Allah size aklı fikir versin.
Konu nedir? Kuran’da geçen Hz Musa ile bir bilginin arasında geçen olayları konu edinen kıssa.
Ne diyor kıssada?
65- Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
66- Musa ona: “Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmen şartıyla sana tâbi olabilir miyim?” dedi.
Her ne kadar kullarımızdan bir kul’dan kastın bir Melek olduğu anlaşılıyorsa da zira Kuran’ın başka ayetlerinde “kullarımız”kelimesi melekler için kullanılmıştır, ben kendisine ilim verilen kişinin Hızır’dı yok Peygamber’di vs tartışmalarına hiç girmeyeceğim. Ama bu kişinin bir insan olması mümkün değildir zira Peygamberin(Hz. Musa) bilmediğini bir kulun bilmesine imkan yoktur.
Bazı sapıklar bu kıssadan şunu çıkarıyorlar;
Veli,
Hızır,
İlm-i Ledün
Kulların gaybı bilebilmeleri,
Velinin nebiden üstünlüğü
Şimdi adam çıkıyor ve zorlama tevillerle diyor ki;
Bak Allah diyor ki; ” kullarımızdan bir kula katımızdan ilim verdik” demek ki Allah dilerse kullarına katından ilim verebiliyormuş. Peki bu ilmi nasıl veriyormuş? Gizli yollardan. Allah’ın ihsanı ile kalbe ilham edilen ya da rüya yoluyla, keşifle elde edilen gizli bilgi, ilahi sırlar. Öyle herkes bilemez haaaa bunlar batini bilgilerdir. Öğrenmek istesen de öğrenemezsin. Bak Hz Musa bile o bilgin kula tabi oldu heç itiraz etmedi aman ha sende sakın şeyhine itiraz etme o ne derse ona itaat et.
Pekala Şeyhim, hangi tefsir alimi Kuran’ı tefsir ederken “ben şu ayeti Allah’ın bana kalbime ilham ettiği bilgi ile ilm-i ledün ile tefsir ettim” demiştir? Hiç biri.
Pekala Şeyhim, hangi muhaddis hadisleri tasnif ederken “bak bu hadis sahihtir zira Allah bana ilham etti, bana bildirdi” demiştir? Hiç biri
Pekala Şeyhim, hangi mezhep imamı içtihad ederken “ben bu içtihadıma Allah’ın bana verdiği özel bilgi sayesinde ulaştım” demiştir? Hiç biri
Pekala Şeyhim, İslam dini, hak ve hakikat apaçık, berrak değil midir de böyle gizli ilimlerden, doğruluğunu tespit etmemizin imkansız olduğu kalbe gelen ilhamlardan vs den bahsedebiliyorsunuz? Sen anlamazsın bunlar seni aşar.
Pekala Şeyhim Yüce Rabbimiz Maide suresi 3. ayetinde ;
”Bugün dininizi kemale erdirdim,üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’dan razı oldum”
Belirttiği gibi “din tamamlanmış” ise nasıl olur da siz hala gizli bilgiler verir, ilham eder demek suretiyle tamamlanmamış olduğunu iddia edebiliyorsunuz? Keza Veda Hutbesinde Peygamberimiz “ tebliğ ettim şahid ol Ya Rab” demiyor mu? “Ben size berrak ve apaydınlık bir din bıraktım” demiyor mu. Dışarıda ne kalmış olabilir de Kuran’ın ve Sahih Sünnetin ortaya koyduğu açık, somut bilgiler ile yetinmiyorsunuz da gizli bir takım ilimlerin varlığından söz ediyorsunuz?
Allah bilmemiz gereken bazı bilgileri neden gizlesin de sonra bizi bundan sorumlu tutsun? Bu Allah’a iftira değil midir?
Şeyhim dikkat ediyorum da hayatınız hep böyle elle tutulmayan, saçma, mistik şeylerle dolu;
“rüya, ilham, keramet, menkibe,
ledün ilmi, gizli saklı haller, rabıta,
vahdet-i vücud, vahdet-i şuhud, tayy-i mekan,
Allah’ın bir takım ilimleri vasıtasız olarak şeyhin kalbine ilham ve ilka ile aktarması,
hakikat – marifet, hal ilmi, istiğase, tevessül, ruhlardan istimdat, kabirlerden yardım isteme,
raks sema, silsile, fakirhane-çilehane, fena olmak, gavslar, kırklar, gizemcilik, mistizm, hulul, masumiyet...”
Bu ne yahuuuuu.....Allah aşkında bırakın şunları.
Tasavvuf’un İslam dışı yorumu özür kapsamına sokulması gereken basit bir fürüat değildir kardeşler. Ubudiyet –Rububiyet ilişkisinin kökenine dinamit koyuyorsunuz. Onun için diyoruz ki gelin Rabbimizin de ifadesiyle “Din’i ancak Allah’a has kılın” ve Allah ile arasına koyduğunuz bütün aracıları kaldırın.