HER TELDEN !!! MAKALELER (herhangi bir konuda, bir müminin, münafığın, müşriğin, kafirin görüşü)

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
adam haklı...

diyanet-ozellesmelidir-0705151200_m2.jpg


Anti-Kapitalist İslamcı Yazar İhsan Eliaçık Twitter hesabından Diyanet İşleri Başkanlığı'na ilişkin tartışmaya değindi. Eliaçık, "Diyanet özelleşmelidir. TSK'yı bile özelleştirmeyi düşünüyorsunuz da en büyük özel alan olan dini neden devlet tekelinde tutuyorsunuz?"dedi.

Liderler arasında bir süredir Mercedes makam aracıyla başlayan daha sonra da Diyanetin kaldırılıp kaldırılmayacağına kadar süren tartışmaya Anti-Kapitalist İslamcı Yazar İhsan Eliaçık Twitter hesabından katıldı. Eliaçık liderlerin aksine daha net bir öneride bulundu. "Diyanet 1924'de kurulmuş, İslam ise 1400 yıllık bir din, hatta Adem'den beri var. Diyanet'i kaldırınca nasıl dini kaldırmış oluyorsun?" diyen Eliaçık şunları söyledi:
"Diyanet'i kaldırmak demek din üzerindeki devlet bekçiliği ve vekaletini kaldırmak demektir ki tam da bu Kur'an'ın emridir. Diyanet özelleşmelidir. TSK'yı bile özelleştirmeyi düşünüyorsunuz da en büyük özel alan olan dini neden devlet tekelinde tutuyorsunuz? 110 bin cami "salatgâh" olmalı.Eğitim ve dayanışma merkezlerine dönüşmelidir. Sivil guruplar, buralarda her türlü din hizmeti vermelidir. Anadilde ibadet yapılan, ezan okunan camiler de olabilmeli. Cami, cemevi, kilise, havra hepsi eşit görülmeli. Devlet, hiçbirine karışmamalı. Diyanet işleri sivil topluma bırakılırsa dini öğretimde, Kur'an okumalarında, alim ve hatip yetişmesinde patlama yaşanacaktır. 110 bin cami salatgâh olsa mahallelerde aç, yoksul, evsiz kalmayacak, Diyanete de, 27 bin vakıf ve derneğe de ihtiyaç olmayacaktır. Diyanet İslam'a aykırı çünkü din adına bekçilik ve vekalet haram. Laikliğe aykırı çünkü din ile devlet işleri ayrı olmalı. Madem Diyanet hem İslam'a hem laikliğe aykırı, peki nasıl oluyor da şu an Diyaneti hem İslamcılar hem laikler savunuyor?"

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=diyanet-ozellesmelidir-0705151200
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,399
Tepkime puanı
446
Puanları
83
Konum
İstanbul
diyanet işleri başkanı mehmet görmezin 1 trilyonluk mercedes hikayesi hakkında












ilgili videolar:





EDE!Kaynaklarında anlamlı!
İmzan gayet anlamlı başka cevap vermeye gerek yok!!!

"Allah’a ve peygamberine karşı savaşan ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezâsı, ancak (birini öldürmüşlerse, kendilerinin de) öldürülmeleri veya (malını da alarak öldürmüşlerse) asılmaları veya (sâdece mallarını zorla almışlarsa) elleri ile ayaklarının çaprazlama kesilmesi veya (tehdidle insanları korkutmuşlarsa, bulundukları)yerden sürgün edilmeleridir! Bu, onlara dünyada bir rezilliktir, âhirette ise onlar için (pek)büyük bir azab vardır!" (Maide Suresi, 33. ayet)
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,399
Tepkime puanı
446
Puanları
83
Konum
İstanbul
adam haklı...

diyanet-ozellesmelidir-0705151200_m2.jpg


Anti-Kapitalist İslamcı Yazar İhsan Eliaçık Twitter hesabından Diyanet İşleri Başkanlığı'na ilişkin tartışmaya değindi. Eliaçık, "Diyanet özelleşmelidir. TSK'yı bile özelleştirmeyi düşünüyorsunuz da en büyük özel alan olan dini neden devlet tekelinde tutuyorsunuz?"dedi.

Liderler arasında bir süredir Mercedes makam aracıyla başlayan daha sonra da Diyanetin kaldırılıp kaldırılmayacağına kadar süren tartışmaya Anti-Kapitalist İslamcı Yazar İhsan Eliaçık Twitter hesabından katıldı. Eliaçık liderlerin aksine daha net bir öneride bulundu. "Diyanet 1924'de kurulmuş, İslam ise 1400 yıllık bir din, hatta Adem'den beri var. Diyanet'i kaldırınca nasıl dini kaldırmış oluyorsun?" diyen Eliaçık şunları söyledi:
"Diyanet'i kaldırmak demek din üzerindeki devlet bekçiliği ve vekaletini kaldırmak demektir ki tam da bu Kur'an'ın emridir. Diyanet özelleşmelidir. TSK'yı bile özelleştirmeyi düşünüyorsunuz da en büyük özel alan olan dini neden devlet tekelinde tutuyorsunuz? 110 bin cami "salatgâh" olmalı.Eğitim ve dayanışma merkezlerine dönüşmelidir. Sivil guruplar, buralarda her türlü din hizmeti vermelidir. Anadilde ibadet yapılan, ezan okunan camiler de olabilmeli. Cami, cemevi, kilise, havra hepsi eşit görülmeli. Devlet, hiçbirine karışmamalı. Diyanet işleri sivil topluma bırakılırsa dini öğretimde, Kur'an okumalarında, alim ve hatip yetişmesinde patlama yaşanacaktır. 110 bin cami salatgâh olsa mahallelerde aç, yoksul, evsiz kalmayacak, Diyanete de, 27 bin vakıf ve derneğe de ihtiyaç olmayacaktır. Diyanet İslam'a aykırı çünkü din adına bekçilik ve vekalet haram. Laikliğe aykırı çünkü din ile devlet işleri ayrı olmalı. Madem Diyanet hem İslam'a hem laikliğe aykırı, peki nasıl oluyor da şu an Diyaneti hem İslamcılar hem laikler savunuyor?"

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=diyanet-ozellesmelidir-0705151200
Boşuna dememişler lafa bakalım laf mı diye bir de söyleyene bakalım adam mı diye !Sözü söyleyenin adamlığı ortada haklı diyenin kafa yapısı ortada !!İşin yoksa pirincin taşını ayıkla demeye gerek bile kalmıyor!!!
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,399
Tepkime puanı
446
Puanları
83
Konum
İstanbul
------------------------------------------------------------------------------------
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
hergün yeni birşeyler ortaya çıkıyor... metiner ve akdoğan 1993 de neler yazmış neler...


diyanetle-ilgili-oyle-bir-sey-yazmislar-ki...-0705151200_m2.jpg



CNN TÜRK'te "Ne Oluyor?" programında Şirin Payzın'ın konuğu olan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, HDP'nin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılması ile ilgili sözleri üzerinden yapılan eleştirilere yanıt verdi.
Altan Tan, 1993 yılında çıkan "Yeni Zemin" adlı dergideki AKP Milletvekili Mehmet Metiner'in "devlet dinden elini çekmeli" ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın "Dinin özgürleşme talebi" yazılarını göstererek sert eleştirilerde bulundu.
DİYANET'İN KALDIRILMASINI İSTEMİŞLER
Metiner ve Akdoğan, meğer 1993'te kaleme aldıkları yazıda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kaldırılmasını ve dinin özerkleşmesini talep etmiş.
Öyle ki AKP'li isimler Diyanet'in tamamen çekilmesini, her isteyenin kendi camisini kurmasını ve kendi imamını atamasını istemiş.
Altan Tan ayrıca Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'i de din konusunda tartışmaya davet ederek "Hodri Meydan" çağrısında bulundu.
İşte o görüntüler:

Odatv.com


kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=diyanetle-ilgili-oyle-bir-sey-yazmislar-ki...-0705151200
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
ehli kitap olanların dikkatine..

"a son of god" ile "the son of god" arasındaki fark... @mesihci

Edip Yüksel (T) Taner Eon Lopez ile Hristiyanlık üzerine söyleşi
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
İfrat-Tefrit Tutumlar Arasında Hadis


Özellikle “Üçaylar” gibi belli zaman dilimlerinde bir kısım hadislerin dolaşıma girmesi vaka-yı adiye haline geldi maalesef. Bu ayların faziletleri, bu aylardaki belli gecelerde namaz kılmanın sevabı, kılınacak namazın hususiyetleri… ile ilgili birçok rivayet “Resulullah (s.a.v) buyurdu ki…” denilerek naklediliyor.Öte yandan “Hadis” dendiğinde adeta kimyası bozularak kırmızı görmüş gibi davranan bir kısım çevreler de bu durumu bahane ederek Hadis/Sünnet alanına salvo atışına geçiyor. Bu ümmet bu iki uçtan birine mahkûm mudur? Bu işin bir ortası, bir hakikati yok mudur?Elbette vardır. Mesele önyargılarımızdan sıyrılma ve her ilmi ehline havale etme dirayetini gösterebilmekte…Üçaylar ve kandillerle ilgili olarak kitaplarda ne bulduysa “hadis” diye nakledenler, tutumlarını garantiye alabilmek için tehlikeli bir söyleme başvuruyor ve “Bakın bu hadisi İmam Gazzalî kitabına almış. Sen buna “uydurma” dersen onu yalancılıkla itham etmiş olursun. Ahirette İmam Gazzâlî gibi bir veliyle hasımlaşmak ne büyük felakettir!..” türünden tehditler savuruyor. Bundan daha tehlikelisi, bir kısım kitaplarda “Kime Allah’tan bir (amelin) fazilet(iyle ilgili bir haber) ulaşır, o da kendisine ulaşan o faziletle amel ederse, o fazileti ona nakleden kişi yalancı bile olsa Allah ona o amelin sevabını verir”[1] tarzında nakledilen bir rivayeti delil getirerek insanları sahih-uydurma demeden ellerine geçen her rivayetle amel etmeye teşvik edenlerin aymazlığı.
Hemen belirtelim ki bu rivayetin senedinde bulunan Ebû Ma’mer Abbâd b. Abdissamed el-Basrî hakkında İmam el-Buhârî “münkeru’l-hadis’tir” demiştir. Ehlince malumdur ki İmamel-Buhârî, “Kimin hakkında münkeru’l-hadis’tir” demişsem, ondan rivayette bulunmak helal değildir” demiştir.[2]Yine bu rivayetin senedinde bulunan Muhammed b. el-Kasım el-Muhâribî, Eb.u’l-Hasen b. Hammâd, el-Hâris b. el-Haccâc isimli raviler de muhtelif açılardan cerh edilmiş kimselerdir.[3]Bir yanda Efendimiz (s.a.v)’in, Kim benim üzerimden bilerek yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın” tarzındaki tüyler ürperten tehdidi ve “Kim bizim emrimize (hükmümüze) dayanmayan bir amel işlerse, o amel merduttur” tarzında sahih hadisler, diğer yanda uydurmaya uydurmayla getirilen deliller!!
İmam Takiyüddîn İbn dakik el-Iyd şöyle der: “Mâlikîlerden bir zat regaib gecesi namaz kılan bir cemaatle, haram fiiller işleyen bir grup görmüş, haram fiiller işleyenlerin durumunun, namaz kılanlardan daha iyi olduğuna hükmetmiş. Zira haram fiil işleyenler yaptıkları işin farkındadırlar ve tevbe etme ihtimlleri mevcuttur; diğerleri ise yaptıkları işin taat olduğuna inandıkları için tevbe etmeleri de söz konusu değildir.”[4]Hadis alimleri bir hadise “uydurma” dediğinde, onu eserine almış kimseyi değil, uyduranı itham etmiş olurlar. Onu eserine alan kişi bunu çeşitli sebeplerle yapmış olabilir, hatta bundan mazur da görülebilir. Ama o rivayetin uydurma olduğu ortaya çıktıktan sonra sırf bu alim bunu eserine almıştır diye rivayetin üstüne kapanmaya devam etmek, Efendimiz (s.a.v)’in tehdidine muhatap olmayı da beriberinde getirecektir. Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.İnsanları uydurma hadisten sakındırmak yerine, uydurma hadisle amele teşvik etmek, ancak ahir zamanda görülebilecek bir garabet olsa gerek. Bunu yapanlar, “ben kaynağını veriyorum” diyerek bu işin sorumluluğundan kurtulabileceklerini sanıyorlarsa fena halde yanılıyorlar.29 Nisan 2015 – Vahdet Gazetesi

kaynak:
https://ebubekirsifil.com/ifrat-tefrit-tutumlar-arasinda-hadis-vahdet-gazetesi/







Ebubekir Sifil'in Açıklamasına Reddiye






not: kişisel görüşümüz. cübbeli ahmet, ebubekir sıffil e ilmi cevap verememiş. ancak zaman doldurmuş. ebubekir sıffil bu konuda haklıdır.


ebubekir sıffil in twitter hesabındaki cevabı:

"Cübbeli Ahmet'in tv'sinden bana "reddiye" diye söylediği sözler, sadece foyası ortaya çıkmış adam psikolojisinin ifrazatı. Zamanla geçer. "

"İzleyebildiğim kısımlarının eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. Ciddiye alıp cevap vermeyi düşünmüyorum."

https://twitter.com/EbubekirSifil/status/594901972832165889



cübbeli ahmet ne müçtehiddir, ne de müceddid. öyle bir kapı açıyor ki, bu kapıdan kimler kimler geçer ... farkında değil. cübbeli ahmet bize "bidat" nedir??? bir açıklasın da öğrenelim.

imam rabbani elfi sani hazretlerinin (cübbeli ahmetin, aşağıdaki mektubu okuyup/hatırlayınca imam rabbani hazretlerinin ruhaniyetinden özür dileyeceğini tahmin ediyoruz. aynı yolla (tv) özrünü beyan etmelidir.) 255. mektubunu okuması için buraya ekliyoruz.;


"255. MEKTUPBu mektûb, molla Muhammed Tâhir-i Lâhorîye yazılmışdır. Sünnet-i seniyyeyi her yere yaymağı ve bid’atleri yok etmek lâzım olduğunu bildirmekdedir:Allahü teâlâya hamd olsun ve Onun seçdiği sevdiği iyi insanlara selâm olsun! Hâfız Behâeddîn ile göndermiş olduğunuz kıymetli mektûb geldi. Bizleri çok sevindirdi. Ne büyük ni’metdir ki, yanınızda olanlar ve sevdikleriniz, bütün gücleri ile, Resûlullahın sünnetlerinden bir sünneti diriltmeğe çalışmakdadırlar ve bütün varlıkları ile, kötü ve beğenilmeyen bid’atlerden bir bid’ati yok etmeğe uğraşmakdadırlar. Sünnet ile bid’at, birbirlerinin zıddıdır, tersidir. Birinin bulunduğu yerde, ikincisi bulunamaz, gider. Birini diriltmek, ötekini yok etmekdir. Sünneti diriltmek, bid’ati yok eder. Bid’ati diriltmek de, sünneti yok eder. İster hasene, ya’nî güzel desinler, ister seyyie, çirkin desinler, her bid’at, sünneti yok eder. Belki, bir bakımdan güzel denilmiş olabilir. Hiçbir bid’atin kendisi güzel olamaz. Çünki Allahü teâlâ, sünnetlerin hepsini beğenir. Sünnetlerin zıddı ise, şeytânın beğendiği şeylerdir. Bugün, bid’atler, her yere yayılmış olduğundan, bu sözümüz çok kimseye ağır gelir. Fekat, âhıretde, hangimizin doğru olduğunu anlıyacaklardır. İşitdiğimize göre, hazret-i Mehdî, hükûmet sürdüğü zemân, dîni yayarken ve sünneti diriltirken, bid’at işlemeğe alışmış olan Medînedeki âlim, bid’ati güzel sandığı ve ibâdet olarak yapdığı için, hazret-i Mehdînin emrlerine şaşarak, (Bu adam, bizim dînimizi yok etdi ve milletimizi öldürdü) diyecekdir. Hazret-i Mehdî “rahmetullahi aleyh” bu âlimi öldürecekdir. Onun güzel sandığı bid’atin, kötü olduğunu bildirecekdir. Bu, Allahü teâlânın ni’metidir. Dilediğine verir. Onun ihsânı çokdur. Size ve yanınızda olanlara selâm ederim. Çok unutkan oldum. Mektûbunuzu kime verdiğimi hâtırlıyamıyorum. Süâllerinize cevâb veremediğim için afvınızı dilerim. Meyân şeyh Ahmed-i Garmelî, sevdiklerimizdendir. Size yakındır. Kendisine teveccüh buyurunuz!"

not: cübbeli ahmet derse ki; "ben imam rabbaniyi takmam, bu konuları ondan daha iyi bilirim" biz o zaman sükut ederiz.



Ebubekir Sifil - Cübbeli Ahmet Hoca'nın İddialarına Cevap - I
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
diyanet işleri başkanı mehmet görmezin 1 trilyonluk mercedes hikayesi hakkında












ilgili videolar:






maxresdefault.jpg


zaman yazarı ahmet kurucan dan mehmet görmeze açık mektup:

Mehmet Görmez’e açık mektup


Sayın Başkan!




7 yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’nda şerefle çalışmış birisi olarak bu yazıda dile getirdiğim düşünceleri seslendirme hakkım olduğu kanaatindeyim. Gerçi 17/25 Aralık’tan bugüne değişik vesilelerle kaleme aldığım yazılarda ve sosyal medyadaki paylaşımlarımda çok şeyler söyledim. Ama 1 milyon liralık Mercedes, lojmanınızın jakuzili lüks donatımının ön plana çıkartıldığı yoğun tartışma ortamında en azından tarihe not düşmek amacıyla bu açık mektubu yazma ihtiyacı hissettim.


Sayın Başkan


Diyanet’in kurumsal kimliği ve Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana eda etmiş olduğu fonksiyondan bağımsız olarak… Cümlemi tamamlamadım çünkü bu yarım cümlede dile getirilen meselenin çok kapsamlı ve çok derin bir şekilde incelemelere, araştırmalara, master ve doktora tezlerine konu olması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla aşağıdaki düşüncelerim mevcut Diyanet yapısını olduğu gibi kabul -kabul tasdik anlamına gelmez- ederek diyorum ki; Diyanet tarihinin hiçbir döneminde bu dönemde olduğu kadar yıpranmadı ve itibar kaybına uğramadı. Tahmin edeceğiniz gibi yıpranma ve itibar kaybı Türkiye siyasetinde cereyan eden hadiselere bağlı olarak almış olduğunuz hem şahsi hem de kurumsal pozisyonunuzla alakalı. Almış olduğunuz dedim ama almadığınız, almak istemediğiniz, almaya cesaret edemediğiniz pozisyon demem belki daha doğru olurdu.


Birkaç misalle hem hafızanızı tazelemeye yardım edeyim hem de ne demek istediğimi daha da belirginleştirmiş olayım. Ahizenin bir ucundaki zat, sihirli ‘montaj’ kelimesinin arkasına saklanıp ret ve inkar etse de diğerinin kabullendiği Kutsal Kitabımıza “Bakara-makara” denilerek yapılan hakaret karşısında hâlâ iki kelime açıklama yapmadınız.


TV ekranlarında fani bir beşer için söylenen “Allah’ın ezeli ve ebedi vasıflarını üzerinde taşıyan lider” türü her tarafından şirk kokan beyanlar karşısında suskun kaldınız.


Bir kudsi hadise gönderme yapılarak ‘Rahmetimiz gazabımızı geçmiştir.’ sözlerini duymadınız.


‘Yolsuzluk hırsızlık değildir.’ fetvalarına mukabelede bulunmadınız.


17 Aralık’tan bu yana başkanlığınızın imzasını taşıyan 150 hutbede ‘Devlet Sevgisi’ temasını ‘Allah sevgisi’ temasından daha fazla işlediniz.


Kur’an’ın seçim meydanlarında siyasete alet edilmesine karşı görmez bir tavır takındınız. Daha devam edebilirim ama tatvil-i kelamda bulunmak istemiyorum. Hatırlamak ve hatırlatmak kafi. Halbuki tabandaki beklentiler çok daha farklıydı.


Sayın Başkan


Gözlemlerime dayanarak üzülerek ifade ediyorum ki Mercedes ve Jakuzi meselesi yukarıda hatırlattığım şeylerin hepsinin üzerine tüy dikti. “Yanlış olduğundan değil ama…” diyerek “ibret-i alem” mi yoksa “ibret-i âlem” mi olduğunu tam anlayamadığım bir açıklama ile Mercedes’i iade etmeniz, Mercedes haberini yapan gazeteye açtığınız manevi tazminat davasındaki ‘yasal faizi ile birlikte tahsil’ sözleriniz yıpranma ve itibar kaybında zirveye ulaşmanıza vesile oldu.


Şahsınız adına böylesi bir yıpranmayı göze almış olabilirsiniz ama Diyanet İşleri Başkanlığı kurumunun yıpratılmasına hakkınız yoktu Sayın Başkan. Hâlâ da yok ve yarın da olmayacak. Şahsınızın yıpranması ile son bulma ihtimali bulunan tavırları takınmanız son tahlilde sizin yapmış olduğunuz iradi ve şuurlu tercihtir. Bu tercihin halkta bir karşılığının olacağını görmemiş olabileceğinizi aklımın ucundan bile geçirmem. Onun için bu şuurlu tercihin müspet veya menfi karşılığını elbette görürsünüz ve nitekim görüyorsunuz da. Fakat hasbelkader başkanlık yaptığınız kurumda çalışan 120 bin insanın itibarını siz temsil ediyorsunuz ve işte onların itibarıyla oynamaya hakkınız yok.


Sayın Başkan


Lütfen dönün ve görevlilerinize sorun; onlardan birçokları cami önünde, sokak içinde, mahalle arasında vatandaşın ‘Hırsızlık haram değil mi? Öyleyse neden iki kelime etmiyorsunuz?’ gibi basit bir soruya bile cevap vermekten kaçınır hale geldiler. Hatta denilenler doğruysa imani bir insiyakla, vicdani bir muhasebeyle yolsuzluğun hükmüne dair açıklamalar yapan ya da daha genel manada dinin siyasetle olan ilgisine yönelik konuşmalarda bulunanlara karşı soruşturma, disiplin cezası, tayin, meslekten ihraç gibi uygulamalara imzalar atılıyormuş. Eğer doğruysa dedim. Evet, eğer bunlar doğruysa vah ki vah! Anadolu’da bu türlü durumlar için ‘Ölmüşüz de ağlayanımız yok!’ denir.


Olmadı Sayın Başkan, olmadı! Başarı ile götürdüğünüz akademik kariyerinizi Diyanet işlerinde pratikle süsleyebilecek iken çok farklı bir tercihte bulundunuz. Daha önce yazdım; bir kez daha yazayım; alimlerin sultanı olma yerine sultanların alimi olmayı tercih ettiniz ama son Mercedes tartışmalarında ‘Ya Mehmet Hocam, sen niye sattırıyorsun, o Mercedes’in fiyatı ne ya!’ çıkışlarına bakınca çok işe yaramış gözükmüyor. Halbuki dinimizin ortaya koymuş olduğu temel değerlere dayanarak Efendimiz’in (sas) pratik hayatını örnek alarak, tarihi gelenekteki doğru örnekleri taklit ederek Yavuz’un yanında Zenbilli Ali Efendi, Kanuni’nin yanında Ebussuud Efendi olabilirdiniz. Bu tarihi fırsatı ne yazık ki kaçırdınız. Siz belki şöyle düşündünüz; ortada bir Yavuz, bir Kanuni yok ki ben de Zenbilli veya Ebussuud olayım. Belki haklısınız. Ama olsun. Siyasetçiler Yavuz, Kanuni olmasa da siz Emevi zulmünü onaylamamak için Adalet Bakanlığı teklifini reddeden ve bu ret sebebiyle ömrünü hapishanelerde tamamlayan İ. Azam’ların izinde gidebilir, milletin gönlüne taht kurar ve tarihe de böyle kaydedilirdiniz.


Yanlış anlamayın; yazdıklarımda şahsınıza bir hakaret yok Sayın Başkan. Sadece bulunduğum yerden, baktığım perspektiften gördüğüm bir manzarayı size resmetmek ve özellikle kurumun ve görevlilerinizin itibarlarını koruma noktasındaki sorumluluğunuza dikkat çekmek istedim. Kitaplarını bastığınız Bediüzzaman gibi ‘Sırtımdaki akrebi gösterene rahmet’ demenizi beklerim.


Saygılarımla…

kaynak:
http://www.zaman.com.tr/ahmet-kurucan/mehmet-gormeze-acik-mektup_2294320.html



not: ahmet kurucanı sevmeyiz, ama doğruya doğru yani...
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Türkiye Cumhuriyeti'nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren Öldü...




not: "cahil bir türlü olmaz, okumuşda cahil vardır..." doğru söze ne denir.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
ucaylar1.jpg



İlhan Armutçuoğlu Efendi Hazretlerinden Fethullah Gülen'e



Görüntüler kıblede..havraya kiliseye nâzik kelâm ediyor..
Hakka da'vet için mi ?.Papa ile el ele..endişeler veriyor..
Müsbet gidişe karşı, ben yoksam sen de yoksun !.kirli kalemler ile..
Feryâtları gündemde, her şey gözler önünde, rengini sergiliyor...


21.12.2013


Kendine göre niyetlerini fikirlerini belli bir müddet gizleyebildin..
Destekler aldın, menşei kirli paralar buldun, taraftâr da var, hayli yükseldin!.
İlâhî rızâ yoksa çizginde, nefsin esîri, ben!. ben!. diyenler yollarda kaldı..
Kirli kalbinde gizlediklerin Allah'a ma'lûm, nerede idin, nereye geldin...


Muhterem İlhan Efendi


Müsbet gidişe dur diyen vardır, bugün de vardır, yarın da vardır..
Dünyâ durdukça fitneci durmaz, cibilliyyet o.. az değil vardır!..
Hakka tam teslîm yiğitler varsa, sadece zırlar gördüğün gibi..
Geçti o yıllar, gerçek yiğitler bugün de vardır, yarın da vardır...


Hazretin sitesi:

http://ilhanarmutcuoglu.com/

Sitesinde var şiirleri, sohbetleri ve düşünceleri..

Olduğu gibi görünenlerden, gerçek rengiyle yürüyenlerden eyle bizleri Yüce Rabbimiz!..
Müsbet gidişe dur!. diyenlerden, menfaatçiden, yiyicilerden eyleme bizi Yüce Rabbimiz!..
Açık pazarda rey satanlardan, en yamuklarla gol atanlardan etmedin Yâ Rab!. şükürler olsun..
Son nefese dek istikâmette, Habîbüllâhın nurlu yolunda, dâim kıl bizi Yüce Rabbimiz...


Yolun büyükleri ile beraberdik, dün yatsı sonrası ve bugün sabah namazı akabinde. Bizde siyaset konuşulmaz. Siyaset asla yoktur. Lakin yolun iki büyüğü de demeden edemediler ve istikrarımızı korumamız gereğinden bahsettiler. Cemaatin tabanında hizmet ehli kardeşlerimiz vardır, onları kırmayalım ve asla cemaat kavgasına girmeyelim, yukarıdakilerin hataları uğruna onları harcamayalım dediler. 50'li li yıllardan, o zamanın şartlarından ve hangi durumlardan nasıl bir duruma geldiğimizden bahisle, bu operasyonun yolsuzluk operasyonu da olsa, neticeleri ile kazanımlara darbe anlamı taşıdığından bahsettiler. Ve İlhan Efendi'nin şiirleri ortada.

Rabbim Gülen cemaatine de insaf versin, onları hataları yollarından döndürsün. Zira çok sayıda güzel ve temiz insan var cemaatte, inşaallah onlara bir zarar gelmeden bu fitne biter.
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
diyanet işleri başkanı mehmet görmezin 1 trilyonluk mercedes hikayesi hakkında












ilgili videolar:








bugun-bindigi-mercedesi-bir-tek-odatv-goruntuledi--1405151200_m2.jpg



Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, milyonluk Mercedes S500 4matIc L VISION makam aracını iade etti. Peki Görmez şu an hangi araca biniyor? Odatv, Görmez'i bugün Ankara Esenboğa Havalimanı'nda arabasıyla yakaladı. Görmez'in şu an bindiği araç Mercedes S350. İade edilen kadar olmasa da Mercedes S350 de piyasanın değerli araçlarından biri.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Mercedes S500 4matIc L VISION makam aracını tepkiler üzerine iade etmişti. 1 milyon 006 bin 641 lira 64 kuruş olduğu ortaya çıkan aracı Diyanet İşleri Başkanı'nın kullanması kamuoyu tarafından çok konuşulmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise iade edilen araçla ilgili ise "Benim bilgim olsa, ben derdim ki Mehmet hocam ne yapıyorsun, niye satıyorsun? Senin bineceğin Mercedes’in fiyatı ne ya, gazetelerin attığı manşetlere niye bakıyorsun?'' ifadelerini kullanmıştı.
Görmez'in iade ettiği araç yerine kullandığı aracı bugün Odatv görüntüledi.
GÖRMEZ’İN ŞİMDİKİ ARACI 500 BİN LİRA CİVARINDA
Ankara Esenboğa Havalimanı'na bugün sabah saatlerinde gelen Görmez VIP'den geçerken, Görmez'in Mercedes S350 araçtan indiği görüldü. Görmez'in iade ettiği araç kadar olmasa da Mercedes S350 de lüks araç sınıfında bulunuyor. Bugün üretilen üst modelleri piyasada 700 bin liraya satılan Mercedes S350 serisinin Görmez'in de kullandığı 2010 model ikinci elleri piyasada 300 bin lira civarında alıcı buluyor. Görmez'in aracının 2010 yılındaki sıfır haliyle ederinin bugünkü karşılığının 500 bin lira civarında olduğu tahmin ediliyor.
Kısacası Görmez Mercedes S500'den indi ama bir din adamı olarak yine sade bir araca binmedi.
İşte o aracın Odatv objektifinden fotoğrafları:
merce1.jpg

merce2.jpg

merce3.jpg

merce4.jpg

Caner Taşpınar

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=bugun-bindigi-mercedesi-bir-tek-odatv-goruntuledi--1405151200
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Aram Ateşyan: Tunceli'nin %90'ı Ermeni




not: sözümüz ermeni vatandaşlarımıza değildir. sözümüz kripto ermenileredir....



anneme-ve-babama-bir-sozum-vardi-onlari-ermeni-mezarligina-gomecektim-1505151200_m2.jpg



Tunceli'de Ermeni kimliğini bugüne kadar gizleyen 12 kişi, Yeşilköy Surp Istepanos Kilisesi’nde düzenlenen vaftiz töreninin ardından Hıristiyan oldu.
Agos gazetesinden Miran Manukyan'ın haberine göre, Tunceli'de, bugüne kadar Ermeni kimliğini gizleyen ve Müslüman gibi yaşayan bazı Ermeniler, ‘kimliğe dönüş’ için adım atmaya başladı. Tuncelili Ermeniler, bu amaçla, son dönemde, Ermeni kiliselerinde toplu vaftizlerle Hıristiyan olmaya başladı.
Kilise öğretilerinin ve Hıristiyan inancına ilişkin bilgilerin aktarıldığı altı aylık eğitimin ardından, son olarak 12 kişi daha, toplu vaftiz ayiniyle Hıristiyanlığa adım attı. 9 Mayıs Cumartesi günü Yeşilköy Surp Istepanos Kilisesi’nde düzenlenen vaftiz töreninin ardından Hıristiyan olan Tuncelililer arasında yer alan iki evli çift için dinî nikâh töreni de yapıldı.
YENİ YAŞAM
Peder Dırtad Uzunyan’ın yönettiği vaftiz ayinine Başepiskopos Aram Ateşyan riyaset etti. Hıristiyan olmaya karar veren Tuncelili Ermenilerin vaftiz babalığını ise Nazar Binatlı, Pakrat Estukyan, Boğos Çolak, Kamer Karataylı ve Hagop Altınkaya üstlendi.
12 Tuncelili, ‘kutsal müron yağı’yla meshedildi ve Karin, Derev, Naira, Lia, Arev, Arşaluys, Kristin, Hovnan, Rupen, Hovannes Minas, Lusin Mane ve Minas isimlerini aldı.
Boğos-Sırpuhi Çolak ve Hovannes-Lusin Çolak çiftleri, vaftizin ardından dinî nikâh töreni gerçekleştirdi.
Vaftiz olan bazı Ermeniler şunları söyledi:
AREV: ‘ARTIK ÖZÜMÜZE KAVUŞUYORUZ’
“Bize hakaret edenlere karşı kendimi savunabilmenin özgürlüğünü yaşıyorum. Bugün dünyanın en mutlu insanıyım. Yıllarca, çalıştığım iş yerinde Ermenilere çok büyük hakaretler edildi, işten atılma korkusuyla sesimi çıkaramadım. Bundan sonra haçımı boynuma asacağım. Çocukluğumuzdan beri bugünün hayalini kuruyorduk. Artık özümüze kavuşuyoruz.”
HOVANNES MİNAS: ‘VAFTİZ OLMAK İÇİN YOLA ÇIKTIĞIMIZDA ÜÇ KİŞİYDİK’
“Benim için çok mutlu bir gün. Hem vaftiz oldum, hem de dinî nikâhım yapıldı. Bu mutluluk tarif edilemez. Biz hiçbir zaman dinimizi unutmadık. Artık özgürce yaşayacağız. Anneme ve babama bir sözüm vardı, onları Ermeni mezarlığına gömecektim, o sözümü de tutabildim. Vaftiz olmak için yola çıktığımızda üç kişiydik, sonra sayı 12’ye çıktı. Çok mutluyuz.”
HOVNAN: ‘PATRİKHANE’NİN HAÇINI BOYNUMDA TAŞIYACAĞIM’
“Çok heyecanlıyım. Hıristiyan olmak için hepimiz eğitim aldık. Başepiskopos Aram Ateşyan’la tanışmak da güzeldi. Bize Patrikhane tarafından hediye olarak verilen haç da çok anlamlı, bu haçı bir ömür boyu boynumda taşıyacağım. Önceden bu konuda kendimi savunamazdım, şimdi savunabileceğim. Artık çok daha özgürüm, herkese özgürce kimliğimi açıklayabileceğim.”
KRİSTİN: ‘ÖZGÜRCE ‘BEN HIRİSTİYAN’IM’ DİYEBİLİRİM’
“Kendimi harika hissediyorum. Uzun zamandır bugünü bekliyordum. Artık kimliğimi gizlemek zorunda değilim. Özgürce ‘Ben Hıristiyan’ım’ diyebilirim. Ermeni toplumunda da arkadaş çevremde, vaftiz olmadığım için zaman zaman dışlandığımı hissediyordum ama bu özgürleşme, yaşadığım bu eksikliği de ortadan kaldıracak.”


kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=anneme-ve-...lari-ermeni-mezarligina-gomecektim-1505151200



not: türkiyede sayıları 3 milyonu bulan "kripto ermeni" olduğu iddia ediliyor. tehlikenin farkındamısınız.!!! (inancını açıkça yaşayan ermeni yurttaşlarımızı tenzih ederiz.)
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
bakalım diyanet "camide protokol" haberine ne diyecek?

yahu bunlara.... yahu bunlarda... yahu bunları... :)


allahin-evinde-kirmizi-seritli-protokol-1705151200_m2.jpg


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa'nın Akhisar İlçesi'ndeki Hilaliye Kuran Kursu'ndan mezun olan 85 öğrenci için düzenlenen törene katılıp Şahinbey Camii'nin açılışını yaptı. Cami içerisinde kırmızı şeritler çekilip protokol oluşturulması dikkat çekti.
Akhisar'da Hilaliye Eğitim Vakfı'nın Projesi kapsamında iki yıl önce temeli atılan, 30 dönümlük arsa üzerinde tasarlanan Hilaliye Külliyesi içindeki Şahinbey Camii'nin açılışı ile 85 öğrencinin hafızlık merasimi yapıldı. Düzenlenen törene Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın yanı sıra Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, AKP Manisa milletvekilleri Hüseyin Tanrıverdi, Uğur Aydemir ve Muzaffer Yurttaş, Manisa İl Müftüsü Sinan Cihan ile çok sayıda davetli katıldı. Hilaliye Kur'an Kursu'ndan mezun olan 85 öğrenci için düzenlenen törenle camide ibadete açıldı.
CAMİ İÇİNDE PROTOKOL!
Cami içerisinde törende, kırmızı şeritler çekilip protokol oluşturulması dikkat çekti. Bülent Arınç ve AKP milletvekillerinin protokolde yer aldığı törende, vatandaşlara ise kırımızı şeridin arka kısmında yer verildi.
MURSİ İÇİN DUA
Hafızlık merasimi öncesi konuşan Bülent Arınç, külliye için başlatılan çalışmalardan bahsetti. Hafızlık merasimine katılan gençler için övgü dolu sözler sarf eden Arınç, iki yıl önce çalışmalara başlanılan külliyenin en azından cami bölümünün bitirilmesinin sevincini yaşadığını söyledi. Mısır mahkemesinin hakkında idam kararı verdiği Muhammed Mursi için de dua eden Arınç, şunları söyledi:
"Rabbim Mursi'ye yardım etsin. Onun arkadaşlarına yardım etsin. Firavunlara, zalimlere rabbim fırsat vermesin. Onları kahhar ismiyle kahreylesin. İslam aleminin içinde bulunduğu sıkıntıları, dertleri, birbirlerine düşme hallerini, çatışmaları, kavgaları görmek bizi çok üzüyor."

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=allahin-evinde-kirmizi-seritli-protokol-1705151200
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
biraz da gülelim...


muhammed-erol-istanbuli-sahte-peygamber2.jpg


verdiği hümlerle harama helal diyen biri: 'Muhammed Erol İstanbuli'

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Can Dündar: Atatürk sadece KURAN'la değil, bütün din kitaplarıyla mücadele etti!
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
RAB edinmek, helale haram harama da helal diyenlere tabi olmaktır - Mehmet Emin AKIN
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
bugun-bindigi-mercedesi-bir-tek-odatv-goruntuledi--1405151200_m2.jpg



Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, milyonluk Mercedes S500 4matIc L VISION makam aracını iade etti. Peki Görmez şu an hangi araca biniyor? Odatv, Görmez'i bugün Ankara Esenboğa Havalimanı'nda arabasıyla yakaladı. Görmez'in şu an bindiği araç Mercedes S350. İade edilen kadar olmasa da Mercedes S350 de piyasanın değerli araçlarından biri.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Mercedes S500 4matIc L VISION makam aracını tepkiler üzerine iade etmişti. 1 milyon 006 bin 641 lira 64 kuruş olduğu ortaya çıkan aracı Diyanet İşleri Başkanı'nın kullanması kamuoyu tarafından çok konuşulmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise iade edilen araçla ilgili ise "Benim bilgim olsa, ben derdim ki Mehmet hocam ne yapıyorsun, niye satıyorsun? Senin bineceğin Mercedes’in fiyatı ne ya, gazetelerin attığı manşetlere niye bakıyorsun?'' ifadelerini kullanmıştı.
Görmez'in iade ettiği araç yerine kullandığı aracı bugün Odatv görüntüledi.
GÖRMEZ’İN ŞİMDİKİ ARACI 500 BİN LİRA CİVARINDA
Ankara Esenboğa Havalimanı'na bugün sabah saatlerinde gelen Görmez VIP'den geçerken, Görmez'in Mercedes S350 araçtan indiği görüldü. Görmez'in iade ettiği araç kadar olmasa da Mercedes S350 de lüks araç sınıfında bulunuyor. Bugün üretilen üst modelleri piyasada 700 bin liraya satılan Mercedes S350 serisinin Görmez'in de kullandığı 2010 model ikinci elleri piyasada 300 bin lira civarında alıcı buluyor. Görmez'in aracının 2010 yılındaki sıfır haliyle ederinin bugünkü karşılığının 500 bin lira civarında olduğu tahmin ediliyor.
Kısacası Görmez Mercedes S500'den indi ama bir din adamı olarak yine sade bir araca binmedi.
İşte o aracın Odatv objektifinden fotoğrafları:
merce1.jpg

merce2.jpg

merce3.jpg

merce4.jpg

Caner Taşpınar

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=bugun-bindigi-mercedesi-bir-tek-odatv-goruntuledi--1405151200


709554.jpg



Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep’te, Şehitkamil Belediyesi tarafından yaptırılan Aydınlar Oto Sanayi Sitesi’nin açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Mehmet Şimşek, muhalefetin, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan parayı eleştirdiğini anımsatarak harcanan paranın Türkiye’nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını kaydetti. Devlet kurumlarındaki araçlara yönelik konuşan Şimşek, şunları söyledi: "Araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor.

"TAŞ ÇATLASA 2 BİN GENEL MÜDÜR VAR"

Taş çatlasa 2 bin genel müdür var. Hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız Türkiye’nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez. Bakın 2014 yılında Türkiye’deki bütün araçların satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı ve yakıtı 3 milyar 300 milyon liradır. Türkiye’nin bütçesi 473 milyar liradır.

"VİZYON YOK, PROGRAM YOK..."

Binde 7’de bahsediyoruz. Bakın, şu anda bütün siyaset indirgenmiş, binde 7’ye indirgenmiş. Niye? Çünkü vizyon yok, program yok, proje yok. Kusura bakmayın bunları söylemem lazım, çünkü programları olsa, vizyonları olsa bunları konuşurlardı. Gelip burada yapılmış bir cumhurbaşkanlığı yerleşkesinden, efendim araç konusuna bütün sermayeleri bu olmazdı."

Konuşmaların ardından Bakan Şimşek, beraberindekilerle birlikte açılışını yaptığı siteyi gezdi.

kaynak:
http://www.habervaktim.com/haber/418644/simsekten-gormezin-makam-araci-icin-aciklama.html



not: bu gidişle yakında "taş çatlayacak"...
 
Üst