HER TELDEN !!! MAKALELER (herhangi bir konuda, bir müminin, münafığın, müşriğin, kafirin görüşü)

abdullah' Alıntı:

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep’te, Şehitkamil Belediyesi tarafından yaptırılan Aydınlar Oto Sanayi Sitesi’nin açılışına katıldı. Açılışta konuşan Bakan Mehmet Şimşek, muhalefetin, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan parayı eleştirdiğini anımsatarak harcanan paranın Türkiye’nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını kaydetti. Devlet kurumlarındaki araçlara yönelik konuşan Şimşek, şunları söyledi: "Araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor.

"TAŞ ÇATLASA 2 BİN GENEL MÜDÜR VAR"

Taş çatlasa 2 bin genel müdür var. Hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız Türkiye’nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez. Bakın 2014 yılında Türkiye’deki bütün araçların satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı ve yakıtı 3 milyar 300 milyon liradır. Türkiye’nin bütçesi 473 milyar liradır.
"VİZYON YOK, PROGRAM YOK..."

Binde 7’de bahsediyoruz. Bakın, şu anda bütün siyaset indirgenmiş, binde 7’ye indirgenmiş. Niye? Çünkü vizyon yok, program yok, proje yok. Kusura bakmayın bunları söylemem lazım, çünkü programları olsa, vizyonları olsa bunları konuşurlardı. Gelip burada yapılmış bir cumhurbaşkanlığı yerleşkesinden, efendim araç konusuna bütün sermayeleri bu olmazdı."
Konuşmaların ardından Bakan Şimşek, beraberindekilerle birlikte açılışını yaptığı siteyi gezdi.

kaynak:
http://www.habervaktim.com/haber/418644/simsekten-gormezin-makam-araci-icin-aciklama.html



not: bu gidişle yakında "taş çatlayacak"...

Genişletmek için tıkla ...

Milyonluk makam aracı tartışmalarıyla gündeme gelen Diyanet, ikinci bir Mercedes skandalıyla sarsıldı.
Manisa’nın Soma ilçesi müftülüğünde görev yapan şube müdürü H.Ö.'nün camilerdeki eski halı, kilim, el yazması eserler ve tarihi niteliği bulunan eşyaları sattığı iddia edildi.
Bugün gazetesinden Hasan Önal'ın haberine göre Soma Müftülüğü’nde şube müdürü olarak görev yapan H.Ö’nün eski eserlerin satıldığı bu dönemde kendisine Mercedes marka bir araç alması ilçede tepkilere yol açtı. H.Ö’nün tepkiler üzerine Mercedes aracı satarak yerine sıfır model beyaz Ford marka araç aldığı iddia edildi.
TBMM’ye verilen şikayet dilekçesine göre H.Ö. imamlara yaptığı konuşmada “Bakın bu halı çok değerli. Camilerinizde böyle halılar varsa haber verin, biz gelip alalım. Bu halı 2-3 bin lira yapar. Bu halı gibi onları satabiliriz. Bu eserler caminizde atıl kalmasın, değerlendirelim” dedi.
TUTANAKSIZ TOPLANDI
Habere göre toplantının ardından cami imamlarını müdür H.Ö’nün selamıyla arayan kişiler, Soma’daki tüm köylerdeki camileri gezerek eski halı, kilim gibi tarihi eserleri tutanak, makbuz olmadan topladı. Tutanaksız bir şekilde halı, kilim veren cami imamları şüpheli duruma düşerken, camilerden eski halı ve kilimleri toplayan kişilerin olayın ortaya çıkmasının ardından cami imamlarını arayarak “Biz yanarsak sizin de başınız yanar”diyerek tehdit etmeleri de imamların ifadelerinde yer aldı.
Bugün'de yer alan hber şöyle devam ediyor:
"VERMEK ZORUNDA KALDIK
Tutanaksız eski eserleri verdikleri için sanık durumuna düşen imamlar, amirlerinin gelip bu eserleri istediği için vermek zorunda kaldıkları yönünde ifade vererek kendilerini aklamaya çalıştı. Verdikleri eski eserlerle ilgili sıkıntıya giren imamlar, daha büyük sorun yaşamamak amacıyla camilerinde kalan eski eserleri caminin demirbaşlarına kaydetti.
Skandalla ilgili geçtiğimiz şubat ayında TBMM Dilekçe Komisyonu’na gönderilen bir dilekçede Soma Müftülüğü’nde görev yapan şube müdürü H.Ö’nün makamını kötüye kullandığı, haksız kazanç elde ettiği öne sürülerek, ilgili şahsın camilerdeki tarihi eser olarak nitelendirilen halı, kilim, el yazması Kur’an-ı Kerimler, Osmanlı dönemine ait eserlerin kaçakçılığını yaptığı belirtilmişti.
TBMM’YE DE İLETİLMİŞTİ
Camilerden toplanan halı ve kilimlerin satılırken herhangi bir komisyon oluşturulmadığı belirtilen dilekçede, kaç halının hangi değer ve kıymette satıldığının da bilinmediği vurgulanıyor. Dilekçede, konu ile ilgili bilgi tutanak, belge ve ifadeler Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu’nda yer aldığı ifade ediliyor.
MERCEDES ALMIŞ
Soma Müftülüğü’nde şube müdürü olarak görev yapan H.Ö’nün eski eserlerin satıldığı bu dönemde kendisine Mercedes marka bir araç alması ilçede tepkilere yol açtı. H.Ö’nün Mercedes aracı satarak yerine sıfır model beyaz Ford marka araç alması dikkat çekti.
DİYANET 2 YIL SONRA MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRDİ
Olayın yayılmasının ardından harekete geçen Diyanet İşleri Başkanlığı, ilçeye müfettiş gönderdi. Müfettiş olaylarla ilgili bilgi, belge toplayıp imamların ifadelerine başvurdu. Müfettişin raporunu Diyanet İşleri Başkanlığı’na sunmasının ardından olayla ilgili ikinci bir müfettiş daha görevlendirildi. Geçen hafta ilçeye giden müfettiş, konu ile ilgili soruşturmayı sürdürüyor."

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=cami-halilarini-satip-mercedes-aldi-2505151200




not: bu arada çok okuyup savcı olacağınıza imam olsanız daha iyi... imamların 3000 lirayı bulan maaşı (bu 30 yıllık öğretmen maaşına denktir) olduğunu öğrenmiştim.. ayrıca mesainin esnek olması çoğu imamı ek iş yapmaya itmektedir. misal çoğu yaşadığı bölgede emlakçılık, galericilik, hanımı üzerine açtığı işyerinde oto yedek parça satıcılığı vs vs svs gibi işler yapabilmektedir..

not: hiçbir imam ölü yıkamak zorunda değildir yasal olarak. yapanlar ya hayır ya para için yapar.

diyanet kapatılsın!!!

TRT Diyanet kanalında yayınlanan 'Neden?' isimli programda, Star Gazetesi eski yazarı Hakan Albayrak ile Yeni Şafak Yazarı Yusuf Kaplan birbirine girdi.
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan Türkiye'nin Ortadoğu politikaları ile ilgili ağır eleştirilerde bulununca Hakan Albayrak tarafından sık sık sözü kesildi.
Ortadoğu politikalarında büyük hatalar yapıldığını belirten Kaplan, bir ara sık sık sözünü kesen Albayrak'a tepki göstererek "konuşmuyorum" dedi.
Bunun üzerine Albayrak "Abi sen geçen hafta bana yalaka dedin. Konuş, aramızda bu kadar naz geçer ya" diye cevap verdi.
TOPLUMSAL DOKU ÇÖZÜLÜYOR
Daha sonra sözüne kaldığı yerden devam eden Kaplan "Dünyaya ahlaksızlık satıyoruz"dedi ve şöyle devam etti.
"Çok büyük hatalar yapılıyor. Gençlik gidiyor, medya berbat durumda. Dünyaya ahlaksızlık satıyoruz. Birileri çıkıp söyleyecek bunu. Dünya bize bakıyor. Türkiye'de kültürde yokuz. Toplumsal doku çözülüyor. Yapılan yanlışlıklara dikkat çekmek zorundayız. Eğer bir önlem alınmayacaksa biz istikametimizi yitirmek üzereyiz. Bir Müslüman olarak bunu söylüyorum."
İşte Kaplan ve Albayrak arasındaki o tartışma:





Yusuf Kaplan hükümeti böyle eleştirdi



merak edenler için programın tamamı: 55:30 dakikadan itibaren


NEDEN 14.BÖLÜM

mustafa kemalin tüm tekkeleri kapatırken iki tekkeye (bektaşi tekkesi ve mevlevi (cerrahi) tekkesi) niye dokunmadığını, aşağıdaki videoyu izleyince daha iyi anlayacaksınız. bunlar; cumhuriyetin hormonlu tosuncukları, bakalım nasıl hesap verecekler...

bunlar için "sapıtmışlar" tabiri az kalır..

Kaptan' Alıntı:

Sufilerin yere göge sigdiramadiklari Ömer Tugrul Inancer denen ... boslugu siz doldurun yoksa bana kalsa ipten dahi banlanirim, bakin ne diyor;

Tasavvuf dinine göre Peygambere kul olmak gerekirmiş!!

Genişletmek için tıkla ...

not: @talib bey bak bu zat da tasavvuf ehli. sen de mi böyle düşünüyorsun açıkla bakalım.

'Abd' kelimesi kul demektir ve Kur'an'ın anahtar kelimelerinden biridir. Zira 'kul' kavramı, zorunlu olarak 'ilah', 'rab' kavramını çağrıştırmakta, insan zihninde hemencecik Rabbin/İlah'ın dûnuna 'kul'u yerleştirmektedir

Bazı kelimeler birkaç manaya gelir. Cümledeki yerlerine göre manaları değişir. Kul, mahluk, insan, köle, bende, emir altında bulunan, tâbi, mensup, hizmetçi gibi manalara gelir.

Sultana bağlı askerlere Kapı kulu denirdi.

Bende kelimesi de kul demektir. Bendeniz, kulunuz demektir. Bu tabir bugün bile tevazu ifadesi olarak kullanılmaktadır.

Emir kuluyum demek, emir altında çalışıyorum, benim de âmirim var demektir.

Ben Ali beyin kuluyum demek, ben Ali beyin hizmetçisiyim demektir.

Padişahlar, tebasından olan sadık yardımcıları için "Kulum" tabirini kullanırlardı. Burada kulum, sağ kolum demektir.

Onun kapısına kul olamam demek, ona hizmetçilik edemem demektir.

Mevla kelimesi de yedi manaya gelir. Meşhur olan üç manası ilah, köle ve efendi demektir.
(Mevla’mızın rahmeti boldur) cümlesinde mevla, ilah manasındadır.

(Mevlana Halid-i Bağdadi, Mevlana Celaleddin-i Rumi kıymetli zatlardır) cümlesindeki mevla kelimesi, efendi demektir. Mevlana, efendimiz demektir.

(Hazret-i Bilal, Hazret-i Ebu Bekrin mevlası idi) cümlesinde mevla, azat edilmiş köle manasına gelir.

-------

Yani kul kelimesinin bir kaç manası var diyor. Buradan anlaşılıyor manası.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Berat Kandili dolaysıyla yayınladığı mesajda, “Kimi zaman samimiyeti, edebi ve erdemi unutan, riya ve gösterişi tercih eden hâlimize tevbe edelim” dedi.

Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı envanterinden tahsis ettiği trilyonluk Mercedes'e binmesiyle gündemde olan Görmez'in "Edebi ve erdemi unutan, riya ve gösterişi tercih eden hâlimize tevbe edelim" demesi ise şaşkınlık yarattı.
Görmez, Berat Kandili dolaysıyla yayınladığı mesajda şunları kaydetti:
"Ramazan’ın mübarek iklimine adım adım yaklaştığımız şu günlerde, Rabbimizin bir lûtfuna daha erişecek, 1 Haziran pazartesi gününü salıya bağlayan gece, Şaban ayının 15. gecesi olan Berat Kandilini idrak edeceğiz. Ruha ağır gelen her türlü sıkıntıdan, mümini inciten her türlü hatadan, insana yakışmayan her türlü kötülükten kurtulmak, 'berat etmek' için eşsiz bir fırsat daha yakalayacağız" dediği mesajında, Beratın en derin anlamının bağışlamak olduğunu vurguladı. Görmez, "Bu bağışlanma mevsiminde bize düşen tefekkürdür, niyazdır, tevbedir. Bizler bu Berat Kandilinde silkelenme ve yenilenme ümidiyle hep birlikte tevbe edelim. Kimi zaman samimiyeti, edebi ve erdemi unutan, riya ve gösterişi tercih eden hâlimize tevbe edelim. Rabbimizin bize emanet ettiği dünya evini harap ettiğimiz; huzur ve adaleti sağlayamadığımız; kan ve gözyaşını durduramadığımız için tevbe edelim. Kendimiz için istediğimizi din kardeşlerimizden kıskandığımız; İslam coğrafyasında ikilik ve kavgayı sona erdiremediğimiz; kıvranan toprakların acısını dindiremediğimiz için tevbe edelim."
“İSLAM ÜMMETİNİN BERAATİ İÇİN DUA VE NİYAZ EDELİM”
Berat kandili dolayısıyla herkesi camilere davet eden Görmez, "Hep birlikte Allah’ın evlerine misafir olalım ve topyekûn tevbeye durarak İslam ümmetinin beraati için dua ve niyaz edelim. Ülkemizin, âlem-i İslâm’ın ve tüm insanlığın beraate ermesini, son yıllarda bir türlü istikrara kavuşamayan İslâm dünyasında, kardeşlik, dayanışma, barış, huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesini, fitne ateşinden, kargaşa ve kaos ortamından teberra etmemize vesile olmasını, İslâm ülkelerinin tekrar ilim ve medeniyet, barış ve esenlik coğrafyasına dönüşmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Beratınız mübarek olsun” ifadelerini kullandı.

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=mehmet-gormezin-bu-sozleri-pes-dedirtti-3105151200

abdullah' Alıntı:

diyanet işleri başkanı mehmet görmezin 1 trilyonluk mercedes hikayesi hakkında












ilgili videolar:

Genişletmek için tıkla ...

"ibreti alem" olsun diye aşağıdaki haberi paylaşıyoruz. bu haber birilerine kapak olsun....




Papa'ya yeni otomobil

Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus, Vatikan'da St. Peter Meydanı'nda halkı selamladı. Papa Franciscus, bu törende yeni otomobili ile hareket etti.


kaynak:
http://www.timeturk.com/papa-ya-yeni-otomobil/haber-9738

cuma namazı hakkında... önemli!!! cuma namazı kılanlar dikkatle dinlesin...


Cami'mizi kapatan mı var, Ezanları kesen mi var (!) - Mehmet Emin AKIN

Bugünkü Camiler Allah'ın Mescidi Değildir - Mehmet Emin AKIN

Suriye'de dehşete düşüren kare




Suriye’de Beşşar Esed’in kuvvetleri tarafından Halep kentine düzenlenen varil bombalı hava saldırısı sonucu bölgedeki dehşet kameraya böyle yansıdı.

Suriye'nin birçok kentinde silahlı muhaliflerden büyük darbe alan Esed rejimi, bölgede sivil katliamlarına hız kesmeden devam ediyor.

Suriyeli muhaliflere yakın medya kaynakları tarafından yayınlanan görüntülerde, Esed rejiminin Halep kentine "varil bombasıyla" saldırdığını, saldırıda aralarında kadın ve çocukların da olduğu birçok kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.

Bölgeden paylaşılan bir fotoğraf görüntüsü ise katliamın ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Esed rejimine bağlı helikopterlerin Halep'te sivil bir yerleşim bölgesine attığı bir varil bombasının patlamayarak bir evin üstüne düştüğü belirtildi. Evin içine isabet eden varil bombasının orada bulunan bir çocuğun tam üstüne düşerek çocuğu öldürdüğü o anlar ise kameraya böyle yansıdı.




VARİL BOMBASI VE ETKİSİ

Suriye’de Esed rejimi ve Şii militanlar tarafından düzenlenen varil bombası düşük maliyetli olması nedeniyle Suriye ordusu tarafından sürekli kullanılıyor.

Esed rejimi neden saldırılarında özelikle Varil bombası kullanıyor?

Rejim tarafından imal edilen ve diğer bombalara göre daha ucuz olan Varil bombası düştüğü bölgede çok büyük tahribata yol açıyor.
Suriye’de rejim tarafından neredeyse her gün 10′larca varil bombası saldırısı düzenlenmekte. Rejim tarafından atılan varil bombasının düştüğü bölgede çok büyük çukurlar oluşturduğu gözlenirken, saldırıların ardından ise bölgede tamamen can pazarı yaşanmakta.
Bombanın düştüğü bölgede bulunan evler ve binalar neredeyse tamamen yığınlar haline dönüşürken bir çok insanda bu yığınların altında feci bir şekilde hayatını kaybetmektedir.

Yaklaşık 500 kilo ağırlığında olan el yapımı varil bombası, atılan bölgeye daha çok tahribat yol açması için içine yakıcı madde, güçlendirilmiş patlayıcı, demir parçaları,beton parçaları ve mutfak tüpü konulduğu biliniyor.

kaynak:
http://www.islahhaber.net/suriye-de-dehsete-dusuren-kare-45917.html

bakalım videodaki kişiyi tanıyabilecekmisiniz?

ilk başta piyasaya yeni çıkan şapkalı bir şarkıcı sanmıştık....

Alparslan Kuytulun açıklamasını önemsiyoruz...

Ümmetin ihtilafı... [Prof. Dr. Mehmet Okuyan, 20.12.2013, Ülke'de bu gece]




Ümmetin Ayrılığında Rahmet Mahmet Yoktur Mehmet Okuyan





Ümmetin İhtilafı 'Rahmet' Değil 'Felaket' Getirir




not: videoyu hazırlayanlar/konuşanlar; hilaf ile ihtilaf kavramları arasındaki farkı bilmiyor...



alparslan kuytulun görüşünü ayrı bir yere koyalım..

<strong>

Usame bin Ladin Kahramandır Üstad Kadir Mısıroğlu

abdullah' Alıntı:

"ibreti alem" olsun diye aşağıdaki haberi paylaşıyoruz. bu haber birilerine kapak olsun....

Papa'ya yeni otomobil

Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus, Vatikan'da St. Peter Meydanı'nda halkı selamladı. Papa Franciscus, bu törende yeni otomobili ile hareket etti.


kaynak:
http://www.timeturk.com/papa-ya-yeni-otomobil/haber-9738

Genişletmek için tıkla ...

mehmet şevket eygi


Diyanet’e Açık Mektup


KUR’an israfı (savurganlığı) kötü görmekte, müsrifleri kınamaktadır. Allah, mukaddes kitabında müsriflerin şeytanın kardeşleri olduğunu beyan buyurmaktadır.
İsrafın günah, çirkin, kötü olduğunda hiç şüphe yoktur.
İnsanın kendi kesesinden yapacağı israf bir günah ise, beytülmal-i müslimînden yapılacak israf bin defa daha ağır bir günahtır.
Diyanet bir devlet kurumudur. Bütün masrafları devlet bütçesinden karışlanmaktadır, mensupları maaşlarını devletten almaktadır. Devletin bütçesi adaletli, insafla harcanmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesi içinde zerrece israf yapılmamalıdır.
Diyanet İslam ahlakına, İslam hikmetine uymak zorundadır.
Diyanet İşleri Başkanı’na son derece pahalı, son derece lüks, son derece şatafatlı, son derece masraflı ve israflı bir makam otomobili yakışır mı?
Bu sorunun cevabını fetvasını bizzat Diyanet’ten talep etmekteyim.
Diyanet hem kurum olarak, hem de personel olarak Kur’an’a uymak zorundadır… Sünnete uymak zorundadır… İslam ahlakına ve hikmetine uymak zorundadır.
Diyanet, içinde içki satılan, İslam’ın azgınlık olarak gördüğü günahlar işlenen beş veya yedi yıldızlı mekânlarda muhteşem ziyafetler iftarlar verebilir mi?
Şu memlekette Resûl-i Kibriya sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ahlakına uygun bir hayat sürmekle mükellef (yükümlü) insanların birincisi Diyanet reisi değil midir?
İslam dışı siyasî bir rejimin bürokratı da olsa Diyanet Başkanı lüksten şatafattan kaçınmalı değil midir?
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer efendilerimiz nasıl mütevazı yaşamışlardı?
Efendimizin o iki veziri ve yârı, Beytülmal-i müslimînden (Müslümanların bütçesinden) bir kuruş bile israf etmemişlerdi.
Tevâzunun mânen yükselttiğini, israf ve şatafatın alçalttığını kim inkâr edebilir?
Uruguay’ı sekiz sene idare eden Mujica’nın, Başkanlık sarayında kalmayıp iki gözlü kendi kulübesinde oturduğunu, lüks devlet arabasına binmeyip kendi 1987 model Volkswagen’i ile gezdiğini bilmiyor muyuz?
İnsanların en hayırlısı, en güzel örnek ve model olan Allah’ın Resulünün evleri basit ve mütevazı, binitleri genellikle basit değil miydi?
Türkiye’nin bir israf, şatafat, ihtişam, şaşaa, debdebe, tantana çılgınlığı içinde bulunduğu şu devirde, Diyanet İşleri Başkanı’nın; hem halkımıza, hem de bütün insanlığa fazilet ve hikmet dersi vermesi gerekmez mi?
Muasır=çağdaş dünyada İslam’ı elbette lüks otomobillerle gezen, israf içinde yaşayan petrol kralları temsil etmez.
Diyanet’in her hususta Kur’an’a, Sünnete, İslam ahlakına, İslam hikmetine uymasını bekliyoruz.
Allah müsrifleri sevmez. Allah mütevazı ve kanaatkâr mü’min kullarını sever.
İsraf gurura kibre yol açar.
Gurur ve kibir ise kişiye çok zarar verir.

kaynak:
http://www.habervaktim.com/yazar/71589/diyanete-acik-mektup.html

cahid' Alıntı:

Verilen mesaj : "Demokrasi döneklik sanatıdır. Dün ak dediğine bugün kara , bugün kara dediğine yarın ak diyebilmektir. Bu sebepten dolayı demokrasilerde sabit doğrular ve sabit yanlışlar yoktur. İslamdaki istişâre ve şûra ile demokrasileri aynı görenler karada gemi yüzdürmeyenlere çalışanlar gibidir..."

Genişletmek için tıkla ...

özelde 7 haziran 2015 seçimleri ve genelde demokrasi ile ilgili harika bir tespit. kim dediyse ağzına sağlık.. tebrik ediyoruz.

Kripto Ermeniler Kazandı!
Mehmed Şevket Eygi
11 Haziran 2015 Perşembe 00:00

Seçim neticelerine hiç şaşırmadım. Hayret, mezmum (kötü) huylardandır, hayret etmeyi sevmem.AK Parti birinci parti olmayı devam ettiriyor ama büyük kayıp vermiştir ve tek başına iktidar olma imkanını yitirmiştir. Madalyonun bir yüzünde birinciliği yazılıdır, öteki yüzünde yenilgisi ve hezimeti.
AK Parti’nin gerilemesinin sorumluluğu kimlere aittir? Elbette ki, liderlerine idarecilerine ve onu kayıtsız şartsız destekleyenlere. Özeleştiri yapmayanlara.
Başkanlık sistemi şu anda bir hayal olmuştur.
Bu seçimin galibi hangi partidir? Kürt partisidir. Bu parti gerçekten Kürt partisi midir? Değildir. Dıştan Kürt görünen, asıl kimliği ise Kripto olan bir partidir.
Meclis’e kaç Ermeni milletvekili girmiştir? Tek kimlikli üç Ermeni vatandaşımız girmiştir. Kripto Ermeni sayısını bilemem ama 40’tan az olduğunu sanmam.
Biz Türkiye partisi olduk diyorlar, buna ne dersin? Samimi iseler alkışlarım. Bendeniz onların Kürt partisi olmalarına bile razıyım. Yeter ki, Ermeni partisi olmasınlar.
Yahu bu Ermeni işini de nereden çıkarttın, sen neler sayıklıyorsun!.. Cevap: İyi bilmediğim konuları konuşmam ve yazmam. Sen bu konuda pek cahilsin, seni muhatap alıp da tartışmam bile!..
Kripto Ermeniler Müslüman Kürtleri kullanıyor. Bu işte en çok zararlı çıkacak olanlar Sünnî Müslüman Kürtlerdir.
Ne yapsınlar?.. Uyansınlar, Müslümanlıklarını bilsinler, vazifelerini doğru dürüst yapsınlar ve kendilerini kullandırtmasınlar.
Son on beş yıl içinde ne yapılmalıydı?.. PKK terörüne karşı Şeriata taraftar dindar Kürtler teşkilatlandırılmalı, bir Kürt İslam Partisi kurulmalı, o desteklenmeli ve son seçimleri o parti kazanmalıydı.
Bugün kötü durumun ana sebepleri hangileridir?
Birincisi: Türkiyede kelle sayısı itibarıyla çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanların tek bir Ümmet çatısı altında birleşik olmamalarıdır.
İkincisi: Ümmet teşkilatı olmaması, Ümmetin başında kendisine biat ve itaat edilen râşid bir lider bulunmamasıdır.
Üçüncüsü: Müslümanların çeşitli tarihî kazalar ve ârızalar dolayısıyla (istisnalar dışında) medenî kültüre sahip olmamalarıdır.
Dördüncüsü: İslamî hizmet ve vazifelerin ehliyetli, liyakatli, yüksek ahlaklı, faziletli, üstün, güçlü, vasıflı elemanlara ve kadrolara verilmemiş olmasıdır.
Beşincisi: İslamî kesimde bir sürü arivist, din sömürücüsü, ehliyetsiz, liyakatsiz köpeğin bulunması, mukaddesatımızı rant konusu yapmalarıdır.
Nurcular Kürtleri uyarıp aydınlatamaz mıydı? Onların bu işi tam olarak yapabilmeleri için öncelikle kendi aralarında birleşik, müttehid olmaları gerekir.
Sünnî tarikatlar niçin Kripto Ermenilerin, bir kısmı iki kimlikli Kürt milliyetçilerinin oyunlarını bozamadı?.. Tarikatlar halen yasaktır. Tarikatları kontrol eden, yönlendiren bir Meclis-i Meşâyih yoktur. Bu yüzden ağırlıkları yetmemiştir.
AK Parti’nin içindeki Pakradunilerin tesiri var mıdır? Olmaz olur mu?
Sünnî kesim duruma ne diyor?.. Şu birbirinden kopuk bin parçaya hizbe, fırkaya ayrılmış Sünnî kesimden mi bahs ediyorsunuz?
Sünnîler içinde din düşmanı, laikçi, Kemalist partilere, Zerdüştlere oy veren oldu mu? Cevap: Olduğu anlaşılıyor.
Bu ne demektir?.. Cevap: Sözde dindar geçinen namazını kılan bir Sünnî din düşmanlarına oy veriyor, onları destekliyorsa iş bitmiş demektir. Buyurun cenaze namazına…
AK Parti iktidarı ne gibi büyük yanlışlar yapmıştır?.. Cevap: On kadar çok büyük, ölümcül hatâsı ve günahı olmuştur.
Bunları sayar mısınız?.. Cevap: Şu anda sayamam, vakt-i merhunu gelince inşaallah yazarım.
Önemli soru: Müslümanlar bugünkü kafa ile kurtulabilir, selamete çıkabilir mi?.. Cevap: Bugünkü kafa, kültür, zihniyet ile kurtuluş olmaz. Önce kafalar değişecek, zihniyet ve kültür değişecek, büyük ıslah olacak kurtuluş ondan sonra…
AKP iktidarı zamanında bazı eski çulsuz mücahitler neler yaptılar?.. Mücahitlik pelerinini atıp bellerine müteahhit kuşağı sardılar ve malı götürdüler. Hayli rantlar yediler.
Onların rantları ve gelirleri kesilirse ne olacak? Cevap: Eski yediklerini geviş getirsin musibetler.
Müslümanlar ilk olarak ne yapsınlar?.. Adam gibi, gerçek, şuurlu, uyanık, medenî Müslüman olsunlar; Kur’ana Sünnete Şeriata İslam ahlakına sarılsınlar.
Bugünkü müzmin sıkıntılar, krizler hep böyle devam eder mi?.. Korkuyorum, bir zaman gelecek bir yerde büyük bir patlama, bir tür yanardağ indifası olacak. Bu bir savaş olabilir, büyük bir deprem olabilir, şu Gezi gibi bir kalkışma olabilir.
Yeni bir Gezi kalkışması patlak verir ve başarılı olursa ne olur?.. Türkiye Ukrayna gibi olur, Kırıma benzeyen bir bölgemiz elden gider, iç savaş çıkar.
Çok kötümser ve karamsarsın ve de abartıyorsun… Cevabım: Size iyi uykular ve kâbuslu rüyalar dilerim.
11.06.2015

kaynak:
http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Kripto_Ermeniler_Kazandi/25073#.VXwlpPntlHw

Yaşar Nuri Öztürk:“Türkiye’deki Müslümanların %99’u hükmen Domuzdur!” -ULUSAL KANAL






programın tamamı

Yaşar Nuri Öztürk İle Söz Ve Işık-14 Haziran 2015-Full Tek Parça-[16:9 Geniş Ekran]

YSK Başkanı Sadi Güven, kameralar karşısına geçerek kısaca sonuçları söyledi ve soru almadan açıklamayı sona erdirdi. Güven'in açıklamasına göre;
Toplam seçmen sayısı: 56 milyon 608 bin 817
Sandığa giden seçmen sayısı: 47 milyon 507 bin 467
Geçerli oy sayısı: 46 milyon 163 bin 243
Geçersiz oy sayısı: 1 milyon 344 bin 224
Seçime katılım oranı: Yüzde 83,92
Partilerin çıkardığı milletvekili sayısı:
AKP - 258
CHP - 132
HDP - 80
MHP - 80
YSK'nın açıkladığı sonuçlara göre oy dağılımı ise şöyle oldu:
AKP %40,66, Cumhuriyet Halk Partisi %25,13, Milliyetçi Hareket Partisi %16,45, Halkların Demokratik Partisi ise %12,96.

kaynak:
http://odatv.com/n.php?n=ysk-kesin-sonuclari-acikladi-1806151200

ihsan şenocak nasıl da çarpıtıyor...

Kaptan' Alıntı:

Katilir veya katilmassiniz bilemem

*

Ramazan aylarında toplumun kıldığı teravih namazı; resul devrinde camilerde kılınmayan bir namazdı.
Teravih; kelime olarak rahatlama anlamında kullanılır.

İftar arkası; bedenini rahatlatmak isteyen Müslümanlar; yürüyüş, spor yapacaklarına, nafile namaz kılarak, yediklerini eritmeyi düşünmüşlerdir.

Bugün insanların çoğu aşırı yemenin ardından, yürüyüş veya spor yaparak bedenlerini rahatlatırlar.
Teravih namazları resulün vefatından sonra mescitlerde toplu olarak peyderpey kılınmaya başlanılmıştır. Bugünkü gibi imam başkanlığında, bir seremoni olarak kılınmamıştır. Yatsı namazlarından sonra bazı Müslümanlar cemaatle teravih kılmışlar. Bu durumu gören Ömer'in "Ne güzel bidat" dediği rivayet edilir.

Resulün bir defa mescitte tek başına; cemaatle değil ramazanda yatsı sonrası namaz kıldığı, sorulduğunda "teravih" yani rahatlamak için dediği rivayet edilir. Ertesi günü kılmamış. İlk gün onunla birlikte kılmak isteyenler olmuştur. Sorulduğunda "farz yerine koymanızdan korktum" dediği hadislerde kayıtlıdır. Rivayetlerin doğruluğu yanlışlığı tartışılır. Kesin olan bir şey var ki; İslam dininin teravih namazı diye bir namazı yoktur. Bu yönde de bütün mezhepler neredeyse birlik içindedir.

Seremoni şeklinde, günümüzdeki gibi teravi namazlarının kılınması çok sonraları toplumda uygulanmaya başlanmıştır.

Bugün oruç tutan çoğu Müslümanın kafasında; teravih namazı sünnet yani nafile olarak kabul edilmesine karşın, çoğu farz namazlarını kılmazken teravih namazını kaçırmamaya dikkat ederler. Böylece farz olarak kabul etmedikleri teravih namazlarına verdikleri anlam pratikte farzdan üstün noktasına getirilir.

Olayı özetlersek:

1. İslam kuralları içinde teravih namazı yoktur.
2. Resul devrinde teravih namazları diye bir namaz bugünkü gibi kılınmamıştır.
3. Teravih namazlarının camilerde, mescitlerde, evlerde cemaatle kılınması bidattir. (2. halife Ömer)
4. Teravih namazına farz namazlardan daha fazla önem veren Müslümanlar; İslam'ın özünden saparak ehli kitaplaşmışlardır. Çünkü; İslam'da olmayan bir şeyi; İslam'da olan bir şeyin önüne geçirmişlerdir.
5. Teravih namazı nafile bir ibadet olarak resul veya daha sonraki otuz yıl içinde, hiç bir zaman yirmi rekat olarak cemaatlerle kılınmamıştır.
6. İsteyen istediği kadar, bireysel olarak evinde veya camide kılabilir.
7. Evinde bireysel kılınan namazların fazileti daha çoktur.

Mehmet Coban

Genişletmek için tıkla ...

Kaptan' Alıntı:

İhsan Şenocak - Hz. peygamber imamlık ederek teravih kıldırmıştır..

Abdulaziz hoca-Ama islam tarihinde Hz. Ömer imamlık ederek kıldırmamıştır.

İhsan Şenocak- Evet çünkü Hz. Ömer Devlet adamıydı işi başından aşkındı kendisinin yerine sesi ve kur'anı iyi bilen bir başkasını atadı..

Abdulaziz hoca - Senin tezine göre hz. peygamber kıldırdı ise O da devlet adamıydı ,işi başından aşkındı.. peygamber kıldırdı ise, Ömer'de kıldırmıştır..!

İhsan şenocak- evet kıldırdı ...!!

Abdulaziz hoca- delil..?

ihsan Şenocak-hönk

?

Genişletmek için tıkla ...