Fethullah Gülen: "şehit olmaya gidiyoruz" retoriğine şiddetle karşı çıkıyor

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Bİlmem farkındamısınız ...
Şehit olmaya gidiyoruz diye ispat etmeye çalıştıgınız kişiler , mavi marmara şehitleri ..
Ne demişti Hocanız , bunlar şehit bile sayılmaz ...
Evet F.Gülen o sözü kime söylemiş ikna oldunuz mu şimdi ...
F. Gülen hiç tereddütsüz o sözü Mavi Marmaradakilere söyledi ...
Ama siz hala haklı çıkmak adına battıgınız batagın farkında degilsiniz ...
Her mesajınızda , IHH ya , Hamasa kin kusarken , hata üstüne hata bulurken , alaya alırken İsrail noktasında hiç bir açıklama duyamıyoruz ağzınızdan , kaleminizden ...
Bir kere bile gündeme "Katil İsrail" açıklaması yapmayan, İsrailin zulumunu eleştirmeyen , İsraile karşı en kucuk bir "kin , bugz , düşmanlık" alameti sergilemeyen F. Gülen ve cemaati , hamas, IHH , Çeçeniştan direnişcileri , Taliban , El Kaide gibi kesimlere kin ve düşmanlıkta pek mahirler ...
İsrail orda yere leblebi dökmüyor arkadaşlar , Müslüman kanı döküyor bilmem farkına varabiliyormusunuz ..
Her gün Müslüman öldürüyor orada ...
Bu ölümler hiçmi canınızı yakmıyor ..
Hiçmi nefret duygularınız kabarmıyor , bu kadarmı duyarsızlaştınız İsrail gerçegine karşı ...
Duyarsızsınız ki ugraştıklarınıza bak ..
Hamas bunu demiş , IHH şöyle hata yapmış ..
Açıklamalrınızı alt alta okusam , sizi İsrail düşmanı degil , dostu sanacagım ...
Müslüman dostu degil , düşmanı sanacagım ...
Önce bir İsraile tavrınızı koyun , İsrailin zulmu dururken , Müslümanların yaptıgı taktik , siyasi , itikadi , ameli ne dersen de hatalar bahse konu bile olamaz deyin önce ....
Önce safınızı net belli edin , sonra kimi düzeltmeye çalışıyorsanız düzeltin ama İsraile olan kininizi görelim ...
Ben kin duyuyorum İsraile , Öfkem büyük , her mekanda , her mecliste agzımı önce burdan açarım ..
Ve bunu diri tutmaya özen gösteriyorum ...
Bu derece İsrailin düşmanlarına , düşmanlık etmeniz ..
Artık saçmalık degil , hadsizlik densizlik oluyor ...
Lütfen çeki düzen verin biraz söylemlerinize ...

tabi herkesin saçmalama hakkı var.
sizin dışarda onbinlerce abiniz ablanızın can güvenilği endişeniz yok.
tavrınız
kedi dağ küsmüş, dağın haberi olmamış misali
atın atabildiğiniz kadar
mahalle kabadayıları karşılarına polis çıkana kadar horozlanırlar
sonra tırs gördük sizin gibilerini.
ihh bile gemileri el konulunca sus pus kaldı.
 
K

Kaçak

Guest
Sözlerim sana degil merak etme ..
Sen rahat olabilirsin ..
Sözüm başka arkadaşalra ..
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Korakademik, İhh'nin Mavi Marmara seferinde siyasi bir amacımız vardı şeklinde açıklaması olmamıştır.. Siyasi hedef açıklaması Pensilvanya'nın tanımadığı (!) İhh'ye yakıştırmasıydı.
yardım etmek niyetleri mi vardı. ablukayı delmek mi?açıklamaları ihh sayfasından iyi okuyun.
abluka delmek de sadece siyasi hedefi olanlar için geçerlidir.

Uluslararası sularda seyretmek için izne gerek yoktur. Karasularına gireceğiniz ülkeden izin alırsınız. Mavi Marmara'nın hedefi Filistin'dir. Olsa olsa Filistin devletinden izin alırlar. Kaldı ki Gazze için, müdahale etmesinler diye, diplomatik sıkıntı olmasın diye önceden İsrail'e başvurular yapılmış.. İzin verilmemiş. Defalarca açıklandı.
israil izin vermedi ise kimden izin alında peki... mısır izin mi verdi gemi nereye gitmek için izin almış açtığım konularda mevcut iyi okuyun...

Ülkemizde Rum bölgesi yok. Abluka altında tek bir yer yok. Olmadığı için cevabı dikkate almaya gerek yok.

onu rumlara sorun edirneden istanbul-izmir-trabzon veya doğuda ermenilerin taleb ettikleri topraklar. geriye bi ankara kalır bi konya
cevap vermemek utanma pazarı mı?
3. Sorunun cevabı ise verilmemiş.
3. soruya cevap verdim okumamışsınız sanırım.

aynı çerçevede hem konu açılmış hem cevap verilmiş
birileri hala haberim yok diyorsa duyrulur.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Hamas terörist , IHH fitneci , otorite sevgili ...
Gelinen noktaya bakarmısınız ...
Mazlum , yardım eden ve zalim ...
Hangisine karşı durmak gerek İslamın en temel ögretisinde , en saf , en duru haliyle ...
İşi öyle karmaşıklaştırdıkki ...
Zalimi masum , mazlumu zalim , yardım edeni hain ilan etme derdinde degil , ispat için çaba harcıyoruz ..
İnatla ısrarla ispat edecegiz diye çırpınıyoruz ...
İnsanlık İsrail orda dururken , derdiniz kiminle sizin ...
Haddinizi bilin ...


Şimdi şöyle :

1-Müslümanlara müslümanca tavır sergilenmez, hatta hepsine sapkın yanlış yol yolcusu zavallı cehennimlikler muamelesi yapılır..

2-Adı müslüman ama kendi değil, hatta müslüman değil ve hatta siyonist ise müslümanca tavır sergilenir...


3-


dahası da var ama şimdilik bunlar açık edildiğinden bunlarla yetinelim sen de eyi belle kaçak :)
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Şimdi şöyle :

1-Müslümanlara müslümanca tavır sergilenmez, hatta hepsine sapkın yanlış yol yolcusu zavallı cehennimlikler muamelesi yapılır..

2-Adı müslüman ama kendi değil, hatta müslüman değil ve hatta siyonist ise müslümanca tavır sergilenir...


3-


dahası da var ama şimdilik bunlar açık edildiğinden bunlarla yetinelim sen de eyi belle kaçak :)

mesajlarınızı buraya aktaralım mı:D
sizin sevdiğiniz müslüman grup mu var.
birini açıklayın
bu forumda tartışmadığınız grup kalmadı
 

korakademik

Ordinaryus
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
2,236
Tepkime puanı
63
Puanları
0
Ulaştırma Bakanlığı'nın Hürriyet'in Mavi Marmara Gemisi sorularına verdiği yanıtlar


22 Haziran 2010
spacer.gif

MAVİ MARMARA isimli 600 yolcu kapasiteli gemi, Türk Uluslararası Gemi
Sicilinde (TUGS) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına kayıtlı
iken, 27.04.2010 tarihinde
İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım
Vakfına satılmış olup, aynı tarihte yine söz konusu vakıf adına TUGS'a kayıt
edilmiştir.


Geminin T.C sicilinde bulunduğu dönemde tüm sertifikalarının geçerlilik
süresi 30 Aralık 2009 tarihinde dolmuş olup Geminin 5 yıllık genel bakım ve
kuru havuz bakım ve denetimleri yapılmadığı için sefer yapamaz duruma gelmiş
kabul edildiğinden denize elverişliliği sonlandırılmıştır. Aynı gerekçeyle
geminin klası Türk Loydu tarafından 5 Ocak 2010 da askıya alınmıştır.

Geminin yeni donatanı İHH, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge
Müdürlüğüne yapmış olduğu sözlü başvuru ile, geminin tekrar uzak yol seferi
yapabilmek üzere yola ve denize elverişli hale getirilebilmesi için
yapılması gereken bakım ve onarımların ön tespitini talep etmiştir.

Denizcilik Müsteşarlığı GSK uzmanlarınca yapılan ön sörveyde ihtiyaç duyulan
bakım ve denetimler tespit edilerek kendilerine bildirilmiştir. Keza, Türk
Loydu da geminin klasının tekrar başlatılabilmesi için yapılması gereken
bakım ve onarımları bildirmiştir. İHH
bu bakım ve onarımların zaman alacağı
ve muhtemelen yüksek mali külfeti nedeniyle bayrak değiştirme arayışına
girmiştir.


Geminin milli mevzuatımız çerçevesinde mevcut durumu ve sertifikaları ile
Türk Bayrağı altında uluslararası sefere çıkma imkânı olmadığından, Vakıf
yetkililerince, geminin mevcut durumu itibari ile uluslar arası sefere
çıkabilecek şekilde sertifikalandırabilecek yabancı ( denizcilik
literatüründe Elverişli Bayrak denilen ) bir bayrak devleti arayışı
neticesinde gemi sertifikalarını Comoros'tan 21.05.2010 tarihinde almış ve
gemiye Comoros bayrağı çekmiştir. Donatan ayrıca Türk Loydu klasından da
çıkmış ve gemi Yunan kuruluşu olan " Phoenix Register of Shipping adlı
klas kuruluşu tarafından yeniden klaslanarak gerekli belgeleri almıştır.

Bazı ülkelerin mevzuatı aynı anda çift sicil kaydına müsaade etmektedir.
Gemi donatanınca, Türk sicilinden terkin talebinde bulunulmadan Comoros
siciline kayıt yapılmıştır. Şu ana kadar gemi donatanı tarafından geminin
Türk Sicilinden terkin talebinde bulunulmadığından gemi halen aynı zamanda
Türk Sicilinde de kayıtlı bulunmaktadır.

Ülkemizinde taraf olduğu Uluslararası denizcilik teşkilatının SOLAS (Safety
of Life At Sea ) kuralları gereği bir geminin denize elverişliliği ve sefer
yapabilmesi için sahip olması gereken kriterler ve sertifikalar geminin
bayrağını taşıdığı Bayrak Devleti otoritelerince belirlenmekte ve
verilmektedir. Diğer ülkeler bayrak devletinin düzenlediği sertifikaları
kabul etmek ve tanımak durumundadır.

İSTANBUL ÇIKIŞI

Satışı ve bayrak değişikliğini müteakip donatan, geminin yeni Bayrak
Devletinin düzenlemiş olduğu belge ve sertifikalarla, bulunduğu İstanbul
limanından 42 transit yolcu ve 29 Türk vatandaşı mürettebatıyla Comoros
Bayraklı olarak Antalya limanına hareket için Liman Çıkış Belgesi talep
etmiştir. Gemiye Comoros Bayrağı ve D6FU2 Çağrı İşaretiyle aynı gün
(22.05.2010) İstanbul Liman Başkanlığınca Liman Çıkış Belgesi verilmiştir.
Çıkış öncesi geminin tüm sertifikaları incelenmiş olup bir eksiklik
görülmemesi üzerine gidişine müsaade edilmiştir.

ANTALYA ÇIKIŞI

Gemi Antalya limanına 25.05 2010 tarihinde varmış olup Antalya'dan katılan
504 yolcu ile birlikte toplam 546 yolcu ve 29 personel ile Antalya Liman
Başkanlığından almış olduğu 28.05.2010 tarihli Liman Çıkış Belgesi ile
28.05.2010 saat 00 35'te Antalya'dan beyanında olduğu gibi Lübnan'a hareket
etmiştir. Daha sonra Kıbrıs'ta CHALLENGER 1 isimli yattan katılan 14 yolcu
ile yolcu sayısı 560 olmuştur.


sonuç

Gemi
Sicilinde (TUGS) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına kayıtlı
iken, 27.04.2010 tarihinde
İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım
Vakfına satılmış olup, aynı tarihte yine söz konusu vakıf adına TUGS'a kayıt
edilmiştir.
belediyeden kim neden nasıl satın alınır.
ak parti ye onca destek verdiği söylenen cemaatler neden belediyeden destek alamamışlardır dı ihh alabiliyor.

Denizcilik Müsteşarlığı GSK uzmanlarınca yapılan ön sörveyde ihtiyaç duyulan
bakım ve denetimler tespit edilerek kendilerine bildirilmiştir. Keza, Türk
Loydu da geminin klasının tekrar başlatılabilmesi için yapılması gereken
bakım ve onarımları bildirmiştir. İHH
bu bakım ve onarımların zaman alacağı
ve muhtemelen yüksek mali külfeti nedeniyle bayrak değiştirme arayışına
girmiştir.



hangi müslümanlık anlayışıdır ki bakımsız gemi ile uluslar arası sulara çıkma girişimi vardır.
amaç olay çıkarmaktı sanırım belki limandan bile çıkamamayı hedefliyorlardı.

3. sü ise israil in karşı çıktığı inşaat malzemeleri niye alındı
uluslar arası desteği tersine çevirebilecek eylemle kaç mütaahhit sevindirilmiştir.
eğer ambargo delincekse yanlarına tek bir yiyecek malzemesi bile alınsa sonuç aynı idi ambargo delincekti.
niye şehit haberleri yayınlandı hemen ölümlerin ardından

akıl yoksunluğumudur bunca vakıf yardımları heba edilmiştir.
bu resmen israil hükümetinin ekmeğine yağ sürmektir.

akla takılan soru ihh ülkemizin çıkarlarını göz ardı niye ediyor niyeti nedir?
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
"Cihan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Fethullah Gülen, "CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal ile ilgili kaset skandalını haber bültenlerinden öğrendim. İnsani olarak fevkalade üzüntü duydum. Bu samimi hislerimi çevremdeki arkadaşlarımla paylaştım. Beni ziyarete gelmiş bir arkadaşım bu hislerimi Sayın Baykal'a iletti" dedi. "

Kusura bakmayın ama kelime oyununa gerek yok yukarıdaki teselliden de öte özel bir ilgilenmeye giriyor :)

demek ki neymiş efendim... direk olarak aramamış ve bir arkadaşı iletmiş...

yalan haber ortaya çıktı ve kelime oyunu yaparak balıklama atlayanlara anlatıldı.. anlayan anladı inşaallah.. çamur atmak isteyenin çamuru kendisine kaldı...

yeni iddeayı mübereke ablamız tevil etti.... neymiş efendim...ÖZEL İLGİLENMEYE GİRİYOR...

bakalım daha ne kadar teviller ve/veya yalan haberler çıkacak...
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Söylemişitir. Söylemiş olabilir, söylemediyse bile nefesi çıktığı müddetçe söyleyecektir. Biz şaşırmayız. Yakıştırırız, daha ağırlarını, daha acılarını da bekleriz. Uluslararası karasularında (Akdeniz'de) Siyonist İsrail otoritesini tanıyın diyen bu kişiden her sözü bekleriz.

Lakin unutulan bir hususu hatırlatalım: Başta Bülend ağabeyim olmak üzere gemide bulunanlar, "her tür hakaret ve tacizi bekliyorduk ama silahsız insanlara, Uluslararası karasularında silahlı katliamı beklemiyorduk" dediler, döndükleri zaman... Kim uydurduysa bu "Şehid olmaya gidiyoruz" yalanını... Bu yalanı, İsrail saldırısını haklı göstermek için uydurmuşlar besbelli.. Mavi Marmara'daki adamlar ölmeye öldürmeye niyet etmişler, şehid olacaz diye yola çıkmışlar, bakın: E öyleyse İsrail erken müdahalede haklı dedirtecekler. Bu şeytanlık Yahudinin (İsrail siyoncusunun) dahi aklına gelmez.

Gülen avukatları hemen atlamasınlar: Bu fikir Gülen'den çıkmış demiyoruz. Çıkmış da olabilir. Giden gazeteciler bu şeytanlığı kurgulayarak tuzak sorular sormuş olabilir. Gülen de üstüne atlamıştır. Allah bilir.

muhterem, risale-i nur ve Bediüzzaman ve Hocaefendi konusunda tekfirci başı teşrif etmişler..

Muhterem Cübbeli Ahmet Hocamız bu haftadaki flash tv sohbetinde Hocaefendinin FÜRUU kelimesini açıkladılar... Hocaefendinin yanlış anlaşılan kelimesinin doğru olduğunu anlattılar..

Neyse darısı o zaman veryansın eden başta hirahos kardeşimiz ve ekabirine duyrulur.. geç de olsa, 3-4 sene de geçse bazı yorumlar ancak anlaşılabiliyor nedense..

Daha kardeşimizi ŞEHİT OLMAYA GİDİYORUZ kelimelerini yeni duymuşlar, haberleri izler ama kendince haksızı olacağı kısımları ATLAR - ES geçer, malzeme olacakları alır buraya yapıştırır muhterem kardeşim..

Olsun alnı secdeye geldiği sürece kardeşimiz kalacak inşaallah..

Daha önce FORUM kurallarını ihlal ederek cemaat ve kanaat önderleri hakkında birçok fazlasıyla yorumda bulunan kardeşimiz söylemlerine devam ediyor... bakalım ne kadar daha devam edecekler...
 
K

Kaçak

Guest
Aklıma bir soru geldi bu arada ...
Varsayımlar üzerine konuşulmaz ama ...
Muallak laflar üzerine epey konuştuk ..
Bu cihedden bir zarar gelmez sanırım ...
Şimdi Kimse Yokmu dernegi gönüllüsü bir arkadaşımız ...
Otoriteden izin almış , üstüne dayanamayıp İsrail vizesinide pasaportuna işletmiş ...
Cevresine de Gazzeye yardım dagıtmaya gidiyorum ama benim için endişelenmeyin , başıma bir iş gelmez , pasaportumda İsrail vizesi var demiş ...
Hasılı Gazze yolunda giderken , muz kabuguna basıp kayıp düşmüş ve kafasını şiddetle çarpmış ve nihayetinde hakkın rahmetine kavuşmuş ...
Şimdi bu arkadaşa şehit denirmi ?
Denirse kime göre denir ?

Selamlar ...
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
Muhterem Cübbeli Ahmet Hocamız bu haftadaki flash tv sohbetinde Hocaefendinin FÜRUU kelimesini açıkladılar... Hocaefendinin yanlış anlaşılan kelimesinin doğru olduğunu anlattılar..

gülenin bu açıklamsı tabi ki doğru ama zamanlama manidar geldi millete...
herkes eylemlerde parklarda yatıyor kalk bu açıklamayı yap...
cübbeli hocamız itikadi açıdan baktı olaya ve hak verdi, siyasi açıdan baksaydı ne derdi biemiyoruz
ama,zaten bakmazdı zira o başörtüyü değil çarşafı savunuyor...

 

akesga

Asistan
Katılım
8 Ocak 2007
Mesajlar
205
Tepkime puanı
0
Puanları
0

Ben gemiden çok öncede ve halen de kendi ölçülerime göre fena sayılmayacak miktarda İHH ya her ay otomatik ödeme talimatımla para yatırmaktayım. Bir kaç kez kurban kesmişliğim de vardır. Bununla beraber İHH yı eleştirdiğim de doğrudur. Cemaat ve tarikat taassubu ortamlarında yetiştiğiniz için eleştirinin e'si hakkında en ufak bir fikrinizin olmamasını da anlayışla karşılıyorum. Efendim şeyhim rüyada görmüş, filana konuş demiş, dolayısıyla her sözü hilafsız haktır, hakikattir dedikten sonra konuşulan lafın ertesi özür beyanı gelince en ufak bir utanma belirtisi göstermeyenlere eleştirisel bakışın ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum ya aklıma şaşayım. Fakat burada cehaletten ziyade fitnecilik yapma niyetinin ağır bastığını düşünüyorum. Mecburen fitneyi engellemek için açıklama yapmak zorunda kalıyoruz.
Küçük bir tavuk kümesi yaparken bile belli bir plan dahilinde hareket edilmesi gerekirken İHH nın herhangi bir baskın sırasında bir B planı var mıydı? Yoktu. yüzlerce insanın sorumluluğunu üzerine alıyorsan ayağın yere basacak. Hakan Albayrak nasıl anlatıyor olayı bakın:

Yaklaşık bir saatlik bir mücadeleden sonra, "Çok şehidimiz ve yaralımız var. Daha fazla kanın akmaması için beyaz bayrak çekiyoruz. Herkes mücadeleye son verip salonlarda toplansın" gibi bir anons yapıldı.

Yanımda Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Danışmanı –eski Alperen Ocakları Başkanı- Eyüp Gökhan Özekin ve kardeşim Sinan Albayrak vardı...

İkinci kattaki 'mevzi'mizdeydik...

"Ne yapacağız?" diye soran gözlerle birbirimize baktık...

Anons tekrar edildi...

Ve...

Gemiyi, kendimizi, her şeyi Allah'a ısmarlayıp geri çekildik.


Allah aşkına bu ne? 9 yerine 8 kayıp versen bir saat daha mı duracaktın? 9 kayıp eşik değer midir? Dövüşeceksen yanına silah alırsın, yok ben mağdur olayım, olduğumu bütün dünyaya duyurayım diyorsan oturup hep beraber dayak yemek için elinden geleni yapacaksın. Silah almayayım da dövüşeyim diyorsan o konuda donanımlı insanlarla oraya gideceksin. kendi hayatından vazgeçsen dahi başkasının hayatını tehlikeye atamazsın. Saldım çayıra Mevlam kayıra olmaz. iki yanlış her zaman bir doğru etmez. Hakan Albayrağı severim cesaretine hayranım, Allah razı olsun ama aynı ölçüsüz tavrı mayınlı arazi konusunda da gösterdi.
Efendim amaç konuya dikkat çekmekti.. o zaman dikkat çekip vazifeni yaptıysan bayrağını teslim edip kenara çekilmesini de bileceksin. bu kadar basit.

3-4 kişi denilen şahıslar orada şehit olan 9 kişinin içerisindeki insanlardır. Eminim diğerleri de aynı şeyi düşünüyorlar dı. bu ayıp günah değil zaten olması gerekendir. Fakat dünyanın en zeki milleti karşısında en az onlar kadar zeki olunması gereken bir ortamda karşı tarafın eline zerre kadar bir koz verilmemesi gerekir.
Önceden söylemesem içim yanmayacak. biri çıksın da efelensin, bizde meftun olup internetten tempo tutalım hatta resmini alıp avatar yapayım da caka satayım düşüncesi eşittir cihat olmuyor. İslam da barış ta vardır savaşta vardır, anlaşma da vardır. Müslümanın Siyasi kararlarını fıkıhla eleştiremezsin, gene siyasi söylemle eleştirirsin. Savaş zamanı İslam barışı emrediyor ya da barış zamanı İslam savaşı emrediyor diyemezsin.
Fethullah hoca tam zamanında çok güzel bir ayar verdi. Özellikle hükumet gazı almış giderken böyle bir frene ihtiyaç vardı onuda zamanla anladık. Hükumetin şimdi ki tavrı da bunu teyit ediyor. O dönem o kadar coşmuşlardı ki bir kahvehane dolusu kalabalığı görünce Allah Allah! yani. biri coştuğunda özellikle gençlerin tempo tutmasını bir yere kadar anlarım ama bir adım sonrasında savaş varsa hesabınızı yapacaksınız. bana güveniyorlarsaydı savaşsaydık, bilemiyorum anlatabildim mi?
Tarihinizi Karamurat filmlerinden, dininizi de Arap menkıbelerinden öğrenmiş olabilirsiniz ama bizler Arap değiliz kardeşim, sözümüzü söylediğimiz zaman yaparız, yapacağımız zaman da sözümüzü söyleriz.
Türk tarihinde Devlet başkanı düzeyinde bu kadar lafı söyleyip üstüne bir bardak su içtiğimiz bir dönem oldu mu onu da hatırlamıyorum.
Hoca, bunun yerine afedersiniz bir mastürbasyon reddiyesi yazsaydı da İslam Alemi rahat bir nefes alsaydı diye düşünüyorsanız o da sizin bileceğiniz bir iştir. Kapısından anca gazeteci kovalamak için çıktığınız tekkelerinizden iş yapmak için dışarı çıkıp herhangi bir konuda sorumluluk almış olsaydınız ölçülü hareket etmenin ne demek olduğunu daha iyi anlardınız diye düşünüyorum.
burada bir parantez açıp değinelim, Cemaatinin Hocasını ne kadar anladığını da (daha doğrusu ne kadar anlamadığını) hocanın açıklamasının hemen sonrasında düştükleri durumdan görebilirsiniz.

Diğer bir konuda Diyalog meselesidir. Geçen yıl bu zamanlar Alaska bizim neyimize diye gülüp eğleniyordunuz, şimdi çevir kazı yanmasın moduna girdiniz.
http://www.haksozhaber.net/images/other/20688.jpg
Elinize böyle bir fotoğraf geçecekti de Vatikanın planlarından, Kafirleri dost edinmeden, piskoposun arkasında namaza durdular türü her türlü pisliği atmayacaktınız öyle mi? Yararlı iş olursa demek? Neyin yararlı olup olmadığına hazreti monologçular mı karar verecek? Bir monologçudan bu resmi koyupta altında Maide 51’in izahını istiyorum.

Selamlar.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Diğer bir konuda Diyalog meselesidir. Geçen yıl bu zamanlar Alaska bizim neyimize diye gülüp eğleniyordunuz, şimdi çevir kazı yanmasın moduna girdiniz.

http://www.haksozhaber.net/images/other/20688.jpg

Elinize böyle bir fotoğraf geçecekti de Vatikanın planlarından, Kafirleri dost edinmeden, piskoposun arkasında namaza durdular türü her türlü pisliği atmayacaktınız öyle mi? Yararlı iş olursa demek? Neyin yararlı olup olmadığına hazreti monologçular mı karar verecek? Bir monologçudan bu resmi koyupta altında Maide 51’in izahını istiyorum.

muhterem kardeşim, yeni moda giren bu tekfirci ve eleştiri hastalığına tutulmuş BAZI kalemşör kardeşlerimiz sus pus oldular.. senelerdir başta bu sitede olduğu kadar açtıkları ve açacakları sitelerde bu konuyu işlediler.. ve bizlerde hep savunmada ve sorgu hakimi karşısında suçlu tutulduk..

Muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yoktur anlayışıyla olaylara yaklaştık ve dedikodu, açık arama ve hata-kusur devşirme diye bir düşüncemiz olmadı..

Ama BAZI kardeşlerimiz kendilerini zamanın alimi bilerek başta ANLAYAMADIKLARI risale-i nur ve Bediüzzaman ve Hocaefendinin söz ve kelimelerinin manalarını takılıp kaldılar.. sivak ve sibakına bakmadan kafirlere dahi cennete aldığımız safsatasını uydurup veryansın ettiler..

aşağıdaki resim ve yaşanan olay güzel bir gelişme ve bunu köşesinde mavi marmarada giden milli gazete yazarı mustafa özcan da bahsetti..


Kafilede çelebiliği ile dikkati çeken Hıristiyan ruhanilerden Helorion Kabotchi'nin de akşam namazı için saf düzeni aldığı ve cemaate iştirak ettiği dilden dile aktarılmaya başlandı. Kimileri bu heyecanla birlikte geminin güvertesine doğru koşuşturmaya başladı. Kimse bu istisnai anı kaçırmak istemiyordu. Herkes bu manzarayı görmek istiyordu. Ben de koşturanlar arasındaydım.Gerçekten de cemaatın ortasında bir sandalye üzerinde saf tutmuştu. Kimse bu işe bir anlam veremiyordu. Kimisi bunu Müslümanlığına yoruyordu.Cemaate iştiraki karine ve hatta delil olarak algılanıyordu. Kimisi de Müslüman olmasını temenni ediyordu. Gerçekten de gördüğümüz manzara göz yaşartıcı idi. Cemaatin ortasında huşu içinde toplu ibadete iştirak ediyordu. Flaşlar art arda patlıyordu.

Evet, Hıristiyan İseviler cereyanı gittikçe büyüyor. Bunu Gazze yolunda gördük ve Kudüs yolunda daha büyük çapta göreceğimizden şüphe edilemez. Bu yazıyı sözkonusu manzarayı yaşadıktan sonra sıcağı sıcağına ve ale'l acele yazıyorum. Yolumuz Gazze ve yarın ne ile karşılaşacağımızı bilemiyoruz. Bindik bir alamete gidiyoruz Gazze'ye! Dualarınızı esirgemeyin. (Pazar; 30/05/2010).

http://www.haberoz.com/haber_detay.asp?haberID=131

AYRICA bu diyalog meselesini sadece nur talebeleri değil çoğu tasavvufda (nakşibendi) bulunan Avrupadaki milli görüşcü kardeşlerimizde savunuyor ve sitelerinde 2006 dan beri ilan etmiş gibi haber yapmışlar..işte o haberler...

İslam Toplumu Milli Görüş Güney Bavyera Bölgesi’nin verdiği iftar yemeğinde
Münih“in tanınmış simaları bir araya geldi

Arnavut imam Xhelal Kaloshi’nin Meryem Suresi tilavetiyle başlayan programda
açılış konuşmasını yapan Güney Bavyera Bölge başkanı Abdüssamet Temel, barış ve
özgürlüğün sadece diyalog yoluyla sağlanabileceğine inandıklarını ve bu yüzden
kültürler ve dinlerarası diyaloga çok önem verdiklerini söyledi. Temel bu ülkede
yasayan Müslümanların kendilerini bu toplumun bir parçası, Almanya’yı da
vatanları olarak gördüklerini anlatan Temel, geçtiğimiz günlerde yapılan İslam
Zirvesi’nin de diyalog ve barış yönünde atılan çok önemli bir adım olduğunu
kaydetti.Toplumdaki farklılıkların ve önyargıların elbirliğiyle giderilmesi
gerektiğini vurgulayan Temel, bu konuda özellikle medya ve politikacılara büyük
görevler düştüğünü söyledi. Abdüssamet Temel Schäuble’yi bu yönde attığı
birleştirici adımlardan dolayı kutladı.

Farklı dinî cemaatlerin bir araya gelerek, dindarların birbirlerini tanımalarına, IGMG özel bir önem vermektedir. Diyaloğu reddetmek, inandığımız din ve bu dinin tebliği görevine aykırı düşer. Kendi dinleri hakkında bilgi vermek ve insanlara İslam’ı tebliğ etmek bütün Müslümanların görevidir. Teşkilatımız temele insanı alarak, bütün insanlarla özellikle de Ehl-i Kitâb ile diyaloğu toplumsal barışın önemli bir unsuru olarak kabul etmektedir.

Toplumsal hayatta barışın tesis edilmesi için dindarlar arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi gerektiğine inanan teşkilatımız, anlama ve anlatma ekseninde bütün diyalog yollarını diri tutmayı önemli bir sorumluluk saymaktadır. Sağlıklı bir diyalog için gereken en önemli unsur, sağlıklı iletişim niyeti ve bu niyetle oluşturulmuş iletişim kanallarıdır. IGMG, bu anlamda muhataplarını, gerek kurumsal gerek kişisel bazda anlamaya dönük bir iletişim faaliyetini önceler, yargılama ve dışlamayı reddeder. IGMG, dezinformasyona dayanan bir anlama, tanımlama yerine, muhatabının öz ifadelerini esas kabul eder ve sözkonusu IGMG olduğunda da, bu tavrı muhataplarından bekler.

Ne olduğunu anlatmaktan daha çok “ne olmadığı nı anlatmayı” zorunlu kılan ve dönemsel dalgalanmaların etkisinde kalan gündemlerin dışında durmayı prensip edinen IGMG, kalıcı ve insanın temel sorunlarına dair gündemleri kendine iştigal alanı olarak belirlemiştir.

http://www.igmg.de/tr/teskilat/hakkimizda/goerueslerimiz/dindarlar-arasi-diyalog.html
Görüşlerimiz
 
Üst