Rabitanin Sirk Oldugunu Söyleyenlere

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
forum sayfalarına geldiğimde ki şu an 3 foruma üyeyim bu suçlamaları bayağı ciddiye alır delil toplar toparlar sunardık.

şimdi forumlarda genelde okuyucu olmaya çalışıyoruz.sonra işin aslına vakıf olduk.
Çokca canımız sıkılnca aşağıdaki gibi uzatmadan iki kelamı dikkatlerine sunuyoruz..

hani klişe bir söz vardı bir ara reklamlarda
''AĞZI OLAN KONUŞUYOR''

Bizde diyoruz ki; klavyesi olan yazıyor.daha bitmedi.

bir bakıyoruz..şahsi pc' si ve adsl bağlantısı olan birazda şeriata inanan herkes ya forum allamesi ya fetva makamı ya şeyhül islam olup çıkmış...durdur durdurabiliyorsan..
fetvalar havada uçuşuyor..şirk küfür fetvaları....vs.vs..
bu tarikatçılar varya bu tarikatçılar ………


eğer anadoluya orta asyadan Ahmet yeseviler gazi alperen dervişanları göndermeseydi..atalarının müslüman olmasına vesile olmasalardı..
tekke dergahlarını anadoluya kurmasalar maveraünnehrden buraya akmasalardı diyarı rumu diyarı İslam yapmasalardı…
Mevlanalar hacı bektaşlar yunuslar hacı bayramlar emir sultanlar buraları bedenleriyle şereflendirmeseydi…
acaba...
hangi papazın arkasında hangi kilise korosunda ilahi söylüyor olurdunuz..


İslam ümmeti olarak en başta edep edep edep lazım…
Tasavvuf Allaha c.c. resulune s.a.v. şeyhe bütün mahlukata karşı edeptir….
Pratikteki bazı saçmalıklar konumuz değil..
Osmanlı tasavvuf toplumudur.
Ulema Nakşi esnaf halk kadiri halveti saray ehalisi Mevlevi 3 kıtaya bu şirkle mi islamı götürdüler acaba….?

bir kişiye müşrik demenin bir işe şirk demenin ne kadar kolay olup olmadığını burda değil ukbada görürsünüz.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
alıntı-abuzergıfaroğlu
Ulema Nakşi esnaf halk kadiri halveti saray ehalisi Mevlevi 3 kıtaya bu şirkle mi islamı götürdüler acaba….?
bir kişiye müşrik demenin bir işe şirk demenin ne kadar kolay olup olmadığını burda değil ukbada görürsünüz.


Kardeş,
Hoş gelmişsiniz, safalar getirmişsiniz ...
Walla ne diyem ? Sözleriniz çürük tahtalara bile tutunabilecek çivi gibi..
 

NUHUN_GEMISI

Asistan
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
eğer anadoluya orta asyadan Ahmet yeseviler gazi alperen dervişanları göndermeseydi..atalarının müslüman olmasına vesile olmasalardı..
tekke dergahlarını anadoluya kurmasalar maveraünnehrden buraya akmasalardı diyarı rumu diyarı İslam yapmasalardı…
Mevlanalar hacı bektaşlar yunuslar hacı bayramlar emir sultanlar buraları bedenleriyle şereflendirmeseydi…
acaba...
hangi papazın arkasında hangi kilise korosunda ilahi söylüyor olurdunuz..


İslam ümmeti olarak en başta edep edep edep lazım
Tasavvuf Allaha c.c. resulune s.a.v. şeyhe bütün mahlukata karşı edeptir….

Pratikteki bazı saçmalıklar konumuz değil..
Osmanlı tasavvuf toplumudur.
Ulema Nakşi esnaf halk kadiri halveti saray ehalisi Mevlevi 3 kıtaya bu şirkle mi islamı götürdüler acaba….?

bir kişiye müşrik demenin bir işe şirk demenin ne kadar kolay olup olmadığını burda değil ukbada görürsünüz.


Herkesin anasını kendi anan sanma !!!
Herkesin akidesini kendi seyyar akiden sanma !
Herkesin kaderi hakkında gaybdan ve olmamış olaylardan haber verme !!!

Şu anda bir insan müslüman ise , hangi şartlarda olursa olsun o yine müslüman olurdu.
Bu anlayışınıza göre kişi cihada gidip şehid olduğu zaman , gitmeseydi yaşayacaktı !!!
Bu sakat akidesizliği çöpe atın da tevhid dinine sarılın .

İkinci sözüne ise edebi ve edebin değerini sizin gibi edebsizlerden öğreniyoruz !!

Üçüncü sözün Tasavvuf Allaha c.c. resulune s.a.v. şeyhe bütün mahlukata karşı edeptir…. ,
Allah'a (c.c.) , Rasul'une (s.a.v.) anladık .
Şeyh konusunda Rasulullahın TÜM sünnetine uyan alim ve veliler ise eyvallah ! Yok tasavvuftaki uçan kaçan pornografik zaafları olan bir kısım şaklabanları da katıyorsan , hadi oradan , hadi oradan ....
Birde demişsin bütün mahlukata edeb ? , Domuz , yahudi put , kafir -küfür şirk vs siz edebli olunuz . Biz tüm bunlardan ve sevenlerinden beriyiz
 
Katılım
17 Nis 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bak koçum Her kuşun eti yenmez.her gördüğüne sövülmez.

ğer sende adamlık ve şeref olsa şu ekranın arkasına sığınıp küfretmezsin.
senin adam olduğunu ve bu sözleri bizatihi yüzüme söyleyebilecek erliğin olduğuna inansam seni davet ederim.

Senin kafanı koparırım.sözlerine dikkat et..



Yok tasavvuftaki uçan kaçan pornografik zaafları olan bir kısım şaklabanları da katıyorsan , hadi oradan , hadi oradan ....
Domuz , yahudi put , kafir -küfür şirk vs siz edebli olunuz .


Altını çizdiğim cümlelerde ehli tarikata kendi nefsindeki muhtemelen ailende temaşa ettiğin ama kesinlikle ailenden aldığın pisliği kusmuşsun..
Kimbilir tarikatçılar için bu sözleri sarfedebildiğine göre böyle bir faaliyetin mahsulüsündür. onu da velid bin mugiyre gibi annene sormak ve ondan öğrenmek senin hakkın..
 

DarulErkam

Üye
Katılım
13 Mar 2007
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Yok tasavvuftaki uçan kaçan pornografik zaafları olan bir kısım şaklabanları da katıyorsan , hadi oradan , hadi oradan ....
Birde demişsin bütün mahlukata edeb ? , Domuz , yahudi put , kafir -küfür şirk vs siz edebli olunuz . Biz tüm bunlardan ve sevenlerinden beriyiz

Bismihi Subhanehu

Azizim sizi bu yazdıklarınızdan dolayı i'zan ve İnsaf'a davet ediyorum. Edeb'e mugayyer bir uslub ile ele almış olduğunuz, bu tahkir dolu satırı sizin için bir bahtsızlık olarak telakki ediyorum. Herhalde, cevab verme modun da, lafımızın nereye gideceğini bilmeden, irticalen ele alınmış bir yazıdır.

En baş şunu belirteyim, İslam ve Müslüman bunları ayırmak gerekmektedir. Birisi, Mutlak diğer ise mukayyeddir. Mukayyed olanın "Mutlak" olanı anlama çabası içinde bazı zaafiyetlerinin olacağı su götürmez bir gerçektir. Bu zaafiyet ise onu bazı yanlış sonuçlara ulaştıracaktır, lakin ulaşacağı bu sonuçlar da ehliyete haiz ise yanlışına bir sevab, isabetine ise iki sevab alır. Bu açıklamadan sonra "Müslüman" bir kişinin yapacağı yanlış "İslam"a yada "İslam"ın kurumlarından olan tasavvuf, mezheb gibi oluşumlara atfedilmez, o kişiye atfedilir. Zira, böylesi bir düşünce ve zihniyet bizi, dışarıdan "İslam"ı vurmaya çalışanlardan, "İşte müslümanlar böyle, İslam'da böyle bir din" diyenlerden ayıracak bir husus bırakmayacaktır. En baş yapılması gereken ; Yanlışlar dile getirilir, deliller serdedilir ve kişiler yanlışlarından döndürülmeye çalışılır. Lakin dikte edilmez.Bundan ötesi ise cedele (Münazara'nın alt kollarından olan "Cedel"e değil nefse muvafık ve ilah-i riza'ya muhalif olan) ve hakaretleşmeye dönüşecektir.

Siz kardeşlerimin feraset ve basiret sahibi olduğunuzu düşünerekten, uhuvveti ve bizleri yaralayan böyle bir tartışmaya mahal vermeden, iman paydasın da ve kardeşlik tamlayanın da buluşmanızı umud ve temenni ediyoruz..

Diğer bir hukuk kaidesini ise kardeşlerime tevdi etmek istiyorum, gerçekten önemli ve mecelle'de geçen hukuk kaidesidir ; Su-i emsal misal olamaz..

Muvaffakiyet ALLAH'tandır..

Selam ve dua ile..
 

NUHUN_GEMISI

Asistan
Katılım
14 Mar 2007
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yok tasavvuftaki uçan kaçan pornografik zaafları olan bir kısım şaklabanları da katıyorsan , hadi oradan , hadi oradan ....
Birde demişsin bütün mahlukata edeb ? , Domuz , yahudi put , kafir -küfür şirk vs siz edebli olunuz . Biz tüm bunlardan ve sevenlerinden beriyiz


sözümün arkasındayım .
Buraya mesneviyi , el ibrizi , nefahitul uns'u mu dökmemi istiyorsunuz şimdi ?
Bunu çocuklarınıza , hanımlarınıza analarınıza bile okuyamazsınız ! Bu soytarılıklar din diye bugün hala tasavvuf kitapçılarının raflarında satılıyor ! Bazılarıda yatağının ucuna , kütüphanesinin baş köşesine koyarak feyiz ! alıyor .

Bütün tasavvufçular böyle de demedim . Tasavvufçu geçinen Birkaç şaklaban dedim . sanırım sizin bütün tanıdıklarınız tasavvufçular böyle diye , yada ben hepsine öyle dedim zannettiğiniz için karşı çıkıyorsunuz . Ama gerçek budur .

Tarikatçılar tasavvufçular olmasaydı kafir olurdunuz diyene !! diyorum ki ; senin mantığınla areket edecek olsam Tarikatçılar olmasaydı müslümanların sayısı daha çok olabilirdi !! derim
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bizim çiviler tutmadı !

Sayın abuzergıfaroğlu,

daha önce bizler de bazı çiviler çakmıştık buradaki çürük tahtalara...Lakin hiç tutmadı. Dolayısıyla sizin çiviler de tutmayacağa benziyor. Ancak, bu demek değildir ki, çivi çakmaktan vazgeçelim. hayır , devam edeceğiz çünkü, daha henüz yanyana gelmemiş yeni imâlat tahta sahipleri var. Onlar istifade edecektir.

:)
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
"El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak Allah'dır. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerine hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. İşte kâfirlerin yalvarışı da böyle, boşunadır." {Ra'd: 14}


Birisi Allah'a hakaret etse, küfür ve şirk dolu söz söylese, müslümanım diye idaa eden bazı zümre hiç aldırmıyor. Ancak şeyhlerine birini eleştirdinmi adeta vahşi bir aslan gibi saldırmaktalarr. Zumer/45 ayet iyi anlatıyor bunların durumunu. Bakalım;

Zumer Suresi;

44. De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.

45. Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar. Ama Allah'tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler (sevince kapılırlar). 1

46. De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin



1. Bu, müşriklerin alışılagelmiş bir adetidir. Hatta bazı talihsiz müslümanlar dahi bu hastalığa yakalanmış ve müşrikler gibi aynı tavır içerisine girmişlerdir. Allah'a inandıklarını söylemelerine rağmen, onlara sadece Allah'a kulluk etmekten bahsetseniz, hemen yüzlerini asar ve size derler ki: " Bu adam evliyaya inanmadığı için, sürekli Allah deyip duruyor."

Fakat onlara başka zatlardan bahsederseniz, gözlerinin içi güler ve memnun olurlar. Bu davranışlarından, onların muhabbet ve ilgilerinin kime daha fazla olduğu açıkça bellidir.

Allame Alusî tefsirinde (Ruhu'l-Meâni) bu konuyla ilgili şunları söylüyor: "Bir gün bir şahsın, başına gelen musibetten kurtulmak için ölmüş bulunan bir zata yalvarıp yakardığını gördüm ve ona "Ey Allah'ın kulu! Allah'a yalvar, çünkü O, "Kullarım sana, benden sorduklarında de ki: "Ben onlara yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına icabet ederim. O halde onlar da benim davetime uysunlar, bana iman etsinler ki, doğru yolu bulalar" (Bakara: 186) diye buyurmaktadır, dedim. Bu sözüm üzerine çok öfkelendi. Hatta bazılarının dediğine göre, ben oradan ayrıldıktan sonra, "Bu adam evliyaya inanmaz" demiş. Yine başkalarına göre, "Veliler Allah'dan daha çabuk duayı işitirler" diyormuş." (Tefhim'ul Kur'an
 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
"El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak Allah'dır. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerine hiçbir şekilde cevap veremezler. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. İşte kâfirlerin yalvarışı da böyle, boşunadır." {Ra'd: 14}


Icimizde seyhine birseyi yaratmasi icin dua eden mi var?

Meseleleri nasil carpitiyorsunuz, pes dogrusu.
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Icimizde seyhine birseyi yaratmasi icin dua eden mi var?

Meseleleri nasil carpitiyorsunuz, pes dogrusu.



arkadasım sen yazımın ayet olanını alıntılamıssın bak ayet diyorum yane ayeti alıp altınada bişeyler yazmıssın alıntılamıs olduğun sadece ayet olduğuna göre ben neyi çarpıtmışım illa itiraz edeceksinizya illa kuran ayetine muhalefet edeceksinizya
illa rabden baska el acıp dua ıstemek için mahlukatları haklı cıkarmak istiyorsunuzya sizin derdiniz bu rabbin yadında küçük olanları büyük rabble aracılık olsun diye itaat etmek ona arz etmek onu düşünmek küçüğüne inanmadan büyüğüne ulaşamassın düşüncesi ve bu düşünceyi şamar gibi yıkan nurlu kitabin ayeti

Kullarım sana, benden sorduklarında de ki: "Ben onlara yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına icabet ederim. O halde onlar da benim davetime uysunlar, bana iman etsinler ki, doğru yolu bulalar" (Bakara: 186)

buyrun rab böyle buyurmaktadır şimdi deyin bakalım rab mi daha yakın yoksa rabıta edip arzulaınızı ilettiğiniz küçüğü mü daha yakın doğru yolu bulmak için rabbe uymak gerekir yoksa
sahte olanlarına mı
 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
arkadasım sen yazımın ayet olanını alıntılamıssın bak ayet diyorum yane ayeti alıp altınada bişeyler yazmıssın alıntılamıs olduğun sadece ayet olduğuna göre ben neyi çarpıtmışım illa itiraz edeceksinizya illa kuran ayetine muhalefet edeceksinizya


Genelde tevessülde bulunanlara falan bu tür ayetleri delil göstererek sirke düstünüz deniyor da, yani nete girdigimden beri ayni seyleri görüyorum. Ayetin manasina zir bir sey söylemedim.



Siz ne amacla yazmistiniz?

Ve tarikat ehli rabita yapanlar seyhlerine mi dua ediyorlar, ibadet ediyorlar?
 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
Genelde tevessülde bulunanlara falan bu tür ayetleri delil göstererek sirke düstünüz deniyor da, yani nete girdigimden beri ayni seyleri görüyorum. Ayetin manasina zir bir sey söylemedim.



Siz ne amacla yazmistiniz?

Ve tarikat ehli rabita yapanlar seyhlerine mi dua ediyorlar, ibadet ediyorlar?




peki siz söyleyin rabıtayı neden yapmaktalar ?neden ?neden ?neden?
 

Minhac_

Profesör
Katılım
5 Şub 2007
Mesajlar
1,189
Tepkime puanı
1
Puanları
0
peki siz söyleyin rabıtayı neden yapmaktalar ?neden ?neden ?neden?


BEn rabitayi bilmiyorum. Tarikat ehline soruyorum.

Seyhin bir sey yaratacagina inanarak ona dua mi ediyor, seyhe ibadet mii ediyor tarikat ehli?

Ben tasavvuf ehli degilim.
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
peki siz söyleyin rabıtayı neden yapmaktalar ?neden ?neden ?neden?

İnsanlar küfre düşmek için değil, tapınmak için değil işte aşşağıda yazan sebeplerden dolayı rabıta yapar!... Okursanız, anlarsınız...

RÂBITA:
Bir velînin şeklini, sûretini hayâline getirerek onun kalbindeki feyz (bereket) ve mârifetlere (ilimlere) kavuşma yolu. Kalbini büyüklerin kalbine bağlayarak onlardan feyz alma. Her şeyi unutarak, dünyâ işlerini düşünmeyerek, sevgi ve saygı ile bir v elînin mübârek yüzünü hayâlinde veya gönlünde bulundurma.
"Ey îmân edenler. Allah'a bağlanınız ve sâdıklarla berâber olunuz" meâlindeki âyet-i kerîmede râbıtaya işâret vardır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Râbıta, feyz veren kâmil zâtın teveccühüyle birleşecek olursa, nûr üstüne nûr meydana gelir. (Tâceddîn Sübkî)
Bir insanın hiç görmediği kimsenin şeklini, sûretini yalnız işitmekle, okumakla öğrenerek, hayâline getirmesi çok zordur. Onun kendisi değil, başkası görünür. Bunun için, Resûlullah'a râbıta yapılmaz. Çünkü başkasının Resûlullah olduğuna inanmak küfü r olur. Evliyâya râbıta yapmakta bu mahzûr yoktur. (İbrâhim Fasîh)
Râbıtasız yapılan zikr (Allahü teâlâyı anma) insanı ilerletmez. Zikirsiz râbıta ilerletir. Râbıta her işte yardımcıdır. Zikirde yardımı ise pekçoktur. Allahü teâlânın evi olan kalbi, nefsin pisliklerinden ve şeytanın aldatmasından temizler. (Muhammed Hânî)
Râbıta, kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekten, onları düşünmekten kurtulmasına vesîle olur. (İmâm-ı Rabbânî)


İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
(Her müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır. Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır. Allahü teâlâ, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi. Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı.) [Eyyühel-veled]


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Velinin kalbindeki feyzler, nurlar, güneşin ziyası gibi yayılır. Onu seven müslümanların kalblerine akar. Onların bu feyzleri aldıklarından haberleri olmaz. Kalblerinin temizlendiğini anlarlar. Karpuzun güneş karşısında olgunlaştığı gibi, kemale gelirler. Eshab-ı kiram, Resulullahın sohbetinde, böyle kemale geldi.) [m.260]


 

bi husben

Kıdemli Üye
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
5,664
Tepkime puanı
322
Puanları
83
İnsanlar küfre düşmek için değil, tapınmak için değil işte aşşağıda yazan sebeplerden dolayı rabıta yapar!... Okursanız, anlarsınız...

RÂBITA:
Bir velînin şeklini, sûretini hayâline getirerek onun kalbindeki feyz (bereket) ve mârifetlere (ilimlere) kavuşma yolu. Kalbini büyüklerin kalbine bağlayarak onlardan feyz alma. Her şeyi unutarak, dünyâ işlerini düşünmeyerek, sevgi ve saygı ile bir v elînin mübârek yüzünü hayâlinde veya gönlünde bulundurma.
"Ey îmân edenler. Allah'a bağlanınız ve sâdıklarla berâber olunuz" meâlindeki âyet-i kerîmede râbıtaya işâret vardır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Râbıta, feyz veren kâmil zâtın teveccühüyle birleşecek olursa, nûr üstüne nûr meydana gelir. (Tâceddîn Sübkî)
Bir insanın hiç görmediği kimsenin şeklini, sûretini yalnız işitmekle, okumakla öğrenerek, hayâline getirmesi çok zordur. Onun kendisi değil, başkası görünür. Bunun için, Resûlullah'a râbıta yapılmaz. Çünkü başkasının Resûlullah olduğuna inanmak küfü r olur. Evliyâya râbıta yapmakta bu mahzûr yoktur. (İbrâhim Fasîh)
Râbıtasız yapılan zikr (Allahü teâlâyı anma) insanı ilerletmez. Zikirsiz râbıta ilerletir. Râbıta her işte yardımcıdır. Zikirde yardımı ise pekçoktur. Allahü teâlânın evi olan kalbi, nefsin pisliklerinden ve şeytanın aldatmasından temizler. (Muhammed Hânî)
Râbıta, kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekten, onları düşünmekten kurtulmasına vesîle olur. (İmâm-ı Rabbânî)


İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
(Her müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır. Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır. Allahü teâlâ, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi. Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı.) [Eyyühel-veled]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Velinin kalbindeki feyzler, nurlar, güneşin ziyası gibi yayılır. Onu seven müslümanların kalblerine akar. Onların bu feyzleri aldıklarından haberleri olmaz. Kalblerinin temizlendiğini anlarlar. Karpuzun güneş karşısında olgunlaştığı gibi, kemale gelirler. Eshab-ı kiram, Resulullahın sohbetinde, böyle kemale geldi.) [m.260]


veli demek allahın dostu demektir allah dostlarını kuranda tanımlarken emir ve yasklarına uyana muminlerden bahsetmektedir.Allahın dostları hem erkek hemde kadın muminler olarak düşünmek lazım

şimdi bana deyin allahın velisi kadın mumin olabilirmi?
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
peki siz söyleyin rabıtayı neden yapmaktalar ?neden ?neden ?neden?

rabıta, şeriatı güzel tatbik eden mürşidi yanıbaşında refik edebilmek için yapılır.

yani o nasıl namaz kılıyorsa, öyle namaz kılabilmek halidir hedeflenen...

daha farklı anlamlar yüklemeye luzum yoktur.
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Rabia-i Adeviyye vardır benim bildiğim ve şimdi aklıma gelen... Evliyalık sevmekle olur... Çok ibadet etmekle zerre alakası yoktur, mümin görevlerini yerine getirecek ve takdiri bekleyecek... Hanım peygamber yoktur sadece...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Rabıtasız insan yoktur !

Şu hususu çok iyi bilelim ve unutmayalım ki, yeryüzünde "Rabıta"sız insan yoktur. Çünkü, rabıta demek irtibat sağladığınız veya bağlı olduğunuz fikir babası veya ideoloji demektir. Bu durumdan müstağni insan olamayacağı açıktır. Bir müslüman için, irtbat ve bağlı olunması gerekn yerler veya şahıslar bellidir. Rabbimiz Kuran-ı Kerimde sadıklarla, salihlerle ve görüldüklerinde Allah'ın zikri hatıra gelen kişilerle beraber olunmasını emretmiştir. Kitağplarla beraber olun denmemiş de bu şahıslarla beraber olunuz denmiştir. Şİnsanlar arasında şüphesz bu sayılan nitelikteki insanlar yerine şeytanlaşmış insanlarla, fıskseverlerle, zalimlerle veya malâyânicilerle beraber olmayı sevenler de olabilir. Netice itibariyle herkesin irtibatta ve hatta organik bir bağ kurduğu bir yer, şahıs veya ideoloji muhakkak vardır. Hâl böyle olunca kimsenin kimseyi "Sen neden rabıta yapıyorsun ?" şeklinde bir ithamla kınama hakkı yoktur. Çünkü, böyle kınama yapanların da iritbatta oldukalrı yerler vardır. Sadece rabıta yapılan yerler birbiriyle örtüşmediğinden burada boşu-boşuna havanda su dövülmektedir.Hulâsa, bütün bu hakikatlardan sonra biz ancak şöylr bir tavsiyede bulunabiliriz.
Rabıta yaptığınız yer öyle bir yer olmalı ki, okyanuslarda seyr-u sefer yapan büyük tankerler gibi olmalı, öyle esen her rüzgârdan etkilenmemeli ve devasa dalgalara karşı koyabilmelidir. Çünkü, kayıkla deryalara açılımak akıl kârı değildir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst