Günlük Sohbetler

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,243
Puanları
113
Konum
bâbil...
çok teşekkür ederim nurtalebesi...

bu sohbetleri yazdırıp sonra sakin kafayla okuyorum...

yüreğine sağlık...
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Allah razı olsun bende çok faydalandım aslında bir ara bunların hepsini bir başlıkta toplamayı düşünüyorum o zaman sabitlersek dahada güzel olur Allah ecrini ibadetini artırsın NurTalebesi
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
19,11,2006

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ



"Eyvah bize! İşte bu hesap günüdür" derler. Bugün, yalanlayıp durduğunuz hüküm günüdür.


Sâffât Sûresi: 20-21


19.11.2006




HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ



İyilikler Cennetin kapılarından bir kapıdır.

Kötü ölümü önler.


Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3797


19.11.2006




Fikren muhâlefet suç olamaz



Yirmi sene zarfında yirmi bin Nur nüshalarını merak ve kabul ile okuyan yirmi bin, belki yüz bin adamdan altı mahkeme ve alâkadar on vilâyetin zabıtaları emniyeti ihlâle dair hiçbir maddeyi kaydetmemesi gösteriyor ki, hakkımızda binler ihtimalden ancak bir tek ihtimalle bir imkâna, katî vukuat nazarıyla bakıyor. Halbuki iki üç ihtimalden bir ihtimal olsa, eseri görülmezse, hiçbir suç olmaz. Hem binler ihtimalden bir ihtimal değil, belki her adam, hem aleyhime hücum eden müddeî çok adamları öldürebilir, anarşist ve komünist hesabına emniyeti, âsâyişi bozabilir, emniyeti ihlâl edebilir. Demek böyle pek acip ve ifratkârâne imkânâtı vukuât yerinde istimal etmek, adliyeye ve kanuna karşı ihânettir.

Hem her hükûmette muhâlifler bulunur. Yalnız fikren muhâlefet bir suç olmaz. Hükûmet ele bakar, kalbe bakmaz. Ve bilhassa vatan ve millete zararsız çok hizmeti ve faydası bulunan ve sonra hayâtı içtimâiyeye karışmayan ve tecridi mutlakta yaşattırılan ve eserleri âlemi İslâmın en mühim merkezlerinde kemâli takdir ve tahsinle karşılanan bir adam hakkında bu pek acip ve asılsız ithamları yapanlar, anarşilik, belki komünistlik hesabına bilmeyerek istimal ediliyor diye endişe ediyoruz.


Şuâlar, s. 335


***


..hürriyeti vicdan prensibine zıt olarak, bütün dindar nasihatçilere şâmil, lâstikli bir kanunun 163’üncü maddesi sahte bir maskedir. Zındıklar, bazı erkânı hükümeti iğfal ederek, adliyeyi şaşırtıp, bizi herhalde ezmek istiyorlar. Madem hakikat budur; biz de bütün kuvvetimizle deriz:

Ey dinini dünyaya satan ve küfrü mutlaka düşen bedbahtlar! Elinizden ne gelirse yapınız. Dünyanız başınızı yesin ve yiyecek. Yüzer milyon kahraman başlar feda oldukları bir kudsî hakikate başımız dahi feda olsun! Her ceza ve idamınıza hazırız. Hapsin harici, bu vaziyette, yüz derece dahilinden daha fenadır. Bize karşı gelen böyle bir istibdadı mutlak altında hiçbir hürriyet—ne hürriyeti ilmiye, ne hürriyeti vicdan, ne hürriyeti diniye—olmamasından, ehli namus ve diyanet ve tarafdarı hürriyet olanlara ya ölmek veya hapse girmekten başka bir çare kalmaz. Biz de; “Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz.” (Bakara Sûresi, 2:156.) diyerek Rabbimize dayanıyoruz.


Mevkuf Said Nursî Târihçe-i Hayat, s. 358

Bediüzzaman Said NURSÎ

19.11.2006
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
20,11,2006

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ



O zâlimleri, yoldaşlarıyla ve Allah'tan başka taptıklarıyla beraber toplayıp Cehennemin yoluna sürün!


Sâffât Sûresi: 22-23


20.11.2006




HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ



Hakkı vermede gecikme bir çeşit zulümdür.


Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3798


20.11.2006




Çocuklarımızın ebedî hayatını da düşünelim



Evet, bir valide veledini tehlikeden kurtarmak için hiçbir ücret istemeden ruhunu feda etmesi ve hakikî bir ihlâs ile vazife-i fıtriyesi itibarıyla kendini evlâdına kurban etmesi gösteriyor ki, hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişafı ile hem hayat-ı dünyeviyesini, hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir. Fakat bazı fena cereyanlarla, o kuvvetli ve kıymettar seciye inkişaf etmez. Veyahut sû-i istimal edilir. Yüzer nümunelerinden bir küçük numunesi şudur:

O şefkatli valide, çocuğunun hayat-ı dünyeviyede tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için her fedakârlığı nazara alır, onu öyle terbiye eder. “Oğlum paşa olsun” diye bütün malını verir, hafız mektebinden alır, Avrupa’ya gönderir. Fakat o çocuğun hayat-ı ebediyesi tehlikeye girdiğini düşünmüyor. Ve dünya hapsinden kurtarmaya çalışıyor; Cehennem hapsine düşmemesini nazara almıyor. Fıtrî şefkatin tam zıddı olarak, o mâsum çocuğunu, âhirette şefaatçi olmak lâzım gelirken dâvâcı ediyor. O çocuk, “Niçin benim imanımı takviye etmeden bu helâketime sebebiyet verdin?” diye şekvâ edecek. Dünyada da, terbiye-i İslâmiyeyi tam almadığı için, validesinin harika şefkatinin hakkına karşı lâyıkıyla mukabele edemez, belki de çok kusur eder.

Eğer hakikî şefkat sû-i istimal edilmeyerek, bîçare veledini haps-i ebedî olan Cehennemden ve idam-ı ebedî olan dalâlet içinde ölmekten kurtarmaya o şefkat sırrıyla çalışsa, o veledin bütün ettiği hasenâtının bir misli, validesinin defter-i amâline geçeceğinden, validesinin vefatından sonra her vakit hasenatlarıyla ruhuna nurlar yetiştirdiği gibi, âhirette de, değil dâvâcı olmak, bütün ruh u canıyla şefaatçi olup ebedî hayatta ona mübarek bir evlât olur.


Lem’alar, 24. Lem’a, s. 259, Y.A.N., 2004


Lügatçe:


vazife-i fıtriye: Yaratılış vazifesi.

inkişaf: Açılma, gelişme, keşfetme.

hayat-ı dünyeviye: Dünya hayatı.

hayat-ı ebediye: Ebedî hayat, ahiret.

şekvâ: Şikâyet.

terbiye-i İslâmiye: İslamî terbiye.

hasenât: İyilikler, güzellikler.

defter-i amâl: Amel defteri.

Bediüzzaman Said NURSÎ

20.11.2006
 

melde

helina_roje
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
2,238
Tepkime puanı
24
Puanları
0
Konum
Ankara
Allah razı olsun ne kadarda sevab alıyorsunuzdur kim bilir azminiz takdir edilesi hala devam ediyorsunuz Rabbim mükafatınızı artırsın
 

melde

helina_roje
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
2,238
Tepkime puanı
24
Puanları
0
Konum
Ankara
evet erzurumluyum neden yanlış anlıyım :) aslında pek forumları sevmem ama müstakbel komşum zınar tavsiye etti sonrada ben her gün uğrar oldum senin gibi kardeşlerin yazılarını okudukcada çok sevindim. bu günki sohbeti okuyunca dün dost tv de hatırlar programında rahmetli Ali UÇAR abinin hayatı vardı o aklıma geldi.
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
21,11,2006

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ



Onları tevkif edin; çünkü hesaba çekileceklerdir. Hani, niye birbirinize yardım etmiyorsunuz?


Sâffât Sûresi: 24-25


21.11.2006




HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ



Terazi, Rahman olan Allah'ın elindedir. Bazı milletleri yükseltir, bazılarını ise alçaltır.


Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3802


21.11.2006




Rus da dinsiz kalamaz



İki dehşetli Harb-i Umumînin neticesinde beşerde hasıl olan bir intibah-ı kavî ve beşerin tam uyanması cihetiyle, kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa, küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinad eden ve aklı ve kalbi ikna eden Kur’ân ile bir musalâha veya tâbi olabilir. O vakit dört yüz milyon ehl-i Kur’ân’a kılıç çekemez.

Emirdağ Lâhikası, s. 311

***

Hem de hakikat bize bildiriyor ki, mütenebbih olan beşer, dinsiz olamaz. Lâsiyyemâ, uyanmış, insaniyeti tatmış, müstakbele ve ebede namzet olmuş adam dinsiz yaşayamaz. Zira uyanmış bir beşer, kâinatın tehacümüne karşı istinad edecek ve gayr-ı mahdud âmâline neşvünemâ verecek ve istimdatgâhı olacak noktayı, yani Dîn-i Hak olan dâne-i hakikati elde etmezse yaşamaz. Bu sırdandır ki, herkeste Dîn-i Hakkı bulmak için bir meyl-i taharrî uyanmıştır. Demek istikbalde nev-i beşerin din-i fıtrîsi İslâmiyet olacağına berâetü’l-istihlâl vardır.

Münâzarât, s. 86

***

Elbette nev-i beşer bütün bütün aklını kaybetmezse, maddî veya mânevî bir kıyâmet başlarına kopmazsa, İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’ân’ı kabul etmeye çalışan meşhur hatipleri ve Amerika’nın Din-i Hakkı arayan ehemmiyetli cemiyeti gibi, rûy-i zeminin geniş kıtaları ve büyük hükümetleri, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün rûh u canlarıyla sarılacaklar. Çünkü, bu hakikat noktasında, katiyen Kur’ân’ın misli yoktur ve olamaz; ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz.

Sözler, s. 141


Lügatçe:


intibah-ı kavî: Kuvvetli uyanış.

küfr-ü mutlak: Mutlak inkâr.

musalâha: Barışma.

lâsiyyema: Özellikle.

mütenebbih: Uyanmış.

gayr-ı mahdud: Hudutsuz, sınırsız.

âmâl: Emeller, arzular.

meyl-i taharrî: Araştırma meyli.

berâetü’l-istihlâl: İyi bir alâmet, güzel bir başlangıç.


21.11.2006
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
evet erzurumluyum neden yanlış anlıyım :) aslında pek forumları sevmem ama müstakbel komşum zınar tavsiye etti sonrada ben her gün uğrar oldum senin gibi kardeşlerin yazılarını okudukcada çok sevindim. bu günki sohbeti okuyunca dün dost tv de hatırlar programında rahmetli Ali UÇAR abinin hayatı vardı o aklıma geldi.

:)
talebem benim:)
Bend ediyarbekirliyim memnun oldum
 

emmargah

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
3,348
Tepkime puanı
6
Puanları
0
aa hergün bi hadis bi ayet mi öğreniyorsunuz??!!
ne güzelmiş bende sizin öğrencisiniz olabilirm o halde...
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
ne öğrencisi ya:)
estagfırullah biz neyizki....
Kur'n öğrencisi olalım inşAllah..
Selametle...
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
22,11,2006

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ



Heyhat! Onlar o gün Allah'ın hükmüne teslim olmuşlardır. Kendi aralarında çekişip birbirlerinden hesap sorarlar.


Sâffât Sûresi: 26-27


22.11.2006




HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ



Hak bir sözü işitip sonra da onu din kardeşine ulaştırarak öğretmen ne güzel hediyedir.


Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3805


22.11.2006




Çocukların ‘iman dersi’ni ihmal etmemeli



Aziz, sıddık kardeşlerim,

Birincisi: Risâle-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta, masum çocuklardır. Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevî belâ olur. Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki dâvâcı olur: “Neden imanımı terbiye-i İslâmiye ile kurtarmadınız?”

İşte bu hakikate binaen, en bahtiyar çocuklar onlardır ki, Risâle-i Nur dairesine girip dünyada peder ve validesine hürmet ve hizmet ve hasenatı ile onların defter-i a’mâline vefatlarından sonra hasenatı yazdırmakla ve ahirette onlara derecesine göre şefaat etmekle bahtiyar evlât olurlar.

Risâle-i Nur’un ikinci kısım talebeleri: Fıtraten Risâle-i Nur’a muhtaç, bir derece de dünyadan ürkmüş veyahut küsmüş kadınlardır. Hususan bir derece yaşlı da olsa, Risâle-i Nur, ona hakîkî bir gıda-yı mânevîdir. Çünkü Risâle-i Nur’un dört esasından birisi şefkattir ki, ism-i Rahim’in mazhariyetinden gelmiş. Kadınların da en esaslı hâssaları ve fıtrî vazifelerinin mayası, şefkattir.

Üçüncü kısım: Fıtrî olmasa da, vaziyeti itibarıyla Risâle-i Nur’a ekmek ve ilâç gibi muhtaç olan hastalar ve ihtiyarlardır. Çünkü, Risâle-i Nur hayat-ı bakiyeyi güneş gibi gösterdiğinden ve dünyevî hayatın fanilik cihetinde mahiyetini tam gösterdiğinden, dünyevî hayatlarına ya hastalık veya ihtiyarlıkla darbe gelen ve gaflet veya dalâlet cihetiyle ölümü idam tevehhüm eden hastalar ve ihtiyarlar Risâle-i Nur’a o derece muhtaçtırlar ve öyle bir tesellî, bir nur alırlar ki, onların hastalık ve ihtiyarlığını sıhhat ve gençliğe tercih ettiriyor.

Emirdağ Lâhikası, s. 39,


Lügatçe:


ders-i imanî: İman dersi.

erkân: Rükünler, esaslar.

fıtraten: Yaratılışça.

istiskal: Sakil, hor ve hakir görme.

defter-i a’mâl: Amel defteri.

hasenat: İyilikler.

hâssa: Özellik, hususiyet.

hayat-ı bakiye: Sonsuz hayat.

tevehhüm: Vehmetme, kuruntu.


22.11.2006
 

emmargah

Profesör
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
3,348
Tepkime puanı
6
Puanları
0
e öğrenme ortamında bi konuyu sunan kaynak bi de alıcı olur.bizler alıcıyız inşaallah e kaynakta belli.arada bi vesile var bak o da sen ol nurtalebesi.biz eğitim derslerine böyle görüyüruz bak:)

neyse ya
gerçekten hergün dersleri koyarsan ben çalışırım kardeş.????inşallah
 

zelal

Asistan
Katılım
13 Haz 2006
Mesajlar
970
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Allah razı olsun kardeşim sohbetlerinin her zaman devamını dilerim.
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
çok güzel bir sohbet istifade ediyoruz sayenizde inşallah Rabbim razı olsun
 
Katılım
20 Ağu 2007
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Aziz Mubarek Kardeşim Çok Guzel Bir Köşe Oluşturmuşsun..
Rabbim ebeden daimen razı olsun...
yeni asya lahikalar çorbasından kepçeliklerle nur sundun biize Nurların Müellifi Senin Şefaatçin Olsun..Risale-i Nurlar kapılarını sonuna kadar açsın sana..
Duanıza Muhtac ihvanınız
 

medine nin gülü

Paylaşımcı
Katılım
23 Ara 2007
Mesajlar
106
Tepkime puanı
0
Puanları
0
gerçekten böyle bir site hiç görmemiştim ders bile var maaşallah ....
 

zemahşeri

Paylaşımcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
392
Tepkime puanı
1
Puanları
0
evet çok güzel oluyor böyle.. Allah razı olsun
 
Üst