Tarikat Şeyhleri Mütevazi mi..?

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Meselenin günah işlememek olduğunu sanıyor arkadaş, ne demeli bilmem ki.

meftunun sıraladığı maddelere istinaden yazdığım bir mesajdı o.

Konuyu tamamıyla okumadan cımbızlayıp yorum yapma.

Hem sen gayrı metlu vahiy hakkında neden dut yemiş bülbülü oynuyorsun?
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Meselenin günah işlememek olduğunu sanıyor arkadaş, ne demeli bilmem ki.

Bir soruyla devam edelim, " Kuran disinda Allah Peygamberle iletisime gecmis midir?" yani Kuran disinda vahiy almis midir?

Diyanet Meali:
66.3 - Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

Diyanet Meali:
8.7 - Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.

Diyanet Meali:
8.9 - Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, "Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.

1.ayette, Allah peygamberine eslerinin konusmasini kuran disinda haber vermis oldugunu, 2.ayette muslumanlarin her iki topluluktan birinin ele gecireceklerini, 3.ayette ise muminlerin Bedir savasi oncesi yaptiklari dualara karsilik Allah'in bin melek ile yardim edecegini va'detmis ve
bu 3 hadise, lutfen buraya dikkat, yasandiktan daha sonra gecmis zaman kullanilarak hatirlatilmistir.

evet yahayy buyur...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Bir soruyla devam edelim, " Kuran disinda Allah Peygamberle iletisime gecmis midir?" yani Kuran disinda vahiy almis midir?

Diyanet Meali:
66.3 - Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.

Diyanet Meali:
8.7 - Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.

Diyanet Meali:
8.9 - Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, "Ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.

1.ayette, Allah peygamberine eslerinin konusmasini kuran disinda haber vermis oldugunu, 2.ayette muslumanlarin her iki topluluktan birinin ele gecireceklerini, 3.ayette ise muminlerin Bedir savasi oncesi yaptiklari dualara karsilik Allah'in bin melek ile yardim edecegini va'detmis ve
bu 3 hadise, lutfen buraya dikkat, yasandiktan daha sonra gecmis zaman kullanilarak hatirlatilmistir.

evet yahayy buyur...

Lafıns cidden anlama konusunda zorluk çekiyorsun bence.
Sence ben bunkonu hakkında hiçbir şey yazmadım mı?
Husben Level 1, sen 2...
Ya hiç okumadın, ya şaka yapıyor ya da demogoji yapıyorsun, başka açıklaması yok.



Tapatalklandı.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Sence ben bunkonu hakkında hiçbir şey yazmadım mı?



Tapatalklandı.

Yazamadın. Yazacağını da zannetmiyorum. Bu konu sizin kafanızı kuma gömdüğünüz konu. Çünkü bu konuda konuşmanız demek sahih hadislerin de bir nevi vahiy olduğunu kabul etmeniz demek. Ama siz peygamber sussun onun yerine ayetleri biz açıklarız zihniyetinde olduğunuz için bu konuda konuşamazsınız.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Yazamadın. Yazacağını da zannetmiyorum. Bu konu sizin kafanızı kuma gömdüğünüz konu. Çünkü bu konuda konuşmanız demek sahih hadislerin de bir nevi vahiy olduğunu kabul etmeniz demek. Ama siz peygamber sussun onun yerine ayetleri biz açıklarız zihniyetinde olduğunuz için bu konuda konuşamazsınız.

Ben kitaplaşmamış haliyle Hz Meryem'in bile Allah tarafından vahye tabi tutulduğunu Kur'andan okuyorum, Peygamber almamıştır ne zaman dedim?
Senin kafan kumda değil, çamurun dibinde olmalı ki, burnunun ucunu göremiyorsun ya hu.


Tapatalklandı.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ben kitaplaşmamış haliyle Hz Meryem'in bile Allah tarafından vahye tabi tutulduğunu Kur'andan okuyorum, Peygamber almamıştır ne zaman dedim?
Senin kafan kumda değil, çamurun dibinde olmalı ki, burnunun ucunu göremiyorsun ya hu.


Tapatalklandı.

Kitaba giren vahiy ile kitaba girmeyen vahiy ( sahih hadis ) arasında niçin fark gözetiyorsun. Kitaba girmeyen vahyin, yaptırım gücünü niye inkar ediyorsun.? Dövme yaptırmak haram demiş resul Allahtan aldığı vahiyle ama kitaba girmemiş diye niçin Allahın koyduğu haram gibi görmüyorsun?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Kitaba giren vahiy ile kitaba girmeyen vahiy ( sahih hadis ) arasında niçin fark gözetiyorsun. Kitaba girmeyen vahyin, yaptırım gücünü niye inkar ediyorsun.? Dövme yaptırmak haram demiş resul Allahtan aldığı vahiyle ama kitaba girmemiş diye niçin Allahın koyduğu haram gibi görmüyorsun?


Neden biliyor musun?

Mesela sen bana ayakta işeyen biri kabirde azap edileceğini, hatta kabir azabının 10 da 9'unun ayakta işemekten olduğunu söyleceksin, yani yasak, haram olduğunu söyleceksin.

Sonra içinde asla uydurma yoktur dediğin kitabtan şunu okuyacaksın?

"Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm" (Buhari 4/60,62; Hanbel 4/246; 5/382,394).

Peygamber de kabir azabına uğrayacak o zaman sana göre değil mi?

İşte bu yüzden senin bana Kur'an haricinde getireceğin hiçbir yasak ya da izin Allah'ın izni gibi olmaz, olur diyosan yukarıdakini izah et. Kabir azabı ile cezasını kestiğin fiili Resulullah yapmış ne diyeceksin, kem küm başlayacaksın ne diyeceksin?
Buyur?






Tapatalklandı.
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Kitaba giren vahiy ile kitaba girmeyen vahiy ( sahih hadis ) arasında niçin fark gözetiyorsun. Kitaba girmeyen vahyin, yaptırım gücünü niye inkar ediyorsun.? Dövme yaptırmak haram demiş resul Allahtan aldığı vahiyle ama kitaba girmemiş diye niçin Allahın koyduğu haram gibi görmüyorsun?
Kitaba girmeyen vahiy sahih hadismişmiş! Bu kadar cahillik de fazla!

Bir arkadaş senin level'e 2 demiş, şu halde şahsen 1 bile diyemiyorum. Yazıklar olsun!
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Neden biliyor musun?

Mesela sen bana ayakta işeyen biri kabirde azap edileceğini, hatta kabir azabının 10 da 9'unun ayakta işemekten olduğunu söyleceksin, yani yasak, haram olduğunu söyleceksin.

Sonra içinde asla uydurma yoktur dediğin kitabtan şunu okuyacaksın?

"Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm" (Buhari 4/60,62; Hanbel 4/246; 5/382,394).

Peygamber de kabir azabına uğrayacak o zaman sana göre değil mi?


İşte bu yüzden senin bana Kur'an haricinde getireceğin hiçbir yasak ya da izin Allah'ın izni gibi olmaz, olur diyosan yukarıdakini izah et. Kabir azabı ile cezasını kestiğin fiili Resulullah yapmış ne diyeceksin, kem küm başlayacaksın ne diyeceksin?
Buyur?

Tapatalklandı.

Bunlar böyle örnekleri görmemeye şartlandırılmışlardır. Genelde kendi keşifleri olmaz. ("Sahih hadisler kitaba girmeyen vahiydir" diyen keşif ve terkiplerinde güvenilmezdir). Bu yüzden genelde tekrarcıdırlar. Kördürler. Halbuki bunun gibi yüzlerce örnek var. Örnekler bir kenara, kuranda veya hadiste bir konunun farklı farklı anlatımlarından çıkan sonuç bu yönümüzü doğrulayıcıdır...

Ayakta su içmeyle ilgili var.. bir ayakta bir de oturarak içmeyle ilgili var.

Sağ eli kullanıp solu asla kıllanmamak varken, ekmeği tek eliyle koparana öyle bir söz ediyor ki peygamber tek elle ekmek koparmaktan insan korkuyor...

Peygamberin su kullanmadığını farkeden sahabeye "ben her zaman su kullanmakla emrolunmadım" açıklaması var. (bunların farkında olmak adeta mecburdur bununla beraber insanın idrardan kaçınması, ayakta yapmaması ve su gerektiğinde veya gerekli gördüğünde ihmal etmemesi gayet makuldur, fakat her hal ü karda kastırma mevzuu ve riyakarlık veya mütekebbirliğin aleti olmamalarına dikkat edilmelidir. zira yapmak yapmamaktan mutlak surette üstün değildir).

Akşam yatsı arası uyku ile ilgili bir nehyetme esnasında hz alinin ben uyuyorum ya rasullallah deyince ona sen uyu demesi var.

Birisi de gece işçisi olduğu için "başka yolum da olmadığı için sabaha kalkamıyorum, güneşten bir süre sonra kılıyorum" deyince hz peygamberin ona "tamam sen öyle yap" demesi var.

Var da var!

Bunun gibi hz peygamberin birine başka, başkasına başka, bazen başka başka zaman başka söylediğinin nakledildiği var! Bunların topluca uydurma olduğunu söylemenin ise fikrimce tutarlılığı yok, çünkü sözler şartlar ve gerekli görmeler çok meselede birazcık özgürdür, biraz da durumlara bağlıdır. Bununla beraber söz lafızları korunmadığından, şeklen değişmiş hadis olabilir, ama çıkarabilen, hadislerin tevhidinden sağlıklı ve oturaklı bir sonuç çıkarır.

vesselam.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Neden biliyor musun?

Mesela sen bana ayakta işeyen biri kabirde azap edileceğini, hatta kabir azabının 10 da 9'unun ayakta işemekten olduğunu söyleceksin, yani yasak, haram olduğunu söyleceksin.

Sonra içinde asla uydurma yoktur dediğin kitabtan şunu okuyacaksın?

"Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm" (Buhari 4/60,62; Hanbel 4/246; 5/382,394).

Peygamber de kabir azabına uğrayacak o zaman sana göre değil mi?

İşte bu yüzden senin bana Kur'an haricinde getireceğin hiçbir yasak ya da izin Allah'ın izni gibi olmaz, olur diyosan yukarıdakini izah et. Kabir azabı ile cezasını kestiğin fiili Resulullah yapmış ne diyeceksin, kem küm başlayacaksın ne diyeceksin?
Buyur?


Tapatalklandı.

gerçekten peygamberimizin sav. ayakta niçin bevlettiğini o anda peygamberin nerede olduğunu bilmiyor musun yoksa biliyorsun da salağa mı yatıyorsun?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
İster küçük abdest olsun isterse büyük abdest olsun, amaç, bedenini ve elbiseni "tertemiz" kılmak "necaset" bulaştırmamaktır... Yani, yerine göre ayakta durabilirsin, yerine göre oturabilirsin ne bileyim yerine göre tek dizinin üzerine çömelebilirsin vs...

Yani, yerin şekline göre, hangi pozisyonda abdest bozduğunda elbiseni ve bedenini tertemiz tutacaksın, necasetlerden beri kılacaksın, o halde mazeretini giderirsin...

Yani savaşmaya gerek yoktur...
 

Takiyüddin

Yasaklı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
329
Tepkime puanı
9
Puanları
0
gerçekten peygamberimizin sav. ayakta niçin bevlettiğini o anda peygamberin nerede olduğunu bilmiyor musun yoksa biliyorsun da salağa mı yatıyorsun?
Peki sen ya da başkaları bir fiilin dinen "mecburiyetini", değişik şartlara göre alacağı hali dile getirerek mi ifade ediyorsun da yahayy'dan o şartları vaziyetleri (bilmemekle suçlamak suretinde kendisinden) söylemesini istiyorsun?

Kaldı ki pek çok durumlar keyfi tercihlerle yapılır görünümündedir. En basit bir yanılgı ve akıl fikir fakirliğine daha örnek verelim:

Seyahat esnasında gerekli olduğunda vakit birleştirmekten şüphe ederler. Hani daha takva olayım riyakarlığı ile birleştirmezler, ya da sünnetini de illa kılcam derler, (vesveselerinden veya riyalarından veya sadece boş sözlerinden kendi kendilerine veya etraflarına karşı söylemeden de edemezler.)

(hemen aklıma gelmişken bunun çok benzeri de hayatında ikindi sünnetini kaçırmayıp, kasten terkeden peygamberden bile daha iyi yaptığını zanneden zavallılar da var!)

Peki her hal-ü karda doğruya ve takvaya yakın olanı yapan peygamber seyahatte iken öğle ile ikindiyi kıdım kıdım yürüyen bir devecikten iniverip iki ayrı vakitte kılmak yerine ikisini bir vakitte kılarak birleştirmişse bu keyfi bir seçim değil de nedir? Nerde bunun "hikmet"i! Kasmaya lüzum var mı! Demek ki faziletfuruşluğun değişik görünüşleri peygamberin şiddetle reddettiği şeylerdendir.

demek ki neymiş her zaman bir şarta şurta karta kurta bağlı değilmiş, keyfi, "nefsi" olabiliyormuş! bazıları nefsi deyince yerinden hoplar hale gelmiş! sanki nefs dedikleri bir necasettir!

Daha önemli bir sonuç birilerinin sürekli öyle böyle lanse ederek, fuzuli konuşarak, vesveseli kuruntulu luzumsuz kaygıları ve fikirleri zihninde ve kalbinde barındırarak olan dini aslından saptırmakta olduğu sonucudur.!
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Bu meyanda yeri gelmişken şunu da ifade edeyim:

Tarikat şeyhlerinin ya da onların "birinci velilerinin" atamaları nasıl olur..?
Tarikate bağlı olanlar bunu gayet iyi bilirler.
Ve bu bağlıların bilgisinden de şeyhler haberdirler...
Öyle olmasına rağmen, şeyhler gene de bağlılarına bir çift kelam etmezler...
Dolayısıyla "mütevazilik" bu eksende onların yanına uğrayan bir kelime değildir...

Selamlar...

 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
gerçekten peygamberimizin sav. ayakta niçin bevlettiğini o anda peygamberin nerede olduğunu bilmiyor musun yoksa biliyorsun da salağa mı yatıyorsun?


Peygamberimizin sav içinde geçtiği cümlenin içinde kullandığınız kelimelere dikkat ediniz..
Yoksa tüm bilgileriniz acizane bizim gözümüzde çöpe gitmekte..
EDEP YA HU...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Peygamberimizin sav içinde geçtiği cümlenin içinde kullandığınız kelimelere dikkat ediniz..
Yoksa tüm bilgileriniz acizane bizim gözümüzde çöpe gitmekte..
EDEP YA HU...

Sana ay halinden sorarlar...

şimdi bana söylediklerini bir daha düşün...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bu forumda bazılarının kedilere bakması ve onlarla hem-hâl olması kendileri açısından çok daha hayırlıdır ! Çünkü, bu bakım işiyle uğraşmak insanı zırvalamaktan alıkoyar !

:good:
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bu meyanda yeri gelmişken şunu da ifade edeyim:

Tarikat şeyhlerinin ya da onların "birinci velilerinin" atamaları nasıl olur..?
Tarikate bağlı olanlar bunu gayet iyi bilirler.
Ve bu bağlıların bilgisinden de şeyhler haberdirler...
Öyle olmasına rağmen, şeyhler gene de bağlılarına bir çift kelam etmezler...
Dolayısıyla "mütevazilik" bu eksende onların yanına uğrayan bir kelime değildir...

Selamlar...


Bu söylenilen basit ama saçma laflarından altında kalkabilir misiniz acaba, izah edin hele desem... Şeyhin seçimi ile mütevazi olabilmek arasında nasıl bir tenakuz ola ki...

Laf olsun torba dolsun ama saçmalayarak kendimizi basitliğe mahkum etmesek!
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
El aldığı şeyh'in atamasını "kimin yaptığını bilen birisi" şeyhini nasıl tanımlayacaktır ve şeyhini nasıl kılacaktır, tabiki bu sualler şeyhlerin aklına dahi gelmez. Çünkü el alanlar ne kadar "grogi" durumuna düşerse şeyh için bu bulunmaz bir nimettir...
İşte mütevazilikle bir alaka sözkonusu...
Şeyhler mütevazi olsaydı atamaları noktasında bu bilgilere inanların kafalarını asalarıyla kırarlardı,
Daha şahit olmadım.

 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
@lafons7275 salak kelimesini kullanmanızı kastetmiştim lakin siz anlamadığınız halde destekçileriniz ile kör noktalarınızı görememktesiniz.
En ufak bir eleştiriye gelemiyorsunuz.
Peygamberimizin içinde geçen cümlelere dikkatli yazın diyorum ve sonuna kadarda sizi ve sizin gibileri ikaz edeceğim.
Savunuyorum derken çok daha dikkatsiz olan sizsiniz.
Evet demek bu kadar mı zor.
 
Üst