Bak güzel kardeşim, sana hayatında kimsenin yapmayacağı, hele hele ağa babalarının hiç yapmayacağı bir iyilik yapıyorum.
Sana kimse Kur'anın hemen hemen tamamında mücadele ettiği Şirk kavramını anlatmamış.
Ben sana bu Gavs-Kutbul Aktap- Ebdal-Evtad vs isimle istimdat-yardım isteme-istikamet olarak duaya katılma makamına koyduğunuz varlıkları
Allah'ın nasıl tanımladığını direk hiç katmadan, yorum yapmadan yazıyorum.
Eğer sen Kur'ana iman etmiş biri isen burada dinlemen gerek tek mercii Allah'ın bizzat kendisi, yani kendi Kelamıdır.
AHKÂF - 5
Ve men edallu mimmen yed’û min dûnillâhi men lâ yestecîbu lehu ilâ yevmil kıyâmeti ve hum an duâihim gâfilûn(gâfilûne).
1. | ve men | : ve kim |
2. | edallu | : dalâlette olan |
3. | mimmen (min men) | : kimseden |
4. | yed'û | : dua eder |
5. | min dûni allâhi | : Allah'tan başka |
6. | men | : kim, kimse, kişi |
7. | lâ yestecîbu | : icabet etmez |
8. | lehû | : ona |
9. | ilâ yevmi el kıyâmeti | : kıyâmet gününe kadar |
10. | ve hum | : ve onlar |
11. | an duâi-him | : onların dualarından, tapmalarından |
12. | gâfilûne | : gâfildirler |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Hem o kimseden daha şaşkın (Edallû- dalalette) kim olabilir ki Allahı bırakır da kendisine Kıyamete kadar cevab veremiyecek kimselere (men - Kimse kişi/akıllı varlık) duâ eder (istimdat-imdat eder) onlar ise onların duâlarından gafildirler |
Bu ayette dua edilen kimse çevirisini bir çok meâl, tefsir put diye çeviriyor ama bak Allah nasıl bir puttan bahsediyor, men zamiri akıllı varlıklar için kullanılan bir zamir, yani o kimselere dua eden diyor Allah. Ki Mekkeli müşriklerin yaptığıda Kabeye hizmeti geçmiş,
Allah'a yakın oldukları zannı ile o kimseler için anma makamları inşa etmek, dualarına katmak, aracı kılmaktı.
Şimdi sen ben dûa mı ediyorum diyeceksin, 1000 Yıl önce ölmüş birine Eyyy Gavs-ül Azam, İmdat Ya Gavsül Azam diye çağırıp, imdat ederken
o şahsın yaşadığına, seni duyduğuna inandığın ruhuna istimdat etmiyor musun, ruhuna yalvar mıyor musun?
Vallahi bir milyon kez hayır desen de, eğer bu ölmüş ruhları başın sıkıştığında yardıma çağırıyor ve yardıma hazır olduğuna inanıyorsan
tam olarak yukarıdaki ayette Allah'ın tanımladığı dalalete diz boyu batmış oluyorsun.
Peki sen bu Allah gibi yardıma koyup aracı yaptığın bu şahısların imanla öldüğüne delilin mi var ki, en büyük veli, Allah dostu ilan ediyorsun.
Hani itibar son nefese idi, Allah'ın ismi Azam verdiğini beyan ettiği Bel'am denen alim kişi bile sonradan imansız öldü ise,
sen nereden biliyorsun bu zatların Allah'ın yanındaki değerinden, buna delilin mi var.
Var, önündeki sadece sana bizim tezgaha gel işte tezgahının kitapları diye okuduğun kitaplar, hâlbuki Kur'an tam tersini söylerken...
Bak güzel kardeşim şirk küfürden daha tehlikelidir, küfreden adam küfrünü kabul eder, ama müşrik şirkini asla kabul etmez ve sürekli kılıflar bulmaya çalışır. Ben ona dua etmiyorum, ben ona tapmıyorum, ben onu rab mı biliyorum bir de üstüne estağfirullar çeker.
Halbuki tam olarak müşriklik tanımının içini dolduruyordur, ama bu hali ile kendini Allah'a daha yakın hissettiği aldatmacası ile ruhunu
şirk ile besler haz alır.
İşte Allah'ın sözleri, işte senin önüne koyulan sözler sen hangisine iman ediyorsan o yola git artık, Allah'ın azabı ile uyarıldın.