Namaz Kılmayan Kafir midir?

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Biz hep amel imandan bir cüz değildir diye okuduk. Namaz hususunda ihtilaf vardır diyenleri de duyduk. Namaz kılmayanlar için müslüman değildir yönünde sakındırıcı sözler vardır ama alimlerimiz bunu daha çok kamil manada müslüman değildir olarak yorumlamışlar. Ahir zamanda namazı ikame eden çok insan kalmadı. Namaz kılmayan için kamil manada müslüman değildir yorumu daha çok kabul görmüştür ve fetva o yöndedir. Namazı kafirler kılmaz ama her namaz kılmayan da kafir değildir diyelim.. Ama kamil müslüman da değildir. Rabbim namazı ikame edenlerden eylesin.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Seyyid Abdülkadir-i Geylani kuddise sirruh hazretleri, Gunye’tüt Talibin kitabında namaz kılmayanın küfrüne delalet eden ayet-i kerime ve hadis-i şerifleri bildirdikten sonra buyuruyor ki:

“Hanbeli mezhebi imamı İmam-ı Ahmed’e rahımehullah göre, namazı terk eden, namazın farz olduğunu kabul etmemekle beraber terk ediyorsa kafir olur. Namazın farz olduğunu kabul etse, fakat gevşeklik ve tenbellikle namazı terkeylese, kendisine gel namazı kıl dense, namazı kıl dendiği zamandan sonra gelen namazın vakti daralıncaya kadar kılmasa, yine kafir olur. İki halde de mürted gibi, tevbe etmesi için üç gün mühlet verilir. Bu zaman zarfında tevbe ederse ne ala, etmezse kafir olduğundan ötürü kılıçla öldürülür. Cenaze namazı kılınmaz. Müslüman mezarlığına konmaz. İmam-ı Ahmed’den rahımehullah bir başka rivayette, o kimse üç vakit namazı terkedip, dördüncü vakit çıkıncaya kadar tenbellik ve gevşeklikle kılmasa, katli vacib olmaz. Zina eden gibi, had cezası vurularak katledilir. Bu durumda hükmü, müslüman ölülerin hükmü gibiolur. Yani müslümanlardan veresesi varis olur. İmam-ı A’zam (rahımehullah): Gevşeklik ve tenbellikle namaz kılmayan katlolunmaz, öldürülmez, ancak namaz kılıp tevbe edinceye kadar hapsolunur, buyurdu. İmam-i Şafii (rahimehullah), tenbellik ve gevşeklikle namaz kılmayan kimse ceza olarak kılıçla öldürülür, kafir denmez buyurdu. O kimsenin küfrüne delil, yukarıdaki ayet ve hadis-iş eriflerdir.” (s.413)

İmam-ı Zehebi, Kitab’ül Kebair kitabında diyor ki:

“Alimler namaz kılmayanın şeri cezasının ne olacağı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Malik, Şafii ve İmam Ahmed (Namaz kılmayanın boynu kılıçla vurulur) demişlerdir. Meşru mazereti olmadan namazı terk edenin küfründe de müctehidler ve fakihler değişik görüşlere sahiptir. İbrahim en-Nehai, Eyyübes-Sahtiyani, Abdullah b. El-Mübarek, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Rahuya küfrüne kaail olmuşlar...” (Bedir Yayınevi, İstanbul, 1986; s.26)

İmam-ı Gazali rahmetullahi teâlâ aleyh hazretleri de “Namaz Kılmayanın Cezası” başlığı altında bu konuyu uzun yazıyor ve buyuruyor ki:

“Tirmizi der ki, Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem sahabileri namazdan başka hiçbir ibadeti terk etmenin küfre yol açacağını ileri sürmezlerdi.” (Mükaşefetü´l Kulub)

Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi’nde de benzer bilgiler verilmiş:

“Gerçekten namazı terk eden kimse onun farz olduğunu inkar ediyorsa, bütün ulemanın icmaı ile dinden çıkar... Farz olduğunu itikad etmekle beraber, tenbelliğinden kılmıyorsa mesele ulema arasında ihtilaflıdır. İmam Malik ve Şafii ve diğer bir çok ulemaya göre kafir değil fasık olur...Seleften bir cemaate göre, namazı terkeden alelıtlak kafir olur. İmam-ı Ahmed’den gelen iki rivayetten biri bu olduğu gibi, Abdullah bin el-Mübarek ve İshak bin Rahuye’nin ve diğer bazı zevatın mezhebi de budur.” (Ahmed Davudoğlu, Sönmez Yayınevi, 1977; c.1, Bab:35, s.355) Aynı kitabın 356. sayfasında da, bahis konusu hadis-i şerifleri tevil eden ulemanın bir açıklamasının da “Namaz kılmamak kendisini küfre götürür.” olduğu yazılıdır.
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İmam Şarani rahimehullah dört mezhebin hükümlerini kıyaslayarak özetlediği Mizan-ül Kübra kitabında buyuruyor ki:

Biri de, İmam Mâlik ve Şâfiînin, namazın farz olduğunu inatla değil, amelini tembellikle, gevşeklikle terk eden, küfrden dolayı değil, işlediği suçun cezası olarak kılıçla öldürülür, öldürüldükten sonra, gasl [yıkama], cenaze namazı, defin ve verasette müsliman muamelesi ve hükümleri uy­gulanır. Şafiî mezhebinde sahîh olan, yalnız namazdan dolayı öldürme, namazı zaruret vaktinden çıkarmak şartıyladır. Ölümden önce tevbe et­mesi istenir. Tevbe ederse ne â'lâ, etmezse öldürülür kavli ile, İmam Ebû Hanîfenin, namaz kılmaya kadar habs edilir kavli ve, İmam Ahmedin bir rivayetinde - ki eshâbı bunu seçmiştir - bir namazı terk etmekle kılıçla öldürülür. Eshâbının bütün âlimlerine göre, kâfir olduğu için, mürted gibi öldürülür ve mürtedlerin hükümleri, üzerine tatbîk edilir. Namazı kılınmaz, vâris olmaz ve vârisi olmaz, malı fey' olur. Birincisinde, öldürmek bakı­mından teşdîd vardır. İkincisi habs etmek ve öldürmemek yönünden tahfîfdir. Üçüncüsü ise teşdîddir. Böylece iş, Mîzânın iki mertebesine râci' oldu. Birinci kavlin vechi, ehl-i kıbleden birini, üzerinde icma' edilmiş küfürden başka bir günâhla tekfîr etmeyiz esasıdır. İkinci kavlin vechi, İmam Ebû Hanîfenin, Allahü teâlânın itaat ve isyana ihtiyacı olmadan, âlemin bekasını istemesinin, telefini istemesinden çok olduğunu bilmesidir. Nitekim Allahü teâlâ, Enfâl sûresi altmış birinci âyetinde: «Düşmanlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş» buyuruyor. Bildirildi ki, Dâvud aleyhisselâm, Beytül-mukaddesi yapmak istediği zaman, yaptığı yer yı­kılırdı. «Yâ Rabbi, senin beytinden [evinden] yaptığım şey yıkılıyor» dedi Allahü teâlâ, ona vahy gönderip: «Benim beytim, kan dökenin elinde ayak­ta durmaz» buyurdu. «Ya Rabbi, kan dökmem, senin yolunda değil midir?» dedi. «Evet, lâkin onlar benim kullarım değiller midir?» buyurdu. Bir hadis-i şerîfde: «İmamın [devlet reisi, halîfe] afv etmede hatâ etmesi, Allahü te­âlâya, ceza vermede hatâ etmesinden sevgilidir» buyuruldu. Zira, bir kim­senin, Rabbim Allahdır diyeni, şerîatin sahibi tarafından çok açık bir emir olmadan, öldürmesi lâyık değildir. Üçüncü kavlin vechi ise, Allahü teâlâya karşı, gayretin çokluğundandır. Bununla amel, mutlak olmayıp, imamın içtihadına râci'dir. Eğer imam, ya'nî devlet reisi, onun katlini, islâm ve müslimanlar için hayırlı görürse, âlimlerin Hallâc-ı Mansûru (rahmetullahi aleyh) öldürdükleri ve: «İslâmda küçük bir gedik açtın ve onu senin başın kapadı» dedikleri gibi, onu öldürür. Eğer imam herhangi bir faydalı sebeble öldürmemek isterse, öldürmez.
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Namaz kılmayanı kılıçla öldür :)
Kulağa bile komik geliyor

Düşünsenize bir hristiyana islam tebliğ ediyorsunuz.
İbadetlerden bahsederken ekliyorsun namazı terk edersen seni kılıçla öldürürüz :)

Bu fetvalar kendi devirlerinde dahi çok isabetli görüşler olmasa gerek.
Peygamberde ve Kur'an da olmayan bir şeyi nasıl bu boyuta taşımışlar insan şaşırıyor.
Sırf kitaplarda olacağını düşündükleri için mi bu denli rahat fetva vermişler bilemiyorum ama
Bu görüşlerin hayatta veya islam toplumunda bir karşılığı yok
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
İslam ahkamının islam toplumunda bir anlam ifade edeceği gözardı edimemelidir..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Namaz kılmayanı kılıçla öldür :)
Kulağa bile komik geliyor

Düşünsenize bir hristiyana islam tebliğ ediyorsunuz.
İbadetlerden bahsederken ekliyorsun namazı terk edersen seni kılıçla öldürürüz :)

Bu fetvalar kendi devirlerinde dahi çok isabetli görüşler olmasa gerek.
Peygamberde ve Kur'an da olmayan bir şeyi nasıl bu boyuta taşımışlar insan şaşırıyor.
Sırf kitaplarda olacağını düşündükleri için mi bu denli rahat fetva vermişler bilemiyorum ama
Bu görüşlerin hayatta veya islam toplumunda bir karşılığı yok

manifesto,
Lakırdılarınla dini hükümler ortaya koymaya çalışıyorsun !
Senin bu yaftalarını diyalogçu ahbablarından başka hiç kimse dinlemez bilmiyor musun ?
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
manifesto,
Lakırdılarınla dini hükümler ortaya koymaya çalışıyorsun !
Senin bu yaftalarını diyalogçu ahbablarından başka hiç kimse dinlemez bilmiyor musun ?

Buna sen mi karar vereceksin? Seni kim dinleyecek
Eline kılıcı al ve ülke nüfusunun yarısını kafir oldukları için kılıçdan geçir
Vay arkadaş ya,gayrimüslimleri dahi islam şefkat ile kucaklıyorken kılıç fetvacıları kendilerini muteber sanıyorlar.
Madem meraklısın bu görüşleri muteber kabul ediyorsun
Gereğini yap
Yada gereğinin yapılması için bir şeyler yap

 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Namaz kılmayanı kılıçla öldür :)
Kulağa bile komik geliyor

İmam Gazali rahimehullah diyor ki:

Hâkimin Hz. Ali (r.a)'den rivayetine göre Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:

"Vallahi ey Kureysliler! Ya namazinizi kilar, zekâtinizi verirsiniz. Yahut dinin emirleri geregince boynunuzu vurmak üzere üzerinize birini gönderirim.»

Bkz. Kalplerin Keşfi, Namaz Kılmayanın Cezası kısmı.

***

Müctehid imamların hükümlerine komik demek küfürdür. Hakaret olarak söylemiyorum, dini bir hükmü belirtiyorum.

Bu son naklettiğim küfür hükmü dahil, bütün bu hükümlere (alimlere) inanmadığını anlıyorum, ama biraz sağduyu sahibi olmak lazım. Senin tavrına sahip olabilmek için, 13 asırlık İslam medeniyetini (devletlerini, hukuk düzenini, tatbikatlarını, kültürünü, ulemasını, topyekun tarihini) inkar etmek, yani dışlamak lazım. Mezhebsiz Vehhabiler bile üniversitelerinde dört mezhebin fıkhını okutuyorlar. Mecburlar, aksi takdirde "ilim yapmak" mümkün değil.

Gerçekten, komiklikten öte, zırva mesabesinde olan senin gibi kafası boş adamların bu tavrı ve sözleridir. Senin söylediğini, aklı başında ve kültür sahibi kimse söylemez. Senelerdir bir adım ilerlemediğin gibi, gittikçe uzaklaşıyorsun.

Birkaç hafta önce başka bir forumda şunları yazmıştım:

Murat Bardakçı'yı sevmem, hatta bazı sözlerini sert bir şekilde tenkid eden yazılar hazırladım. Ancak, birkaç ay önce dikkatimi çeken şu sözleri yazmış, ben de not almıştım:

"Türkiye’de bugün Kur’an tefsir edilmiyor mu? Bol bol ediliyor ve ortada dünya kadar tefsir bulunuyor. Fakat işin çok daha önemli bir başka tarafı var: Eser ve “müfessir” yani tefsir yapan kişi çok ama geçmişteki gibi ilim sahibi müfessir artık yok! Eskilerin “âlim-i küll” dedikleri her konuda ilim sahibi olanların yerini şimdi devrin icabı olarak belli alanlarda uzmanlaşmış ilâhiyatçılar aldı. Fıkıh uzmanı tefsirde ağırlığı fıkha, hadisçi hadise, kelâmcı da kelâma veriyor ve dolayısıyla yeni tefsirler bir türlü bir bütün hâlini alamıyor.

Meselenin, bir türlü anlayamadığım bir tarafı daha var: Günümüzdeki bazı müfessirlerin ortaya İslâm’da şimdiye kadar kimselerin farkedemediğini iddia ettikleri yeni görüşler atmaları ve mutlaka bir reform çabası içerisine girmeleri...

1400 KÜSUR SENE SONRA!

Zamâne ulemâsından biri kalkıyor, “Kur’an’da kadınların başlarını örtmeleri konusunda bir emir yoktur” diyor, öteki “miras hükümlerinin yanlış yorumlandığını” yazıyor, bir diğeri “orucun bir ay değil, sadece bir gün tutulmasının kâfi olduğunu” buyuruyor!

Bu iddiaların tek bir mânâsı vardır: Bugünün kimi tefsircileri “1400 küsur seneden buyana gelip geçen ve Arapça’ya bizlerden kat kat hâkim olan binlerce âlim, Kur’an’ın bazı bahislerini maalesef anlamamışlar; biz anladık!” demektedirler."

Bardakçı'nın sözleri böyle. Bilhassa son paragrafta yaptığı tespite iştirak ediyorum.

Dr. Ebubekir Sifil'in şu sözleri de bununla alakalıdır:

"Birisi size bu Din'in yüzyıllar boyunca yanlış/hatalı anlaşılıp yaşandığını söylüyorsa ya niyetinden, ya aklî dengesinden ya da istikametinden şüphe edin. Dördüncü bir şık yoktur."

Arabi ilimlere vakıf olmayı bir yana bıraktım, doğru-dürüst Türkçe bir cümle bile yazamayan "forum allameleri", asırlardır gelmiş geçmiş binlerce alimin, tanınmış ulemanın bildirdiği hususların Kur'an-ı kerime aykırı olabileceğini doğrudan veya dolaylı söyleyebiliyor. Eline bir meal alıp, bak ayette böyle yazıyor, hadislerin veya alimlerin sözlerinin buna karşı bir ağırlığı olmaz, diyebiliyorlar.

Bunu, burada yani bu başlık altında yazılanlardan dolayı söylemiyorum; bu, birçok forumda ve ortamda gördüğüm patolojik bir durumdur. Yani, bütün bu ulema, sanki bahis konusu ayet-i kerimelerden habersizdi veya okudular da anlamadılar. Burada tabii bir veya iki alimin bir görüşünden bahsetmiyorum; asırlar boyunca gelmiş geçmiş alimler topluluğunun sözbirliği ile veya sözbirliğine yakın ekseriyetle bildirdikleri hususların, Kur'an-ı kerime aykırı olabileceğini söyleyenlerin veya ima edenlerin, ya kötü niyetli ya da az akıllı olduklarını düşünüyorum.

Bir de A. Bayındır gibiler var. Bunlar kasıdlı olarak zihinleri bulandırıyorlar.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Diyalogcular, çok sevdikleri kendi Papa cenaplarına yıllar önce söz verdiler: Kutsal misyonunuza aciz hizmetlerimizi kabul buyurunuz dediler. Papaları hizmetlerini (taleplerini) kabul etmiş olmalı ki diyalogcular o tarihten beridir ancak Papalarını sevindirecek tarzda varlık gösteriyorlar... Yazdıklarına, söylediklerine, açıkladıklarına, savunduklarına bu açıdan bakan için hiç şaşırtıcı değil...
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
“De ki;
"Allah ile, Allah'ın ayetleri ile ve
Peygamber ile mi alay ediyordunuz?"
Tevbe Suresi

62
- Sizin hoşnutluğunuzu kazanmak için Allah'a yemin ederler.
Oysa eğer mü'min olsalardı,
Allah'ın ve peygamberin hoşnutluğunu kazanmayı daha gerekli görürlerdi.

63
- Onlar halâ öğrenemediler mi ki,
Allah'a ve Peygamber'e zıt düşeni, düşman olanı cehennem ateşi bekliyor; o, orada ebedi olarak kalacaktır.
Bu büyük perişanlıktır.

64
- Münafıklar kalplerinde sakladıkları kâfirliği açığa vuracak bir surenin inmesinden korkuyorlar. Onlara de ki;
"Siz alay edin bakalım, Allah kesinlikle korktuğunuzu meydana çıkaracaktır. "

65
- Eğer onlara soracak olursan, `Biz lafa daldık aramızda eğleniyorduk derler. De ki;
"Allah ile, Allah'ın ayetleri ile ve Peygamber'i ile mi alay ediyordunuz?"

66
- Uydurma bahaneler ileri sürmeyiniz. İman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Bir kısmınızı affetsek bile, ağır suçlu olduklarından dolayı diğer kısmınızı azaba çarptıracağız.


"Sizin hoşnutluğunuzu kazanmak için Allah'a yemin ederler. Oysa mü'min olsalardı, Allah'ın ve peygamberin hoşnutluğunu kazanmayı daha gerekli görürlerdi."


Evet, sizi razı etmek için Allah'a yemin ederler. Bu, münafıkların her zamanki halidir, metodudur. Onlar yapacaklarını perde arkasında yaparlar. Söyleyeceklerini insanın arkasında söylerler. Ayrıca yüz yüze gelmekten korkarlar. Apaçık olarak konuşma karşısında etkisiz kalırlar. İnsanların gönlünü kazanmak için küçülürler, alçalırlar.

"Oysa eğer mü'min olsalardı, Allah'ın ve Peygamber'in hoşnutluğunu kazanmayı daha gerekli görürlerdi."



İnsan ne yapabilir ki? İnsanların kuvveti nereye varabilir ki?
Fakat normalde Allah'a inanmayan ve O'na boyun eğmeyen biri, kendisi gibi bir insana boyun eğer ve ondan korkar.
Halbuki eğer insan herkese eşit ve adil davranan Allah'a boyun eğseydi, daha iyi olurdu. Çünkü Allah'a boyun eğen insan alçalmaz. Allah'ın kullarına boyun eğen insan alçalır. Allah'dan korkan insan küçülmez. Allah'dan yüz çeviren, O'ndan değil de kullarından korkan insan küçülür.

"Onlar halâ öğrenemediler mi ki, Allah'a ve Peygamber'e zıt düşeni, düşman olanı cehennem ateşi bekliyor; o, orada ebedi olarak kalacaktır. Bu büyük perişanlıktır."


.. Aslında onlar, Peygamberimizin yanındaki mü'minlere mertçe karşı çıkamayacak kadar korkaktırlar. Ve Peygamber SAV’in onların niyetleri hakkında bilgi vermesinden korkmaktadırlar.
"Münafıklar kalplerinde sakladıkları kâfirliği açığa vuracak bir surenin inmesinden korkuyorlar. Onlara de ki; "Siz alay edin bakalım, Allah kesinlikle korktuğunuzu meydana çıkaracaktır."

"Eğer onlara soracak olursan, `Biz lafa daldık, aramızda eğleniyorduk' derler. De ki; "Allah ile, Allah'ın ayetleri ile ve Peygamber'i ile mi alay ediyordunuz?"

"Uydurma bahaneler ileri sürmeyiniz. İman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Bir kısmınızı affetsek bile, ağır suçlu olduklarından dolayı diğer kısmınızı azaba çarptıracağız."




Ebu Ma'ser el-Medini, Muhammed b. Ka'b el-Karazi'de ve başkalarına dayanarak bildirdiğine göre, münafıklardan bir adam şöyle demişti: "Görüyorum ki, bizim Kur'an okuyucularımız, mide bakımından bizden daha iştahlı, dil bakımından bizden daha yalancı ve düşmanla karşılaşmada bizim en korkaklarımızdır."
Onun bu sözleri Peygamberimize SAV ulaştı. Gönderilen haber üzerine adam geldiğinde peygamber bineğine binmiş, yola çıkmıştı. Adam şöyle dedi:

"Ey Allah'ın resulü, biz sadece oynuyor ve eğleniyorduk" dedi.

Peygamberimiz:

"Allah ile Allah'ın ayetleri ile ve Peygamber ile mi alay ediyordunuz?"


"Uydurma bahaneler ileri sürmeyiniz. İman ettikten sonra tekrar kâfir oldunuz. Bir kısmınızı affetsek bile, ağır suçlu olduklarından dolayı diğer kısmınızı azaba çarptıracağız." ayetini okudu."

Bu sırada adamın titremesi ayak ucundaki taşları oynatıyordu. Peygamberimiz SAV onun yüzüne hiç bakmadı. Adam Peygamberimizin kılıcına asılmış duruyordu.

* * *

Muhammed İbn-i İshak der ki; Beni Ümeyye İbn-i Zeyd İbn-i Amr, İbn-i Avf'ın kardeşi Vedia İbn-i ile Sabit, Mahşa İbn-i Humeyr adı verilen Beni Seleme'nin dostu Eşca kabilesinden bir adam da dahil olmak üzere münafıklardan bir grup Tebük'e doğru yol alırken Peygamberle SAV beraber yürüyorlardı. Birbirlerine dediler ki; "Siz Asfaroğulları'nın (Rumlar'ın) savaşçılarını, Araplar'ın birbirleriyle savaşması gibi mi görüyorsunuz? Allah'a yemin ederiz ki, yarın başlarınıza gelecekleri, iplere vuruluşunuzu şimdiden görür gibiyiz." Onlar bu tür sözlerle mü'minlerin cesaretini kırmak, morallerini bozmak istiyorlardı. Mahşa İbn-i Humeyr dedi ki; `Allah'a yemin ederim ki, ben sizin bu sözleriniz hakkında bir Kur'an ayeti inmesi yerine, herbirinize yüz kırbaç atılmasına hükmedilmesini tercih ederdim. Bana ulaşan haberlere göre Peygamber SAV Ammar İbn-i Yasir'i bu olayı tahkik etmesi için görevlendirmiş ve "Onlara yetiş, onlar yaktılar kendilerini, onların neler söylediklerini sor. Eğer itiraf etmez, inkâr ederlerse, "Evet siz öyle söylediniz de" buyurmuştur... Ammar İbn-i Yaser onların yanına gitti. Onlara söyleyeceklerini söyledi. Onlar ise, Peygamber'e SAV gelip özür dilediler. Vedia İbn-i Sabit bu sırada bineğinin üzerinde duran peygamberin terkisine yapışarak: "Ya Resulallah, biz sadece oynuyor ve eğleniyorduk" deyip yalvarıyordu. Mahşa İbn-i Humeyr: "Ya Rasulullah, Ben kendi adıma ve babamın ismine güvendim" dedi. İşte bu ayette bağışlanmalarından söz edilenlerden biri de, Mahşa İbn-i Humeyr idi. Bundan sonra ona Abdurrahman adı verildi. Hiç kimsenin bilmediği bir yerde şehid olarak ölmeyi Rabbinden, diledi. Yemame savaşlarında şehit düştü. Fakat hiçbir izine rastlanmadı.



"Biz sadece oynuyor ve eğleniyoruz."


Sanki bu meseleler oyun ve eğlence konusu yapılabilecek basit meselelerdir... Halbuki ele aldıkları bu meseleler, çok büyük ve önemli meselelerdir. Bunların, inanç sisteminin temeliyle; sağlam ve köklü ilişkileri vardır.

"De ki; Siz Allah ile, Allah'ın ayetleri ile ve peygamberi ile mi alay ediyordunuz?"


İşte bu nedenle, cinayetin büyüklüğü nedeniyle, küfür sözü söyledikleri, açığa vurdukları, imanlarından sonra tekrar küfre dönüş yaptıkları apaçık olarak yüzlerine vurulmuştur. Allah'ın azabı ile tehdit edilmişlerdir. Bu azap, tezelden tövbe ettikleri ve sağlıklı imana dönüş yaptıkları için bazılarına gelmese de ikiyüzlülüğünü sürdüren, Allah'ın ayetleri, peygamberi, inanç sistemi ve dini ile alay etmeye devam eden diğer grubu yakalayıverecektir.

140- Allah size indirdiği kitapta onun ayetlerinin inkar edildiğini ya da alaya alındığını işittiğinizde başka bir konuya geçmedikleri sürece
onlarla bir arada oturmamanızı,
yoksa sizin de onlar gibi olacağınızı bildirdi. Hiç kuşkusuz Allah münafıklar ile kafirleri cehennemde bir araya getirecektir. (Nisa suresi)

Münafıklığın birinci derecesi; bir müminin, Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini, alaya alındığını işittiği halde bir mecliste oturması, bunlar karşısında susması ve umursamamasıdır. Buna hoşgörü diyorlar, ya da ileri görüşlülük diyorlar. İnsanın göğsünün ve ufkunun genişliğine yoruyorlar. Kişinin fikir özgürlüğüne saygılı oluşu kabul ediyorlar.
İliklerine kadar işlemiş iç bozgundur bu. Bir kere o, daha baştan kendisine güvenini yitirmiştir. Zayıflık ve korkaklıkla adlandırılmaktan çekinmektedir.
Kuşkusuz hamiyet (taraf tutmak) Allah içindir. Onun dini ve ayetleri uğrunadır. İşte imanın belirtisi budur. Bu duygu zayıfladı mı, bundan sonra tüm setler yıkılır, her engel ortadan kalkar. Zayıf kırıntılar ufak bir dalgaya kapılıp giderler.
Hamiyet (taraf tutmak) duygusu, öncelikle bilerek bastırılır, gittikçe söner, etkisi azalır, en sonunda da ölür.
Kim bir toplantıda diniyle alay edildiğini duyarsa, ya dinini savunmalı ya , da toplantıyı ve orada bulunanları terk etmelidir. Görmezlikten gelmek ve susmak ise, ruhî bozgunun ilk aşamasıdır. Böyle birisi iman ve küfür arasındaki nifak köprüsüne adımını atmış demektir.
İşte mümini iliklerine kadar titreten tehdit! "... Siz de onlar gibi olursunuz."

68- Ayetlerimiz hakkında asılsız lâf ebeliğine dalanları gördüğünde (bu adamlar) başka bir söze geçinceye kadar yanlarından uzaklaş. Eğer şeytan sana yanlarından kalkmayı unutturursa, hatırladıktan sonra sakın o zalimler ile birlikte oturma. (En’am Suresi)


41- Günahkârlara:
42- "Sakar'a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir?" diye sorarlar.
43- Cehennemlikler derler ki;
"Biz namaz kılanlardan değildik.
44- Yoksulların karnını doyurmazdık.
45- Bizim gibi olanlarla birlikte asılsız ve bozguncu konuşmalara
dalardık.
46- Hesap verme gücünü inkar ederdik.
47- Sonunda bir de ölüm gelip çattı." (Müddessir suresi)
Nureddin Yıldız
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Hayret !
Nureddin Yıldız cehenneme girecek kişiler olduğuna inanıyor mu yoksa ?
Oysa, bazılarını "Cehenneme kişi gönderiyorsun !" diye de eleştiriyor bu Of'lu Molla !
Demek ki, HENÜZ İKİ ARADA BİR DEREDE KALANLAR GİBİ!
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Müctehid imamların hükümlerine komik demek küfürdür
Vay arkadaş ya o küfür bu küfür almış gidiyor
Kafayı mı yediniz siz kuzum,sizinle uğraşılmaz,vesseLam :)

Gerçekten, komiklikten öte, zırva mesabesinde olan senin gibi kafası boş adamların bu tavrı ve sözleridir.
Senin cehaletine veriyorum bu sözlerini

Bu fetvalar var da islam tarihi boyunca kaç kişi namaz kılmadığı için kılıçla öldürülmüş?
Vay arkadaş ya kafası dolu olan tayfaya bak hele :)


Allah'ın ayetleri ile alay etmek mi haşa ,siz iftiracıları da geçtiniz.
Bir imamın görüşünü Allah'ın ayeti diye karşımıza mı dikiyorsunuz
Sizin ehli sünnet itikadınız bu ise vay insanlığın haline..
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
manifesto adın geçmiyor yazıda ama nedendir elbiseyi üstüne göre buldun
bu yazıda genel olarak bir fiil vede sonucu hakkında yazılmış hani siz namazın terkinde kimi sözler söylüyorsunuz ya.tabi beğenmmeme hakınız da var
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
manifesto,
Geçenlerde forumda resimli bir mesajda iki din birden ihtiyar eden bir adamın resmi vardı. Yoksa, sen de iki dine inanan biri misin ? Bu dinlerden birisi, kendi kafana göre uydurduğun İslâmiyet olsa gerek !
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Boş kafalı birisi değilim bunu diyen kafasını ve hayatını doldurmak için ne yapmış bilemiyorum tabi.
Neyi ifade etmeye çalıştığınızı veya neye karşı mücadele ettiğinizi biraz daha açalım isterseniz.
MEVZUMUZ namaz kılmayanın kafir olup olmadığıyla ilgili.
Ve siz ısrarla insanları namaz kılmadıkları veya namazı terkettikleri için kafir olduklarını ve hatta ısrar etmeye devam ederlerse hepsedip öldürülmeleri gerektiğini savunuyorsunuz.Ve bunu din olarak yutturmaya çabalıyorsunuz.Bütün kavgayı bunun için çıkarıyorsunuz.
Bu görüşü destekleyen imamları ve/veya mezhep imamlarını bana delil olarak sunuyorsunuz hepsi bu.

Bende aksini ifade eden görüşü yani namaz kılmamanın küfürle bir ilgisi olmadığını bu tembellikten veya ibadete uzak kalmaktan kaynaklı olabileceğini bu yüzden kişinin ameli eksik olmakla beraber imanında bir eksiklik olmadığını eğer kalben ve fikren Allah'a ve peygamberine inanıyorsa bu kimsenin müslüman olduğunu ifade ediyorum.
Hepsi bu
Kişi ahir ömründe tövbe edip ibadetlerini tamamlar ve Rabbinin rızasını kazanır,buna engel olabilirmisiniz :)
Ve arsı saadetten ve/veya raşit halifeler devrinden veya ta'bin döneminden NAMAZ KILMADIĞI için öldürülen insan olup olmadığını sordum?
Tüm bu sözleri ifade ederken de beni KÜFÜRLE itham ettiniz
Manyakmısınız siz :)
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Vay arkadaş ya o küfür bu küfür almış gidiyor
Kafayı mı yediniz siz kuzum,sizinle uğraşılmaz,vesseLam :)

Senin cehaletine veriyorum bu sözlerini

Bu fetvalar var da islam tarihi boyunca kaç kişi namaz kılmadığı için kılıçla öldürülmüş?
Vay arkadaş ya kafası dolu olan tayfaya bak hele :)

Boş konuşuyorsun. Niye konuşuyorsun ki? Kaynak yok, bilgi yok, mesned yok... işkembe-i kübradan sallıyorsun. Kimseyi ikna şansın yok. Kendini tatminden başka bir maksadın var mı?

Hanefi mezhebinde namaz kılmayanın öldürülmeyeceğini zaten naklettim. Bu bir yana, İslam tarihinde kaç kişi namazı terk ettiği için öldürülmüş veya öldürülmemiş, biliyormuş gibi yazıyorsun. Madem biliyorsun, kaynaklarıyla yazıver, biz de öğrenelim. Hiç kimse (namazı açıkca terk ettiği ve kılmamakta ısrar ettiği halde) öldürülmemişse, bunu da kaynağı ile yazıver. Bekliyorum.

Bir de zekat vermeyenlere ne yapılmış, onu da yazıver. Kaynağıyla lütfen.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Manyak ONA derler ki, "Ben de müslümanlardanım" deyip te arsı saadetten ve raşit halifeler devrinden veya ta'bin döneminde hiç namaz kılmayanların bulunmadığı bir toplumda senin gibi şöyle bir soru sorar :
"...NAMAZ KILMADIĞI için öldürülen insan olup olmadığını sordum"
Şimdi bir daha düşün bakalım !Kim manyak ?
 

Murat Yazıcı

Ordinaryus
Katılım
10 Nis 2007
Mesajlar
2,230
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Ve arsı saadetten ve/veya raşit halifeler devrinden veya ta'bin döneminden NAMAZ KILMADIĞI için öldürülen insan olup olmadığını sordum?
Tüm bu sözleri ifade ederken de beni KÜFÜRLE itham ettiniz
Manyakmısınız siz :)[/FONT][/SIZE]

Kızmıştım, ama neyse. Senin seviyene inmeyeyim.
 
Üst