İlm-i Ledün nedir?

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
vay vay vay.... fakiri bak CENGİZHAN'dan sana teşekkür geldi... hayrola :D
 

ehlinimet

Asistan
Katılım
7 Ocak 2013
Mesajlar
409
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Allemenî Rabbî = Rabbim Bana Öğretti”:
Bir ilim vardır ki buna mârifetullah ilmi denir. Kitap satırları arasında bulunmayan, ancak Allah-u Teâlâ’ya yakın olanların sadırlarında, kalplerinin derinliklerinde gizli bulunan ilim marifetullah ilmidir.
“Rabbim bana öğretti.” (Yusuf: 37)
Âyet-i kerime’sinde buyurulduğu üzere Allah-u Teâlâ’nın takvâ ve taat sahiplerinin kalbine nurunu akıtması ile Marifetullah ilmi husule gelir.
Marifet, bütün varlıkların muhiti olan Allah-u Teâlâ’yı tanımaktır. Zira O’ndan başka ve O’nun fevkinde başka bir şey yoktur.
Allah-u Teâlâ’nın kullarına imandan sonra en büyük ihsanı iki şeydir; biri mârifetullah, diğeri muhabbetullah.
Muhabbetullah Allah sevgisidir. O Allah’tan gayrı bütün sevgileri yakan bir ateştir. Ruhun zaferi ve sevinç kaynağıdır.
Mârifetullah ise muhabbetullah’tan daha hassas bir makamdır.
Bu incelik ve hassaslık nereden geliyor? “Muhabbetullah”ta sen varsın ki muhabbet ediyorsun. “Mârifetullah”ta ise O var, sen yoksun. Ne sen kaldın ne de muhabbetin kaldı.
Bu hususta bazı zâtlar tarafından birçok izahlar yapılmışsa da, fakirin kanaatı Hakk’ta hiç olmaktır.
İnsanı diğer varlıklardan ayıran ve onu Allah’ın halifesi yapan en büyük özelliği, Allah-u Teâlâ’nın ona bahşettiği akıl ve onun semeresi olan ilim-irfan sahibi oluşudur.
“Ve Allah Âdem’e bütün isimleri öğretti.” (Bakara: 31)
Âyet-i kerime’sinde beyan buyurulduğuna göre, Allah-u Teâlâ ona eşyanın isimlerini, mahiyetlerini ve hususiyetlerini bir bir öğretti.
Bu makam Allah-u Teâlâ’nın Âdem Aleyhisselâm’a her şeyin ismini öğreterek, ona verdiği üstünlüğün zikredildiği makamdır.
Mârifet, Hakk’ın ilminin var olduğu yerde kişinin bilgisizliğinin ve hiçliğinin mevcut olmasıdır. Mârifetullah budur. O Allah-u Teâlâ’yı görür, kendisini görmez. Kendisi yok ki ilmi olsun. Allah’ın kadrinin yüce oluşu, O’nun hakkında mârifet sahibi olduğuna delâlet etmektedir. Bu da yalnız O’nun var olduğunu bilmektir. Allah’ın kadri hariç bütün kadir ve kıymetleri hakir bulmak, Allah’ın kadri yanında başka bir kadir ve değer görmemektir. Bunlar hep mârifetullah ehline âittir.
Allah-u Teâlâ’nın zât, sıfat ve fiillerini anlamak, hikmetlerini müşâhede etmek, kalbe tecelli eden hakiki hakikatlerle mümkün olur.
İlmin en üstün derecesi kalbe tecelli eden bilgidir. Allah-u Teâlâ’nın koyduğu bilgi esastır. Marifetullaha en kestirme yoldan ulaştıran, en efdâl, en makbul ilim, hakiki ilim de budur. Bizâtihi aranan ilmin tâ kendisidir. Çünkü marifet-i ilâhî’nin fevkinde hiçbir marifet yoktur. İnsanlar bu ilimle ebedî saâdete ererler. Diğer bilgiler zandan ibarettir.
Bu ilim Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin kalb-i şerif’lerine Miraç gecesi kondu. O ise bu sırrı gizli tuttu, ancak çok yakınlarına açtı. O sır bereketi ile şeriat ahkâmı kıyamete kadar bâki kalacaktır.
Tecelliyât-ı ilâhiye akıl ile bilinmediği gibi ilim ile de bilinemez ve çözülemez. Yakınlık âleminden coşar gelir. Hakiki ilim de budur. İlim içinde ilimler olduğu gibi, yollar içinde de yollar vardır.
Bu bir iç âlemdir, dıştan görülmez.

 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
İmam-ı Münavi, imam-ı Gazali’den naklen bildiriyor ki:
Ahiret bilgisi iki türlüdür: Biri keşifle hasıl olur. Buna İlmi mükaşefe[İlmi bâtın] denir. Bütün ilimler, bu ilme kavuşmak için sebeplerdir. İkincisi İlmi muameledir. İlmi bâtından nasibi olmayanın imansız gitmesinden korkulur. Bundan nasip almanın en aşağısı, bu ilme inanmaktır. Bid’at ehline bâtın ilmi nasip olmaz. Bâtın bilgisi, temiz kalblerde hasıl olan bir nurdur. (Öyle ilimler vardır ki, çok gizlidirler. Bunları, ancak marifet sahipleri bilir) hadis-i şerifi, bâtın ilimlerini göstermektedir. Allahü teâlânın emir ve yasaklarını doğru yapabilmek için herkese lazım olan İlmi hâl bilgileri öğrenilip amel edilince, ilmi bâtın hasıl olabilir. (Hadika)


Fakat form ortamlarında bu fakir diyerek söz edenler bu marifetlere erişmiş değillerdir.Biz bu ilme inanırız.Fakat ilmi ledün sahibi olmadan,kendinde bu ilim varmış gibi konuşulmasınıda edebsizlik olarak görürüz.
 

hotaru

Profesör
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
3,606
Tepkime puanı
443
Puanları
0
Konum
ankara
Evet kardeşim videoyu seyrettiğinde anlıyacaksın neyi küçümsediğimi ama bu ayeti yayınlamakla çok iyi yapmışsın.Çünkü sözlerimden senin anladığın gibi anlayacaklar çok olacak demek ki.Ayette bahsedilen ilim Musa peygambere arkadaşlık eden kişiye verilmiş bir ilimdir.Bu ilmin mahiyetini bizler bilmiyoruz.Çünkü Rabbimiz bu ilmi insanlara vermemiş.

buna deliliniz nedir?? Kendi yorumunuz dışında bir ayet ve ya hadis istiyorum, insanlara ledün ilmin verilmediğine dair...

Buna rağmen bu ilme vakıf olduğunu söyleyen insanlar bu ilmin kendilerinde var olduğunu hiçbir şekilde ispat edemezler.Bizlerden ne söylerlerse inanmamızı isterler ve aksi taktirde başımıza kötü şeyler gelebileceğini söyleyerek bizleri korkutarak ikna etme yoluna giderler.

Ya da bu kişiler etkilemek istedikleri kişileri maddi imkanlarıyla kandırdıktan sonra bu maddi imkanların devamı için kendisinde böylesine bir ilim olduğuna dair şahitlik etmenizi ve kendi sahte düzenlerine adam toplayarak bu maddi imkanların devamını sağlamada yardımcı olmanızı isterler.Maddi imkanların cazibesine kapılan kişide bu yola girer.Böylece bu sahtekarlıklarına insanların sırtından kazanarak devam ederler.Küçümsediğim demiyim aşşağıladığım diyim daha doğru olur.Bu sahtekarlardır.
yazınızda bu ilme sahip kişilerin ilmini ispat edemeyeceği vs bir sürü döktürmüşsünüz, siz aksini ispat edebilir misiniz?? her şey zıttıyla kaimdir, bir şeyin sahtesinin oluşu gerçeğinin hükmünü ortadan kaldırmaz..

Yoksa Kehf Suresinde bahsedilen "ilim verilen kul" değildir.Aslında videoyu seyretmeden bu ayetle cevap verdiğiniz için sizde üzüleceksiniz.Bundan eminim.Çünkü kim için bu ayeti delil gösterdiğinizi gördüğünüzde bu ayetteki "ilim verilen kul" ile hiç alakasız ve kıyaslanamayacak derecede alçak bir kişi görecek ve bu sözlerimi daha iyi anlayacaksınız.

videoyu izlemediğimi hususi belirttim, çünkü yazdığım ayeti kerimeyle videodaki kişiyi savunmak, temize çıkarmak amacında değildim, sizin ayetle sabit olan bir konudaki alaycı tavrınızdan dolayı yazdım o ayeti kerimeyi..
 

ehlinimet

Asistan
Katılım
7 Ocak 2013
Mesajlar
409
Tepkime puanı
6
Puanları
0

Fakat form ortamlarında bu fakir diyerek söz edenler bu marifetlere erişmiş değillerdir.Biz bu ilme inanırız.Fakat ilmi ledün sahibi olmadan,kendinde bu ilim varmış gibi konuşulmasınıda edebsizlik olarak görürüz.
Tamamen katıldığımı belirtirim.Demir kor hale gelince ben ateşim dese doğrudur aksi halde demir soğuk iken ben ateşim dese yalan olur söyleyen rüsvay olur. Alıntı yapmış olduğumuz ilmihalin kendi hal lisanlarını aktarmışızdır.Yanlış anlasılmasın.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0

buna deliliniz nedir?? Kendi yorumunuz dışında bir ayet ve ya hadis istiyorum, insanlara ledün ilmin verilmediğine dair...
Bu söylediğime delil tarih boyunca ayette belirtilen gibi insanın örneğinin bir kere dahi gözükmemesidir.Varsa tarihte böyle bir insan bunun kim olduğunu siz söyleyebilir misiniz?

Peygamberimiz dahi böyle olağanüstü davranışlarda bulunmamıştır.İfk hadisesinde yaşadığı sıkıntılar,yaptığı savaşları ve hayatı boyunca çektiği tüm sıkıntılar bu ilmin Peygamberimize bile verilmediğinin delilidir.Böyle bir ilim verildiğine dair Peygamberimizden sahih bir hadis var mı?

Ayrıca Kuran'da ve hadislerde böyle bir ilmin ne olduğundan bahsedilmez.Kuran ve hadislerde bahsedilmeyen bir ilmin ne olduğunu da bilmemiz mümkün değildir.Kuran ve sünnette bahsedilmediği halde böyle bir ilme nasıl sahip olunacağı da bilinemez.Bu ilme sahip olduğunu söyleyenler bu sebeplerden dolayı yalancıdırlar.

Aşşağıda bir sahtekarın daha videosu var isterseniz seyredin kimleri kastettiğimi daha iyi anlayabilirsiniz.

 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
quote_icon.png
çelebiler Nickli Üyeden Alıntı
Evet kardeşim videoyu seyrettiğinde anlıyacaksın neyi küçümsediğimi ama bu ayeti yayınlamakla çok iyi yapmışsın.Çünkü sözlerimden senin anladığın gibi anlayacaklar çok olacak demek ki.Ayette bahsedilen ilim Musa peygambere arkadaşlık eden kişiye verilmiş bir ilimdir.Bu ilmin mahiyetini bizler bilmiyoruz.Çünkü Rabbimiz bu ilmi insanlara vermemiş.


Rabbimiz ilmi isteyenlere verir beyim ... Sen daha işin başında tembelliğinden ve ciğersizliğinden dolayı bu imtihanı ve ilmi kaybettin ! Çünkü, işin içinden tembelliğin zirve yaparak "insanlara vermemiş" diyerek çıkmak istemişsin ...

İmâm-ı Rabbânî -kuddise sırruh- Hazretleri buyuruyor:
"Allah'a ne zorluğu olur, Âlemi bir şahsa doldurur." (492. Mektup)

Bu konu hakkındaki ayetlere gelince...

"Allah'tan Korkar, Takvâ Sahibi Olursanız Mualliminiz Allah Olur." (Bakara: 282)

"Allah Dilediği Kulunu Zâtına Seçer." (Şûrâ: 13)


Bu ayetlerden hiç haberin oldu mu senin acep ?.. Ha ne dersin ? Burada ne anlatılıyor hiç merak ettin mi ? Siz kiiiiiiiiiiiim ilm-i ledunden bahsetmek kim ?
Hadi canım sizde !.. Sizi imtihan etsek namazın vaciplerini bile alt alta sayamazsınız.
Bu kadar cehâletle ve cahil hâlinizle byle konuların semtine nasıl uğruyorsunuz hayret etmemek mümkün değil !
Bir daha gözüm görmesin sizi böyle yerlerde bak, o zaman tokatlarım konuşur !



 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
quote_icon.png
çelebiler Nickli Üyeden Alıntı
Evet kardeşim videoyu seyrettiğinde anlıyacaksın neyi küçümsediğimi ama bu ayeti yayınlamakla çok iyi yapmışsın.Çünkü sözlerimden senin anladığın gibi anlayacaklar çok olacak demek ki.Ayette bahsedilen ilim Musa peygambere arkadaşlık eden kişiye verilmiş bir ilimdir.Bu ilmin mahiyetini bizler bilmiyoruz.Çünkü Rabbimiz bu ilmi insanlara vermemiş.


Rabbimiz ilmi isteyenlere verir beyim ... Sen daha işin başında tembelliğinden ve ciğersizliğinden dolayı bu imtihanı ve ilmi kaybettin ! Çünkü, işin içinden tembelliğin zirve yaparak "insanlara vermemiş" diyerek çıkmak istemişsin ...

İmâm-ı Rabbânî -kuddise sırruh- Hazretleri buyuruyor:
"Allah'a ne zorluğu olur, Âlemi bir şahsa doldurur." (492. Mektup)

Bu konu hakkındaki ayetlere gelince...

"Allah'tan Korkar, Takvâ Sahibi Olursanız Mualliminiz Allah Olur." (Bakara: 282)

"Allah Dilediği Kulunu Zâtına Seçer." (Şûrâ: 13)


Bu ayetlerden hiç haberin oldu mu senin acep ?.. Ha ne dersin ? Burada ne anlatılıyor hiç merak ettin mi ? Siz kiiiiiiiiiiiim ilm-i ledunden bahsetmek kim ?
Hadi canım sizde !.. Sizi imtihan etsek namazın vaciplerini bile alt alta sayamazsınız.
Bu kadar cehâletle ve cahil hâlinizle byle konuların semtine nasıl uğruyorsunuz hayret etmemek mümkün değil !
Bir daha gözüm görmesin sizi böyle yerlerde bak, o zaman tokatlarım konuşur !



Efendilerine laf edince köpekler havlamaya başlamış.
 

hotaru

Profesör
Katılım
9 Haz 2006
Mesajlar
3,606
Tepkime puanı
443
Puanları
0
Konum
ankara
Bu söylediğime delil tarih boyunca ayette belirtilen gibi insanın örneğinin bir kere dahi gözükmemesidir.Varsa tarihte böyle bir insan bunun kim olduğunu siz söyleyebilir misiniz?

gelmemiş demekle iddiada bulunan sizsiniz gelmediğine, gelemeyeceğine dair buyurun siz şerri bir delil getirin...

Peygamberimiz dahi böyle olağanüstü davranışlarda bulunmamıştır. İfk hadisesinde yaşadığı sıkıntılar,yaptığı savaşları ve hayatı boyunca çektiği tüm sıkıntılar bu ilmin Peygamberimize bile verilmediğinin delilidir.Böyle bir ilim verildiğine dair Peygamberimizden sahih bir hadis var mı?

Yusuf(a.s)'ı kardeşleri kuyuya attığı zaman Yakub(a.s)'ın onun hayatta olduğundan haberi olmaması fakat Yusuf(a.s) Mısır'dan gömleğini Yakub(a.s) gönderdiği zaman; "Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi." Yusuf Suresi, 94. Ayeti Kerime, buradan ne anlıyoruz sayın çelebiler Allah Teala izin vermediği, öğretmediği, göstermediği müddetçe Peygamber dahi olsa bir şeyi bilemez...

Ayrıca Kuran'da ve hadislerde böyle bir ilmin ne olduğundan bahsedilmez.Kuran ve hadislerde bahsedilmeyen bir ilmin ne olduğunu da bilmemiz mümkün değildir.Kuran ve sünnette bahsedilmediği halde böyle bir ilme nasıl sahip olunacağı da bilinemez.Bu ilme sahip olduğunu söyleyenler bu sebeplerden dolayı yalancıdırlar.

Kur'an'da ilmi ledün geçmektedir ve Rabbimiz onu kendi tarafından bir rahmet olarak nitelemektedir, ilmi ledünün ne olduğunu siz ve ya ben değil ona sahip olan bilir

Aşşağıda bir sahtekarın daha videosu var isterseniz seyredin kimleri kastettiğimi daha iyi anlayabilirsiniz.

getirdiğiniz videoyu yine izlemedim...
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Efendilerine laf edince köpekler havlamaya başlamış.





Ulan neseb-i gayr-ı sahih aşağılık DENYO !
Sen ancak, kılavyenin başından hakaret etme ********liğini gösterebilirsin...Karşımda olsan şu bir gerçek ki, ya donuna yaparsın yahuttsa kaçacak delik ararsın !

Korkak ve soytarı dölü !
 

CENGİZHAN

Yasaklı
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
4,261
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Konum
Ankara
vay vay vay.... fakiri bak CENGİZHAN'dan sana teşekkür geldi... hayrola :D


Kardeş Redvekabul,


Cümle eşya halıkındır kul eliyle işlenir,
Emri bari olmayınca sanma bir çöp deprenir.
Hak kulundan intikamını yine kul ile alır,
Bilmeyen ilm-i ledünü anı kul yaptı sanır.

İmam-ı Rabbani



Bu dörtlüğü çok beğendim...Ne var ki bunda...:D

Biliyorsun ben bu başlık konusunun beni aştığını düşünerek, katılmıyor
sadece okuyor ve bir şeyler ajmaya çalışıyorum.

Hepsi bu...

Ayrıca Fakiri kardeşin görüşlerinden katıldıklarım da vardır,normal olarak....
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Bu forumda ilm-ü ledün konusunda kalem oynatan arkadaşlardan, bir arkadaş var mıdır ki, günümüzde bir şahsiyyetin kendilerine ifade ettği ilm-ü ledün'le herhangi bir şeyin hükmünü öğrenmişler amel etmişlerdir..?

İlm-ü Ledün olayının canlı şahidi olmuşlar mıdır? Aramızda var mı bir arkadaş..?

NOT: Sadece öğrenmek için soruyorum... Ledünni ilmi inkar falan etmişliğim yoktur...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Bu konu babından öğrendiklerim şudur:

İlm-ü Ledün bilgisi, failde kalan, muhataplara inmeyen, inse de muhataplar tarafından hayata geçirilmesi mümkün olmayan hadiselerdir...

Hızır (AS)'ın kısası da ifade ettiğime matuftur...

Bir örnek:

Sirkeci'den 100 kişi bir gemiye bindik... Kadıköy'e doğru revan olduk... Yolun tam ortasında, hakiki olarak, gerçek olarak, arif bir zat ledün ilmi'ne vakıf olduğunu ifade eylerek, geminin ortasından denize bir delik açmasının geminin gitmesinden çok daha hayırlı olduğunu ifade etse, bu arif zata 100 kişinin içersinden kim buyurun diyebilir...

Peygamber Hızır'a buyur diyebilmiş midir..? Diyememiştir... Çünkü dememesi anormal olurdu zaten... Allahü Teala Peygamberini eğitmiş, uyarmış ve bu kıssadan bize bir hikmet de sunmuş ama Peygamberini azarlamamıştır da...

Diyeceğim o ki, ledün ilmine sahip olanlar varsa da bu ilme sahip olanlar ilimleriyle baş başa kalalacaklardır demektir...

Ledün İlmi'ne sahip olanın yapmaya çalıştığını engelleyenler de mes'ul olmazlar...

Çünkü elle tutulur gözle görülür bir şeyden bahsetmiyoruz...

Burada bu hususta kavga etmenin bir anlamı yoktur...

Ledin ilmi vardır, inanırız, var olan da o ilmi ile anlık hareket eder... Hepsi budur...

Kötü söz söylemenin bir anlamı yoktur...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Evet kardeşim videoyu seyrettiğinde anlıyacaksın neyi küçümsediğimi ama bu ayeti yayınlamakla çok iyi yapmışsın.Çünkü sözlerimden senin anladığın gibi anlayacaklar çok olacak demek ki.Ayette bahsedilen ilim Musa peygambere arkadaşlık eden kişiye verilmiş bir ilimdir.Bu ilmin mahiyetini bizler bilmiyoruz.Çünkü Rabbimiz bu ilmi insanlara vermemiş.

Buna rağmen bu ilme vakıf olduğunu söyleyen insanlar bu ilmin kendilerinde var olduğunu hiçbir şekilde ispat edemezler.Bizlerden ne söylerlerse inanmamızı isterler ve aksi taktirde başımıza kötü şeyler gelebileceğini söyleyerek bizleri korkutarak ikna etme yoluna giderler.

Ya da bu kişiler etkilemek istedikleri kişileri maddi imkanlarıyla kandırdıktan sonra bu maddi imkanların devamı için kendisinde böylesine bir ilim olduğuna dair şahitlik etmenizi ve kendi sahte düzenlerine adam toplayarak bu maddi imkanların devamını sağlamada yardımcı olmanızı isterler.Maddi imkanların cazibesine kapılan kişide bu yola girer.Böylece bu sahtekarlıklarına insanların sırtından kazanarak devam ederler.Küçümsediğim demiyim aşşağıladığım diyim daha doğru olur.Bu sahtekarlardır.

Yoksa Kehf Suresinde bahsedilen "ilim verilen kul" değildir.Aslında videoyu seyretmeden bu ayetle cevap verdiğiniz için sizde üzüleceksiniz.Bundan eminim.Çünkü kim için bu ayeti delil gösterdiğinizi gördüğünüzde bu ayetteki "ilim verilen kul" ile hiç alakasız ve kıyaslanamayacak derecede alçak bir kişi görecek ve bu sözlerimi daha iyi anlayacaksınız.



Ne diyim?Bilemedim doğrusu "kesinlikle şudur ki" çok talihsiz bir açıklama yapmışsınız.:clap2:

"Bu nokta-yı nazardan" baktığınızda siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?Sorusuna cevap verebilir misiniz?

Ways.. İhvan'da yeni bir jaws olayı varmış, kaçırmışız... :)

Bilader, bilmediğini, anlamadığını inkar etmek cehalet vasfıdır. İnkar bir ilim değildir. Kişi, bilmediğine cahil, bilmediğine düşman olurmuş. Bu kelamları teemmül edesiniz.

Peygamber efendimiz, "Rabbım sadrıma ne akıttıysa onu yar-i garım Eba Bekir'in sadrına akıttık (aktardık)" buyurmuştur. İşte bu aktarılan ilim: İlm-i ledündür, kalb ilimleridir. Bunu inkar edenler bilmeyen nasipsizlerdir. Bu ilim, sadırlardan sadırlara aktarıla aktarıla kıyamete kadar gidecektir.

İslam'ın şartı beş ise altıncısı haddini bilmektir de denir. Bilmediğini bilmek gibi irfan olamaz buyrulur.

Mezheblere tabi olalım. Alimlerin ve ariflerin yanında dizimizi kırıp boynumuzu bükerek oturalım; yani bildiğimizi onlarla bilelim, bilmediğimizi onlarla idrak edelim... Biliniz ki necat, edepde ve haddini bilmektedir. Ves'selam.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Bu söylediğime delil tarih boyunca ayette belirtilen gibi insanın örneğinin bir kere dahi gözükmemesidir.Varsa tarihte böyle bir insan bunun kim olduğunu siz söyleyebilir misiniz?

“Ey önderler! Onlar gelip teslim olmadan önce sizin hanginiz kraliçenin tahtını bana getirebilir? Cinlerden bir ifrit dedi ki: Ben, onu sana sen makamından kalkıncaya kadar getiririm. Bana güvenebilirsin, benim buna gerçekten gücüm yeter.
O Kitap’tan bir bilgiye sahip olan kişi de: Ben onu sana gözünü açıp kapayıncaya kadar getiririm dedi ve getirdi. Süleyman tahtı, yanına kurulu görünce dedi ki: Bu beni denemek için rabbimin bir ikramıdır; şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü? Kim şükrederse faydasını görür. Nankörlük eden etsin. Rabbimin kimseye ihtiyacı yoktur, onun iyiliği boldur.” (Neml 27/38-40)

“Hiçbir elçi, Allah’ın izni olmadan bir mucize getirme yetkisine sahip değildir.” (Ra’d 13/38)


Peygamberimiz dahi böyle olağanüstü davranışlarda bulunmamıştır.İfk hadisesinde yaşadığı sıkıntılar,yaptığı savaşları ve hayatı boyunca çektiği tüm sıkıntılar bu ilmin Peygamberimize bile verilmediğinin delilidir.Böyle bir ilim verildiğine dair Peygamberimizden sahih bir hadis var mı?
Peygamber efendimizin gösterdiği mucizelerin haddi hesabı yokur. Ayın yarılmasından tutun da, ebu cehilin avucundaki kumların konuşmasına kadar... İfk hadisesi ise onun da bir beşer olduğunu ve bu ilmi sadece Allahın dilemesi dışında kimsenin bilemeyeceğine delildir. Yoksa Hendek savaşı öncesi bir kayanın parçalanışı sırasında görülen ve işaret edilen fetihler onun bu ilimden habersiz olmadığının delillerindendir.


Bu ilme sahip olduğunu söyleyenler bu sebeplerden dolayı yalancıdırlar.
Yalancılar tarihte hep var olmuştur ve var olacaklardır da... Ancak kimde neler var ne biliyoruz?
Bu ilme sahip olanlar varsa ve siz de herkesi yalancı ilan ettiyseniz biraz haksızlık olmuyor mu?
Kötü bir olayın olacağını önceden hissedip kalbiniz hiç mi tıpırdamadı? Böyle bir olayın böyle bir ilimle alakalı olmadığını kim söyleyebilir?
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Bu forumda ilm-ü ledün konusunda kalem oynatan arkadaşlardan, bir arkadaş var mıdır ki, günümüzde bir şahsiyyetin kendilerine ifade ettği ilm-ü ledün'le herhangi bir şeyin hükmünü öğrenmişler amel etmişlerdir..?

İlm-ü Ledün olayının canlı şahidi olmuşlar mıdır? Aramızda var mı bir arkadaş..?

NOT: Sadece öğrenmek için soruyorum... Ledünni ilmi inkar falan etmişliğim yoktur...
İlmi ledünni konusunda yeterli bilgimiz olmadığı için yok deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyoruz.
Kimde neler var bilemeyiz.
Böyle bir ilme sahip olduğumuzu da iddia etmiyoruz.
Bütün bunlardan sonra...
Kötü birşey olduğunda(örneğin trafik kazası vs) veya olacağında bazen(her zaman değil) bunu hissedenler var. İlmi ledünden(Allah tarafından bir ikram olmak üzere) bir kıvılcım olduğunu düşünüyorum.
Bazen kulağın çınlar. Deriz ki biri arkamdan konuşuyor.
Başaracağını hissettiğin ve başardığın anlar olmuştur.
6 duyu da diyebiliriz belki..
Bunları hissedenlere bu ilime sahip diyemeyiz elbette ki...
Ama küçük de olsa bir nasipleri olmuştur demememiz için sebep gösterin.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Ilm-i Ledün ifade edilmez...
Herkesin ne anladığına bağlı...


Ilm-i ledün sahibi kendisi o ilmiyle ya amel eder ya da etmez, kendisinin bilecegi bir seydir o... Onun ledünni ilmi seni ilzam etmez...
Farklı bir şey söylemedik.

Saniliyor, ki Allah seyhe ledünni ilmini haber veriyor o da muhataplarina onu söylüyor muhataplari da onunla amel ediyor, böyle bir sey yoktur...
Allahu Tealanın şeyhe bu ilmi haber verdiğini söylemedik.
Allahu Tealanın bu ilmi şeyhe vermediğini de söylemedik.
Muhataplarının da böyle birşeyle amel ettiğini söylemedik.
Bize düşen istikamet üzere kulluğumuzu yaşamaktır.
Çünkü bizler Allaha kulluk yapmakla emrolunduk...


Lakin, bu ilmi inkar da etmeyiz...
Eyvallah...

Kisiyi baglayan bir seyle senin yasaman neden zor olsun...
Demek istediğimi anlamamışsın.
Bana ne kimde hangi ilim var. Beni ne ilgilendirir. Ben Allaha kulluğumu yapabilsem bu bana yeter. Ama kusurlarla doluyuz Allah affetsin...
Ben dedim ki:
Bu ilme sahip kişi düşün... Bak ben değil, beni ilgilendirmiyor. Bu kişi yolda gidiyor. Yol ortasında bir çocuk var... Az sonra bir araba çarpacak... İzin verilmişse kurtarır... Verilmemişse setretmek zorunda.... Benim zor dediğim kısım burası. Bu ilmi yaşamak zor derken bunu kast ettim. Adamın bildiği bilgi sebebiyle benim yaşamam niye zor olsun. Onun bildiği beni ilgilendirmez ki...

O ilmin seni baglayiciligi yoktur...
Evet... Aynen öyle...
 
Üst