Ergün Diler - Her şey oyun!

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Tayyip bu ihanetin acısını fena çıkaracak inşallah
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Maskeyi Düşürün Ergün Diler 30/12/2013

Maskeyi düşürün
07cb79c8-b752-4341-942c-592bcdb062cd.jpg






Ergün Diler Diğer Yazılarıtümü






Yerel seçimler gelmeden Türkiye şiddetli bir türbülansa yakalandı.
Büyümek, genişlemek, eski etki alanına geri dönmek isteyen Ankara, hiç beklemediği kadar büyük saldırı altında...
Oyun içinde oyun var.
Erdoğan gidecek ya da budanacak, Müslümanlar'ın siyasi gücü azaltılacak, muhafazakar hareketlerin güven sorunu olacak, İstanbul kapılarını zorlayan Anadolu sermayesi frenlenecek, Museviler'in yönettiği medya rakipsiz kalacak, para tamamen onların himayesinde olacak, ülkeyi teslim ettikleri 18 aile yine son sözü söyleyecek...
Planları bu!

Türkiye'yi tıpkı "Bir Başkadır Benim Memleketim!"şarkısında olduğu gibi uyutmak istiyorlar. Daha doğrusu uyanmamızı engelliyorlar! Musevi marşlarıyla, ezgileriyle ele geçirdikleri Cumhuriyet'i bize yar etmemeye çalışıyorlar... "Bir Başkadır Benim Memleketim!" diyerek asıl vatanlarının burası olduğunu haykırıyorlar. Onların söylediklerine kulaklarını kapatan büyük çoğunluk ise oyunu görmek yerine kendi içinden çıkan çocuklarını YEME iştahıyla gün sayıyor!
Onların marşlarını kendi marşımız sandığımız gibi onların kontrol ettiği vatanı da bizim yönettiğimizi sandık!
Hala da öyle sanan çok!
Ama gerçek, kurumlarımızın bizden önce oraya bağlı olduğuydu!
Bilmedik! Gösterilmedi, duyurulmadı, öğretilmedi...
Kör ve sağır olarak ilerlerken geldiler!
Hem de her yerden!
Almanya, Fransa, Lüksemburg, Monako, Portekiz, İsviçre, İsveç, Danimarka gibi pekçok ülke kendi sahipliğini yapabilirken biz neden devamlı operasyona uğruyorduk?
Neden çalışmadığımız yerden vuruyorlardı? Nasıl oluyordu da şimdiye kadar kazanan onlar oluyordu? İçerideki güçleri kimdi? Nasıl bir dayanışma ve işbirliği içindelerdi?
Bilmiyorduk! Devlet de bilmiyordu! Başına bela olacak bir hareketi içine girip yönetemediği gibi uzun vadedeki tehlikeyi de kestiremiyordu!
Neden Cumhuriyet bütün Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde geriliyor, kopma noktasına geliyordu? ABD Başkanı seçiminde her şey canlı yayınlarla evlerimize girerken bizde KÖŞK seçimleri doğum sancısını aratmıyordu!
Neden?
Belli ki o güçler millete kendi isimlerinden başka tercih hakkı tanımıyordu... İstedikleri gelsin, devletin başında olsun, sözlerinden çıkılmasın derdindeydiler...
Çarpışmanın nedeni buydu!
Erdoğan'ın önünü kesmek için saldırıların öne alınmasının sebebi de buydu!
Yoksa yerel seçimleri kazanmak gibi amaçları yoktu. 17 Aralık operasyonuyla hem imaj kaybı, hem para kaybı, hem de güven kaybı yaşatmak istediler...
Temel amaç Erdoğan'ı Köşk'ten uzak tutmaktı! İndirmek, olmazsa erozyona uğratmak, zayıf ve kontrol edilebilir bir Başbakan yaratmak ikinci plandı!
Bunun için de tam 11 yıldır hazırlanıyorlar!
İçeride kurdukları istihbarat ağları ile devlete meydan okuyorlar...
Rahmetli Özal'ı KONUTUN içinde BÖCEKLERLE yaşamaya mahkum edenler şimdi hem böcek sayısını artırıyor hem de açıktan savaş ilan ediyordu!
Şimdi gelenler 25 yıldır Türk İstihbaratının karşısına dikilip mücadele ediyordu! Sömürgelerde olacak hadiseler bizim başımızdaydı! Devlet, içeriden sarıldığı için çaresizdi. Arınmak için güçlü lider, güçlü Merkez Bankası,güçlü ordu, güçlü istihbarat şarttı!
Bunlar tam yerine getirilmeye başlanmışken içeriden, eski devletten şiddetli tepki geldi!
Bakın, 17 Aralık olayında sadece DIŞARISI yok!
Kenarda kalmayı, değişmeyi, üstüne çıkılmayı asla ve kat'a kabul etmeyen bir yapı var!
Asıl devlet buydu!
Bunu değiştirmeye çalışan PARALEL devletti! Şaka gibi gelecek ama şimdiki Ankara bunlar için 'paralel'di!
Ergenekon'la, Balyoz'la bu işin bittiğini sandık! Herkes yanıldı! Gizli iktidarı bilmeyen, onların içerideki ve dışarıdaki güçlerini anlamayanlar yanıldı!
Bunlar küçük, ele avuca sığan bir Türkiye yarattılar!
Erdoğan ve kendisine inanan birkaç kişi bunu terse çevirmek için çalıştı!
Büyük devlet gibi hareket edip büyük sonuçlar için çaba harcandı!
Ama deli gömleği gibi giydirilen ideolojik farklılıklar yüzünden fotoğrafın tamamını göremedik! Menderes'in, Özal'ın, Baykal'ın ve şimdi de Erdoğan'ın bu güç tarafından kuşatıldığını ıskaladık! İsrail'i sahneye sürüp onların üzerinden Türkiye'yi yöneten Kraliçe'yi göremedik!
Atadığı adamları tanıyamadık! Para ve güç bahşettiği içimizdeki İngilizler'i atladık!
Biz hata yaptıkça onlar rövanşı alarak kendilerini hissettirdiler!
Her yerde vardılar!
Patronların, sol grupların, PKK'nın, İslami oluşumların, ülkücülerin, bankaların, borsanın, ordunun ve MİT'in içindeydiler!

Gariptir, çoğu devlet görevlisi ülkeyi koruyup kurtardığını zannediyordu!
Bilmeden Kraliçe'ye hizmet ettiğinin farkında bile değildi...
Parayı takip edemediğimiz için GOL yiyorduk!
Bu adamlar 3 yıldır bugün için hazırlık yaptı! Şeytanın aklına gelmeyecek planlar hazırlandı!
En ilginci de MASKELERDİ!
Avrupa, Amerika ve Japonya'da 5 bin dolara satılan ve takıldığında istenilen kişinin YÜZÜNÜN birebir benzeri olacak maskeler İTHAL edildi!
İstanbul'a getirildi!
İstedikleri her kişi için belaltı vuruşu yapabilecek duruma gelindi!
Ama biri çıkıp da o şirkete "Arkadaş sen bu malzemeleri nerede kullanacaksın?" diye sormayı akıl edemedi!
Parayı yine ıskaladık!
Onlar paranın alabileceği her şeyle gelirken geleceğimiz tehlikedeydi!
Zaten içeride kendini DEVLET sayanlar ve dışarıdakiler karşımızdaydı!
İçten ve dıştan kuşatılan tek ülke bizdik!
Yabancıları bilsek de içimizdekileri kestiremiyorduk! Üniformaları yoktu, apoletleri yoktu, bizim gibi giyinip, bizim gibi yaşıyorlardı! Ama bizden değillerdi! İnanmayacaksınız ama UYKUDA olan çok adamları vardı!
Yakında onlar da uyanacak!
Saldırıları genişleyecek!
Ülkemizi almak için gelecekler!

Ya sırtımızdan vurulacağız ya da ani bir hareketle dönüp içimizdeki düşmanla yüzleşeceğiz!
Bunu şimdiye kadar yapamadık!
Bu son şansımız!
İkinci bir hamle yapacak fırsatımız olmayabilir!
Koskoca tarihimizi ayakkabı kutusuna sığdırmalarına izin vermemeliyiz!
Ya ülkemizi ele geçireceğiz ya da Museviler'in süpermarket zincirlerinin bir halkası olarak kalacağız!
Büyüksek büyüklüğü ortaya çıkarmanın zamanı geldi!
Haydi!

NOT: Bir dostum "Biz daha savaşa başlamadık ki! Acele etme, önce ellerindekini bir görelim!" dedi! "Siz de ne var?" soruma ise "Ayakkabı kutusundan daha büyük kutular var!" cevabını verdi... İlginç, değil mi!






 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Devirip öldürüp gömdüklerini sandıkları İslam'ın hakiki ayak sesleri duyuldu...

Ezmeye ve sömürmeye alıştıkları coğrafyada, bir yiğit, arkasına 22 milyon vatan evladını alarak dünya eşkıyalarına başını kaldırdı... Durun bakalım, böyle geldi böyle gitmeyecek dedi ve bütün vatanları birbirine bağlamaya koyuldu...

Eski yöntemleriydi, askerle yıkamadılar. Siyaseten sindiremediler. Gençleri sokaklara salıp yaktırdılar, yıktırdılar. Gine sindiremediler. Dövmeye kalkıştıkça daha güçlenen bir "parya" vardı karşılarında. Asi adamdı. Köleliğe, ihanete, menfaate razı olmuyordu. Aksine, enerji silah işlerine giriyor, güçlendiriyor, Müslümanları birleştirmenin çarelerini arıyordu.

Dünyanın eşkıya "patronları", yeni bir tedbire (dayağa) yöneldi; yaramazlığı artık tehlikeli boyutlara ulaşan bu yaramaz adamı, yargısı ve emniyeti içine SIZAN bir şebekeyle arkadan vurmak için düğmeye bastı... Aynı anda ülkeden para kaçırtıp dengeleri bozmaya çalışıyordu.

Yeni dayağın sopası, şebeke; cemaat denilen komuta kademesi ve medyasıydı...

Yiğit adam gördü ve anladı. Millet gördü ve anladı.

Sopayı kıracağız, Allah'ın izniyle. Onu tutan kolu da kıracağız.

Dünyayı kölehanesi gören Eşkıyalar, yeni tedbirler peşine düşerken, biz de inşallah yolumuza devam edeceğiz. Ölmek var, dönmek yok kaderin bize çizdiği istikametten...

Verdiğiniz zarar, ancak kestiğiniz sakal hükmündedir. :)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Başarısız olan son darbe girişimi hesabına, yargı+emniyet şebekesi tarafından UYDURULAN operasyonda, Fatih Belediye başkanı da hedeflerden biriydi...

Başbakan İzmir'de açıkladı:

İş takib eden bir SAVCI, Fatih Belediye Başkanından bazı taleplerde bulunur. Belediye Başkanı, bu haksız talepleri reddeder. Ve operasyonun asıl hedefi önce Halk Bank ve Bakanlar Kurulu, sonra Gezicilerin de hedefinde bulunan büyük projelerin yüklenicisi işadamları, Başbakanın oğlundan en son hedef Erdoğan'ın tutuklanarak hapse tıkılması!

Ve girişim bir sürpriz ile başlıyor. İş takipçisi savcının isteklerini reddeden Fatih Belediye Başkanı da olaya dahil ediliveriyor... :)

Herkes soruyordu, Fatih Belediyesi ne alaka diye? Alaka, abi ricası, şimdi anlaşıldı mı?

- Abi, işime takoz koyan şu Belediye başkanını da olaya dahil edin..

- Ayıb ediyon, belediye başkanı kölen olur... Arkadaşlar, bir ekip de fatih Belediyesine...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Başarısız olan son darbe girişimi hesabına, yargı+emniyet şebekesi tarafından UYDURULAN operasyonda, Fatih Belediye başkanı da hedeflerden biriydi...

Başbakan İzmir'de açıkladı:

İş takib eden bir SAVCI, Fatih Belediye Başkanından bazı taleplerde bulunur. Belediye Başkanı, bu haksız talepleri reddeder. Ve operasyonun asıl hedefi önce Halk Bank ve Bakanlar Kurulu, sonra Gezicilerin de hedefinde bulunan büyük projelerin yüklenicisi işadamları, Başbakanın oğlundan en son hedef Erdoğan'ın tutuklanarak hapse tıkılması!

Ve girişim bir sürpriz ile başlıyor. İş takipçisi savcının isteklerini reddeden Fatih Belediye Başkanı da olaya dahil ediliveriyor... :)

Herkes soruyordu, Fatih Belediyesi ne alaka diye? Alaka, abi ricası, şimdi anlaşıldı mı?

- Abi, işime takoz koyan şu Belediye başkanını da olaya dahil edin..

- Ayıb ediyon, belediye başkanı kölen olur... Arkadaşlar, bir ekip de fatih Belediyesine...

Bahsi geçen kanunsuz iş takipçisi savcının Zekeriyya Öz olduğu bugün gündeme düştü.
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
Para değil inanç ERGÜN DİLER

Para değil inanç

Türkiye asla kendi haline bırakılmıyor!
Bırakılmayacak da...
Amerika'ya içinden çıkıp RAKİP olan dev sermaye, Japonya ve Çin'i yarattı!
Avrupa'daki Henkel, Siemens, AEG, Bosch, BP, Shell, ING Group, Aviva gibi sayılamayacak kadar şirket Rothschildler'indi! Bir de bu ailenin Amerika'da kendi bankalarının verdiği hayati önemde kredilerle yarattığı Rockefeller ailesi vardı!
Citigroup, Standart Oil, Exxon-Mobil, Chevron gibi paha biçilemeyecek şirketler de bu ailenindi!
Ama FORBES'ın her yıl açıkladığı zenginler listesinde, ne hikmetse, biz dünyayı avucunda tutan bu iki ailenin üyelerinden hiç kimseyi göremiyorduk!
Carlos Slim, Bill Gates, Buffet, GOOGLE'un sahipleri, İn&Out isimli hamburgeci bile listeye girerken bunlardan kimseler yoktu!
Zaten yalan da burada başlıyordu!
Paranın ve zenginliğin adresi bunlardı ama kendileri yoktu!
Şirketlerinde asla değişmeyecek kurallar vardı!
Kilit noktalarda kesinlikle aileden olanlar otururdu!
Ailenin büyük erkek çocukları bir adım önde olurdu!
Genel itiraz olmadığı zamanlarda BÜYÜK oğlun büyük oğlu işin başında olurdu!
Evlilikler ikinci ve üçüncü dereceden kuzenlerle yapılırdı!
Daha da var!
Ama baktığınızda adamlar servetlerini bir İMPARATORLUK gibi yönetirler!
Kendi kuralları, yasaları vardır!
Mesela; asla ve kat'a bir MÜSLÜMAN TÜRK bunların şirketinde yukarılara tırmanamaz!
Şans ve tesadüf yoktur!
Bu aileler KALİÇE'nin bilgi ve deneyimiyle hızla yol aldılar! İkinci Dünya Savaşı'nda öne çıkan Amerika bu işbirliği ile frenlendi! Onların askerle yaptıkları İŞGALLERİ bunlar çok daha ucuz ve karlı olan BANKACILIKLA yaptılar!
Ve dünyaya talip oldular! Maaşlı on binlerce FİNANS askeriyle sınırları değiştirmeden ülkeleri ele geçirdiler! İngiliz bayrağı dikmeseler de paralar onların bankalarına aktı!
Kurşun atmadan, süngü takmadan ülkeleri bir bir düşürdüler! Geneli de MÜSLÜMAN ülkelerdi!
Bir gün internette dolaşırken şu yazıyı okumuştum... İlginçti! Bugünü anlatıyordu sanki...
Bir işadamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu.
Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi borç altındaydı!
Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu.
Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu.
Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Yaşlı bir adam gelip önünde durdu! "Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli...
Derdini açmak ister misin?" diye sordu...
İşadamını dinledikten sonra da, "Üzme kendini! Sana yardım edebilirim" diyerek ÇEK defterini çıkardı... Eliyle koparttığı sayfayı uzatırken "Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al" dedi.
Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller'e aitti! Dünyanın en zengin adamı önüne çıkmıştı! Şansa bak! "Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim" diye düşündü.
John Rockefeller'e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu.
Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle işine dört elle sarıldı.
Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu.
Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı.
Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti.
Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı.
Hemşire "Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir" dedi. "Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockefeller olduğunu söylüyor" diye ekledi.
Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı. İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştiren kendinde bulduğu inançtı.
Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardı.
Başka yerde aramaya gerek yoktu!
Teşbihte hata olmaz ama Türkiye'nin hali tam bu hikayedeki gibiydi!
Cumhurbaşkanı oldunuz mu, Başbakan oldunuz mu, Bakan oldunuz mu, Genelkurmay Başkanı oldunuz mu, MİT Müsteşarı oldunuz mu hep önünüze "Aman MUSEVİLER'i kızdırmayın!
Para onlarda. Güçleri belli. Yaşamak istiyorsan uyum sağla!" denirdi!
Danışmanlar düne kadar bunun için vardı!
Ülkenin yönetimine geçseniz de bilinmeyen bir el sizi uzaktan yönetir ve kontrol ederdi!
Bunun adı bazen Amerika, bazen Rusya, bazen Almanya, kısık bir sesle de olsa bazen İngiltere olurdu!
Kimse çıkıp bunlara İTİRAZ edemezdi! Türkiye içinde öyle bir örgütlenme ağı vardı ki; her tarafta adamları ve grupları vardı!
BİZDEN olanlarla bizi yönetiyorlardı!
Oysa PARA imparatorluğunun görünmeyen kurallarına esir oluyorduk!
Kapağı açılmayan ve üstüne gidilmeyen gizli kuralda "Türkiye İsrail'in güdümündedir! Bunu değiştirmeye kalkmayın!" ifadesi yer alırdı!
Türkiye bizden daha çok Museviler'indi!
Kraliçe'nindi!
Rothschildler'in ve Rockefeller ailesinindi!
Ama biz bilmezdik!
Bizdeki BARONUN milyonlarca dolar onların MÜZELERİNE BAĞIŞ yaptığını da atlardık! İlişki kuramazdık!
Bizdeki zenginliğin de bizim BARONLARA ait olduğu yalanına inanırdık!
Oysa onlar sadece taşıyıcılardı!
Gerçekte sahip oldukları SERVET kendi ismini astıkları TABELANIN karşılığı olarak asıl sahiplerin BANKALARINDA yatıyordu!
İşte Türkiye bu DEĞİŞMEZ denen kuralın üstüne gitti! Erdoğan'ın cesareti hedef olmasına yol açtı! "Sakın ha! Aklınızdan bile geçirmeyin" denilen kuralları kaldırıp çöpe attı!
Bunu yaparken de "Para onlarda kriz sizi bitirir!" uyarılarına kulak asmadı!
Erdoğan da biliyordu ki ülkeyi İNANÇ değiştirebilirdi!
PARANIN sözü bir yere kadar geçiyordu!
Yürek, BANKNOTU yeniyordu!
Şimdi yaşananları ileride TARİH böyle yazacak!
Ve bu onların en büyük yenilgisi olacak! En çok güvendikleri oyuncu kaybetti çünkü!
Erdoğan'ı yakından vurmak isteyenler en yakından vuruldu!
Bu da Allah'ın işi!

https://www.facebook.com/ergundileryazar
 

filozof_58

Asistan
Katılım
6 Eki 2012
Mesajlar
356
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Kör Şeytan

Kör şeytan! Esad'ın yaptığı işkence ve insanlık suçu, belgelenince ne yapacağımı düşünmeye başladım. Ortada 11 bin ceset ve 55 bin fotoğraf vardı! Bir de KOD ADI SEZAR olan fotoğrafçı! Askeri polis olduğu söylenen ve nerede olduğu konusunda bilgi olmayan SEZAR kimdi! Aklıma ilk gelen bu oldu!
Bulmak kolay değildi! Hele şu aşamada! Ama yine de "iz bulabilir miyim?" diye düşündüm.
Gün boyu tüm çabalarıma rağmen bir sonuç elde edemedim.
Umutsuzluk klavyeme hakim olmuşken kaç zamandır görmediğim dostumdan "pat" diye mesaj geldi: "Senin neyi merak ettiğini biliyorum! Belki yardımım olur."
Sonuna koyduğu GÜLÜCÜKLE şifreyi kırmıştım! Heyecanlandım! Her yerde bulunacak biri değildi!
Hemen numarayı çevirdim.
Açmadı! "Ben seni arayacağım" diye ikinci bir mesaj geldi. Tam okuyacakken başka bir telefondan beni istediğini öğrendim. Şaşırdım. Koşarak gittim.
Gazetenin başka bir köşesindeydim! "Not defterimi açtım. Ben sordum o cevapladı!
Bence ortaya keyifli bir sohbet çıktı!
Her yerde bulunamayacak bir DOST, her yerde bulunamayacak şeyler söyledi! PUZZLE'ın parçalarını birleştirdi!
Bakalım keyif alacak mısınız!
radioBullet.jpg
Yaklaşık iki ay önce Kasım'ın ortalarında bana ne söylediğinizi hatırlıyor musunuz?
O nedenle mesaj yolladım!
Hatırlamasam rahatsız etmezdim!
radioBullet.jpg
Bugünü anlatıyor yani?
Elbette! "Suriye konusunda önümüzdeki 2 aylık dönem çok önemli. Bu süreçte Maliki, Türkiye'ye gelecek. Erdoğan da Moskova'yı ziyaret edecek. Esad'ın neden gitmesi gerektiğini bir kez daha anlatacak. Eli bu kez çok daha güçlü. Eğer bu 3 görüşme sonrasında Esad gitmezse, maalesef o zaman hiç istemediğimiz halde devreye biz gireceğiz" demiştim!
radioBullet.jpg
Evet!
Esad için ilk ciddi uyarı Şam'da havaya uçan Ulusal Güvenlik Merkezi'ydi! Bunu anlamadı! Üstesinden geleceğini sandı! Arkasındaki güçler onu buna inandırdı!
Ben de sana iki ay önce "Belki en sadık adamı 'Bu ülkeye çok zarar verdiniz!' diyerek onu infaz edecek.
Bekle biraz!" demiştim!
radioBullet.jpg
Çok net hatırlıyorum!
Tamam! İşte o gün geldi ve gereği yapıldı!
radioBullet.jpg
Ben havaya uçacak sonucu çıkarmıştım inanın!
Yok, dünya değişti! KARAKTER suikastları moda! Nasıl Bizim Başbakanımıza saldırıyorlarsa, biz de aynısını yapıyoruz! Esad ölse kahraman olur! Türkiye de suçlu! Biz daha ŞIK olanını yaptık! Yanında taşıdığı ve sonuna kadar güvendiği 6 isimden BİRİNİ yanımıza aldık! Hep onlar yanımızdakileri alacak değil ya!
radioBullet.jpg
Kim bu Sezar!
Aslında görevi başka! Fotoğrafçı değil! Ama bütün belgeleri masasına getirecek kadar etkili biri! Bu şahıs Türkiye'ye ve bize çok güvendi!
Düğmeye basıldı!
radioBullet.jpg
Ne zaman? Önceki gün mü?
Hayır, çok oldu!
radioBullet.jpg
Ne zaman peki?
Aralık ayının başında, Erdoğan yanına aldığı bir heyetle KATAR'a günübirlik bir ziyaret yaptı! Hatırladın mı?
radioBullet.jpg
Tabii Yanında MİT Müsteşarı Hakan Fidan da vardı! Kim bilir, belki o gün masaya bu da gelmiştir!
Bunlar da konuşulmuştur!
radioBullet.jpg
İlgiyi kuramadım!
O ziyaretten bir gün sonra KATAR'ın tuttuğu ÖZEL HEYET bu ALBÜM için çalışmaya başladı!
Yani belki Erdoğan döndükten hemen sonra düğmeye basılmış olabilir!
radioBullet.jpg
Neden çıkıp bunu açıklamıyorsunuz?
Neden ortada biz olalım! İçeriden ve dışarıdan bizi TERÖRİST ülke olarak göstermeye çalışanlar varken neden ateşe elimizi sokalım...
radioBullet.jpg
Neden Katar ve İngiltere peki?
Suriye'de herkes var ama son söz İNGİLTERE'nin! Esad doğrudan oraya bağlı. Nasıl içerideki birbirine benzemeyen İTTİFAK emri Londra'dan alıyorsa, Esad da aynı merkeze bağlı! İngilizler'i "Hayır!" diyemeyeceği bir silahla etkisiz kılmak şarttı! Maalesef 11 bin masum insanın işkence çekerek cansız düşmüş bedenleri KANIT oldu! Şimdi isterlerse "DİKTATÖR!" diye Erdoğan'a seslenmeye devam etsinler!
radioBullet.jpg
İşin merkezindeyiz yani?
Kuşkun olmasın! Bak orada 1500'e yakın örgüt var! Hepsiyle konuşan tek ülke Türkiye ve MİT! Her yerdeyiz!
Bunu bildikleri için bizi kışkırtıp hataya zorladılar! Biz ise sakin ve akılla giderek onları İLETİŞİMLE, yani reddedilmeyecek fotoğraflarla vurduk!
Şimdi göz doktoru Esad ve Kraliçe düşünsün!
radioBullet.jpg
Dosyayı hangi büro hazırladı?
Fotoğraflar, Yugoslavya ve Sierra Leone'de bu alanlarda görev yapmış Sir Desmond de Silva, Sir Geoffrey Nice ve Profesör David Crane adlı 3 eski savcı tarafından incelendi.
Özellikle SIR SILVA Kraliçe'nin yakın adamıydı! Hukuk konusunda büyük hizmetleri oldu! NICE de öyle!
Zaten Carter-Ruck and Co. şirketi bu nedenle seçildi! Kraliçe adamlarıyla sarsılacaktı! Öyle de oldu!
radioBullet.jpg
CHP için ne dersiniz?
Londra'dan emir aldıkları artık SIR değil! Esad'a destek olmaktan başka seçenekleri yoktu! Kemal Bey de üstüne düşeni yaptı! Katliama imza atan birine destek olup, Türkmenler'i korumaya alan Ankara'ya karşı durdu!
Tablo bu! CHP'nin kime çalıştığı şimdi bir kez daha düşünülsün!
BARONLARA hoş görünmek adına devletten ve milletten uzaklaştılar!
Yanıldılar!
radioBullet.jpg
Peki son günlerdeki Erdoğan'ı merkeze alan saldırılar için ne dersiniz?
O konu mu!
radioBullet.jpg
Evet!
Daha devlet inan bir şey yapmadı!
Onlar her şeyi bildiklerini ve arşivlediklerini sanıyorlar! Bir tek kroşede yıkılıp giderler! Bunun altını çiz lütfen! Tek kroşe!
radioBullet.jpg
Nasıl yani? Şimdi söylemem doğru değil! Bir iki gün içinde bir şeyler çıkacak bekle!
Devletle savaş öyle olmaz! Madem meydana çıktın, başına ne gelirse eyvallah diyeceksin!
radioBullet.jpg
Çok merak ettim!
Bekle! Çok az! Bak! Devlette üç kişi vardır! Birine görev verilir! Diğeri görev verileni izler! Üçüncü isim ise ikisini izleyip rapor eder!
Denklem budur! Bunlar zincirin kendilerinde, yani ikinci kişilerde bittiğini sandılar!
Yanılgı
bu! Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti! Ve burada her şey NOT edilir! Zamanı geldiğinde gereği yapılır!
radioBullet.jpg
Duruma hakimsiniz?
Elbette! Mesela Esad göz doktoruydu ama burnunun dibini göremedi! Görebilseydi yanı başındaki TÜRKLERLE tanışacaktı!

Ergün Diler

Takvim
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Şimdi söylemem doğru değil! Bir iki gün içinde bir şeyler çıkacak bekle!

Devletle savaş öyle olmaz! Madem meydana çıktın, başına ne gelirse eyvallah diyeceksin!

Ergün Diler

Takvim

Şakirdçikler bir kez daha okusun diye alıntıladım... :)
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Aynı konuyu açmıştık moderatörlerimiz iki konuyu burada birleştirirse iyi olur kanaatindeyim...
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Daha devlet inan bir şey yapmadı!
Onlar her şeyi bildiklerini ve arşivlediklerini sanıyorlar! Bir tek kroşede yıkılıp giderler! Bunun altını çiz lütfen! Tek kroşe!
radioBullet.jpg
Nasıl yani? Şimdi söylemem doğru değil! Bir iki gün içinde bir şeyler çıkacak bekle!
Devletle savaş öyle olmaz! Madem meydana çıktın, başına ne gelirse eyvallah diyeceksin!

Allah Allah... İlginç... Bu görüşülen kişi kim bilmiyorum ama tespitleri çok dikkatimi çekti. Eğer dedikleri doğruysa, devletime olan güvencim bir kat daha arttı... Allah devletimize güç kuvvet versin...

radioBullet.jpg
Çok merak ettim!

Ben de...
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
hııı bulaşık konuymuş siyaset bulaşıklı olur ben yazmayım neme lazım birileri parayı falan yerler bulaşığını yıkamakta bana düşer ahmakmıyım len bana ne? sana ne?
 

filozof_58

Asistan
Katılım
6 Eki 2012
Mesajlar
356
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Fötr şapkalı konuştu (Bu yazıyı okuyun)

Fötr şapkalı konuştu

Kraliçe'nin Adamları'nı okuyucuyla buluşturmak için oradan oraya koşarken çok zaman telefonlardan uzak kaldım.

Birçok dostum ulaşmakta sıkıntı yaşadı! "Beni anlayacaklardır" diye düşünürken FÖTR ŞAPKALI dostum bir adamını gönderip davette bulundu. "Hayır" diyeceğim son insandı... Gün batımında beni Arnavutköy'de teknesinde bekliyordu.
İşleri yoluna koyup söylediği noktaya gittim. Güneş tepedeydi. Baharı kıskandıracak bir havada koyu lacivert ahşap gövdesiyle tekne kıyıya yanaştı!
Elindeki asası, ayakkabılarının rengi ve şapkası tekne ile aynı renkteydi...
Meyve sergisi hazırlamıştı adeta... Yok yoktu!
Oturduk! Uzun zamandır bir araya gelemiyorduk. Daha doğrusu ortalarda yoktu. Kilo verdiğini görünce kendine zaman ayırdığını sandım.
Ama öyle değilmiş! Ukrayna'dan Bosna'ya kadar sorunlu her yere gitmiş. "Koşuşturmaktan iyice zayıfladım"dedi...
Çok keyifli olduğunu görünce son bir ayda yaşananları sordum...
Güldü... "Bunlar ne ki sen daha olacaklara bak!" diye cevap verince dayanamayıp sordum:
* Ne olacak?
Biz Türkler uzun zaman sonra OYUN kurmaya kalktık. Evin içinde olan HAPİS süremiz bitti!
* Ne hapsi?
Londra yani Kraliçe bizim bölgeyle ilgilenmemizi istemezdi! Her kurum söylenmese de onlara bağlıydı! Çok uzun süre mücadele ettik! Şimdi güç bizde! Osmanlı'yı kovdukları her yere girdik! İşe de Kürt kardeşlerimizi yanımıza alarak başladık! Sorun bu!
Son bir ayda yaşananların arkasında da bu gerekçe var!
* Nasıl yani?
Sınırlarımızı genişletiyoruz! Lozan'a rağmen! Kraliçe'nin içerideki ve dışarıdaki adamları bu nedenle uzun zamandır uykusuz! Gidişatı önlemek için çırpınıyorlar...
* Kim bunlar?
Yelpaze geniş... Suriye sınırında yerel halkla iç içe geçen ve kusursuz ARAPÇA konuşan İngiliz istihbaratçıdan Boğaz'daki YALI SAHİBİNE kadar...
* Başka?
Anladım seni... Bak OSLO görüşmeleri İngiliz istihbaratı tarafından YAHUDİ bir organizasyon şirketine verildi! Oradan "iz kalmasın" diye Öcalan'a ve barışa karşı olan Kürtler'in eline geçmesi sağlandı. O kasetler elden ele geçerken birileri Erdoğan'ın ölmesi için gece gündüz dua ediyordu! Hakan Fidan daha o zamandan bu nedenle hedef oluyordu! Ülkeyi büyütmek isteyen herkes hedefti! İlk sırada Başbakan Erdoğan vardı!
Konu bu! Ankara Lozan'daki KONTRATI yırtıp attı! Kabul edemedikleri bu! Maalesef dini gruplar ve Londra'dan emir alan BARONLAR aynı yerde! Askerin etkili bir kısmı da bunlarla birlikte! İstihbarat, polis ve yargıda da durum böyle! Her yerde varlar!
İngilizler'in yıllar yılı kurduğu yapılar bir anda gitmiyor, yıkılmıyor! Devlet sisteminde mühür onlara ait olduğun için kuralların değişmesi hiç kolay değil!
* Ananaslar, rafineriler çıktı ortaya!
Dikkat et hiç yalanlama gelmedi!
Cevap da yok! Çünkü hala Erdoğan'ı indirebileceklerini sanıyorlar! İşlem tamamlanınca konuşmayı planlıyorlar!
Kimi dinleyip izledilerse herkesin kasedi "inandıkları" bir müteahhidin ofisinde toplanmış durumda! Her şeyi biliyor ve izliyoruz!
* Baronlarla diğer gruplar Kürt meselesi yüzünden mi buluştu?
İki tarafın da patronu aynı!
Kasetlerde geçen BÜYÜK PATRON devrede yani! Büyük Yahudi Baron'un elinde Türkiye'nin tapusu var! Bunu kaybetmek istemiyor! Hem de bedavaya hiç razı değil! Uyuttukları ne kadar hücre varsa uyandırıldı!
Şimdi yeni planlarla gelecekler!
* Siz ne yapıyorsunuz?
Mesela BALKANLAR'dan aldığımız binlerce genci eğitip tekrar oraya gönderdik! Herkes rahatsız oldu!
Bütün sokaklarda adamlarımız var!
Bosna'yı da bu nedenle kimin karıştırmak istediğini an be an biliyoruz! Bazen CEVABİ satan bazen de manifaturacı bir kız en hayati bilgileri bizlerle paylaşıyor! Yani sadece içeride değil dışarıda da attıkları adımlar takip ediliyor. Not alınıyor!
* Nasıl gelecekler şimdi?
Askerin içindeki küçük bir grubu kaşımak istedikleri ortada! Ama YARGI onlar için en iyi kulvar! Sen KAPATMA davasından söz ettin! Ama başka hazırlıklar da var!
* Mesela? Şeytanın aklına gelmeyecek planlar devrede! İngiliz, Alman, İsrail ve Suriye istihbaratları ortak iş yapıyor! Seçimin gidişatını değiştirmek için müthiş bir planları var! Bunu söyleme şansım yok ama harıl harıl çalışıyorlar... Seçim sonuçlarından KAOS umuyorlar!
* İpucu?
İstihbarat örgütleri organizasyonu yapıyorlar. Çok önemli ŞİRKETLERDEN beyinler bir araya getirildi! Berlin'de ve İstanbul'da toplantı yapıldı. Düğmeye basıldığında herkes ortadaki masum gençleri görecek! Biliyorum ne demek istediğimi anlamadın! Ama bekle biraz! Oyunu bozarsak ikinci evreye geçerler! Bekle!
* Öcalan'ın eski konuşmaları sızdı!
Evet! Dikkat et ne sordukları ortada yok! Sadece cevaplar!
Bunca yüreği yanık şehit ailesi, yakını varken kabul etmek gerçekten zor ama Öcalan Türkiye'nin büyüyeceğine inanmış durumda!
Avrupa yıllardır Kürtler üzerinden ülkeyi karıştırmaya alıştı! Bu aynı zamanda tembellikti onlar için! Fidan ve ekibi o kartı onlardan çekip alınca şimdi yeni oyun kurmakta zorlanıyorlar! Zaten Türk subayı gizli çekim yapmaz! Yapsa da sızmaz! Ama burada sızma ve montaj var! Garip!
Kürtler de oyunu gördü!
Kendilerinin olmayan bir mücadeleye artık dönemezler!
* Peki kasetlerde ismi bilinmeyen kim ortaya çıktı. Kim bunlar?
Bak karşıdaki yapı bir ve bütün değil! Daha bilinmeyen ama KÜRESEL oyuncu gibi hareket eden çok insan var! Herkes bir isme odaklandı! Durum böyle değil! CIA Başkanı'yla, İngiliz istihbaratıyla, Almanlar'la görüşen isimler var!
Bunlar adına çalıştığını gizleyen görevliler ve patronlar var!
Napolyon'un dediği gibi "Yavaş yavaş hızlı git!" modundayız!
* Görmediğimiz ne peki?
Asıl polis ve savcı atamalarında ilginç şeyler var! Yılların getirdiği birikimle bu yapı güçlü! Ama diğer kanattan çok sayıda isim KASETLE yola getirilmiş durumda! Bilen yok bunu! Bu nedenle gelen de giden de aynı yere çalışıyor! Yakında bu da ortaya çıkar! Yeni bir ayıklanma daha olur!
* Siyasette ne olur?
Gayri nizami yollarla vekillerin bir kısmını yönetmeye çalışıyorlar!
Cumhuriyet tarihi boyunca denenmiş bütün metodları devreye soktular!
Ama Erdoğan da devlet de ayakta!
Demek ki aynı suda iki kere yıkanmıyoruz! Bosna'yı da Ramallah'ı da karıştırıp büyümemizin önüne geçmeye çalışıyorlar! Din ve Allah adını kullanarak hem de! Ama şunu bil ki ALLAH dışında kimse önümüzü kesemez! Bizden giden her yeri bir şekilde kendimize bağlayacağız!
Balkanlar'da, Ortadoğu'da toprağın altında da üstünde de varız! Bunun adı UYANIŞ! Bizim için "Günaydın" onlar için "Kabus dolu" geceler! Kimse bilmez son dönemde istihbarattan çok şehit verildi! İsimsiz kahramanlar için gidiyoruz! Çocuklarımızın yalnız olmadığını haykırmak için yürüyoruz! Atamızın, şehidimizin bulunduğu her yer bizim! Korku bu!
Söyleyemiyorlar! Türklük masalı ile göstermelik Türk Bayrağı ile bu işler olmaz! Yürek lazım yürek!
* Heyecanlandım inanın!
Öyle olması gerekiyor! Bu devletin neler yaptığı daha sonra anlaşılacak!
Şimdi çok kişi önündeki haberlere bakıp konuşuyor! Ama bizim nerelerde nasıl konuştuğumuzu kimseler bilmiyor! Sınırlarda yakaladığımız AJANLARDAN bir ordu olur inan! Bizi onlar değil de basında kalem sahibi olup DIŞARIYA çalışanlar üzüyor! Baron ve ekibi hala güçlü! 150 yıldır onlar kazanıyor!
ANADOLU'ya sıra gelmedi şimdiye kadar! Geldiğinde de neler olduğunu yaşayarak görüyoruz!
* Eliniz güçlü mü?
Kimsenin bilmediği kadar hem de!
Psikolojik etki olsun diye söylemiyorum! Çok önemli silahlar var Ankara'da! Atom bombası etkisi yaratacak düzeyde hem de! İnşallah o günleri yaşamayız! Ama ihtiyaç olursa, kaçınılmaz bir olay gelişirse düğmeye basılır ve birileri sokağa çıkamaz!
Unutma devlette bir dosya kağıdı bile kaybolmaz!
* Obama yanınızda mı?
Elbette! Zaten başka seçenekleri yok! Bölge bizim olacak! Bütün işleyiş bizden sorulacak! Geçtiğimiz günlerde İran için kazan kaldıran Yahudi kuruluşu AIPAC "Siz karışamazsınız!" diye Obama'dan fırça yedi! Çünkü İngilizler, Yahudiler ve Amerikalılar üzerinden hem bizi hem bölgeyi yönetmeyi başardılar şimdiye kadar!
Ama Ankara'daki uyanış Obama'yı da kendine getirdi! Ya bizimle olacaklar ya bizimle... Türkiye ilk kez kendine AVRUPA dışından partner buluyor dikkat!
* Bunu bozmak için uğraşıyorlar haliyle?
Evet ama özel jetlerindeki konuşmaların kayıtları bile bizde! Kim kiminle biliyoruz! Doğal süreçle ortaya çıksın diye sabır gösteriyoruz! Eğer amacımız SEZARYEN olsaydı 3-4 sene önce yapardık! Görünen ve görünmeyen alanlarda hepsini tepeleyeceğiz... Bunun zevki ayrı!
* Son durum nedir?
Mesela savaş uçağımızı düşürerek bölgeye girmemiz istendi! Büyük tuzaklar vardı! İçerideki çürük elmalar arkadan vuracak ordunun attığı her adım anında karşıya iletilecekti! Bu tuzağa gelinmedi! Ankara herkese kapılarını açarak büyümeyi hedefledi!
Zaten sınırda doğal birleşme oldu bile!
Gücümüzü silahla, kuvvetle değil tarihin bize bıraktığı ABİLİKLE göstereceğiz! Herkesin garantisiyiz!
Hatta çocuklarının yaptığı gençlik hataları nedeniyle zor duruma düşen patronların da...
Biraz sabır!

 

Mahpeyker

Kıdemli Üye
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
4,456
Tepkime puanı
742
Puanları
0
offf muthis bir yazi. Kurban oldugum Yaradan insAllah muvaffak eyler. Allah, Sayin Basabakanimiz ve ekibine guc kuvvet kudret versin. kaldigimiz yerden daha bilincli daha imanli daha yurekli ve daha guclu bir sekilde devam edelim .....
 

filozof_58

Asistan
Katılım
6 Eki 2012
Mesajlar
356
Tepkime puanı
29
Puanları
0
Sabırlı ve bir o kadar da teyakkuz halinde olmak durumundayız.

Bunların imparatorluğunun çok yakında çöküşünü izleyeceğiz inşallah.
 

zulk@rneyn

Profesör
Katılım
5 Eki 2011
Mesajlar
1,164
Tepkime puanı
34
Puanları
48
heyecanlandıran bir yazı...
doğru yada yanlış.
insana özgüven veriyor.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Fötr şapkalı konuştu


* Son durum nedir?
Mesela savaş uçağımızı düşürerek bölgeye girmemiz istendi! Büyük tuzaklar vardı! İçerideki çürük elmalar arkadan vuracak ordunun attığı her adım anında karşıya iletilecekti! Bu tuzağa gelinmedi! Ankara herkese kapılarını açarak büyümeyi hedefledi!
Zaten sınırda doğal birleşme oldu bile!
Gücümüzü silahla, kuvvetle değil tarihin bize bıraktığı ABİLİKLE göstereceğiz! Herkesin garantisiyiz!
Hatta çocuklarının yaptığı gençlik hataları nedeniyle zor duruma düşen patronların da...
Biraz sabır!


Ergün abinin çoğu yazısı bunun gibi ümit ve heyecan verici...

Alıntıya gelince...

Demek ki oyun başkaymış. Uçağımız düşürüldüğünde Suriye'ye girmeliyiz demiştik. Sonradan, gelişen olaylarla beraber; Erdoğan, orduya ve cemaate güvenemiyor ve Suriye'ye fiilen o yüzden girmiyor diye tahminde bulunmuştuk.

Artık tahmin olmaktan çıktı.

"Yamuk kenar" yapı tasfiye edilince, Osmanlıya yeniden merhaba o zaman... :)
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Ergün abinin çoğu yazısı bunun gibi ümit ve heyecan verici...

Alıntıya gelince...

Demek ki oyun başkaymış. Uçağımız düşürüldüğünde Suriye'ye girmeliyiz demiştik. Sonradan, gelişen olaylarla beraber; Erdoğan, orduya ve cemaate güvenemiyor ve Suriye'ye fiilen o yüzden girmiyor diye tahminde bulunmuştuk.

Artık tahmin olmaktan çıktı.

"Yamuk kenar" yapı tasfiye edilince, Osmanlıya yeniden merhaba o zaman... :)

eski Erdoğan'ı çok arayacaklar diye o yüzden söylüyoruz...

1.Malikinin defteri dürülecek

2.Esed'in defteri dürülecek

3.Suud'un defteri dürülecek

4.Sisi'nin defteri dürülecek...

Onlar "uzun adama" ömür biçmişler havalarını alacaklar...Biz yaz sonuna kadar nisandan sonra bunların hepsinin bertaraf edildiğini göreceğiz...
 

levent48

Kıdemli Üye
Katılım
12 Şub 2012
Mesajlar
3,518
Tepkime puanı
142
Puanları
0
Obama yanınızda mı?
Elbette! Zaten başka seçenekleri yok! Bölge bizim olacak! Bütün işleyiş bizden sorulacak! Geçtiğimiz günlerde İran için kazan kaldıran Yahudi kuruluşu AIPAC "Siz karışamazsınız!" diye Obama'dan fırça yedi! Çünkü İngilizler, Yahudiler ve Amerikalılar üzerinden hem bizi hem bölgeyi yönetmeyi başardılar şimdiye kadar!
Ama Ankara'daki uyanış Obama'yı da kendine getirdi! Ya bizimle olacaklar ya bizimle... Türkiye ilk kez kendine AVRUPA dışından partner buluyor dikkat!


Obama'nın Erdoğan'a çalıştığını teyit etmişler...Gülen'in ses kasetlerini kimin kaydettiğini soruyordu yazar Taha Akyol...
 
Üst