Farklılaşan ifadeler

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Türk kelimesinin Fars Edebiyatı’nda kazandığı anlamla ilgili bugün bir mesaj okudum. ilgimi çekti. Doğruluğuna tam emin olmamakla birlikte burada paylaşıyorum.

"Yüz yıllarca Türk hâkimiyeti altında kalan İran, Türklerin istila ve yağma hareketlerine de çokça maruz kalmıştır. Yağma Türk savaş geleneğinde çok önemli bir yere sahiptir öyle ki bey büyük bir ziyafet verir sonra da katılımcılarına kurduğu sofraları özellikle yağmalatırdı. Kimileri bunun diş kirası olduğunu ki
mileri de göçebe Türkler daha iyi yağmacı olsun diye bu sofraların kurulduğunu söyler. Bu anlamıyla Han-ı Yağma (Yağma sofrası) divan edebiyatında da çokça kullanılır. İşte Türk sözcüğü başlangıçta yağmacı, zalim, kandökücü, merhametsiz ve vefasız anlamlarında Fars Edebiyatı’nda kullanılırken olan olur. İşaret edilen bu sıfatların tamamının sevgilide de olduğunu fark eden Farsça yazan şairler, artık “Sevgili” için doğrudan Türk demeye başladı: Eger an Turk-i Şirazi be dest ared dil-e mara---Be hal-i hinduyeş bahşem Semerkand-u Buhara ra (O Şirazlı Türk/Güzel gönlümüzü yağmalarsa (bize iltifat ederse yüzündeki siyah bene Semerkand ve Buhara-yı bağışlarım). Türk sözcüğünün Fars Edebiyatı’ndaki olumlu seyri devam eder ve Arifane Fars Edebiyatında aşkın ve manevi anlamları ifade eden derin bir sembole dönüşür. Bu aşamadan sonra Türk “Can, İnsanın İlahi ve Melekuti boyutu, Maşuk-ı Ezel, Hakk Teala, Aşk, Hakikat Ehli ve Tanrı Eri” gibi anlamlara gelecek şekilde çokça kullanılmaya başlar."
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,935
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
yanlışın şurada: bilgisayarı klavye ve mause ile kontrol etmiş olmuyorsun. onlar sadece aletin parçaları. bu aletler olmayabilir de. mesela dizüstü bilgisayarlarda mause olmayabiliyor. ama onu yine de kullanabiliyorsun. klavye olmadan da ondan çeşitli biçimlerde yararlanabiliyorsun (müzik dinlemek gibi). yani benzetmede böyle bir hata var.

asıl itirazım ise kelimenin tarihsel anlam inceliği nedeniyleydi. neyse...

Abi ben bir kullanıcıyım :) Sonuçta bilgisayarı işletmem için veri girmem ve nereye gireceğim göstermem gerek.

Yani bilgisayarı sıradan bir kullanıcı olarak internete girip seninle yazışmak için kullanıyorum. Bana göre klavye ve mouse

mouse olmadan bir örnek istiyorum!! dokunmatik olsa bile elin dokunduğu yer işaretçi görevini yapmıyor mu? Ben beyin dalgaları ile çalışan bir bilgisayar görmedim kusura bakma :)


zaten bizde kelimenin tarihsellik içinde farklılaşması ve farklı anlamlarda kullanılmasını konuşmuyormuyuz. Farklılaşan bu kelimeler sonucunda kitabın anlaşılması dahada güçleştiği gibi bazen anlamsız sonuçlar ortaya çıkmasına neden olmuyor mu?
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Abi ben bir kullanıcıyım :) Sonuçta bilgisayarı işletmem için veri girmem ve nereye gireceğim göstermem gerek.

Yani bilgisayarı sıradan bir kullanıcı olarak internete girip seninle yazışmak için kullanıyorum. Bana göre klavye ve mouse

mouse olmadan bir örnek istiyorum!! dokunmatik olsa bile elin dokunduğu yer işaretçi görevini yapmıyor mu? Ben beyin dalgaları ile çalışan bir bilgisayar görmedim kusura bakma :)


zaten bizde kelimenin tarihsellik içinde farklılaşması ve farklı anlamlarda kullanılmasını konuşmuyormuyuz. Farklılaşan bu kelimeler sonucunda kitabın anlaşılması dahada güçleştiği gibi bazen anlamsız sonuçlar ortaya çıkmasına neden olmuyor mu?

işte bak, sen kendin söylüyorsun, sen bir kullanıcısın. kullanıcıların iktidar sahibi olduğu görülmemiştir. sen, bir kullanıcı olarak, sana verilen o aleti kullanırsın. onunla sınırlı işler yapabilirsin. ona o işleri yaptıran, onu o şekilde donatan ve yazılımını yazanlarla, onları finanse edenlerdir.

sen arş sahibi değilsin ve olamazsın. ayrıca olmamalısın da. arş kötüdür. arş, erk, insanı bozar. :)

kullanıcısın sen, kullanıcı kal.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,935
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
işte bak, sen kendin söylüyorsun, sen bir kullanıcısın. kullanıcıların iktidar sahibi olduğu görülmemiştir. sen, bir kullanıcı olarak, sana verilen o aleti kullanırsın. onunla sınırlı işler yapabilirsin. ona o işleri yaptıran, onu o şekilde donatan ve yazılımını yazanlarla, onları finanse edenlerdir.

sen arş sahibi değilsin ve olamazsın. ayrıca olmamalısın da. arş kötüdür. arş, erk, insanı bozar. :)

kullanıcısın sen, kullanıcı kal.

Abi şuan ben kendi çapında bir pastayım beni dışarısı ilgilendirmez şuan ben kendimi örnek verdim diyorum :)

Şimdi ben bu örnekten yola çıkarak dahada genişleteceğim.

Herkes bunu yapar verilen verileri kullanır tahtı ile :)

Şuan yanımda bu saydıkların olmadığı için bu bilgisayarın iktidarlığı benim elimde yaşasın iktidar oldum :) ne ile elde ettim para para para
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
hoş bir reklam filmi gördüm dün. konumuzla ilgili. eski kavramların günümüzdeki değişimini anlatıyor. beğenmek, paylaşmak, takip etmek, takibi bırakmak gibi facebook diline girmiş kavramların eskiden gündelik hayatta nasıl anlaşılıp uygulandığını gösteriyordu.

eski gerçek hayatta bunların somut ve maddî anlamları artık kayboluyor. onun yerine sanal ve sığ anlamlar yerleşiyor. mesela eskiden "çok paylaşımcı biridir" şeklindeki bir laf, günümüz "sosyal medya" dilini konuşanlar açısından anlamsız kalacaktır.

dil ve düşünce nüanslarla gelişir. oysa günümüzde nüanslar kayboluyor ve ifadeler sığlaşıyor. bir derdinizi anlatabilmek için hangi kelimeleri kullandığınıza dikkat edin. bin türlü insanlık hâli vardır. oysa bunları ifade etmek için kullandığımız kelimeler ve ifadeler çok azaldı. bu da ifade etme yeteneğimizin körelmesi demek.

yâni anlaşamamak, ifade edemeyip karşımızdakini de anlayamamak demek.

bu da bireysel ve toplumsal travmayı artıran bir sorun.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
şaka kelimesi artık sevimli bir anlam taşıyor. oysa arapçada özgün anlamı, talihsizlik, üzüntü, acı, sıkıntı vb... birisiyle alay ederek eğlenme anlamı oluşmuş. sonradan ise belki sadece bizde, olumsuz anlamı giderek kaybolmuş.

"eşkiya"nın tekili "şaki" de bu kelimeyle kökdeş. eşkiya, şakiler demek. "eşkiyalar" galat-ı meşhur oluyor.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
fena, yok olma, zail olma demek. aramiceye kadar gidiyor ve orada "panaya", gün dönümü, geri dönme, akşam anlamında.

fani de fenayla kökdeş. "yok olan" demek.

bizde eski metinlerde fena kelimesi orijinal anlamında kullanılıyormuş. sonradan anlam değişimi oluşmuş. nazım hikmet'in şeyh bedreddin destanı adlı kitabında bu kelimeyi "yok olma" anlamında görünce şaşırmıştım. asıl anlamının bu olduğunu öğrenmem sonradan oldu.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,935
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
selam @Mugalata

yine ben :) nassın iyisin mi?

tedebbür için neler söylemek istersin.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
selam @Mugalata

yine ben :) nassın iyisin mi?

tedebbür için neler söylemek istersin.

ve aleykum selam adams... :)

tedebbür için sana "arka", "k.ç" anlamına gelen dübür kelimesini söyleyebilirim. oradan geliyor. tedbir kelimesi de aynı kökten. arapça dabara, "izledi, arkadan geldi" anlamında bir fiil. "tedebbür" de sanırım bunun isim hâli oluyor.

dbr kökü taa süryaniceye kadar gidiyormuş.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,935
Tepkime puanı
2,067
Puanları
113
Konum
Mars
ve aleykum selam adams... :)

tedebbür için sana "arka", "k.ç" anlamına gelen dübür kelimesini söyleyebilirim. oradan geliyor. tedbir kelimesi de aynı kökten. arapça dabara, "izledi, arkadan geldi" anlamında bir fiil. "tedebbür" de sanırım bunun isim hâli oluyor.

dbr kökü taa süryaniceye kadar gidiyormuş.

Süryanice 'de ne anlamda kullanılıyormuş bir bilgin var mı?

bir cümle nasıl tedebbür edilir bir fikrin var mı. cümlenin k.ç mı var oradan çıkana mı bakacağız.
 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
Süryanice 'de ne anlamda kullanılıyormuş bir bilgin var mı?

bir cümle nasıl tedebbür edilir bir fikrin var mı. cümlenin k.ç mı var oradan çıkana mı bakacağız.

"arkadan gelen" veya "takip eden" olabilir. cümlenin değil, genel olarak herhangi bir şeyin...

ben evdeyken nişanyan'ın sözlerin soyağacı kitabından ve bu kitabın internette açık olan sitesinden (https://www.nisanyansozluk.com/) yararlanıyorum. bir de yeni bulduğum şu link var:

http://etimolojiturkce.com
 
Üst