HER TELDEN !!! MAKALELER (herhangi bir konuda, bir müminin, münafığın, müşriğin, kafirin görüşü)

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
ilginç bir telefon konuşma olmuş. @talip beyin dikkatine sunuyoruz.

dinde delil meselesi önemli... başkalarına sataşırken bunlara da cevap vermek gerekiyor.

söze bakın, delil sorana; "işine gelen inanır, işine gelmeyen inanmaz" diyor. böyle din adamlığı mı olur...

MÜTHİŞ BİR TELEFON KONUŞMASI. MUTLAKA DİNLEYİN!!!

 

santamar

Kısıtlı Erişim
Katılım
10 Şub 2015
Mesajlar
19
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ilginç bir telefon konuşma olmuş. @talip beyin dikkatine sunuyoruz.

dinde delil meselesi önemli... başkalarına sataşırken bunlara da cevap vermek gerekiyor.

söze bakın, delil sorana; "işine gelen inanır, işine gelmeyen inanmaz" diyor. böyle din adamlığı mı olur...

MÜTHİŞ BİR TELEFON KONUŞMASI. MUTLAKA DİNLEYİN!!!

bunların gözünde allah adına uydurmacılık bu kadar basit!!!!
hiç sorun değil.yeterki cemaati şerif kalabalık olsun.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Cübbeli, abdulkadir geylani'nin "İLAH" olduğunu ileri sürüyor!!!!
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
En tehlikeli şirk, riyadır.O, karıncanın ayak seslerinden bile gizlidir.ondan sakının! (Hadis-i şerif)
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Edip Yüksel (T) Geylani ve İbni Arabi Şeytanlarına tapan bir şeyh





not: edip mıknatıs gibi bu tipleri bulup kendine çekiyor... "...şeytanlarına..." tanımlamasına katılmıyoruz. bize ait değil, başlığın bütünlüğü bozulmasın diye değiştirmedik.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Ceviz Kabuğu Edip Yüksel 10.01.2014 Tek Parça




Ceviz Kabuğu Edip Yüksel (2) 17.01.2014 Tek Parça



 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Edip Yüksel (T) Şeyhlerini Allah'tan 4730400000 kez daha üstün görüyorlar
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Edip Yüksel (T) Türkiyeli bir Papazla Londra'da söyleşi




not: edip protestan pastöre güzel ders vermiş. edipin bu yönünü beğeniyorum. adam mantık dehası!
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
ilginç bir video


Ebu Enes künyeli zat aşağı yukarı selefi akıdeye sahip bir arkadaş, Medine'de ilim tahsil etmiş, görev yapmış vs bir arkadaş.
Kendi anılarından da alıntı yaptığı bir tartışma yapmış İsmailağa Cemati bir mensubu ile.

Her zaman karşılaşılabilecek bir konu ancak dikkatimi celbetti ki,
çok çok önemli ve ben yeni duydum araştıracağım, bilenler de söyleyebilir.

İzmir'de bulunan İsmailağa Cemaati mensubu kallavi hocalardan
Hüseyin Avni Kansızoğlu'nun kendisine söylediği bir iddiayı dile getiriyor,

Önsözünde Mahmud Efendiye Peygamber A.s'ın bizzat Medinede gelip Türkçe olarak bir tefsir yaz diye emir buyurması ile başlandığı söylenen Ruhûl Furkan ile Mahmud Efendinin bir Alâkası olmadığını,
Cübbelinin telif hakkını kendinde bulundurduğu ancak cemaate Mahmud Efendiye ait görüntüsü verdiğini söylüyor.
@lafons7275'e Avni Kansızoğluna sorabilir, İzmir'de çünkü, büyük bir iddia. Ebu Enes gözgöre göre ortaya çıkacağını bile bile yalan söylüyorsa o ayrı mesele.

İzlemenizi tavsiye ederim.


 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
bu adamın sözlerine yanlış diyen, lütfen kuran ve hadisten delil getirsin. aksi halde sussun.


Ebu Enes Selefinin Naksibend bir Sofi ile Konusmasi (1/4) www.Cennetedavet.net



Ebu Enes Selefinin Naksibend bir Sofi ile Konusmasi (2/4) www.Cennetedavet.net



Ebu Enes Selefinin Naksibend bir Sofi ile Konusmasi (3/4) www.Cennetedavet.net



Ebu Enes Selefinin Naksibend bir Sofi ile Konusmasi (4/4) www.Cennetedavet.net

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
önemli...


6haziran14-hk.jpg


Paradaki sır... Niye “Cumhuriyeti” değil de “Cumhuriyet”?!?



06 Haziran 2014 Cuma 08:17



Bugün, hiç de “ilgim olmayan” bir konuya, evet “faiz” ve “para” meselesine girmek istiyorum... Girmek istiyorum, çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan ile Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı arasındaki “faiz tartışması”nın kökü, hem “çok eskilere” hem de “çok derinlere” uzanıyor.



Malûm; Başbakan Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası’nın “faiz indirimi”ne gitmemesi üzerine şöyle demişti:

“Merkez Bankası bağımsızdır ama kanaat açıklamak da bir Başbakan’ın hakkıdır. Çünkü enflasyon yükselince vatandaş hesabını Merkez Bankası’na sormaz. Faizi yükseltirken 5 puan birden yükseltiyorsun, şimdi geliyorsun yarım puan indiriyorsun. Sen dalga mı geçiyorsun?”

Ve eklemişti:

“Faiz yüksek olunca, enflasyon da yüksek oluyor... Çünkü faiz sebeptir, enflasyon neticedir... Bakın, enflasyon düşmüyor... Niye?.. Çünkü, faiz yüksek!”


İNGİLTERE’DEKİ TOPLANTI


Başbakan “faizin düşürülmesini” isterken, Merkez Bankası, buna niye direniyor?

Takvim’den Ergün Diler önceki günkü yazısında, Erdem Başçı’nın, yaklaşık 6 ay önce İngiltere’ye gittiğini... Orada “çok özel temaslar”da bulunduğunu... Görüşmelerde ana konunun “Türkiye” olduğunu... Yemekler yenildikten, kahveler içildikten sonra, Erdem Başçı’nın İngilizlere; “Siz hiç merak etmeyin, ben faizi asla indirmem” sözünü verdiğini iddia ediyordu.

“Faizlerin indirilmemesi”nde, bu “görüşme”nin ve bu “iddia”nın rolü var mıdır, elbette bilemiyorum.

Ama benim, “Merkez Bankası” ile ilgili “çok daha derin kuşkularım” var... Ve bu kuşkularımı da, “bundan 11 yıl önce” yani 2 Haziran 2003’teki Ayna’da dile getirmiştim. Başbakan Tayyip Erdoğan, 31 Mayıs 2003’te yapılan TOBB Genel Kurulu’nda da, yine “yüksek faiz”den yakınıyor ve diyordu ki;

“Şu anda, piyasalardan sadece döviz toplamakla bu iş çözülmez... Aynı zamanda faiz oranlarını da düşürmeye mecburuz!”

İyi de, kim düşürecek faizi?..

Elbette Merkez Bankası!..


CEBİNİZDEKİ PARAYA BAKIN!



İşte, bütün “yakınmaların adresi” olan Merkez Bankası’nı bu olay vesilesiyle merak etmiş ve o günlerde birkaç telefon görüşmesi yapmıştım...

“Uzman”ların bana söyledikleri şu olmuştu: “Madem Merkez Bankası’nı merak ediyorsun; işe, önce cebindeki kâğıt paradan başla!”

Başladım...

Cebimdeki irili-ufaklı bütün “banknot”ları çıkarıp, serdim masanın üzerine...

Ve “bugüne kadar fark etmediğim”, belki sizlerin de fark etmediği bir şeyi fark ettim.

Bütün “kâğıt para”ların üzerinde, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” yazıyordu!.. Dikkat edin; “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası” değil, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası!”

İlk önce, bir “baskı hatası” olduğunu düşündüm!...

Ama, hepsi de “hatalı” olamazdı ya!..

Gerçekten “hata” değilmiş...

Bu durum, “Merkez Bankası’nın tarihsel gelişimi” ile ilgiliymiş...

Merkez Bankası, 1930 yılında çıkan bir kanunla karma yapıda bir anonim şirket olarak kurulmuş!.. Banka kurulduğunda “devletin payı” sadece “yüzde 15” imiş ve ilk isminde “Türkiye” ibaresi de yokmuş.

Banka kurulduğunda, hisseleri halka ilân ile satılan, “çok sayıda yerli ve yabancı ortağı olan karma yapıda bir anonim şirket” görünümündeymiş!... Bankanın adına “Cumhuriyet” kelimesi, o zamana kadar “para basma hakkı”nı elinde bulunduran Osmanlı Bankası’ndan farklı olduğunu ve “Cumhuriyet dönemi”nde kurulduğunu göstermek için konulmuş!..

Anlayacağınız; ilk kurulduğunda “Cumhuriyet Merkez Bankası” imiş!..

“Türkiye” ibaresi çok sonradan eklenmiş!

Ne var ki; “devlet payı”nın sadece “yüzde 15” olması ve “karma yapıda bir anonim şirket” özelliği taşıması dolayısıyla, bankanın adında yer alan “Cumhuriyet” kelimesine “devlete aidiyet”ini gösteren “İ” harfi ilâve edilmemiş!..

Sizin anlayacağınız; Merkez Bankası, “Türkiye Cumhuriyeti’ne ait” değil!.. “Türk Liraları”nı basıyor ama Türkiye Cumhuriyeti’ne ait değil!..

“Karma” yapıda, bir “anonim” şirket!..



İLK ORTAKLARI KİMDİ?


1930 yılında “devlet payı”nın sadece “yüzde 15” olduğu Merkez Bankası’nda, “başka pay sahipleri” de varmış!..

Merak ettim, geri kalan “yüzde 85 pay” acaba kimlere aitti?..

Hepsi “yerli” miydi, yoksa “yabancılar” da var mıydı aralarında?..

Eğer varsa;

Bu “yabancı”lar “hangi ülke”nin vatandaşlarıydı ve “hangi din”e mensuptular?

Uzmanlar;

“Orada kal” demişlerdi.

Kalmıştım ama sormuştum:

“Devlet payı, hâlâ aynı oranda mı?..”

Öyle ya; hâlâ “Cumhuriyeti” değil, “Cumhuriyet” yazıyor banknotların üzerinde!

“Hayır” demişti uzmanlar;

“Gerçi anonim şirket olma özelliği aynen devam ediyor ama, devletin payı epey yükseldi!”

Yüzde 51’i Hazine’nin, yüzde 21’i de Ziraat Bankası’nınmış!..

Geri kalan “yüzde 28” kimin?..

Dedik ya;

“Anonim!”

Yani, irili-ufaklı herkesin payı var!..

Ve de;

“Merkez Bankası’nın kararları”nda; az veya çok, bu “ortak”lar da söz sahibi!..

Dolayısıyla;

“Yüzde 51 payı” olmasına rağmen, tek başına Hazine’nin sözü geçmiyor!..

Geçemiyor!.. Geçirtmiyorlar!..



HAZİNE’YE “KAPİK” YOK!


Alın size bir “ilginçlik” daha...

“1211 Sayılı Kanun”la kurulan Merkez Bankası’nın “görev”leri arasında, “ülke ve hükümet menfaatlerini gözetmek” gibi bir ifade varmış!..

Ama, yakın bir zamanda çıkarılmış bu madde!..

Ne zaman mı?..

Kemal Derwish, ABD’den “ithal” edildikten sonra!..

Hani, Meclis’te IMF’nin dayattığı “15 günde 15 yasa” görüşmeleri vardı ya, işte o zaman!..

4. Madde’nin, 25.4.2001 tarih ve 4651 Sayılı Kanun’la değiştirilen şeklinde, öyle bir ifade konulmuş ki; gel de dokun, dokunabilirsen Merkez’e!..

O madde, şöyleymiş:

“Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler...”

Duruun, daha bitmedi!..

Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair 25 Nisan 2001 tarihli ve 4651 sayılı bu Kanun’un 56. maddesi, 5 Kasım 2001 tarihinde yürürlüğe girmiş!.. Buna göre, Merkez Bankası, 5 Kasım 2001’den itibaren Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarına avans veremeyecek, kredi açamayacak bir hüviyete büründürülmüş!

Düşünebiliyor musunuz;

Merkez Bankası’ndaki “Hazine’nin payı yüzde 51”dir ama; Banka’nın Hazine’ye “avans” vermesi, ya da “kredi” açması engellenmiş!..

Böylece; bir anlamda “başına buyruk” bir hüviyete büründürülmüş banka!..

Bunu öğrenince, merakla sordum “uzman”lara:

“Bu durumda hiç mi müdahale edilemez Merkez Bankası’na?.. Ne yani, devletten bağımsız bir kuruluş mu bu?”

“İşte” dedi;

“Olayın püf noktası, bu soruda!”

Devam etti;

“Evet, Merkez Bankası özerktir, ama bağımsız değildir!.. Türk Ticaret Kanunu’na tabidir!.. Hazine; büyük ortak olarak; eğer bir sakatlık görürse, hesaplarını ibra etmeyebilir!.. Ya da olağanüstü kongre talebinde bulunur ve hesap sorabilir!.. Ama, her ne hikmetse, her kongrede ibra edilir bu hesaplar!.. Yani, aklarlar Merkez Bankası yönetimini!..

Hesap sormazlar!..”


HAZİNE’NİN PAYI YÜZDE 55


Haa, 1930 yılında, yani Atatürk döneminde kurulan ve o yıllarda “Devlet’in payının sadece yüzde 15 olduğu” Merkez Bankası, hep böyle mi kalmış?..

Elbette hayır!..

Devletin ana damarı olan Merkez Bankası’nda 1931’den 1970’e kadar Devlet’in yüzde 15, Devlet dışındakilerin yüzde 85 hissesi vardı... 1970’de Devletin hissesi yüzde 51’e çıkarıldı.

2002’de iktidara gelen AK Parti Hükümeti ise, “Devletin payı”nı “yüzde 55”lere çıkardı!..

Merkez Bankası’nda, Hazine ve Ziraat Bankası’nın dışında, başka banka ve kuruluşların “toplam yüzde 13 HISSE”leri var... Hazine ve Ziraat’in toplam hisselerinin “yüzde 74” olduğu düşünüldüğünde, geri kalan “yüzde 12’lik hisse”nin “kimlere ait olduğu” bir “sır” gibi saklanıyor ve asla açıklanmıyor!.. O hisseler, “diğer” bahsinde geçiyor ama o “diğer”ler kimdir, belli değil!’



YÜZDE 12 KİMLERİN?



Bu “yüzde 12’de”; meselâ “İngilizler”in, ya da Rotschild veya Rockefeller ailelerinin payı var mıdır?..

Yoksa niye açıklanmıyor?..

Varsa niye açıklanmıyor?.

Gördünüz ya; “faizlerin yüksekliği”nden ve cebimizdeki “banknot”lardan yola çıkıp, nerelere geldik?

Doğrusu, bu “para denizi”nde kulaç ata ata yoruldum.

Ve sordum kendi kendime:

“Merkez Bankası bizim mi?”

Bizimse; paraların üzerinden niye “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” yazıyor?

“Aidiyet” eki olan “İ” nerede?..

Ve ayrıca; “yüzde 55 pay sahibi” olmasına rağmen, Hazine, niye “hesap” soramıyor, “faiz”leri niye düşürtemiyor?..

Sözün özü;

“Özerk”liğin de ötesinde, “bağımsız” mı bu banka?..

Ya da; “kime, kimlere bağlı?”



Hasan Karakaya-AKİT



http://m.yeniakit.com.tr/yazarlar/h...iye-cumhuriyeti-degil-de-cumhuriyet-6354.html


104588JUI%2B-%2BKopya%2B-%2BKopya.jpg



KAĞIT PARALAR BİZİMMİ?


Madeni paraları Hazine Müsteşarlığına bağlı Darphane basıyor.


Adı Türk Lirası olan kağıt paraları sözde bağımsız olan Merkez Bankası basıyor.


Bankanın yüzde 51’i Hazine’nin,yüzde 21’i de Ziraat Bankası’nın.O zaman niye Merkez Bankası Hazine Müsteşarlığına bağlı değil?


Geri kalan “yüzde 28” kimin veya kimlerin? Bu bankayı yüzde 28 payı olan kimliği meçhul kişilermi yönetiyor?


Ayrıca faizlerin yükseltilmesi veya düşürülmesine bu banka karar veriyor. Ülkenin ekonomisine direk karışan bu bankaya niye bu yetkileri vermişler?


Niye hükümet bir yasa çıkarıp Merkez Bankasını Hazine Müsteşarlığına bağlamıyor? Yoksa gizli güçler(Siyonistler) izin vermiyormu?


Son sözümüz. Parasında söz sahibi olamayan,hakim olamayan bir devlet bağımsız değildir.

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Aram Ateşyan: Tunceli'nin %90'ı Ermeni






27 Nis 2013 tarihinde yayınlandı

Aram Ateşyan: Türkiye'de 100 bin gizli ermeni var.
Bugün TV de Erkam Tufan ile Analiz programında Ermeni Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan önemli açıklamalarda bulundu. "Türkiye'de 100 binin üstünde gizli Ermeni var" iddiasında bulunan Ateşyan, Tunceli'nin yüzde 90'ının Ermeni olduğunu savundu.
RAM ATEŞYAN: Ben önce Birinci Dünya Savaşı'ndan ele almıyorum. Büyük anne ve babalarımızı ele alırsam onlar 1 milyonun üzerindedir. Son nesilden bahsediyorum artı yüz bin daha var en az bugün yaşayanların annesi babası Ermeni olanlardan bahsediyorum. Annesi babası Ermeni olan ama kendini Müslümanım diye tabir eden, Ermeniceyi bilen, boynunda gizlice haç taşıyan yüz binin üzerinde Ermeni var.

Erkam Tufan Aytav: Yüz bin epey büyük rakam değil mi? bu pek bilinmez, peki sizin onlarla kilise olarak bir bağlantınız var mı?

ARAM ATEŞYAN: Kilise olarak değil ama bireysel olarak var.

Erkam Tufan Aytav: Neden kilise olarak değil, deşifre olmasınlar diye mi?
ARAM ATEŞYAN: Kiliseye geldiği zaman kim olduğunu belli eder, bütün komşuları ne olduğunu anlar ama bazıları cesaret edip kimliğini belirtmese de kiliseye geliyor, ziyaret ediyor. Mesela geçen sene Paskalyayı İstanbul da kutladıktan bir hafta sonra Diyarbakır da ayin yaptım, yaklaşık 400 kişi geldi.

Erkam Tufan Aytav: Bunlar bahsettiğiniz gizli Ermeniler mi?

ARAM ATEŞYAN: Bunun 200'ü saf Müslüman kardeşler 200'ü Ermeni kökenli.

Erkam Tufan Aytav: Ama kripto olanlar, kripto olarak geldiler orada ayine katıldılar, artık kimliğimizi deşifre ediyoruz dediler.
BENİM AKRABALARIM DA KRİPTO ERMENİ

ARAM ATEŞYAN : Ama Hristiyanlığa dönmüyorlar çünkü dönerlerse devlet dairesinde çalışıyorlarsa işten atılacaklar. Komşusu rahatsız edebilir. Bunlar yaşanıyor, benim ailem orada halen Müslüman olarak yaşıyor Diyarbakır Silvan da benim ablamın çocukları var. Bazıları köklerine döndüler. Bunlar 1950'li yıllarda baskıyla müslümanlaştırıldılar. Enişteme eğer Müslüman olmazsan öldüreceğiz seni diyerek Müslüman yaptılar. Ben 1954 doğumluyum ben 4-5 yaşındayken ablam Müslüman olmuştu.

Erkam Tufan Aytav: Gerçek anlamda Müslüman mı olmuştu?

ARAM ATEŞYAN: Gerçek anlamda Müslüman olamaz içini değiştiremezsiniz. Eniştem baskıyla Müslüman oldu ve ablamı da baskıyla Müslüman yaptı. Ablam gizlice hacını da takardı Ermenicede konuşuyordu ama dinini değiştirdi diye herkes tarafından saygıda duyuluyordu.

Erkam Tufan AYTAV : Adını da değiştirdi mi?

ARAM ATEŞYAN : Evet değiştirdi. Eniştem baskıyla Müslüman oldu o da ablamı baskıyla Müslüman yaptı ben Müslüman oldum sende mecbursun Müslüman olmaya dedi kimliğini de değiştirdi.

Erkam Tufan AYTAV : Enişteniz ve ablanız Müslüman olarak kimlik çıkardılar ve çocukların isimleri Ermenice değildi doğru anladım değil mi?

ARAM ATEŞYAN : Kimlik çıkardılar ve Müslüman olarak yaşadılar çocukları da Müslüman olarak yaşadılar. İsimleri de müslüman isimler, torunları da Müslüman oldular. Ne oldu ben onları kaybettim.

Erkam Tufan AYTAV : Aslında kaybetmediniz onlar kalplerinde Hristiyanlar.

ARAM ATEŞYAN : Ne fark eder benim kilisemin üyesi değil vaftiz etmemişim, edemem.

Erkam Tufan AYTAV : Tabi sizde böyle bir problemde var değil mi sizin? Hristiyan inancına göre bir Hristiyanın vaftiz olması zorunlu mudur? Vaftiz olmayan biri Hristiyan olamaz mı? Cehenneme mi gider sizin inancınıza göre yada günah mıdır? Önce vaftizi bir anlayalım?

ARAM ATEŞYAN : Cehenneme gitmez yok öyle bir şey. Şimdi Hristiyan olması için vaftiz olması şarttır.Vaftiz olmayan birini kiliseme alamam.

Erkam Tufan AYTAV : Peki sizin kız kardeşiniz vaftiz olabilmiş miydi?

ARAM ATEŞYAN : Çocukken vaftiz olmuştu. Evlendikten sonra din değişimi oldu.

Erkam Tufan AYTAV : Peki onların çocukları olmadılar.

ARAM ATEŞYAN : Olmadılar, bakın onların 6 çocuğu var bir tanesi döndü, çocukları da döndü döndürdüm Ermeni oldular vaftiz oldular ki bana dayı diyorlar. Diğer 5 tanesi Müslüman olarak yaşıyorlar.





ANADOLU DA 20 ERMENİ AŞİRET KENDİNİ KÜRT OLARAK TANITIYOR




Hemşinli Nine "Biz Ermeniden Dönmeyiz"

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
biz cevap veremedik, ilminiz varsa, buyrun siz cevap verin...










 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
merak edenler için, birkısım, yahudilerin ve hristiyanların ibadeti. namaza ne kadar da benziyor.



not: hristiyan kadınlardaki tesettüre bakarmısınız. ülkemizde müslümanın diyen birkısım "kadın" lardan utandım.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Namaz mütevâtir bir ibadettir, Rabbinik Yahudileri ve Suryanilerde hâlâ mevcuttur. Fella, Sella gibi aynı kökten türeyen isimlerle de anlıyorlar.
Yahudilerin namazı nerdeyse Kurandaki farziyyeti kapsayacak kadar bizim namazımıza benziyor. Kurana baktığımızda İbrahim den Hz Meryeme kadar ruk'u secde şeklinde rükunları ike emredilen bir namazdan bahsediliyor zaten
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Mehdi Hayattadır - Zamanın İmamı I Mehmet Şevket Eygi




programın tamamı

Mehmet Şevket Eygi - Ümmet Bilinci
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Aram Ateşyan: Tunceli'nin %90'ı Ermeni






27 Nis 2013 tarihinde yayınlandı

Aram Ateşyan: Türkiye'de 100 bin gizli ermeni var.
Bugün TV de Erkam Tufan ile Analiz programında Ermeni Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan önemli açıklamalarda bulundu. "Türkiye'de 100 binin üstünde gizli Ermeni var" iddiasında bulunan Ateşyan, Tunceli'nin yüzde 90'ının Ermeni olduğunu savundu.
RAM ATEŞYAN: Ben önce Birinci Dünya Savaşı'ndan ele almıyorum. Büyük anne ve babalarımızı ele alırsam onlar 1 milyonun üzerindedir. Son nesilden bahsediyorum artı yüz bin daha var en az bugün yaşayanların annesi babası Ermeni olanlardan bahsediyorum. Annesi babası Ermeni olan ama kendini Müslümanım diye tabir eden, Ermeniceyi bilen, boynunda gizlice haç taşıyan yüz binin üzerinde Ermeni var.

Erkam Tufan Aytav: Yüz bin epey büyük rakam değil mi? bu pek bilinmez, peki sizin onlarla kilise olarak bir bağlantınız var mı?

ARAM ATEŞYAN: Kilise olarak değil ama bireysel olarak var.

Erkam Tufan Aytav: Neden kilise olarak değil, deşifre olmasınlar diye mi?
ARAM ATEŞYAN: Kiliseye geldiği zaman kim olduğunu belli eder, bütün komşuları ne olduğunu anlar ama bazıları cesaret edip kimliğini belirtmese de kiliseye geliyor, ziyaret ediyor. Mesela geçen sene Paskalyayı İstanbul da kutladıktan bir hafta sonra Diyarbakır da ayin yaptım, yaklaşık 400 kişi geldi.

Erkam Tufan Aytav: Bunlar bahsettiğiniz gizli Ermeniler mi?

ARAM ATEŞYAN: Bunun 200'ü saf Müslüman kardeşler 200'ü Ermeni kökenli.

Erkam Tufan Aytav: Ama kripto olanlar, kripto olarak geldiler orada ayine katıldılar, artık kimliğimizi deşifre ediyoruz dediler.
BENİM AKRABALARIM DA KRİPTO ERMENİ

ARAM ATEŞYAN : Ama Hristiyanlığa dönmüyorlar çünkü dönerlerse devlet dairesinde çalışıyorlarsa işten atılacaklar. Komşusu rahatsız edebilir. Bunlar yaşanıyor, benim ailem orada halen Müslüman olarak yaşıyor Diyarbakır Silvan da benim ablamın çocukları var. Bazıları köklerine döndüler. Bunlar 1950'li yıllarda baskıyla müslümanlaştırıldılar. Enişteme eğer Müslüman olmazsan öldüreceğiz seni diyerek Müslüman yaptılar. Ben 1954 doğumluyum ben 4-5 yaşındayken ablam Müslüman olmuştu.

Erkam Tufan Aytav: Gerçek anlamda Müslüman mı olmuştu?

ARAM ATEŞYAN: Gerçek anlamda Müslüman olamaz içini değiştiremezsiniz. Eniştem baskıyla Müslüman oldu ve ablamı da baskıyla Müslüman yaptı. Ablam gizlice hacını da takardı Ermenicede konuşuyordu ama dinini değiştirdi diye herkes tarafından saygıda duyuluyordu.

Erkam Tufan AYTAV : Adını da değiştirdi mi?

ARAM ATEŞYAN : Evet değiştirdi. Eniştem baskıyla Müslüman oldu o da ablamı baskıyla Müslüman yaptı ben Müslüman oldum sende mecbursun Müslüman olmaya dedi kimliğini de değiştirdi.

Erkam Tufan AYTAV : Enişteniz ve ablanız Müslüman olarak kimlik çıkardılar ve çocukların isimleri Ermenice değildi doğru anladım değil mi?

ARAM ATEŞYAN : Kimlik çıkardılar ve Müslüman olarak yaşadılar çocukları da Müslüman olarak yaşadılar. İsimleri de müslüman isimler, torunları da Müslüman oldular. Ne oldu ben onları kaybettim.

Erkam Tufan AYTAV : Aslında kaybetmediniz onlar kalplerinde Hristiyanlar.

ARAM ATEŞYAN : Ne fark eder benim kilisemin üyesi değil vaftiz etmemişim, edemem.

Erkam Tufan AYTAV : Tabi sizde böyle bir problemde var değil mi sizin? Hristiyan inancına göre bir Hristiyanın vaftiz olması zorunlu mudur? Vaftiz olmayan biri Hristiyan olamaz mı? Cehenneme mi gider sizin inancınıza göre yada günah mıdır? Önce vaftizi bir anlayalım?

ARAM ATEŞYAN : Cehenneme gitmez yok öyle bir şey. Şimdi Hristiyan olması için vaftiz olması şarttır.Vaftiz olmayan birini kiliseme alamam.

Erkam Tufan AYTAV : Peki sizin kız kardeşiniz vaftiz olabilmiş miydi?

ARAM ATEŞYAN : Çocukken vaftiz olmuştu. Evlendikten sonra din değişimi oldu.

Erkam Tufan AYTAV : Peki onların çocukları olmadılar.

ARAM ATEŞYAN : Olmadılar, bakın onların 6 çocuğu var bir tanesi döndü, çocukları da döndü döndürdüm Ermeni oldular vaftiz oldular ki bana dayı diyorlar. Diğer 5 tanesi Müslüman olarak yaşıyorlar.





ANADOLU DA 20 ERMENİ AŞİRET KENDİNİ KÜRT OLARAK TANITIYOR




Hemşinli Nine "Biz Ermeniden Dönmeyiz"






Mehmet Şevket Eygi 'Cemevi tartışmasını çıkaranlar kripto Ermeniler'
 
Üst