Risale-i Nurlardan ve Muhterem Hocaefendinin Eserlerinden Bu Günleri Tenvir Eden Hakikatler

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Emîrü'l-mü'minîn, halife-i rûy-i zemin Hz. Ömer İbnü'l-Hattab naklediyor:
لَمَّا كَانَ يَوْمُ خَيْبَرَ أَقْبَلَ نَفَرٌ مِنْ صَحَابَةِ النَّبِيِّ r فَقَالُوا: فُلاَنٌ شَهِيدٌ، فُلاَنٌ شَهِيدٌ. حَتَّى مَرُّوا عَلَى رَجُلٍ فَقَالُوا: فُلاَنٌ شَهِيدٌ، فَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ r: كَلاَّ، إِنِّي رَأَيْتُهُ فِي النَّارِ، فِي بُرْدَةٍ غَلَّهَا أَوْ عَبَاءَةٍ. ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ r: يَا ابْنَ الْخَطَّابِ! اِذْهَبْ فَنَادِ فِي النَّاسِ أَنَّهُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ إِلاَّ الْمُؤْمِنُونَ
"Hayber günü, Resûlullah'ın ashabından birkaç kişi gelerek: 'Falan şehit, falan şehit.' dediler. Sonra, (vurulup yere düşmüş) birine rastlayıp, 'Falan da şehit olmuş.' diye söylendiler. İşte o zaman Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) müdahele etti ve: 'Hayır, ben onu ateşte gördüm; çünkü o, daha taksim edilmeden ganimet malından bir bürde almış.' açıklamasında bulundu ve sonra da bana: 'Ey Hattaboğlu, halkın arasına gir ve: 'Cennet'e mü'minlerden başkası; yani inanan, iman ve emniyetin temsilcisi olanlardan başkası giremez.' diye seslen.' buyurdu."[SUP][19][/SUP]
Evet, şehit dendikçe, Hayber'den söz açıldıkça, ganimetlerden bahsedildikçe ve Cennet'e gireceklerin vasıfları söz konusu edildikçe, sahabe, hep bu vak'ayı ve bu vak'a münasebetiyle irad buyurulan hadis-i şerifi nasıl hatırlamamazlık eder ki?
Evet, hadis-i şerifler ve sünnete ait kudsî hakikatler, hâdiselerle öylesine, zihinlere, ruhlara perçinleniyordu ki, aradan yıllar ve yıllar geçse de onların hafızalarından silinmesi mümkün değildi. Evet onlar, duyduklarını unutmadılar. Aksine ruhlarının derinliklerine işlediler, dimağlarına nakşettiler ve hiçbir şey eksiltmeden gelecek nesillere aktardılar.
http://fgulen.com/tr/fethullah-gule...h-Gulen-Sunnetin-Tesbitine-Tesir-Eden-Amiller
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
217. Nağme: Takıyye, Mut’a Tuzağı ve Nifak Nezlesi

Herkul | 02/02/2013. | HERKUL NAGME
Kıymetli arkadaşlar,
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi soğuk algınlığı sebebiyle birkaç gün Bamteli sohbeti yapamamıştı, sadece dar dairedeki hasbihallerle iktifa etmiştik. Allah’a hamd olsun, birkaç saat önce mutad olduğu üzere mescide çıktı ve bugünün nağmesi olarak 19:58 dakikalık bölümünü sunacağımız hayatî hakikatleri dile getirdi.
Muhterem Hocamız günümüzde İslam dünyasının en büyük problemlerinin nifaktan kaynaklandığını, nifakın temelinde ise yalan ve aldatma olduğunu vurguladı. Özellikle takıyye ve mut’a tuzaklarından dolayı toplumumuzun nasıl bir tehlike ile karşı karşıya bulunduğunu anlattı.
Kendini gizlemek, olduğundan farklı görünmek, inandığının aksini söylemek ve hileli yola başvurmak demek olan “takıyye”nin İslam’da yeri olmadığını, Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in “Aldatan bizden değildir”buyurduğunu, fakat yakın görünen ama uzaklardan uzak olan bir komşu devletin onu ilke edindiğini ve maalesef ülkemizdeki bir kısım kimselerin de onlardan etkilendiklerini belirtti.
Bildiğiniz gibi fıkıh terimi olarak mut’a, bir erkeğin bir kadını aralarında kararlaştırdıkları bir zamana kadar ve belli bir para karşılığında eş olarak aldığı muvakkat (geçici) bir evlilik şeklidir.
Muhterem Hocaefendi, mut’anın cahiliye devrinde uygulandığını, Peygamber Efendimiz döneminde ise ona birkaç kere ruhsat verildiğini; fakat, bu izinlerin, İslâm’da teşri nihaî şeklini almadan önce gerçekleştiğini, ayrıca mut’aya izin veren rivâyetlerin bazı seferlere/gazvelere has kaldığını ve bilâhare kesin olarak yasaklanmış, ebediyen haram kılınmış bulunduğunu ifade etti.
Peygamber Efendimiz’in mut’ayı bir çırpıda ortadan kaldırmadığına, pek çok hükümleri uygulamaya koyarken yaptığı üzere tedricî bir yol izlediğine, tıpkı içki ve faizin tedricen haram kılınması gibi mut’anın da adım adım yasaklandığına, dolayısıyla esas hükmü görmezden gelip mut’anın kesin haramlığını bildiren nihai emirlerden önceki geçici ruhsatları esas kabul ederek “mut’aya izin verildiğini” söylemenin İslâm’a iftira olduğuna değindi.
Beyan Sultanı (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in, kıyametin alâmetleri arasında sayılan “duhân”ın tesirini anlatırken, onun, münkirleri öldüreceğine ve mü’minleri de zükkâm (soğuk algınlığı, nezle) yapacağına dikkat çektiğini nakleden muhterem Hocamız, maalesef bugün koskoca bir İslam dünyasında hem nifak virüsünden dolayı ölmüş hem de nifak nezlesine tutulmuş çok insan olduğunu söyledi. Bu sayede, günümüzde de takıyye şebekesinin bütün çirkinliğini sergilediğini ve mut’a gibi tuzakları kullanarak pek çok insanı ağına düşürdüğünü belirtti.
Yakın görünen ama uzaklardan uzak davranan iki komşu ülkenin bu şer sistemini, bu kapalı zina sistemini, bu fuhuş sistemini, bu ahlaksızlık sistemini birilerini avlama, angajman altına alma adına hep kullandıklarını; ciddi birinden de dinlediği üzere, İslam dünyasında -bazıları da alim olan- çok kimseleri bununla vurduklarını, fotoğraflarını çektiklerini, sonra da onlara “Bizim aleyhimizde olursanız medyaya verilir bunlar” dediklerini.. günümüzde de aynı şenaatin bütün ürperticiliğiyle yaşandığını, çok kimselerin ya hesaplarına yatırılan paralarla ya da mut’a gibi tuzaklarla ciddi angajmana düşürüldüklerini, hatta ülkemizden gençlerin toplanıp götürüldüğünü, mut’ayla adeta uyuşturucu bağımlısı gibi hasta hale getirildiğini anlattı.
“Bu çağ bir nifak çağıdır; İslam dünyasında insanları İslamî değerlerden uzaklaştıran hastalık nifak olmuştur.” diyen Hocaefendi, derin bir hüzünle sürdürdüğü hasbihalini ıslah duasıyla sona erdirdi.
Hürmetle arz ediyoruz.



http://www.herkul.org/herkul-nagme/217-nagme-takiyye-muta-tuzagi-ve-nifak-nezlesi/
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Kardeşlerim, bu geniş hücum, Risale-i Nur'un fütuhatına karşıdır.
Fakat anladılar ki; Nurlara iliştikçe daha ziyade parlar, ders dairesi genişlenip ehemmiyet kesbeder ve mağlub olmaz.
Yalnız "sırran tenevverat" perdesi altına girer.

Şualar - 485
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
İşte bu bedihî hakikatı bilen, maskeli, gizli ve münafık iman ve İslâmiyet muarızları ve düşmanları, yarım asra yakındır, Bedîüzzaman'ın çürütemedikleri şahsını, yalan ve yaygaralarla hâlâ çürütmeye çabalıyorlar.
Maksadları: Risale-i Nur, rağbet ve revaç görüp intişar etmesin, iman ve İslâmiyet inkişaf etmesin.
Halbuki, Said Nursî'ye iliştikçe Risale-i Nur parlıyor.
Neşriyat dairesi genişliyor.
Birer nümune olan yirmibeş sene içindeki hâdiseler meydandadır.

Sözler - 768
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
İşte bu bedihî hakikatı bilen, maskeli, gizli ve münafık iman ve İslâmiyet muarızları ve düşmanları, yarım asra yakındır, Bedîüzzaman'ın çürütemedikleri şahsını, yalan ve yaygaralarla hâlâ çürütmeye çabalıyorlar.
Maksadları: Risale-i Nur, rağbet ve revaç görüp intişar etmesin, iman ve İslâmiyet inkişaf etmesin.
Halbuki, Said Nursî'ye iliştikçe Risale-i Nur parlıyor.
Neşriyat dairesi genişliyor.
Birer nümune olan yirmibeş sene içindeki hâdiseler meydandadır.

Sözler - 768
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Ve bu küçük cemaatin istinadgâhı olan, azîm cemaatlerin himmetlerini ve bu cemaatlerin içindeki nuranî sîmaları tanıttırdığınız gibi, Şah-ı Geylanî zamanındaki Hülâgu vak'asıyla da zamanımızın riyakâr münafıklarına ve bu münafıkların re'skârlarına hitab ederek "Yakın bir istikbalde kahhar bir el size cezanızı tamamen vermekle, masumların intikamını alacaktır." diyorsunuz.

Barla - 207
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Risale-i Nur'un erkânından birisi, kat'î bir surette haber veriyor ki: Üç-dört adam, dünya servetinin hatırı için toplanıp, münafıkane tedbir kurdukları hengâmda; üç gün sonra o üç-dört adamın haneleri ve birinin dükkânı yanıp, herbiri binler lira zayiatla tokat yediler.
Hem bir dessas casus adam, Risale-i Nur şakirdleri aleyhinde çalışıyordu ki, onları hapse attırsın.
Bir gün -serbest olarak- "Ben bir ipucu bulamadım ki, bunları hapse soksam.
Eğer bir ipucu bulsam, onları hapse sokacağım." diye ilân ettiği vakitten iki gün sonra bir iş yapıp, Risale-i Nur şakirdleri yerinde, o adam iki sene hapse girdi.

Kastamonu - 217
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Risale-i Nur'un erkânından birisi, kat'î bir surette haber veriyor ki: Üç-dört adam, dünya servetinin hatırı için toplanıp, münafıkane tedbir kurdukları hengâmda; üç gün sonra o üç-dört adamın haneleri ve birinin dükkânı yanıp, herbiri binler lira zayiatla tokat yediler.
Hem bir dessas casus adam, Risale-i Nur şakirdleri aleyhinde çalışıyordu ki, onları hapse attırsın.
Bir gün -serbest olarak- "Ben bir ipucu bulamadım ki, bunları hapse soksam.
Eğer bir ipucu bulsam, onları hapse sokacağım." diye ilân ettiği vakitten iki gün sonra bir iş yapıp, Risale-i Nur şakirdleri yerinde, o adam iki sene hapse girdi.

Kastamonu - 217
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Risale-i Nur'a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez, daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar.
Fakat cepheyi değiştirip, din perdesi altında bazı safdil hocaları veya bid'a tarafdarı veya enaniyetli sofi-meşreblileri bazı kurnazlıklarla Risale-i Nur'a karşı -iki sene evvel İstanbul'da ve Denizli civarında olduğu gibi- istimal etmek ve Risale-i Nur'a ve şakirdlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeğe münafıklar çabalıyorlar.
İnşâallah muvaffak olamazlar.

Emirdağ-1 - 102
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
risale-i nur'a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez, daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar.
Fakat cepheyi değiştirip, din perdesi altında bazı safdil hocaları veya bid'a tarafdarı veya enaniyetli sofi-meşreblileri bazı kurnazlıklarla risale-i nur'a karşı -iki sene evvel istanbul'da ve denizli civarında olduğu gibi- istimal etmek ve risale-i nur'a ve şakirdlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeğe münafıklar çabalıyorlar.
Inşâallah muvaffak olamazlar.

Emirdağ-1 - 102
seyyid abdulhakim arvasi hazretlerinden mi bahsediyor nurcular bu zati hiç sevmez hatta bunak der hangi nurcu hocayla karşilaşzam aynisini şöylüyorlar bu hakareti edenlere iade ediyorum
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
risale-i nur'a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez, daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar.
Fakat cepheyi değiştirip, din perdesi altında bazı safdil hocaları veya bid'a tarafdarı veya enaniyetli sofi-meşreblileri bazı kurnazlıklarla risale-i nur'a karşı -iki sene evvel istanbul'da ve denizli civarında olduğu gibi- istimal etmek ve risale-i nur'a ve şakirdlerine ayrı bir cephede tecavüz etmeğe münafıklar çabalıyorlar.
Inşâallah muvaffak olamazlar.

Emirdağ-1 - 102
abdulhakim arvasi hazretlerine enaniyetli eden zat enaniyetlidir bu sözü söyleyene iade ediyorum mürşidi kamil enaniyetli olurmu olan kişi sahte mürşittir
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Abdülhakim Arvasi hazretleri çok büyük velilerdendir. İlmi olarak onun getirmiş olduğu bir eleştiriyi farklı bir yere çekmek, hiç hoş değildir. Sadece biz eleştiririz demek de tuhaftır.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,398
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Abdülhakim Arvasi Hazretleri ve Bedüizzaman Said Nursi Hazretleri ikiside başımın tacıdır.Bu iki pehlivan arasında taassupa takılıp fitne çıkartmanın anlamı yok.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Abdülhakim Arvasi Hazretleri ve Bedüizzaman Said Nursi Hazretleri ikiside başımın tacıdır.Bu iki pehlivan arasında taassupa takılıp fitne çıkartmanın anlamı yok.

Risale talebelerinin pek çoğuna yeter ki büyüklük muhabbeti olsun. Herkesi kötülemeye hazırdırlar.

Birbirlerini poh pohlamaya çok meraklıdır demiş idi büyüklerden bir zat.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,398
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Risale talebelerinin pek çoğuna yeter ki büyüklük muhabbeti olsun. Herkesi kötülemeye hazırdırlar.
büyüklük muhabbeti
Birbirlerini poh pohlamaya çok meraklıdır demiş idi büyüklerden bir zat.
Her kim öyle ise talebeliği fayda etmez.Meşrebi fayda getirmez.İster o yolda ister diğer yolda görsün tarafını.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
Nurcularin kurdoğlu diye hizibi var en şöhretli hocasini taniyorum akhisarda yüzüme doğru söyledi
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
abdülhakim arvasi hazretleri çok büyük velilerdendir. Ilmi olarak onun getirmiş olduğu bir eleştiriyi farklı bir yere çekmek, hiç hoş değildir. Sadece biz eleştiririz demek de tuhaftır.
abdulhakim arvasi hazretleri said nursiye tefsir yazma yazarsan sobada yakarim dediği için nurcular sevmezler hakaret ederler
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Geçen zaman içinde cereyan eden hadiseler Abdülhakim Arvasi K.S. efendiyi haklı çıkarmıştır maalesef...
 
Üst