İstiklal Mahkemesi, hakimin ‘masum’ dediği Atıf Hocayı asmışİskilipli Atıf Hoca’nın idam edilmesinin üzerinden 86 yıl geçti. Yarın İskilipli Atıf Hoca’nın idam edilmesinin yıldönümü. Atıf Hoca’nın ölüm yıldönümünde yürekleri sızlatan bir gerçek daha gün yüzüne çıktı. Ankara İstiklal Mahkemesi Hakimi Kılıç Ali'nin karardan kısa bir süre önce gazetecilere ‘masum’ olduğunu söylediği İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi hakkında idam kararı verildiği ortaya çıktı. Mahkeme, pek çok sanığı ise elde bir delil bulunmamasına rağmen çeşitli hapis ve kürek cezasına çarptırmış. 03 Şubat 2012 Cuma 12:17
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaptığı yargılamalarla çok sayıda idam cezası veren İstiklal Mahkemeleri, kararlarıyla tartışma konusu oldu. Özellikle, mahkeme heyetinin hukuk alt yapısı olmayan, dönemin asker kökenli milletvekillerinden oluşması ve ‘hiçbir kanuna bağlı kalmadan tamamen kendi vicdani kanaatleri ile’ karar vermeleri vicdanları yaraladı. Mahkemelerin kurulduğu bölgelerde bazı sözü geçenlerin muhalif ve sorun yaşadığı kişileri saf dışı bırakmak için hakimleri yönlendirdiği de iddialar arasında yer aldı.
Ahmet Nedim tarafından 1993 yılında yayına hazırlanan, “Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları 1926” o dönemde yaşanan olaylara ışık tutuyor. İstiklal Mahkemesi kayıtları idama mahkum olan İskilipli Atıf Hoca’nın Şapka Kanunu’ndan yaklaşık 2 yıl önce kaleme aldığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka (Batı Taklitçiliği ve Şapka)” adlı kitabından dolayı mahkeme karşısına çıkarıldığını ortaya koyuyor. Atıf Hoca’nın kitabı kanundan önce çıkardığını ve kanundan sonra piyasaya sürmediğini tanıkların şahitliğiyle anlatmasına rağmen mahkeme heyetinin suçlamalarına devam ettiği görülüyor. Mahkeme heyeti kanunun ardından toplatılan kitabın, Şapka Kanunu’na karşı Anadolu’da çıkan isyanları da İskilipli Atıf’ın kitabına bağlıyor.
HAKİM ‘MASUM’ DEDİ. SAVCI 3 YIL İSTEDİ AMA İDAM KARARI ÇIKTI
İstiklal Mahkemeleri’yle ilgili en büyük tartışmalardan birisi de İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi hakkında verilen idam kararı oldu. Ahmet Nedim tarafından hazırlanan kitapta, Necip Fazıl Kısakürek’in “Son Devrin Din Mazlumları” adlı kitabın bir bölümüne yer veriliyor. Yargılamadan kısa bir süre sonra kitabı kaleme alan Kısakürek, İstiklal Mahkemesi hakimlerinden Afyon Milletvekili Kılıç Ali’nin bir resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladığı ve Atıf Hoca’nın da aralarında bulunduğu İstanbul sanıklarının suçsuzluğunu bildirdiğini ifade ediyor. Konu kitapta şu şekilde yer alıyor: “Atıf Hoca ve arkadaşlarının muhakemeleri bitmiş gibidir. Pek yakında iddia ve müdafaalar dinlenecek ve karar bildirilecektir. Edilen muhakemeler sonunda vardığımız kanaat şudur ki; son irtica hareketleriyle İstanbul’un hiçbir alakası olmamıştır. Esasen mahkemenin İstanbul’da bulunduğu zaman yapılan tahkikat da bu neticeyi vermiş ve ondan sonraki muhakemeler aynı şeyi teyit etmiştir.” Kısakürek kitabında bu açıklamanın devrin tüm İstanbul gazetelerinde yer aldığına işaret ediyor.
Aynı kitapta, savcının Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi’nin idamı ve Atıf Hoca’nın da aralarında bulunduğu bazı sanıkları için üçer seneden az olmamak kaydıyla kürek cezasına ve bazı sanıkların da beraatini karar verildiği belirtiliyor.
MAHKEME REİSİ’NDEN SANIKLARA: SİZİN HEPİNİZİ TEMİZLERİZ
“Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları 1926” isimli kitapta; Giresun, Erzurum ve Uşak davası sanıklarının yargılanmalarıyla ilgili mahkeme kayıtları yer alıyor. Mahkeme kayıtları, milletvekillerinden oluşan hakimlerin sanıklara ön yargılı yaklaşımını gözler önüne seriyor.
Erzurum davasında Erzurumlu Zühdü Efendi’nin yargılanması sırasında Mahkeme Reisi Afyon milletvekili Ali Çetinkaya’nın sözleri bu durumu gözler önüne seriyor. Mahkeme Başkanı Zühdü Efendi’ye Erzurumlu olması hasebiyle isyanın sorumlularını bilmesi gerektiğini ifade ederek, sorumluların ismini istiyor. Zühdü Efendi ise isyan sırasında orada bulunmadığını ve bu sebeple de sorumluları bilemeyeceğini belirtiyor. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı ve Afyon Milletvekili Ali Çetinkaya, Zühtü Efendi’ye şu sözleri sarf ediyor: “Sizin hepinizi de temizleriz. Siz de beğenirsiniz, herkes de beğenir, memleket de rahat eder. Çıkınız!...”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yaptığı yargılamalarla çok sayıda idam cezası veren İstiklal Mahkemeleri, kararlarıyla tartışma konusu oldu. Özellikle, mahkeme heyetinin hukuk alt yapısı olmayan, dönemin asker kökenli milletvekillerinden oluşması ve ‘hiçbir kanuna bağlı kalmadan tamamen kendi vicdani kanaatleri ile’ karar vermeleri vicdanları yaraladı. Mahkemelerin kurulduğu bölgelerde bazı sözü geçenlerin muhalif ve sorun yaşadığı kişileri saf dışı bırakmak için hakimleri yönlendirdiği de iddialar arasında yer aldı.
Ahmet Nedim tarafından 1993 yılında yayına hazırlanan, “Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları 1926” o dönemde yaşanan olaylara ışık tutuyor. İstiklal Mahkemesi kayıtları idama mahkum olan İskilipli Atıf Hoca’nın Şapka Kanunu’ndan yaklaşık 2 yıl önce kaleme aldığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka (Batı Taklitçiliği ve Şapka)” adlı kitabından dolayı mahkeme karşısına çıkarıldığını ortaya koyuyor. Atıf Hoca’nın kitabı kanundan önce çıkardığını ve kanundan sonra piyasaya sürmediğini tanıkların şahitliğiyle anlatmasına rağmen mahkeme heyetinin suçlamalarına devam ettiği görülüyor. Mahkeme heyeti kanunun ardından toplatılan kitabın, Şapka Kanunu’na karşı Anadolu’da çıkan isyanları da İskilipli Atıf’ın kitabına bağlıyor.
HAKİM ‘MASUM’ DEDİ. SAVCI 3 YIL İSTEDİ AMA İDAM KARARI ÇIKTI
İstiklal Mahkemeleri’yle ilgili en büyük tartışmalardan birisi de İskilipli Atıf Hoca ve Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi hakkında verilen idam kararı oldu. Ahmet Nedim tarafından hazırlanan kitapta, Necip Fazıl Kısakürek’in “Son Devrin Din Mazlumları” adlı kitabın bir bölümüne yer veriliyor. Yargılamadan kısa bir süre sonra kitabı kaleme alan Kısakürek, İstiklal Mahkemesi hakimlerinden Afyon Milletvekili Kılıç Ali’nin bir resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladığı ve Atıf Hoca’nın da aralarında bulunduğu İstanbul sanıklarının suçsuzluğunu bildirdiğini ifade ediyor. Konu kitapta şu şekilde yer alıyor: “Atıf Hoca ve arkadaşlarının muhakemeleri bitmiş gibidir. Pek yakında iddia ve müdafaalar dinlenecek ve karar bildirilecektir. Edilen muhakemeler sonunda vardığımız kanaat şudur ki; son irtica hareketleriyle İstanbul’un hiçbir alakası olmamıştır. Esasen mahkemenin İstanbul’da bulunduğu zaman yapılan tahkikat da bu neticeyi vermiş ve ondan sonraki muhakemeler aynı şeyi teyit etmiştir.” Kısakürek kitabında bu açıklamanın devrin tüm İstanbul gazetelerinde yer aldığına işaret ediyor.
Aynı kitapta, savcının Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi’nin idamı ve Atıf Hoca’nın da aralarında bulunduğu bazı sanıkları için üçer seneden az olmamak kaydıyla kürek cezasına ve bazı sanıkların da beraatini karar verildiği belirtiliyor.
MAHKEME REİSİ’NDEN SANIKLARA: SİZİN HEPİNİZİ TEMİZLERİZ
“Ankara İstiklal Mahkemesi Zabıtları 1926” isimli kitapta; Giresun, Erzurum ve Uşak davası sanıklarının yargılanmalarıyla ilgili mahkeme kayıtları yer alıyor. Mahkeme kayıtları, milletvekillerinden oluşan hakimlerin sanıklara ön yargılı yaklaşımını gözler önüne seriyor.
Erzurum davasında Erzurumlu Zühdü Efendi’nin yargılanması sırasında Mahkeme Reisi Afyon milletvekili Ali Çetinkaya’nın sözleri bu durumu gözler önüne seriyor. Mahkeme Başkanı Zühdü Efendi’ye Erzurumlu olması hasebiyle isyanın sorumlularını bilmesi gerektiğini ifade ederek, sorumluların ismini istiyor. Zühdü Efendi ise isyan sırasında orada bulunmadığını ve bu sebeple de sorumluları bilemeyeceğini belirtiyor. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı ve Afyon Milletvekili Ali Çetinkaya, Zühtü Efendi’ye şu sözleri sarf ediyor: “Sizin hepinizi de temizleriz. Siz de beğenirsiniz, herkes de beğenir, memleket de rahat eder. Çıkınız!...”