Üsve-i Hasene En Güzel İnsan Peygamber Efendimiz (s.a.v.)

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 07/03/2008 cuma

İslâm, gücü yetmeyen kimselere müsâade ederken gücü yetenleri de ısrarla hacca dâvet etmiştir. Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

“Allâh yolunda cihâd eden, hac ve umre yapan kimseler, Allâh'ın elçileridir. Çünkü Allâh bunların yapılmasına kullarını dâvet etti, onlar da icâbet ettiler.

Buna mukâbil, O'ndan isterler, Allâh da onlara isteklerini verir.” (İbn-i Mâce, Menâsik, 5) beyânıyla onları “Allâh'ın elçileri” sıfatıyla şereflendirmiştir.

Fahr-i Kâinât Efendimiz, hacca insanlarla berâber kâinattaki bütün varlıkların da büyük bir iştiyakla katıldıklarını ifâde etmek ve haccın faziletini anlatmak için şöyle buyurmuştur:

“Her bir Müslüman ile birlikte, sağında ve solunda bulunan bütün taş, ağaç ve sert toprak da telbiyede bulunur. Bu iştirak -sağ ve solunu göstererek- şu ve şu istikâmette, arzın son hudûduna kadar devam eder.” (Tirmizî, Hac, 14)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 07/03/2008 cuma

Bu coşku ve heyecâna katılarak mânevî âlemlere dalmak, her türlü kir ve günâhtan arınabilmek için hacca gitme husûsunda acele etmek ve şevkli olmak lâzımdır.

Zîrâ hayır işlerinde acele edilmesini tavsiye eden Allâh Resûlü, hac ibâdetinde de aynı hassâsiyeti göstererek şöyle buyurmuştur:

“– Hac yapmak isteyen acele etsin! Olur ki insan hastalanır, (bineği) kaybolur veya bir mânî zuhûr eder.” (İbn-i Hanbel, I, 214 )

Hac, uzun bir yolculuk ve zor bir iştir. Dolayısıyla, büyük bir fedâkarlık ister.

Bu yüzden sırf Allâh rızâsı için yapılan bir hac ibâdeti, îmânın önceki küfür hâlini tamâmen silmesi gibi, geçmiş günâhları siler.

Resûl-i Müctebâ Efendimiz, bu hakîkati beyân ederek:

“Kötü söz söylemeden ve büyük günâh işlemeden Allâh için hacceden kimse, annesinden doğduğu günkü gibi günâhsız olarak döner.” buyurmuştur. (Buhârî, Hac, 4)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 10/03/2008 pazartesi

Yüce Rabbimiz biz kulları için, bir çok af ve mağfiret kapısı aralamakta, bulunmaz fırsatlar sunmaktadır.

Bu fırsatları değerlendiren kimselere de bir çok mükâfâtlar va'detmektedir.

Bununla birlikte imkânı olduğu halde dünyevî meşgalelere dalarak Allâh'ın evini ziyâret etmeyen kimseler için de şiddetli tehditler mevcuttur.

Böylelerini uyarmak için Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

“Kim, azığa ve kendisini Allâh'ın evi Ka'be'ye ulaştıracak bir bineğe sâhip olduğu halde haccetmezse ha yahûdi ha hıristiyan olarak ölmüş hiç fark etmez.” (Tirmizî, Hac, 3)

Bütün insanlık için üsve-i hasene olan Allâh Resûlü, hac farz kılındıktan sonra, bu ibâdeti bir defâ îfâ ederek ashâbına, onu en ince teferruatına kadar tâlim etmiştir.

Efendimiz bu haccında Müslümanlarla vedâlaşınca İnsanlar; “Bu vedâ haccıdır.” demişler ve bu isim meşhur olmuştur. (Buhârî, Hacc, 132)

Peygamber Efendimiz ise bundan “Haccetü'l-İslâm” ismiyle bahsederdi. (Heysemî, III, 237)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 10/03/2008 pazartesi

Efendimiz -aleyhisselâm-, hacca niyet edince, bunu insanlara bildirdi. Ashâbı da onunla birlikte gitmek için hazırlandılar.

Herkes Allâh Resûlü ile gitmenin bir çaresini arıyor ve haccı onun yaptığı gibi yapmak istiyordu.

Bu haber Medîne'nin dışına ulaşınca, insanlar her taraftan akın akın geldiler.

Yolda onlara katılanların haddi hesâbı yoktu.

Etrâfı gözün alabildiğince büyük kalabalıklar kaplamıştı. Efendimiz hac ve ihram hakkında oradakilere kısa bir bilgi verdikten sonra, yola çıktı.

Beraberinde 114.000, hatta bundan da fazla sahâbî bulunuyordu.

Efendimiz, hacda kurban etmek üzere yüz kadar deve götürüyordu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz yol boyunca Müslümanlara hep hacdan bahsetti. Îrâd buyurduğu hutbesinde ihrâmın ve haccın vâciblerini, sünnetlerini anlattı.

Zülhuleyfe'ye geldiğinde Akîk vâdisinde Müslümanlara şöyle dedi:

“Rabbim tarafından gönderilen Cebrail bu gece bana gelip; «Bu mübârek vâdide namaz kıl ve ‘hem hacca hem umreye niyet ettim' de!» buyurdu.” (Buhârî, Hac, 16) Orada iki rekât da ihram namazı kıldı.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 11/03/2008 salı

Allâh'a hamd ü senâda bulunup tesbih ettikten ve tekbir getirdikten sonra:

“Ey Allâhım! Bunu bana içinde riyâ ve süm'a (gösteriş ve şöhret) bulunmayan mebrûr ve makbûl bir hac kıl!” diyerek dua etti. (İbn-i Mâce, Menâsik, 4)

Zülhuleyfe'de ihrâma girip:

diyerek telbiyeye başladı. (Buhârî, Hac, 26) Daha sonra da; “Sizden kim hac ve umreye niyet etmek isterse bunu yapsın!” buyurdu.

Hacılar, mîkat yerlerinde ihrâma bürünmek sûretiyle, Mekke'ye girmek için hazırlık yaparlar.

Hac ve umre için ihrâma girmek, namaza nisbetle tekbir almak gibidir.

İhrâm, ihlâs ve ta'zîmin, duygularla hissedilebilir bir şekli ve haccetme azminin açık bir fiille ifâdesidir.

Aynı zamanda bu, nefsin her türlü lezzetlerini, râhatını ve âdetlerini terk etmek sûretiyle Allâh'a boyun eğdiğini simgeler.

İnsanın Allâh korkusunu ve O'na duyduğu saygıyı içinde hissetmesini sağlayarak yine O'nun rızâsı için yorgunluğa katlanma ve toza toprağa bulanma mânâsını ihtivâ eder.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 11/03/2008 salı

Efendimiz ihrâma girip telbiyeye başladıktan sonra Cebrâîl'in gelerek:

“Yâ Muhammed! Ashabına telbiyede seslerini yükseltmelerini emret!

Çünkü bu, haccın alâmetlerindendir!” dediğini bildirdi. (İbn-i Mâce, Menâsik, 16)

Allâh Resûlü, uğradığı yerlerde Müslümanlara imam olup namaz kıldırmıştır.

Daha sonra bir vefâ ve muhabbet tezâhürü olarak namaz kıldırdığı yerlere mescidler yapılmıştır. (İbn-i Sa'd, II, 173)

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- Beytullâh'ı görünce ellerini kaldırdı ve:

“Ey Allâhım! Bu Beytinin şerefini, azametini, keremini ve heybetini artır.

Ona hac ve umre ile ta'zîmde bulunanların da şereflerini, keremlerini, heybetlerini, tazimlerini ve iyiliklerini artır!” diyerek dua etti. (İbn-i Sa'd, II, 173)

Devesini Beytullâh'ın kapısında ıhdırdı.

Ridâsının bir ucunu sağ koltuğunun altından alıp sol omuzunun üzerine atmış ve sağ kolunu açmış olduğu halde Mescid-i Haram'a girip doğruca Hacerü'l-Esved rüknüne vardı ve onu istilâm etti.

Bu esnâda gözleri yaşla doldu.

Hacerü'l-Esved'i öptü, ellerini onun üzerine koyduktan sonra yüzüne sürdü.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 12/03/2008 çarşamba

Hacerü'l-Esved köşesinden tavafa başladı. (Heysemî, III, 240) Tavafın ilk üç devresinde adımlarını kısaltıp omuzlarını silkeleyerek hızlı ve çalımlı bir şekilde yürüdü. Rükn-i Yemânî ve Hacerü'l-Esved hizâsına geldikçe:

(el-Bakara 2/201) âyetini okumakta idi.

Peygamber Efendimiz tavafın bu bölümünü tamamlayınca Hacerü'l-Esved'i öptü, ellerini onun üzerine koyduktan sonra yüzüne sürdü.

Bundan sonra halkın arasından güçlükle geçip Makâm-ı İbrâhim'e ulaştı. Makâm'ı kendisiyle Beytullâh arasına alarak iki rekât namaz kıldı.

Sonra dönüp tekrar Hacerü'l-Esved'i istilâm etti ve Hz. Ömer'e:

“Ey Ömer, sen güçlü bir adamsın. Hacerü'l-Esved'e erişmek için omuz vurma, insanları, zayıfları sıkıştırma! Ne rahatsız ol ne de rahatsız et.

Kalabalık sebebiyle Hacer-i Esved'e ulaşamazsan, uzaktan “el sürüp öpme” işareti yap, kelime-i tevhid okuyarak ve tekbir getirerek geç!” buyurdu. (Heysemî, III, 241; İbn-i Hanbel, I, 28)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 12/03/2008 çarşamba

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- bundan sonra Ka'be'nin Benî Mahzûm kapısından çıkıp Safâ tepesine gitti.

Oraya yaklaşınca:

“Şüphe yok ki Safa ile Merve Allâh'ın şeâirindendir.” (el-Bakara 2/158) âyetini okudu ve; “Allâh'ın âyette ilk olarak zikrettiğinden başlıyorum!” buyurarak sa'ye Safâ'dan başlamak üzere oraya yöneldi. Beytullah'ı görünce ona bakarak tehlil ve tekbir getirdi.

Üç kere veya yedi kere:

“Bir olan Allâh'tan başka hiçbir ilâh yoktur.

O'nun eşi ve ortağı yoktur.

Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur.

Diriltir, öldürür.

O herşeye kâdirdir.

Allâh'tan başka hiçbir ilah yoktur.

Allâh va'dini yerine getirdi; kuluna yardım etti, düşmanlık için toplanmış olan bütün orduları yalnız başına bozguna uğrattı.” buyurdu. (İbn-i Mâce, Menâsik, 84)

Sonra, Safâ'dan Merve tepesine doğru yürüyerek indi. Hızlı bir şekilde sa'y ediyordu. Allâh Resûlü, bu hızlı yürüyüşü sa'y vâdisinin ortasına gelince yapıyor, burayı geçince tabiî yürüyüşüne dönüyordu. Bu esnâda:

“Yâ Rab! Beni bağışla ve bana rahmet et! En azîz, en kerîm olan Sen'sin!” diyerek duâ ediyordu. (Heysemî, III, 248)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 13/03/2008 perşembe

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- Merve tepesine vardığında, Safâ'da yaptıklarını aynen tekrarladı.

Safâ'dan Merve'ye yedi defa gidip gelerek sa'yi Merve'de tamamladı.

Bundan sonra:

“Kimin yanında kurbanı varsa, o ihram üzere kalsın!

Kurbanı olmayan ise hemen ihramdan çıksın ve haccını umreye çevirsin.” buyurdu. (Müslim, Hac, 147)

Peygamber Efendimiz yanında kurban getirmiş olduğu için ihramdan çıkmadı.

Allâh Resûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem- Mekke'de dört gün kaldı.

Beşinci gün Beytullâh'ı yedi kere tavaf ettikten sonra, güneşin batıya meylettiği sırada hayvanına bindi.

Mina'ya varıp Dârü'l-İmâme'nin bulunduğu yere indi.

Geceyi Mina'da geçirdi. Güneş doğuncaya kadar bekledi.

Zilhicce'nin dokuzunda sabahleyin Arafat'a doğru hareket etti.

Mina'dan Arafat'a varıncaya kadar telbiye getirmeye devâm etti.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 13/03/2008 perşembe

Peygamber Efendimiz Arafat'ta meşhur vedâ hutbesini îrâd etti.

Bu hutbesinde insanların bilmeleri gereken ve bilmedikleri takdirde mâzur sayılmayacakları hükümleri açıkladı.

Orada toplanan kalabalık vâsıtasıyla bu hükümlerin bütün insanlığa duyurulmasını arzu etti.

Hutbeden sonra Hz. Bilal ezan okudu.

Efendimiz, cem yaparak önce öğle namazının farzını, ardından da tekrar kâmet getirtip ikindi namazının farzını kıldırdı.

Namazdan sonra devesi Kasvâ'ya binip Cebelü'r-Rahme'nin dibindeki vakfe yerine vardı.

Kasvâ'nın göğsünü kayalara doğru çevirdi ve kıbleye döndü.

Güneş batıp sarılığı gidinceye kadar vakfe yaptı.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 14/03/2008 cuma

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-, vakfede bir eliyle devesinin yularını tutup diğer elini kaldırarak uzunca bir dua yaptı.

Bu duâdan bir kısmı şöyledir:

“Ey Allâhım! Kabir azâbından, kalbin vesvesesinden, işlerin dağınıklığından Sana sığınırım!

Ey Allâhım! Rüzgârların getirdiği âfetin şerrinden Sana sığınırım!

Ey Allâhım! Gözümde bir nûr, kulağımda bir nûr, kalbimde bir nûr yarat!

Ey Allâhım! Göğsüme genişlik ver! İşimi kolaylaştır!

Ey Allâhım! Sağlığın hastalığa çevrilmesinden, birdenbire gelip çatacak azabından ve bütün gazabından Sana sığınırım!

Ey Allâhım! Beni doğru yoluna ulaştır! Geçmişimi, geleceğimi bağışla!

Ey dereceleri yükselten, bereketleri indiren,

ey gökleri ve yeri yaratan Allâhım!

Sesler türlü türlü dillerle gürüldeyip Sana doğru yükseliyor, Sen'den dileklerde bulunuyor!

Benim dileğim de; dünya halkının beni unuttuğu imtihan yurdunda Sen'in beni hatırlamandır!

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 14/03/2008 cuma

Ey Allâhım! Sen sözümü işitiyor, bulunduğum yeri görüyor, gizli açık neyim varsa biliyorsun!

İşlerimden hiçbiri Sana gizli değildir!

Ben çaresizim, yoksulum, Sen'den yardım ve emân diliyorum!

Korkuyorum, kusurlarımı itiraf ediyorum!

Bir çaresiz Sen'den nasıl isterse, ben de öyle istiyorum!

Zelil bir günâhkâr Sana nasıl yalvarırsa, ben de öyle yalvarıyorum!

Sen'in yüce huzurunda boynunu bükmüş, Sen'in için gözlerinden yaşlar boşanan, Sen'in uğrunda bütün varlığını fedâ eden,

Sen'in için yüzünü topraklara süren bir kulun Sana nasıl dua ederse, ben de öyle dua ediyorum!

Ey Rabbim! Duamın kabul edilmesinden beni mahrum bırakma!

Bana Raûf ve Rahîm ol, ey kendisinden istenilenlerin en hayırlısı ve verenlerin en keremlisi!

İlâhî! Ben merhametine yetişmeye ehliyetli değilsem, merhametin bana yetişebilir!

Çünkü Sen'in rahmetin herşeyi kuşatacak derecede geniştir!

İlâhî! Benim kusurum ne kadar büyük de olsa, Sen'in affının yanında küçük kalır!

Sen onları bana bağışlayıver ey kerem sâhibi Allâhım!

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 15/03/2008 cumartesi

İlâhî! Sen ancak Sana itaatli olanlara rahmet ve merhamet edeceksen, günâhkârlar kime sığınacaklar?

Ben Sana her an muhtâcım! Sen'in ise bana hiçbir ihtiyâcın yoktur! Sen ancak yaratanım olarak beni bağışlarsın!

Beni şu durduğum yerden, bütün hâcetlerimi yerine getirmiş, dileklerimi ihsan buyurmuş, temennîlerimi gerçekleştirmiş olarak döndür!

Ey isteyenlerin ihtiyaçlarına sâhip ve mâlik olan Allâhım!

Ey susup duranların içlerinden geçirdiklerini bilen Allâhım!

Ey yanıbaşında yardım beklenecek başka Rab bulunmayan Allâhım!

Ey Kendisinin üstünde korkulacak başka bir yaratıcı bulunmayan Allâhım!

Ey yanına varılacak veziri, rüşvet verilecek kapıcısı bulunmayan Allâhım!

Ey dilekler çoğaldıkça cömertliği, keremi artan; ihtiyaçlar çoğaldıkça fazl u ihsanı artan Allâhım!

Ey Allâh'ım! Sen her misafiri ağırlarsın! Bizler de Senin misafirleriniz! Bizleri cennetinde ağırla!

Ey Allâhım! Her kâfileye hediye, her isteyene atiyye verilir; her ziyaretçiye ikram edilir! Her sevap umana sevap verilir!

Bizler topluca Sen'in Beyt-i Haramın'a geldik! Şu büyük meşâirde vakfeye durduk!

Şu mübârek yerlerde hâzır bulunduk! Ümidimiz yüce katındaki sevap ve mükâfata nâil olmaktır! Ümidimizi boşa çıkarma Allâhım!” 1

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 15/03/2008 cumartesi

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- Arafat'ta bulunduğu sırada, yanına Necd halkından bazı kimseler gelerek:

– Yâ Resûlallâh! Hac nasıldır, ne ile tamam olur? diye sordular. Efendimiz:

“– Hac Arafat'tır. Kim Müzdelife gecesi sabah namazından önce Arafat'a gelirse o hacca yetişmiş olur.

Mina günleri üçtür.

Acele edip orada iki gün kalan kimseye günâh yoktur.

Geciken kimseye de günâh yoktur.” buyurdu. (İbn-i Mâce, Menâsik, 57)

Güneş tamamıyla battıktan sonra, Peygamber Efendimiz, terkisinde Üsâme bin Zeyd olduğu halde Arafat'tan Müzdelife'ye doğru hareket etti.

Orada yatsı vaktinde cem yaparak bir ezan ve iki kametle önce akşam, arkasından da yatsı namazını kıldırdı.

devamı var
 

ziruh

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2007
Mesajlar
5,245
Tepkime puanı
1,279
Puanları
0
paylaşımlarınız için Allah razı olsun kays amca:)
sayenizde bizde istifade ediyoruz
TEŞEKKÜRLER...
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
ziruh kardeş ALLAH cümlemizden razı olsun yazan hoca efendilerimizede sıhhat selamet afiyet versin inşaALLAH.
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 17/03/2008 pazartesi

Allâh Resûlü fecir doğuncaya kadar Müzdelife'de kaldı.

Ortalık iyice aydınlanıncaya kadar müzdelifedeki vakfeden ayrılmadı.

Bu esnâda telbiye ve duâya devam ediyordu.

Abbas bin Mirdas -radıyallâhu anh-'ın anlattığına göre Allâh Resûlü, Arefe günü akşamı ümmeti için mağfiret duâsında bulunmuştu.

Hak Teâlâ duâsına:

“– Ben, zâlimler hâriç ümmetini affettim.

Zîrâ Ben, zâlimden mazlûmun intikamını alacağım.” diye icâbette bulundu.

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

“– Ey Rabbim! Dilersen mazlûma kendi katından bir lütuf olarak cenneti verir, zâlimi de affedersin!” dedi.

O akşam Allâh Teâlâ bu duâsına icâbet etmedi.

Fahr-i Âlem Efendimiz, Muzdelife'de sabah namazını kılınca, önceki duâsını tekrar etti.

Bu defâ duâsına, arzusu istikametinde cevap verildi. Bunun üzerine tebessüm etti.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 17/03/2008 pazartesi

Hz. Ebû Bekr ve Ömer:

– Anamız babamız sana kurban olsun yâ Resûlallâh! Bu vakitlerde hiç gülmemiştiniz.

Sizi güldüren nedir, Allâh seni sevindirsin?! dediler. Allah Resûlü:

“– Allâh'ın düşmanı iblis, Rabbimin, ümmetimin hepsini mağfiret buyurduğunu öğrenince, yerden toprak alıp kendi yüzüne saçtı ve «Yazıklar olsun bana!

Helak oldum, bütün emeklerim boşa gitti!» diye bağırıp çağırmaya başladı.

Onun bu korku ve üzüntüsünü görmek, beni güldürdü.” buyurdu. (İbn-i Mâce, Menâsik, 56)

Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- Mina'da atacağı taşları Müzdelife'de topladı.

Güneş doğmadan Müzdelife'den ayrıldı.

Muhassir vâdisine gelince ashâbına cemrede 2 atacakları taşları toplamalarını emretti.

Ayrıca cemreleri, fiske taşı gibi küçük taşları parmak arasına alarak taş atmalarını söyledi.

Taşların nasıl atılacağını da eliyle işaret ederek gösterdi.

Efendimiz, Muhassir vadisinde hayvanını hızla sürüp3 büyük cemreye yani Akabe cemresine vardı.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 19/03/2008 çarşamba

Cemrelerin üçü de Mina'dadır.

Peygamber Efendimiz Akabe cemresini kurban kesme günü güneşin doğuşundan sonra yaptı.

Burası Mina'nın sonundadır.

İlk ve orta cemreler ise Hayf mescidinin yukarısındadır.

Cemre taşlarının bir hikmeti de yedi tekbirin sayısını unutmamaktır. Namazın sonunda okunan tesbihlerin sayısını unutmamak için parmakların boğumlarına başvurulması da bunun gibidir.

Allâh Resûlü küçük fiske taşlarını baş ve şehâdet parmakları arasına alıp birer birer atarken, halk da cemre taşlarını atmaya ve birbirleri üzerine yığılmaya başlamışlardı. Efendimiz:

“Ey insanlar! Birbirinizi öldürmeyiniz! Sizler, cemre taşları atacağınız zaman fiske taşları gibi küçüklerini, parmaklarınızın arasında atınız!” buyurdu. (İbn-i Hanbel, VI, 379)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN s.a.v. HACCI -devamı- 19/03/2008 çarşamba

Kudâme bin Abdullah Efendimiz'in o andaki hâlini şöyle anlatır:

“Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'i devesinin üzerinde cemreleri atarken gördüm.

Ne vurmak ne itip kakmak ne «Çekil, çekil!» demek vardı!” (İbn-i Mâce, Menâsik, 66)

İbn-i Kesîr, el-Bidâye, V, 166-168; Heysemî, III, 252; Gazâlî, İhyâ , I, 337-338.

Cemre : Ateş közü, kor, küçük çakıl taşları gibi mânâlara gelir.

Burada hac menâsikinden cemrelerin atıldığı yer mânâsınadır.

Bu da ilk cemre, orta cemre ve Akabe cemresinde, küçük çakıl taşlarını belli zamanda belli yerlerde ve belli sayıda atmayı ifade eder.

Muhassir vâdisi, Ebrehe ordusunun helâk edildiği yerdir.

Bu sebeple Efendimiz oradan hızla geçmiş ve bu gibi gazap tecellîsine ma'kes olmuş yerlerden oyalanmadan hızla uzaklaşılmasını tavsiye etmiştir.


Dipnotlar:
1.İbn-i Kesîr, el-Bidâye, V, 166-168; Heysemî, III, 252; Gazâlî, İhyâ , I, 337-338.
2.Cemre : Ateş közü, kor, küçük çakıl taşları gibi mânâlara gelir. Burada hac menâsikinden cemrelerin atıldığı yer mânâsınadır. Bu da ilk cemre, orta cemre ve Akabe cemresinde, küçük çakıl taşlarını belli zamanda belli yerlerde ve belli sayıda atmayı ifade eder.
3.Muhassir vâdisi, Ebrehe ordusunun helâk edildiği yerdir. Bu sebeple Efendimiz oradan hızla geçmiş ve bu gibi gazap tecellîsine ma'kes olmuş yerlerden oyalanmadan hızla uzaklaşılmasını tavsiye etmiştir.

http://www.usveihasene.com
 
Üst