Ergün Diler - Her şey oyun!

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0


eski Erdoğan'ı çok arayacaklar diye o yüzden söylüyoruz...

1.Malikinin defteri dürülecek

2.Esed'in defteri dürülecek

3.Suud'un defteri dürülecek

4.Sisi'nin defteri dürülecek...

Onlar "uzun adama" ömür biçmişler havalarını alacaklar...Biz yaz sonuna kadar nisandan sonra bunların hepsinin bertaraf edildiğini göreceğiz...

tevafuk Maliki ağır kalp krizi geçirmiş...Durumu ciddi diyorlar....
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
"Ama Erdoğan da devlet de ayakta!
Demek ki aynı suda iki kere yıkanmıyoruz! Bosna'yı da Ramallah'ı da karıştırıp büyümemizin önüne geçmeye çalışıyorlar! Din ve Allah adını kullanarak hem de! Ama şunu bil ki ALLAH dışında kimse önümüzü kesemez! Bizden giden her yeri bir şekilde kendimize bağlayacağız!
Balkanlar'da, Ortadoğu'da toprağın altında da üstünde de varız! Bunun adı UYANIŞ! Bizim için "Günaydın" onlar için "Kabus dolu" geceler! Kimse bilmez son dönemde istihbarattan çok şehit verildi! İsimsiz kahramanlar için gidiyoruz! Çocuklarımızın yalnız olmadığını haykırmak için yürüyoruz! Atamızın, şehidimizin bulunduğu her yer bizim! Korku bu!
Söyleyemiyorlar! Türklük masalı ile göstermelik Türk Bayrağı ile bu işler olmaz! Yürek lazım yürek! "


Şurayı okudum ya oturdum ağlıyorum yemin ederim.Öyle inanmak istiyorum ki şu yazıya. Kadın başımla elim silah tutar be!Kanlarında boğulsun benim anadoluma ve saf milletime her kim kastediyorsa.Çok pis gaza geldim
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,663
Tepkime puanı
2,339
Puanları
113
Konum
istanbul
Masum anadolunun devri başlıyor inşaAllah. Hiç bir zülm ilelebet payidar olmuyor, olamaz ve olmayacakta.

BU kadar köklü bir maziyi unutturmaya biiznillah güçleri yetmeyecek.
 

ebkem

Baş Yücelik
Katılım
3 Ara 2011
Mesajlar
3,128
Tepkime puanı
321
Puanları
0
Bilemiyorum millet olarak kandırılmak mı istiyoruz
İnanmak mı istiyoruz okyanuslara varan ecdadın yenilenen ruhuna
Eli nasırlı emmi yüzü yaşmaklı kadın
Olur mu yine efendisi bu milletin
Namert dışarda değil namerdi içinde bu milletin
Fötr şapkalı amca ruhumu kuşattı
Bilmiyorum ama şu an kılıç kullanabilirim
Yetişkin bir erk gibi sallayabilirim
İnanmak istiyorum abi
Vatanıma milletime o ulvi mana ümmete
Ne gecikti kutlu ruhun doğumu
Yetmedi mi bunca bekleyiş
Biz uyandık hadi
Ananaslar ne ara uyanacak
Millet uyandı uyanmak ne ara uyanacak?!
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Ergün Diler/ Fötr şapkalı konuştu



Kraliçe'nin Adamları'nı okuyucuyla buluşturmak için oradan oraya koşarken çok zaman telefonlardan uzak kaldım.
Birçok dostum ulaşmakta sıkıntı yaşadı! "Beni anlayacaklardır" diye düşünürken FÖTR ŞAPKALI dostum bir adamını gönderip davette bulundu. "Hayır" diyeceğim son insandı... Gün batımında beni Arnavutköy'de teknesinde bekliyordu.
İşleri yoluna koyup söylediği noktaya gittim. Güneş tepedeydi. Baharı kıskandıracak bir havada koyu lacivert ahşap gövdesiyle tekne kıyıya yanaştı!
Elindeki asası, ayakkabılarının rengi ve şapkası tekne ile aynı renkteydi...
Meyve sergisi hazırlamıştı adeta... Yok yoktu!
Oturduk! Uzun zamandır bir araya gelemiyorduk. Daha doğrusu ortalarda yoktu. Kilo verdiğini görünce kendine zaman ayırdığını sandım.
Ama öyle değilmiş! Ukrayna'dan Bosna'ya kadar sorunlu her yere gitmiş. "Koşuşturmaktan iyice zayıfladım"dedi...
Çok keyifli olduğunu görünce son bir ayda yaşananları sordum...
Güldü... "Bunlar ne ki sen daha olacaklara bak!" diye cevap verince dayanamayıp sordum:
* Ne olacak?
Biz Türkler uzun zaman sonra OYUN kurmaya kalktık. Evin içinde olan HAPİS süremiz bitti!
* Ne hapsi?
Londra yani Kraliçe bizim bölgeyle ilgilenmemizi istemezdi! Her kurum söylenmese de onlara bağlıydı! Çok uzun süre mücadele ettik! Şimdi güç bizde! Osmanlı'yı kovdukları her yere girdik! İşe de Kürt kardeşlerimizi yanımıza alarak başladık! Sorun bu!
Son bir ayda yaşananların arkasında da bu gerekçe var!
* Nasıl yani?
Sınırlarımızı genişletiyoruz! Lozan'a rağmen! Kraliçe'nin içerideki ve dışarıdaki adamları bu nedenle uzun zamandır uykusuz! Gidişatı önlemek için çırpınıyorlar...
* Kim bunlar?
Yelpaze geniş... Suriye sınırında yerel halkla iç içe geçen ve kusursuz ARAPÇA konuşan İngiliz istihbaratçıdan Boğaz'daki YALI SAHİBİNE kadar...
* Başka?
Anladım seni... Bak OSLO görüşmeleri İngiliz istihbaratı tarafından YAHUDİ bir organizasyon şirketine verildi! Oradan "iz kalmasın" diye Öcalan'a ve barışa karşı olan Kürtler'in eline geçmesi sağlandı. O kasetler elden ele geçerken birileri Erdoğan'ın ölmesi için gece gündüz dua ediyordu! Hakan Fidan daha o zamandan bu nedenle hedef oluyordu! Ülkeyi büyütmek isteyen herkes hedefti! İlk sırada Başbakan Erdoğan vardı!
Konu bu! Ankara Lozan'daki KONTRATI yırtıp attı! Kabul edemedikleri bu! Maalesef dini gruplar ve Londra'dan emir alan BARONLAR aynı yerde! Askerin etkili bir kısmı da bunlarla birlikte! İstihbarat, polis ve yargıda da durum böyle! Her yerde varlar!
İngilizler'in yıllar yılı kurduğu yapılar bir anda gitmiyor, yıkılmıyor! Devlet sisteminde mühür onlara ait olduğun için kuralların değişmesi hiç kolay değil!
* Ananaslar, rafineriler çıktı ortaya!
Dikkat et hiç yalanlama gelmedi!
Cevap da yok! Çünkü hala Erdoğan'ı indirebileceklerini sanıyorlar! İşlem tamamlanınca konuşmayı planlıyorlar!
Kimi dinleyip izledilerse herkesin kasedi "inandıkları" bir müteahhidin ofisinde toplanmış durumda! Her şeyi biliyor ve izliyoruz!
* Baronlarla diğer gruplar Kürt meselesi yüzünden mi buluştu?
İki tarafın da patronu aynı!
Kasetlerde geçen BÜYÜK PATRON devrede yani! Büyük Yahudi Baron'un elinde Türkiye'nin tapusu var! Bunu kaybetmek istemiyor! Hem de bedavaya hiç razı değil! Uyuttukları ne kadar hücre varsa uyandırıldı!
Şimdi yeni planlarla gelecekler!
* Siz ne yapıyorsunuz?
Mesela BALKANLAR'dan aldığımız binlerce genci eğitip tekrar oraya gönderdik! Herkes rahatsız oldu!
Bütün sokaklarda adamlarımız var!
Bosna'yı da bu nedenle kimin karıştırmak istediğini an be an biliyoruz! Bazen CEVABİ satan bazen de manifaturacı bir kız en hayati bilgileri bizlerle paylaşıyor! Yani sadece içeride değil dışarıda da attıkları adımlar takip ediliyor. Not alınıyor!
* Nasıl gelecekler şimdi?
Askerin içindeki küçük bir grubu kaşımak istedikleri ortada! Ama YARGI onlar için en iyi kulvar! Sen KAPATMA davasından söz ettin! Ama başka hazırlıklar da var!
* Mesela? Şeytanın aklına gelmeyecek planlar devrede! İngiliz, Alman, İsrail ve Suriye istihbaratları ortak iş yapıyor! Seçimin gidişatını değiştirmek için müthiş bir planları var! Bunu söyleme şansım yok ama harıl harıl çalışıyorlar... Seçim sonuçlarından KAOS umuyorlar!
* İpucu?
İstihbarat örgütleri organizasyonu yapıyorlar. Çok önemli ŞİRKETLERDEN beyinler bir araya getirildi! Berlin'de ve İstanbul'da toplantı yapıldı. Düğmeye basıldığında herkes ortadaki masum gençleri görecek! Biliyorum ne demek istediğimi anlamadın! Ama bekle biraz! Oyunu bozarsak ikinci evreye geçerler! Bekle!
* Öcalan'ın eski konuşmaları sızdı!
Evet! Dikkat et ne sordukları ortada yok! Sadece cevaplar!
Bunca yüreği yanık şehit ailesi, yakını varken kabul etmek gerçekten zor ama Öcalan Türkiye'nin büyüyeceğine inanmış durumda!
Avrupa yıllardır Kürtler üzerinden ülkeyi karıştırmaya alıştı! Bu aynı zamanda tembellikti onlar için! Fidan ve ekibi o kartı onlardan çekip alınca şimdi yeni oyun kurmakta zorlanıyorlar! Zaten Türk subayı gizli çekim yapmaz! Yapsa da sızmaz! Ama burada sızma ve montaj var! Garip!
Kürtler de oyunu gördü!
Kendilerinin olmayan bir mücadeleye artık dönemezler!
* Peki kasetlerde ismi bilinmeyen kim ortaya çıktı. Kim bunlar?
Bak karşıdaki yapı bir ve bütün değil! Daha bilinmeyen ama KÜRESEL oyuncu gibi hareket eden çok insan var! Herkes bir isme odaklandı! Durum böyle değil! CIA Başkanı'yla, İngiliz istihbaratıyla, Almanlar'la görüşen isimler var!
Bunlar adına çalıştığını gizleyen görevliler ve patronlar var!
Napolyon'un dediği gibi "Yavaş yavaş hızlı git!" modundayız!
* Görmediğimiz ne peki?
Asıl polis ve savcı atamalarında ilginç şeyler var! Yılların getirdiği birikimle bu yapı güçlü! Ama diğer kanattan çok sayıda isim KASETLE yola getirilmiş durumda! Bilen yok bunu! Bu nedenle gelen de giden de aynı yere çalışıyor! Yakında bu da ortaya çıkar! Yeni bir ayıklanma daha olur!
* Siyasette ne olur?
Gayri nizami yollarla vekillerin bir kısmını yönetmeye çalışıyorlar!
Cumhuriyet tarihi boyunca denenmiş bütün metodları devreye soktular!
Ama Erdoğan da devlet de ayakta!
Demek ki aynı suda iki kere yıkanmıyoruz! Bosna'yı da Ramallah'ı da karıştırıp büyümemizin önüne geçmeye çalışıyorlar! Din ve Allah adını kullanarak hem de! Ama şunu bil ki ALLAH dışında kimse önümüzü kesemez! Bizden giden her yeri bir şekilde kendimize bağlayacağız!
Balkanlar'da, Ortadoğu'da toprağın altında da üstünde de varız! Bunun adı UYANIŞ! Bizim için "Günaydın" onlar için "Kabus dolu" geceler! Kimse bilmez son dönemde istihbarattan çok şehit verildi! İsimsiz kahramanlar için gidiyoruz! Çocuklarımızın yalnız olmadığını haykırmak için yürüyoruz! Atamızın, şehidimizin bulunduğu her yer bizim! Korku bu!
Söyleyemiyorlar! Türklük masalı ile göstermelik Türk Bayrağı ile bu işler olmaz! Yürek lazım yürek!
* Heyecanlandım inanın!
Öyle olması gerekiyor! Bu devletin neler yaptığı daha sonra anlaşılacak!
Şimdi çok kişi önündeki haberlere bakıp konuşuyor! Ama bizim nerelerde nasıl konuştuğumuzu kimseler bilmiyor! Sınırlarda yakaladığımız AJANLARDAN bir ordu olur inan! Bizi onlar değil de basında kalem sahibi olup DIŞARIYA çalışanlar üzüyor! Baron ve ekibi hala güçlü! 150 yıldır onlar kazanıyor!
ANADOLU'ya sıra gelmedi şimdiye kadar! Geldiğinde de neler olduğunu yaşayarak görüyoruz!
* Eliniz güçlü mü?
Kimsenin bilmediği kadar hem de!
Psikolojik etki olsun diye söylemiyorum! Çok önemli silahlar var Ankara'da! Atom bombası etkisi yaratacak düzeyde hem de! İnşallah o günleri yaşamayız! Ama ihtiyaç olursa, kaçınılmaz bir olay gelişirse düğmeye basılır ve birileri sokağa çıkamaz!
Unutma devlette bir dosya kağıdı bile kaybolmaz!
* Obama yanınızda mı?
Elbette! Zaten başka seçenekleri yok! Bölge bizim olacak! Bütün işleyiş bizden sorulacak! Geçtiğimiz günlerde İran için kazan kaldıran Yahudi kuruluşu AIPAC "Siz karışamazsınız!" diye Obama'dan fırça yedi! Çünkü İngilizler, Yahudiler ve Amerikalılar üzerinden hem bizi hem bölgeyi yönetmeyi başardılar şimdiye kadar!
Ama Ankara'daki uyanış Obama'yı da kendine getirdi! Ya bizimle olacaklar ya bizimle... Türkiye ilk kez kendine AVRUPA dışından partner buluyor dikkat!
* Bunu bozmak için uğraşıyorlar haliyle?
Evet ama özel jetlerindeki konuşmaların kayıtları bile bizde! Kim kiminle biliyoruz! Doğal süreçle ortaya çıksın diye sabır gösteriyoruz! Eğer amacımız SEZARYEN olsaydı 3-4 sene önce yapardık! Görünen ve görünmeyen alanlarda hepsini tepeleyeceğiz... Bunun zevki ayrı!
* Son durum nedir?
Mesela savaş uçağımızı düşürerek bölgeye girmemiz istendi! Büyük tuzaklar vardı! İçerideki çürük elmalar arkadan vuracak ordunun attığı her adım anında karşıya iletilecekti! Bu tuzağa gelinmedi! Ankara herkese kapılarını açarak büyümeyi hedefledi!
Zaten sınırda doğal birleşme oldu bile!
Gücümüzü silahla, kuvvetle değil tarihin bize bıraktığı ABİLİKLE göstereceğiz! Herkesin garantisiyiz!
Hatta çocuklarının yaptığı gençlik hataları nedeniyle zor duruma düşen patronların da...
Biraz sabır!
http://www.takvim.com.tr/Siyaset/2014/02/13/fotr-sapkali-konustu
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Ergün Diler Film gibi bir son



ArşivErgün DilerFilm gibi bir son

Türkiye ileride çok daha iyi analiz edilecek değişik bir zaman diliminden geçiyor! Birkaç yıl sonra bu dönemin filmleri, dizileri, şarkıları yapılacak. Kitapları yazılacak!
Ama şimdi hepimiz "neler olduğuna" kafa yoruyoruz!
Nereye gittiğimizi, finalde bizi neyin beklediğini bilen çok az!
Gelin isterseniz ortaya saçılan bunca TAPE arasında seyahatimizin SON DURAĞINA doğru gidelim...
Ama önce nereden gelindiğini hatırlayalım...
Öyle ya "SON ÇETE" denilen yapının serüvenini bilmeden geleceği okumak hiç kolay değil!
Fethullah Gülen, İzmir Kestanepazarı'nda doğdu!
Erzurumlu'ydu ama hareket, benim çocukluğumda CİNLİ KÖŞK olarak bildiğim semtte filizlenmişti! Gülen gerçekten İslam'ın peşinden giden ve eğitimin önemini kavramış bir isimdi!
Çok söylenmez ama ta başından beri DEVLETE SIZMAYI ilke edinmişti hareket! Bu amaçla başörtüsü çıkarılabilir, içki içilebilir, küpe takılabilir, kot giyilebilir, açık seçik kadın fotoğraflarının yer aldığı dergiler okunabilir, ateist arkadaşlıklar kurulabilir hatta dinle imanla ilgili sorulara kayıtsız kalınıp, yanlış cevaplar verilebilirdi!
Yani SIZMANIN önünde bir engel yoktu! Devlet peşlerinde olduğuna göre onlar da kılık değiştirebiliyordu!
Gülen, Kestanepazarı'ndaki hareketi Nurettin Veren, Abdullah Aymaz, İsmail Büyükçelebi, İlhan İşbilen, Ali Candan, Halil İbrahim Uçar, Mehmet Kadan, Kemalettin Özdemir, İsa Saraç, Necdet Başaran ve Zafer Ayvaz gibi isimlerle başlattı!
Türkiye'de en çok rastlanan EŞİTSİZLİK herkesin başına geldiği için hareket kısa zamanda serpildi! Okul ve eğitim ülkenin kanayan yarasıydı!
Cemaat eğitimdeki eşitsizliği bileğinin gücüyle kendi lehine çevirdi! Okullar, evler, hayatlarından vazgeçen abiler, ablalar ÇOCUK yetiştirmek için hizmet veriyordu! İNSANIN önemini iyi kavramışlardı! Devletin yapamadığını onlar yapıyor, hizmet suya atılan taşın yarattığı halkalar gibi gittikçe büyüyordu!
Onlar büyüdükçe şimdi ORTAK oldukları ortaya çıkan MERKEZ MEDYA ve arkalarındaki PATRONLAR ateş püskürüyordu!
Özellikle 28 ŞUBAT'ta bu tavan yapmıştı!
Öcalan, PKK lideri olarak Türkiye'ye teslim edilirken bir güç GÜLEN ve beraberindeki birkaç kişiyiPENSİLVANYA'ya çekiyordu! Aslında olay burada başlıyordu!
Çünkü manşetlerle saldıranların arkasındaki güç, ta o zamanlarda STV'ye reklam veriyordu! Büyük ihtimal Gülen ve ekibi bilmese de birileri kollarını açarak karşılamaya hazırdı!
Hem de Atlantik'in diğer ucunda!
Ama bir sorun vardı!
Fethullah Gülen giderek büyüyen yapıyı tek başına yönetebileceğini düşünüyordu! 140 ülkede okul açmak, öğretmen göndermek, ilişkileri kurup yeşertmek, para aktarmak, mali tablo oluşturmak, tayinleri ayarlamak gibi çok ama çok zor olan konuların bir TEK KİŞİ ile aşılması mümkün değildi!
Matematiğe aykırıydı!
Ama birileri ısrarla Amerika'da yaşamak zorunda kalan Gülen'e "Siz olmazsanız çökeriz!" mesajı veriyordu!
Oysa perde arkasından hareketin yüzde 20'sine bile Gülen'in el atması engelleniyordu! Yapı, çok az kişi bilse de Gülen'in fiilen elinden çıkmıştı! Ama başlangıçtaki amaçları devlete, millete hayırlı çocuklar yetiştirmek ve İslam'ın ışığından kopmadan ilerleyecek olan yapı, içlerine "girenleri" göremedi!
Birkaç kişi fark eder gibi olduysa da iş işten geçmişti artık!
Öcalan'ın verilip, Gülen'in alınması operasyondu! Nurettin Veren ile 56 gün TAKSİDE sabahlayan Gülen için aslında hiçbir tehlike yoktu! Etrafında oluşturulan hava tamamen yapaydı! O AKIL kaçmasını istedi, sonra da adres gösterdi!
Çünkü günü geldiğinde bilmeden ve istemeden de olsa KULLANILACAKTI!
Bu hiç değişmeyen kuraldı!
Aslında devletin çok önceleri hem Gülen'i, hem yapıyı uyarması gerekiyordu! Ama operasyonu anlayacak AKILAnkara'da yoktu! 28 Şubat'ta yayınlanan KASETLERLE Gülen'in ülkeyi terk etmesi sağlandı!
Ülkeyle ve devletle ilişkisi kesildi! Artık aracılar ve şimdi ortaya çıkan telefon konuşmaları dışında başka iletişim yolu kalmıyordu!
Yollar tıkanınca cemaate SIZMALAR artıyordu! Bu da asla ve kat'a onların anlayamayacağı bir şekilde yapılıyordu!
Çünkü Gülen, toplam değeri 10 milyar doları bulan okulları ve nakit olarak dönen 3.5 milyar doları yönetebilecek biri değildi! İşi bu değildi!
Cemaate gönül veren herkes, değirmenin ceplerinden çıkanla döndüğünü zannederken, aslında paranın büyük kısmını, TÜRK bir PATRON ile New York'ta yaşayan büyük sermaye veriyordu!
PARA onlardan geldiği anda komuta onlara geçmişti! Artık BÜYÜK TÜRKİYE için yola çıkan hareket başkasının hizmetine girmişti! Ama yapının bunu içeriden görmesi hiç kolay değildi! Otomobilin içinde oturup tekere batan çiviyi görmek gibi bir şeydi bu! Pensilvanya'ya gelen ve dünyada sözü geçen işadamlarının bir anlamı olmalıydı! Ama göremediler! Anlamadılar!
Türkiye'ye dönemeyen Gülen, orada büyük saygı görüyordu!
Gerçekten randevu alınması mümkün olmayan PATRONLAR Gülen'in ayağına gidiyordu!
Gurur okşayıcı olan aslında tehlikenin ta kendisiydi!
Çünkü İNGİLİZLER'in yönettiği sermaye ve akıl, işgal edemedikleri yapılara sızar ve kontrol ederlerdi!
Cemaatin başına da gelen buydu!
İngiliz aklı Türkiye'de aradığı gücü yükselen cemaatte bulmuştu! Ona yapışıp yürüdüler! Parayı da hiç esirgemediler!
Ancak dolarları yağdıranlar günü gelince HİZMETİ yanlarında görmek isteyeceklerdi!
OSLO görüşmelerini sızdıran İngiltere ilk olarak HİZMETİ orada kullandı! 200 yıldır yönettikleri ORTADOĞU'nun TÜRKLER'e geri dönmemesi için Kürtler'le köprünün atılması şarttı! Denediler! KCK operasyonları, 7 Şubat MİT krizi gibi girişimler hep Türkiye'yi büyütmeye odaklanan HAKAN FİDAN'ı ve ona görevi veren Erdoğan'ı bitirmeye yönelikti!
İngiltere Ankara'dan rahatsız oluyor, ancak cemaat ERDOĞAN'ı bile alacağını umuyordu! Zaten Emre Taner, Afet Güneş ve Hakan Fidan, İLKER PAŞA gibi alınmış olsaydı Erdoğan'ın söyleyeceği hiçbir söz kalmayacaktı!
DİREKTEN dönüldü! Ama operasyonlar hız eksiltmedi! Gezi'de arka planda kalınsa da 17 Aralık'ta net olarak ortada olan cemaatin savcıları ve hakimleriydi! Bu ekip ULVİ bir şey yaptıklarına inanarak geliyordu!
Erdoğan gitmesi ve indirilmesi gereken bir unsurdu! Adeta yemin edilmişti!
Belli ki arkalarındaki güce verilen bir söz vardı! Ve o güç de "Yürüyün arkanızda biz varız!" diyordu!
New Yorklu patronların Pensilvanya'ya akması İSTANBUL'u harekete geçirmiş ve uçağına atlayan ünlü simalar ABD'ye gidip bağlılıklarını bildirir olmuştu! Özel jetlerin biri iniyor, biri kalkıyordu! Varoluşlarından beri LAİKÇİ veKEMALİST olan İSTANBUL SERMAYESİ, İRTİCANIN KALESİ olarak gördükleri Gülen hareketi ile iç içeydi!
Paraysa para, destekse destek veriyordu!
Artık cemaat için de, İstanbul sermayesi için de geçer akçe PARA olmuştu! İdeolojiler kaldırılıp atılmış "PASTAnasıl paylaşılıra" gelinmişti!
Ve bu ittifak Erdoğan'ı götürüp yerine kendi isimlerini getireceğini sanmıştı!
İşte güç sarhoşluğu böyle bir şeydi!
Yanıldılar! Devlet kenetlendi! Ve düğmeye basıldı!
Gülen yanıbaşında görev yapanlardan bile haberdar değildi!
Günü gelince konuşulanlar ortaya çıkacaktı! Ama Erdoğan'ı indireceklerini düşündükleri için telefonda bile rahatça sohbet ediyorlardı!
Herkesi dinleyenler, birileri tarafından dinlenebileceklerini akıl edemiyordu!
Dünyadaki dengeyi ve gidişatı okuyamayan İstanbul sermayesi ile Gülen kolkola girdi! Devleti ele geçirmek için hamle yaptı!
Geri tepti!
Arkası da gelecek!
Tasfiyeler yaşanacak!
Sermayenin bir kısmı özür dileyip kendini affettirecek!
40 yıldır binbir emekle yürüyen cemaat ise maalesef tükenecek!
Kestanepazarı-Pensilvanya kader hattı!
Filmini çekseniz kimse inanmaz!
Ama gerçek bu!
Keşke böyle olmasaydı!

NOT: Cematte birinci hedef neden İran oldu! Bunu hizmete gönül verenlerden hiç düşünen
oldumu
http://www.takvim.com.tr/Siyaset/2014/02/19/film-gibi-bir-son
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Çok güzel bir yazı. Sondaki soru için Mazhar Bağlı'nın bir iddiası var:

İRAN GÜLEN’İN DÜŞÜNCELERİNİ KURUMSALLAŞTIRDI

İran’ın Gülen Cemaati’nin Mehdiyyet, takiyye gibi düşüncelerini kurumsallaştırdığına dikkat çeken Prof.Dr.Mazhar Bağlı, “Fethullah Gülen’in İran düşmanlığının altında yatan neden budur” dedi.
 

Ninja_Kedi

Yasaklı
Katılım
17 Şub 2014
Mesajlar
464
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bismillah...

Komedi :)

Mazhar Hoca'yla geçenlerde birkaç kelamlık tartışmıştık. Çıkacak yer bulamayınca "Ergenekon da Balyoz da sizin komplonuz" dedi çıktı işin içinden:)

"İran’ın Gülen Cemaati’nin Mehdiyyet, takiyye gibi düşüncelerini kurumsallaştırdığına" :)

İran yüzeysel de olsa bilen birisi kahkaha ile gülmüştür:)

vesselam
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
hayat komedi zaten be ninja gül geç gitsin :D sen bak kendi dalgana biz burada MESELA cılık oynuyoz zaten
 

Ninja_Kedi

Yasaklı
Katılım
17 Şub 2014
Mesajlar
464
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bismillah...

Mesela, İran'ı perde arkasında yöneten Meşhediler olabilir.

Mesela,Meşhediler 1800'lü yıllarda silah zoruyla müslümanlaştırılmış (müslüman görünen) Yahudiler olabilir.

Mesela, İsrail-İran birbirleri ile kedi-köpek gibi görünmelerine rağmen birbirlerine bir tek zararı olmamıştır.

Mesela, bu İran Türkiye'de 3.Ahmed döneminden çok daha etkin bir konuma gelmiş olabilir.

Mesela,Mehdiyyet ve takiyye asırlardır Şialığın temel itikadlarından olabilir (Tuzluk Murat Yazıcı'dan İran hakkında geniş bilgi alabilirsiniz sanırım)

Mesela, sol kolu ifşa olan global gladyo, sol kolunu geri çekip, takiyye ile suret-i haktan görünen sağ kolunu iktidar çevresine konumlandırarak iktidarı baştan ve yoldan çıkarmış olabilir.

Mesela, birileri Tayyip Bey'i "alem-i islamı kurtaracak kurtarıcı" olduğuna inandırmış olabilir.

Ama tabi bunların hepsi mesela:)

vesselam
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
92_d.jpg


hava ne kadar güzelllllllll
böyle gelmiş böyle gide ezelllll
takılma öyle her şeye
çekiver gitsin gazelllllllll
 

microteam

Paylaşımcı
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
224
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Çok söylenmez ama ta başından beri DEVLETE SIZMAYI ilke edinmişti hareket! Bu amaçla başörtüsü çıkarılabilir, içki içilebilir, küpe takılabilir, kot giyilebilir, açık seçik kadın fotoğraflarının yer aldığı dergiler okunabilir, ateist arkadaşlıklar kurulabilir hatta dinle imanla ilgili sorulara kayıtsız kalınıp, yanlış cevaplar verilebilirdi!

Zaman Gazetesi'nde çalıştığım süre de konuştuğum Hacettepe Üniversitesi mezunu Mühendis olan abilerden biri Allah şahittir ki yukarıdakinin aynısını bana anlatmıştı Üniversitede okuduğum dönemde bizden olup kot pantolon giyen küpe takan saçını kızlar gibi uzatan ateist alevi kişilerle oturup aynı evi paylaşan ve muhafazakar diye tabir edilen hiç bir gazete veya dergiyi almayıp aksine solcu ve komunist kişilerin hoşuna gidecek gazete ve dergileri alıp okuyanve çok zaman arkadaşlarına yakalanmamak adına namaz kılmayan arkadaşlarımız vardı demişti.
Yalnız benim konuştuğum abi(!) içki içtiklerinden bahsetmedi ama diğer görüşe mensup kişiler bizim içki içtiğimizi zannederler di demişti...
 

Ninja_Kedi

Yasaklı
Katılım
17 Şub 2014
Mesajlar
464
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bismillah...

Namaz kılmazlar kısmı yanlış...Mutlaka hepsi namaz kılar :)

İçki de içilmez..Ancak içiyor görünenler olabilir:)

"Devlete sızmak"...

salimabi devlette çalışınca oluyor da ben çalışınca neden sızma oluyor:) Hem bu devlet kimin elinde ki:)

Bunu önceden "devlete sızıyorlar" diyen Kemalistlere sorardık:)

vesselam
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Aynı konuyu açmıştık moderatörlerimiz iki konuyu burada birleştirirse iyi olur kanaatindeyim...

bende aynı konuyu açtım, ama benim kabahatim yok, 2 aydır forumsal arızam gideril(e)medi, benim kabatim yok valla :D
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
​velhasıl Ergün Diler in bütün yazıları benim imzamdaki öngörüşü teyit ediyor.
 

Ninja_Kedi

Yasaklı
Katılım
17 Şub 2014
Mesajlar
464
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bismillah...

salimabi Ergün Diler seninle kıyaslanacak kalibrede bir adam değil. Eline su dökemez...

vesselam
 

filozof_58

Asistan
Katılım
6 Eki 2012
Mesajlar
356
Tepkime puanı
29
Puanları
0
''Cemaatin Dramatik Sonu'' nerden nereye



Film gibi bir son

07cb79c8-b752-4341-942c-592bcdb062cd.jpg
Türkiye ileride çok daha iyi analiz edilecek değişik bir zaman diliminden geçiyor! Birkaç yıl sonra bu dönemin filmleri, dizileri, şarkıları yapılacak. Kitapları yazılacak!
Ama şimdi hepimiz "neler olduğuna" kafa yoruyoruz!
Nereye gittiğimizi, finalde bizi neyin beklediğini bilen çok az!
Gelin isterseniz ortaya saçılan bunca TAPE arasında seyahatimizin SON DURAĞINA doğru gidelim...
Ama önce nereden gelindiğini hatırlayalım...
Öyle ya "SON ÇETE" denilen yapının serüvenini bilmeden geleceği okumak hiç kolay değil!
Fethullah Gülen, İzmir Kestanepazarı'nda doğdu!
Erzurumlu'ydu ama hareket, benim çocukluğumda CİNLİ KÖŞK olarak bildiğim semtte filizlenmişti! Gülen gerçekten İslam'ın peşinden giden ve eğitimin önemini kavramış bir isimdi!
Çok söylenmez ama ta başından beri DEVLETE SIZMAYI ilke edinmişti hareket! Bu amaçla başörtüsü çıkarılabilir, içki içilebilir, küpe takılabilir, kot giyilebilir, açık seçik kadın fotoğraflarının yer aldığı dergiler okunabilir, ateist arkadaşlıklar kurulabilir hatta dinle imanla ilgili sorulara kayıtsız kalınıp, yanlış cevaplar verilebilirdi!
Yani SIZMANIN önünde bir engel yoktu! Devlet peşlerinde olduğuna göre onlar da kılık değiştirebiliyordu!
Gülen, Kestanepazarı'ndaki hareketi Nurettin Veren, Abdullah Aymaz, İsmail Büyükçelebi, İlhan İşbilen, Ali Candan, Halil İbrahim Uçar, Mehmet Kadan, Kemalettin Özdemir, İsa Saraç, Necdet Başaran ve Zafer Ayvaz gibi isimlerle başlattı!
Türkiye'de en çok rastlanan EŞİTSİZLİK herkesin başına geldiği için hareket kısa zamanda serpildi! Okul ve eğitim ülkenin kanayan yarasıydı!
Cemaat eğitimdeki eşitsizliği bileğinin gücüyle kendi lehine çevirdi! Okullar, evler, hayatlarından vazgeçen abiler, ablalar ÇOCUK yetiştirmek için hizmet veriyordu! İNSANIN önemini iyi kavramışlardı! Devletin yapamadığını onlar yapıyor, hizmet suya atılan taşın yarattığı halkalar gibi gittikçe büyüyordu!
Onlar büyüdükçe şimdi ORTAK oldukları ortaya çıkan MERKEZ MEDYA ve arkalarındaki PATRONLAR ateş püskürüyordu!
Özellikle 28 ŞUBAT'ta bu tavan yapmıştı!
Öcalan, PKK lideri olarak Türkiye'ye teslim edilirken bir güç GÜLEN ve beraberindeki birkaç kişiyi PENSİLVANYA'ya çekiyordu! Aslında olay burada başlıyordu!
Çünkü manşetlerle saldıranların arkasındaki güç, ta o zamanlarda STV'ye reklam veriyordu! Büyük ihtimal Gülen ve ekibi bilmese de birileri kollarını açarak karşılamaya hazırdı!
Hem de Atlantik'in diğer ucunda!
Ama bir sorun vardı!
Fethullah Gülen giderek büyüyen yapıyı tek başına yönetebileceğini düşünüyordu! 140 ülkede okul açmak, öğretmen göndermek, ilişkileri kurup yeşertmek, para aktarmak, mali tablo oluşturmak, tayinleri ayarlamak gibi çok ama çok zor olan konuların bir TEK KİŞİ ile aşılması mümkün değildi!
Matematiğe aykırıydı!
Ama birileri ısrarla Amerika'da yaşamak zorunda kalan Gülen'e "Siz olmazsanız çökeriz!" mesajı veriyordu!
Oysa perde arkasından hareketin yüzde 20'sine bile Gülen'in el atması engelleniyordu! Yapı, çok az kişi bilse de Gülen'in fiilen elinden çıkmıştı! Ama başlangıçtaki amaçları devlete, millete hayırlı çocuklar yetiştirmek ve İslam'ın ışığından kopmadan ilerleyecek olan yapı, içlerine "girenleri" göremedi!
Birkaç kişi fark eder gibi olduysa da iş işten geçmişti artık!
Öcalan'ın verilip, Gülen'in alınması operasyondu! Nurettin Veren ile 56 gün TAKSİDE sabahlayan Gülen için aslında hiçbir tehlike yoktu! Etrafında oluşturulan hava tamamen yapaydı! O AKIL kaçmasını istedi, sonra da adres gösterdi!
Çünkü günü geldiğinde bilmeden ve istemeden de olsa KULLANILACAKTI!
Bu hiç değişmeyen kuraldı!
Aslında devletin çok önceleri hem Gülen'i, hem yapıyı uyarması gerekiyordu! Ama operasyonu anlayacak AKIL Ankara'da yoktu! 28 Şubat'ta yayınlanan KASETLERLE Gülen'in ülkeyi terk etmesi sağlandı!
Ülkeyle ve devletle ilişkisi kesildi! Artık aracılar ve şimdi ortaya çıkan telefon konuşmaları dışında başka iletişim yolu kalmıyordu!
Yollar tıkanınca cemaate SIZMALAR artıyordu! Bu da asla ve kat'a onların anlayamayacağı bir şekilde yapılıyordu!
Çünkü Gülen, toplam değeri 10 milyar doları bulan okulları ve nakit olarak dönen 3.5 milyar doları yönetebilecek biri değildi! İşi bu değildi!
Cemaate gönül veren herkes, değirmenin ceplerinden çıkanla döndüğünü zannederken, aslında paranın büyük kısmını, TÜRK bir PATRON ile New York'ta yaşayan büyük sermaye veriyordu!
PARA onlardan geldiği anda komuta onlara geçmişti! Artık BÜYÜK TÜRKİYE için yola çıkan hareket başkasının hizmetine girmişti! Ama yapının bunu içeriden görmesi hiç kolay değildi! Otomobilin içinde oturup tekere batan çiviyi görmek gibi bir şeydi bu! Pensilvanya'ya gelen ve dünyada sözü geçen işadamlarının bir anlamı olmalıydı! Ama göremediler! Anlamadılar!
Türkiye'ye dönemeyen Gülen, orada büyük saygı görüyordu!
Gerçekten randevu alınması mümkün olmayan PATRONLAR Gülen'in ayağına gidiyordu!
Gurur okşayıcı olan aslında tehlikenin ta kendisiydi!
Çünkü İNGİLİZLER'in yönettiği sermaye ve akıl, işgal edemedikleri yapılara sızar ve kontrol ederlerdi!
Cemaatin başına da gelen buydu!
İngiliz aklı Türkiye'de aradığı gücü yükselen cemaatte bulmuştu! Ona yapışıp yürüdüler! Parayı da hiç esirgemediler!
Ancak dolarları yağdıranlar günü gelince HİZMETİ yanlarında görmek isteyeceklerdi!
OSLO görüşmelerini sızdıran İngiltere ilk olarak HİZMETİ orada kullandı! 200 yıldır yönettikleri ORTADOĞU'nun TÜRKLER'e geri dönmemesi için Kürtler'le köprünün atılması şarttı! Denediler! KCK operasyonları, 7 Şubat MİT krizi gibi girişimler hep Türkiye'yi büyütmeye odaklanan HAKAN FİDAN'ı ve ona görevi veren Erdoğan'ı bitirmeye yönelikti!
İngiltere Ankara'dan rahatsız oluyor, ancak cemaat ERDOĞAN'ı bile alacağını umuyordu! Zaten Emre Taner, Afet Güneş ve Hakan Fidan, İLKER PAŞA gibi alınmış olsaydı Erdoğan'ın söyleyeceği hiçbir söz kalmayacaktı!
DİREKTEN dönüldü! Ama operasyonlar hız eksiltmedi! Gezi'de arka planda kalınsa da 17 Aralık'ta net olarak ortada olan cemaatin savcıları ve hakimleriydi! Bu ekip ULVİ bir şey yaptıklarına inanarak geliyordu!
Erdoğan gitmesi ve indirilmesi gereken bir unsurdu! Adeta yemin edilmişti!
Belli ki arkalarındaki güce verilen bir söz vardı! Ve o güç de "Yürüyün arkanızda biz varız!" diyordu!
New Yorklu patronların Pensilvanya'ya akması İSTANBUL'u harekete geçirmiş ve uçağına atlayan ünlü simalar ABD'ye gidip bağlılıklarını bildirir olmuştu! Özel jetlerin biri iniyor, biri kalkıyordu! Varoluşlarından beri LAİKÇİ ve KEMALİST olan İSTANBUL SERMAYESİ, İRTİCANIN KALESİ olarak gördükleri Gülen hareketi ile iç içeydi!
Paraysa para, destekse destek veriyordu!
Artık cemaat için de, İstanbul sermayesi için de geçer akçe PARA olmuştu! İdeolojiler kaldırılıp atılmış "PASTA nasıl paylaşılıra" gelinmişti!
Ve bu ittifak Erdoğan'ı götürüp yerine kendi isimlerini getireceğini sanmıştı!
İşte güç sarhoşluğu böyle bir şeydi!
Yanıldılar! Devlet kenetlendi! Ve düğmeye basıldı!
Gülen yanıbaşında görev yapanlardan bile haberdar değildi!
Günü gelince konuşulanlar ortaya çıkacaktı! Ama Erdoğan'ı indireceklerini düşündükleri için telefonda bile rahatça sohbet ediyorlardı!
Herkesi dinleyenler, birileri tarafından dinlenebileceklerini akıl edemiyordu!
Dünyadaki dengeyi ve gidişatı okuyamayan İstanbul sermayesi ile Gülen kolkola girdi! Devleti ele geçirmek için hamle yaptı!
Geri tepti!
Arkası da gelecek!
Tasfiyeler yaşanacak!
Sermayenin bir kısmı özür dileyip kendini affettirecek!
40 yıldır binbir emekle yürüyen cemaat ise maalesef tükenecek!
Kestanepazarı-Pensilvanya kader hattı!
Filmini çekseniz kimse inanmaz!
Ama gerçek bu!
Keşke böyle olmasaydı!

NOT: Cematte birinci hedef neden İran oldu! Bunu hizmete gönül verenlerden hiç düşünen oldu mu?

Ergün Diler
Takvim
 

Dut_agaci

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
7,219
Tepkime puanı
330
Puanları
0
Web sitesi
www.Menzil.Net
@Ninja_Kedi @elemin @ORHANCAN

Aşağıdaki konuşma iddiası tekzip edildi mi muhteremler ? Edildiyse tekzip metnini buraya yapıştırabilir misiniz ?

KONUŞMA :

- Hocam müsadenizle bir iki husus vardı arz edebilir miyim?
Fethullah Gülen: - Buyurun
- Bugün Aydın Bey’le yemek yedik, selam ve hürmetleri var
Fethullah Gülen: - Teşekkür ederim sağolsun.
- “Beni Cemaat’in yanında diye göstererek farklı bir noktaya getirmeye çalıştılar” dedi. O öyle deyince ben de şey dedim. Serhat’ın koordine ettiği adamlar var, onlara gidiyorlar Cemaat aleyhine yazın diye baskı yapıyorlar, ondan bahsettim. “Bize de geldiler” dedi. “Şu anda gerçek olarak demokratlığı Hocaefendi temsil ediyor” dedi. Bir ara dedi: “ben de artık Başbakan’ın karşısına geçeyim dedim.” Uzun uzun diğer konuları da konuştuk efendim. Özellikle sizin ilgilendiğiniz 2 tane husus noktasında çok memnun oldu. Akşam üzerinde de damadı geldi, onunla da konuştuk. Onu biraz diğer taraf etkilemeye çalışıyordu. Bunlardan bahsedince o da rahatlamış oldu. Hocamın ellerinden öpüyorum dedi.
Fethullah Gülen: - Allah razı olsun. (damat derken) Mehmet Ali Bey’den bahsediyorsun değil mi?
- Evet efendim, önce Aydın Bey’le yemek yedik, akşam da damadı ile.

(Bu arada Aydın Doğan'ın 33. derecede -üstad yada şovalye makamı- mason bilirim. Masonların kendi dilinden BKZ : http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=4564.0 )
 
Üst