Fethullah Gülen: "şehit olmaya gidiyoruz" retoriğine şiddetle karşı çıkıyor

barla_21

Üye
Katılım
28 Ocak 2010
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İsTaNbuL
Zaten mantıklı olan da bu.Bir insan önceden söylediği bir söze tamamen zıt bir söz söylemez herhalde özelliklede böyle çarpıtılacak bir meselede.

Bende tam olarak bunu söylemek istiyordum. Yani sizin dediğiniz gibi söylenenlerden böyle bir anlam çıkabilmesi için önce taziye mesajı tekzib edilmeli ama sanırım tekzib edilmedi..
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Gülen muhtemelen insanın bile bile ben şehit olacağım şehitliğe gidiyorum gibi bir yaklaşımla hareket etmesinin doğru olmadığını vurgulamış..Allah'ın iradesini ipotek altına mı alıyoruz ki böyle bir garanticilik var? seni israil askeri vurur rabbim şehadet nasip etmez öteki bisikletten düşer rabbim onu katında şehit sayar..onun iradesine ram olmamak nereden esti? Muhtemelen gülen bu tarz bir sohbet ve bakış açısıyla yorumlar ve fikirler aktardı bizim cüneytte mavi marmaradakilere şehit denemeyeceği gibi bir netice çıkardı.E o kafadan okadar SENTEZ çıkar.Ciddiye dahi almıyorum..
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Gülen muhtemelen insanın bile bile ben şehit olacağım şehitliğe gidiyorum gibi bir yaklaşımla hareket etmesinin doğru olmadığını vurgulamış..Allah'ın iradesini ipotek altına mı alıyoruz ki böyle bir garanticilik var? seni israil askeri vurur rabbim şehadet nasip etmez öteki bisikletten düşer rabbim onu katında şehit sayar..onun iradesine ram olmamak nereden esti? Muhtemelen gülen bu tarz bir sohbet ve bakış açısıyla yorumlar ve fikirler aktardı bizim cüneytte mavi marmaradakilere şehit denemeyeceği gibi bir netice çıkardı.E o kafadan okadar SENTEZ çıkar.Ciddiye dahi almıyorum..

Cenaze namazı kılınan herkesin mümin olduğunu nereden biliyoruz? Cenaze namazı kılınan herkesin son anda imanını muhafaza ettiğinin garantisi mi var?
 

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Cenaze namazı kılınan herkesin mümin olduğunu nereden biliyoruz? Cenaze namazı kılınan herkesin son anda imanını muhafaza ettiğinin garantisi mi var?

Yok işte böyle bir garanti..zanna göre hareket edilir..İnsanları dini olarak coşturup haydin şehadete deyip gemilere doldurma çılgınlığına girişmemeleri için de söylenmiş önleyici ifadelerdir bunlar.bence de gerekli..radikal hareketler tarzlar metodlar kime fayda sağladı?..Bu konu şehitti değildi gibi avamca tartışılmamalıydı...ancak konuyu bilerek o mecraya çektiler..Meğer gülen'in bir kimseye şehit veya değil demesi nekadar önem arzediyormuş..
 

Cümle Mühendisi

Ordinaryus
Katılım
2 Tem 2006
Mesajlar
4,181
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Konum
İzmir
Web sitesi
muhammedesad.blogcu.com
Yok işte böyle bir garanti..zanna göre hareket edilir..İnsanları dini olarak coşturup haydin şehadete deyip gemilere doldurma çılgınlığına girişmemeleri için de söylenmiş önleyici ifadelerdir bunlar.bence de gerekli..radikal hareketler tarzlar metodlar kime fayda sağladı?..Bu konu şehitti değildi gibi avamca tartışılmamalıydı...ancak konuyu bilerek o mecraya çektiler..Meğer gülen'in bir kimseye şehit veya değil demesi nekadar önem arzediyormuş..

Bizler de hüsn-û zan ile Mavi Marmara'da hayatlarını kaybeden insanların şehid olduğuna inanıyoruz, Müslümana da hüsn-û zan yakışır. Bile bile ölüme gitme, şehadet şerbetini içme meselesi sadece Mavi Marmara'ya has değildir ki...Her ne kadar dile getirilmese de savaşa giden herkes ölüme gider ve hüsn-û zan ile şehadetlerine şahidlik ederiz...
 
Katılım
2 Ağu 2007
Mesajlar
92
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Madde 1: Gülen her zaman haklıdır.
Madde 2: Gülen'in ağzından yanlış bir cümle çıkmaz. Çıksa da kelimelerin dış görünüşü yobazlarca yanlıştır.Gönül medeniyetinin ilmi, anlayışı çok yüksek yurttaşları onu en doğru şekliyle anlarlar...
Madde 3: Gülen haksız olduğu durumlarda daima birinci madde geçerlidir. (bkz: madde 1)

Bu maddeleri bilmeden Gülen hakkında tartışmaya girilmemesi gerekmektedir. İlgilenenlerin dikkatine:gl
 

akesga

Asistan
Katılım
8 Ocak 2007
Mesajlar
205
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu vesile ile tekrar şehitlerimize Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun...
---------------------

Bir yardım kuruluşu olarak yardım için para toplayacaksın, bizim amacımız yardım götürmek, gemimiz ağzına kadar yardım malzemeleri dolu diyeceksin.. Ama giderken ben şehit olmaya gidiyorum diyeceksin. Kabul etmek gerekir ki bu çok garip bir yaklaşım.

Ha bazen şehitlerin içine şehit olacağı doğar, o durumda bile insan bence yaptığı işin nev ine göre bunu çevresindeki herkesle aynı seviyede paylaşmamalı.

Herhalde çocuğunuz okula giderken ''baba - anne ben okula şehit olmaya gidiyorum'' dese ''Allah kabul etsin çocuğum'' demezsiniz. Doğal olarak 'çocuk Okula okumaya değil birileri ile dövüşmeye gidiyor' diye düşünürsünüz. Dolayısıyla ''Şehit olmaya gidiyorum yada niyet ettiğim iş neticesinde şehit olmak istiyorum'' sözü ancak silaha savaşa gidenlere yakışır. Kavram olarak hayata gözlerini şehit olarak kapamak istemek ile işi neticesinde şehit olmayı istemek farklıdır.

Eğer şehitlik niyeti ile yardım götürmek için yola çıktığınızda sonunda saldırıya uğrayıp mağdur oluyorsanız, sonra dünyaya mağdur olduğunuzu beyan ettiğinizde saldırganınıza; 'bunlar zaten yardım için değil şehit olmak için gelmişlerdi' diyerek haksız iken haklı çıkma fırsatı verdiğinizi de düşünmeniz gerekir.

bu konuda böyle bir eleştiri yaptığınızda Cüneyt Çakır'ın konuyu yanlış anlaması çok doğal.
 
Katılım
14 Eki 2006
Mesajlar
1,777
Tepkime puanı
67
Puanları
0
Hoca nın bir cümlesinin tefsiri en az on bir sayfa tutuyor.. Helal olsun.. Eskiden şu füruat kelimesinin tefsiri de bir hayli tutmuştu.. Kelime oyunu gibi geliyor insana sanki...
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Aynı yazı : ) Diğer konudaki başlık da içerikten çıkarılmıştır. Cemaatçilik yapmanın manası yok...

nasıl yazı aynı
pes yani

senin aynı yazı dediğin safsata ve iftiradan ibaret ancak yorum olabilir.

haberin aslı burda.
yazıyı okumadan yorumda bulunmanız
fuzuli vakit işgalinden başka birşey değil.
 
K

Kaçak

Guest
F.Gülen Gazze ve Filistinle ilgili konularda beyanat vermese kafi ...
Ergenekon var , Diyalog var, yeni anayasa var , yakında Amerikan seçimleri var ...
Bunlardan konuşsa ...
Çunku her konuştugunda Turkiye kavga çıkıyor ....
Takipcileri boş yere kendilerine düşmanlar ediniyorlar ...
Ergenekon konusunda konuştuda itiraz ettikmi yani ...
Hayırlısı bakalım ..

Ha bu arada ; Söylenecek söz kalamadı zaten ugraşma boş yere ..
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
kaçak hocam niye beyanat vermesin.
çok güzel keşke tüm hocalar açık açık bu cesareti bulabilseler.

kimsenin düşman kazandığı filan da yok.
hocamız ne yaparsa yapsın sevgisini muhabbetini kazanamıyacağı insanlar var
var olmaya devam edicektir.

hocamız onlara yaranıcak diye söylemini değiştiremez
söylemlerini beğenenler zaten var
beğenenlerin sayısı çok olduğu için zaten bunca eleştiri var
medeni ölçüler içerisindeki eleştirlere başımız üstüne deyip katılmadığımızı söyleriz olur biter.

hocamızın kimseye husumetimiz yok
hocamız hiç kimse ile kavga da etmiyor.

tekziplerindeki ölçü belli
taziyeleri belli

yukardaki haber belli

hocamız kendisini sorguları sık sık
hocamı sorgulayanların da kendilerini sorgulamaları daha iyi olur
 

ıtri

Üye
Katılım
30 Ağu 2009
Mesajlar
1,235
Tepkime puanı
153
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ankara
Madde 1: Gülen her zaman haklıdır.
Madde 2: Gülen'in ağzından yanlış bir cümle çıkmaz. Çıksa da kelimelerin dış görünüşü yobazlarca yanlıştır.Gönül medeniyetinin ilmi, anlayışı çok yüksek yurttaşları onu en doğru şekliyle anlarlar...
Madde 3: Gülen haksız olduğu durumlarda daima birinci madde geçerlidir. (bkz: madde 1)

Bu maddeleri bilmeden Gülen hakkında tartışmaya girilmemesi gerekmektedir. İlgilenenlerin dikkatine:gl


Meseleyi basit bir şekilde çözmüşsün bakıyorum.
E o zaman sana uygulamak, Gülen ile alakalı hiçbir konuya atlamaman gerekir.
Bu hem senin için, hemde tozduman olan forum tartışmaları için gereklidir.
 
K

Kaçak

Guest
Aslında tartışma şuraya varıp dayanmalı ...
F. Gülen bu tarz açıklamaları ile ne amaçlıyor ?
Sözlerinin bu şekilde yorumlanmayacagını bilmiyor değil ...
Eminim çok daha yetenekli ve bilinçli bu konularda ...
Söylediklerinin neleri beraberinde getirecegini biliyor ...
Peki neden söylüyor ?
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Aslında tartışma şuraya varıp dayanmalı ...
F. Gülen bu tarz açıklamaları ile ne amaçlıyor ?
Sözlerinin bu şekilde yorumlanmayacagını bilmiyor değil ...
Eminim çok daha yetenekli ve bilinçli bu konularda ...
Söylediklerinin neleri beraberinde getirecegini biliyor ...
Peki neden söylüyor ?

çok şükür mantıklı bir soru çıktı.

bu konuda bilgim yok

ama sanırım birileri baskı yapıyor.
3 yıldır kabul etmediği amerikalı gazeteciyi tam civcivli zamanda niye kabul etmek zorunda kaldı.
hocamız da ağbilerimiz de bu konudaki rahatsızlıklarını belirtmişlerdir.

bu konunun benzeri peygamberimizin başına da gelmişti
müşrikler efendimizin bir cümlesini (araya şeytanın lafı girmiş) etrafa yayarak, efendimizin yoldan döndüğünü söylemediler mi?
peşi sıra ayet inmedi mi?

hocamızın sözlerine olan tepkileri görerek, hocamızı kullanmaya çalışıyor
başörtüsü konusunda böyle olmadı mı?
hocamızın ağzından konuştular
aynen peygamberimizin ağzından konuştukları gibi

hocamız söz ustası
karşı taraf istediğini aldığını sansa da

biz hocamızın ne demek istediğini biliyoruz.
kullanılan cümle açık
 

Azimli

Ordinaryus
Katılım
6 Nis 2008
Mesajlar
2,408
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Konum
bursa
Otoritenin Çocukları!...Furkan’ımıza Dokundurtmayız?



Otoritenin Çocukları!...

Dünya savaşlarında öldürülen Hıristiyanların “bir nevi şehit” olduklarını iddia edenler, Mavi Marmara’nın şehitlerine leke süremezler.

Mavi Marmara’da şehit olan 9 canın hemen tamamının ailesi ile bir şekilde görüştüm. Şehitlerin hepsinin birçok ortak özelliği var. Ses tonlarından, dünyaya bakışlarına kadar hemen hemen her şeyleri aynı. Ortak özelliklerinden bir tanesi de tabi ki şehadete hazır olarak gitmeleri. Çevreleri ile helalleşmiş, borçlarını kapatmış, evlerinin bir sürelik ihtiyaçlarını toptan karşılamış ve hatta araba devirlerini dahi yapmışlar.
Biz ümmet olarak onların şehadetlerine şahitlik ediyoruz.
Lakin şimdilerde okyanus ötelerinden gelen haberler Cevdet Ağabeyin, Furkan’ın, Cengiz abinin ve diğer can yoldaşlarının bile bile ölüme gittikleri ve dolayısı ile “şehit” sayılamayacaklarının “Hoca efendi” tarafından dile getirildiğini söylüyor.
İnanmadık, hemen kendi resmi web sitelerine baktık.



Yazı aynen kendi resmi web sitelerinde yayınlanmış.


Biliyorsunuz Cüneyt Özdemir, Serdar Turgut gibi köşe yazarları Hocaefendi’yi ziyarete gitti ve izlenimlerini, görüşmelerini yazdılar. Cüneyt Özdemir’in yazdığı ve Hocaefendinin Mavi Marmara’da bile bile ölüme gidildiği ve dolayısıyla şehit sayılamayacaklarını söylediği satırlar direkt web siteye alınmış. Cüneyt Özdemir’in “Pensilvanya'da Fethullah Gülen ile Bir Gün” başlığı ile yazdığı ve Hocaefendinin resmi web sitesinin yayınladığı yazıya şu linkten göz atabilirsiniz: Fethullah Gülen Web Sitesi - Pensilvanya'da Fethullah Gülen ile Bir Gün
Her şey ortada.
Hatta Hocaefendi diğer gazeteci Serdar Turgut’a İHH’nın ABD Kongresince terörist örgüt kapsamına alınacağı mevzusu ile olan ilgisi ve bilgisini dahi aktarmış Turgut, bu dehşet bilgiyi şöyle yazıyor; “Bu arada Gülen Amerika kongresinde Mavi Marmara filotillasını organize den İHH hakkında terörist örgüt tanımlaması getiren önergenin de kongreden geçiş sürecini yakından izliyor, hatta bana ‘Arkadaşlarım bana önergenin çıkmış olduğunu söylediler’ dedi.”
Müthiş.
Kim acaba “içeriden” bilgi veren o arkadaşlar? Dünya henüz bu bilgiye vakıf değil. Bu itiraf, kirli ilişkilerin koca bir itirafı da değil midir? Hocaefendi’ye İHH’nın ABD Kongresi tarafından terörist ilan edilmesi ile alakalı verilen önergeyi onaylandığı bilgisini hangi “arkadaşlar” vermiştir? Sanırım, Hocaefendi’ye bu önergenin büyük ihtimalle onaylanacağının garantisi verildi ve “safını seç” denildi.
O da “safını seçti.”
Bizim için karanlıkta kalan bir şey yok. Her şey ortada.
2 yıl önce 17.06.2008 tarihinde “Bir Nevi Şehadet” gibi kışkırtıcı bir başlıkla yayınlanan yazısında Hocaefendi; “Dünya savaşları gibi hâdiselerde zalimce öldürülen mazlum ve dindar Hıristiyanların şehit olabilecekleri gibi bir hüküm var mıdır?” şeklindeki soruya “bir nevi şehadettir” diye cevap veriyordu. Yazı yine kendi resmi web sitesindedir. Şu linkten göz atabilirsiniz: Fethullah Gülen Web Sitesi - Bir Nevi Şehadet
Yazıda Hocaefendi bir İslam âlimi olarak bazı görüşler öne sürüyor, alıntılar yapıyor ve bir sonuca varıyor. Eyvallah. Ancak Mavi Marmara’da adam gibi yaşayan, Müslüman gibi şehadete koşan ve inşallah şehit olan 9 yiğide nasıl böyle bir bakışla bakabiliyor Hocaefendi???
“Hoca, efendi ol” demek artık bizim için mecburiyettir. Küresel güç odakları ile Vatikan ile, şunlarla, bunlarla ne yaptığınız bizi ilgilendirmiyor lakin Furkan’ımıza dokundurtmayız?
Biz “Saddam’ın füzeleri ile ölen Yahudi çocukları” ve “Dünya savaşlarında bombardımanlarda ölen Hıristiyan çocukları” kadar Mavi Marmara’da şehit düşen Furkanlara da cümle kurabilecek adamları ciddiye alıyoruz.


Otoritenizi de alın gidin.

Vesselam


haber5

M. Mustafa Uzun
 

muhammedusame

Asistan
Katılım
27 Eyl 2010
Mesajlar
233
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
Şaşırmadım

Hocaefendi: Mavi Marmara'dakiler Şehid Değil!

Türkiye

- 28.09.2010, 14:05:37
Yazı Boyutu: [ + ] [ - ]
resim.php

Cüneyt Özdemir bir grup gazeteciyle Pensilvanya'ya gitti ve Fethullah Gülen ile bir kahvaltıda buluştu.








Özdemir’in yanı sıra Ferhat Boratav, Serdar Turgut ve Bejan Matur'un da hazır bulunduğu o buluşmada, Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırı ve şehidler de gündeme geldi. Gülen hocaefendi, gazetecilere Mavi Marmara gemisindekilerin şehid değil bile bile ölüme giden insanlar olduğunu söyledi.

Özdemir, 5N1K programında, Fethullah Gülen hocaefendinin Mavi Marmara şehidlerine ilişkin yaklaşımını şöyle anlattı: "Mavi Marmara gemisine binenler “Biz orada şehid olmaya gidiyoruz” demişler ve İslami bir motif üzerine hareket ediyordu. Fethullah Gülen bunun şehidlik bile sayılamayacağını, bile bile ölüme gitmek” olduğunu söyledi.

5N1K'ya konuk olan Ferhat Boratav da “En azından The Wall Street Journal röportajında Türkiye’de yankı uyandıran açıklamasının, bu işin yanlış olduğu yönündeki açıklamasının bir değerlendirme hatası ya da dil sürçmesi olmadığını, aynı düşüncesini savunduğu ortaya çıktı. Yani dil sürçmesi ya da öylesine söylenmiş değil bilerek ve düşünülerek söylenmişti” dedi.

Bejan Matur ise “Siz, 'ben şehid olmak istiyorum' diyerek yola çıkamazsınız. Bunun takdiri Allah’a aittir” demişti. 'Oradaki kurguda hata olduğunu ve eleştirel baktığını' söylemişti” dedi.

isra haber

Fetullah gülen bunu hep yapıyor.
siz hiç f.gülen'in müslümanların işkalcilere karşı cihadlarını desteklediği yönünde bir konuşmasını hatırlıyor musunuz?
O, ya yahudi çocuklar için sabahlara kadar ağlar yada mücahitlere harici der.
Böyle birinden farklı şeyler söylemesini beklemek saflık olur herhalde..
 
K

Kaçak

Guest
Maksad bir fıkıh oluşturmak degil kanımca ...
Şehit kime denir , şehadetin şartları nedir , cihad nasıl yapılır fıhkı/hukuku oluşturulmaya çalışıldıgını sanmıyorum ...
Sonuçta kemikleşmiş, İslamın kavramları üzerine kimse yeni birşeyler inşa etme cesaretini gösteremez sanırım ...
Şehitlik varmı var , buna meydan okunamaz ..
F. Gülen Şehit demişmidir demiştir taziye mesajıyla ..
O zaman bu konu konuşulurken , böyle bir söz söylemesinin bir sebebi olmalı ...
Veya "otorite" açıklamasına neden ihtiyaç duydu ...
Gene aynı yol izleniyor kanımca ..
Herkes İsraili kınama ve lanetleme noktasında ağız birliği yapmışken ...
Kamuoyu gündeminde İsrailin zorba, katil , işgalci yapısı konuşulurken ..
Bir anda gündem otorite açıklamasına döndü ...
Artık İsrailin ne oldugu degil , izin alınarak mı gidilmeli , izinsizmi gidilmeli konusuna kaydı ...
Aynısı şimdi yapılıyor ..
Herkes o insanları şehit diye yad ederken , ki kendisi dahi şehitlerimiz ifadesini kullanmışken ...
Bir anda sarf edilen cümle ile gene izlenecek yol konuşuluyor ..
Kanımca kavramları degiştiremeyecegi için , kavrama olan bakış açısına balans ayarı yapılıyor ...
Ve bunun açık şeklini hayatımızda görebiliyoruz ...
Artık F.Gülen Grubundan biriyle sohbet etmeye başladıgımda , pek çok kavramımıza farklı baktıgını anlıyor ve yaşıyorum ...
Ve bu manada da çok açık ve net söylenebilirki , gerek çizgi, gerek anlayış , gerekse takip edilen yol olarak yeni bir şeyler ortaya konuyor ...
Yolun dogru ve yanlışlığı beni bağlamıyor işin aslı ...
O yolda gitmedigim veya gitmeyi planlamadıgım sürece , yolun hesabını ben verecek degilim ...
Bununla insanlar kandırılıyor söylemlerine katılmıyorum , kanmasın kimse herkesin verecegi bir hesap var ...
Aklını kullanıp bir yola giren insana kim ne diyebilir ki ?
İslama zarar veriyor söylemlerinede katılmıyorum ..
İslam zarar gören veya fayda verilen bir şey degildir gözümde ...
İslama giren veya çıkan kişilerin aldıgı bir şeref veya hüsran vardır ...
Benim derdim bir güç haline gelen hareketin bir gönül hareketinden ziyade , bir menfaat birlikteligi harketine dönüşmeye başlaması ...
Yarın iki gün sonra dağılma ve çöküş yaşanmaya başladıgında gündemimizi çok daha fazla meşgul edecekler ...
Gündemin bu denli kirletilmesinden rahatsızım sadece ...
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
[/B]
Fetullah gülen bunu hep yapıyor.
siz hiç f.gülen'in müslümanların işkalcilere karşı cihadlarını desteklediği yönünde bir konuşmasını hatırlıyor musunuz?
O, ya yahudi çocuklar için sabahlara kadar ağlar yada mücahitlere harici der.
Böyle birinden farklı şeyler söylemesini beklemek saflık olur herhalde..
"Beşer, beşeri öldürmekten, ona zulmetmekten ne zaman vazgeçti ki!" sözünü hatırlayın. Gerçi bunu, Celal Nuri, Beşir Fuat, Tevfik Fikret gibi kimseler değişik bir zaviyeden ifade etmişlerdi ama, zulmün, haksızlığın devamı bakımından geçerliliğini koruduğu bugün de doğrudur. Evet, dünyanın yüzü hiç gülmedi, kan seylapları hiç durmadı. Milletler birbirlerini öldürmekten hiç vazgeçmedi.

Düşünün ki, İkinci Dünya Harbi'nde kırk milyon insan öldürüldü. Öyle ki, bütün insanlık hatta –hâşâ– Allah'ı inkâr eden mülhidler, ateistler bile bu kızıl kıyametin saldığı dehşetle çıkıp kiliseye koştu. Hiroşima'da atom bombasının patlatılması ile ilk etapta seksen bin insan öldüğü söylenir. Atom bombası, hidrojen bombası icat edildi ama bunlar, çağın vahşilerinin eline geçince, yeryüzünde hakikî vahşileri bile utandıracak cürümler işlendi.

Bir de, Müslümanlar açısından meseleye bakacak olursak, sadece Balkan Harbi'nde kendi öz be öz evlâtlarımızdan, şimdi Bosna-Hersek'te öldürülen insanlardan daha fazla Müslüman öldürüldü. Ve kim bilir daha hangi cephelerde nice gül yüzlü canlar ve nice sultanoğlu sultanların canına kıyıldı.

Bir mânâda bu katliamlar bize, medeniyet ve hümanizm sloganları ile insanlığa sunulan sistemlerin, ideolojilerin gerçek yüzünü gösterdi. Evet, Batı, çifte standarttan hiçbir zaman vazgeçmedi ve Müslümanlara ayrı, Hıristiyanlara ve Yahudilere ayrı muamelede bulundu.

Günümüzde, yeryüzündeki hâkim bazı güçlerin büyük yalanlarını bir defa daha bü tün dünya ile beraber müşâhede ettik. Bosna-Hersek'e hiç bir yardım yapılmazken, Hırvatistan sınırları on dört bin Bir leşmiş Milletler askeri ile koruma altında. Bosna-Hersek'te öldürülen Müslümanlar hakkında sadre şifa bir beyanat yok ama, onların öksüz-yetim kalan çocuklarını alıp kaçırma ve Hı ris ti yanlaştırma için yoğun faaliyetlere diyecek yok..!

Dilerim bu hâdiseler, Müslümanların hamiyet-i milliye ve hamiyet-i diniyelerini tahrik edip onları harekete geçirir... Evet, belki de etrafımızda cereyan eden bu tegallübler, tahakkümler, esaretler, zulümler vicdanlarda ürperti hâsıl eder de, "sâir fi'l-menam"[1] olan Müslümanlara "Yeter be!" dedirtir. Eğer bu tür hâdiseler böyle bir neticeyi doğurup mâşerî vicdanın uyanmasını sağlayacaksa, olup biten bu şeyler, zâhiri çirkin görünse de netice itibarıyla yararlı oldukları söylenebilir. Zira din ve diyanetleri uğruna ölenler zaten şehit oluyorlar. Öldürenler ise layık oldukları, azaba çarptırılacaklardır ve bun da zerre kadar şüphemiz yok. O hâlde, mazlum, mağdur olarak öldürülenler şehitlik mertebesini, Cennet'i kazanıyorlar. Bununla beraber, arkalarında yıllardan beri Batı düşüncesi ile mahmur kitlenin uyanmasına vesile oluyorlar. Bu açıdan da şimdilik bir kaybetsek de gelecekte –inşâallah– on kazanacağız demektir.

Evet, sistemin sağlıklı yürümesinin yolu, insan ve kültürden geçer. Bunu da makam ve mansıp sevdasına kapılmamış, milletine ait kültürü ile bütünleşmiş, "Bize vazife yapmak düşer, Allah'ın işine karışmayız." terbiye ve edebi içinde Allah'a karşı saygılı, vazife şuuru ile dopdolu nesiller başaracaktır.

Ümitsizliğe düşmemeliyiz. Zira biz millet olarak artık ellilerin nesilleri değiliz. Biz bugün, dirilmenin de ötesinde, bütün dünya ülkelerinde bir ışık kaynağıyız. Bu durum bazılarının akıllarına geldikçe, hafakanları kabarıyor. Sorarım size, o ülkeler sizi düşününce niye böyle hezeyana giriyor ve çıldırıyorlar? Çünkü Türkiye yeni bir tekevvünün içine girdi de ondan. Evet, artık o, büyük devlet olma yolunda.

İşte bunun içindir ki Batı, Müslüman dünyası üzerine gaile üstüne gaile açıyor. Bosna-Hersek, PKK, Kıbrıs, su, Ermeni, Filistin, Keşmir vs. Evet, bütün bunları onlar planlıyor; planlıyor ve: "Bunların bir tanesinden kurtulsalar, diğerine yakalanırlar, ondan da kurtulsalar, diğerine" deyip başımıza gaile üstüne gaile açıyorlar. Öyleyse biz ne diye ümitsizliğe düşeceğiz. Bırakın onlar ümitsizlik uçurumlarına yuvarlansınlar.

Bir de biz, hiçbir zaman işlerimizi, davranışlarımızı neticeye bağlama ve o neticeyi elde etme uğruna mücadele etme durumunda değiliz; zira netice bizi alâkadar etmez. Çünkü böyle bir düşünce beraberinde bazı sakat şeyler de getirir. Ayrıca, böyle bir düşüncede, Allah ile pazarlık etme gibi bir saygısızlık da söz konusudur. Hâlbuki biz, bundan fersah fersah uzağız...

Hâsılı, etrafımızda cereyan eden ve mutlak planda bizi üzen hâdiseler karşısında ümitsizliğe düşme yerine, canla başla davamızın i'lâsı istikametinde koşma, birinci hedefimiz olmalıdır.


[1] Uykuda yürüyen, uyur-gezer.
http://tr.fgulen.com/content/view/11678/3/
 

elcevaz13

Profesör
Katılım
17 Şub 2008
Mesajlar
1,472
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.herkul.org
Bizler de hüsn-û zan ile Mavi Marmara'da hayatlarını kaybeden insanların şehid olduğuna inanıyoruz, Müslümana da hüsn-û zan yakışır. Bile bile ölüme gitme, şehadet şerbetini içme meselesi sadece Mavi Marmara'ya has değildir ki...Her ne kadar dile getirilmese de savaşa giden herkes ölüme gider ve hüsn-û zan ile şehadetlerine şahidlik ederiz...
Muhterem kardeşim zaten Hocaefendi de aynı hüsn-ü zannı taşıdığı için taziye mesajında şehit olarak ifade etmiş ve bu taziye mesajı halen sitede mevcud.
Saniyen Mavi Marmara gemisi savaşa değil yardıma gitti ancak zalim İsrail askerleri tarafından kardeşlerimiz şehit edildiler.
Salisen Hocaefendinin karşı çıkıp eleştirdiği ''biz şehit olmaya gidiyoruz'' ifadesidir ki bu ifade de şehadet garantiymiş gibi algılanıyor halbuki şehadet Cenab-ı Allah'ın takdiri iledir.
 
Üst