahimehullah diyor ki:

"İnanan bir kimsenin Resûlullah'ın aleyhisselam sahabileri aleyhinde konuşmaması, gıybetlerini yapmaması lazımdır. Onlara ta'n eden sapık ve bid'atçıdır. Zira efendimiz (Eshabım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete varırsınız.) buyurmuştur. Diğer bir hadis-i şerifte buyruldu ki: (Eshabıma kin tutan münafıktır.) O halde ey kardeşim, dilini onlardan uzak tut da aleyhlerinde bulunma. Akıllılara bu kadar söz yeter." (Sevad-ı A'zam, Bedir Yayınevi, s.55)

Ayrıca, şu bilgiler var:

"İmâm-ı Münâvî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Künuz-üd-dekâık) kitâbı ve İmdâdın (Tahtâvî) hâşiyesi, otuzaltıncı sahîfesinde bu hadîs-i şerîfi de yazmakda ve imâm-ı Beyhekî rivâyeti olduğunu bildirmekdedirler....Bu adam, Eshâb-ı kirâmın büyüklüğünü anlıyamadığından, bu hadîs-i şerîfe, uydurmadır diyor."

Hâfız Celâleddîn Süyûtî (vefatı m. 1505) rahimehullah bildiriyor:

"Beyhekî İbni Abbas'dan nakille Resulullahın şöyle buyurduğunu nakleder: Allah'ın kitabından öğrendiklerinizle amel etmeniz gerekir. Kimse onu terketmekte mazur olamaz. Allah'ın kitabında bulunmazsa benim sünnetim geçerlidir. Eğer benim sünnetimde de geçmiyorsa Eshâbımın sözleri muteberdir. Çünkü Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, hidayete kavuşursunuz. Eshâbımın ihtilafı ise sizin için rahmettir." (Miftahu'l-cenne fi'l-ihticac bi's-sunne - "Sünnetin İslamdaki Yeri", Rağbet Yayınları, s. 69)

Bu sayfadaki dipnotta ayrıca şu mehazlar verilmektedir:

el-Beyhekî, el-Medhal, s. 163.
el-Hatib, el-Kifaye, s. 165.

Rağbet Yayınevi'nin el-Avâsım mine'l-Kavâsım tercümesinin giriş kısmında (s. 21) şu ilave mehaz verilmektedir:

İbn Esir, Camiu'l-Usul fi Ehadisi'r-rasul, 8/556.

Ayrıca, meşhur hadis ve fıkıh âlimi İmam-ı Şa'rânî de (vefatı m. 1565) rahimehullah bu hadis-i şerifi "Beyhekî'nin İbni Abbas'dan bildirdiği..." diyerek aynen kaydetmiştir (Mizan ül-Kübra, Bedir Yayınevi, s. 76).

Büyük Maliki fıkıh ve hadis alimi Kâdî Ebu'l-Fadl İyaz (vefatı m. 1150) rahimehullah bu hadis-i şerifi "Resulullah buyuruyor" diyerek nakletmiştir (Şifa-i Şerif, Bedir Yayınevi, s.438). Bu hadis-i şerifin zayıf olduğunu söyleyen birkaç âlim (rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în) "Kâdî İyaz bu hadisi kesin olarak Peygamberimizin sözüymüş gibi yazmamalıydı" demişlerse de, Molla Aliyyülkârî bunlara şöyle cevap vermiştir: "Mümkündür ki, [Kâdî İyaz] bu hadis için bir zincir tesbit etmiştir veya rivayet yollarının çokluğunun onu zayıf olmaktan çıkarıp hasen mertebesine yükselttiğine hükmetmiştir. Üstelik, faziletli ameller için zayıf hadisler de kullanılabilir." (Şerh el-Şifa, 2:91) Nitekim, bizzat Molla Aliyyülkârî bu hadis-i şerifi "Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yine şöyle buyuru­yor.." diyerek nakletmektedir (bkz. Fıkh-ı Ekber Şerhi, "Sahabileri Hayırla Anmak" başlıklı kısım).

Yine İmam-ı Şa'rânî rahimehullah buyuruyor ki:

"Al­lahü teâlâya hamd olsun ki, bizi, şeriat âlimlerinin bütün sözlerini tevcîh edenlerden ve sözlerinin hepsini şeriat kaynağına bitişik görmekle hiç bi­rini red etmiyenlerden eyledi. Bu hususta sözümüzü kuvvetlendiren: (Be­nim Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız kurtulursunuz) hadîs-i şerifidir. Muhaddisler bu hadîs-i şerif hakkında çeşitli söylemişlerse de, keşf sahiplerine göre sahîhdir. Ma'lûmdur ki, müctehidler, sahabenin yolu üzeredirler. Silsilesi, ya'nî bağlılığı bir sahâbîye olmıyan, bir müc­tehid bulamazsın."(Mizan ül-Kübra, Bedir Yayınevi, s. 59).

İmam Abdülkadir-i Geylânî de rahimehullah "İbni Ömer'in radıyallahü anh bildirdiği hadis-i şerifte..." diyerek bu hadis-i şerifi yazmaktadır (Gunye, Berekât Yayınevi, 7. Baskı, s. 117). Huccet-ül İslâm İmâm-ı Muhammed Gazâlî de rahimehullah bu hadis-i şerifi yazmakta ve izah etmektedir (Mustasfâ, Klasik Yayınları, c.1, s. 355, 358). Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî'nin de (vefatı m. 1893) rahimehullah mezkur hadis-i şerifi yazdığını burada kaydedelim (Camiu’l-Mütun tercümesi, Bedir Yayınevi, 7. Baskı, s. 150) Meşhur ve muteber Akaid kitaplarından olan Birgivî Vasiyetnamesi Şerhi'nde de yazılıdır (Bedir Yay. baskısı, s. 93). İbni Hacer'den ve Bağdadi'den nakiller için ayrıca bkz.: Prof. Dr. İbrahim Canan, Hadis Usülü ve Tarihi, Akçağ Yayınları, s.444-446.

Dr. Fuad Haddad'ın verdiği bilgilere göre, bu hadis-i şerife zayıf diyen âlimler olduğu gibi, hasen veya sahih diyen âlimler de mevcuttur, ama İbni Hazm dışında mevdu diyen âlim yoktur. İbni Hazm'ın sözü ise kendi başına sened olmaz. Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi isimli eserde diyor ki:

“Saîd İbnu'l-Müseyyeb, Hz. Ömer'den (radıyallahu anh) naklediliyor: "Demişti ki: "Ben Resûlullahı aleyhissalâtu vesselâm dinledim, buyurmuştu ki: "Ben, Rabbimden Ashabımın benden sonra düşeceği ihtilaf hakkında sordum. Bunun üzerine şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Senin Ashabın benim nezdimde, gökteki yıldızlar gibidir. Bazıları diğerlerinden daha kavidirler. Her biri için bir nûr vardır. Öyleyse, kim onların ihtilaf ettikleri meselelerden birini alırsa, o kimse benim nazarımda hidayet üzeredir."Hz. Ömer der ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) (devamla) ilave etti:" Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz." [Rezîn tahriç etmiştir. (Hadisin birinci kısmını Câmi'u'us-Sağîr'de Suyutî kaydeder (Feyzu-Kadîr 4, 76). İkinci kısmı da İbnu Abdi'l-Berr, Câmi'u'l-İlm'de kaydetmiştir (2, 91).]

AÇIKLAMA: Münâvî şu açıklamayı sunar: "Ashabın ihtilafı rahmettir. Zira onların (ihtilaf ve) kavgaları dünya için değil, din içindir. Onlar dünya açısından ayrılmış olsalar da tevhîd meselesinde tek bir ruh gibidirler. Hepsi de dine ve din ehline yardımcı oldular. Şirke ve onun temeline darbe indirdiler, pek çok diyarları İslâm adına fethettiler. Küffârı kovup fâcirleri dize getirdiler, takva kelimesine davet ettiler. ..." İslâm ülemâsı bu hadisin mefhumuyla âmel etmiştir. Hadis, siyasi meselelerdeki ihtilafın sahabelere bir ta'n vesîlesi olmayacağını bildiriyor. Onlar, görüşlerinde dinin menfaatini arıyorlardı. İyi niyetli yaptıkları içtihad, ihtilafa sebep olmuştur. Niyetleri hâlis olduğu ve müçtehid oldukları için onlar bu ihtilaf sebebiyle ta'n edilemezler.” (Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 12/418)

971 [m.1563] yılında doğmuş ve 1034 [m.1624] yılında vefât etmiş olan, ikinci bin yılının müceddîdi, İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendi hazretleri rahimehullah buyuruyor ki:

"Ehl-i beyt için ise, (Ehl-i beytim, Nuh aleyhisselâmın gemisi gibidir. Binen kurtulur, binmiyen boğulur) hadis-i şerifi yetişir. Büyüklerimizden bazısı buyurdu ki, Peygamberimiz, Eshâb-ı kirâmı yıldızlara benzetti. Yıldıza uyan, yolu bulur. Ehl-i beyti de, gemiye benzetti. Çünkü gemide olanın, yıldıza göre yol alması lâzımdır. Yıldızlara göre yürümezse, gemi sâhile kavuşamaz. Görülüyor ki, boğulmamak için, hem gemi, hem yıldız lâzım olduğu gibi, Eshâb-ı kirâmın hepsini ve Ehl-i beytin hepsini sevmek, saymak lâzımdır. Birini sevmemek, hepsini sevmemek olur. Çünkü, insanların en iyisinin sohbeti ile şereflenmek fazîleti, hepsinde vardır. Sohbetin fazîleti ise, bütün fazîletlerin üstündedir." (59. Mektub)
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
"Kadınları göze çarpar mevkilere oturtmayın, yazıyı da öğretmeyin. Dikiş öğretin ve Sure-i Nur'u da iyi öğretin."

?
Uydurma hadis ile manası uydurma hadis arasında da ciddi farklar var sanırım

Kadınların dinleri ve akılları eksiktir. (Sahihi Buhari)

Kadınlar arasında iyi kadın yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. "Sahihi Buhari"

Doksandokuz kadından biri cennette, diğerleri ise cehennemdedir. "Sahihi Buhari"

Bir kadın kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse Cennete girer. "Riyazus Salihin"

Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır "Buhari"

Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadın, ev ve atta "Ebu Davut Hadis no: 3922, Sahihi Buhari"
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
İnsanoğlunun fıtratında olan duygulardan biride yıkmak devirmektir,yoksaymaktır.(Daha çok nefsinin isteği ile oluşan bir durumdur).
Ne yazsak ne desek belki boşadır,biz Rabbim niyetimizi halis kıl sözümüzü halis kıl diye dua ederek yinede yazalım.Kalbleri çevirecek olan yine Allahtır.Bu din yüzyıllardır yaşanılagelmiş.Mutlaka din üzre yaşaynlarda olmuştur yaşamıyanlarda.Ama geçmişte yaşayanları yaşamamış sayamayız ve bizden sonra yaşayacak olanlarda bizi yaşamamış sayamaz.Nereye geleceğim,yaşananlar ve yaşadıklarımız birikimlerimizdir.Onlardan yararlanmasını bilmek lazım.
Gelelimhadis uydurulması meselesine hadislerden yararlanmaya.Hadis uyduranlar olmuştur ve tesbit edilmiştir.Bu durum bizim hadislerden yararlanmayacağımız anlamına gelmez.Hem sorgulamaya başlarsak sonu tehlikeli yerlere varan sonuçlarla karşılaşırız.Müslüman insan Allah ve rasulünün bildirdiklerini sorgulamaz,sorgulamamalı.İnanmalı teslim olmalı.
Yoksaymaya ,atmaya başlarsak ne mi olur.Önce namazlar kısalır sonra azalır.Sonra şeytan bizimle gurur duymaya başlar,sonra namazlarda terk edilir,sonra dua ve kalb temizliğine teslim olunur.Bu şekilde kalp temiz olmıyacağı için ,sonuç hüsran olur.
Dostlar bildirenleri sorgulamayın, sorgulamayın,sorgulamayın.Allaha ve rasulüne yürekten itaat edin,bunu diliniz değil yüreğiniz söylesin.O zaman Allah ve rasulünün bildirdikleri sizin yolunuzda işaretler olacaktır.
Rabbim bizleri ihlaslı kullarından eyliye.

Teşekkürle kalmıyor, bir güzel iktibas da ediyorum. Muazzam cevap olmuş. Bu işte ötesi yok.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Uydurma hadislere karşı mücadele Hadis alimlerinin en büyük derdi olmuştur.
Çünkü neredeyse hadisler kadar uydurma hadisler de mevcut
Şia kaynaklarında Sünni kaynaklarda zayıf ve uydurma bir çok hadis var
Kimileri bu zayıf ve uydurma denilen hadislerin manası uydurma değildir İslama uygundur diyerek bir savunma yürütse de manası İslama uygun olan her söze hadis mi demek gerekir?
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
Efendimiz'e isnad edilen, manası islama ve mantığa ters olmayan her kavl hadistir. Hadisler kendi aralarında tezad düşmeyecek, islami prensiplerle çelişmeyecek, akli olarak kabulü mümkün olacak.

İmam-ı Azam diyor ki o konuda zayıf hadis varsa benim içtihadımla amel etmeyin zayıf dahi olsa onunla amel edin. İmamı maliki aynı zamanda, hiçbir nassın, delilim olmadığı hususta zayıf hadis ile ameli yine salık verir.

Efendimiz'in hadisi şerifi variddir, eğer bir söz bana isnad ediliyorsa ve o sözü bana dayandırmada vicdani olarak bir rahatsızlık duymuyorsanız o bana aittir. Misal Levlake hadisi metin, sened olarak sabit değildir fakat mana itibariyle sahihtir. Gerçekten Efendimiz hürmetine bu alem halk edilmiştir. Şimdi bu hadisi yok demek manasını da yok saymak olacaksa, kimi avam tabakada böyle bir şüphe uyanacaksa şöyle denmelidir "evet bu hadis sened metin olarak yoktur ama mana olarak onu destekleyen hadisler vardır, manevi olarak bu hadisi kabul etmekte mesele yoktur."

Biz bu işin akademik ilmini alıyoruz, hevamızdan da konuşmuyoruz. Bugün akademik olarak bu işlerle geçinenlerin çoğu farklı mercilere hizmet ediyor. Her birini kaale almak islama hakaret olur.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Efendimiz'e isnad edilen, manası islama ve mantığa ters olmayan her kavl hadistir. Hadisler kendi aralarında tezad düşmeyecek, islami prensiplerle çelişmeyecek, akli olarak kabulü mümkün olacak.

İmam-ı Azam diyor ki o konuda zayıf hadis varsa benim içtihadımla amel etmeyin zayıf dahi olsa onunla amel edin. İmamı maliki aynı zamanda, hiçbir nassın, delilim olmadığı hususta zayıf hadis ile ameli yine salık verir.

Efendimiz'in hadisi şerifi variddir, eğer bir söz bana isnad ediliyorsa ve o sözü bana dayandırmada vicdani olarak bir rahatsızlık duymuyorsanız o bana aittir. Misal Levlake hadisi metin, sened olarak sabit değildir fakat mana itibariyle sahihtir. Gerçekten Efendimiz hürmetine bu alem halk edilmiştir. Şimdi bu hadisi yok demek manasını da yok saymak olacaksa, kimi avam tabakada böyle bir şüphe uyanacaksa şöyle denmelidir "evet bu hadis sened metin olarak yoktur ama mana olarak onu destekleyen hadisler vardır, manevi olarak bu hadisi kabul etmekte mesele yoktur."

Biz bu işin akademik ilmini alıyoruz, hevamızdan da konuşmuyoruz. Bugün akademik olarak bu işlerle geçinenlerin çoğu farklı mercilere hizmet ediyor. Her birini kaale almak islama hakaret olur.

Peygambere söylemediği sözü söyledi diyerek İFTİRA atacaksın

Sonra da buda hadistir deyip üfüreceksin
Vay ya siz ne müthiş bir zekaya sahipsiniz
Madem öyle
Dur biraz ben şimdi bir HADİS kitabı yazıyorum
Neremden uydurdum derseniz
Malum yerden uydurdum
 

Ahi Evran

Profesör
Katılım
18 Haz 2007
Mesajlar
1,695
Tepkime puanı
14
Puanları
38
Yaş
45
Uydurma hadisler dediğimizde öncelikle mevzu rivayetlerin derlendiği kitapları anlarız...
Oysa bugün öyle rivayetler var ki mevzu rivayet kitaplarında bile yok!!!
 

HaZiRuN

Revizyonda
Katılım
15 Ara 2010
Mesajlar
2,591
Tepkime puanı
354
Puanları
0
ne kadar faydalı bir konu..sonradan uydurulmuş(bid'at) herşeyden Allah'a sığınırım...
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Bunlara cevab:Hadislerin Efendimizden 200 sene sonra yazılmağa başlandığını bu yüzden sihhat derecesinin tartışılabileceğini yazıyorsunuz.Peki siz 1400 kusur seneden sonra bunu nasıl yapabiliyorsunuz..


Mesajınız ŞehbaL tarafından düzenlendi
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
KEÇİ AYETİ YEDİ :)


Kütübü Sitte diye meşhur olunan Sahih Hadisler şeklinde derlenmiş kaynak olan eser
Ahmet Bin Hanbel

Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle demiştir:
“Andolsun ki recmetme ayeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanın haramlığı) ayeti indi. Andolsun ki bu ayetler karyolamın altında bir yaprakta (yazılı) idi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edip biz Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen koyun veya keçi girip o yaprağı yedi.”
İbni Mace 1944, Ahmed bin Hanbel 5/131, 132, 183 ve 6/269

Yani şöyle bir sonuç çıkıyor ki eğer o keçi ayeti yemeseydi RECM ile ilgili ayet Kur'anda duruyor olacaktı.
Haşa yüce RABBİMİZ ayetlerini Kur'anı KEÇİDEN koruyamamış oluyor..
Yorum sizin
 
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
6,088
Tepkime puanı
637
Puanları
0
KEÇİ AYETİ YEDİ :)


Kütübü Sitte diye meşhur olunan Sahih Hadisler şeklinde derlenmiş kaynak olan eser
Ahmet Bin Hanbel

Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle demiştir:
“Andolsun ki recmetme ayeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanın haramlığı) ayeti indi. Andolsun ki bu ayetler karyolamın altında bir yaprakta (yazılı) idi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edip biz Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen koyun veya keçi girip o yaprağı yedi.”
İbni Mace 1944, Ahmed bin Hanbel 5/131, 132, 183 ve 6/269

Yani şöyle bir sonuç çıkıyor ki eğer o keçi ayeti yemeseydi RECM ile ilgili ayet Kur'anda duruyor olacaktı.
Haşa yüce RABBİMİZ ayetlerini Kur'anı KEÇİDEN koruyamamış oluyor..
Yorum sizin

Hadisin arapçasını getir efendi!! Her sene cebrail aleyhisselam ile efendimiz kuranı karşılıklı okurlardı hatta son vefat edeceği sene efendimizin,2kere hatmettiler..ahmaklıktır kuran eksik demek!
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli


Hadisin arapçasını getir efendi!! Her sene cebrail aleyhisselam ile efendimiz kuranı karşılıklı okurlardı hatta son vefat edeceği sene efendimizin,2kere hatmettiler..ahmaklıktır kuran eksik demek!

2kere hatmettiler..ahmaklıktır kuran eksik demek

Orasını ben bilmem
Ahmaklık mıdır , nedir bilemem ama bu HADİS "Sahih"
Keçi Hz.Aişenin evine girer herkes başka işlerle meşgul iken mübarek keçi ayeti yer
Arapçasını da sen bul hazıra alışma.
Sahih hadis ve Hadis meselesine dikkat etmek gerek
Kuran evet beşer eli değmemiştir.Bunun dışında
Beşer eli değen her şeyde hata olabilir

Şimdi iki seçenek var.
Ya Kurana inanmayacaksın
Ya da bu hadise


Halife Hz.Ömer ne yapmış,ayeti geri koymaya çalışmış ama halkın tepkisinden "korkmuş"

“Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi”
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
 
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
6,088
Tepkime puanı
637
Puanları
0
Orasını ben bilmem
Ahmaklık mıdır , nedir bilemem ama bu HADİS "Sahih"
Keçi Hz.Aişenin evine girer herkes başka işlerle meşgul iken mübarek keçi ayeti yer
Arapçasını da sen bul hazıra alışma.
Sahih hadis ve Hadis meselesine dikkat etmek gerek
Kuran evet beşer eli değmemiştir.Bunun dışında
Beşer eli değen her şeyde hata olabilir

Şimdi iki seçenek var.
Ya Kurana inanmayacaksın
Ya da bu hadise


Halife Hz.Ömer ne yapmış,ayeti geri koymaya çalışmış ama halkın tepkisinden "korkmuş"

“Keçinin yemesi sonucu Kuran`dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran`a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi”
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
Yok böyle bir hadisi şerif konuyu aynen bir alime ilettim arapçasını yazsın bakalım dedi.sen kezzapsın(çok yalan söyleyen kişi).Hz Ömer korkacak ha! yuh derim sana kaç çeşit günaha giriyorsunuz sahabeleri kötülemek için vallahi Allah indinde şu saate şahidim!!
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Mes'ele Kur'an ayeti'dir... Cocuk oyuncagi degildir... Dolayisiyla bu isin cesaretle falan da ilgi ve alakasi yoktur... Allahü Teala vahiy yoluyla Cebrail vasitasiyla Peygamberimiz'e ve O'nun sahsinda bu ümmete ayet gönderecek, ama birileri de ayeti gizleyecek Kur'an'a koymayacak, korkudan vs...
Bu fiil Kur'an'in herhangi bir ayetini inkar kadar kötü bir seydir... Hele hele Hz Ömer bu gibi biri zaten ifade ettiklerimize ali ve derinden vakiftir...
Recm vardir diyen ülema hic bir sekilde bu hadiseyi delil almamis genellikle ayetleri hadisle yorumlayarak o hükme varmislardir...
Bir de su vardir,
Allah zina eden Peygamber hanimlarina 200 degnek,
Kölelere de 50 degnek vurulmasini emreder...
Dolayisiyla evli olanlara iki kati bir cezadan bahsedilir... Recm'in iki kati yoktur...
Dolayisiyla Hz Ömer'e atfedilen mezkur husus saglikli degildir...
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli

Yok böyle bir hadisi şerif konuyu aynen bir alime ilettim arapçasını yazsın bakalım dedi.sen kezzapsın(çok yalan söyleyen kişi).Hz Ömer korkacak ha! yuh derim sana kaç çeşit günaha giriyorsunuz sahabeleri kötülemek için vallahi Allah indinde şu saate şahidim!!

Fanatik müselman önce bilgilen sonra ilgilenirsin
Hz.Ömer ile ilgili meşhur olunan hadislerden birisi de şu
O yalan bu yalan bi sen gerçeksin
Keçi ayetinin arapçasını da bulucam merak etme
Şimdi elimde değil Kütüb-ü sitte

1561 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:
"Allah Teâla hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- süb–t bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım."
Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418).

 
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
6,088
Tepkime puanı
637
Puanları
0
Fanatik müselman önce bilgilen sonra ilgilenirsin
Hz.Ömer ile ilgili meşhur olunan hadislerden birisi de şu
O yalan bu yalan bi sen gerçeksin
Keçi ayetinin arapçasını da bulucam merak etme
Şimdi elimde değil Kütüb-ü sitte

1561 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:
"Allah Teâla hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- süb–t bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım."
Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418).

Arapça metinlerle gel bize çakma alim
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
İşi gücü rakamlara değerler vermek olan insanların internette sağda solda indiragandi yapma ile ulum hakkında borazan öttürmesi giran, hezimet hatta komedidir.

Yaw git pisagorun magazin hayatıyla ahh pardon sizin öyle şeylerle işiniz olmaz değil mi dik açıyla meşgul olunuz..!

Kıyamet alametlerinden biri neydi sevgili arkadaşlar ilmin cehlin eline verilmesi..

Şimdi uza manifesto alanın olmayan sahalara ayak uzatma, bi kıvamda dur be çakma alleme-i cihan seni!
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
İşi gücü rakamlara değerler vermek olan insanların internette sağda solda indiragandi yapma ile ulum hakkında borazan öttürmesi giran, hezimet hatta komedidir.

Yaw git pisagorun magazin hayatıyla ahh pardon sizin öyle şeylerle işiniz olmaz değil mi dik açıyla meşgul olunuz..!

Kıyamet alametlerinden biri neydi sevgili arkadaşlar ilmin cehlin eline verilmesi..

Şimdi uza manifesto alanın olmayan sahalara ayak uzatma, bi kıvamda dur be çakma alleme-i cihan seni!

Bu kadar boş laf edeceğine keçi ayeti yemiş mi yememiş mi ondan bahsetseydin.
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
Bu kadar boş laf edeceğine keçi ayeti yemiş mi yememiş mi ondan bahsetseydin.


Gayet dolu laf, kaldırmaya kapasiten yetmiyor tabi.

Git rakamlarla uğraş sahan olmayan alanda nalınların gezmesin. İşi gücü fitnelik iftira olan dinden ne haberi olur ve hatta yaptığı hizmetin Allah katında karşılığı nedir?

Keçi yemiş mi yememiş mi bilemem ama güvenin imanının nurunu yediği zinhar ortada..
 
Üst