Üniversiteye giden bayan öğrencilerin derslere başörtüsü yerine peruk ya da şapka gib

Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Ezan aslına döndü ise bunu ezanı türkçe okuyanlara değil,aslının okunmasında ısrar edenlere borçluyuz.Bunlardan biri de Bediüzzaman'dır.Şefkat tokatlarını bir daha oku.Şefkat tokadı yiyenlerden biri türkçe ezan yüzünden yiyor.
İlim irfan öğretilen bir yerde Tesettür yasaklanmaz.Nerde tesettür yasaksa orası ilim yuvası olamaz.Vehim yuvası olabilir.Orası ilim vermez,diploma verir.Diploma ise dünyalık için lazımdır,ahiret için değil.
Tesettürden taviz verenler,günah işlediklerini kabul etsinler,kimse onlara bir şey demez.Ama tesettürsüzlüğü meşrulaştırmaya çalışırsanız,bence söylenenlerden değil,asıl büyük buluşma gününden korkun.
Farzları belki hepinizden fazla terkediyorumdur ama hiç bir zaman bunu hizmet olarak gösterme küstahlığında bulunmadım.Farzı terketmekle terketmeyi islamî hizmet gibi göstermek arasında habbe ile kubbe kadar fark vardır.
İyi niyet iyi amelle bir arada olursa anlam ifade eder.Senin söylediğin ise "benim kalbim temiz" deyip günah işlemeye devam edenlerin söylediği ile aynı kapıya çıkar.
En önemlisi "meyve" rumuzlu delikanlının yaptığı fıkhi alıntılara cevap veremediğiniz sürece susmanız ve tevbe etmeniz lazım.

ben diyorum tren geldi geçti sen diyorsun ben d aha bilet almadım

ben ezan olayında neticesi ne oldu oraya bak diyorum sana sen bana kişileri söylüyorsun...
oradaki kişilerin rollerini ben çok iyi biliyorum. yakın tarih merakım vardır sürekli araştırıyroum

sen farzları terk ettiğini söylüyorsun ve hayıflanıyorsun ama onların okumak için başlarını açmış onların hayflanmadğını söylüyorsun. yaa uff vazgeçtim konuşmucam. çünkü gözlüğünün yönü belli sadce önünü görüyorsun

yapmadığın şeyleri söylemekten Allaha sığın..


:whistling[1]:


:whistling[1]:
 

sadık78

Asistan
Katılım
28 Ara 2006
Mesajlar
400
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
www.muratciftka
Web sitesi
www.gulturkiye.com
sen farzları terk ettiğini söylüyorsun ve hayıflanıyorsun ama onların okumak için başlarını açmış onların hayflanmadğını söylüyorsun.
:whistling[1]:


:whistling[1]:

Ben İslam için farzı terkettiğimi söylemiyorum.Sizler İslam için farzı terkettiğinizi söylüyorsunuz."Allaha rağmen Allah için" bir şey yapılmaz!
 

meyve

Asistan
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
762
Tepkime puanı
1
Puanları
0
aziz mübarek.. zamanında ezanda arapça yasaklandı ne oldu..

yasaklandığında ezanı hiç okumamakmı iyiydi yoksa türkçede olsa okumak mı iyiydi...?
konumuz bu değil bunu misal söylüyorum ben...
ama ne oldu ? elhamdulillah yine arapçadayız.

sen olaya öyle bakman güzel bi haslet tebrik ediyorum...
burada göz ardı ettiğniz şu var.. ilim irfanla olan cihadı göz ardı ediyorsunuz...



ben sizden çok bişey istemiyorum..

ben tesettüründen taviz etmeyip okumayan insanlara saygı gösteriyorum.. sende veiya sizde gösterin.. ya bak aşağıdaki yazılanlara başı açıklara bi kafir denmedği kaldı. nitekim tartışmanın dozu böyle giderse zannediyorum buda dencek...

biraz bardağın dolu tarafında bakın.

senin farzları terkettiğin zamanlar olmuyormu mutlaka oluyordur öyle zamanlar vardırki..
niye üniversiteye gidip başını okulda açanları aynı kefeye komyuyorsun...

veya sakal sarık cubbe kuvvetli sünnetler niçin böyle giyinmiyorsun?

bunları sorgulamaak için sormuyorum sana cevap vermene gerek yok.
sadece kıyas etmeni istiyorum.....

söylermisin ameller niyetlere göre değilmi???

ya işte böylece yavaş yavaş tesettürden kurtuluyoruz diyenleride rabbim biliyor..

ben ilmimi irfanımı almak istiyorum.üniversidede okumak istiyorum bir yerlere gelmek istiyorum orada bana düşen en iyi şeyleri yapmak istiyorum diyenleride rabbim biliyor..

söylerimsin kalpleri yarıp içine bakan kaç kişi var hayatta..

bence biraz insaf....

Evvela şeair olan farzı terkederek cihad yapılması ilginç geldi. Üstelik üniversitenin verdiği ilimlerle cihad daha bir tuhaf :confused1[1]: kusuruma bakmayın ya da ben beceremedim. Cihad nefisle, şeytanladır. Bunun için ilim gerekli ama hangi ilim bir düşünelim. Elbette ki marifetullah(Allah'a iman ilmi). Bu bakımdan vicdanımızı rahatlatmak için bahanelere başvurmuşuz sanki :) Önce gayemizi belirlemeli ona uygun hareket tarzı geliştirmeliyiz, ardından ila-yı kelimetullah gelecektir Allah'ın izniyle. Zaten bu zamanda ila-yı kelimetullah(Allah'ın ismini yaymak) maddeten terakki ile mümkün. Asr-ı saadet bunun en güzel misali. Fakat tavizler verip, bir yerlere gelip dinimizi yaymayı düşünmemişler ki ne para tekliflerinde bulunulmuş. Dine en güzel hizmet emirleri yerine getirmekle olur. Ayrıca "siz hiç farz terketmiyor musunuz?" demişsiniz. Ama başörtü diğer farzlardan farklıdır. O şeairdir. Bir bayanın belki İslam'a yapacağı en büyük hizmettir. Her neyse ama netice size kalmış elbet, kimse müdahale edemez.

Ayrıca diğer kardeşlere de bişey söylemek istiyorum. Her peruk takana lanetlenmiş diyemeyiz. Lütfen bu konuda biraz düşünerek yazalım. Efendimiz(a.s.m.) saçını göztermemek için peruk takan birini lanetler mi yahu? Tesettürsüz insana bile laneti yoktur O'nun. Güzel görünme amaçlılar müstesna elbet. Peruğa cevaz verdiğim sonucu da çıkarılmasın.
 

Edibe Ziyâi

Agâh ol ey nefsim..
Katılım
13 Kas 2006
Mesajlar
2,550
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Evvela şeair olan farzı terkederek cihad yapılması ilginç geldi. Üstelik üniversitenin verdiği ilimlerle cihad daha bir tuhaf :confused1[1]: kusuruma bakmayın ya da ben beceremedim. Cihad nefisle, şeytanladır. Bunun için ilim gerekli ama hangi ilim bir düşünelim. Elbette ki marifetullah(Allah'a iman ilmi). Bu bakımdan vicdanımızı rahatlatmak için bahanelere başvurmuşuz sanki :) Önce gayemizi belirlemeli ona uygun hareket tarzı geliştirmeliyiz, ardından ila-yı kelimetullah gelecektir Allah'ın izniyle. Zaten bu zamanda ila-yı kelimetullah(Allah'ın ismini yaymak) maddeten terakki ile mümkün. Asr-ı saadet bunun en güzel misali. Fakat tavizler verip, bir yerlere gelip dinimizi yaymayı düşünmemişler ki ne para tekliflerinde bulunulmuş. Dine en güzel hizmet emirleri yerine getirmekle olur. Ayrıca "siz hiç farz terketmiyor musunuz?" demişsiniz. Ama başörtü diğer farzlardan farklıdır. O şeairdir. Bir bayanın belki İslam'a yapacağı en büyük hizmettir. Her neyse ama netice size kalmış elbet, kimse müdahale edemez.

Ayrıca diğer kardeşlere de bişey söylemek istiyorum. Her peruk takana lanetlenmiş diyemeyiz. Lütfen bu konuda biraz düşünerek yazalım. Efendimiz(a.s.m.) saçını göztermemek için peruk takan birini lanetler mi yahu? Tesettürsüz insana bile laneti yoktur O'nun. Güzel görünme amaçlılar müstesna elbet. Peruğa cevaz verdiğim sonucu da çıkarılmasın.

bence konuya nokta konuldu
 
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Evvela şeair olan farzı terkederek cihad yapılması ilginç geldi. Üstelik üniversitenin verdiği ilimlerle cihad daha bir tuhaf :confused1[1]: kusuruma bakmayın ya da ben beceremedim. Cihad nefisle, şeytanladır. Bunun için ilim gerekli ama hangi ilim bir düşünelim. Elbette ki marifetullah(Allah'a iman ilmi). Bu bakımdan vicdanımızı rahatlatmak için bahanelere başvurmuşuz sanki :) Önce gayemizi belirlemeli ona uygun hareket tarzı geliştirmeliyiz, ardından ila-yı kelimetullah gelecektir Allah'ın izniyle. Zaten bu zamanda ila-yı kelimetullah(Allah'ın ismini yaymak) maddeten terakki ile mümkün. Asr-ı saadet bunun en güzel misali. Fakat tavizler verip, bir yerlere gelip dinimizi yaymayı düşünmemişler ki ne para tekliflerinde bulunulmuş. Dine en güzel hizmet emirleri yerine getirmekle olur. Ayrıca "siz hiç farz terketmiyor musunuz?" demişsiniz. Ama başörtü diğer farzlardan farklıdır. O şeairdir. Bir bayanın belki İslam'a yapacağı en büyük hizmettir. Her neyse ama netice size kalmış elbet, kimse müdahale edemez.

Ayrıca diğer kardeşlere de bişey söylemek istiyorum. Her peruk takana lanetlenmiş diyemeyiz. Lütfen bu konuda biraz düşünerek yazalım. Efendimiz(a.s.m.) saçını göztermemek için peruk takan birini lanetler mi yahu? Tesettürsüz insana bile laneti yoktur O'nun. Güzel görünme amaçlılar müstesna elbet. Peruğa cevaz verdiğim sonucu da çıkarılmasın.

ya ben saedce saçını açıp okumaya giden insandan bahsediyorum veya onun yerine peruk takandan siz ne diyorsunuz..

özetle ben diyorum tren geldi geçti , sen diyorsun ben daha bilet almadım..
:whistling[1]:
 
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Ben İslam için farzı terkettiğimi söylemiyorum.Sizler İslam için farzı terkettiğinizi söylüyorsunuz."Allaha rağmen Allah için" bir şey yapılmaz!
hoppala

Allaha rağmen Allah için birşey yapılmaz..

bu ne demek...

tüm başı açıklar kafirdir. cihad yapamaz..

ne deyim ben bu kadar büyük konuşacak kadar mezun değilim ben...

neyse sen sensin bende benim. sen beni anlamamakta ısrar ediyorsun..

konu hakkında konuşmucam bidaha :whistling[1]:
 
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Evvela şeair olan farzı terkederek cihad yapılması ilginç geldi. Üstelik üniversitenin verdiği ilimlerle cihad daha bir tuhaf :confused1[1]: kusuruma bakmayın ya da ben beceremedim. Cihad nefisle, şeytanladır. Bunun için ilim gerekli ama hangi ilim bir düşünelim. Elbette ki marifetullah(Allah'a iman ilmi). Bu bakımdan vicdanımızı rahatlatmak için bahanelere başvurmuşuz sanki :) Önce gayemizi belirlemeli ona uygun hareket tarzı geliştirmeliyiz, ardından ila-yı kelimetullah gelecektir Allah'ın izniyle. Zaten bu zamanda ila-yı kelimetullah(Allah'ın ismini yaymak) maddeten terakki ile mümkün. Asr-ı saadet bunun en güzel misali. Fakat tavizler verip, bir yerlere gelip dinimizi yaymayı düşünmemişler ki ne para tekliflerinde bulunulmuş. Dine en güzel hizmet emirleri yerine getirmekle olur. Ayrıca "siz hiç farz terketmiyor musunuz?" demişsiniz. Ama başörtü diğer farzlardan farklıdır. O şeairdir. Bir bayanın belki İslam'a yapacağı en büyük hizmettir. Her neyse ama netice size kalmış elbet, kimse müdahale edemez.

Ayrıca diğer kardeşlere de bişey söylemek istiyorum. Her peruk takana lanetlenmiş diyemeyiz. Lütfen bu konuda biraz düşünerek yazalım. Efendimiz(a.s.m.) saçını göztermemek için peruk takan birini lanetler mi yahu? Tesettürsüz insana bile laneti yoktur O'nun. Güzel görünme amaçlılar müstesna elbet. Peruğa cevaz verdiğim sonucu da çıkarılmasın.

niye
ismini anımsayamdım bir sahabeye canım çıksın işkence yapıyorlardı ve inkar etmesi için baskı yapıyorlardı. o da dilde saedce inkar etmişti...

ve konu efendimize kadar ulaşmıştı. ve efendimiz üzülmemeleri gerektiğni söylemişti... mecburiyettin yapılandan mesul olunmaycağını bahsetmişti..

şimdi bana bunun kaynağını sorma . var bu bak araştır gör...

ameller niyetlere göredir arkadaşlar..

-

bu onlara karşı yapılan bir tavizmiydi.. yoksa köprüden geçinceye kadar ayıya dayı demekmiydi...

ben susuyorum artık. medenileri galebe inka iledir ama ....neyse.. yanlış anlaşılır..


bence hakaret etmeyin boş koful görmeyin saygı gösterin dua edin yeter..

bunu yapın ki iyi niyetinizi anlayayım...
 

sadık78

Asistan
Katılım
28 Ara 2006
Mesajlar
400
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
www.muratciftka
Web sitesi
www.gulturkiye.com
Allaha rağmen Allah için birşey yapılmaz sözünü açıkla ozaman . ne demek istiyorsun .. ben senin gibi tumturaklı konuşamıyorum ve anlayamıyorum...

Allahu teala benim rızamı kazanmak istiyorsanız,emirlerime uyun diyor.Siz ise "başımızı açacağız.Bunu da Allah rızası için hizmet için yapacağız" diyorsunuz.Cevap vereceksen bana değil,meyvenin alıntıladığı fıkhi hükümlere cevap ver.
 
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Allahu teala benim rızamı kazanmak istiyorsanız,emirlerime uyun diyor.Siz ise "başımızı açacağız.Bunu da Allah rızası için hizmet için yapacağız" diyorsunuz.Cevap vereceksen bana değil,meyvenin alıntıladığı fıkhi hükümlere cevap ver.
başı açık insanların hizmet yapamacağına sen karar veremezsin..

rabbim bilir kalpleri.. sen hala aynı yerde dönüyorsun.. ve meyve nin verdiği hükümleri benim inkar ettiğmi ifade ediyorsun.

:whistling[1]:
 

meyve

Asistan
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
762
Tepkime puanı
1
Puanları
0
niye
ismini anımsayamdım bir sahabeye canım çıksın işkence yapıyorlardı ve inkar etmesi için baskı yapıyorlardı. o da dilde saedce inkar etmişti...

ve konu efendimize kadar ulaşmıştı. ve efendimiz üzülmemeleri gerektiğni söylemişti... mecburiyettin yapılandan mesul olunmaycağını bahsetmişti..

şimdi bana bunun kaynağını sorma . var bu bak araştır gör...

ameller niyetlere göredir arkadaşlar..

-

bu onlara karşı yapılan bir tavizmiydi.. yoksa köprüden geçinceye kadar ayıya dayı demekmiydi...

ben susuyorum artık. medenileri galebe inka iledir ama ....neyse.. yanlış anlaşılır..


bence hakaret etmeyin boş koful görmeyin saygı gösterin dua edin yeter..

bunu yapın ki iyi niyetinizi anlayayım...

Sizi mecbur eden nedir? Veya biri canınıza mı kastetti? :confused1[1]: Yalnızca ölüm tehlikesinde cevaz vardır bu tarz ödünlere.

Biz elbette dua ediyoruz çok çok. Şahsım adına ben deyim ya da. O çetrefilli yıllar geride kalmadı benim için asla. Ama nolur nefsinizi temize çıkarmaya çalışmayın.
 
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Sizi mecbur eden nedir? Veya biri canınıza mı kastetti? :confused1[1]: Yalnızca ölüm tehlikesinde cevaz vardır bu tarz ödünlere.

Biz elbette dua ediyoruz çok çok. Şahsım adına ben deyim ya da. O çetrefilli yıllar geride kalmadı benim için asla. Ama nolur nefsinizi temize çıkarmaya çalışmayın.
oda benim dünya görüşüm.. (bunu sorgulamaya kalkmayın çünkü benim dünya görüşüm) benim için farzüstü farz okumak bu devirde.. bi namaz nasılsa bence okumakta öyledir...

şimdi söylüyorum yukarıdaki ifade benim dünya görüşüm. sende üstadın kaynağından ders almış birisin ve saygılıı ol bitsin vesselam...

:whistling[1]:
 

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Tesettür, yani örtünmek, kendini haramdan gizleyip korumak dinimizin çok açık bir emridir. Dinimizin emirleri de, tartışılmak için değil, uyulmak içindir. Dinin emirlerine itaat etmeyip, dünyanın emrine girenler de, bir meta gibi kullanılmaktan kurtulamazlar.

Hiç bir nedenden ötürü hiç bir islam alimi bir farzı terk etmemiştir. Farzı terk edipde Allah C.C rızasını kazanacağını düşünmemiştir. Gerekirse aç kalmıştır idam sehbasına götürülmüştür. Ama bu yola düşmemiştir.

Şimdi bize düşen ise ya onlar gibi davranacağız ve dinimiz ne diyorsa yapacağız. Yada ahir zaman diyeceğiz ve değişen dünyaya ayak uydurup ona göre yaşayacağız. Şimdi bende başlarsam onlarca bahane bulurum istediğiniz ayet hakkında ama ayetler olurmu olmaz mı yapılmasada olur, zaman bunu gerektiyor gibi bahanelerin arkasına saklanmak için değil uymak için gönderilmiştir.

Bakın namaz kılmayan biri namaz için vakit olmadığına ve namaz kılana kadar bir çok daha faideli işler yaptığına o kadar inanmıştır ki ona gerçeği anlatmak çok daha zordur. Bu durumda olduğu gibi. Bunları isteğiniz kadar çoğaltalım. İçki içen içinde geçerli kumar oynayan içinde. Bahaner çoktur. Nefs bu istemediğiniz kadar bahaneyi aynı anda size sunabilir.

Ama uyulacak koşulsuz ve şartsız bir Kitabımız vardır. Tüm zamanlara gelmiştir.
Ve şunuda bilin ki; eğer ahir zamanda farzı terk etmek zorunda olsaydık bunu Allah C.C bildirirdi, ayet veya hadislerle...

Gerçi bir takım insanlar başka çaremiz yok diyerek yine devam edeceler kendileri bilir. Ben bilirim ki Rabbim C.C bizleri haram yola mahkum bırakmaz... Selametle...
 
Katılım
22 Ocak 2007
Mesajlar
1,433
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ankara
Tesettür, yani örtünmek, kendini haramdan gizleyip korumak dinimizin çok açık bir emridir. Dinimizin emirleri de, tartışılmak için değil, uyulmak içindir. Dinin emirlerine itaat etmeyip, dünyanın emrine girenler de, bir meta gibi kullanılmaktan kurtulamazlar.

Hiç bir nedenden ötürü hiç bir islam alimi bir farzı terk etmemiştir. Farzı terk edipde Allah C.C rızasını kazanacağını düşünmemiştir. Gerekirse aç kalmıştır idam sehbasına götürülmüştür. Ama bu yola düşmemiştir.

Şimdi bize düşen ise ya onlar gibi davranacağız ve dinimiz ne diyorsa yapacağız. Yada ahir zaman diyeceğiz ve değişen dünyaya ayak uydurup ona göre yaşayacağız. Şimdi bende başlarsam onlarca bahane bulurum istediğiniz ayet hakkında ama ayetler olurmu olmaz mı yapılmasada olur, zaman bunu gerektiyor gibi bahanelerin arkasına saklanmak için değil uymak için gönderilmiştir.

Bakın namaz kılmayan biri namaz için vakit olmadığına ve namaz kılana kadar bir çok daha faideli işler yaptığına o kadar inanmıştır ki ona gerçeği anlatmak çok daha zordur. Bu durumda olduğu gibi. Bunları isteğiniz kadar çoğaltalım. İçki içen içinde geçerli kumar oynayan içinde. Bahaner çoktur. Nefs bu istemediğiniz kadar bahaneyi aynı anda size sunabilir.

Ama uyulacak koşulsuz ve şartsız bir Kitabımız vardır. Tüm zamanlara gelmiştir.
Ve şunuda bilin ki; eğer ahir zamanda farzı terk etmek zorunda olsaydık bunu Allah C.C bildirirdi, ayet veya hadislerle...

Gerçi bir takım insanlar başka çaremiz yok diyerek yine devam edeceler kendileri bilir. Ben bilirim ki Rabbim C.C bizleri haram yola mahkum bırakmaz... Selametle...
bu yazıdaki hassasiyetinizi çok iyi anlıyorum yüreğinize sağlık...

emin olun herkes kendini biliyordur.

zaten bilmeyen yanmıştır. vay haline teşekkürler paylaşım için..
 

nur_havle

Üye
Katılım
21 Şub 2007
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bismuhu Teala

Allah ve Rasulu bir işe hüküm verdigi zaman gerek mü'min erkek için ve gerek mü'min kadın için o işlerinde secme hakkı yoktur.Her kim Allah ve Rasulune karsı gelirse acık bir sapıklıga dusmus olur. ( AHZAB-36)

Rabbmn kelamında gayet acık ve net belirtilmişken hersey o zaman bu ısrar niye???

gec kalmadan hakikatleri gorebilmek temennisiyle yoksa hakikate ebedi yurtta uyanmak bir fayda getrmycek.

Rabbmn ahkamlarına seksiz suphesiz teslim olup yasayan hakikat erlerine selam olsun!!!
 

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan
Mustafa Islamoğlu Başörtüsü Mağduriyeti

İktidar partisinin seçim vaatlerinin başında hak ve özgürlükler alanını genişletmek vardı. Bu ülkede hak ve özgürlükler deyince akla gelen bir çok kesim var. Fakat her insaf ve vicdan ehlinin kabul edeceği gibi bunların en ön sıralarında başörtülüler gelir.

İktidar partisi son elli yılın en büyük seçim zaferiyle ipi göğüsledi. Rüzgarı arkasına aldı. Arkasına aldığı rüzgarla şişen yelkenlerindeki havayı tahlil ettirsin. O hava içerisindeki en büyük pay başörtüsü yasağına karşı oluşan tepkinin rüzgarıdır. Bununla yelkenlerini şişiren iktidar gemisi önüne çıkan bir çok vartayı bu rüzgar sayesinde atlattı



Hemen, şimdi!..

İktidar partisinin seçim vaatlerinin başında hak ve özgürlükler alanını genişletmek vardı. Bu ülkede hak ve özgürlükler deyince akla gelen bir çok kesim var. Fakat her insaf ve vicdan ehlinin kabul edeceği gibi bunların en ön sıralarında başörtülüler gelir.

İktidar partisi son elli yılın en büyük seçim zaferiyle ipi göğüsledi. Rüzgarı arkasına aldı. Arkasına aldığı rüzgarla şişen yelkenlerindeki havayı tahlil ettirsin. O hava içerisindeki en büyük pay başörtüsü yasağına karşı oluşan tepkinin rüzgarıdır. Bununla yelkenlerini şişiren iktidar gemisi önüne çıkan bir çok vartayı bu rüzgar sayesinde atlattı.

Şu veya bu oranda bu ülkedeki mağdur kesimlerin sorunlarına el attı. Allah var, el attığı alanlarda bazı kalıcı başarılar da elde etti. Fakat iş baş örtülülerin mağduriyetine gelince, iktidar partisi mezarlıktan geçerken ıslık çalan adamı taklit ediyor.

Ak Parti, iş başörtülülerin mağduriyetini çözmeye gelince acayip bir halet-i ruhiye sergiliyor. Rengi atıyor. Ayakları titriyor. Ateş basıyor. Alnından boncuk boncuk ter süzülüyor. Sanki ateşten bir top varmış da, tutunca eli yanarmış gibi yapıyor. Şizofrence korkular icat ediyor. Kendi kendine sınır koyuyor. Malum odakların koyduğu tabular yetmiyormuş gibi, Ak Parti bu tabuları daha da keskinleştirecek anlamsız ve yersiz telaş sergiliyor.

Bu gidişle, yasak savunucular bu çirkin hak ihlalinden vazgeçseler dahi, içselleştirdiği korkuları aşmak için iktidar partisine terapi uygulamak gerekecek.

Tayyip Bey "Bana üç yıl verin" demişti. İkisi gitti. Zaman su gibi akıyor. Bu iki yılda başörtüsü konusunda az gidildi uz gidildi bir arpa boyu yol gidildi. On binlerce mağdurun mağduriyeti sürüyor. Onların mağduriyetinin giderilmesi için en az onlar kadar bu meseleye gönül koyan milyonlarca insanın gözü iktidarın üzerinde. Bekleye bekleye dizlerine karasu indi. Artık beklemeye tahammülleri kalmadı.

İktidar partisi başörtüsü mağdurlarına her şeyi diyebilir, ama asla sabırsızsınız diyemez. Dahası onlardan biraz daha mühlet isteyemez. Onlar bugüne kadar sabrettiler. İktidara açtıkları kredi kaç kere doldu. Ama onlar yeni kredi açmakta cimri davranmadılar.

İktidar başörtüsü mağdurlarını daha fazla bekletmemeli. Zamanı geldi, geçiyor. "Zamanı gelince" dememeli. Dün Gülay Göktürk Tercüman'daki köşesinde "Artık Zamanı" diyordu. Bizce de artık zamanı.

Her iktidarın muktedir olup olmadığının sınandığı bir "Aşil topuğu" vardır. AK Parti iktidarının "Aşil topuğu" da başörtülülerin mağduriyetidir. İktidar vurulursa oradan vurulacaktır. Eğer vurulmamak istiyorsa, topuğunu sağlama almak zorundadır. Bu da başörtülülerin mağduriyetini gidermekten geçiyor.

Bu konuda un var, yağ var, şeker var. E, en tepesindekilerin mağdurlar arasında olduğu bir iktidar da var. O halde Türkiye neyi bekliyor. Gökten vahiy mi gelecek? O 1400 yıl önce geldi ve zaten o vahyin emri diye örtünüyor başörtülüler.

Engel bir avuç özgürlük ve hak düşmanı derin odaklar mı? Eğer 367 milletvekili de yetmiyorsa o azınlık odakların zulmünü ortadan kaldırmaya, ne yeter? O zaman, bu mazlum milletin elinde "Mehdi" ve "Mesih" beklemekten başka çare kalmadı demektir. Böyle bir toplumsal halet-i ruhiye, koca bir ülkeyi "sıla" olmaktan çıkarıp "gurbet" yapar.

Gündeminin en başına "siyasetin alanını genişletmeyi" koyan bir iktidar öz elleriyle siyaset alanını daraltıyor demektir. Geniş dindar kitleler siyasetten soğuyacaklar demektir. Bu da legal olsun ya da olmasın, şiddet de dahil, başka alanlara yönelişi getirecektir. Bunun acı faturasını da yine bu ülke ödeyecektir. Sosyolojinin s'sini bilen bu tahlili de yapmasını bilir.

İktidar partisi kendi kitlesinin kahir ekseriyetini oluşturan mağdurlar zümresini siyasetten soğutmayı göze alamaz. Hatta kısır ideolojik tercihlerinden dolayı bu ülkenin önüne taş koyan malum odaklar da eğer akıllarını hepten yememişlerse bu zulüm üzerinde daha fazla ısrar edemezler.

Ak Parti bu mağduriyeti sadece kendi gücüyle gidermek istemiyormuş. Yahu böyle mantık mı olur? Böyle iktidar mı olur? Sizin bir mağduriyeti görecek gözünüz, önleyecek gücünüz var, ama o ne idüğü belirsiz "konsensüs hazretleri"nin paşa gönlü olsun diye bu mağduriyeti göz göre göre gidermeyeceksiniz.

O zaman size oy veren kitleler "Gidin yatın be!" demezler mi? Derlerse haksızlık etmiş mi olurlar? "Tahammül mülkünü viran eyleyen" bu mağduriyet daha fazla dondurucuda bekletilemez. Konuyu sürüncemede bırakmak, iktidarı bir daha telafi edilemeyecek derecede yıpratır. Bu arada, yasak koyucuların işi zamana yayarak başörtüsünden kurtulmak gibi bir beklentileri varsa, akıllarını peynir ekmekle yemiş olmalılar. Ne din, ne sosyoloji, ne de toplum psikolojisi hakkında hiçbir şey bilmiyorlar demektir. Allah akıl fikir versin demekten başka elden bir şey gelmez.

Başörtülerin hem okuma hem de kamuda çalışma hakkı anayasal güvence altına alınmalı.

Hemen, şimdi!..


 

seyyah_1

Asistan
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
714
Tepkime puanı
3
Puanları
0
80 YILLIK Bİ ENKAZI TAMİR ETMEK O KADAR KOLAY DEGIL...TAMAM MİLLET SEÇMİŞ AMA KOSE BASLARINDA SABİT DURANLAR ONLARI KANUNLAR CEÇEVESİNDE DEGİŞTİREMİYORSUN İŞTE ... NE YANI İLLEDE AK PARTİ İLLEGAL İŞ Mİ YAPSIN ...BE NE MUSLUMANLIĞA YAKISIR NEDEN AK PARTİYE...WESSELAM...
İktidar partisinin seçim vaatlerinin başında hak ve özgürlükler alanını genişletmek vardı. Bu ülkede hak ve özgürlükler deyince akla gelen bir çok kesim var. Fakat her insaf ve vicdan ehlinin kabul edeceği gibi bunların en ön sıralarında başörtülüler gelir.

İktidar partisi son elli yılın en büyük seçim zaferiyle ipi göğüsledi. Rüzgarı arkasına aldı. Arkasına aldığı rüzgarla şişen yelkenlerindeki havayı tahlil ettirsin. O hava içerisindeki en büyük pay başörtüsü yasağına karşı oluşan tepkinin rüzgarıdır. Bununla yelkenlerini şişiren iktidar gemisi önüne çıkan bir çok vartayı bu rüzgar sayesinde atlattı



Hemen, şimdi!..

İktidar partisinin seçim vaatlerinin başında hak ve özgürlükler alanını genişletmek vardı. Bu ülkede hak ve özgürlükler deyince akla gelen bir çok kesim var. Fakat her insaf ve vicdan ehlinin kabul edeceği gibi bunların en ön sıralarında başörtülüler gelir.

İktidar partisi son elli yılın en büyük seçim zaferiyle ipi göğüsledi. Rüzgarı arkasına aldı. Arkasına aldığı rüzgarla şişen yelkenlerindeki havayı tahlil ettirsin. O hava içerisindeki en büyük pay başörtüsü yasağına karşı oluşan tepkinin rüzgarıdır. Bununla yelkenlerini şişiren iktidar gemisi önüne çıkan bir çok vartayı bu rüzgar sayesinde atlattı.

Şu veya bu oranda bu ülkedeki mağdur kesimlerin sorunlarına el attı. Allah var, el attığı alanlarda bazı kalıcı başarılar da elde etti. Fakat iş baş örtülülerin mağduriyetine gelince, iktidar partisi mezarlıktan geçerken ıslık çalan adamı taklit ediyor.

Ak Parti, iş başörtülülerin mağduriyetini çözmeye gelince acayip bir halet-i ruhiye sergiliyor. Rengi atıyor. Ayakları titriyor. Ateş basıyor. Alnından boncuk boncuk ter süzülüyor. Sanki ateşten bir top varmış da, tutunca eli yanarmış gibi yapıyor. Şizofrence korkular icat ediyor. Kendi kendine sınır koyuyor. Malum odakların koyduğu tabular yetmiyormuş gibi, Ak Parti bu tabuları daha da keskinleştirecek anlamsız ve yersiz telaş sergiliyor.

Bu gidişle, yasak savunucular bu çirkin hak ihlalinden vazgeçseler dahi, içselleştirdiği korkuları aşmak için iktidar partisine terapi uygulamak gerekecek.

Tayyip Bey "Bana üç yıl verin" demişti. İkisi gitti. Zaman su gibi akıyor. Bu iki yılda başörtüsü konusunda az gidildi uz gidildi bir arpa boyu yol gidildi. On binlerce mağdurun mağduriyeti sürüyor. Onların mağduriyetinin giderilmesi için en az onlar kadar bu meseleye gönül koyan milyonlarca insanın gözü iktidarın üzerinde. Bekleye bekleye dizlerine karasu indi. Artık beklemeye tahammülleri kalmadı.

İktidar partisi başörtüsü mağdurlarına her şeyi diyebilir, ama asla sabırsızsınız diyemez. Dahası onlardan biraz daha mühlet isteyemez. Onlar bugüne kadar sabrettiler. İktidara açtıkları kredi kaç kere doldu. Ama onlar yeni kredi açmakta cimri davranmadılar.

İktidar başörtüsü mağdurlarını daha fazla bekletmemeli. Zamanı geldi, geçiyor. "Zamanı gelince" dememeli. Dün Gülay Göktürk Tercüman'daki köşesinde "Artık Zamanı" diyordu. Bizce de artık zamanı.

Her iktidarın muktedir olup olmadığının sınandığı bir "Aşil topuğu" vardır. AK Parti iktidarının "Aşil topuğu" da başörtülülerin mağduriyetidir. İktidar vurulursa oradan vurulacaktır. Eğer vurulmamak istiyorsa, topuğunu sağlama almak zorundadır. Bu da başörtülülerin mağduriyetini gidermekten geçiyor.

Bu konuda un var, yağ var, şeker var. E, en tepesindekilerin mağdurlar arasında olduğu bir iktidar da var. O halde Türkiye neyi bekliyor. Gökten vahiy mi gelecek? O 1400 yıl önce geldi ve zaten o vahyin emri diye örtünüyor başörtülüler.

Engel bir avuç özgürlük ve hak düşmanı derin odaklar mı? Eğer 367 milletvekili de yetmiyorsa o azınlık odakların zulmünü ortadan kaldırmaya, ne yeter? O zaman, bu mazlum milletin elinde "Mehdi" ve "Mesih" beklemekten başka çare kalmadı demektir. Böyle bir toplumsal halet-i ruhiye, koca bir ülkeyi "sıla" olmaktan çıkarıp "gurbet" yapar.

Gündeminin en başına "siyasetin alanını genişletmeyi" koyan bir iktidar öz elleriyle siyaset alanını daraltıyor demektir. Geniş dindar kitleler siyasetten soğuyacaklar demektir. Bu da legal olsun ya da olmasın, şiddet de dahil, başka alanlara yönelişi getirecektir. Bunun acı faturasını da yine bu ülke ödeyecektir. Sosyolojinin s'sini bilen bu tahlili de yapmasını bilir.

İktidar partisi kendi kitlesinin kahir ekseriyetini oluşturan mağdurlar zümresini siyasetten soğutmayı göze alamaz. Hatta kısır ideolojik tercihlerinden dolayı bu ülkenin önüne taş koyan malum odaklar da eğer akıllarını hepten yememişlerse bu zulüm üzerinde daha fazla ısrar edemezler.

Ak Parti bu mağduriyeti sadece kendi gücüyle gidermek istemiyormuş. Yahu böyle mantık mı olur? Böyle iktidar mı olur? Sizin bir mağduriyeti görecek gözünüz, önleyecek gücünüz var, ama o ne idüğü belirsiz "konsensüs hazretleri"nin paşa gönlü olsun diye bu mağduriyeti göz göre göre gidermeyeceksiniz.

O zaman size oy veren kitleler "Gidin yatın be!" demezler mi? Derlerse haksızlık etmiş mi olurlar? "Tahammül mülkünü viran eyleyen" bu mağduriyet daha fazla dondurucuda bekletilemez. Konuyu sürüncemede bırakmak, iktidarı bir daha telafi edilemeyecek derecede yıpratır. Bu arada, yasak koyucuların işi zamana yayarak başörtüsünden kurtulmak gibi bir beklentileri varsa, akıllarını peynir ekmekle yemiş olmalılar. Ne din, ne sosyoloji, ne de toplum psikolojisi hakkında hiçbir şey bilmiyorlar demektir. Allah akıl fikir versin demekten başka elden bir şey gelmez.

Başörtülerin hem okuma hem de kamuda çalışma hakkı anayasal güvence altına alınmalı.

Hemen, şimdi!..


 

zeygue

Aktifleşmemiş
Katılım
17 Kas 2006
Mesajlar
1,262
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
s.a
Çiçek hastaligindan dolayı saçını kaybeden bir kız için annesi Efendimiz SAS den iğreti saç için izin istediğinde Lanet edilen hadis i zikrediyor..
"...iğreti saç takana Allah ve Melekleri lanet etsin.."

Selam ve dua ile...

Bu kızcağız ne suç işlemişki Allah ve melekler lanet etsin deniyor.Bu Peygamber efendimize iftiradır.Rahmet peygamberi kime lanet etmiş ki hastalıktan dolayı saçını kaybetmiş kızcağıza lanet okuyor.
Ayak takımına Peygamber efendimizi taşlatan Taiflilere bile lanet etmiyor,büyük günah işleyenlere lanet etmiyor....
Allahın rahmetinden yalnızca kafirler ümit keser,ama bu kızcağız Allahın rahmetinden kovuluyor.???????:confused1[1]: :confused1[1]: :confused1[1]:

Hadis naklederken çok dikkat etmek lazım.Peygamberimizin söylemediği bir şeyi ona isnat etmek,her hangi birine isnat etmek gibi değilfir.Çok büyük vebal gerektirir.Bana yalan isnat eden cehennmdeki yerine hazırlansın mealinde hadisi hatırlayın.
Kütüb-ü sitte de var,Buhari yazmış,Müslim yazmış vs.bunlar bizi kurtaracak mazeretler değil.

Hz. Ali (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bana isnatla yalan söylemeyin. Kim bana isnatla yalan söylerse cehenneme girsin."

Zubeyr (r.a.)'den nakledilen hadise göre de şöyle buyurmuştur: "Kim bana isnatla yalan söylerse cehennemdeki oturağına hazırlansın."

Enes (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Beni size çok hadis nakletmekten alıkoyan Resûlullah (s.a.s.)'ın şu sözünden başka bir şey değildir: "Kim bana isnatla yalan söylerse cehennemdeki oturağına hazırlansın."

Seleme ibnu'l-Ekva' (r.a.) da Resûlullah (s.a.s.)'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Kim bana isnat ederek benim söylemediğim bir sözü söylerse cehennemdeki oturağına hazırlansın."

Bu manadaki hadisler az sayıdaki mütevatir hadislerdendir.
------------------------------------------------------------------------
'Bir cemaat tarafından rivayet edilen hadislere mütevatir,en az üç ravi tarafından rivayet edilene meşhur,iki ravi tarafından rivayet edilene aziz,tek ravi tarafından rivayet edilene garib denilmiştir.Buna göre,mütevatir en üst tabakadır.'
 

seyyah_1

Asistan
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
714
Tepkime puanı
3
Puanları
0
tesekkur ederim kardes ama bazı insanlar her hadisin dogru oldugunu sanıyor malesef...acıklaman harıka sagolsın...bırde lanet etmekte ustumuzue yok demi:)wesselam

Bu kızcağız ne suç işlemişki Allah ve melekler lanet etsin deniyor.Bu Peygamber efendimize iftiradır.Rahmet peygamberi kime lanet etmiş ki hastalıktan dolayı saçını kaybetmiş kızcağıza lanet okuyor.
Ayak takımına Peygamber efendimizi taşlatan Taiflilere bile lanet etmiyor,büyük günah işleyenlere lanet etmiyor....
Allahın merhametinden ümit kesen ancak kafirlerdir,ama bu kızcağız Allahın rahmetinden kovuluyor.???????:confused1[1]: :confused1[1]: :confused1[1]:
 
Üst